Arap Dili

Arap Dili Arap Dili

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın İsim Ve Künyesini Alma Hakkında ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Ebu Davud Tirmizi

Başlık: İSİM VE KÜNYE BÖLÜMÜ

Konu: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın İsim Ve Künyesini Alma Hakkında
Ravi: Muhammed İbnu’l-Hanife
Hadisin Arapçası:

وعن محمد بن الحنيفة عن أبيه رضى اللّهُ عنهما قال: ]قلْتُ يَارسُولَ اللّهِ: أرَأَيْتَ إنْ وُلِدَ لِى بعدكَ ولدٌ أَأُسَمِّىهِ باسمِكَ وأُكنيهِ بكُنيتِكَ؟ قال نعمْ[. أخرجه أبو داود وهذا لفظه والترمذى وصححه، وزَادَ فيه قال: فكانتْ رخصةً لى .

Hadisin Anlamı:

Muhammed İbnu’l-Hanife, babasından (Allah her ikisinden de razı olsun) anlatıyor: “Hazreti Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’e sordum: “Ey Allah’ın Resûlü, sizden sonra bir oğlum olduğu takdirde, sizin isminizle isimlendirebilir, künyenizle de künyelendirebilir miyim, ne dersiniz?” Bana “Evet” buyurdular.

Kaynak: Buhârî, Edeb: 105, 106, 109, Menâkıb: 20; Müslim, Adâb: 2, (2133); Ebu Dâvud, Edeb: 74 (4965); Tirmizî, Edeb: 68, (2845);

Türkiye Türkçesindeki Arapça Alıntı Kelimelerde Ünlü Uyumsuzlukları

Türkiye Türkçesindeki Arapça Alıntı
Kelimelerde Ünlü Uyumsuzlukları
Vowel Disharmony in Arabic Loan Words in Turkish
Hilal Oytun ALTUN*

ÖZET
Alıntı kelimeler alıcı dilin ses yapısına göre şekillenmektedir ve Arapça alıntı
kelimelerdeki sesler de Türkiye Türkçesinin ses yapısına uydurulmaktadır. Arapça alıntı
kelimelerin bir kısmı Türkçenin ünlü uyumlarına uygun hâle getirilmekte, bir kısmı bu
uyumlara uydurulmamaktadır. Ünlü aykırılaşmalarının tamamını açıklamak şu anki
bilgilerimizle mümkün görünmemektedir. Ancak bazı artlık-önlük (kalınlık-incelik)
uyumu bakımından aykırılaşmalara ön damak, art damak, yan (lateral) ünsüzlerle uzun
ünlünün sebep olduğu gözlemlenmektedir. Düzlük-yuvarlaklık bakımından
aykırılaşmanın sebebi ise dudak ünsüzleridir. Arapça alıntı kelimelerdeki ünlülerin
durumu, Türkçede ünlü-ünsüz uyumunun kalınlık-incelik uyumundan daha öncelikli
olduğunu göstermektedir.

ANAHTAR KELİMELER

MEHMED RÂŞİD EFENDİ’NİN, “NAZÎDE” KASİDESİNİN, ESKİ TÜRK, ARAP VE ACEM KÜLTÜR TARİHİNDEN TAŞIDIĞI İZLER

A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 39, Erzurum 2009
Prof. Dr. Hüseyin AYAN Özel Sayısı
       ~ 587 ~ 
MEHMED RÂŞİD EFENDİ’NİN, “NAZÎDE” KASİDESİNİN, ESKİ
TÜRK, ARAP VE ACEM KÜLTÜR TARİHİNDEN TAŞIDIĞI İZLER*
The Prints Which Brought From The Old Turkish, Arabic Culture History
Of Mehmed Raşid Gentelman’s “Nazide” Qasida
Dr. Kaşif YILMAZ**
ÖZ
Yazımıza Râşid Efendi’yi kısaca tanıttıktan sonra, şâirin bu kasideyle
ne yapmak istediğini söylediği girizgâh (konuya geçiş beyti) beyti ile
başlayıp, medhiyye bölümünden; peygamberlerden ve peygamberimizden,
dört halifeden, sahabelerden ve peygamberimizin kızı, Hz. Ali’nin hanımı
Hz. Fâtıma’dan bahseden 5. 6. 7. 8. 9. 10. beyitler ele alındı.
Yine kasidenin medhiyye bölümünden; Osmanlı’dan, Osmanlı
Padişahı’nın tutumundan, Ziyâ Paşa’nın Kıbrıs Mutasarrıflığına
tayininden bahseden 11. 14. 15. beyitler incelendi.
Aynı bölümden Arap kültür tarihinden bahseden 17. 18. 19. beyitler

