Arap Dili

Arap Dili Arap Dili

Savt - Sesler - Ses İsimler اسماء الاصوات

SAVTLAR (أسماء الأصوات)
Savt/Sesler, bazı sesleri taklit etmek, hayvanları kovmak ve çağırmak için söylenilen mebni isimdir.
1- Taklit etmekte kullanılan isimler:
Atın dört-nal sesi طَقْ طِقْ Karganın sesi غَاقِ
İki şeyi birbirine vurduğun zaman çıkan ses طَقْ

2- Hayvan kovmak için kullanılan isimler:
Atı kovmak için هلاَّ! (Kediye) pist! غِسْ!
Koyun sürüsünü yürütmek için هَيْ!
(Köpeği kovmak için) hoşt! هَجْ!

3- Hayvan çağırmak için kullanılan isimler:
Deveyi çökertmek için اِخْ Merkebi suya çağırmak için سَأْ


Not: Bazı nahiv kitaplarında nida harfleri, nedamet/pişmanlık ve teaccub/hayret bildiren kelimeler de savt/ses olarak kabul edilmiştir.

"...biliyor musun?" - “هل تعرف...؟”

هَلْ تَعْرِفُ...؟“

تعبير ”هَلْ تَعْرِفُ...؟“ مهم جدا في المحادثة والترجمة، ولذا استخدم هذا التعبير في الأمثلة واطلب من الدارسين أن يستخدم هذا التعبير في جملة مختلفة من عنده، حتي نستفيد منها جميعا، وشكرا للجميع،...

”هَلْ تَعْرِفُ...؟“ kalıbının kullanımına örnek cümleler:

١- هَلْ تَعْرِفُ اللُّغَةَ العَرَبِيَّةَ؟
٢- هَلْ تَعْرِفُ قِيَادَةَ السَّيَّارَةِ؟
٣- هَلْ تَعْرِفُ الطَّرِيقَ إِلَى الأَهْرَامِ؟
1- Arapça biliyor musun?

2- Araba sürebiliyor musun?

3- Piramitlere giden yolu biliyor musun?

”هَلْ تَعْرِفُ...؟“ kalıbına dikkat edin lütfen!

Arkadaşlar, sizlerde bu kalıbın kullanımı aşağıdaki cümlelerden öğrendikten sonra ilave örnek cümleler oluşturarak tercümesini yapabilirsiniz.

Örnek cümleler oluştururken fiilleri, özneleri değiştirerek, çoğul, eril dişil kiplerde kullanmayı deneyebilirsiniz.

Önemli olan”هَلْ تَعْرِفُ...؟“ kalıbının kullanımında alışkanlık ve süreklilik sağlamış olalım.

Kuran'da Geçen Kelimeler ve Anlamları 11

YUSUF SURESİ

1- عصبة soylu, güçlü topluluk

2- طرح atmak savurmak reddetmek

3- غَيَابَةِ الْجُبِّ kuyu dibi

4- رتع yiyip içme çayırda otlama

5- سول ayartmak

6- وَارِدَ sucu

7- أَدْلَى sarkıtmak

8- بِضَاعَةً sermaye ticaret metaı

9- قدّ yırtmak

10- راود arzulamak

11- غلق kilitlemek

12- شغف tutku gönlünü çelmek

13- عجاف cılız

14- يابس kuru

15- أَحْلاَمٍ rüya

16- ضغث karışık olmak

17- ادَّكَرَ hatırlamak

18- دَأَبًا adet üzere

19- حصن saklamak koruma altına almak

20- بال hal

21- حصحص ortaya çıkmak

22- مِكِينٌ mevki sahibi

23- مُنكِرُونَ tanımayanlar

CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İHTİSAS KÜTÜPHANESİ’NDE BULUNAN ARAP DİLİ VE EDEBİYATI İLE İLGİLİ KİTAPLAR

CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ
İLAHİYAT FAKÜLTESİ İHTİSAS KÜTÜPHANESİ’NDE
BULUNAN ARAP DİLİ VE EDEBİYATI İLE İLGİLİ KİTAPLAR
Selahattin YILMAZ
Fakültemiz 1994 yılında açılmış genç bir fakülte olmasına
rağmen, 17.000 cilt kitabı olan güzel bir kütüphaneye sahiptir.
Özellikle nice kaynak eseri bulundurması bakımından, bir hazine ve
ata yâdigarı mesabesindedir. Bu eserler içerisinde Arap Dili ve
Edebiyatı sahasında hangi eserler var, tam olarak bilinemiyordu. Bu
bilinmemezlik yüzünden varolan bu sahanın kitaplarından azami
ölçüde istifade edilemiyordu.
Araştırmacıların tam olarak istifade edebilmelerini sağlamak
amacıyla Arap Dili ve Edebiyatı sahasını ilgilendiren sarf, nahiv,
belağat, Arap edebiyatı, divan. lugat ve tabakat kitapları tesbit
edilerek aşağıda görülen liste hazırlandı. Bu değerli eserleri tesbit
ederken müelliflerinin isimlerini ve eserlerin demirbaş numaralarının
listeye eklenmesi ihmal edilmedi. Ancak eserler konu konu ayırırken

