Nahiv Öğretim Metotları ve İbn Haldun’un Görüşüyle İlişkileri

SİİRT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ • CİLT: 2 • SAYI 2 • s. 167-182
Nahiv Öğretim Metotları
ve İbn Haldun’un Görüşüyle İlişkileri*
Belhayr ŞANÎN**
Şahin ŞİMŞEK***
Nahiv kuralları, Arapçayı öğrenmede en önemli aşama- lardan biri olarak kabul edilir. İbn Haldun:“Arapçayı
öğrenmenin dört temeli vardır; Bunlar, lügat, nahiv, belagat ve edebiyattır. Ancak anlaşılan o ki bunların en önemlisi
ve en önde geleni nahivdir. Zira nahiv ilmi sayesinde ifadenin asıl amacı ortaya çıkmakta ve fâil mef ’ulden, mübtedâ da
haberden ayırt edilebilmektedir. Eğer nahiv olmasaydı sözün
asıl amacı bilinmeyecekti.1 diyerek nahiv kurallarını, dil bilimlerinin ilk sıralarına yerleştirmektedir.
* Bu makale, “Turukutedrîsi’l-kavâidi’n-nahviyye ve alâkatuhâbifikri İbn
Haldun” adıyla Mecelletu’l-Eser, Yıl 2012, Sayı, 13, Sayfa, 116-129 da yayımlanan makalenin tercümesidir.
** Câmiatu Kâsidî Mirbâh Varkala, Cezayir.
*** Okt. Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi, sahinsimsek21@gmail.com
168 • SİİRT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ • CİLT: 2 • SAYI 2
Bu kurallar, ancak öğretim ile kazandırılabilir. Öğreticinin eğitim ile ilgili hedeflerini gerçekleştirebilmesi için de birden çok metodu kullanması
gerekmektedir. Hicri ikinci yüzyıldan itibaren Arap dil uzmanları tarafından özellikle de öğrenilmesi zor olmakla nitelendirildiği için, nahiv kurallarının öğretiminde bu gerekli olan bir şeydir. Câhız ile başlayıp günümüzdeki kolaylaştırma taraftarlarıyla biten, Arap nahvinin kolaylaştırılması yö-
nündeki çağrılara sebep olan da nahvin zorluğu meselesidir1 Fakat bu alanda yapılan bütün çalışmalara rağmen âlimler, nahiv kurallarının kolaylaştı-
rılmasına hizmet edecek somut neticelere ulaşamamışlardır. Zira biz, günü-
müzde de Arap öğrencilerin nahiv dersinden korktuklarını görebilmekteyiz. Bu da, bizi nahvin zor olduğu konusunda şüphede bırakan ve öğrencilerin nahiv dersinden kaçınma sebeplerini araştırmaya zorlayan bir durumdur. Çünkü öğrencilerin nahiv dersinden kaçınma sorunun çözümü nahvin
öğretim metotlarında olabilir.
“Nahiv öğretim metotları ve İbn Haldun’un görüşüyle ilişkileri” adlı çalışmamızda ışık tutmak istediğimiz konu budur. Bundan dolayı, öncelikle bu metotlar hakkında şu soruları sorabiliriz: Nahiv kurallarının
öğretimi için tek bir metot mu yoksa birçok metot mu vardır? Arap kültürünün mirasçısı olan âlimler nahiv kurallarının öğretimine değinmiş-
ler mi? Bu âlimlerden İbn Haldun’un nahvin öğretimi ile ilgili görüşü
nasıldı? Bu görüş derin bir görüş müydü yoksa yüzeysel miydi? Çağımız
pedagogları, nahvin öğretim metotlarını oluştururken İbn Haldun’un
görüşünden istifade ettiler mi? Çalışmamızda, bu sorulara cevap bulmaya çalışılacaktır.
1. Nahiv Öğretim Metotları
1.1. Tümdengelim Metodu
Eğitimle ilgilenen birçok kişi bu metottan bahsetmiştir. Tümdengelim
metodu için zikrettikleri en önemli tanımlardan biri şöyledir: “TümdengeAbdurrahman İbn Haldun, Mukaddime, 1. bs. (Cezayir:ed-Dâru’t-tunusiyyeli’n-neşr/elMüessetü’l-vataniyyeli’l-kitab, 1984), II. 711-712.
1 İbrahim Mustafa, ŞevkîDayf ve Mehdi el-Mahzûmî gibi dilciler nahvin zorluğu meselesini dile
getirmişler ve bu konuda somut öneriler ortaya koymuşlardır. Bk. AbdülvârisMebrûkSa’îd, Fi
islâhi’n-nahvi’l-arabiyyi: Dirâsetünnakdiyye, (Kuveyt: Dâru’l-kalem, 1985), s. 87-88. (çev. notu)
NAHİV ÖĞRETİM METOTLARI VE İBN HALDUN’UN GÖRÜŞÜYLE İLİŞKİLERİ • 169
lim metodu, kuralı ezberlemekle başlayıp peşinden kuralı pekiştirmek için getirilen
örnek ve delillere dayanan metottur.”2 Bir başka eğitimci ise bu metodu şöyle tanımlıyor: “Bu metot öncüllerden sonuçlara, genel hakikatlerden cüzi hakikatlere ve genel kuraldan sonuca geçme esasına dayanan bir metottur.”3 Bir başkası da tümdengelim metodunu şöyle tanımlıyor: “Tümdengelim metodu, ilk baş-
ta kuralı ezberlemeye, sonrasında da kuralı pekiştirecek delil ve örnekleri getirmeye
dayanıyor. Bu da onun ezbere dayalı olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla öğrenci öncelikle kuralı ezberlemekle sorumludur. Sonrasında öğrenciye kuralı açıklayan örnekler getirilir. Yani burada zihin genel olandan başlar cüze doğru intikal eder.”4
Bu tanımlardan çıkan sonuç şudur: Tümdengelim metodu, genelden
özele, tümelden tikele, yani öğrenilmesi amaçlanan nahiv kuralından, bu
kuralı açıklayan örneklere geçmektir. Eskiden eğitim kurumlarında bu metot ile ders işlenirdi. Klasik eğitim kitaplarının çoğu bu metotla yazılmış ve
hala nahiv dersi, üniversitelerde bu metotla verilmektedir.
