Arap Dili

Arap Dili Arap Dili

Sülasi mücerred mazi babları

Mazisi üç harfli olan Sülasi mücerred mastardan müştak ( türetilen ) 6 kelimeyi babları ile bir tabloda toplasak nası olur diye düşünüyorum bazı yerlerde aynı kelime farklı bablarda yazılıyo aklımız karışıyor
bab mazi muzari mastar fail mef'ul emri nehyi
1.bab كَتَبَ يَكْتُبُ كَتْبً كَاتِبُ مَكْتُوبُ لِيَكْتُتْ لاَيَكْتُبْ
نقص يَنْقُصُ نَقْصً ناقِصُ مَنْقُوصُ
2.bab قصد يقصد قصدا قاصد مقصود

İLİM YOLUNDA

İLİM YOLUNDA
İlim Yolunda
SÜİFD / 27
216
İlim Yolunda
SÜİFD / 27
217
Dr. Latif Solmaz
1944 yılında Konya’nın Taşkent Kazası’nın Balcılar Kasabasında dünyaya
geldim. Babam Demirci Mustafa olarak bilinen Mustafa Solmaz, annem de Latif’in
Fatma olarak tanınan Fatma Solmaz'dır.
Küçüklüğümü İlkokul dönemi dâhil demirci çıraklığı yaparak geçirdim. Bu
arada kış aylarında hafta sonları, köydeki Kur’an Kursuna devam ediyordum.
Kursun hocası, Hafız Ahmet Boyacı'ydı. Aslında bu kursta sadece Kur’an-ı Kerim
öğretiliyor ve Kur’an’ın kısa sûreleri ezberletiliyordu. İlkokulu bitirince arkadaşlarımdan bazıları Konya İmam – Hatip Lisesine okumaya gittiler. Ben de gitmek
istedim ancak bana nasip olmadı. Çünkü o sene babam vefat etmişti. Artık Konya’da okumak benim için imkansızlaşmış ve okuma hevesim kursağımda kalmıştı.
Bu arada demirciliğe devam ediyordum. Babamın vefatından yaklaşık üç sene
sonra bizim köylü Ali Çakır'ın (Hamıza Ali) Şam'a okumaya gideceğini ve bizim

تخرّج في”

تخرج في...“

تعبير ”تَخَرَّجَ فِي...“ مهم جدا في المحادثة والترجمة، ولذا استخدم هذا التعبير في الأمثلة واطلب من الدارسين أن يستخدم هذا التعبير في جملة مختلفة من عنده، حتي نستفيد منها جميعا، وشكرا للجميع،...

”تَخَرَّجَ فِي...“ kalıbının kullanımına örnek cümleler:
١- تَخَرَّجَ الشَّيْخُ أَحْمَدُ فِي كُلِّيَّةِ اللُّغَةِ العَرَبِيَّةِ.
٢- تَخَرَّجَ الدُّكْتُورُ أَحْمَدُ فِي الكُلِّيَّةِ العُلُومِ.
٣- تَخَرَّجَتْ أُمِّي فِي كُلِّيَّةِ الطِّبِّ وَأَصْبَحَتْ طَبِيبَةً مَشْهُورَةً
1- Yaşlı Ahmet Arap Dili Fakültesi’nden mezun oldu.
2- Yaşlı Doktor Ahmet Fen Fakültesi’nden mezun oldu.
3- Annem Tıp Fakültesi’nden mezun oldu ve meşhur bir doktor oldu.

Arkadaşlar, sizlerde bu kalıbın kullanımı aşağıdaki cümlelerden öğrendikten sonra ilave örnek cümleler oluşturarak tercümesini yapabilirsiniz.
Örnek cümleler oluştururken fiilleri, özneleri değiştirerek, çoğul, eril dişil kiplerde kullanmayı deneyebilirsiniz.

İSMİN ALÂMETLERİ:

İSMİN ALÂMETLERİ:

Birinci dersimizde kelime ve kısımları üzerinde durmuştuk. Kelimelerin isim, fiil ve harf'ten meydana geldiğini öğrenmiştik. Cümleler kelimelerden meydana geldiği için; Arapça öğrenimine bu konuyla başladık. Şimdi de kelimenin ilk kısmı olan ismi tanımaya devam edelim. Bilindiği gibi karşılaştığımız bir kelime ya isimdir, ya fiildir, ya da harf'tir. Peki, ismi nasıl tanıyacağız? Özellikleri nelerdir? Ana hatlarıyla bu konu üzerinde duralım.