COĞRAFYA GÖZÜYLE HATAY*

Cumhuriyetimizin 20 nci dönüm yılını kutladığımız tarihî günlerden
sonra gelen bu ders yılının başlangıcında, Fakûltemizin, açılış dersini
vermek şerefi bana düştü. Bu yüksek tevcihten dolayı sayın dekanı­
mızla değerli arkadaşlarıma şükranlarımı sunarım.
Yandan fazlası Hatay'da geçen iki aylık bir tetkik gezisinden dö­
neli çok olmadı. Bende unutulmaz izlemeler bırakan bu gezide, inceleme
konusunun önemli bir kısmını teşkil eden Hatay Coğrafyasını dersime
de konu seçtim. Hatay'dan bahsederken, dolayısiyle bir ülke coğrafyası
girişi yapmış olacağım. Bu münasebetle üzerinde durduğumuz bir noktayı
hatırlatmama müsaadenizi dilerim.' Hepimizin bildiği bir geleneğe
göre, ülke coğrafyası konusu işlenirken şöyle bir sıra takip olunur:
evvelâ o memleketin sınırı, yüzölçümü, yer biçimleri, deniz kıyılan,
bitkileri, hayvanlan, nehir ve gölleri ve sonra . şehirleri, yolları... birbiri
ardından ele alınır. Biz ise şimdiye kadar yapılagelen şekliylebu

OSMANLI DÖNEMİ ARAP EDEBİYATINDA TARİH DÜŞÜRME ŞİİRLERİ YA DA ŞİİRLE TARİH DÜŞÜRME

KENAN DEMİRAYAK / Şarkiyat Mecmuası Sayı 25 (2014-2) 87-124 87
OSMANLI DÖNEMİ ARAP EDEBİYATINDA
TARİH DÜŞÜRME ŞİİRLERİ YA DA ŞİİRLE TARİH
DÜŞÜRME
Kenan DEMİRAYAK*
Öz: Tarih düşürme, önem verilen ya da dikkat çeken bir olayın yılını veya
tarihini göstermek üzere, ebced hesabıyla bir cümle, bir mısra ya da beyit
söyleme sanatıdır. Arap Edebiyatında şiirle tarih düşürmenin kesin olarak ne
zaman başladığı bilinmiyor. Tarih düşürme sanatı Arap edebiyatının Osmanlı-
lar döneminde geliştirilmiş, şairler bu hususta çeşitli tarzlar ortaya koymuşlar,
bu alanda o dönemin başlangıcında en-Nâblusî’nin öğrencisi Abdurrahmân
el-Behlûl şöhret olmuşsa da, bu sanat birçok şair tarafından kullanılmıştır.
Konuları bakımından tarih düşürme, doğum, ölüm, padişahların tahta çıkışı,
tayin, bir görevden azledilme, sünnet, evlenme, bazı yapıların inşası, onarımı,
savaş, barış ve anlaşma gibi hayatın hemen her alanına girmiştir.
Anahtar Kelimeler: Tarih Düşürme Sanatı, Ebced Hesabı, Osmanlı

..eliyle, ..vasıtasıyla, ..tarafıdan على يد

مَقْتَلُ ثَلاَثُونَ شَخْصًا عَلَى يَدِ تَنْظِيمِ الدَّوْلَةِ الإِسْلاَمِيَّةِ (دَاعِشْ) وَسَطَ سُورِيَا

Suriye'nin göbeğinde İslam Devlet Örgütü (Işid) tarafından gerçekleştirilen 30 ölü.
النِّسَاءُ تَعَرَّضْنَ لِلْاِغْتِصَابِ الجَمَاعِيِّ وَالعَلَنِيِّ عَلَ يَدِ تَنْظِيمِ الدَّوْلَةِ الإِسْلاَمِيَّةِ (دَاعِشْ) وَسَطَ المَدِينَةِ

Kadınlar şehrin ortasında alenen İslam Devlet Örgütü (Işid) tarafından toplu tecavüze maruz kaldılar.

