Arap Dili
Arap Dili Arap Dili
Muhtelif Nev’de Hadisler ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Müslim
Başlık: İLAVELER BÖLÜMÜ
Konu: Muhtelif Nev’de Hadisler
Ravi: Ebu Hüreyre
Hadisin Arapçası:
وعنه رَضِيَ اللّهُ عَنه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: لَيْسَتِ السُّنَّةُ بِأنْ َ تُمْطَرُوا، وَلَكِنِ السُّنَّةُ أنْ تُمْطَرُوا وَتُمْطَرُوا وََ تُنْبِتُ ا‘رْضُ شَيْئاً[. أخرجه مسلم .
Hadisin Anlamı:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: “(Kıtlık) senesi, yağmurun yağmadığı (sene) değildir. Asıl kıtlık senesi, yağmur bol bol yağdığı halde yerin hiç birşey bitirmediği senedir.”
Kaynak: Müslim, Fiten 44, (2904)
Zemahşerî’nin Mukaddimet’ül-Edeb’inde Kur’ân’la İlgili Terimler
T.C.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ
Cilt: 20, Sayı: 2, 2011
s. 191-207
Zemahşerî’nin Mukaddimet’ül-Edeb’inde Kur’ân’la
İlgili Terimler
Rahman İLMAMEDOV
Özet
Bu makalede Zemahşerî’nin Mukaddimetü’l-Edeb adlı eserinde
Kur’ân’la ilgili geçen kelimeler üzerinde durulacaktır. Ayrıca bu
kelimeler, Mukaddimetü’l-Edeb’in elimizde olan diğer
nüshalarındaki varyantlarıyla -ki buna Harizm Türkçesi ile
yazılmış bazı kaynaklar da dâhildir- mukayese edilerek bilgi
sunulacaktır. Burada Kur’ân’ın, mushaf, furkan vs. gibi diğer
isimleri de değerlendirilecektir. Ancak bu değerlendirme Kur’ân’ın
Arapçadaki eş anlamlı kelimeleri ile değil, sadece Türkçe
nüshalarında olanları ile sınırlı olacaktır.
Abstract
The Terms Related to the Qu’ran in Zemahshari’s
Muqaddimatu’l-Edeb
İn this essay we will discuss upon the words related to the
Qur’an in Zemahshari’s Muqaddimatu’l- Edeb. Also we will try to
present these terms in a comparative sense with the other copies
Arapça - Türkçe Sözlük
Arapça Türkçe ulaşabileceğiniz çok güzel sözlük
https://arapca.cagdassozluk.com/artr-kamus.html
Ayrıca sözlük sayfasında ingilizce, rusca ve fransızca dilleri ile de karşılaştırma yapabilme seçeneği var
Mukaddime Adlı Eseri Çerçevesinde İbn Haldûn’un Dil Teorisi*
Mukaddime Adlı Eseri Çerçevesinde
İbn Haldûn’un Dil Teorisi*
Ramazan DEMİR**
Abstract
Muqaddimah, which is a milestone of the history of Islamic culture, written by the worldwide
known Muslim scholar and historian Ibn Khaldun, includes encyclopedic information about
Islamic sciences. He has assigned a wide space on sciences concerning the Arabic language in
the last chapter of this book. Thus, in this article; his understanding of language, his assessments regarding the sciences on the Arabic Language and the theory of language faculty will
be examined in the context of Muqaddimah.
Key Words: Ibn Khaldun, Muqaddimah, language, language faculty, syntax, lexicon, eloquence, literature.
Anahtar Kelimeler: İbn Haldûn, el-Mukaddime, dil, dil melekesi, nahiv, lügat, beyân, edebiyat.
İktibas / Citation: Ramazan Demir, “Mukaddime Adlı Eseri Çerçevesinde İbn Haldûn’un Dil
Teorisi”, Usûl, 11 (2009/1), 95 - 116.