Arapça'ya yeni başlayan herkesin mutlaka bilmesi gereken, özelliklerle başlayalım:

. Başına harf-i ta'rîf (ال Takısı) alabilir:

الْكِتاَبُ , السُّنَّةُ gibi.

Arapça'da Atıf Edatları

ATIF: Atıf harfleri denen harflerle kelime veya cümleleri aynı hükme bağlamaya atıf denir. İleride müstakil konu başlığı altında işleyeceğimiz, ancak çok gerekli olduğu için ara ara kelimeler ve dipnotlarda işlediğimiz atıf bahsinden şimdilik şu kadarını öğrenmemiz yeterlidir:
Atıf harflerinden önceki kelimeye ma’tûfun aleyh, sonraki kelime ya da cümleye de ma’tûf denir. Ma’tuf, ma’tuf’un aleyh’in harekesini alır.
نَجَحَتْ فاَطِمَةُ وَ أُخْتُهاَ.
Fâtıma ve kardeşi başardı.
Bu cümlede فاَطِمَةُ ma’tufun aleyh, وَ atıf harfi, أُخْتُهاَ da ma’tuf’dur (atfedilen). أُخْتُ kelimesi matufun aleyh olan فاَطِمَةُ kelimesinin merfû olması sebebiyle merfûdur. Atıf vâvı ma’tuf ile ma’tûfun aleyh’in aynı hükümde ortak olduğunu göstermiştir.
Atıf harfleri 10 tanedir. Kelime ezberler gibi ezberleyebileceğimiz bu harflerin cümle içindeki kullanılışları şöyledir:
وَ
ve
رَجَعَ الْيَوْمَ مُحَمَّدٌ وَ خاَلِدٌ.
Muhammed ve Hâlit bugün döndüler.
فَ
akabinde, hemen

Kevâşî'nin Hayatı, İlmî Kişiliği ve Eserleri*

Kevâşî'nin Hayatı, İlmî Kişiliği ve Eserleri*
Mehmet Mahfuz ATA**
Öz: Kevâşî, İslâm dünyasının Moğol istilâsına uğradığı hicrî VII. asırda yaşamış, tefsir, kıraat
ve Kur'ân ilimleri sahasında bazı eserler vermiştir. Kevâşî’nin Tebsıra ve Telhîs isimli tefsirleri
hem rivayet hem de dirayet özellikleri taşıyan, ancak daha çok dirayet yönü ağırlıklı olan eserlerdir. Kıraat, Arap dili ve edebiyatı, vakf ve ibtidâya dair önemli yorumlar yapan müellif, ilmî
gayeyle dönemin önemli ilim merkezlerine seyahatlerde bulunmuştur. Kaleme aldığı tefsirleri
kendisinden sonraki Celâleddin el-Mahallî ve Celâleddin es-Süyûtî gibi bazı meşhur âlimlerin
eserleri arasında referans olarak gösterilmiş; Telhîs adlı eseri dönemin meşhur tefsirlerinden
olan el-Keşşâf ve Mefâtîhü'l-Gayb'la birlikte Beytü'l-Makdis'te ders kitabı olarak okutulmuş-
tur. Bu çalışmada İtikatta Eş'arî, amelde Şâfiî mezhebine mensup olan Kevâşî’nin hayatı, ilmî
kişiliği ve eserleri ele alınmıştır.

Muzari Fiil Edatları

Muzari Fiil Edatları
لِ : (Lâmı Tâlil) Muzari fiilin başına gelen 'Li' harfi; içinlik anlamı katar ve muzari fiili nasbeder.

Normal fiilleri fetha ile nasbeder, "Ef'âlul Hamse"leri 'nun' harfinin gitmesi ile nasbeder.

لِتَنْصُرَ <-- تَنْصُرُ

لِتَنْصُرا <-- تَنْصُرانِ

لِتَنْصُرُوا <-- تَنْصُرُونَ

لِتَنْصُرِي <-- تَنْصُرِينَ

لِتَنْصُرا <-- تَنْصُرانِ

لِتَنْصُرْنَ <-- تَنْصُرْنَ (değişmez)

خَرَجَ حامِدٌ مِنْ الفَصْلِ لِيَشْرَبَ الماءَ : Hamit su içmek için sınıftan çıktı.





