Arap Dili
Arap Dili Arap Dili
İslam düşüncesi ve Batı felsefesiyle ilgili Arapça yüksek lisans ve doktora tezleri
ÖNSÖZ
Bu makale, Arap ülkelerindeki üniversitelerde ve araştırma kurumlarında
XX. yüzyılda hazırlanan İslâm düşüncesi ve Batı felsefesiyle ilgili Arap-
ça yüksek lisans ve doktora tezlerinin dökümünü vermeyi gaye edinmektedir.
Bu akademik tezler, çağdaş Arap dünyasında İslâm düşüncesi ve Batı
felsefesinin gelişimi ve mevcut durumuna ilaveten genel olarak düşünce
hayatını ve tarihini anlamakta da vazgeçilmez derecede büyük önemi hâ-
izdirler. Buna ilaveten, çağdaş Arap düşüncesiyle ilgili Türkçe’deki bilgi
eksikliğinin giderilmesine yardımcı olmanın yanı sıra, mukayeseli düşünce/felsefe
tarihi çalışmak isteyenlere de faydalı olacağı düşünülmektedir.
Aşağıdaki tez bibliyografyasında yer alan künyelerin büyük bir kısmına,
Kahire Üniversitesi Merkezi Kütüphanesi, aynı üniversiteye bağlı Edebiyat
Fakültesi ve Dârululûm Fakültesi kütüphaneleri; Ezher Üniversitesi
Usûlüddin Fakültesi Kütüphanesi ile Ayn Şems Üniversitesi Merkez Kü-
أم لم yapsa da yapmasa da
لا تعمل لمنفعتك في هذه دار الفناءلا شك في أنك ستموت كالآخرين يوما غنيت أم لم تغنى
Bu fani dünyada kendi çıkarın için çalışma. Sen de muhakkak birgün diğerleri gibi ölüceksin.
ARAPÇA’YI DOĞRU KULLANMANIN KUR’AN’IN ANLAŞILMASINA OLAN ETKİSİ
Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı: 34, 2012, ss. 29-50.
ARAPÇA’YI DOĞRU KULLANMANIN
KUR’AN’IN ANLAŞILMASINA OLAN ETKİSİ
M. Vehbi DERELİ
Yard. Doç. Dr., NEÜ İlahiyat Fakültesi
Arap Dili ve Belağatı Bilim Dalı Öğretim Üyesi
mvdereli@gmail.com
ÖZET
Arapça bir metin olarak indirilen Kur’an, bu dili en kapsamlı şekilde kullanmıştır.
İnsanlara yol göstermeyi hedefleyen Kur’an’ın gerçek işlevi, ancak doğru anlaşıldığı
takdirde gerçekleşmiş olacaktır. Kur’an’ın doğru anlaşılması ise, her şeyden önce Arap
dilini doğru kullanmaya bağlıdır.
Bu makale, Arap diline aykırı çeviri ve izahlardan örnekler sunarak, Arapçayı doğru
kullanmanın, Kur’an’ın doğru anlaşılması açısından önemini ortaya koymak amacıyla
kaleme alınmıştır. Nahiv, sarf ve lugat ilimleri açısından Arap dili ve gramerine uymayan, bunun dışında Arap dilinin üslûbunu ve deyimsel anlam ihtimalini dikkate almayan
لو....لا olmasa, olmasaydı
لولاك لولاك لما خلقت الأفلاك
sen olmasaydın alemleri (felekleri) yaratmazdım
لو لا تنام متأخرا لا تتأخر إلى الدرس
لو لا تملك معاش التقاعد ماذا كنت ستفعلين في شيوخيتك
Eğer maaşın olmasaydı, yaşlılığında ne yapacaktın?
لا شك اقتباسك افضل شيء لطالب العلم، ولكن لو لا توجد هذه الأمثلة الرائعة ماذا كنت ستفعل؟ إذا هيا كون جملا مفيدة أيضا في هذا المجال حتى ستطور مهاراتك كمثلنا
Hiç şüphe yok ki en güzel şey bir dil öğrencisinin istifade etmesidir. Ancak, eğer bu kayda değer örnekler olmasaydı ne yapacaktın! Öyleyse haydi sende bu alanla ilgili cümleler oluştur ki sende kabiliyetini bizim gibi geliştirmiş olacaksın.