I. Giriş
Alış-Verişte Ve İkalede Kolaylık ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Tirmizi
Başlık: BEY (ALIM-SATIM) BÖLÜMÜ
Konu: Alış-Verişte Ve İkalede Kolaylık
Ravi: Tirmizi
Hadisin Arapçası:
وعند الترمذى: ]غَفَرَ اللّهُ لرجلٍ كانَ قبلَكُمْ: سَهً إذَا باعَ، سَهًْ إذا اشْتَرَى، سَهًْ إذا اقْتَضَى[ .
Hadisin Anlamı:
Tirmizî’nin rivayeti şöyledir: “Allah, sizden önce yaşamış olan bir kimseye rahmetiyle muamele etti. Çünkü bu adam satınca kolaylık gösterir, satın alınca kolaylık gösterir, alacağını isteyince (kabalık ve sertlik değil, anlayış ve) kolaylık gösterirdi.”
Kaynak: Tirmizî, Büyû: 75. (1320);
"Arap Dilinde Edatlar" الأدوات في اللغة العربية
Önünde أَمَامَ
Arkasındaخَلْفَ
Üstünde عَلَى
Altında تَحْتَ
İçinde فِي
…ye, ya, e, aإِلَى
Üzerindeفَوْقَ
Yanında عِنْدَ
Beraber مَعَ
İle بِ....
Ve وَ
Veya, yada أَوْ
Ve, takiben فَ....
Sonra بَعْدَ
Önce قَبْلَ
Daha sonra ثُمَّ
Gibi كَمَا
Gibi كَ...
İçin لِ
İki fiili cezm eden Şart Edatlar:
1- مَنْ Kim çok okursa bilgisi artar معرفته من يقرأ كثيرا تزدد
2- مَاNe iyilik yaparsanız Allah onu bilir ماتفعلوا من خير يعلمه الله
3- إِنْOkursan anlarsın ان تقرأ تفهم
4- إِذْمَاKoşarsan yorulursun اذما تجر تتعب
5- مَهْمَاNe yaparsan onu bulursun مهما تفعل افعل
6- مَتَىNe zaman yalan söylersen hor görülürsün متى تكذب تحقر
7- أَيَّانَOndan ne zaman yardım istersen sana yardım eder أيان تستنجد به ينجدك
8- أَيّKimi sayarsan sayarım أيا تحترماحترم
9- أَيْنَNerede olursanız olun ölüm size erişir اين ما تكونوا يدرككمالموت
10- أَنِّيNereye gidersen giderim أنى تذهب أذهب
İbni Haldun’un Mukaddime’sinde Kur’an İlimleri ve Tefsir Usulü
İbni Haldun’un Mukaddime’sinde
Kur’an İlimleri ve Tefsir Usulü
Gıyasettin ARSLAN*
The Sciences of The Quran and Interpretation Method in Ibn Khaldun’s
Muqaddima
Ibn Khaldun is a genius in History, Social philosophy, Civilization and Politic science.
Therewithal he mentioned about Interpretation, Hadith, Rethoric, Islamic Mysticism
and Teology etc in religious subjects in his book called Muqaddima. He is quite succesful at commentaring verses on social life, economy and civilization. But in this article,
while, we are going to deal on his opinion about the Interpretation Method and Quranic
Sciences. After evaluating them we are going to try to have a conclusion.
Key Words: Ibn Khaldun, Quran, Arabic Language, Interpretation Method.
Anahtar Kelimeler: İbn Haldun, Kuran, Arap Dili, Tefsir Usulü.
İktibas / Citation: Gıyasettin Arslan, “İbni Haldun'un Mukaddime'sinde Kur'an İlimleri
ve Tefsir Usulü”, Usûl, 8 (2007/2), 71 - 108.
Giriş
"...dığında, ...yaparsa, ...yapınca" - "إذا"
"...dığında, ...yaparsa, ...yapınca" - "إِذَا"
"إِذَا" kalıbı için örnek cümle:
الحُرُّ عَبْدٌ إِذَا طَمَعَ وَالعَبْدُ حُرٌّ إِذَا قَنَعَ
Hür, tamahkar ise köle, köle de kanaatkarsa hürdür.