1.1.1. Tümdengelim Metodunun Olumlu Yönleri
Konunun uzmanları, tümdengelim metodunun faydaları hakkında konuş-
muş, sunumunun kolay ve fazla vakit almayan bir metot olduğunu söylemişlerdir. Eğitimcilerden biri, tümdengelim metodu için, fazla vakte veya çabaya ihtiyaç duymayan bir metot olduğunu söylemiş5, bir başkası da, tümdengelim metodu, uygulanması kolay aynı şekilde fazla vakit almadığı için de hızlı bir metot
olması bakımından öne çıktığını ifade etmiştir.6 Bu metot şu şekilde de nitelendiriliyor: “Bu metodun olumlu yönlerinden biri de sunumunun kolay olmasıdır. Öyle ki bazı eğitimciler bu metoda (ً ) َ ضرب َ زيٌْ د َ عمرواmetodu demişlerdir.’’7
2 Ali Ahmet Medkûr, Turukutedrîsi’l-luğa’l-Arabiyye, 2. bs. (Amman:Dâru’l-meysereli’n-neşri ve’ttavzi’, 1430 h., 2010 m.), s. 258.
3 Zekeriya İsmail, Turukutedrîsi’l-luğa’l-Arabiyye, (eş-Şatibî:Dâru’l-ma’rifiyye’l-câmiiyye, şari’
kanali’s-suveys, 2005), s. 224.
4 Sa’dûn Mahmut es-Samûk, Menâhicu’l-luğa’l-Arabiyye ve turukutedrîsihâ, 1. bs.
(Amman:Dâruvâilli’n-neşr, 2005), s. 228.
5 Muhammed RecebFadlallah, el-İtticâhâtu’t-terbeviyye’l-muasira fî tedrîsi’l-luğa’l-Arabiyye,1. bs.
(yy.,Dâruâlemi’l-kutub, 1998), s. 191.
6 Taha Ali Hüseyin ed-Dilîmî ve Kamil Mahmut ed-Dilîmî, Esâlîbu hadise fî tedrîsi’l-luğa’lArabiyye, 1. bs. (Amman: Dâruş-şurûkli’n-neşr ve tavzi’, 2004), s. 63.
7 İsmail, a.g.e. s. 224.ً َ ضَ ر َ ب َ زيٌْ د َ عمْرواdenmesinin sebebi, öğreticinin kuralı anlattıktan sonra َ ضَ ر َ ب َ زيٌْ د
ً َ عمْرواörneğini vererek onunla yetinmesidir. (çevirenin notu)
170 • SİİRT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ • CİLT: 2 • SAYI 2
1.1.2. Tümdengelim Metodunun Olumsuz Yönleri
Bu metodun aşağıda genel başlıklar halinde belirteceğimiz gibi olumsuz bazı yönleri vardır:
a) Bu metodun olumsuzluklarından biri, genelde anlaşılması zor olan
genel külli kaidelerle başlayıp cüzi meselelerle bitmesidir. Yani zor olanla
başlayıp kolay olanla bitmesiyle öğrenme işleminin tam tersinedir.8
b) Bu metodun başka bir kusuru da öğrenciyi nahiv kurallarını ortaya
çıkarmaya sevk etmemesi yani kuralın ezberlenmesine rağmen konunun iyi
anlaşılmasına katkıda bulunmamasıdır.9
c) Bıkkınlığa sebep olan, öğrenciye anlaşılır bilgiler kazandırmayan ve
nahiv dersinden sıkılmaya sebep olan bir metottur.10
Bu olumsuzluklardan şu sonucu çıkarabiliriz: Tümdengelim metodu, ilkokul, ortaokul ve lise için uygun olan bir metot değildir. Ancak üniversite
için uygun olabilir. Zira üniversitedeki öğrenci daha önceki aşamalarda nahiv dersini görmüş ve bu metoda uyum sağlamasını sağlayacak bilgilerden
belli bir fikir edinmiştir.
1.1.3.Tümdengelim Metodunun Uygulama Adımları
1. Hazırlık: Yeni dersle bağlantısı bulunan bir önceki dersin kuralıyla
alakalı sorular sorularak bir önceki derse değinilir.
2. Kuralın sunumu: Kuralın tamamı okunur, tahtaya yazılır ve sonrasında da öğrencilerden onu okumaları ve ezberlemeleri istenir.
3. Kuralın açıklanması: Öğrencilerden, kurala tam anlamıyla uyacak örnekler getirmeleri istenir, örnek getiremedikleri takdirde de öğretmenin
kendisi örnek verir.
