Arap Dili

Arap Dili Arap Dili

Arapça’da Kelime ve Kuralların Doğrulanması İçin Hadislerin Kullanılması∗

T.C.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
İLAHİYAT FAKÜLTESİ
Cilt: 13, Sayı: 1, 2004
s. 213-228
Çev. Hasan TAŞDELEN
Dr.; U.Ü. İlâhiyat Fakültesi
Özet
Arap dili kurallarının tespiti noktasında, hemen herkesin
ittifakla benimsediği iki temel referans söz konusudur:
Kur’an-ı Kerim ve Arap şiiri. Bununla birlikte, söz konusu
referanslardan ilkinin kaynaklığı hususu tartışmasız iken,
ikincisiyle ilgili olarak bir takım sınırlamalar getirilmiştir.
Dil bilginleri, dilin bozulmaya başlamasından önceki
dönem şairlerine ait şiirlerin, -söz konusu şiirler bize


Bu yazı, Muhammed el-Hadir Huseyn’in Dirâsât fi’l-Arabiyye ve Târîhihâ
isimli kitabının 166–180. sayfalarında yer alan el-İstişhād bi’l-hadîs fi’l-luğa
adlı makalesinin tercümesidir (Dimaşk, II. Baskı, 1960) * * 1874 yılında Tunus’un Nefta köyünde dünyaya geldi. 12 yaşında iken
babasıyla beraber Başkent Tunus’a göç etti. Burada el-Câmiu’z-Zeytûnî
enstitüsüne kaydolarak, buradan mezun oldu. 1905 yılında kadar Binzert

الدولة الحديثة في عهد سلمان... - يوسف الكويليت

يوسف الكويليت

الدولة الحديثة في عهد سلمان..

الانتقال الهادئ للحكم طبيعة تقليدية شهدها هذا البلد في جميع عصوره، في فقره وغناه لإيمانه أن وحدته فوق الاعتبارات أياً كانت التصورات والتخرصات عنه، وفي تاريخنا لم نرفع شعارات الثورة والانقلاب، وإنما التغيير والتطوير دون إثارة أو إعطاء آمال لا تنفذ..

خادم الحرمين الملك سلمان لم يأت من كواكب بعيدة عنا، فهو امتداد لرحلة العمر الطويل مارس العمل القيادي شاباً، ووصل إلى صانع القرار، ولذلك حين نقرأ أسلوب وتطوير الإدارة بإعطاء الجيل الثالث من الشباب المؤهل بمعارف خارجية تجيد التعامل مع ثقافات ولغات وتقنيات معاصرة في مراكز وزراء ووكلاء ومؤسسات وغيرها، والقادم من القطاع الخاص بديناميكية وأسلوب إدارته الحديثة وبلا تراكم قيود من الدوائر الحكومية ومدارسها التقليدية الراكدة، وبأعمار شابة ما بين الأربعين والثلاثين، ودمجهم مع أصحاب الخبرة في المراكز القيادية الحساسة، فإن ذلك يؤكد أننا نقطع مسافات بعيدة نحو الإدارة المعاصرة للحكومة الإلكترونية..

ARAP DİLİ VE DİN DİLİ İÇERİSİNDE 'İKRA' ('OKU!') KAVRAMININ YERİ

117
ARAP DİLİ VE DİN DİLİ İÇERİSİNDE 'İKRA' ('OKU!')
KAVRAMININ YERİ
Yrd. Doç. Dr. İbrahim YILMAZ*
ÖZET
Bu çalışmada, Arap Dili ve Edebiyatı ve Din Dili içerisindeki
'Oku' kavramının yeri incelenmeye gayret edilmiştir. Ayrıca bu
kavramın deskriptif ve linguistik tahlilleri üzerinde durulmuş,
okumanın amacı, gerçek bir okuyucu olmanın kriterleri, okumanın
hastalıkları ve zararları, Tanrı sözleri olan Kur'ân'ın nasıl okunması
gerektiği gibi konulara açıklık getirilmeye çalışılmış ve bu konuda
önemli ipuçları verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: İkra, Oku, Düşünce, Arap Dili, Din Dili.
ABSTRACT
The Place of 'Iqra' Concept in Arabic Language and Religious
Language
In this article, we tried to research the place of 'Iqra' (anonceread) concept in Arabic Language and Religious Language.
Furthermore we touched on linguistic and descriptive analysis of this
concept, and aims of read, and criterious of to be a good reader, and