İSLÂM MEDENİYETİ ARAP MEDENİYETİ DEĞİLDİR
Tarih Okulu
Sonbahar 2009
Sayı V, 81-94.
İSLÂM MEDENİYETİ ARAP MEDENİYETİ DEĞİLDİR∗
Mehmet ŞEKER ∗∗
Özet
Bilindiği gibi İslâmiyet Arabistan’da doğmuş ve Araplar eliyle yayılmıştı.
Ancak yaklaşık iki yüz yıl içinde Fars, Türk ve Berberiler gibi farklı unsurlar İslâm
dünyasına girmişlerdir. Gerek fetihler, gerekse diğer faaliyetlerde bu unsurların
oynadıkları roller en az Araplar kadar etkin olmuştur.
Bu yüzden İslâm medeniyetinde rolleri görülen bu unsurlar dikkate alınmadan
bir kısım yazarlar tarafından, sanki sâdece Araplar bu medeniyetin oluşmasını
zenginleştirmişler anlamında, İslâm Medeniyetini “Arap Medeniyeti” olarak
isimlendirmişlerdir. Oysa, İslâm Medeniyeti; muhtelif Müslüman milletlerin meydana
getirdikleri bir ortak medeniyettir. Bu medeniyeti “Arap Medeniyeti” olarak
isimlendirenler arasında yalnız Arap müellifler yoktur. Özellikle bazı batılı müellifler de
bu kervana katılanlar arasında yer almışlardır.
Arapçada Emir Fiilleri
Arapçada Emir Fiilleri
Emir, bir işin olmasını veya yapılmasını istemektir. Emri karşımızda bulunan (muhatab)a veriyorsak "Emr-i Hazır", karşımızda olmayan (gaib)a veriyorsak "Emr-i Gaib" denir.
Emr-i Hazır
Emir Fiilleri, fiilin muzari halinden yapılır.
نَصَرَ جَلَسَ فَتَحَ
يَنْصُرُ يَجْلِسُ يَفْتَحُ
1) Muzari fiilin ilk harfi (muzaraat harfi) atılır.
نْصُرُ جْلِسُ فْتَحُ
2) İkinci harfin harekesi 'ötre' ise 'ötre'li, değil ise 'kesra'lı elif konur.
اُنْصُرُ اِجْلِسُ اِفْتَحُ
3) Son harfin harekesi 'cezim' yapılır.
اُنْصُرْ اِجْلِسْ اِفْتَحْ
Başa gelen 'elif' geçiş hemzesidir, cümledeki durumuna göre okunmayabilir.
Sondaki cezimli harf de duruma göre sonrasında gelen kelimeye 'kesra' ile geçiş yaparak okunur.
واِشْرَبْ القَھْوَةَ : "Ve işrab elqahwete" değil "Weşrabil qahwete" şeklinde okunur.
قال لىِ أَبِي آفْھَمْ : Qâle lî ebiyifyem.
