Arap Dili
Arap Dili Arap Dili
جيش مصر يثأر فى أقل من 6 ساعات.. «والنحانيح نائمون
دندراوى الهوارى
جيش مصر يثأر فى أقل من 6 ساعات.. «والنحانيح نائمون»
التفكير بصوت مسموع - د. عبد الله بن موسى الطاير
التفكير بصوت مسموع
مستقبل الحكم.. استقراره وقوته
ثلاثة أحداث عظام مرت بها بلادنا خلال الأسبوع الأخير من يناير 2015م، وفاة الملك عبدالله - رحمه الله- ومبايعة خادم الحرمين الشريفين الملك سلمان -أيده الله-، والأمير مقرن حفظه الله وليا للعهد، أما الحدث الثالث فهو تعيين الأمير محمد بن نايف وليا لولي العهد ومبايعته. ولا يقل أهمية تعيين الأمير محمد بن سلمان وزيرا للدفاع ورئيسا للديوان الملكي وهو في هذا العمر - إذا ما قيس العمر بالسنوات- أما إذا قيس بالتجربة فهو منذ ولد وهو في كنف مدرسة الحكم، ولذلك لا تعني السنين الشيء الكثير لخريجي مدرسة الملك سلمان، فإذا أجاز مسؤولا، فذلك يعني أنه أهل للقيام بأعبائها.
TARİHSEL SÜREÇTE ORYANTALİSTLER VE ARAP DİLİ -ORYANTALİST OLGUNUN TARİHÎ KÖKLERİ
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: XVII, Sayı: 32 (Aralık 2015)
TARİHSEL SÜREÇTE ORYANTALİSTLER VE ARAP DİLİ
-ORYANTALİST OLGUNUN TARİHÎ KÖKLERİ-
Yazan: İsmâil AMÂYİRA
Çeviren: Ekrem GÜLŞEN
Giriş
Daha önce yaptığım iki çalışmada Arap dili ve oryantalistler konusuna de-
ğinmiştim.1 Bu çalışmada ise, eşit olarak Doğu ve Batı’nın medeniyet tarihlerinin derinliklerinde, çok yönlü ve geniş olan bu konunun bir başka tarafına,
birbirlerini yanlış anlama sebeplerine değineceğim. Ardından oryantalistlerin Arap diline ilgilerinin tarihsel serüvenini ele alacağım.
1. İslâm ve Batı Medeniyeti Arasındaki İhtilafın Derinliği ve Birbirini
Yanlış Anlama
Kuşkusuz bu yanlış anlama, İslâm dünyası ve Batının -her iki cenahın- sorumluluğunu birlikte taşıdığı bazı sebeplerin sonucunda doğmuştur. Bu
yanlış anlamaya sebep olan pek çok şey zamanla o kadar karmaşık bir hal
Kuran'da Geçen Kelimeler ve Anlamları 3
Nisa Suresi
1- حوبا – حاب – günah
2- نٍحْلة – gönül hoşnutluğu
3- هنٍئ – rahatlıkla, hoşlanarak
4- مري ء – afiyetle
5- أنس – hissetmek
6- بدارا – tez elden , aceleyle
7- سعيرا – alevli ateş
8- حظّ – pay
9- مهين – aşağılayıcı
10- نشز – başkaldırmak(kadının kocasına)
11- مضاجع – yatak
12- سوي – yerle bir etmek
13- عابر – yoldan geçen
14- غاءط – hela, ayak yolu
15- طعْن – saldırmak, dil uzatmak
16- ليّ – eğip bükmek
17- فتيل – kıl
18- نقير - çok az şey, zerre
19- نضج – pişmek, kavrulmak
20- حلف – yemin etmek
21- شجر – çekişme
22- حزر - tedbir
23- بطء - geride kalmak
ARAPÇA ALINTI KELİMELERİN LEZGİ DİLİNDEKİ SES KARŞILIKLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
OMÜİFD| 139 Ondokuz Mayıs Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Dergisi,
2014, sayı: 36, ss. 139‐165.
ARAPÇA ALINTI KELİMELERİN LEZGİ
DİLİNDEKİ SES KARŞILIKLARI ÜZERİNE BİR
DEĞERLENDİRME
AHMET KÖMÜRCÜ
An Evaluation of Borrowed Words in Arabic on the Sound
Equivalents in Lezgi Language
Abstract: Languages have relations with each other and they are also influenced by
each other like people. It is certain that there is no pure language composed
of only their own words and there is no country whose people speak only one
language as well. Language of Lezgi is naturally influenced from other local
languages because it is one of the languages in Dagestan region and there are
many local languages spoken in this area. As a result of this influence, there
are many Arabic words quoted by language of lezgi and these words are still
actively used.In this article, after the historical relations between Arabian and
الانسجام المتكامل بين أردوغان وداود أوغلو - عبد ال
الانسجام المتكامل بين أردوغان وداود أوغلو
الانسجالمكان: المجمع الرئاسي.
