إذ أنّ Çünkü, dığı.....için, sebebiyle,

ليس بإمكاني أن أحضر صباحا إذ أنّني مشغول
meşgul olduğum için sabah geleme

أذهب إلى جامعتي سيرا على الأقدام إذ أنني لا أملك سيارة
arabam olmadığı için okula yürüyerek gidiyorum


لاَ تَقْلَقْ، أَنَّهُ لَيْسَ مَرِيضًا، وَلَمْ يَتَّصِلْ بِي مُنْذُ شَهْرَيْنِ إِذْ أَنَّهُ لاَ يَمْتَلِكُ نُقُودًا

Endişe etme, o hasta değil! Parası olmadığı için iki aydır beni aramadı.



هناك حريق ولكن لم يخبر أحدا إذ أنه ضاع عقله

Orada yangın var ancak kimseye haber vermemiş, çünkü o aklını kaybetmiş.
Orada yangın var ancak o aklını kaybettiği için kimseye haber vermemiş.


أصبْتُ بِحَرِيقٍ مِنَ الشَّمْسِ إِذْ أَنَّنِي لَمْ أَلْبِسْ نَظَّارَةً شَمْسِيَّةً

Güneşten yandım çünkü ben güneş gözlüğü takmadım.
Güneş gözlüğü takmadığım için güneşten yandım.

Konular