GÜNEYDOĞU VE DOĞU ANADOLU ÇEVRESİNDE ARAPÇA, KÜRTÇE, ZAZACA MEVLİDLER VE MÜZİKAL OLARAK İCRA EDİLİŞ TARZLARI

Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2013, Cilt: XVII, Sayı: 2
C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi
2013, Cilt: XVII, Sayı: 2 Sayfa: 209-236
GÜNEYDOĞU VE DOĞU ANADOLU ÇEVRESİNDE ARAPÇA,
KÜRTÇE, ZAZACA MEVLİDLER VE MÜZİKAL OLARAK İCRA
EDİLİŞ TARZLARI
Mehmet TIRAŞCI*
Özet
Günümüz İslam dünyasında icrâ edilen en önemli dinî ritüellerden
biri mevlidlerdir. Hemen her İslam toplumunda bir gerçeklik olarak
varlığını sürdüren bu mevlidler üzerinde birçok araştırma yapılmasına
rağmen, ülkemizin doğusunda bulunan mevlidler ciddi bir bilinmezlik
içerisindedir. Son iki yıldır Güneydoğu ve Doğu Anadolu
bölgesinde yaptığımız araştırmalar neticesinde, özellikle son yıllarda
çok sayıda mevlid yazıldığını ve icra edildiğini öğrendik. Bunlardan
tespit ettiğimiz kadarıyla Türkçe’den başka dillerde icra
edilmekte olan mevlidler, yirmisi Kürtçe, altısı Zazaca ve biri
Arapça olmak üzere toplamda yirmi yedi kadardır. Bu makalemizde,

دروس في اللغة العربية - قواعد اللغة العربية

”دروس في اللغة العربية - قواعد اللغة العربية“

الدرس الاول: الكلمة
الكلمة: تُقسم الكلمة(اي الكلام) في اللغة العربية إلى ثلاثة اقسام:
أولا: الاسم، وهو ما دل على مسمى انسان مثل: خالد, اوحيوان مثل: حصان,اوجماد مثل: حجر. وعلامته ان يقبل التنوين مثل: خالدٌ أو (ال التعريف) مثل الحصان أو حرف الجر مثل: ما يأتيهم مِنْ ذِكْرٍ من ربهم.
ثانيا: الفعل، وهو ما دل على حَدَثٍ مُقْترنٍ بزمان مثل: زَرَعَ, يَزْرَعُ, ازْرَعْ، وعلامته أن يقبل دخول (قد) أو(السين) أو (سوف) أوتاء التأنيث أونون التوكيد مثل: "قد كان في قصصهم آية", "سوف يَأْتي الله بقوم يحبُّهم ويحبُّونه", "سندخلهم جناتٍ تجري من تحتها الانهار", "جائَتْهم رسلهم بالبينات", "لنبدلَنََّهم من بعد خوفهم امنا".
ثالثا:الحرف، وهو ما دل على معنى في غيره مثل مِنْ, عَنْ، إلى, في, عَلى, لَمْ: "وما مِنْ دابة في الأرض إلا على الله رزقها", "إلى جنات الخلد", "عن اليمينِ وعن الشمالِ".
وسنحاول إن شاء الله في الدروس القادمة أن نتعرف إلى هذه الأنواع الثلاثة بالتفصيل, أقسامها, والمبني والمعرب منها.




”دروس في اللغة العربية - قواعد اللغة العربية“

TANZİMAT’TAN CUMHURİYET’E KADAR OLAN DÖNEMDE RÜŞDİYE, İDADİ VE SULTANİ MEKTEPLERİNDEKİ ARAPÇA DERSLERİNİN YABANCI DİL ÖĞRETİMİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİL

313
Öz
Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra Osmanlı İmparatorluğu yöneticileri, devleti
oluşturan birçok kurumda ıslahat çalışmalarına başlamışlardır. Bu önemli reform hamlelerinden
biri de eğitim alanında olmuştur. Mevcut okulların öğretim sitemlerinde yeni
düzenlemelere gidilirken, İmparatorluğun birçok yerinde rüşdiye, idadî sultanîler ve darulmuallimîn
gibi genel eğitim veren yeni okullar ile güzel sanatlar, veterinerlik gibi meslek
okulları açılmıştır. Bu okulların hemen hemen hepsinde yabancı dil olarak Arapça ve
Farsçanın öğretimi yapılmıştır. Tanzimat ile başlayan yeni okullaşma sürecinde açılan
okullarda medreselerde uygulanan kitap geçme usûlü değiştirilerek yerine haftalık programında
her ders için tayin edilen belirli saatlerde derslerin öğretimi gerçekleştirilmiştir.
Arapça, Farsça ve diğer yabancı dillerin öğretiminde yeni yöntemler uygulanmaya baş-
lanmıştır.
Bu makalede Tanzimat'ın ilanından II. Meşrutiyet'in sonuna kadar olan dönemde, eğitim

Nahiv Öğretim Metotları ve İbn Haldun’un Görüşüyle İlişkileri

SİİRT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ • CİLT: 2 • SAYI 2 • s. 167-182
Nahiv Öğretim Metotları
ve İbn Haldun’un Görüşüyle İlişkileri*
Belhayr ŞANÎN**
Şahin ŞİMŞEK***
Nahiv kuralları, Arapçayı öğrenmede en önemli aşama- lardan biri olarak kabul edilir. İbn Haldun:“Arapçayı
öğrenmenin dört temeli vardır; Bunlar, lügat, nahiv, belagat ve edebiyattır. Ancak anlaşılan o ki bunların en önemlisi
ve en önde geleni nahivdir. Zira nahiv ilmi sayesinde ifadenin asıl amacı ortaya çıkmakta ve fâil mef ’ulden, mübtedâ da
haberden ayırt edilebilmektedir. Eğer nahiv olmasaydı sözün
asıl amacı bilinmeyecekti.1 diyerek nahiv kurallarını, dil bilimlerinin ilk sıralarına yerleştirmektedir.
* Bu makale, “Turukutedrîsi’l-kavâidi’n-nahviyye ve alâkatuhâbifikri İbn
Haldun” adıyla Mecelletu’l-Eser, Yıl 2012, Sayı, 13, Sayfa, 116-129 da yayımlanan makalenin tercümesidir.
** Câmiatu Kâsidî Mirbâh Varkala, Cezayir.

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ ARAPÇA HAZIRLIK SINIFI ÖĞRENCİLERİNİN YABANCI DİL YETKİNLİK BEKLENTİSİ ve YABANCI DİL ÖĞRENME KAYGISI

İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 17:2 (2012), SS.191-211
İLÂHİYAT FAKÜLTESİ ARAPÇA HAZIRLIK SINIFI
ÖĞRENCİLERİNİN YABANCI DİL YETKİNLİK BEKLENTİSİ ve
YABANCI DİL ÖĞRENME KAYGISI
-Hitit Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Örneği-
Adem KORUKCU
H. Yusuf ACUNER
Öz
Bu çalışmada, İlâhiyat Fakültelerinin hazırlık sınıflarında verilen Arapça eğitimi tartışılmıştır.
Araştırmaya katılan hazırlık sınıfı öğrencilerinin “Yabancı Dil Yetkinlik Beklentisi” ve “Yabancı
Dil Öğrenme Kaygısı” düzeyleri çeşitli değişkenler açısından incelenmiştir. Araştırmadan elde
edilen sonuçlara göre, öğrencilerin öğrenim gördükleri program türü ve lise öğreniminde
Arapça dersindeki akademik başarıları ile “Yabancı Dil Yetkinlik Beklentisi” arasında anlamlı
bir fark bulunmuştur. Aynı şekilde lise öğrenimi sırasında Arapça dersindeki akademik
başarıları, Arapçayı zor ya da kolay bir ders olarak değerlendirmeleri ve Arapça öğrenmek için

"...yi tercih ettim" - “فضّلتُ أن”

فَضَّلْتُ أَنْ“

تعبير ”فَضَّلْتُ أَنْ“ مهم جدا في المحادثة والترجمة، ولذا استخدم هذا التعبير في الأمثلة واطلب من الدارسين أن يستخدم هذا التعبير في جملة مختلفة من عنده، حتي نستفيد منها جميعا، وشكرا للجميع،...