KUR’ÂN’IN İ‘CÂZI BAĞLAMINDA DİL-İNANÇ İLİŞKİSİ

265
Öz
Bu makale, İslâm teolojisi ile Arap dilinin kesişme noktalarından birini yorumlamaya
yönelik bir girişimdir. Kur’ân ve belâgat bilimi çerçevesinde inancın dille ilişkisini ele
almaktadır. İslâm’ın kutsal kitabı Kur’ân, üslûpsal güzelliğiyle on dört asırdır Arap dili
ve edebiyatının eşsiz, benzersiz bir şaheseridir. Kur’ân’ın bu özelliğine Arap dili belâgat
biliminde “i‘câz” adı verilir. Kur’ân’ın i‘câzı ne kadar anlaşılabilirse, güzelliği ve değeri de kavranabilecektir. Bu araştırmanın amacı, Kur’ân’ın dilsel boyutunu inançsal bir
düzlemde açıklayarak Kur’ân hakkında insanları bilinçlendirmektir.
Anahtar Kelimeler: Arapça, dil, belâgat, inanç, İslamî teoloji, kelâm, Kur’ân, İslâm.
The Relationship Between Language and Belief
in the Context of I‘jāz in the Quran
Abstract
This article deals with relationship between the Arabic language and Islamic belief
in the frame of the Quranic discorse. The Arabic rhetoric is an important means for the

Övme ve Yerme Fiilleri

Övme ve Yerme Fiilleri
Arapçada medh (övmek) için (نِعْمَ), zem (yerme) için (بِىْٔسَ) camid fiilleri kullanılır. Genellikle bu fiillerden sonra merfu iki isim bulunur;

نِعْمَ الوَلَدُ عُمَرُ : Ömer ne iyi çocuktur.

بِىْٔسَ الخُلُقُ الكِذْبُ : Yalan söylemek ne kötü huydur.

نِعْمَ (Niğme) : İyi, güzel, ilginç, mükemmel, ne iyi, ne güzel, ne ilginç, ne mükemmel... manalarına gelir.

بِىْٔسَ (Bi'se) : Kötü, fena, çirkin, ne kötü, ne fena, ne çirkin... manalarına gelir.



Medh ve zem fiilleri lazımdırlar, mazidirler, muzari ve emirleri yoktur. Çekimleri de yoktur. Sonlarına müenneslik (ت) kullanılsa da olur, kullanılmasa da;

نِعْمَ الرَجُلُ أَحْمَدُ : Ahmet ne iyi adamdır.

نِعْمَ الرَجُلَانِ أَخَوَاكَ : İki kardeş ne iyi adamlardır.

نِعْمَ الرِجَالُ المُسْلِمُونَ : Müslümanlar ne iyi adamlardır.

نِعْمَتْ المَرْأَةُ عَاىِٔشَةُ : Ayşe ne iyi kadındır.



مَا ile kullanımı;

نِعْمَ مَا فَعَلْتَهُ : Yaptığın şey ne güzel.

