Arap Dili
Arap Dili Arap Dili
ARAP DİLİ VE TEFSİRLE İLGİLİ ŞEVÂHİD LİTERATÜRÜ
Sosyal Bilimler Dergisi
Cilt 5 Sayı 10 Aralık 2015, ss. 27-45
Makale Gön. ve Onay Tar.: 21.10.2015-22.12.2015
ARAP DİLİ VE TEFSİRLE İLGİLİ ŞEVÂHİD
LİTERATÜRÜ
Harun ÖĞMÜŞ
Öz
Bu makalede şevâhid ve istişhâd gibi kavramların tarifleri üzerinde duruluyor,
istişhâdın kaynakları ve şartları hakkında bilgi veriliyor, daha sonra asıl olarak Arap dili ve tefsir
kitaplarında zikredilen şevâhidi açıklamak üzere yazılmış eserler tanıtılıyor. Yazıldıkları alana
göre tasnif edildikten sonra kronolojik olarak sıralanan bu eserler içerisinde en dikkat çekenler;
Sîbeveyhi‟nin el-Kitâb‟ı, Zemahşerî‟nin el-Keşşâf‟ı, İbn Mâlik‟in el-Elfiyye‟si, İbn Hâcib ve İbn
Hişâm‟ın kitaplarındaki şevâhidi açıklayan eserlerdir.
Anahtar Kelimeler: İstişhâd, şevâhid, şâhid, misâl, Arap dili, tefsir.
THE LITERATURE OF SHAWĀHID IN ARABIC
LANGUAGE AND THE TAFSIR BOOKS
Abstract
This article centers on the definition of the terms shawāhid (witnesses) and istishhād.
GELENEK/DEĞİŞİM VE KIBRIS’TA TÜRK KİMLİĞİ
Türkbilig, 2006/12: 134-142.
GELENEK/DEĞİŞİM VE KIBRIS’TA TÜRK KİMLİĞİ
Ruhi ERSOY
Özet: Bu yazıda, gelenek kavramının tanımı, mahiyeti, toplumla dayalı
uğradığı gelişim,”değişim”,dönüşüm süreçleri ve yeni terkiplerin
oluşumundaki işlevleri üzerinde durulup; Türk Kültürü örneklemesinden
hareketle, geleneğin sürekliliği ve çağın şartlarına göre nasıl terkipler
oluşturabilme yeteneğine sahip olduğu gerçeği de göz önünde tutularak ve
Kıbrıs’ta asırlardır varlığını sürdüren, kaynağını erken dönem Türk
Kültürü’nün Anadolu Coğrafyası tecrübesi üzerinden Kıbrıs adasına taşıyan
geleneklerin adada var oluşundan ve yeniden kendi dinamiklerini oluşturma
sürecinden bahsedilecektir. Böylece geleneğin sürekliliği, Türk Kültürü’nün
Kıbrıs özelinde gösterdiği süreç üzerinden incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Gelenek, Değişim, Türk Kimliği, Terkip,Kıbrıs,
Tradition/Changing and Turkish Identity in Cyprus
Abstract: This article will focused on the description of the term “tradition,”
KUR’AN VE ARAP DİLBİLİMİNİN GELİŞİMİ1
Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (ERZSOSDE) ÖS-I: 173-178 [2015]
KUR’AN VE ARAP DİLBİLİMİNİN GELİŞİMİ1
THE QURAN AND THE DEVELOPMENT OF ARABİC
LİNGUİSTİCS
Marzieh GHOLİTABAR1*, Atiyeh Damavandi KAMALİ 2**
Çev. Arş. Gör. Nevres AÇIKALIN*** Arş. Gör. Ahmet ŞEN****
ÖZET: Kur’an’ın kutsal metninden derinden etkilenen Arap Grameri bilimi hicretten sonra ilk
asrın ikinci yarısında ortaya çıktı. Böyle bir gelişmenin arka planında yatan sebepler, doğru okuma ve
metni doğru anlamayı ifade eden fasih Arapçada lahn (konuşmadaki hatalar) diye isimlendirilen bir
olgunun yayılmasına dayandırılabilir. Kur’an’ın Arap Gramerinin gelişiminde ve bu bilimin
öğretilmesindeki temel rolü herkes tarafından bilinmektedir; Bununla birlikte, bu makale, Arap Grameri
ve dilbiliminin ortaya çıkışının, Kur’an’ı doğru bir şekilde okuma ihtiyacından kaynaklanıp
kaynaklanmadığı veya (sık başvurulduğu üzere) konuşma hataları ve aksanı koruma çabasından