4. Kuralın uygulanması: Okunan kuralla ilgili uygulamaya yönelik sorular sorulur ve öğrencilerden sorulara cevap vermeleri istenir.
1.2. Tümevarım Metodu
Bu metot önceki metodun tersidir. Bu metotta tümele varmak için ti-
8 Ali AhmedMedkûr, Tedrîsufunûni’l-luğa’l-Arabiyye,(Kahire: Dâru’l-fikri’l-Arabî, 2000), s.
294-295.
9 Bkz. İsmail, s. 224.
10 Fadlallah, s. 192.
NAHİV ÖĞRETİM METOTLARI VE İBN HALDUN’UN GÖRÜŞÜYLE İLİŞKİLERİ • 171
kelden başlanır. Tümevarım metodunun özellikleri aşağıdaki tanımlardan
anlaşılmaktadır:
a) Bu metotta esas olan, örneklerden veya cüzi meselelerden kurala varmaktır. Örnekler sunulur ve ortak yönlerini ortaya çıkarmak için örneklerdeki nahvî olgular tartışılır ve sonrasında da bu olguları yansıtan kural elde edilir.11
b) Kural, verilen örneklerden ve farklı delillerden alındığı için bu metot,
hüküm çıkarma metodu diye isimlendirilmiştir. Bu nedenle öğrenciler için,
genel kuralın kapsadığı örnekler getirilmeli ve hem anlam hem de yapı bakımından açıklanmalıdır. Böylece öğrenci düşünme yoluyla, örneklerden ya
da özel durumlardan yola çıkarak genel kurala varacaktır.12
c) Bu metot, öğretmenin açıkladığı, tartıştığı ve hüküm çıkardığı örneklere dayanır. Bu da tikelden tümele doğru bir yol izlendiği anlamına gelir.13
Bu metot için, kademeli bir şekilde kuralı oluşturuyor diyebiliriz. Modern
çağda, Ali el-Carim’e ait en-Nahvu’l-vadih ve benzeri kitaplar bu metoda gö-
re yazılmıştır. Aynı şekilde yirminci yüzyılın seksenli yıllarında Cezayir’de yazılan okul kitapları –özellikle de ilkokul- da bu metoda göre yazılmıştır.
Öğretmen bu metodu uygularken örnekleri hazırlar, tahtaya yazar, kademeli bir şekilde kuralı oluşturmak için de bütün örnekleri öğrencilerle
tartışır ve dersin sonunda öğrencilerin ağzından ulaştığı kuralı uygular. Konuyu anlama açısından, öğrenmenin mantıklı yollarını takip ettiği için, tü-
mevarım metodu tümdengelim metodundan daha iyidir.
1.2.1.Tümevarım Metodunun Artıları
Bu metodun olumlu yönlerini birkaç başlık halinde şöyle sırlayabiliriz:
a) Bu metotta öğrenci derse olumlu anlamda katkıda bulunur, konuyu
anlamanın doğal yollarını takip eder, dikkat eder, düşünür ve uygular. Böylece bu metot öğrencinin düşünme yetisini harekete geçirir.14
b) Bu metot, dilin kendi gerçeklerinden yola çıkar; gözleme, araştır-
11 Muhammed İsmail Zafer ve Yusuf el-Hammâdî,et-Tedrîsufi’l-luğa’l-Arabiyye,1. bs. (Riyad:Dâru’lmirrih, 1974), s. 279.
12 İsmail, s. 222.
13 es-Sâmûk, s. 229.
14 Fadlallâh, s. 192.
172 • SİİRT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ • CİLT: 2 • SAYI 2
maya, karşılaştırmaya, sonuç çıkarmaya ve uygulamaya dayanır. Doğal dü-
şünceyle uyumlu olduğu için şu anda bilimsel derslerde kullanılan bilimsel
araştırma metodu budur.15
c) Bu yöntemde öğretmen, öğrencileri teşvik eder ve onların derse katı-
lımını sağlar.16
d) Eğitimciler bu yöntem hakkında şunları söylemişlerdir: Bu metot
özgüveni olan ve kendi çabalarına dayanan kişiler yetiştiriyor. Aynı şekilde
onlara düşüncelerinde sabırlı olmayı da öğretiyor.17
Tümevarım yöntemi tüm bu olumlu yönlerine rağmen yine de bazı eğitimciler tarafından, öğretimde ağır işleyen bir yöntem olduğu, örneklerinin
de metinden kopuk olduğu gerekçesiyle eleştirilmiştir.
1.2.2.Tümevarım Metodunun Uygulama Adımları
Herbart, tümevarım metodu için beş adım oluşturmuş. Bu adımlar şöyledir:
1. Hazırlık: Okunacak olan konunun önceki konu ile bağlantısını kurmak için, yeni dersle ilişkisi bulunan eski dersle ilgili sorular sorularak öğ-
rencilerin zihinleri yeni dersi almaya hazırlanır. Bu durum öğrencileri yeni
ders için harekete geçirmiş olacak.
2. Sunum: Kuralın tamamını içeren nahvi örnekler öğrenciye sunulur ve
tahtaya yazıldıktan sonra da öğrenci tarafından okunur. Örnekler kural silsilesi içinde birbiriyle bağlantılı olur.
3. Bağlantı ve karşılaştırma: Örnekler arasındaki ilişkiyi açıklamak ve
zihinleri, kuralı ortaya çıkarması için hazırlamak üzere, karşılaştırma ve
bağlantı kurma yoluyla örnekler üzerinden öğrencilerle tartışılır.