SÖZLÜK VE SÖZLÜKÇÜLÜK ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

AKADEMİK BAKIŞ
Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi
ISSN:1694 – 528X Sayı: 9 Mayıs – 2006
İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi – Türk Dünyası Kırgız – Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü Celalabat – KIRGIZİSTAN

1
SÖZLÜK VE SÖZLÜKÇÜLÜK ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Zekeriya BİNGÖL, Muğla Üniversitesi, Yabancı Diller Yüksekokulu
Muğla/TÜRKİYE
ÖZET
Günümüzde insanı, iletişime her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır.
İnsanoğlu da daha fazla bir ilgiyle birbirlerinin dillerini öğrenme yoluna gitmektedirler.
Özellikle dil öğreniminde başvurulan kaynaklar görsel, işitsel ve basılı materyallerdir. Basılı
materyaller içerisinde sözlükler, dillerin başvuru kaynağı niteliğinde olan temel eserlerdir.
Sözlükler, bir dilin içerdiği sözcükleri alfabetik olarak kapsayan, o dilin deyim ve Örnek
cümlelerini de ihtiva eden kaynaklardır. Bu çalışmanın amacı; Sözlük konusunda yapılan
çalışmaların tarihsel seyrini irdelemek ve sözlüklerin nerede, nasıl kullanılması gerektiği

EL-KASÎDETU’T-TANTARÂNİYYE

bilimname III, 2003/3, 153-160
EL-KASÎDETU’T-TANTARÂNİYYE
Tacettin Uzun
Prof. Dr., Selçuk Ü. İlahiyat F.
tacuzun@yahoo.com
Arap Edebiyatı’nda el-Kasîdetu’t-Tantarâniyye adıyla meşhur bir kasîde vardır.
Bu, Bağdatlı şair Ahmed b. Abdurrezzak et-Tantarânî (Öl.485/1092) tarafından
Selçuklu veziri Nizâmülmülk’ü medhetmek için yazılmıştır. et-Tantarânî,
Nizâmülmülk zamanında Bağdad’daki Nizâmiye Medresesi’nde müderrislik yapmıştır.
Ayrıca Nizâmülmülk’ün yakın dostuydu. Onun birçok eser ve şiiri vardır.
Kasîde 35 beyitten oluşmaktadır ve en bariz özelliği çift kafiyeli olmasıdır. Birçok
kişi tarafından da şerhedilmiştir.
Bu makalede biz, kasîdeyi yazan şairi tanıtmaya ve kasîdenin özelliklerini belirtmeye
çalıştık. Daha sonra Arapça’sını ve Türkçe tercümesini verdik.
Arap Edebiyatı’nda el-Kasîdetu’t-Tantarâniyye adıyla meşhur bir kasîde vardır.
Adı geçen kasîde, Bağdatlı şair, Mu’înuddîn Ahmed b. ‘Abdurrezzâk et-Tantarânî
(Öl.485)1

PRATİK ARAPÇA DERSLERİ 3

PRATİK ARAPÇA DERSLERİ 3
ÖĞRETMENİN AÇIŞ KONUŞMASI:
أيها الإخوةُ والأخوات،
السلامَ عليكم ورحمة اللهِ وبركاتُهُ وبعد،

درسنا في الحصّةِ الماضيةِ حوارًا سريعًا جرى بين فتاةٍ تُركيَّةٍ وأُخْرَى عربيةٍ. وعلِمنا أنَّ الفتاةَ التركيةَ قد زارتْ بلدًا عربيًّا تُريد تطويرَ معرِفَتِها باللغةِ العربيةِ.

يمكِنُنَا أن نتحصّلَ من هذا الحوارِ أمورًا مثيرةً قد لا يعلمُها من يجهلُ النسيجَ الإجتماعيَّ وَالنَّـزَعَاتِ الكامِنةَ للشبيبةِ في تركيا. ذلكَ أنّ كثيرًا من الشباب الأتراك يحرُصونَ على تعلُّمِ اللغةِ العربيةِ ولا يجدون الوسطَ الملائِمَ ولا مَن يُعَلِّمُهُم إيّاها بالوجهِ الصحيح. وكثيرٌ منهم يريدونَ أن يزوروا بلدًا عربيًّا، إمَّا ليتعلّموا العربيةَ بالطريق المباشِرِ، والإحتكاكِ بالناسِ العربِ. أو إمّا أن ينخرِطوا في معهدٍ أو جامعةٍ ليطوِّرو ما قد اكتسبوهُ من المعرفةِ بهذه اللغةِ في بلدِهم. وهذا يدلُ على شُعورِهم الطيِّبِ بالقرآنِ ولُغتِهِ.