Tercüme ve Adaptasyon Dönemi (1850-1914)∗
T.C.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
İLAHİYAT FAKÜLTESİ
Cilt: 13, Sayı: 1, 2004
s. 195-212
Tercüme ve Adaptasyon Dönemi (1850-1914)∗
Pierre CACHIA**
Çev. Hasan TAŞDELEN
Dr.; U.Ü. İlâhiyat Fakültesi
Özet
Arap dünyası, Yunan düşüncesiyle çok erken bir tarihte
tanışmış olmasına rağmen, Arap müelliflerin Avrupa
dillerinden yaptıkları çeviriler 19. yüzyılın ikinci yarısına
tekabül eder. Avrupa etkisinin Arap dünyasına girdiği iki
büyük kapı vardır; bunlardan ilki, çoğunluğu Lübnan’da
bulunan Hıristiyan Arap edebiyatçılar, diğeri de Napolyon’un
Mısır’ı işgali sonucunda ortaya çıkan kültürel
ortamdır. Tercüme ve adaptasyon döneminin ilk başlarında
mutlak manada taklide dayalı edebî ürünler verilirken,
günümüze doğru giderek özgünlük kazanan nitelikli eserler
kaleme alınmaya başlanmıştır.
Summary
It is not very early that Arabic speaking world get
acquinted with European literature (i.e. in the second half of
the 19th. century) and literary genres although they had
Yabancı Dil Olarak Arapça Öğretiminde Kısa Öykünün Yeri1
International Journal of Contemporary Educational Studies (IntJCES)
June 2016 : 2 (1)
ISSN : 2548-9373
Doi :
Copyright©IntJCES (www.intjces.com) - 164
Field : Language Education
Type : Review Article
Recieved: 03.03.2016 - Accepted: 09.06.2016
Yabancı Dil Olarak Arapça Öğretiminde Kısa Öykünün Yeri1
Abdulmuttalip IŞIDAN
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Ankara, TÜRKİYE
E-Posta: muttalipisidan@gmail.com
Öz
Yabancı dil öğretiminin nasıl yapılacağı tarih boyunca tartışma konusu olmuştur. Bu amaçla
birçok yöntem ve teknik geliştirilmiş ve kullanılmıştır. Dil öğretiminde yöntemlerin
kullanılması öğrencinin başarıya ulaşmasında daha etkili olmuştur. Bu nedenle geliştirilen her
bir yeni yöntem diğer yöntemin eksiğini kapatmak amacıyla geliştirilmiştir. Bu bağlamda kısa
hikâyeyle dil öğretimi de yapılmaktadır. Yabancı dil öğretiminde kısa öykünün kullanılması
dili canlı ve etkin hale getirmektedir. Çünkü kısa hikâye aracılığıyla dil öğretimi dört dil
TÜRK DİLİ HARİTASINA BİR KATKI: LÜBNAN’DAKİ TÜRKLER VE TÜRKÇE
ZfWT
Vol. 5, No. 1 (2013)
Zeitschrift für die Welt der Türken
Journal of World of Turks
159
TÜRK DİLİ HARİTASINA BİR KATKI:
LÜBNAN’DAKİ TÜRKLER VE TÜRKÇE
CONTRIBUTION TO TURKISH LANGUAGE MAP:
IN LEBANON TURKS AND TURKISH
Özgür Kasım AYDEMİR∗
Özet:
Makalemiz, Lübnan sınırları içerisindeki saha çalışmamızın, Türkçenin
konuşulma alanlarına ilişkin genel bilgi aktarımını amaçlamaktadır. Günümüzde,
Lübnan’da yaklaşık 12000’i kayıtlı olmak üzere 30000 kadar vatandaşımız
yaşamaktadır. Bunların önemli bir kısmı 1940 sonrasında çalışma amacıyla gelip
ülkeye yerleşmiş olan Türklerdir. Ancak 1940 sonrası Lübnan’a yerleşen Türkler,
yaşadıkları büyük şehirlerde hâkim dil konumda olan Arapçadan etkilenmelerinin
yanı sıra daha çok ayrıldıkları coğrafyanın dil özelliklerini yansıtmaları nedeniyle bu
çalışmaya konu edilmemiştir. Çalışmamızda, sayıları 13200’ü bulan ve 13.