Çekimleri;
اُنْصُرْ : Yardım et. (Erkek)
EDMUND CASTELL’IN HEPTAGLOT SÖZLÜĞÜ ÖRNEĞİNDE ARAPÇA’NIN ÇOK DİLLİ SÖZLÜK GELENEĞİNDEKİ YERİ
İlahiyat Fakültesinin İlmi Dergisi- 18-19. Sayı 2013
44
Oş Devlet Ünıversitesi Ош мамлекеттик университети
İlahiyat Fakültesi İlmi Dergisi Теология факультетинин илимий журналы
18-19. sayı 2013 18-19-саны 2013
EDMUND CASTELL’IN HEPTAGLOT SÖZLÜĞÜ ÖRNEĞİNDE
ARAPÇA’NIN ÇOK DİLLİ SÖZLÜK GELENEĞİNDEKİ YERİ
Yrd. Doç. Dr. Ömer ACAR*
Arabic And It’s Place In The Tradition of Multilingual Lexicography In
Case of Edmund Castell’s Lexicon Heptaglotton
Abstract
This study outlines the place of Arabic in the tradition of
multilangual dictionary. Especially the levels of the Arabic language
dictionary writing that an important part of Arabic studies which in center
of European orientalist studies and E. Castell`s voluminous work is the basis
of this study. Initially, most of the commercial and economic concerns,
multilingual dictionaries prepared in the form of word lists developed
important services, especially in the field of translation. The word lists of the
درس مفيد في النحو ...منقول
الدرس الأول : البسملة ثم الكلام
أولا : البسملة :
قال ابن آجروم رحمه الله تعالى :
{ بسم الله الرحمن الرحيم }
ابتدا المؤلف رحمه الله بالبسملة اقتداءً بكتاب الله عز وجل وبفعل النبي صلى الله عليه وسلم ، وتبركًا بها و متابعة لعمل أئمة المصنفين ، وهو الذي يجب أن يتَّبع ، لا جريًا على ما تعود المصنفون أن يذكروه حين البدء بها من إيراد أحاديث لا تصح ومنها : " كل أمر ذي بال لا يبدأ فيه بـ: بسم الله فهو أبتر " وغيرها من الروايات . وإن حسَّنه بعضهم .
قلتُ " وقد قال الشيخ الخضير , وإن كانت الأحاديث لا تصح في هذا الباب إلا أنها مشروعة " .
والبسملة مصدر قياسي من " فعلل " والفعل منحوت ومثله : فذلكة وكذلكة .
وإعرابها باختصار :
الباء : حرف جر أصليٍّ للاستعانة ، أو المصاحبة على وجه التبرك ( أصاحب اسم الله متبركًا به ) .أو الإلصاق ، وهي متعلقة بفعل - على الأرجح - مضارع يقدر متأخرًا في الأرجح . تقديره أفتتح أو أستهلُّ ،، و يقدر مؤخرا ؛ لإفادة الحصر عند البيانيين والاهتمام عند النحويين وللتبرك باسم الله .
HALİD SAİD HOCAYEV VE YENİ ELİFBA YOLLARINDA ESKİ HATIRA VE DUYGULARIM ADLI ESERİ
HALİD SAİD HOCAYEV VE YENİ ELİFBA YOLLARINDA
ESKİ HATIRA VE DUYGULARıM ADLI ESERİ
MUSTAFA TOKER
Ekim 1917 devrimiyle birlikte çar zulmünden kurtulduklarını, ilim ve medeniyet yolunda ayaklarındaki zincirleri kırdıklarını sanan Türkistan Türklüğü,
komünist rejimin çarlık rejiminden farklı olmadığım, 1937'de yaşadıkları
Türkçe aydın kıyımıyla anladıklarında iş işten geçmişti. Lenin'in vaat ettiği
pembe dünyalar, Stalin'le kızıl zindanlara dönüşmüş, birçoğu ilim adamı
olmak üzere yüzlerce Türk öldürülmüştür. İşte, bu kurbanlardan biri de Halid
Said Hocayev'dir.
Karşı devrimci ve pantürkist faaliyetlerle vatan hainliği ve halk düşmanlığı
yaptığı gerekçesiyle öldürülen Halid Said, Türkçü olması yanı sıra, değerli bir
ilim adamı olmak vasfım da taşıyordu. Aslen bir Özbek Türküdür. Türkiye'de
tanınmadığı gibi, ömrünün büyük bir bölümünü geçirdiği Azerbaycan'da da komünist baskı sebebiyle bugüne kadar tanınamamıştır. Azerbaycan'ın ba-
Tefsir Usûlü’nün Oluşum Sürecinde İlk Yazılı Kaynaklar -İbn Vehb ve Muhâsibînin Eserleri Üzerine Karşılaştırmalı Bir Tahlil-
C.Ü. İlahiyat
Fakültesi Dergisi
XII/2 - 2008, 55-74
Tefsir Usûlü’nün Oluşum Sürecinde İlk Yazılı Kaynaklar -İbn
Vehb ve Muhâsibînin Eserleri Üzerine Karşılaştırmalı Bir
Tahlil-
İsmail ÇALIŞKAN*
Özet
Çalışmamızın konusu Tefsir Usûlü alanında bugün elimizdeki en eski
kaynak olan Abdullah b. Vehb (ö. 197/812)’in ‘Ulûmu’l-Kur’ân’a ilişkin
el-Câmi‘ adlı eseri ve ondan yarım asır sonrasına ait Muhâsibî (ö.