”فَضَّلْتُ أَنْ“ kalıbının kullanımına örnek cümleler:

١- شَعَرْتُ بِالتَّعَبِ فَفَضَّلْتُ أَنْ أَنَامَ قَلِيلاً.
٢- سَافَرْتُ إِلَى الإِسْكَنْدَرِيَّةِ فِي عَمَلٍ وَفَضَّلْتُ أَنْ أَبْقِيَ هُنَاكَ يَوْمَيْنِ لِلرَّاحَةِ.
٣- رَكِبْتُ القِطَارَ فِي ذِهَابِي إِلَى القَاهِرَةِ، لَكِنِّي فَضَّلْتُ أَنْ أَعُودَ بِالحَافِلَةِ.
1- Yoruldum ve biraz uyumayı tercih ettim.

2- İş için İskenderiye’ye gittim ve dinlenmek için iki gün orada kalmayı tercih ettim.

3- Kahire’ye gitmek için trene bindim, ancak otobüs ile dönmeyi tercih ettim.

”فَضَّلْتُ أَنْ“ kalıbına dikkat edin lütfen!

Arkadaşlar, sizlerde bu kalıbın kullanımı aşağıdaki cümlelerden öğrendikten sonra ilave örnek cümleler oluşturarak tercümesini yapabilirsiniz.

وزارة التخطيط.. هل تسمعنى - سهير جودة

سهير جودة

وزارة التخطيط.. هل تسمعنى

"...e ihtiyaç yok, ...e gerek yok"

لاَ حَاجَةَ لِـ...

‘لاَ حَاجَةَ لِـ...’ tabiri tercüme çalışmalarında ve günlük konuşmalarda sıklıkla karşınıza çıkabilecek bir yapıdır. Bu yapının tam olarak yerleşmesi için aşağıdaki örnekleri yazarak çalışmanızı ve kendi cümlelerinizi kurmanızı tavsiye ederiz.

مَعِي نُقُودٌ كَثِيرَةٌ لاَ حَاجَةَ لِنُقُودٍ أُخْرَى

Bende çok para var, başka paraya ihtiyaç yok/ihtiyaç duymuyorum

عِنْدِي أكْثَرُ مِن كِتَابٍ فِي القَوَاعِدِ لاَ حَاجَةَ لِكُتُبٍ أُخْرَى

Dil bilgisi ile ilgili birçok kitabım var, başka kitaplara ihtiyaç yok/ihtiyaç duymuyorum.

مَعِي هَاتِفُ المُسْتَشْفَى لاَ حَاجَةَ لِلْعُنْوَانِ

Hastanenin telefonu bende var, adrese gerek yok/gereksinim duymuyorum.
”لاَ حَجَةَ لِـ“ kalıbına dikkat edin lütfen!

Arkadaşlar, sizlerde bu kalıbın kullanımı aşağıdaki cümlelerden öğrendikten sonra ilave cümleler oluşturarak tercümesini yapabilirsiniz.

Cümlelerinizi oluştururken fiilleri, özneleri değiştirerek, çoğul, eril dişil kiplerde kullanmayı deneyebilirsiniz.

Tek Dilli ve Đki Dilli Sözlükler (Arapça-Türkçe)

Tek Dilli ve Đki Dilli Sözlükler (Arapça-Türkçe)
Yrd. Doç. Dr. Ferhat YILMAZ*
Doç. Dr. Tahsin DELĐÇAY∗∗
Atıf / ©- Yılmaz, F- Deliçay, T. (2011). Tek Dilli ve Đki Dilli Sözlükler (Arapça-Türkçe), Çukurova
Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Dergisi 11 (2), 63-85.
Özet- Bu çalışmada Arapçadan-Arapçaya ve Arapçadan-Türkçeye tek dilli ve iki dilli sözlüklerin
tanıtımı ele alınmıştır. Arapça sözlüklerin ortaya çıkışı ve geçirdiği dönemlere temas edilmiştir.
Arapçadan-Arapçaya sözlüklerin tasnifi yapılmış ve sözlükler bu başlıklar altında incelenmiştir.
Ayrıca Arapçadan-Türkçeye sözlükler ele alınmıştır.
Anahtar Kelimeler- Sözlük, lügat, kâmus, mu‘cem, sözlük bilim, Arapça, Türkçe.
§§§
Giriş
Cahiliye döneminde Arapların sözlük telifi ile uğraştıklarına dair herhangi bir bilgi
yoktur. Sözlükçülüğe dair ilk çalışmalar Đslamî dönemde Kur’ân-ı Kerim ve hadis-i şerifleri
anlama gayretiyle başlamıştır. Kur’ân’da garip, nadir ve anlamı Araplara yabancı gelen pek