yüzyıldan itibaren bu bölgede yaşayan Türkmenler ile yaklaşık sayıları 9000’i bulan,
Hal (Durum Zarfı)
1) Müfred olarak Hal:
جَاءَ عَلِيُّ ضَاحِكًا
جَاءَ: geldi
عَلِيٌّ: Ali
ضَاحِكًا: gülerek (Müfred olarak hal/durum zarfı)
2) İsim Cümlesi olarak Hal:
جَاءَ عَلِيٌّ وَهُوَ ضَاحِكٌ
جَاءَ: geldi
عَلِيٌّ: Ali
وَهُوَ ضََاحِكٌ: o güler halde (İsim cümlesi olarak hal/durum zarfı)
3) Fiil Cümlesi olarak Hal:
جَاءَ عَلِيٌّ يَضْحَكُ
جَاءَ: geldi
عَلِيٌّ: Ali
يَضْحَكُ: gülüp (Fiil cümlesi olarak hal/durum zarfı)
4) Şibih Cümle olarak Hal:
جَاءَ عَلِيٌّ فِي ضُحُوكٍ
جَاءَ: geldi
عَلِيٌّ: Ali
فِي ضُحُوكٍ: gülücükler içinde (Şibih cümlesi olarak hal/durum zarfı)
Cinsiyet Yönünden İsimler (Müzekker-Müennes) 2
Püf Noktaları:
* Yukarıdaki kurallara uymayan isimler müzekker (eril) kabul edilir.
* Ayrıca Arapça’daki bütün cansız isimlerin çoğulu müennes (dişi) ve müfred (tekil) kabul edilir.
* Bazı müzekker (eril) isimler kurala aykırıdır.
Örnek:
حَمْزَةُ (Hamza)
طَلْحَةُ (Talha)
عُرْوَةُ (Urve)
* Mübalağa ifade eden فَعَّالَةٌ vezninin sonundaki ta-i marbuta ـة müenneslik (dişilik) için değildir.
Örnek:
عَلاَّمَةٌ (çok bilgili)
نَسَّابَةٌ (soy bilgini)
رَحَّالَةٌ (çok gezmiş)
* Münennes (dişi) kelimeler aşağıdaki gibi iki ana grupta sınıflandırılarak da isimlendirilebilir:
A- Hakiki Müennes (Dişi) المُؤَنَّثُ الحَقِيقِيُّ: Ta-i Marbuta/Ta-i Tenis tenis (dişilik) alameti taşısın veya taşımasın gerçekte dişi olan varlıktır.
خَدِيجَةُ (Hatice)
مَرْيَمُ (Meryem)
خَنْسَاءُ (Hansa)
لَبُؤَةٌ
B- Mecazi Müennes (Dişi)المُؤَنَّثُ المَجَازِيُّ :
a- Lafzi Münnes (Dişi):
Tenis (Dişilik) alameti olan (ة – ى - اء) isimler.
Sülasi mücerredin mastarları
Sülasi mücerredin mastarları Mülehhısu-s sarf sa;4ve5 göre 28vezin üzere olup kullanımları lugat yardımıyla bilinir .Kullanılan kalıpları şunlardır.