أَنْ : Muzari fiilin başına gelen 'En' harfi; mek, mak anlamı katar ve muzari fiili nasbeder.

أنا أُرِيدُ أَنْ أجْلِسَ ھنا : Burada oturmak istiyorum.

Öncesindeki edatlar kullanılmayabilir;

أَعُوذُ بِاللهِ أَنْ أَكُونَ مِنْ الكَاذِبِينَ 'min' düşmüştür aslı şöyledir --> أَعُوذُ بِاللهِ مِنْ أَنْ أَكُونَ مِنْ الكَاذِبِينَ

Eğer emir fiilinin önüne gelirse 'Tefsir En'i olur, "diye" şeklinde tercüme edilir.

سلمان بن عبدالعزيز ملكاً - محمد محفوظ

محمد محفوظ

سلمان بن عبدالعزيز ملكاً

لا ريب أن إدارة دفة القيادة في المملكة العربية السعودية، من المهام الجسام والعظيمة، لما تتمتع به المملكة من موقع خليجي وعربي ودولي على الصعد كافة. فهي من البلدان المحورية على المستوى العربي والإسلامي، كما أنها مؤثرة بشكل أساسي على المستوى الدولي في بعدين أساسيين البعد السياسي والبعد الاقتصادي، فالمملكة دولة مركزية في المنطقة، وستبقى تتحمل مسؤولياتها القومية والدولية. فمن المؤكد أن إدارة دولة بحجم المملكة ودورها وتأثيرها، يعد بكل المقاييس مسؤولية كبرى ومهمة تستغرق كل الجهد والوقت.

إلا أن هذه المسؤولية ليست صعبة، على شخصية خبرت الحياة العامة عشرات السنين وتحمل مسؤولياته الوطنية في مقتبل العمر، ويختزن على المستوى الإداري والسياسي تجربة ثرية وممتدة وتتقاطع مع الكثير من الملفات التي تهتم بها المملكة سياسيا واقتصاديا، داخليا وخارجيا. أعني بذلك شخصية خادم الحرمين الشريفين الملك سلمان بن عبدالعزيز. فهي شخصية ذات خبرة واسعة داخليا وخارجيا، وذات اهتمامات متعددة. فثمة شرائح ومكونات عديدة في المجتمع السعودي تعتبره جزءا منها وأحد أقطابها.

TARİHTEN GÜNÜMÜZE ABDAL SÖZCÜĞÜ

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Semih TEZCAN’a Armağan, Cilt:13, Yıl:13, 13:293-298
293
TARİHTEN GÜNÜMÜZE ABDAL SÖZCÜĞÜ
Zafer ÖNLER*

THE WORD “ABDAL” FROM HISTORICAL PERIODS TO
PRESENT
Özet
XIII-XIV. yüzyıllarda bir inanç grubunun önderi anlamındaki abdal sözcüğü,
sosyal nedenlere bağlı olarak zaman içerisinde anlam değişmelerine uğramıştır.
Aslı Arapça “bedel” (birinin yerine geçen, bir başka şeyin karşılığı, değişen)
sözcüğünden kaynaklanan terimin çoğulu ise “budala”dır. Gezici dervişlerin
yaşayış tarzları, halk arasında onların avare, serseri, başıboş insanlar olarak
algılanmaları, tarihsel süreçte sözcüğün anlamında değişmelere neden olmuştur.
Günümüzde tasavvuf terimi olarak “abdal” sözcüğünün de kullanılıyor olmasına
karşılık, “aptal” ve “budala” sözcükleri ise, kafası çalışmaz, akılsız anlamında
kullanılmaktadır. Ayrıca eski gezici dervişlerin sersefil yaşama biçimlerinden
dolayı, Anadolu’nun birçok yerinde “abdal” sözcüğü Çingene anlamında da

Zamir - Zamirler الضمير - الضمارئر

ZAMİRLER

İsmin yerini tutan mebni isimdir. Mufasıl (ayrık) ve muttasıl (bitişik) zamirler olarak iki gruba ayrılır.

1. Mufasıl zamirler - Ayrık zamirler: Kendi başına (fiile, harfi cer v.b. ‘e bitişik olmaksızın) kullanılabilen zamirlerdir.