Mefulun fih - مفعول فيه

المفعول به

تعريف المفعول به :

كل اسم منصوب يدل على من وقع عليه فعل الفاعل دون تغيير معه في صورة الفعل .

نحو : كتب الطالب الدرس ، وجنى المزارع الفاكهة .

1 ـ ومنه قوله تعالى : { لا نشتري به ثمنا }2 .

وقوله تعالى : { قد بلغت من لدنا عذرا }3 .

حكمه : واجب النصب .

العامل فيه :

الأصل أن يعمل الفعل في المفعول به النصب ، غير أن هناك من يعمل عمل الفعل وهو : ـ

1 ـ اسم الفاعل . نحو : جاء الشاكر نعمتك ، وأقبل جندي حامل سلاحه .

2 ـ ومنه قوله تعالى : { ولا آمين البيت الحرام }4 .

وقوله تعالى : { وكلبهم باسط ذراعيه بالوصيد }5 .

ومنه قول الشاعر : بلا نسبة .

أمنجز أنت وعدا قد وثقت به أم اقتفيتم جميعا وعد عرقوب

فالكلمات " نعمتك ، وسلاحه ، والبيت ، وذراعيه ، ووعدا " جميعها مفاعيل بها العامل



1 ـ 106 المائدة . 2 ـ 106 المائدة .

3 ـ 76 الكهف . 4 ـ 2 المائدة . 5 ـ 18 الكهف .

فيها أسماء الفاعلين ، وهي على الترتيب : الشاكر ، حامل ، آمين ، باسط ، منجز .

2 ـ اسم المفعول المشتق من الفعل المتعدي لمفعولين .

Eleştirmen ve Şair Olarak Veliyyuddîn Yeğen’in Çağdaş Arap Edebiyatındaki Yeri

T.C.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ
Cilt: 16, Sayı: 2, 2007
s. 21-41
Eleştirmen ve Şair Olarak Veliyyuddîn
Yeğen’in Çağdaş Arap Edebiyatındaki Yeri
Mehmet Yalar
Doç. Dr., U.Ü. İlahiyat Fakültesi
Özet
Bu çalışmada son dönem Osmanlı aydınlarından Veliyyüddîn
Yeğen’in eleştirmen ve şair olarak çağdaş Arap edebiyatındaki
yeri üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda kısa bir girişin
ardından önce Yeğen’in, biyografisinin konuya ışık tutacak
yönlerine yer verilmiştir. Daha sonra konunun esasını teşkil eden
eleştirmen ve şair kişiliği çerçevesinde karakteristik özellikleri, ilk
edebî faaliyetleri, sosyal ve siyasal tecrübelerinin edebî
çizgisindeki rolü, hapis ve sürgün süreci yansımaları, son kez
Mısır’a yerleşmesi ve buradaki edebî faaliyetleri, ele aldığı
konular, eserleri ve içerikleri gibi hususlar ele alınıp
değerlendirilmiştir. Çalışma kısa bir sonuç ve değerlendirme
bölümüyle sona ermiştir.
Abstract
The Place of Veliyyuddin Yeğen in the Modern Arabic