كان رئيس الجمهورية رجب طيب أردوغان يتبادل أطراف الحديث مع مجموعة من النواب.
حين قال أحد النواب: "لقد أختارك الشعب. أنت تستحق رئاسة الجمهورية". فشعر أردوغان بالحاجة لتصحيحه فقال:"لا يجب أن نريد ذلك من أجل أنفسنا وأشخاصنا، بل من أجل تركيا."
من هنا ثار الجدل حول موضوع النظام الرئاسي.
لم نتقدم كثيراً في هذا المجال لأن النقاش حول النظام الرئاسي كان دائماً متعلقاً بالأشخاص، منذ أوزال.
لقد أراد أوزال نظاماً رئاسياً يشبه النظام الأمريكي. أما ديميريل المعارض للنظام الرئاسي والذي استمر بالترويج بأن أوزال يريد نظاماً ديكتاتورياً، أصبح هو بنفسه أكثر المدافعين عن النظام الرئاسي بعد أن أصبح رئيساً للجمهورية.
وعلى النقيض فإن رجب طيب أردوغان كان من المدافعين عن النظام الرئاسي منذ أن كان في منصب رئاسة البلدية وحتى الآن. وهو يحافظ على موقفه من خلال تقديمه اقتراحاً إلى لجنة المصالحة الدستورية.
OSMANLI TÜRKÇESİNDE ARA BİÇİM-I: ARAPÇA ve FARSÇA KELİMELER
103
...........
OSMANLI TÜRKÇESİNDE ARA BİÇİM-I: ARAPÇA ve
FARSÇA KELİMELER
Intermediate Forms in Ottoman Turkish-I: Arabic and Persian Words
Yavuz KARTALLIOĞLU*1
Dil Araştırmaları, Bahar 2016/18: 103-124
Öz: Arapça ve Farsça alıntılar Türkçede kullanıldıkları andan itibaren
Türkçeleşme sürecine girerek Türkçenin ses bilgisi kurallarına göre
değişmeye başlar. Türkçeleşme sürecinde alıntıların geçirdiği ara biçim(ler),
Arapça ve Farsça kelimelerin orijinal yazılışları değiştirilmediği için bugüne
kadar açıkça belirlenememiştir. Arapça ve Farsça alıntıların ara biçimleri,
Osmanlı döneminde yaşayıp hem imlayı bilen hem de konuşmayı duyan
ve bu ikisi arasındaki farklılıkları açıkça tespit edebilmiş olan çeviri yazılı
metin yazarlarının eserleri aracılığıyla belirlenebilir. Bu makalede bazı
Arapça ve Farsça alıntıların Türkçeleşme süreçleri sırasıyla orijinal, ara ve
Türkçeleşmiş biçimler olmak üzere takip edilmiş ve ‘ara biçim’ teriminin bir
ALMAN DOĞUBİLİMCİLİĞİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ YARINI1
179
ALMAN DOĞUBİLİMCİLİĞİNİN
DÜNÜ BUGÜNÜ YARINI1
Röportaj: Dr.Zâfir Yûsuf
Arapçadan çeviren: Dr. Eyyüp Tanrıverdi2
Özet:
Bu çalışma Almanya’da Doğu bilim çalışmaları, özellikle Arap dili
araştırmaları konusunda yayınlanmış bilimsel bir röportajın çevirisidir.
Röportaj, Erlangen Üniversitesi öğretim üyesi Hartmut Bobzin tarafından verilmiştir. H.Bobzin, bu vesileyle Alman Doğu bilimciliğinin tarihi
seyrini Avrupa ülkeleri ile karşılaştırmalar yaparak özetle ortaya koymuş,
günümüzde Almanya’da Arap dili araştırmalarının durumunu ve gidişatını
değerlendirmiştir. Okuyucu H.Bobzin’in tecrübelerini ve birikimini içeren
bu metin aracılığıyla Almanya’daki Arap dili araştırmaları hakkında genel
bir fikir edinme imkanı bulacaktır.
Anahtar kavramlar: Almanya, Hartmut Bobzin, Arapça araştırmaları,
Doğu bilim enstitüleri
Arabic Studies in German: Background And Current Stuation
Abstract:
This paper is a Turkish translation of an interview by Zafir Yusuf with
TEVARUD MU? ADAPTASYON MU) NAZIRE Mi? YOKSA iNTi HAL Y ANi "SiRKA T -i �iiR" Mi?
ilmi Ara�tmnalar 7, istanbul 1999
TEVARUD MU? ADAPTASYON MU) NAZIRE Mi?