4. Kuralın çıkarılması: Öğrenciler, kendilerinin kuralı ortaya çıkarabilmeleri için, hocanın yönlendirmesiyle verilen örnekleri tek tek ele alırlar.
Kuralı tam olarak oluşturmak için, sonuç çıkarma, tahtada verilen tertibe
göre yapılır.
15 Hemzetuvaslin,Mecelletu’t-terbiye ve’t-tekvîn,vizaretu’t-terbiye’l-vataniyyeCezayir, özel sayı,
(1991), s. 202.
16 İsmail, s. 223.
17 es-Sâmûk, s. 228.
NAHİV ÖĞRETİM METOTLARI VE İBN HALDUN’UN GÖRÜŞÜYLE İLİŞKİLERİ • 173
5. Uygulama: Öğrenciler, zihinlere yerleşmesi için sözlü ve yazılı örneklerle ulaşılan kural ile ilgili alıştırmalar yaparlar.
1.3. Edebî Metin Metodu
İsimden yola çıkarak bu metodun, edebi metinlere dayandığını ve tü-
mevarım metodunun düzeltilmiş hali olduğunu anlayabiliyoruz. Çünkü örnekler, metinden çıkarıldıktan sonra tümevarım metoduyla birleşmektedir.
Araştırmacılar edebî metin metodunu şöyle açıklamışlardır:
a) Anlam bakımından bütünlük arz eden edebî metnin sunumuna dayanır. Ele alınmak istenen örnek, farklı bir yazı ile yazılarak veya altı çizilerek edebî metin tahtaya yazılır ve kuralı elde etmek için, öğrenci metni okuduktan sonra, öğretmen belirlenen örnekleri öğrencilerle birlikte ele alır.18
b) Örnekleri edebî bir metin içerisinde vermek, düşünceleri ve hedefleri arasında bağ bulunmadan dağınık bir şekilde değil de genel bir çerçevede
sunulması anlamına gelmektedir.19 Çünkü nahiv kuralları dilsel olgulardır
ve bu kuralları ele almanın doğal yolu da ancak dilin gölgesinde olur.20
c) Bu yöntemde öğretmen dersle ilgili örnekleri kapsayan tam bir metin
sunar. Ayrıca bu yöntemdeki bilimsel ve pedagojik dayanak, nahvi kuralların dilsel olgular olmasıdır.21
Bu yöntemle ilgili şu değerlendirme yapılabilir: Edebî metin metodu, nahiv kurallarını, bu kuralların çıkarıldığı genel çerçevede –ki o da dilsel metindir- ele almaya yoğunlaşır. Böylece metin okunur, tahlil edilir ve anlaşıldıktan
sonra da hedef örnekler çıkarılır; öğrencilerin zihnine yerleştikten sonra da
nahiv kuralı elde edilir. Yani biz öğrenciye, zihnindeki bilgilerden yola çıkarak
kuralları öğretiyoruz. Böylece bu kuralları öğrenmek ona çok kolay gelir.
1.3.1. Edebî Metin Metodunun Özellikleri
Araştırmacılar bu metodun birçok özelliğine değinmişlerdir. Biz de bu
özelliklerden bir kaçını zikredeceğiz:
a) Bu yöntemde öğrenci, nahiv kurallarının kendisinin konuştuğu gün-
18 es-Sâmûk, s. 229.
19 Zafer ve el-Hammâdî, s. 279.
20 Zafer ve el-Hammâdî, s. 229.
21 İsmail, s. 229.
174 • SİİRT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ • CİLT: 2 • SAYI 2
lük dille bağlantılı olduğunu fark eder ve bu da onun nahiv kurallarını sevmesine ve bu kurallardan sıkılmamasına vesile olur.22
b) Nahiv kuralları dilsel, bilimsel ve işlevsel bir bağlamda ele alınır.
c) Metin okuma, nahiv dersi için bir giriş olur.
d) Bu yöntem, metindeki lezzeti nahiv kurallarının anlaşılmasına yönelik bir alana çevirir.
e) Bu yöntemde nahiv sağlıklı metinlerle mezcedilmiş olur.23
1.3.2.Edebî Metin Metodunun Kusurlu Yönleri
Bütün olumlu yönlerine rağmen bu metodun da, bazı kusurları vardır.
Çünkü hiçbir yöntem kusurlardan uzak değildir. Bunlardan bazıları şöyledir:
a) Nahiv kuralının çıkarılacağı bütün örnekleri barındıran tam bir metni bulmak zordur.24
b) Metnin okunup tahlil edilmesi vakit kaybıdır ve bu yöntem öğretmeni asıl hedeften saptırıp başka şeylerle meşgul eder.25
c) Kuralların öğretimi için hazırlanan metinler genellikle zorlama ve
yapmacık olmakla nitelendirilir. Bundan dolayı öğrencilerin dikkatini çekmez. Çünkü metni okurken ondan zevk almazlar.
Tümevarım yöntemi ile edebi metin yöntemini karşılaştırdığımızda, örneklerin çıkarılması hariç aralarında fazla bir farkın olmadığını görmekteyiz. Tümevarım metodunda örnekleri değişik metinlerden çıkaran öğretmendir. Edebi metin metodunda ise, örnekler ders kitabının ilgili okuma
parçasında bulunmaktadır.