فَعْلٌ نَصْرٌ yardım etmek
فِعْلٌ فِسْقٌ günah işlemek
فُعْلٌ شُغْلٌ bir işle uğraşmak
فَعْلَةٌ رَحْمَةٌ merhamet etmek
فِعْلَةٌ نِشْدَةٌ zayi olan bir şeyi aramak ,sormak
فُعْلَةٌ كُدْرَةٌ bulanık olmak
فَعْلى دَعْوى çağırmak
فِعلى ذِكْرى anmak
فُعلى بُشْرى müjde etmek
فَعّال لَيّان defetmek,tehir etmek
فِعْلان حِرمان bir şeyden mahrum olmak
فُعْلان غُفْرانٌ avf etmek
فَعلان نزوان sıçramak
فَعَلٌ طَلَبٌ istemek
فَعِلٌ خَنِقٌ boğmak
فِعَلٌ صِغَرٌ küçük olmak
فُعَلٌ هُدًى doğru yola gitmek
فَعَلَةٌ غَلَبَةٌ galip gelmek
فَعِلَةٌ سَرِقَةٌ çalmak
فَعالٌ ذَهَاب ذَهاب gitmek
فِعالٌ اِيَاب صِرافٌ dönmek
فُعالٌ مُبَاح سُؤال sormak,istemek
فَعالَةٌ زهادَةٌ dünyaya rağbetsiz olmak
فِعالَةٌ دِرايَة bilmek
فُعولٌ دُخولٌ girmek
Kuran'da Geçen Kelimeler ve Anlamları 5
Enam Suresi
1- مِدْرَارًا bol yağmur
2- لبس على kuşkuya düşürmek
3- حيق kuşatmak
4- كَشَفَ; i (كَشْف) (…den, bşi) عن kaldırmak;
5- أَكِنَّةً perde
6- وِقْر; [Cogul] اَوْقَار ağır yük;
7- عَوْد; dönüş; tekrar
8- بَغْتَةً; aniden
9- فرط kusur
10- (وَزَرَ , يَزِرُ (وِزْر; ([sırtındaki] yükü) taşımak;
11- نَفَق; [Cogul] أَنْفَاق tunnel
12- سُلَّمًا merdiven
13- صدف yüz çevirmek
14- طَرَدَ; u (طَرْد) (...i, من ...den) çıkarmak; kovmak;
15- رَطْبٍ ıslak,yaş
16- يَابِسٍ kuru
17- كَرْب; [Cogul] كُرُوب tasa;
18- خوض karışma konuya dalma
19- جَنَّ; u (جَنّ, جُنُون) (bşi veya على bşi) gizlemek; [gece] çökmek;
Arapça- Temyiz
Arapça- Temyiz
Bir önceki kelimede veya tüm cümledeki belirsiz ifadeyi belirtmek ve tanımlamak için kullanılan isme temyiz denir. Temyiz, meyyeze (ayırt etmek) fiilinin mastarı olup ayırt edici görevindedir. Ayırt ettiği kelimeye de mümeyyiz (ayırt edilen) denir.
شَرِبْتُ لِتْراً حَلِيباً : Bir litre süt içtim.
Burada حَلِيباً (temyiz), bir önceki kelime olan لِتْراً (mümeyyiz) in ne olduğunu bize açıklar.
إِبْرَاھِيمُ أَحْسَنُ مِنِّي خَطّاً : İbrahim el yazısı olarak benden daha iyidir.
Bu örnekte خَطّاً belirleyici (temyiz) görevindedir. Eğer temyiz (ayırt etme) olmasaydı cümle "İbrahim benden daha iyidir" şeklinde olacaktı. Bu durumda akla ne olarak daha iyi sorusu gelecekti. İşte bu belirsiz durumu ortadan kaldırmak için 'temyiz' kullanılır.
Mümeyyez bakımından temyiz ikiye ayrılır;
1) Temyizu Zâti تَمْيِيزُ الذَاتِ
Miktarsal kelimelerden sonra kullanılır. Dört çeşittir;
a) Rakam,
Kelime ve Kelime Çeşitleri كلمة وأنواعها
KELİME (الكلمة)
Arapçada kelimeler üç kısma ayrılır:
1- İsim (الإسم)
Zamana bağlı olmadan kendi başına bir manası olan kelimedir.
البيت الكتاب الشاب
İsim, mutasarrıf (çekilebilen) ve gayr-i mutasarrıf (çekilemeyen) olmak üzere ikiye ayrılır.