بَعْدَ وَفَاةِ زَوْجَتِي بِمَرَضِ السَّرَطَانِ فِي صَدْرِهَا كَبُرَ اِبْنِي الكَبِيرُ عَلَى يَدِ جَدَّتِهِ حَتَّى عِشْرِينَ مِنْ عُمْرِهِ

Karımın gögsünde kanser hastalığı sonrası büyük oğlum yirmili yaşlarına kadar ninesinin eliyle büyüdü.

يَلِدُ الإِرْهَابُ فِي البُلْدَانِ المُتَأَخِّرَةِ مُسْتَمِرًّا عَلَى يَدِ البُلْدَانِ النَّامِيَةِ لِلْحُصُلِ عَلَى كَبِدَ الأَرْضِ مِثْلَ النِّفْطُ، والغَازُ، وَالفَحْمُ، والذَّهَبُ، وَالفِضَّةُ وَإِلَى غَيْرِ ذَلِكَ!

İBN SİDE VE EL-MUHASSAS ADLI ESERİ

dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Bahar 2015, Cilt:3, Yıl:3, Sayı:5, 3:64-79
İBN SİDE VE EL-MUHASSAS ADLI ESERİ
Davut ORHAN*
Öz
Bu çalışmada h. V. yüzyılda Endelüs’te yaşayan dilbilgini İbn Side ve eserleri ele alınmıştır.
Üç bölüme ayrılan bu çalışma neticesinde, İbn Sîde’nin onlarca eseri olduğu ancak birkaçı
dışında günümüze ulaşmadığı anlaşılmaktadır. İbn Sîde’nin adının duyulmasına sebep olan
en önemli eserlerinden birinin el-Muhassas’ olduğu görülmektedir. Bu eser kelimelerin
alfabetik ve telaffuz sıralamasına göre değil anlamları göz önünde bulundurularak tasnif
edilmiş olan konulu sözlük kategorisinde yer almaktadır. Genelde alıntı yapılan
kaynakların zikredildiği bu eserde belli bir konuya ilişkin bütün sözcükler farklı başlıklar
altında ele alınmış, sözcükler arasındaki nüanslar belirtilmiş ve zaman zaman sarf ve
gramer konularına da değinilmiştir. Arap dili kurallarına dayanak olan Kuran-ı Kerim

"...mi, ey...!" - “...أ”

”أ...“ – “…mi, ey…!”

لَمْ تَكُنْ فِي المَدْرَسَةِ أَمْسِ. - أَ لَمْ تَكُنْ فِي المَرْدَسَةِ أَمْسِ؟
Dün, okulda değildin. - Dün, okulda değil miydin?

لَمْ يُسَافِرْ فِي بِلاَدِ الخَارِجِ. - أَ لَمْ يُسَافِرْ فِي بِلاَدِ الخَارِجِ؟
Yurt dışına gitmedi. – Yurt dışına gitmedi mi?

أَنْتُمْ ذَهَبْتُمْ مَعَ أَصْدِقَائِكُمْ إِلَى القَرْيَةِ. – أ ذَهَبْتُمْ مَعَ أَصْدِقَائِكُمْ إِلَى القَرْيَةِ؟
Arkadaşlarınızla köye gittiniz. – Arkadaşlarınızla köye gittiniz mi?

أَنْتَ قَرَأْتَ رِوَايَةً أَجْنَبِيَّةً. – أَ قَرَأْتَ رِوَايَةً أَجْنَبِيَّةً؟
Yabancı bir roman okudun. – Yabancı bir roman okudun mu?

أَنْتَ تَقْرَأُ مَجَلَّةً كُلَّ يَوْمٍ. - أَ تَقْرَأُ مَجَلَّةً كُلَّ يَوْمٍ؟
Her gün dergi okuyorsun. - Her gün dergi okur musun?

أَ أَحْمَدُ رَتِّبْ مَلاَبِسَكَ!
Ahmet! elbiselerini düzenle.
Ey Ahmet! elbiselerini düzenle

كِتَابُكَ فِي الحَقِيبَةِ. – أَ كِتَابُكَ فِي الحَقِيبَةِ؟
Kitabın çantadadır. – Kitabın çantada mı?