1.3.3. Edebî Metin Metodunun Uygulama Adımları26
1. Hazırlık: Önceki dersin kuralı hakkında sorular sorularak yeni dersle bağlantısına değinilir.
22 Taha Ali Hüseyin ed-Dilîmî ve su’adAbdulkerim el-Vailî, İtticâhâtunhadîse fî tedrîsi’l-luğa’lArabiyye,1. bs. (yy., Âlemü’l-kutubi’l-hadîse, 1429 h.-2009 m.), s. 224.
23 ed-Dilîmî ve su’adel-Vailî, s. 224-225.
24 ed-Dilîmî ve su’adel-Vailî, s.225.
25 Fadlallâh, s. 192.
26 ed-Dilîmî ve el-Vailî, s. 225-226.
NAHİV ÖĞRETİM METOTLARI VE İBN HALDUN’UN GÖRÜŞÜYLE İLİŞKİLERİ • 175
2. Sunum: Metin tahtaya yazılır ve öğretmen ile öğrenciler tarafından
okunur; sonra –kapalı kelimelerin açıklaması yapıldıktan sonra- öğrencilerle ele alınarak metin tahlil edilir; daha sonra da, öğrencilerin zihinlerine
yerleşmesi için metindeki düşünceler ortaya konulur.
3. Örneklerin metinden çıkarılması: Metin, konuyla alakalı örneklerin çıkarılıp kurala göre sıralanarak tahtaya yazılması için öğrencilerle tartışılır.
4. Kuralın elde edilmesi: Kuralı tam olarak elde etmek için, sıralamaya
dikkat edilerek, örnekler tek tek öğrencilerle tartışılır ve sonrasında kural
açık bir yazı ile tahtaya yazılır.
5. Uygulama: Öğrencilerden, kendi buldukları örnekleri getirerek kuralı
uygulamaları veya bazı kelimelerin irabını yapmaları istenir.
1.4. Sorun Çözme Metodu
Adından da anlaşıldığı gibi bu metot, öğrencinin karşılaştığı sorunu,
kendisinin fark etmesini öngörüyor. Böylece öğrenci, bu sorundan kurtulmak için dil kurallarına başvurmaya çalışacak.
Bu metot şu şekilde tanımlanmıştır: Bu metot, kompozisyon veya okuma parçası ve metin derslerine dayanır. Öğretmen bu metinleri ve konuları,
nahvî olgu veya kuralla ilgili sorunu hissettirmek için başlangıç noktası olarak kabul eder; sonra bu nahvî olgunun okunacak olan nahiv dersinde araş-
tırılacağına dikkatlerini çeker ve öğrencilerden, ellerindeki konulardan veya
başka yerlerden, bu sorunla alakalı örnekleri toplamalarını ister. Daha sonra
da kuralı elde etmek için getirdikleri örnekleri öğrencilerle tartışır.27
Başka bir eğitimci ise bu metodu tanımlarken şöyle diyor: “Bu metot öğ-
rencinin kişisel faaliyetlerine dayanır. Bu da öğrencinin, okuma, yazma ve
kompozisyon gibi dilsel faaliyetleri vasıtasıyla olur. Öğretmen, öğrencilerin
ortak hatalarını gözlemler, bir araya getirir ve bunların nasıl hatalar oldukları-
nı ve bu hatalara neden düşüldüğünü öğrencilerle tartışır. Böylece öğrenciler,
okudukları metinlerde geçen veya henüz görmedikleri nahiv kurallarını bilmediklerini anlarlar. İşte böylece öğrenci zor durumda olduğunu, yapılan hataya cevap veremediğini ve hatayı tashih edebilecek güçte olmadığını anlar ve
27 es-Sâmûk, s. 229.
176 • SİİRT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ • CİLT: 2 • SAYI 2
-metnin doğru bir şekilde anlaşılmasına katkısı olmayacak şekilde- gelişi gü-
zel dikkatli olmaya çalışır. Sonuç olarak öğrenciler, içinde bulundukları sıkıntıdan kurtulmak için öğretmenin yardımına ihtiyaç duyduklarını veya nahiv
kuralına müracaat etmek zorunda olduklarını fark ederler.”28
1.4.1. Sorun Çözme Metodunun Olumlu Yönleri
Bir Araştırmacı sorun çözme metodunu: “Öğrencileri ilmî düşünce
adımlarını kullanmaya alıştırdığı gibi, onlara hataların nasıl ortaya çıkarı-
lacağını, gerçek dil sorunlarına vakıf olmayı ve bu sorunları sağlam bir ilmî
üslupla ele almayı da öğretir.”29 şeklinde tanımlamıştır.
Bundan çıkan sonuç şudur: Bu metot uygulanması zor bir metottur. Zira nahiv kurallarının tüm Arapça ilimleri çerçevesinde araştırılması gerekecek ki bu da ciddi vakit kaybına sebep olur; öğretmen nahiv kurallarıyla
ilgili programı tamamlayamaz ve öğrenci de kurallarla ilgili sıkıntı çektiği
sorunun tam olarak farkına varamaz.
Günümüzde, Arap okullarında uygulanan nahiv öğretim metotlarının
en önemlilerini gördükten sonra, artık Arap kültür mirasımızda bu konuları araştırabiliriz. Bu alanda akla gelen ilk kişi de İbn Haldun’dur. Çünkü o ‘Mukaddime’sinde bu konuya değinen ilk kişilerden biridir. Ama acaba O’nun bu konuya bakışı derin bir öneriden mi ibaretti yoksa yüzeysel miydi? pedagoglar, daha önce bahsettiğimiz metotları oluştururken İbn
Haldun’un görüşlerinden istifade ettiler mi?