I) mutasarrıf isimden, tensiye, cemi, ism-i tasğir ve ism-i mensub sigaları elde edilir.
سفينة سفينتان سفن سُفينة سفني
II) Gayr-i mutasarrıf isim, şekli değişmez, mutasarrıf isimlerde olduğu gibi çeşitli siygaları yoktur.
أين ما من
İsmin özellikleri:
1) Zaman mefhumu yoktur.
2) Bitişik ta (ة) alır.
3) Tenvin alır.
4) Harf-i tarif alır
5) Başına harf-i cer gelir.
6) Başında nida harfini alır, münada olur.
7) İ’rabı merfu, mansub ve mecrur olur, meczum olmaz.
2- Fiil (الفعل)
Zamana ve şahsa bağlı olarak bir iş veya oluş bildiren kelimedir
كتب يكتب اكتب
Zaman ve Fail açısından fiiller üçe ayrılır:
1) Mazi
2) Muzari
3) Emir
AVRUPA ÜLKELERİNDEKİ ARAPÇA, FARSÇA VE TÜRKÇE YAZMA ESERLERİN KATALOKLARI
AVRUPA ÜLKELERİNDEKİ ARAPÇA, FARSÇA VE
TÜRKÇE YAZMA ESERLERİN KATALOKLARI
Ahmet Suphi Furat*
Özet
Bugün Avrupa kütüphane ve müzelerinde Arap alfabesiyle yazılmış pek
çok Arapça, Farsça ve Türkçe el yazması bulunmaktadır. Bu yazmalar 17. yüzyılın
başından itibaren satın alma, hediye ve diğer yollarla Avrupa'ya götürülmüştür.
Memnuniyetle belirtelimki bu yazmaların büyük çoğunluğunun katalogu
yapılmıştır. Bu yazmaların kataloglanmasmda temel katkı Alman oryatalistlerine
âittir. Bu makalede, G. Flügel, J. Aumer, W. Pertsch ve W. Ahlwardt gibi
oryantalistlerin kataloklarını yakından tanıtıyoruz.
Anahtar Kelimeler: Katalog, Arapça, Farsça, Türkçe, el Yazması,
kütüphane, Avrupa.
Abstract
Today, there are many manuscripts written by the letters of Arab in
Arabic, Persian and Turkish in European Libraries and Museums. Since the
beginning of the 17th century, these manuscripts had been taken to Europe by
HAMDULLAH HAMDÎ’NİN YÛSUF U ZELÎHÂ MESNEVİSİNDEKİ ÜZERİNE
A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 54, ERZURUM 2015, 137-147
HAMDULLAH HAMDÎ’NİN YÛSUF U ZELÎHÂ MESNEVİSİNDEKİ
ÜZERİNE İBARESİ” اكرمى مثواه”
Mehmet Cihat ÜSTÜN
Öz
15. yüzyılda Hamdullah Hamdî tarafından telif edilen Yûsuf u Zelîhâ
Mesnevisi Anadolu sahasının ilk edebî değer taşıyan eseridir. Mesnevide dil
açısından Eski Anadolu Türkçesi niteliklerinin yanı sıra Klasik Osmanlı
Türkçesine ait özellikleri de görmek mümkündür. Özellikle Arapça ve
Farsçaya ait kalıp ifadelerin, ayet ve hadislerin bu dillere ait şekillerle
kullanımı söz konusudur. Bu kullanımlardan birisi de “مثواه اكرمى “ibaresidir.
Bu çalışmada, ilgili ibare üzerine daha önce yapılan “egri mi meŝvāh”
değerlendirmesine karşı farklı bir okuma ve anlamlandırma yaklaşımı
sergilenmiş ve “ekrimį meŝvāh” sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Yûsuf u Zelîhâ, Hamdullah Hamdî, 15. yüzyıl, egri
mi meŝvāh, ekrimį meŝvāh.
ON “مثواه اكرمى “EXPRESSION IN HAMDULLAH HAMDÎ’S YÛSUF U
ZELÎHÂ MASNAVI