إِذَا نَظَرْنَا إِلَى ظُرُوفِنَا لَنْ نَسْتَطِيعَ شِرَاءَ هَذِهِ الدَّرَّاجَةَ
Şartlarımıza bakarsak, bu bisikleti asla satın alamayız.
Not: Burada şuna dikkat etmek gerekir; "Bakarsak" olarak çevirdiğimiz kelime grubu إِذَا نَظَرْنَا aslında إِذَا نَنْظُرُ şeklinde muzarimsi geniş anlam düşünülesi gibi oluyor. Ancak burada mazi نَظَرْنَا fiilin başına إِذَا bağlacı geldiğinden geniş zaman gibi bir anlam kazandırıyor.
Örneklere devam edelim;
إِذَا نَظَرْنَا إِلَى شَرَائِطِ بِلاَدِنَا فَعَلَيْكَ أنْ تِقِيمَ خِدْمَةِ العَسْكَرِيَّةِ، لأَنَّ قِلَّ قُوَّةِ العَسْكَرِيَّةِ تِضِرُّ إِلَى دِفَاعِ البِلاَدِ
Ülkemizin şartlarına bakarsak senin askerlik hizmetini yapman gerekir. Çünkü askeri kuvvetin zayıflığı ülkenin savunmasına zarar verir.
KUR'AN'DA "ZEVC" KELİMESİ VE TÜRKÇE'YE ÇEVİRİ SORUNU
EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 Sayı: 17 (Güz 2003)-------
KUR'AN'DA "ZEVC" KELİMESİ VE
TÜRKÇE'YE ÇEVİRİ SORUNU
49
~ '".;... .
Mevlüt ERTEN (1i;)
Özet
Her dilde olduğu gibi Arapça'da da, dolayısıyla Kur'an da çeşitlimanalarda kullamlan
çokanlamlı kelimelerin bulunduğu bir gerçektir. Bunlarlll cümle içerisinde hangi anlam
da kullamldığı ancak bağ/amlarmdan anlaşılabilmektedir. Bu husus çevirilerde de önem
arzetmektedir. Bilhassa çevirifen metin, bir kutsal kitap olan Kur 'an olunca çok anlamlı kelimelerin
bağiamma dikkat edilmesi çok daha hayati bir önem arzetmektedir.Bu yazıda,
kullamldığı bağiamın doğru tespit edilmemesi ve dolayısıylada farklı anlamları gözardı
edilerek Arapça'daki belirli anlamları dikkate almarak Türkçe'ye çevirifen zevc kelimesini
ele aldık. Zevc kelimesi, Kur'an da çok kullamlan kelimelerden birisidir. Kur'an'm
Türkçe çevirilerinde bu kelimenin Kur'an'da kullamldığı diğer anlamları dikkate atmmadan
Marife - Nekira
Marife - Nekira
Arapçada isimler المعرفة (belirli) ve النكرة (belirsiz) olmak üzere ikiye ayrılır. Şimdi aşağıdaki tabloyu inceleyelim.
الاسم
المعرفة
النكرة
1. Özel isimler
رجب
Recep
فاطمة
Fatıme
2. başında ال takısı olan isimler
Başında ال takısı olmayan isimler
الكتاب
Kitap
كتاب
(herhangi bir) kitap
التلميذة
Öğrenci (bayan)
تلميذة
Herhangi bir kız öğrenci
المعرفة :
1. Özel isimler
2. Başında ال takısı olan isimler.
النكرة: Başında ال takısı olmayan isimler.
اَلْكِتَابُ
Kitap
كِتَابٌ
Herhangi bir kitap
اَلْمُدَرِّسُ
Öğretmen (erkek)
مُدَرِّسٌ
Herhangi bir öğretmen (erkek)
اَلْمُدَرِّسَةُ
Öğretmen (bayan)
مُدَرِّسَةٌ
Herhangi bir öğretmen (bayan)
* Bir ismi marife yapınca (yani başındaki ال takısını kaldırınca) kelimenin son harekesi iki ötre olur.
MARİFE VE NEKRE
Marife (Belirli): Belirli bir şey için konulmuş isimdir.
Nekre (Belirsiz): Belirsiz bir şey için konulmuş isimdir.