2. İbn Haldun’un Dil Melekesine Bakışı
İbn Haldun dil melekesi hakkında genel bir şekilde konuşarak şöyle demiştir: “Bil ki dil örfte, konuşanın amacını ifade etmesinden ibarettir. Bu ifade,
konuşma yoluyla açıklanan amaçtan kaynaklanan bir dilsel eylemdir. Dolayısıyla dilin, onu meydana getiren organda –ki oda dildir- yerleşen bir meleke haline gelmesi gerekmektedir.”30
İbn Haldun’un sözlerinden çıkan sonuç, insanların konuştuğu dilin, ko-
28 İsmail, s. 231.
29 İsmail, s. 232.
30 İbn Haldun, s. 712.
NAHİV ÖĞRETİM METOTLARI VE İBN HALDUN’UN GÖRÜŞÜYLE İLİŞKİLERİ • 177
nuşmacının amacını dil vasıtasıyla dinleyene ulaştırmasından ibaret oldu-
ğudur. Dilin bu mesajı yerine getirmesi için de konuşmacıda bir meleke haline gelmiş olması gerekmektedir. Bu sözlerinden sonra İbn Haldun, dilin
meleke haline gelmesi için gerekli olan şartları açıklayarak şöyle demektedir: “Arap dili melekesi Araplarda bulunduğu sıralarda bir Arap, akranları-
nın konuşmalarını, hitabetteki üsluplarını ve maksatlarını nasıl ifade ettiklerini duyardı. Nitekim çocuk, sözcüklerin anlamlarında kullanılmasını işitirdi;
daha sonra cümleleri işitir ve onları tekrar ederdi. Onların bunu işitmeleri her
an ve her konuşmacıdan tekrarlanırdı. Bu tekrarlanma, bir meleke ve yerleşmiş
bir sıfat olup o da onlardan biri oluncaya kadar devam ederdi.’’31
Bu satırlardan anlaşılan o ki, eskiden Araplarda bulunan dil melekesi,
fasih Arapların konuşmaları işitildikten sonra doğru bir şekilde tekrar edilerek elde ediliyordu.
İbn Haldun Arap dil melekesi hakkında konuşmasını sürdürüyor ve
şartlarını ortaya koyup Arapçayı öğrenmenin mümkün olduğu sonucuna
vararak şöyle diyor:“Bil ki Arap dili melekesi de diğer melekeler gibidir ve daha
önce de geçtiği üzere diller de birer meleke olunca öğrenilmeleri de mümkün olur.
Öğrenmenin yolu ise, Arap dili melekesini edinmek ve onu öğrenmek isteyen ki-
şinin, Kur’an, sünnet, selefin sözleri ve Arap bilginlerin seci’ ve şiirlerindeki hitabetleri gibi, Arapların üsluplarına göre gelen eski kelamını ezberlemesidir.”32
İbn Haldun, bu paragrafta, öğrenmek isteyen kişinin fasih Arapçayı öğ-
renebileceğini, akıcı ve doğal bir şekilde konuşarak bu dili elde edebileceğini açıkça söylüyor:“Arapların manzum ve mensur kelamından çokça ezberledi-
ği için, aralarında yaşayıp büyüyen, konuşmayı onlardan öğrenen sonra da içindekini ifade etmek için onlar gibi konuşan kimse gibi olur.’’33
İbn Haldun’un sözlerinden yola çıkarak dil melekesinin eğitimini, yani
Arap nahvinin öğretim metotlarını araştıracağız. Acaba İbn Haldun Mukaddime adlı eserinde nahiv öğretim metotlarına değinmiş midir?
Büyük Âlim İbn Haldun’un Mukaddime’deki, “Arap dili melekesinin
Arap gramerinden farklı bir şey olduğu ve öğretimde ona ihtiyaç duymadığı
31 İbn Haldun, s. 722.
32 İbn Haldun, s. 728.
33 İbn Haldun, s. 728.
178 • SİİRT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ • CİLT: 2 • SAYI 2
hakkında.’’ başlıklı sözlerini araştıran kişi, İbn Haldun’un: “Bunun sebebi,
Arap grameri, dil melekesinin kurallarını, özelliklede ölçülerini bilmektir. Yani
gramer keyfiyetin kendisi değil keyfiyeti bilmektir; dolayısıyla gramer dil melekesinin kendisi değildir. Fakat o, teorik olarak bir zanaatı bilip pratik olarak o
zanaatı bilmemek gibi bir şeydir.’’34 diyerek dil melekesinin nahivle bağlantısına işaret ettiğini görecektir.
İbn Haldun bu paragrafta nahiv kurallarının öğretiminden bahsederken,
sanki tümdengelim metodundan bahsediyor ve onu keyfiyeti bilmek diye de
isimlendiriyor. Ayrıca bu metodu, keyfiyetin kendisi diye işarette bulunduğu
ve kendi bakış açısına göre dil melekesini oluşturur dediği edebî metin metodundan ayırıyor. Ve nahiv kuralının ezberlenmesini öngören –ki kuralları ezberleyen biri fasih Arapçayı hatasız bir şekilde konuşamaz- tümdengelim metodu için, terziciliği teorik olarak öğrenip pratikte terzicilik yapamayan kişiyi örnek olarak verir. Yani o kişi sadece işin teorik kısmını ezberler ve
ona bu meslekle ilgili bir soru sorduğun zaman da onu teorik olarak açıklar.
