Arap Dili
Arap Dili Arap Dili
ARAP ALEVİLİĞİNDE KUTSAL GÜNLER VE BAYRAMLAR
ARAP ALEVİLİĞİNDE KUTSAL GÜNLER VE BAYRAMLAR
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2010 / 54 299
ARAP ALEVİLİĞİNDE KUTSAL GÜNLER VE BAYRAMLAR
Nihad YENMİŞ1
ÖZET
Bu çalışma, Nusayri inancı kapsamında kutlanan bayramları, bu bayramların, kutlama ve etkinliklerin
amaçları ve zamanları, bayramların taşıdığı anlamlar ve nerelerde nasıl kutlandığı,
bu kutlamalar sırasında neler yapıldığı vs. bilgileri kapsamaktadır. Çalışmanın ana kaynağını
ise Alevi Kültürünü Araştırma Derneğinin çalışmaları oluşturmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Nusayri, dinî bayram, Arap Alevileri
HOLY DATES AND RELIGIOUS FESTIVALS IN ARABIC ALEVIS
ABSTRACT
This study has included religious festival and holy dates in Nusayri’s beliefs and these activities’
aims, dates, places, celebration kinds etc. Main source of this study is Allaoute Cultural
Research İnstitution’s research conclusions.
Keywords: Nusayri, religious festival, Arabic Alevis.
Arap Alevileri (Nusayriler)
Ortak Türk - Mısır Halk Kültürü Ürünlerinin Araştırılması Üzerine Görüşler *
Ortak Türk - Mısır Halk Kültürü Ürünlerinin Araştırılması
Üzerine Görüşler *
Prof. Dr. Erman ARTUN
XI. yüzyıl ve sonrası Orta Asya Türklüğü için sürekli bir göç devri oldu. Bir kısım
Türk boyları orada kendilerini korurken, bir kısım Türk boyları da batıya doğru göç ettiler.
Batıya doğru göç edenler de çeşitli yönlere ayrıldılar. Kimisi kuzeyi takip etti ve
Karadeniz’in kuzeyine gitti. Bir kol Kafkaslarda konakladı; bir kol güneye indi. Bir başka
kol Anadolu’ya girdi. Böylece büyük kitleler halinde göç eden Türk boyları İran,
Azerbaycan, Kafkasya, Suriye, Irak, Mısır, Anadolu ve Rumeli’ye yayıldılar.
Türkler, dünya üzerinde geniş bir alana yayılmış, çeşitli kültür ve uygarlık
kaynaklarından beslenmiştir. Türkler büyük bir kültür coğrafyasına sahiptir. Bu
coğrafyada, tarih sürecinde Türkler; imparatorluklar, devletler, beylikler, hanlıklar
biçiminde örgütlenmiştir. Orta Asya, İslamiyet ve imparatorluk süreçlerinden günümüze
Cinsiyet Yönünden İsimler (Müzekker-Müennes) 3
Konuyla İlgili Bazı Terimler:
* المُذَكَّرُ: Müzekker - Eril/Erkek
* المُؤَنَّثُ: Müennes – Dişil/Dişi
* التَّذْكِيرُ فِي الأَسْمَاءِ: İsimlerde Erillik/Erkeklik
* التَّأْنِيثُ فِي الأَسْمَاءِ: İsimlerde Dişillik/Dişilik
* المُؤَنَّثُ الحَقِيقِيُّ: Hakiki Müennes/Dişi/Dişil
* المُؤَنَّثُ المَجَازِيُّ: Mecazi Müennes/Dişi/Dişil
* عَلاَمَاتُ التَّأْنِيثِ: Müenneslik Dişilik Alametleri
* التَّاءُ المَرْبُوطَةُ: Yuvarlak te
* أَلِفُ التَّأْنِيثِ المَمْدُودَةُ: Uzun müenneslik/dişilik elifi (ا)
* أَلِفُ التَّأْنِيثِ المَقْصُورَةُ: Kısa müenneslik/dişilik elifi (ى)
إذ أنّ Çünkü, dığı.....için, sebebiyle,
ليس بإمكاني أن أحضر صباحا إذ أنّني مشغول
meşgul olduğum için sabah geleme
أذهب إلى جامعتي سيرا على الأقدام إذ أنني لا أملك سيارة
arabam olmadığı için okula yürüyerek gidiyorum
لاَ تَقْلَقْ، أَنَّهُ لَيْسَ مَرِيضًا، وَلَمْ يَتَّصِلْ بِي مُنْذُ شَهْرَيْنِ إِذْ أَنَّهُ لاَ يَمْتَلِكُ نُقُودًا
Endişe etme, o hasta değil! Parası olmadığı için iki aydır beni aramadı.
هناك حريق ولكن لم يخبر أحدا إذ أنه ضاع عقله
Orada yangın var ancak kimseye haber vermemiş, çünkü o aklını kaybetmiş.