Munfasıl Zamirler
Çoğul
İkil
Tekil

هُمْ
هُمَا
هُوَ
Müzekker III. Şahıs
هُنَّ
هُمَا
هِيَ
Müennes III. Şahıs
اَنْتُمْ
اَنْتُمَا
اَنْتَ
Müzekker II. Şahıs
اَنْتُنَّ
اَنْتُمَا
اَنْتِ
Müennes II. Şahıs
نَحْنُ
نَحْنُ
اَنَا
I. Şahıs

2. Muttasıl zamirler - Bitişik Zamirler - İyelik Zamirler: Kendi başına kullanılamayan (fiil, harfi cer v.b.’e bitişik olarak kullanılan) zamirler.

Muttasıl Zamirler
Çoğul
İkil
Tekil

هُمْ
هُمَا
هُ
Müzekker III. Şahıs
هُنَّ
هُمَا
هَا
Müennes III. Şahıs
كُمْ
كُمَا
كَ
Müzekker II. Şahıs
كُنَّ
كُمَا
كِ
Müennes II. Şahıs
نَا
نَا
يِ
I. Şahıs



الضَّمِيرُ - الضَّمَائِرُ
ZAMİR - ZAMİRLER
Zamirler Üçe Ayrılır: ayrı bitişik gizli

Nakıs Fiillerin Çekimleri (tüm kipler, zamanlar)

الماضي المعلوم - المضارع المعلوم - المضارع المجزوم - المضارع المنصوب - المضارع المؤكد الثقيل – الأمر - الأمر المؤكد
أنا أعطَيْتُ أُعطِي أُعطِ أُعطِيَ أُعطِيَنَّ
نحن أعطَيْنَا نُعطِي نُعطِ نُعطِيَ نُعطِيَنَّ
أنت أعطَيْتَ تُعطِي تُعطِ تُعطِيَ تُعطِيَنَّ أعطِ أعطِيَنَّ
أنتِ أعطَيْتِ تُعطِينَ تُعطِي تُعطِي تُعطِينَّ أعطِي أعطِينَّ
أنتما أعطَيْتُمَا تُعطِيَانِ تُعطِيَا تُعطِيَا تُعطِيَانِّ أعطِيَا أعطِيَانِّ
أنتما مؤ أعطَيْتُمَا تُعطِيَانِ تُعطِيَا تُعطِيَا تُعطِيَانِّ أعطِيَا أعطِيَانِّ
أنتم أعطَيْتُم تُعطُونَ تُعطُوا تُعطُوا تُعطِيُنَّ أعطُوا أعطِيُنَّ
أنتن أعطَيْتُنَّ تُعطِينَ تُعطِينَ تُعطِينَ تُعطِينَانِّ أعطِينَ أعطِينَانِّ
هو أعطَى يُعطِي يُعطِ يُعطِيَ يُعطِيَنَّ
هي أعطَتْ تُعطِي تُعطِ تُعطِيَ تُعطِيَنَّ
هما أعطَيَا يُعطِيَانِ يُعطِيَا يُعطِيَا يُعطِيَانِّ

PRATİK ARAPÇA DERSLERİ 12

PRATİK ARAPÇA DERSLERİ 12
الدَّرْسُ الثَّانيِ – الأحْيَاءُ
KONU: Mikrop
الموضوع: الْجُرْثُومَةُ

ÖĞRETMENİN AÇIŞ KONUŞMASI:
أيها الإخوةُ والأخوات،
السلامَ عليكم ورحمة اللهِ وبركاتُهُ وبعد،

فإنَّ الجُرْثُومَ، اسْمٌ يُطْلَقُ على الكائِناتِ الحيَّةِ الدَّقيقَةِ المُسَبِّبَةِ للأمْرَاضِ نَتيجَةَ تَطَفُّلِها؛ مثل البـروتوزو، وهي الأوَّلِيَّاتُ، أي وحيدةُ الخَلِيَّةِ من المملكِةِ الْحَيَوَانِيَّةِ؛ كذلك البكتيريا، والفُطْرُ المُمْرِضُ، والفيروساتُ من المملَكَةِ النباتيَّةِ.