243/857)’nin Kitâbu Fehmu’l-Kur’ân ve Ma‘ânîh adlı kitabıdır. Karşı-
laştırmalı olarak her iki müellifin entelektüel hayatı ve düşünce biçiminden
hareketle eserlerinin muhtevasını, aralarındaki anlayış farklı-
lıklarını ve farklı yaklaşımlarının arka planını, zihniyet dünyalarını ve
nihayet genelde İslam düşüncesi ve ilim-kültür tarihi özelde de Tefsir
Usûlü için ne anlama geldiğini ortaya koymaya çalışacağız. Amacımız
daha kapsamlı bir çalışmalarla ilk dönemdeki Ulûmu’l-Kur’ân ve usûl
meselesine ilişkin daha kapsamlı tablonun ortaya çıkarılmasına bir ilk
لَدَى: …dığında, yaparken, yanında
لَدَى …dığında, yaparken, yanında, nezdinde, …e göre:
عِنْدَمَا وَصَلْتُ إِلَى المِصْرَ كَانَ لَدَيَّ مِائَةُ جُنَيْهٍ
Mısır’a ulaştığımda bende 100 cüneyh vardı.
لَيْسَ لَدَيْهِمْ كَثِيرٌ مِنَ المَالِ لِشِرَاءِ سَيَّارَاتِهِمْ الجَدِيدَةِ
Onların, yeni arabalarını satın alabilmek için çok paraları yok.
سَوْفَ يَكُونُ لَدَيْكَ مُتَّسَعٌ مِنَ الوَقْتِ بَعْدَ الاِمْتِحَانَاتِ عِنْدَمَا تَنْجَحُ
İmtihanlardan sonra başardığında yeterince vaktin olacak.
عِنْدَمَا كُنْتُ وَصَلْتُ إِلَى بَيْتِ عَمِّي نَظَرْتُ مِنَ النَّافِذَةِ دَاخِلَ البَيْتِ شَاهَدْتُ أَنَّ لَدَيْهِمْ بَعْضَ ضُيُوفِهِمْ وَلِذَا لَمْ أَدْخُلْ البَيْتَ
Amcamın evine ulaştığımda pencereden evin içine baktım ve onlarda bazı misafirlerini gördüm, bu sebeple de eve girmedim.
عِنْدَمَا كُنْتُ زُرْتُ صَدِيقِي فِي مكْتَبِهِ شَاهَدْتُ عَجُوزًا تَعْمَلُ لَدَى أَصْدِقَائِي
Arkadaşımı bürosunda ziyaret ettiğimde arkadaşımın yanında çalışan yaşlı bir kadın gördüm.
Hemzenin Yazılışı - كِتَابَةُ الْهَمْزَةِ
Hemzenin Yazılışı - كِتَابَةُ الْهَمْزَةِ
Diğer harflerden farklı olarak hemzenin başta, ortada ve sonda yazılışında bazı kurallar vardır. Elif’in harekeli şekline hemze denir. Bazen hemzeyi eliften ayırt etmek için elifin üzerine veya altına أَ إِِ أُ şeklinde ء işareti konur.
Hemze’nin başta yazılışı: Hemzenin harekesi fetha ya da zamme ise elifin üstüne, kesre ise elifin altına yazılır:
اُذُنٌ - اِمْرَأَةٌ - اِماَمٌ – أَخَذَ - أُخِذَ – أَكَلَ
Hemze'nin ortada yazılışı: Harekelerin en kuvvetlisi kesre, sonra zamme, sonra fetha, en zayıfı cezimdir.