Orada yangın var ancak o aklını kaybettiği için kimseye haber vermemiş.
أصبْتُ بِحَرِيقٍ مِنَ الشَّمْسِ إِذْ أَنَّنِي لَمْ أَلْبِسْ نَظَّارَةً شَمْسِيَّةً
Güneşten yandım çünkü ben güneş gözlüğü takmadım.
Güneş gözlüğü takmadığım için güneşten yandım.
Muhtelif Nev’de Hadisler ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Tirmizi
Başlık: İLAVELER BÖLÜMÜ
Konu: Muhtelif Nev’de Hadisler
Ravi: Abdillah İbni’ş-Şihhir
Hadisin Arapçası:
وعن مطرَّف بن عبداللّه بن الشخير عن أبيه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: مَثَلُ ابْنِ آدَمَ وَإلى جَنْبِهِ تِسْعٌ وَتِسْعُونَ مَنِيَّةٌ فإنْ أخْطَأَتْهُ الْمَنَايَا وَقَعَ فِي الْهَرَمِ حَتّى يَمُوتَ[. أخرجه الترمذي .
Hadisin Anlamı:
Mutarraf İbnu Abdillah İbni’ş-Şihhir, babasından naklen diyor ki: “Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: “Ademoğlunun misali, yanibaşında doksan dokuz tane (öldürücü) belanın bulunmasına benzer. Bu belalardan kurtulmuş olsa bile, sonunda ölünceye kadar çekeceği düşkünlük hali yakalayacaktır.”
Kaynak: Tirmizi, Kader 14, (2151)
الحروف الناسخة
الحروف الناسخة
مجمع تعليمي حول ان وأخواتها
الجزء الأول
النظرة الشاملة (1)
المسوغات :
كان الهدف من وضع علم النحو في اللغة العربية تزويد المتعلم بمجموعة من الضوابط والمعايير اللغوية التي اشتقت من كتاب الله العظيم ومن أحاديث نبيِّه الكريم ، ومن لغة العرب الذين لم تفسد سليقتهم اللغوية ، كيما يستطيع استعمال اللغة استعمالا صحيحا خاليا من الخطأ الذي سموه (اللحن) ، والذي قد يغير المعنى إلى نقيضه تماما .
يحسن بنا أن نقدم هذه القواعد والمعايير بطريقة مرتبة تقوم على أساس معرفة المفهوم النحوي المراد تعلّمه , وبيان الوظيفة النحوية التي يؤديها في الاستعمال اللّغوي , والتدرج مع الدارس وبه إلى استخلاص القاعدة أو مجموعة القواعد المتعلقة بالمفهوم المحدد بلغته الخاصة , ومن ثم إتاحة المجال أمامه كي يطبّق على القاعدة لتصبح جزءا من حصيلته اللغوية يستطيع توظيفها أينما ترد في لغته .
OSMANLI MEDRESELERİNDE ARAPÇA ÖĞRETİMİ VE OKUTULAN DERS KİTAPLARI
Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002/I, ss. 274-293.
Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002/I
OSMANLI MEDRESELERİNDE ARAPÇA ÖĞRETİMİ VE
OKUTULAN DERS KİTAPLARI
Dursun HAZER *
GİRİŞ
Türklerin ikinci bir dil olarak Arap dilini seçmeleri, müslümanlığı
kabul ettikleri tarihe kadar gerilere gitmektedir. Devlet olarak İslam’ı seçen
Türkler, katıldıkları yeni toplumun bilgi değerlerini de kabul etmişlerdir.
Arap dili bu bilgi sisteminin aracı olunca, bu dilin öğrenimi, bilgilenme
sürecinin bir basamağını teşkil etmiştir. Ancak, çok eskilere giden bu dil
tecrübesinin, iyi ayarlanmış, neredeyse on asra ulaşan süreçte, toplumu
Araplaştırmayan bir yapısı olmuştur. Bunun, üzerinde iyi düşünülmüş bir
plan sonucu gerçekleştiği kanaatindeyiz. Dilin kutsal sınırları yerli yerinde
çizilmiştir.
