Arap Dili
Arap Dili Arap Dili
ABBÂSÎLER DÖNEMİ TERCÜME FAALİYETLERİNİN ARAP EDEBİYATINA ETKİSİ
ABBÂSÎLER DÖNEMİ TERCÜME FAALİYETLERİNİN
ARAP EDEBİYATINA ETKİSİ
M. Akif ÖZDOĞAN*
Özet: Tarihte her medeniyet, bilgi ve kültür birikimini önceki medeniyetlerden veya aynı dönemdeki medeniyetlerle iletişim ve irtibat kurmak suretiyle
kendi dillerine nakl ve tercüme yoluyla aktarmışlardır. Bilgi aktarımında en
önemli rolü, tercüme faaliyetleri yapar. Milletler, kendi bilgilerini, tercüme
faaliyetleri ile elde ettikleri bilgilerle kaynaştırarak yeni ürünler elde ederler.
Emevîlerle başlayıp, Abbâsîlerde zirveye ulaşan tercüme faaliyetleri vasıtasıyla İslâm dünyasına giren felsefe, mantık ilmi ve Aristo’nun Poetika ve
Retorik adlı eserleri ile Fars ve Hint kültürlerinden yapılan tercümelerin
Arap edebiyatına metodolojik içerik yönünden önemli etkileri olmuştur. Edebiyatın, belâgat, şiir, edebî tenkit ve nesir alanlarında kavramlar ortaya konulup, tarifleri yapılmış, konular sistematik halde tasnif edilmiştir. Edebiyat,
Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Nesai Ebu Davud
Başlık: PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu: Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
Ravi: Hudri
Hadisin Arapçası:
وعن الخُدْرى رَضِيَ اللّهُ عَنه قال: ]بَيْنَا رَسُولِ اللّهِ # يَقْسِمُ قِسْماً أقْبَلَ رَجُلٌ فَأكَبَّ عَلَيْهِ فَطَعَنَهُ # بِعُرْجُونِ كَانَ مَعَهُ كَانَ فَجَرَحَ وَجْهَهُ. ثُمَّ قَالَ لَهُ: تعالَ فَاسْتَقِدْ. قَالَ: بَلْ عَفَوْتُ يَا رَسُولَ اللّهِ[. أخرجه أبو داود والنسائي.
Hadisin Anlamı:
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın bir taksimde bulunduğu bir sırada, bir adam gelerek üzerine eğildi. Aleyhissalâtu vesselâm da elindeki hurma dalını adama dürtüp yüzünden yaraladı. Sonra da: “Gel! Kısas yap!” buyurdu. Adam: “Affettim ey Allah’ın Resulü!” dedi
Kaynak: Ebu Davud, Diyat 15, (4536); Nesâî, Kasame 20, (8, 32)
2011’de ARAPÇAYI NASIL ÖĞRETELİM1
1
2011’de ARAPÇAYI NASIL ÖĞRETELİM1
Prof.Dr. Mehmet Zeki AYDIN2
1.GİRİŞ
Ülkemizde İlahiyat Fakültelerinde, İlköğretim Din Kültür v Ahlak Bilgisi Eğitimi
Bölümlerinde ve İmam-Hatip Liselerindeki meslek dersleri içinde, Arapça dersi bir anlamda
anahtar konumundadır. Başta Kur'an ve Hadis olmak üzere dinî kaynaklar Arapçadır. Bu
nedenle meslekî metin/diyalogları okuyup anlayabilmek için bu dili öğrenmek gerekmektedir.
Bunun yanında Arapça konuşan insanlarla sözlü ve yazılı iletişim kurma isteği de söz
konusundadır. Bu sebeplerle Arapça öğretiminde hangi yöntemlerin kullanılacağı önemli bir
konudur.
Bu çalışmada, Arapça nasıl öğretileceği üzerinde durulacak, kısaca Arapça öğretiminin
amaçlarından, kitaplarından bahsedilecek ve ayrıntılı olarak öğretim yöntemleri açıklanacaktır.