RESÜLULLAH (SAV)’İN ANLATIM TARZINDA BEDEN DİLİ UNSURLARI: JESTLER VE ÇİZİMLER

81
Bülent Ecevit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 1, Sayı 1, 2014, ss. 81-92
Journal of Theology Faculty of Bülent Ecevit University, Vol. 1, No. 1, 2014, pp. 81-92
RESÜLULLAH (SAV)’İN ANLATIM TARZINDA BEDEN DİLİ
UNSURLARI: JESTLER VE ÇİZİMLER
The Prophet (SAAS) ‘S Narrative Style, Body Language Items:
Gesture and Drawings
ÖZET
Anlatımda el, parmak gibi uzuvlarla işârette bulunmak ve çizim yapmak anlatımı destekleyici
önemli yöntemlerdendir. Resülullah (sav)’in her hareketini bize nakletmede çok hassas olan Sahabe
(ra), bu konuda da bize yeterli miktarda bilgi aktarmıştır.. Makalemizde, bu yöntemlerin Resülullah
(sav) tarafından ne şekilde kullanıldığı örnekler üzerinden ortaya konulmuştur. Ayrıca hadis
şerhlerinde bu çizimler ile ilgili hangi konulara değinildiği ve nasıl çizimlerin yapıldığı gösterilmiştir..
Özellikle eğitim-öğretimde, anlatımın göze de hitap eden metotlarla zenginleştirilmesi gerektiğine
vurgu yapılmıştır.

ARAPÇ A BİRKAÇ DARB-I MESELİN VE ŞEYHÎ 'NİN HAR-NÂME 'SlNDE İŞLEDİĞİ HİKÂYENİN MENŞEİ HAKKIND A

ARAPÇ A BİRKAÇ DARB-I MESELİN VE ŞEYHÎ 'NİN
HAR-NÂME 'SlNDE İŞLEDİĞİ HİKÂYENİN MENŞEİ HAKKIND A
NİHA D M. ÇETİN
I
XV . asır Türk şâirlerinden Şeyhî, başından geçen acı bir hâdise
üzerine Har-nâme adlı meşhur küçük mesnevisini nazmetmişti. Şâiri
içten feryâda sevkeden musîbet, edebiyat tarihi için mes'ut bir vesile
oldu: Çok eski bir fablden büyük bir san'at eseri doğdu.
Har-nâme 'de işlenilen kıssanın çekirdeğini teşkil eden fabl, zamanla
ve yayıldığı muhitlere göre bâzı değişikliklere uğramıştır. Bu yazıda
bu öğüt verici kıssanın tesbit edilebilen izleri, Arap edebiyatındaki birkaç
darb-ı meselden hareket edilerek gösterilmeye çalışılacaktır.
Bahis mevzûu hikâye ile alâkalı olmak üzere Arapça'da birkaç darb-ı
mesel vardır. Bunların bir kısmında kulaklarını kaybeden hikâye kahramanının
hangi hayvan olduğu zikredilmez. Bu darb-ı mesellerin biri
şudur
1 :
.«o l j^l) ! _!l.k f
( Boynuz isteyip kulağı kesilen gibi. )

Arapçada Mazi Fiiller

Arapçada Mazi Fiiller
Mazi, geçmiş zamandaki bir durum ve olayı gösteren fiildir.

ذَهَبَ عَلِيٌّ إِلَى المَدْرَسَةِ : Ali okula gitti.

سَلَّمَ الوَلَدُ عَلَى أَخِيهِ : Çocuk kardeşine selam söyledi.

قَرَأَ وكَتَبَ : Okudu ve yazdı.



Mazi fiilin çekimleri;

نَصَرُوا
نَصَرْنَ
نَصَرْتُمْ
نَصَرْتُنَّ

نَصَرَا
نَصَرَتَا
نَصَرْتُمَا
نَصَرْتُمَا
نَصَرْنَا
نَصَرَ
نَصَرَتْ
نَصَرْتَ
نَصَرْتِ
نَصَرْتُ
ما : Cümleyi olumsuza çevirir.

ما أَكَلْتُ : Yemedim.

لا : İki fiil birlikte olumsuz yapılacaksa kullanılır.

لا أَكَلْتُ ولا شَرِبْتُ : Ne yedim ne de içtim.