YOKSA iNTi HAL Y ANi "SiRKA T -i �iiR" Mi?
Osman Fikri SERTKAYA*
Terminoloji iizerine:
Tevariid: Arap<;a vurud isminden ti.iretilen teVt1rud kelimesi edebiyat terimi
olarak "iki �airin birbirinden habersiz olarak aym misra veya beyti soylemeleri"
�eklinde tarif edilmi�tir.1 Ancak bu soylemenin e� zamanh olmas1 gerekrnektedir.
intihal: Arap<;a nahele kokiinden tiiretilen intihiil "ba�kasmm mahm
benimdir diye iddia etme" kelimesi, edebiyat terimi olarak "birinin yazistm veya
�iirini kendisinin gibi gosterme" �eklinde tarif edilmi�tir.2 intihal yapan ki�iye
miintehil denilir.
intihdl ba�kasma ait orijinal bir �eyi kendisine mal etmedir. Bu bir sanat
eseri3, bir yapmm plam vs vs olabilecegi gibi filolojik kelime okuma ve
a<;Iklamalan4 veya bir edebi eser de olabilir.
Giinay Kut'un, "British Museum'daki baZI onemli Tiirk<;e yazmalar ve
Tekid Lamı ve Tekid Nunu
Tekid Lamı ve Tekid Nunu
Manayı kuvvetlendirmek ve pekiştirmek için muzari veya emir fiillerinin başına لَ harfi, sonuna da نَّ (kuvvetli vurgular için) veya نْ (daha hafif vurgular için) harfleri getirilir.
وَاللهِ لَأَنْشُرَنَّ الإِسْلامَ فِي بَلَدِي : Vallahi İslam'ı memleketimde yayacağım.
Muzari Merfu Çekimi;
يَكْتُبُنَّ
يَكْتُبْنَانِّ
تَكْتُبُنَّ
تَكْتُبْنَانِّ
يَكْتُبَانِّ
تَكْتُبَانِّ
تَكْتُبَانِّ
تَكْتُبَانِّ
نَكْتُبَنَّ
يَكْتُبَنَّ
تَكْتُبَنَّ
تَكْتُبَنَّ
تَكْتُبِنَّ
أَكْتُبَنَّ
Muzari Meczum Çekimi; Muzari merfu çekimi ile aynıdır.
لا تَجْلِسَنَّ فِي هذا الكُرْسِيِّ فَإِنَّهُ مَكْسُورٌ : Bu sandalyeye oturma, o kırıktır.
يَا إِخْوَانُ، لا تَخْرُجُنَّ مِنْ الفَصْلِ قَبْلَ السَاعَةِ الوَاحِدَةِ : Kardeşlerim, saat birden önce sınıftan çıkmayın.
يَا زَيْنَبُ، لا تَغْسِلِنَّ ثَوْبَكَ بِهذا الصَابُونِ : Zeynep, elbiseni bu sabunla yıkama.
يا أَخَوَاتُ، لا تَشْرَبْنَانِّ هذا المَاءَ : Kız kardeşler, bu sudan içmeyin.
Arapça Öğretiminde J
M. Ü. İldlıiyaı Fal
Arapça Öğretiminde J
Dr. Muhammed Abdülmun'im HAFACI ..
Çeviri: Dr. Rahmi YARAN ...
Abstract
The rules canceming of Arabic gramrnar, are identifıed with the studies since the first century
of AH. by the scholars in Basra first and Kufe riext and then in Baghdad. These rules
were based on the texts which were narrated by reliable narrators. The precision of a
grammar rule is dependent on the fact that it is compatible with these narrateti texts.
Therefore, w hile the precision of a rule was defended, these old texts are taken into cansicteration
and are called "shahit" (evidence, document).
Firs.tly Abdullah b. Abu Ishak and then Halil and his students studied on the causes (illet)
of the grammar rules. They used the analogy to make the rules. As a result, the language
studies which has in fact a practical objective such as fluent spech starteci to cover a bit
ARAPÇA EĞĠTĠMĠ ÜZERĠNE BĠR ARAġTIRMA
ARAPÇA EĞĠTĠMĠ ÜZERĠNE BĠR ARAġTIRMA
Yasin KAHYAOĞLU*
―Arapça eğitimi veya Arabî ilimler zordur‖ ifadesi birçok öğrenci, öğretmen ve
veli tarafından zaman-zaman terennüm edilen adeta ortak bir söylemdir.1
— Öğrenciler Arapçanın zorluğundan Ģikâyetçi
— Öğretmenler Ģikâyetçi
— Öğrenci velileri Ģikâyetçi
— Plan ve program yapımcıları Ģikâyetçi
Bu Ģikâyeti dile getiren her gurubun kendine göre bazı gerekçeleri vardır.