2.ARAPÇA ÖĞRETİMİNİN AMAÇLARI
Eğitimde,
“niçin öğreteceğiz?” sorusunun cevabı eğitimin amaçlarını;
“nasıl öğreteceğiz?” sorusunun cevabı, öğretim yöntemlerini;
ARAP GELENEĞİNDE ŞAİR VE CİN İLİŞKİSİ
EKEV AKADEMİ DERGİSİ Yıl: 6 Sayı: 13 (Güz- 2002) ___________________315
ARAP GELENEĞİNDE ŞAİR VE CİN İLİŞKİSİ
Faruk ÇİFTÇİ
Özet: Bu makale, şairin cahiliye Arap toplumundaki yerini ve cinlerle var olduğu kabul edilen ilişkisini ele almayı amaçlamaktadır. Yazının yaygın olarak kullanılmadığı
toplumlarda sanat, ortak ifade ve anlaşma aracı olmuştur. Sözlü kültürün hakim olduğu cahiliye Arap toplumunda şiir sanatının etkin bir yere sahip olduğu görülmektedir. Şair, bu toplumda söz ustası olmasının ve dili etkin biçimde kullanmasının yanı
sıra görünmeyen alemdeki varlıklarla ilişki kuran kişi olarak kabul edilmektedir. Bu
anlayış şaire önemli bir statü vermiştir.
Anahtar kelimeler: Arap geleneği, şair, cin, cahiliye, Kur'ân, İbn Şuheyd.
THE RELATİONSHIP BETWEEN POET AND GENIE IN ARABIC
TRADITION
Absract: As we know the art became common expression and means of understanding in communities where writing didn’t become prevalent there. It seems that poetry
Arapça- Hal
Arapça- Hal
الحَالُ
Hal, كَيْفَ sorusunun cevabı olarak cümlede yer alıp, hal sahibi'nin durumunu bildiren mensup halde olan isimlerdir.
كَيْفَ جَاءَ بِلالٌ؟ : Bilal nasıl geldi?
جَاءَ بِلالٌ رَاكِباً : Bilal binici olarak geldi. (Bu cümlede بِلالٌ hal sahibi, رَاكِباً de halidir.)
جَاءَتْنِي الطِفْلَةُ بَاكِيَةً، ورَجَعَتْ ضَاحِكَةً : Kız çocuğu bana ağlayarak geldi, gülerek döndü.
أُحِبُّ اللَحْمَ مَشْوِيّاً، والسَمَكَ مَقْلِيّاً، والبَيْضَ مَسْلُوقاً : Eti ızgara, balığı kızartma, yumurtayı haşlama seviyorum.
Hal sahibi kelime cümle içinde aşağıdaki konumlarda bulunabilir;
- Fail,
كَلَّمَنِي الرَجُلُ بَاسِماً : Adam benimle gülümseyerek konuştu.
- Naib fail,
يُسْمَعُ الأَذَانُ وَاضِحاً : Ezan net duyulur.
- Mef'ulun bih,
اِشْتَرَيْتُ الدَجَّاجَةَ مَذْبُوحَةً : Tavuğu kesilmiş aldım.
- Mübteda,
الطِفْلُ فِي العُرْفَةِ نَاىِٔماً : Odadaki çocuk uyuyor.
- Haber,
ھذا الھِلَالُ طَالِعاً : Bu hilal doğuyor (yükseliyor).
İsmul Fail اسم الفاعل
Ismul Fail اِسْمُ الفَاعِلِ
Fiilden türeyip, bir işi yapanı gösteren kelimeye İsmul Fail اِسْمُ الفَاعِلِ denir.
Türkçedeki ekten sıfat-fiil karşlığıdır. Sulasi (üçlü) mücerred (soyutlanmış) bir fiilin İsmul Faili, فَاعِلٌ vezninde olur.
Örnekler:
كَتَبَ yazdı - كَاتِبٌ yazan, yazıcı
قَتَلَ öldürdü - قَاتِلٌ öldüren
فَتَحَ açtı - فَاتِحٌ açan
ضَرَبَ vurdu - ضَارِبٌ vuran
جَلَسَ oturdu - جَالِسٌ oturan
Diğer fiillerin İsmul Failleri söyle yapılır: Muzari şekli alınır, baştaki muzarilik harfi atılıp yerine mazmum (ötre ile harekeli) bir م harfi , yani مُ şeklinde getirilir.