Osmanlı öğretiminin Arap dili ile devam ettirilmesi, uzun asırlar
içinde oluşmuş İslami bilgi sisteminin zorunlu kıldığı, alternatifi olmayan
“I. ULUSLARARASI YABANCI DİL OLARAK ARAPÇA ÖĞRETİMİ: VİZYON VE TECRÜBELER" SEMPOZYUMU
Namık Kemal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Yıl: 2015, Cilt: 1, Sayı: 1
“I. ULUSLARARASI YABANCI DİL OLARAK ARAPÇA
ÖĞRETİMİ: VİZYON VE TECRÜBELER"
SEMPOZYUMU
Osman ARPAÇUKURU∗
Türkiye ilk defa Arapçanın öğretimine dair uluslararası bir
sempozyuma ev sahipliği yaptı. Türkiye’den İstanbul Eğitim ve
Araştırma Vakfı (İSAR), Ürdün’den QASID Yabancı Diller Merkezi
ve Filistin'den Necah Üniversitesi’nin işbirliği ile “I. Uluslararası
Yabancı Dil Olarak Arapça Öğretimi: Vizyon ve Tecrübeler” başlıklı
sempozyum 25-26 Nisan 2015 tarihlerinde İstanbul’da İSAM
konferans salonlarında gerçekleştirildi.
İlginin büyük olduğu sempozyumda, Arapça öğretim metodu
alanında dünyanın önde gelen uzmanları bir araya geldi. 15 farklı
ülkeden araştırmacılar iki gün boyunca Arapça öğretimine dair
tebliğlerini sunarak karşılıklı bilgi ve tecrübe paylaşımında
bulundular.
Ayrıca Georgetown Üniversitesi’nce yayımlanan ve ABD’nde
TAŞKÖPRÜZÂDE AHMED EFENDİ VE MEVZU`ÂTU’L-`ULÛM’DA YER ALAN USUL VE FIKH İLE İLGİLİ İLİMLER
Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2004/1, c. III, sayı: 5, ss. 47-64.
Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2004/1
TAŞKÖPRÜZÂDE AHMED EFENDİ VE MEVZU`ÂTU’L-`ULÛM’DA YER
ALAN USUL VE FIKH İLE İLGİLİ İLİMLER
Ali DUMAN *
Abstract
Tashkopruzade Ahmed Efendi and Sciences which releated with Fıqh and Usul alFıqh was been in The Mevzû`ât al-Ulûm
The works which type of Encyclopaedia, always be done the important source for the
researchers. Tashkopruzade İsamuddin Ahmed Efendi who can admitted the first
Encyclopedist is one of the important scientist in the Ottoman Empire that time, and his
book Mevzû`ât al-Ulûm is also most important source. In this article it had been
researched fıqh, usul al-fıqh and relaeted sciences with fıqh in the Mevzû`ât al-Ulum.
Keywords: Taskopruzade İsamuddin Ahmed Efendi, Tashkopruzade Kemaluddin
Mehmed Efendi, Mevzu`ât al-Ulum, Fıqh, Usul al-Fıqh
Giriş
KLÂSİK TÜRK EDEBİYATINDA MANZUM SÖZLÜK ŞERHLERİ
KLÂSİK TÜRK EDEBİYATINDA MANZUM SÖZLÜK ŞERHLERİ
Zehra GÜMÜŞ*
ÖZET
Klâsik Türk Edebiyatı sahasında son zamanlarda üzerinde yapılan çalışmaların arttığı
alanlardan birisi manzum sözlüklerdir. Malum olduğu üzere bu sözlüklerin önemli bir kısmı sıbyân
mektebine yeni başlayan çocuklar için aruz eğitimine katkıda bulunmanın yanında Arapça ve
Farsça kelimelerin Türkçe karşılıklarını ezberde tutabilmelerini sağlamaktadır. Bu eserler
yazıldıkları şekillerde kalmamışlar bunlara daha sonraki dönemlerde hem kullanımdan düşmüş
kelimeleri yeniden canlandırmak hem de aruz ve gramere dair kuralları öğretmek maksadıyla
şerhler yapılmıştır. Bu çalışma çerçevesinde öncelikle manzum sözlüklerin mahiyeti hakkındaki
genel bilginin ardından Klâsik Türk Edebiyatında manzum sözlüklere yapılan şerhlerin tespit
edilebilen kadarıyla isimleri verilmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: sözlük, manzum sözlük, şerh, manzum sözlük şerhleri
VERSE DICTIONARY ŞERHS (COMMENTARIES) IN CLASSICAL TURKISH
Medreseden Üniversiteye
Medreseden Üniversiteye
Doç. Dr. Zeki Salih Zengin
Atıf / ©- Zengin, Z. S. (2008). Medreseden Üniversiteye, Çukurova Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi, 8 (2), 211-221. §§§
Ülkemizde sayısı yüzü aşan üniversitelerimizin, birçok problemleri ile birlikte, hem
sayı hem de nitelik olarak gelişme gösterdikleri görülmektedir. Türkiye’de ilk defa
“Darülfünûn” adı ile Tanzimat döneminde açılan üniversitenin yaklaşık 150 yıllık
serencâmının bilinmesi sadece tarihî bir merakın giderilmesinin ötesinde, bu alanda
katedilen mesafenin bilinmesi ve birtakım derslerin çıkartılması açısından da önemlidir.