Fakat ondan bir elbise dikmesini istediğin zaman dikemez.35
İbn Haldun, dil melekesinin kendisi –en azından bana göre- diye isimlendirdiği edebi metin metodu vasıtasıyla nahiv kurallarının öğreniminden
bahsederken Şöyle der: “Bazen, gramer konusunda mahir olan bazı kimselerin
Arap dili melekesinden haberdar olduklarını görüyoruz. Fakat bu hem az hem
de tesadüfen meydana gelen bir şeydir. Daha çok da Sibeveyhî’nin kitabıyla haşir
neşir olanlar için geçerli olan bir durumdur. Çünkü Sibeveyhî sadece i’rab kurallarıyla yetinmemiş, aksine kitabını Arap atasözleriyle, şiir ve konuşmalarından
delillerle doldurmuştur. Dolayısıyla el-Kitapta, dil melekesini kazanmak için
yeterli miktarda malzeme bulunmaktadır. Bu yüzden, el- Kitab’a yoğunlaşıp
onu okuyanların, Arap kelamından belli bir payı elde ettiklerini, hafızalarına
yerli yerinde ve ihtiyaçları olan bilgilerin yerleştiğini ve dil melekesinin farkına
varıp onu öğrendiklerini, dolayısıyla da düzgün konuştuklarını görürsün.’’36
Bu paragraftan yola çıkarak İbn Haldun’un, dil melekesinin elde edilmesini sağlayacak başarılı nahiv öğretim metodu hakkındaki teorisini or-
34 İbn Haldun, s. 729.
35 İbn Haldun, s. 729.
36 İbn Haldun, s. 730.
NAHİV ÖĞRETİM METOTLARI VE İBN HALDUN’UN GÖRÜŞÜYLE İLİŞKİLERİ • 179
taya çıkarabiliriz. O, metinden yola çıkarak nahiv öğretim metodunu açıklıyor ve metne örnek olarak da Arap atasözleri ve şiirlerini veriyor. Hatta bize belli bir kitabın ismini bile veriyor ki oda Sibeveyhî’nin kitabıdır.
Zira o kitap çok sayıda atasözü, şiir ve Kur’an ayetlerini barındırıyor. Baş-
ka bir yerde ise: “Bu nahiv kuralları öğretim için birer vasıtadır, ancak dilciler
onları farklı bir mecraya çekmiş ve amacından uzaklaştırarak sırf bir ilim haline getirmişlerdir.”37 diyerek, öğrenciye, Arap kelamı tarzında cümle oluş-
turmayı öğretecek teorinin kendi teorisi olduğunu ispatlamak için, keyfiyeti bilmek ile keyfiyetin kendisini ayırdığını görmekteyiz.
İbn Haldun burada, nahiv kurallarını edebi metinlerden uzak bir şekilde
ezberleme metodunun öğrenciye fayda sağlamayacağını ve ona dil melekesi
kazandıramayacağını vurguluyor. Daha sonra, öğrenci için faydalı olan metot hakkındaki görüşünü desteklemek için açıklamalarına devam ederek şunları söylüyor: “Bu konuda söylediklerimiz bize şunu gösteriyor: Arap dili melekesi ancak Arap kelamından birçok şey ezberlemekle oluşur ki öğrencinin zihninde,
Arapların kelimeleri bir araya getirirken takip ettikleri yol canlanır oda kelamını
o minval üzerine bina eder. Böylece öğrenci, onlar arasında büyüyüp yetişen, konuşurlarken ifadelerine yakından tanıklık eden ve meramını ifade ederken onların
kelamı gibi sağlam bir dil melekesine sahip olan kişi gibi olur.”38
İbn Haldun, nahiv kurallarını, modern adıyla, edebî metin metodu vası-
tasıyla öğrenmenin, Arap dili melekesini kazandıracağını vurguluyor. Çünkü bu metodun hareket noktası Arapça edebi metinleri ezberlemektir. Ezber ne kadar iyi olursa, dil melekesi de o derece iyi elde edilir ve Arapların konuşma tarzına benzer bir tarzın oluşmasını sağlar. Nahiv öğretiminin
amacı da budur. Yani öğrencinin, hata yapmadan Arapçayı kolay ve akıcı bir
şekilde konuşmasıdır. Böylece Arapça dil melekesi oluşmuş olur.
İbn Haldun’un bahsettiğimiz sözlerinden bir nahiv öğretim metodu
oluşturmak istediğimizde şöyle deriz:
1. Hazırlık: Daha önce okunan dersle alakalı sorular sorularak veya öğ-
rencinin önceki kuralı içeren cümleler oluşturmasıyla, yeni dersle ilişkisi
bulunan eski kural gözden geçirilir.
37 İbn Haldun, s. 730.
38 İbn Haldun, s. 730-731.
180 • SİİRT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ • CİLT: 2 • SAYI 2
2. Sunum: Öğrenilmesi amaçlanan kuralın elde edileceği örnekleri içeren, Kur’an’dan bir sure veya bir şiir seçilir ve tahtaya yazılır.
3. Okuma ve ezberleme: Metin, öğretmen ve öğrenciler tarafından okunur ve sonra da öğrencilere ezberlettirilir.
4. Tahlil ve sonuç alma: Kuralın oluşturulacağı örnekler ezberlenen metinden çıkarılır ve kurala göre sırasıyla tahtaya yazılır. Sonrasında da, öğretmenin yönlendirmesiyle kuralı parça parça oluştursunlar diye, bu örnekler
öğrencilerle birlikte ele alınır. Son olarak da kural tahtaya yazılır.