Örnekler:
الوَزْنُ - المَاضِي - المُضَارِعُ - اِسْمُ الفَاعِلُ
إِفْعَالٌ - أَضَحَكَ - يُضْحِكُ - مُضْحِكٌ
تَفْعِيلٌ - ذَكَّرَ - يُذَكِّرُ - مُذَكِّرٌ
مُفَاعَلَةٌ - حَاسَبَ - يُحَاسِبُ - مُحَاسَبٌ
اِنْفِعَالٌ - اِنْقَطَعَ - يَنْقَطِعُ - مُنْقَطِعٌ
SIFAT CÜMLESİ
SIFAT CÜMLESİ
Sıfatlar müfred (tek) bir kelime olarak geldiği gibi isim cümlesi, fiil cümlesi ve şibh-i cümleden[9] de oluşabilir. Nekre isimlerden sonra gelen cümleler ve şibh-i cümleler o kelimenin sıfatı olurlar[10] ve bu yan cümlecikler yani isim ve fiil cümlesi olarak gelen sıfatlar tercüme edilirken ..en, ..an, ..dığı ile temel cümleye bağlanırlar. Şibh-i cümlelerden oluşan sıfatlar ise temel cümledeki mevsuflarına ..bulunan, ...olan diye bağlanır. Sıfat cümlesinde sıfat cümlesini mevsûfa bağlayan, sıfatla mevsûf arasındaki bütün uygunluk şartlarını taşıyan bir zamir bulunur. Bazen bu zamir hazfedilmiş (kaldırılmış) ya da müstetir (gizli) olabilir[11].
جاَءَ رَجُلٌ رَأَيْتُهُ.
Gördüğüm adam geldi.
رَأَيْتُ رَجُلاً جاَءَ.
Gelen bir adam gördüm.
Nekre isimleri niteleyen isimler, cümleler ve şibh-i cümleleri ayrı örnekler halinde işlememiz konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.
a) Sıfat İsim Cümlesi:
مَكَّةُ مَدِينَةٌ تاَرِيخُهاَ قَدِيمٌ.
BEYŞEHİR’DE MOĞOL EMİRİ İSMAİL AĞA DÖNEMİNE AİT FARSÇA-ARAPÇA SANDUKALAR*
Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 9/1 Winter 2014, p. 367-386, ANKARA-TURKEY
BEYŞEHİR’DE MOĞOL EMİRİ İSMAİL AĞA DÖNEMİNE AİT
FARSÇA-ARAPÇA SANDUKALAR*
İbrahim KUNT
Hüseyin MUŞMAL
Mustafa ÇETİNASLAN
ÖZET
Beyşehir ve çevresi, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasıyla
birlikte Eşrefoğulları’nın merkezi olmuş, Eşrefoğulları’ndan sonra ise
Moğol Emiri Halil Ağa-zâde İsmail Ağa’nın hâkimiyetine girmiştir. İsmail
Ağa Beyşehir yöresinde yaklaşık 44 yıl (1335–1379) hüküm sürmüş ve
bu dönemde gerek Beyşehir merkezinde gerekse Beyşehir’e bağlı bazı
köylerde birtakım eserler yaptırmıştır.
Beyşehir merkezindeki Vuslat Parkında iki, Vuslat Parkı
devamındaki Sevgi adasında iki ve Eşrefoğlu Külliyesi içerisinde
bulunan Yarım Türbe’de (Emir Türbesi) bir adet olmak üzere, Moğol
Emiri İsmail Ağa dönemine tarihlenen toplam beş sanduka
bulunmaktadır. Bu çalışmada Moğol Emiri İsmail Ağa dönemine
ARAPÇA’YI DOĞRU KULLANMANIN KUR’AN’IN ANLAŞILMASINA OLAN ETKİSİ
Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı: 34, 2012, ss. 29-50.
ARAPÇA’YI DOĞRU KULLANMANIN
KUR’AN’IN ANLAŞILMASINA OLAN ETKİSİ
M. Vehbi DERELİ
Yard. Doç. Dr., NEÜ İlahiyat Fakültesi
Arap Dili ve Belağatı Bilim Dalı Öğretim Üyesi
mvdereli@gmail.com
ÖZET
Arapça bir metin olarak indirilen Kur’an, bu dili en kapsamlı şekilde kullanmıştır.