EDEBÎ TENKİT VE BELÂGATIN TARİHÎ SEYRİ

T.C.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
İLÂHİYAT FAKÜLTESİ
Sayı: 9, Cilt: 9, 2000
ARAP EDEBİYATINDA
EDEBÎ TENKİT VE BELÂGATIN TARİHÎ SEYRİ
I
Ahmet BULUT*
This article deals with the Biblio-historical survey for the Literary critisizm and the Rhetoric in the
Arabic Literarure.
النقد الأدبيّ و البلاغة في الأدب العربيّ
السير التأريخيّ
أَرِسْطوطالِيس
= Poetik-1بُوَيْطِيقا= صناعة الشّعر = آتاب الشّعراء.
EI² I, 982: ... the translation of the Poetics by the Nestorian, Abū Bishr Mattà b. Yūnus (d. 940), has
found three editors (Margoliouth, Oxford 1887; Tkatsch, Vienna 1928-32; ‘Abd al-Rahmān Badawī, Cairo 1953)
... Averroes summarised the Poetics (ed. F. Lasinio, Pisa, 1872).
فنّ الشعر لأرسطو، القاهرة، 1902م.، مكتبة النهضة المصريّة.
أرسطوطاليس، فنّ الشعر، مѧع الترجمѧة العربيّѧة القديمѧة و شѧروح الفѧارابيّ و ابѧن سѧينا و ابѧن رشѧد. تَرْجَمَѧهُ عѧن اليونانيّѧة و
شرحه و حقّق نصوصه الدآتور عبد الرحمن بدوي،ّ القاهرة، 1953م.، مطبعة مصر.

أيهما القهوة؟ - عبد العزيز المحمد الذكير

أيهما القهوة؟

قد يرى بعض القراء معي أن رواج تجارة حافظات درجة حرارة السوائل (الترامس) أكبر منه في بلدان أُخرى أو لنقل فإن اقتناء تلك السلعة أقل ضرورة في بلدان كأوروبا.

أظن أن من بين تلك الأسباب صعوبة التمييز بين الكفؤ المتقن والرديء منها. وهي أي الترامس من السلع التي لا يمكن إجراء فحص أو اختبار عليها. وليس بمقدور زبون أن يمتحن كفاءتها أمام البائع أو داخل المتجر، لأنها تحتاج إلى سائل لفعل ذلك.

ثم إنها ليست من السلع التي تراقبها السلطات، وبإمكان أي بلد صناعتها وتقليل التكلفة وتصديرها إلينا دون أن يكون في هذا خرق للعرف التجاري. ورغم وجود علامة مميزة للجيّد منها، إلا أنه جرى طبع العلامة على الرديء منها أيضا!

صحيح أن أوائل استعمالها كان أثناء السفر، لكون الركّاب أو سائق المركبة ومن معه يبحثون عن توفير الوقت عند إشعال الدافور أو إيقاد النار، وقد لا تسمح الأحوال الجوية بذلك، فجاءت الترامس، أو كما يُطلق عليها أهلنا في الحجاز الثلاجة.

Fârâbî’ye Nispet Edilen İki Risâle

M.Ü. İlâhiyat Fakültesi Dergisi
26 (2004/1), 5-21
Fârâbî’ye Nispet Edilen İki Risâle
Dr. Muhittin MACİT*
Abstract
Abu Nasr al-Fârâbi (870-950 AD) is one of the prominent Muslim Philosopher. As a commentator
of Aristotle he had gained eminent position and he came to be called ‘The second
Teacher’. In this article I am going to deal with al-Fârâbî’s two important treatises
which are called ‘‘Risâle fîmâyenbağî en yukaddeme kable te'allümi'l-felsefe (What Should Be
Learnt Before Attempting Philosophy) and, el-Cem beyne ra’yeyi’l-hakîmeyn Eflâtûn el-İlâhî ve
Aristûtâlis (Treaties of Agreement between the ideas of the two philosophers, the divine Plato and
Aristotle) in respect to genuineness or spuriousness.
During the Translation activities some treatise which belongs to Neo Platonist commentators
had translated into Arabic partly or completely and signed with al-Fârâbî’s name. As
an example of these treatises I choose firstly above mentioned ‘Risâle fîmâyenbağî’ and

انواع البحور

انواع البحور

المتقارب
مثل قول امرؤ القيس
أحارِ بنَ عَمرٍو كأنِّي خَمِرْ *** ويعدو على المرءِ ما يَأْتَمِرْ
لا وأبيك ابنةَ العَامِرِ *** يّ لا يدَّعي القومُ أَنِِّي أَفِرّ
تَمِيمُ بنُ مُرٍّ وَأشْيَاعُهَا *** وكندةُ حولي جميعًا صُبُرْ
إذا رَكِبُوا الخيلَ iواستلأموا *** تَحَرّقَتِ الأرْضُ وَاليَوْمُ قَرّ