Kesreyi harflerden “yâ” ى , zammeyi “vâv” و , fethayı “elif” ا temsil eder. Hemze kelimenin ortasında olduğu zaman onun harekesi ile kendinden önceki harfin harekesi kuvvet yönünden karşılaştırılır. Hangisi daha kuvvetli ise hemze o harekeyi temsil eden harf üzerine yazılır: Örnekler:
يَأْكُلُ (yiyor, yer)
ABDÎ'NİN GÜL Ü NEVRÛZ MESNEVÎSİ
ABDÎ'NİN GÜL Ü NEVRÛZ MESNEVÎSİ
Prof. Dr. Adnan İNCE∗
ÖZ: Abdî XVI. yüzyılda yaşamış bir şairdir. Tezkirelerde ve diğer kaynak
eserlerde hakkında bilgi yoktur. Bugünkü bilgilerimize göre onun Niyâznâme-i
Sa’d ü Hüma, Heft Peyker, Cemşîd ü Hurşîd ve Gül ü Nevrûz adlı mesnevîleri
bulunmaktadır. Makalemize konu olan Gül ü Nevrûz veya Nüzhetnâme
adıyla bilinen bu eserini Abdî, 1577’de yazarak Sultan III. Murad’a sunmuştur.
2291 beyit olarak tespit ettiğimiz eser, İranlı şair Celâl Tabîb’in aynı adlı
Farsça eserinden tercüme edilerek edebiyatımıza kazandırılmış alegorik bir
mesnevîdir. Bu makalede söz konusu eser incelenmiş ve metni verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Abdî, Gül ü Nevrûz, Nüzhet-nâme, mesnevî.
Gül-ü Nevruz Mesnevi of Abdi
ABSTRACT: Abdî is a poet who lived in the XVIth century. There is
no information about him in tezkires and other sources. In light of our presnt
day knowledge, he had written the mesnevi as Niyâz-nâme-i Sa’d ü Hüma,
“...حوالي”
حَوَالَيْ...“
تعبير ”حَوَالَيْ...“ مهم جدا في المحادثة والترجمة، ولذا استخدم هذا التعبير في الأمثلة واطلب من الدارسين أن يستخدم هذا التعبير في جملة مختلفة من عنده، حتي نستفيد منها جميعا، وشكرا للجميع،...
”حَوَالَيْ...“ kalıbının kullanımına örnek cümleler:
١- فِي كُلِّيَّةِ اللُّغَةِ العَرَبِيَّةِ حَوَالَيْ مِاءَةِ طَالِبٍ.
٢- مَعِي حَوَالَيْ خَمْسِينَ جُنَيْهًا.
٣- عِنْدِي حَوَالَيْ ثَمَانِينَ كِتَابًا بِالعَرَبِيَّة.
1- Arap Dili Fakültesinde yaklaşık olarak yüz öğrenci vardır.
2- Bende yaklaşık 50 cüneyh var.
3- Yaklaşık olarak elli Arapça kitabım var.
”حَوَالَيْ...“ kalıbına dikkat edin lütfen, muzaf/tamlanan olarak tamlama şeklinde kullanılıyor ve kendisinden sonra gelen kelime muzafun ileyh/tamlayan olarak bulunmaktadır.
Arkadaşlar, sizlerde bu kalıbın kullanımı aşağıdaki cümlelerden öğrendikten sonra ilave örnek cümleler oluşturarak tercümesini yapabilirsiniz.
günden güne, gittikçe يومًا بعد يومٍ
يَوْمًا بَعْدَ يَوْمٍ يَزْدَادُ حُبِّي لَكَ مَا دُمْتِ حَيًّا بَعْدَ تَعَرُّفِنَا فِي المَاضِي القَرِيبِ
Yakın geçmişte tanışmamız sonrası sen yaşadığın sürece sana olan sevgim günden güne/gittikçe artıyor.