Mutlak olumsuzluk ifade eder;

لَا رَأَيْنَاهُمْ ولَا رَأَوْنَا : Ne biz onları gördük ne de onlar bizi gördü.

Gereklilik ifade eder;

لَا رَأَيْتُهُ : Onu görmemem gerekir.

Duanın olumsuzu olur;

لَا رَضِيَ اللهُ عَنْهُ : Allah ondan razı olmasın.



قَدْ : miş’li geçmiş zaman yapar.

ذَھَبَ الطَالِبُ إلى المَدْرَسةِ : Öğrenci okula gitti.

Yabancı Dil Olarak Arapça Konuşma Becerisi Öğretiminde İletişimsel Yaklaşıma Dayalı Etkinliklerin Kullanımı

21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum
153
Cilt 4 Sayı 10 Bahar 2015
Yabancı Dil Olarak Arapça Konuşma Becerisi Öğretiminde
İletişimsel Yaklaşıma Dayalı Etkinliklerin Kullanımı
Yabancı Dil Olarak Arapça Konuşma Becerisi
Öğretiminde İletişimsel Yaklaşıma Dayalı
Etkinliklerin Kullanımı
Dr. Murat ÖZCAN **
Özet :
Yabancı dil öğretim yöntemlerinin çoğu öğrencilerin öğrendikleri amaç dilde
etkin bir biçimde iletişim kurmayı hedef edinmektedir. Geçtiğimiz yüzyılın ikinci
yarısına damga vuran iletişimsel yaklaşım bu hedefi yeterince yerine getirmektedir.
Yabancı dil olarak Arapçanın öğretilmesinde de iletişimsel yaklaşım kullanılmaya
başlanmıştır. Böylece Arapça öğretiminde klasik yöntemlerin yerine, öğrenen
odaklı öğretim yöntemlerinden biri olan iletişimsel yaklaşımın kullanılması
öğrencilerin verimliliğini artırmaktadır. Arapça konuşma becerileri öğretiminde
iletişimsel yaklaşım uygulanırken, ders sırasında her türlü görsel araçlar, işitsel

"nereye?, nereden?, nasıl?, ne zaman?" - “أنّى”

أَنَّى: nereden?, nereye?, nasıl?, her nereye yaparsa, her ne zaman yaparsa, ne zaman?

”أَنَّى“
kalıbı için örnek cümleler:
أَنَّى تَذْهَبْ فَأَنَا مَعَكَ
Nereye gidersen, seninleyim.

أَنَّى يُحْيِي اللهُ هَذِهِ بَعْدَ مَوْتِهَا!
Allah bunu ölümünden sonra nasıl diriltecek!

زُرْنِي أَنَّى شِئْتَ
Ne zaman istersen, beni ziyaret et.

أَنَّى يَذْهَبْ ذُو عِلْمٍ يُحْتَرَمْ
İlim sahibi nereye giderse, saygı görür.

أَنَّى يُرْتَفَعْ مُسْتَوَى العِلْمِ تَقِلًّ الجَرِيمَةُ
İlmi seviye ne zaman yükselirse, suç azalır.

أَنَّى لَكَ هَذَا؟
Bunu nereden aldın?

أَنَّى لَكَ المَالُ وَأَنْتَ فَقِيرٌ؟
Fakir olduğun halde bu malı nereden aldın?

أَنَّى تَجْلِسْ أَجْلِسْ
Nerede oturursan otururum.

أَنَّى تُدَخِّنُ وَالتَّدْخِينُ ضَارٌّ!
Sigara içmenin zararlı olduğunu bildiğin halde, nasıl sigara içersin!

أَنَّى تَعْمَلْ تَبْلُغْ مَا تَتَمَنَّى
Ne zaman çalışırsan, istediğine kavuşursun.

أَنَّى اِسْتَيْقَظْتَ هَذَا الصَّبَاحَ؟