İSMİN ALÂMETLERİ:

İSMİN ALÂMETLERİ:

Birinci dersimizde kelime ve kısımları üzerinde durmuştuk. Kelimelerin isim, fiil ve harf'ten meydana geldiğini öğrenmiştik. Cümleler kelimelerden meydana geldiği için; Arapça öğrenimine bu konuyla başladık. Şimdi de kelimenin ilk kısmı olan ismi tanımaya devam edelim. Bilindiği gibi karşılaştığımız bir kelime ya isimdir, ya fiildir, ya da harf'tir. Peki, ismi nasıl tanıyacağız? Özellikleri nelerdir? Ana hatlarıyla bu konu üzerinde duralım.

Arapça'ya yeni başlayan herkesin mutlaka bilmesi gereken, özelliklerle başlayalım:

. Başına harf-i ta'rîf (ال Takısı) alabilir:

الْكِتاَبُ , السُّنَّةُ gibi.

Başına ال Takısı gelen kelimeler isimdir. Başına bu ek gelen isimlerin sonunda tenvîn bulunmaz, yalın halde dammeli (ötreli) okunur, cümledeki yerine göre de uygun harekeyi alır; ama asla çift hareke almaz. Bu takıya, "harf-i tarif" denir; yani ma'rifelik harfidir. İleride de görüleceği gibi; başına geldiği ismi ma'rife isim (özel isim) yapar. Fiil ve harfin başına harf-i ta'rîf gelmez.

. Sonuna tenvîn (çift hareke) gelebilir:

قَلَمٌ , حَدِيثٌ gibi.

Bir kelimenin sonunda örneklerimizde olduğu gibi, iki ötre ya da cümledeki yerlerine göre iki üstün veya iki esre bulunursa; o kelime isimdir. Yukarıdaki açıklamamızda başına harf-i ta'rîf gelmiş isimlerin ma'rife yani özel isim olduğunu söylemiştik; şimdi de harf-i ta'rîf alabildiği halde o takıyı almamış haldeki sonu tenvînli isimlerin nekre yani cins isim olduğunu söyleyelim. Örneğin; قَلَمٌ "(herhangi) bir kalem" anlamına geldiği halde, الْقَلَمُ "(belli, bilinen) kalem" demektir. Fiil ve harf de, tenvîn gelmez.

. Başına harf-i cerr gelir ve o ismin son harekesi kesre (esre) olur:

Başına harf-i cerr gelen isim nekre ise, sonu iki esre; başında harf-i ta'rîf bulunuyorsa, bu durumda da sonu tek esreye çevrilir. Fiil ve harfe, harf-i cerr dâhil olmaz. Birinci dersimizde "harf" konusunu işlerken; ilk üç örnekte harf-i cerrleri kısmen görmüştük.

على شَجَرَةِ : Bir ağacın üzerinde,

عَلَى الشَّجَرةِ : Ağacın üzerinde.

İmam Birgivî'ye göre harf-i cerrler yirmi tanedir.

. Başına "nidâ harfi" gelebilir:

ياَ شُعَيْبُ : Ey Şuayb, ياَ مُحَمَّدُ : Ey Muhammed gibi. Bunlar, ismin lafzî alâmetleridir.

. İsim, tamlama (izâfet) oluşturabilir:

Buna Türkçe'de "isim tamlaması" denir. Anlamları itibariyle; "... -in ... -i" tipindeki tamlamalardır. "Tamlayan" ve "tamlanan"dan oluşur. Evin penceresi gibi. Arapça'ya çevirelim: ناَفِذَةُ الْبَيْتِ İlk öğeye "muzâf" ikincisine "muzâfun ileyh" denir. Fiil ve harf, muzâf olmaz. İsim tamlaması konusu ileride gelecektir.

. Sonuna yuvarlak te gelebilir:

(Bir) Gül: وَرْدَةٌ , زَهْرَةٌ : (Bir) Çiçek.

Kendisi için "zaman" mefhumu olmayan ismin alâmetlerinin başlıcaları olarak bunları sayabiliriz. Bunların yanında isim, müsned-i ileyh yani fâil ve mübteda olabilir. Cümledeki yerine göre; i'râbı merfû, mensûb, mecrûr olur ama asla meczûm (son harekesi cezimli) olmaz. İsme zamir avdet edebilir (fiil ve harf, zamire merci' olamaz). İsim, musağğar (küçültülmüş, tasğîr olunmuş) yani كُتَيِّبٌ "kitapçık", بُوَيْبٌ "kapıcık" örneklerinde görüldüğü gibi, küçültme ismi olabilir...

Not: Cümlede müsned-i ileyh mübteda, haberi ise müsned’dir.

Hatırlatma: İsimlerin çeşitleri muhtelif olduğu için, alâmetleri de muhtelif olmuştur. Çünkü ismin bir çeşidine uyan bir alâmet diğerine uymayabiliyor. Meselâ, kelime sonuna gelen tenvîn sadece munsarif (çekimli, kesre ve tenvîni kabul eden) isimlerin bir özelliğidir. Bu nedenle isimlerin özelliklerine göre; birden çok alâmetleri bulunmaktadır.

Konular