- ARAP MEDENİYETİNİN KÖKENİ-
- ARAP MEDENİYETİNİN KÖKENİ-
çev: Doç. Dr. Münir ATALAR *
AÇIKLAMA
Bu yazımızda, Bağdat Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih
Bölümü Yüksek Araştırmalar Profesö~, Irak İlmi Araştırma Kurumu üyesi ve Şam-Arap Dili Kurumu Uyesi, Dr. Naci Ma'ruf tarafından kaleme alınan el-Asaletü el-Hadtlratü el-Arabiyyeti isimli
beşyüz sayfalık Arapça te'lif eser (Beyrut-Lübnan, 1975, Sakafe
Yayınevi, gözden geçirilmiş, Have1i, 3. baskı) in, "Giriş" bölümü-
ni;in tercümesini vereceğiz. Ancak eserde, Giriş'ten önce yer alan
"Ithaf' kısmının da tercümesini verdikten sonra, bir bütün olarak
Giriş'in tercümesine geçeceğiz.
Tercümemiz sırasında, yazara katılamadığımız bazı hususlarda,
yeri geldiğinde dip notlarımızda işaret edilecektir. Orijinal.in sayfa
numaraları tercüme metnin sol tarafında satır başlarında gösterilmiştir.
s.5 - İnsanları karanlıktan aydınlığa çıkaran insanlığın elçisi, beşeriyetin yol göstericisi, insanın insan olduğunu ve insanın insanlığı-
ARAPÇA’DA MÜREKKEB HARFLER
bilimname, XXIII, 2012/2, 35-50
ARAPÇA’DA MÜREKKEB HARFLER
Ali YILMAZ
Yrd. Doç. Dr., Cumhuriyet Ü. İlahiyat F.
aliyilmaz58@gmail.com
Özet
Sözlüklerde harf, bir şeyin yanı kenarı şeklinde
geçer. Istılah olarak ise harf “Bir alfabeyi meydana
getiren ve okuyup yazmayı sağlayan işaretlerden her
birisidir” şeklinde tarif edilmektedir. Mürekkeb harfler
Arapçada sıkça kullanılmaktadır. Mürekkeb harfler,
önceden kendilerine ait bir manası olsun veya olmasın
harflerin birleşmesinden sonra yeni bir anlam kazanırlar.
Bu harflerin bazıları cümle başında kullanılırken bazıları
da cümle içinde kullanılırlar.
Anahtar kelimeler: Gramer, Harf, Mürekkeb
harfler.
COMPOUND PREPOSITIONS IN ARABIC
Abstract:
In the dictionaries letter is described as well as the
edge of one thing. In the tradition usage the letter: Signs
which read and write the alphabet. These letters are
often used in Arabic Language. These letters carry a new
Arapça'da Hal ve Türleri
HAL
Hal, fiil olurken, failin, mefulun veya her ikisinin durumunu gösteren
sözdür. Türkçedeki durum zarfı karşılığıdır. (nasıl?) sorusuna cevap
teşkil eder.
Çocuk koşarak geldi جاء الولد عدوا
Halid binmiş olarak geldi جاء خالد راكبا
Cümlelerindeki son kelimeler hal’dir, failin durumunu göstermektedir.
Hasta sütü soğuk olarak içti شرب المريض الحليب باردا
Mahmudu uyur halde gördüm رايت محمودا نائما
Cümlelerindeki son kelimeler de hal olup mefulun durumunu
göstermektedir.
Meyve olgun olarak yenir تؤكل الفاكهة ناضجة
Su soğuk olarak içilir يشرب الماء باردا
Cümlelerindeki son kelimelerde haldir, naibu failin durumunu
göstermektedir.
Not: bir cümlede, birden fazla hal olabilir.
Tahir binmiş olarak gülerek geldi جاء طاهر راكبا ضاحكا
Çocuk ağlayarak, bağırarak oturdu جلس الطفل باكيا صائحا
Hal sahibine sahibul hal denir, umumiyetle marife olur.
HALİN ÇEŞİTLERİ: hal, yalnız bir kelimeden ibaret olabileceği