5. Uygulama: Öğrencilerin zihinlerine yerleşmesi için, okunan kuralla
ilgili araştırmalar yapılır. İşte bu, çağımızda eğitim ve öğretimle ilgilenenlerin işaret ettiği edebî metin metodudur.
Sonuç
Bu makalenin sonunda aşağıdaki sonuçlara varabiliriz:
- En önemli nahiv öğretim metotları şunlardır: Tümdengelim metodu,
tümevarım metodu, edebî metin metodu ve sorun çözme metodu.
- Günümüz için en iyi nahiv öğretim metodu edebî metin metodudur.
Çünkü o, öğrenciye nahiv kurallarını en iyi şekilde kavrama fırsatı verir.
- İbn Haldun Mukaddime’de, nahiv öğretim metotları hakkında derin
bir tahlilde bulunmuştur. Onun sözlerinden yola çıkarak tümden gelim ve
edebî metin metotlarının köklerine varıyoruz. Böylece çağımızda pedagogların, Arap nahvinin öğretimi için nahiv öğretim metotlarını oluştururken
İbn Haldun’un görüşlerinden de istifade ettikleri ortaya çıkmış oluyor.
- Arap nahvi, edebî metin metoduyla tecrübeli öğreticiler tarafından
okutulduğu zaman başarılı sonuçlar doğuracak ve nahiv kuralları öğrencilerin zihinlerine yerleşecektir.
- Sonuç olarak, nahiv kurallarının okutulması için edebî metin metoduna göre –zira çağımızda, zor olmakla nitelendirilen Arap nahvinin okutulması için en elverişli metottur- oluşturulmuş bir metodun adımlarını şu şekilde önerebiliriz:
1. Hazırlık: Öğrencilerin, yeni derse zemin oluşturacak olan eski dersi
ne derece anladıklarını bilmek için, onlara sorular sorularak bir önceki dersin kuralları gözden geçirilir.
2. Sunum: Her öğrencinin ezberlediği bir sure seçilir. Bu sure Nasr su-
NAHİV ÖĞRETİM METOTLARI VE İBN HALDUN’UN GÖRÜŞÜYLE İLİŞKİLERİ • 181
resi gibi kısa surelerden seçilmeli ve sure yeni dersin kurallarının örneklerini kapsamalı ve tahtaya yazılmalıdır.
3. Okuma ve ezberlettirme: Sure öğretmen ve öğrenciler tarafından
okunur ve öğrencilerden onu ezberlemeleri istenir.
4. Metni tahlil etme ve sonuç çıkarma: Öğrencilerden, kuralı içeren örnekleri metinden çıkarmaları, kuralın parçalarına dikkat ederek tahtaya yazmaları ve okumaları istenir. Sonra da örneklerden kuralı çıkarmaları için, örneklerin tamamı öğrencilerle tartışılır. Bu da, kuralın tamamı kendileri tarafından oluşturulması için onlara yönlendirici sorular sorularak yapılır.
5. Uygulama: Öğrencilerden, okunan kuralı işletmeleri istenir. Bu da,
öğrencilerin sözlü veya yazılı bir şekilde cümle oluşturmaları ile olur.
Kaynaklar
İbn Haldun, Abdurrahman, Mukaddime, (Cezayir: ed-Dâru’t-tunusiyyeli’n-neşr/
el-Muessetü’l-vataniyyeli’l-kitab, 1984)
Medkûr, Ali Ahmet, Turukutedrîsi’l-luğa’l-Arabiyye, (Amman:Dâru’l-meysereli’nneşri ve’t-tavzi’, 1430 h., 2010 m.)
_____,Tedrîsufunûni’l-luğa’l-Arabiyye, (Kahire:Dâru’l-fikri’l-Arabî, 2000)
İsmail, Zekeriya, Turukutedrîsi’l-luğa’l-arabiyye, (eş-Şatibî: Dâru’l-ma’rifiyye’lcâmiiyye, şari’ kanali’s-suveys, 2005)
es-Samûk, Sa’dûn Mahmut es-Samûk,Menâhicu’l-luğa’l-Arabiyye ve turukutedrîsihâ,
(Amman: Dâruvâilli’n-neşr, 2005)
Fadlallâh, Muhammed Receb, el-İtticâhâtu’t-terbeviyye’l-muasira fî tedrîsi’l-luğa’lArabiyye, (yy.,Dâruâlemi’l-kutub, 1998)
ed-Dilîmî, Taha Ali Hüseyin ve ed-Dilîmî, Kamil Mahmut, Esâlîbu hadise fî
tedrîsi’l-luğa’l-Arabiyye, (Amman: Dâruş-şurûkli’n-neşr ve tavzi’, 2004)
Zafer, Muhammed İsmail ve el-Hammâdî, Yusuf, et-Tedrîsufi’l-luğa’l-Arabiyye,
(Riyad: Dâru’l-mirrih, 1974)
ed-Dilîmî, Taha Ali Hüseyin ve el-Vailî, su’ad Abdülkerim, İtticâhâtunhadîse fî
tedrîsi’l-luğa’l-Arabiyye, (yy.,Âlemu’l-kutubi’l-hadîse, 1429 h.-2009 m.)
“Hemzetuvaslin“, “Mecelletu’t-terbiye ve’t-tekvîn, vizaretu’t-terbiye’l-vataniyye”
Cezayir, özel sayı, (1991)

Konular