Konuyu ele alırken tarihi süreci takip etmemiz gerekmektedir. Bu nedenle öncelikle
medresenin ne olduğu meselesini açıklığa kavuşturduktan sonra, üniversiteye geçiş hakkında
bilgi vermeyi, sonuç olarak da her iki kurumu genel özellikleri ile karşılaştırmayı planlıyoruz.
Medrese, İslam dünyasında orta ve yüksek dereceli örgün eğitimin yapıldığı kurumdur.
Nahiv kaideleri ve Edatlar (Arapça) Baştan sona
الإبدال: إحلالُ حرفٍ في الكلام محلَّ حرف، كنحو: سُمبُلة قمح، وهَراقَ الدمَ، وامْبَرى له، فإنها في الأَصل: سنبلة، وأراق، وانبرى.
فالإبدال إذاً مسألة لغوية تتعلق بنطق الحروف، لا بتركيب الكلام. وإنما عرضنا له هاهنا، لتوجيه النظر إلى ظاهرة لغوية، قد يمرّ المرء بها ولا يلتفت إليها.
الأحرف المشبّهة بالفعل (1)
الأحرف المشبّهة بالفعل هي: [إنّ وأنّ (للتوكيد)، كأنّ (للتشبيه)، لكنّ (للاستدراك)، ليت (للتمنّي)، لعلّ (للترجّي)، لا (لنفي الجنس)]. ولكلٍّ منها أحكام خاصّة تُذكر معها في موضعها من قسم الأدوات.
أحكامها العامة:
¨ تدخل على المبتدأ والخبر، فتنصب الأوّل، ويسمّى اسمها، وترفع الثاني، ويسمّى خبرها، نحو: [إنّ خالداً مسافرٌ، لكنّ زهيراً مقيمٌ].
¨ يمتنع تقديم أخبار هذه الأحرف على أسمائها، إلاّ أن يكون الخبر شبه جملة فيجوز، نحو: [إنّ في الرياضة نشاطاً](2).
¨ إذا اتصلت بها [ما] كفَّتها عن العمل، فعاد الكلام مبتدأً وخبراً، نحو: [إنما أنت بَشَر].
ZAMİRLER (2)
ZAMİRLER (2)
2- Muttasıl Zamirler (الضَّمَائِرُ الْمُتَّصِلَةُ):
Kendi başlarına müstakil olarak bulunamayan, mâkabline (öncesine) yani önlerinde bulunan isim, fiil veya harflere bitişmek zorunda olan zamirlerdir.
Merfû’, mensûb ve mecrûr durumlarında olurlar.
a) Merfû’ Olarak Bulunanlar:
Bunlar fiillere fâil olarak bitişirler. Mâzî fiillerin sonunda ا ، و ، ن ، تَ ، تُمَا ، تُمْ ، تِ ، تُنَّ ، تُ ، نَا harfleri muttasıl (bitişik) merfû’ zamirlerdir.
Mâzi Fiilde Bulunan Muttasıl Merfû’ Zamirler:
Cem’i Tesniyye Müfred Zamir
نَصَرُوا نَصَرَا X و - ا
نَصَرْنَ نَصَرَتَا X ن - ا
نَصَرْتُمْ نَصَرْتُمَا نَصَرْتَ تُمْ - تُمَا - تَ
نَصَرْتُنَّ نَصَرْتُمَا نَصَرْتِ تُنَّ - تُمَا - تِ
__ نَصَرْنَا نَصَرْتُ نَا - تُ
NUSAYRİ ALEVİLER
NUSAYRİ ALEVİLER
Ali Duran GÜLÇİÇEK
ÖZET
Bu yazıda, Aleviliğin bir kolu olan Nusayrilik hakkında bilgi verilmektedir. Nusayri Alevilerin yaĢadığı bölgeler, ziyaret yerleri, önemli
günleri, gelenekleri ve tarihî geliĢimlerine de yazı içerisinde yer verimiĢtir.
ABSTRACT
In this article,it is informed about Nusarilik which is one of the branches of alaouite. Furthermore,the regions they live,visiting
places,important dates,customs and their historical development are also given in the article.
Anahtar Kelimeler: Nusayri, ġıh, Alevi, Ġslâm.
Keywords: Nusayri ġıh, Alaouite, Islam
Virani’yem bu yolda can nisârem1
Ali’ye aşk ile, akl ile yârem
Nusayri’yem ki bir kula uyarem
Nusayri’yem, Nusayri’yem, Nusayri
Ne ölmüşem, ne hod sağım, ne sayri.2
Aleviliğin bir kolu olan Nusayrilik, 11. İmam Hasan Askeri’nin öğrencisi ve yakın dostu Ebu Şuayb
Muhammed bin Nusayr el-Basri en-Nümeyri (öl. H. 270, M. 883) tarafından IX yy. da kurulan; Abu Abdullah