المديد

مثل قول امرؤ القيس
ربَّ رامٍ من بني ثعلٍ *** مُتْلِجٍ كفَّيهِ في قُتَرِهْ
عَارِضٍ زَوْرَاءَ مِن نَشَم *** غَيْرِ باناةٍ على وَتَرِهْ
قد أتتْهُ الوحشُ واردةً *** فَتَنَحَّى النَّزْعَ في iiيَسَرِهْ
فرماها في فَرَائِصِها *** بإزَاءِ الحَوْضِ أوْ ُقُرِهْ

المنسرح

مثل قول زهير بن أبي سلمى
فِيمَ لَحَتْ إنَّ لَوْمَها ذُعُرُ *** أَحْمَيْتِ لَوْمًا كَأَنَّه الإِبَرُ
مِن غيرِ ما يُلْصِقُ المَلامةَ إِلـ *** ـلا سُخْفَ رَأْيٍ وَسَاءَها عُصُرُ
حتى إذا أَدْخَلَتْ iiمَلامَتَها *** مِن تحتِ جِلْدِي ولا يُرَى أَثَرُ
قلْتُ لها: يا ارْبَعِي أَقُلْ لكِ iiفي *** أشياءَ عندي مِن عِلْمِِها خَبَرُ

البسيط

مثل قول النابغة الذبياني

PRATİK ARAPÇA DERSLERİ 18

PRATİK ARAPÇA DERSLERİ 18
SAĞLIK
الدَّرْسُ التاسِعُ – الصِّحَةُ
KONU: Vücudumuzu tanıyalım.
الموضوع: لِنَتَعَرَّفْ علىجِسْمِنَا

ÖĞRETMENİN AÇIŞ KONUŞMASI:

أيها الإخوةُ والأخوات،
السلامَ عليكم ورحمة اللهِ وبركاتُهُ وبعد،

فإنّنا بَعدَ أنْ اِنْتَبَهْنَا إلى أهمِّيَّةِ اللغةِ العربيةِ، وَبَعْدَ أنْ أعْرَبْنَا عن اِنْطِبَاعَاتِنَا حَوْلَ الْمَنْهَجِ الْعِلْمِيِّ الْحَدِيثِ الذي نَتْبَعُهُ فِي التّدْرِيسِ وَالدِّرَاسَةِ، نَبْدَءُ الآنَ بِالدُّخُولِ إلى مَا نَحْتَاجُ إِلَيهِ من موْضُوعَاتٍ ثَقَافِيَّةٍ وَاجٍتِمَاعِيَّةٍ. ومن أهمِّ هذه الموضوعاتِ، التَّعَرُّفُ على جِسْمِنا، لِكَيْ نُمَهِّدَ السَّبِيلَ بذلِكَ إلى اكتسابِ معلوماتٍ وِقائِيَّةٍ نُحافِظُ بِها على صِحَّتِنَا.

وَإِلَيْكُمُ الآنَ جُمَلاً مُعَدَّةً بِاللُّغَةِ التُّركِيَّةِ، تُعَبِّرُ عَنْ حرصِنا على اكتساب المعرفةِ حولَ جِسْمِنا.
1. Vücudumuzu tanımamız gerekir.
يجب علينا أن نتعرَّفَ على جِسمِنا.
2. Ta ki ona bakma ve onu koruma imkânına sahip olabilelim.
لكي نتمكّن من رعايتِهِ وحمايَتِهِ.

KİTAP TANITIMI

Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, sayı: 22, Erzurum, 2004 323
KİTAP TANITIMI
Prof. Dr. Süleyman TÜLÜCÜ*
Ali EROĞLU, Kur’ân Tarihi ve Kur’ân İlimleri Üzerine, EKEV Yayınevi,
Erzurum 2002, 277 s.
ÖZET
Her Müslüman kesinlikle inanır ki Kur’ân-ı Kerim Allah’ın kelâmı olup, İslâm’ın
ilk ve temel kaynağıdır. Bunun tabiî bir sonucu olarak, onun hakkında binlerce eser
telif edilmiştir.
Bu yazıda, Fakültemiz öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ali Eroğlu tarafından
kaleme alınan, “Kur’ân Tarihi ve Kur’ân İlimleri Üzerine” adlı eser, kısaca
tanıtılacaktır.
Birçok ana ve tali bölümlerden meydana gelen bu kitap, kısaca ifade etmek
gerekirse, iki ana bölüme ayrılmıştır. I. Bülümde Kur’ân Tarihi, II. Bülümde Kur’ân
İlimleri üzerinde detaylı bilgi verilmiştir. En sonda da yararlanılan kaynakların bir
listesi yer almıştır.
Anahtar Kelimeler: Kur’ân-ı Kerim, Ali Eroğlu, Kur’ân Tarihi, Kur’ân
İlimleri.
ABSTRACT
On the History of the Koran and the Sciences of the Koran