إنَّ اسم الجُرثُومَةِ يُطْلَقُ أيضًا على خَلايا التناسُلِ في الْحَيَوَانَاتِ، وعلى بذورِ النَّبَاتاتِ، أو ما تحمِلُهُ مِنْ أجِنَّةٍ، كَجُرْثومَةِ القَمْحِ. ولكن ليس هذا ما نقصُدُهُ. وإنّما نقصُدُ الجراثيمَ الْحَيَوَانِيَّةَ التي تُسَبِّبُ الْمَرَضَ، وسَيَدُورُ حِوَارُنَا حولَ هذا النَّوْعِ من الجراثيمِ.

والآن، نقومُ بتعريبِ جُمَلٍ اَعْدَدْتُها سابِقًا باللُّغَةِِ التُّركِيَّةِِ.
1. Hiç mikrop adında bir şey duydun mu?
هل سَمِعتَ شَيْئًا اِسْمُهُ الْجُرْثُومُ؟

ARAPÇA'DA MAHALLi LERÇELERiN YAZI DİLİ YERİNE KULLANILMA TEŞEBBÜSLERİ

Ilmi Araştırınalar 2, İstanbul I 996
ARAPÇA'DA MAHALLi LERÇELERiN YAZI DİLİ
YERİNE KULLANILMA TEŞEBBÜSLERİ
Hüseyin Y AZICI
Arap dili, İslam'dan önce sadece Arap yarınıadasında konuşuluyordu. İslam'ın
gelişi ile yayılmaya ve gelişmeye başladı. Bu, günüınıize kadar da devam
etti. Ancak, Arap dili'nin gelişme seyri içinde fasih ve amml Arapça, hep mücadele
içınde olmuş 1 ve özellikle de son dönemlerde bazen ı)'i niyetli bazen de kasıtlı olarak
bu mücadele, farklı mecralara çekilmek ıstenmiştir. İki grup arasında cereyan
eden bu mücadelede fasih Arapça'yı savunanlar, amın! Arapça'yı, dilin bozulması
diye telakki etmiş; ikinci grup ise fasih Arapça'yı geri kalmışlığın en önemli sebepleri
arasında görınüştür2. Burada bu tarihi' sürecin nasıl geliştığine geçmeden
evvel fasih ve ammi Arapça'nın ne olduğu üzerinde durmak faydalı olacaktır.
Fasfh'l, fasuha4 fiılının sıfat-ı ınüşebbehesidir. ."Doğru, açık-seçik, saf ve

...ما زال kalıbına örnekler..

أنَا مَا زِلْتُ أدْرُسُ Ben henüz okuyorum-Halen okumaktayım.

وَ لَكِنِّي مَا زِلْتُ أجِدُ صُعُوبَةً كَبِيرَةً فِي التَّعْبِيرِ Fakat anlatımda hala büyük bir sorunla karşılaşıyorum.

مَا زِلْنَا فِي بِدَايَةِ الأمْرِ Daha işin başındayız.

مَا زِلْتُ أتَعَلَّمُهَا Henüz öğreniyorum-Halen öğrenmekteyim.

أبِي أنْتَ مَا زِلْتَ مَعِي Baba sen hala benimlesin.

IBN MADA'NIN ARAP DILINDEKI AMIL NAZARIYESINE YONELiK ELESTiRiLERi

Ozet: Bu makalenin amac1, Endiiliislii bir dilci olan ibn Mada'mn nahiv ilminin
temel ta~larmdan birini te~kil eden amil nazariyesine yonelik ele~tirilerinin
incel~nip degerlendirilmesidir. <;ah~ma iii; boliimden olu~maktadrr. Birinci
bohiinde miiellifin biyografisi verilmi~, ikinci boliimde de amil nazariyesi
k1saca ai;1klanm1~tir. Makalenin ana klsmm1 olu~turan ii9tincu bohimde
ise ibn Mada'nm bu nazariyeye yonelik ele~tirileri, 9agda~ dilcilerin gorii~leri
1~1g1 altmda incelenerek degerlendirilmi~tir.
Anahtar Kelimeler: ibn Mada, Endiiliis, amil nazariyesi, nahiv.
The Critiques of ibn Mada towards the Theory of' Amil in the
Arabic Language
Summary: The purpose of this article is to evaluate the critiques of ibn Mada
who was a linguistician from Spain in relation to the theory of 'amil which is
one of the basic topics of Arabic Grammar. The article consists of three
sections: While the first section deals with the life and works of the writer,