Mazi Meçhul قرئ Çekimi - geçmiş zaman edilgen

Mazi Meçhul قرئ Çekimi - geçmiş zaman edilgen

قُرِئَ - قُرِئَا - قُرِئُوا



قُرِئَتْ - قُرِئَتَا - قُرِئْنَ



قُرِئْتَ - قُرِئْتُمَا - قُرِئْتُمْ



قُرِئْتِ - قُرِئْتُمَا - قُرِئْتُنَّ



قُرِئْتُ - قُرِئْنَا - قُرِئْنَا

XVHI. YÜZYILDA GRERÇEDEN YAPILA N TERCÜMELER V E ES'AD EFENDl'Nl N FİZİKA TERCÜMESİ ÜZERÎNE BAZI TESPİTLER

XVHI. YÜZYILDA GRERÇEDEN YAPILA N TERCÜMELER V E
ES'AD EFENDl'Nl N FİZİKA TERCÜMESİ ÜZERÎNE
BAZI TESPİTLER
Mahmut Kaya
Giri§ :
Hiç şüphesiz fıtratta tekâmül esastır.Her canlı kendi hayat
vetiresi içinde değişerek geüşir. Bu genel prensip canlılar için olduğu
kadar toplumlar için de geçerlidir. Inaan topluluklarının tekâmülünde
ve medeniyetlerin kurulup gelişmesinde rol oynayan en
önemli faktör doğal çevre, ondan da önemlisi- her ne şekilde olursa
olsun- toplumlar arasındaki etkileşimdir. Zira ferd olarak insan
kendi kendine yeterli olamadığı gitti toplumlar da kendi kendilerine
yeterli değillerdir. Her şeyi kendinde arayan kapalı bir toplum ve
bütün etkilere kapısını açmasını bilmeyen bir millet yeni birşey yaratamaz.
Dolayısıyla tarihte görülen medeniyetlerin büyüklük ve
sürekliliği ilim, fikir ve sanat hareketlerine, yapıcı ve yaratıcı etkilere
açık olmalarıyla doğru orantılıdır. Bu gerçekten hareketle denebilir

Önemli Arapça Notları..

MÜZARİ MALUM

يَفْعُلُ kalıbında bulunan يَكْتُبُ muzari filin çekimi şöyledir:

جَمْعٌ Çoğul
تَثْنِيَةٌ İkil
مُفْرَدٌ Tekil


يَكْتُبُونَ
يَكْتُبَانِ
يَكْتُبُ
مُذَكَّرٌ Eril
غَائِبٌ

يَكْتُبْنَ
تَكْتُبَانِ
تَكْتُبُ
مُؤَنَّثٌ Dişil

تَكْتُبُونَ
تَكْتُبَانِ
تَكْتُبُ
مُذَكَّرٌ Eril
مُخَاطَبٌ

تَكْتُبْنَ
تَكْتُبَانِ
تَكْتُبِينَ
مُؤَنَّثٌ Dişil

نَكْتُبُ

اَكْتُبُ

مُتَكَلِّمٌ


يَفْعِلُ kalıbında bulunan يَغْسِلُ muzari filin çekimi şöyledir:

جَمْعٌ Çoğul
تَثْنِيَةٌ İkil
مُفْرَدٌ Tekil



يَغْسِلُونَ
يَغْسِلاَنِ
يَغْسِلُ
مُذَكَّرٌ Eril
غَائِبٌ

يَغْسِلْنَ
تَغْسِلاَنِ
تَغْسِلُ
مُؤَنَّثٌ Dişil

تَغْسِلُونَ
تَغْسِلاَنِ
تَغْسِلُ
مُذَكَّرٌ Eril
مُخَاطَبٌ

تَغْسِلْنَ
تَغْسِلاَنِ
تَغْسِلِينَ
مُؤَنَّثٌ Dişil

نَغْسِلُ

اَغْسِلُ

مُتَكَلِّمٌ


يَفْعَلُ kalıbında bulunan يَعْلَمُ muzari filin çekimi şöyledir:

جَمْعٌ Çoğul
تَثْنِيَةٌ İkil
مُفْرَدٌ Tekil



يَعْلَمُونَ
يَعْلَمَانِ
يَعْلَمُ
مُذَكَّرٌ Eril