Biz burada öncelikle öğrencilerin Ģikâyeti üzerinde durmak istiyoruz.
Gerek Ġmam-Hatip okullarında, gerekse ilahiyat fakültelerinde birçok öğrenci,
kendilerine verilen Arapça derslerin zor olduğunu, dolayısı ile bu dersleri hazım
edemediklerini, hazım etseler bile, bunu sadece sınavlarda baĢarılı olmak için
yaptıklarını söylerler.
Çünkü okudukları Ģeyler kafalarına girmiyor. Arapça'nın birçok kuralı var, bu
kuralları ezberlemek kafalarını karıĢtırıyor.
Durum böyle olunca da; çalıĢmalarında istedikleri baĢarıyı elde edemiyorlar.
Arapça Edatlar
Arapça Edatlar أثناء boyunca
Arapça Edatlar أمام önünde
Arapça Edatlar أمّا her biri
Arapça Edatlar أنا ben
Arapça Edatlar أنت siz
Arapça Edatlar أيضاً de
Arapça Edatlar أين nerede
Arapça Edatlar إذا eğer
Arapça Edatlar إلى …e
Arapça Edatlar الذي kimin
Arapça Edatlar الشيء herhangibir şey
Arapça Edatlar بالأضافة إلى …e ek olarak
Arapça Edatlar بالرغم مِنْ …e rağmen
Arapça Edatlar بجانب yanında
Arapça Edatlar بدون …sız
Arapça Edatlar بعد sonra
Arapça Edatlar بين arasında
Arapça Edatlar بين ortasında
Arapça Edatlar بينما iken
Arapça Edatlar تحت altında
Arapça Edatlar ثانيةً tekrar
Arapça Edatlar حتى …e kadar
Arapça Edatlar حول çevresinde
Arapça Edatlar حول hakkında
Arapça Edatlar حيث (إلى) nereye
Arapça Edatlar خارج dışında
Arapça Edatlar خلال içinden
** Sürekli Muzaaf olan bazı Arapça Edatlar **
** Sürekli Muzaaf olan bazı Arapça Edatlar **
Bu edatlar bir ismin başına gelir ve süreki muzaaf konumundadır ve önüne geldiği ismin sonunu esre şeklinde harekeler.
قَبَلَ: önce
يَنْبَغِي عَلَى كُلِّ إِنسَانٍ أَنْ يَهْتَمَّ حَيَاتَهُ قَبْلَ المَوْتِ
Her insan ölümden önce hayatını önemsemesi gerekir.
قُبَيْلَ: hemen öncesinde; evvelce
تَارِيخُ أَفْغَانِسْتَان مِنْ قُبَيْلَ الفَتْحِ الإِسْلاَمِيِّ حَتَّى وَقْتَنَا الحَاضِرِ
Günümüze kadar İslam fethinin hemen öncesinde Afganistan tarihi
قُبَالَةَ: karşısında; karşı karşıya
قَافِلَةُ الحُرِّيَّةِ بَدَأَتِ التَّجَمُّعَ قُبَالَةَ السَّوَاحِل القُبْرُصِيَّة
Özgürlük kafilesi Kıbrıs sahilleri karşısında toplanmaya başladı.
نَحْوَ: ...e doğru; ...e karşı; yaklaşık;
أُرَحِّبُ بِكُمْ فِي رِحْتَلِنَا المَاتِعَةِ نَحْوَ القِمَّةِ
Tepeye doğru uzun soluklu gezimize hoş geldiniz.
كِلاَ، كِلْتَا: ikisi
كِلاَهُمْ يَذْهَبَا إِلَى المَدْرَسَةِ
Onlardan ikisi okula gidiyor.
سِوَى: hariç; dışında; haricinde
كتبتْ الطالبُ الدرسَ ve الله قفورٌ رحيمٌ irabı
كتبتْ الطالبُ الدرسَ
كتبتْ dişil bir 3. tekil şahıs dili geçmiş zaman fiillidir.
الطالبُ özne bir isimdir, sonu ötrelidir (arapçada ismin en yalın halidir)
الدرسَ meful, yani tümleç biri kelimedir ve sonu üstün harekesi ile belirtişmiştir.
Cümle fiil ile başladığı için fiil cümlesidir.
Not: bu örnek cümlede fiil dişi gelmiş, özne ise eril gelmiş, dolaysıyıla bir uyumsuzluk var.
الله قفورٌ رحيمٌ
الله mübtedadır, yani bir kelimedir ve cümlenin öznesidir.
قفورٌ haber bir kelimedir, yani isim cümlesinin yüklemidir / aynı zamanda mevsuf kelimedir.
رحيمٌ sıfat kelimedir, bir önceki kelimeyi niteliyor.
Cümle isim ile başladığı için isim cümlesidir.