İnsanlara yol göstermeyi hedefleyen Kur’an’ın gerçek işlevi, ancak doğru anlaşıldığı
takdirde gerçekleşmiş olacaktır. Kur’an’ın doğru anlaşılması ise, her şeyden önce Arap
dilini doğru kullanmaya bağlıdır.
Bu makale, Arap diline aykırı çeviri ve izahlardan örnekler sunarak, Arapçayı doğru
kullanmanın, Kur’an’ın doğru anlaşılması açısından önemini ortaya koymak amacıyla
kaleme alınmıştır. Nahiv, sarf ve lugat ilimleri açısından Arap dili ve gramerine uymayan,
bunun dışında Arap dilinin üslûbunu ve deyimsel anlam ihtimalini dikkate almayan
Türkler ve Araplar Arasında Kültürel Değişim
التبادل الثقافى بين الأتراك والعرب
ÖZ
Türkler ve Araplar Arasında Kültürel Değişim
Bu makale, Osmanlı İmparatorluğunun İslam dünyasındaki hakimiyeti
döneminde, Osmanlı Türkleri ile Araplar arasındaki kültürel değişimi ele almaktadır. Osmanlı döneminde padişahlar, yöneticiler, ilim adamları ve askeri
erkân, Arap dili ve öğretimine büyük önem vermişlerdir. Bu çerçevede, çeşitli
alanlarda Arapça birçok kitap yazılmıştır. Bu da, Osmanlı Devletinin Arap
diline verdiği önemi göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Türk, Arap, Kültür, Dil, Değişim.
ABSTRACT
Cultural Relations between Turks and Arabs
This article evaluates the cultural relations between Turks and Arabs in
the period of Ottoman Empire’s domination on the Islamic World. Sultans,
administrators, scholars and military administrators in the Ottoman period
have reflected great importance to the teaching of Arabic Language. Within this
framework, many books have been written in Arabic language in various fields.
Kazan Tatar Türkçesi Deyimlerinde Arap Harflerinin Kullanımı
TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 33
Kazan Tatar Türkçesi Deyimlerinde Arap Harflerinin
Kullanımı
The Use of Arabic Letters in Kazan Tatar Turkic Idioms
Tuğba AKTAŞ
ÖZET
Türkler geçmişten günümüze Köktürk, Uygur, Arap, Kiril, Latin gibi pek çok alfabe kullanmıştır.
Bunlar içinde en uzun sürelisi ve en yaygını tarihî ve bazı çağdaş Türk lehçelerinin
yazımı için kullanılan Arap alfabesidir. Bu alfabeye ait bazı harflerin kalıplaşmış ifadeler olan
deyimlerde kullanıldığı görülmektedir. Söz konusu alfabedeki harfler, Türkiye Türkçesinde
olduğu gibi ( “elifi mertek sanmak”, “lâmı cimi yok”, “mim koymak” vd. ) Kazan Tatar Türk-
çesinin söz varlığında da kullanılmaya devam etmektedir. Bu çalışmada, Arap alfabesinin gü-
nümüz Kazan Tatar Türkçesi deyimlerindeki izlerinden bahsedilecektir.
•
ANAHTAR KELİMELER
Kazan Tatar Türkçesi, Arap harfleri, deyimler
•
ABSTRACT
Throughout the history Turks have used various kinds of alphabets such as Runic, Uiguric,
PRATİK ARAPÇA DERSLERİ 16
PRATİK ARAPÇA DERSLERİ 16
EĞİTİM
الدَّرْسُ السابعُ- التَّرْبِيَةُ
KONU: Çocuklarımız
الموضوع: أطْفَالَُنَا
ÖĞRETMENİN AÇIŞ KONUŞMASI:
أيها الإخوةُ والأخوات،
السلامَ عليكم ورحمة اللهِ وبركاتُهُ وبعد،
فإنَّنَا في هذه الحصَّةِ سَنَتَكَلَّمُ فيِ مَوْضُوعِ التَّرْبِيَةِ، وسنتطّرَّقُ أَوَّلاً إِلى الْقِيمَةِ التِي يُمَثِّلُهَا أَوْلادُنَا لِنَنْتَبِهَ إلىِ هذه النُّقْطَةِ الهَامَّةِ لَعَلَّنَا نُدرِكُ مَدَى مَسْؤولِيَّتِنَا تُجَاهَ أطْفَالِنَا، حَتَّى نَكُونَ عَلَى وَعْيٍ تَامٍّ عِنْدَمَا نَدْخُلُ فِي تَفَاصِيلِ مَفْهُومِ التَّرْبِيَةِ في دُرُوسِنَا المُقْبِلَةِ.
وَإِلَيْكُمُ الآنَ جُمَلاً رَتَّبْتُهَا بِاللُّغَةِ التُّركِيَّةِ لِتُعَرِّبُوها فيِ هذه الحِصَّةِ.
1. Çocuklarımız ciğerparelerimizdirler
أَوْلادُنَا هُمْ فِلْذاتُ أَكْبَادِِنَا.
2. Onlar bizim varislerimiz ve yerimize geçecek olanlardır.
إنَّهُمْ وََرثَتُنَا وَأَخْلاَفُنَا.
3. Bize ait ne varsa hepsini onlara bırakacağız.
سَنَتْرُُُكُ لَهُمْ كُلَّ مَا لَنَا.
ANTAKYA ARAP ORTODOKSLARINDA DĐNSEL MÜZĐK UYGULAMALARI1
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.esosder.org
Electronic Journal of Social Sciences ISSN:1304-0278
Yaz-2016 Cilt:15 Sayı:58 (998-1017) Summer-2016 Volume:15 Issue:58
ANTAKYA ARAP ORTODOKSLARINDA DĐNSEL MÜZĐK
UYGULAMALARI1
RELIGIOUS MUSIC PRACTISES IN ANTAKYA ARABIAN ORTHODOX
DOI:10.17755/esosder.68837
Derya KARABURUN DOĞAN2
Banu MUSTAN DÖNMEZ3
Öz
Bu çalışmada, Antakya Ortodoks Kilisesi dinsel müzik uygulamaları, kültürel ve müziksel analiz bakımından
incelenmiştir. Günümüzde Antakya’da farklı etnisitelere ait olup Ortodoks mezhebine bağlı azınlık vakfı
statüsünde 6 adet kilise bulunmaktadır. Genel olarak Kiliselerine Arapça ve Türkçe adlar veren Arap Ortodoks
Cemaati, Antakya Arap Ortodoks Patrikliği’ne bağlıdır.
Çalışmada, dinsel müzik-sosyo-kültürel yapı-kimlik ilişkisi, Antakya Ortodoks Cemaati özelinde ele alınmıştır.
Çalışmada, öncelikle Antakya Arap Ortodoks Cemaatinin bölgedeki demografik dağılımı üzerinde durulmuş,
PRATİK ARAPÇA DERSLERİ 13
PRATİK ARAPÇA DERSLERİ 13
الدَّرْسُ الثَّالِثُ- الثَّقَافَةُ الْعاَمَّةُ
KONU: Sınava Hazırlık.
الموضوع: الاسْتِعْدَادُ للإمْتِحَانِ
ÖĞRETMENİN AÇIŞ KONUŞMASI:
أيها الإخوةُ والأخوات،
السلامَ عليكم ورحمة اللهِ وبركاتُهُ وبعد،
فإنَّ الحياةَ كُلَّها امتحانٌ واخْتِبَارٌ وابْتِلاءٌ. يقولُ تعالى: »خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أحْسَنُ عَمَلاً«. فيجب إذنْ أنْ نتسابَقَ في أعمالِ الخيرِ. ومن أفضل الأعمالِ كسبُ المعرِفَةِ وتحصيلُ العِلْمِ النافِعِ. لأنّ العلمَ النافِعَ هو مِفتاحُ السّعادَةِ ووسيلةُ النجاحِ والنجاةِ. أمّا النجاحُ، فإنّه إنّما يثبُتُ بالإختبارِ.
فقد أعددتُ جُمَلاً فيما يلي باللُّغة التُّركيَّةِ لِحِوارٍ حولَ موضوعِ الإختبارِ، نقوم الآن بِتعريبِها على سبيل التمرين.
1. Hoca ayın sonunda bir test yapacak.
سيقوم الأستاذُ باختبارٍ في نهايةِ هذا الشهرِ.
2. İyi hazırlanmamız gerekir.
يحب علينا أن نستعدَّ جيّدًا.
3. Ben şimdiden hazırım.
أنا مستعدٌّ من الآن.