Arap Dili

Arap Dili Arap Dili

APOLLO GRUBU: BİR MODERN ARAP ŞİİRİ EKOLÜ

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi
47, 2 (2007) 61-81
APOLLO GRUBU: BİR MODERN ARAP ŞİİRİ
EKOLÜ
Derya Adalar*
Özet
Yirminci yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Modern Arap Edebiyatında bir
yenileşme süreci başlamıştır. Ebû Şâdî ve arkadaşları tarafından kurulan Apollo
Grubunun bu yenileşme sürecinde Arap şiirinin gelişimine büyük katkıları olmuştur.
Bu makalede Apollo Grubunun amaçları ve Arap şiirine getirdikleri yenilikler ele
alınmaktadır. Ayrıca isimleri Apollo Grubuyla özdeşleşen şairler hakkında da bilgi
verilmekte ve bu şairlerin şiirlerinden örnekler sunulmaktadır.
Anahtar sözcükler: Apollo, Serbest Vezin, Ahmet Şevki, Ebû Şâdî, İbrahîm
Nâcî, ‘Alî Mahmûd Tâhâ, Romantizm, Sembolizm
Abstract
Apollo Society: A Modern Arabic Poetry School
Following the first quarter of the twentieth century, a modernist period
began in the Modern Arabic Literature. In the course of this new period a new

KAFİYE TARİFLERİ

KAFİYE TARİFLERİ

1-) İlmi nahvin tarifi nedir?
Cevap: İlmi Nahvin Tarifi: و هو علم يعرف به احوال الكلمة العربية من حيث الإعراب و البناء
Mu’reb ve mebnilik cihetinden Arabi kelimelerin halleri kendisi ile bilinendir.

2-) Kelimenin tarifi nedir?
Cevap: Müfred mana için vaz olunan lafızdır.

3-) Kelamın luğavî ve ıstılahî tarifleri nedir?
Cevap: Kelam lugatde: ما يتكلم به قليلا كان او كثيرا Az veya çok kendisi ile konuşulandır.
Istılahde ise kelam: ما تضمن كلمتين بالإسناد İsnad sebebiyle iki kelimeyi tezammün edendir.

4-) Mu’reb nedir: المركب الذى لم يشبه مبنى الأصل Mebniyi asla benzemeyendir.

5-) İrab nedir? Amil nedir?
Cevap: İrab : ما اختلف اخره به ليدل على المعانى المعتورة عليه Mu’reb üzerine gelen manalar
( failiyyet, mefuliyyet, izafet ) üzereine delalet etsin için hareke ve harf sebebiyle ahiri değişen isimdir.

YÛSUF NÂBÎ *

ÖZET
Yûsuf Nâbî (1052/1642-1124/1712) dîvân edebiyatının önemli şairlerinden biridir. Asıl adı Yûsuf olmakla birlikte daha çok Nâbî mahlasıyla tanındı.
YÛSUF NÂBÎ *
* Bu yazı Edith Gülçin Ambros tarafından EI² (İng.)’de yazılan‚ “Nābī, Yūsuf” maddesinin (VII, 839-840) çevirisidir. Metne ilâve edilen bazı ifadeler köşeli parantez içerisinde
gösterilmiştir. Yazarın bizzat kendisinden ve Brill’den izin alınmıştır. Özellikle düzeltme
ve kontrolde emeği geçen Sayın Doç Dr. Edith Gülçin Ambros Hanım’a ve Prof. Dr.
Süleyman Tülücü Bey’e teşekkür ederim.
** Edith Gülçin Ambros, Viyana Üniversitesi, Institut für Orientalistik/Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi. E. Ambros İstanbul’da doğdu. Babasının işi nedeniyle
Türkiye’de doğduğundan E. Ambros’a ikinci bir isim olarak Gülçin adı verildi. İlkokul ve
Liseyi İstanbul’da okudu. Daha sonra Viyana Üniversitesi’nde Türkoloji ve Arap Dili Bö-

OSMANLI MEDRESELERİNDE ARAPÇA ÖĞRETİMİ VE OKUTULAN DERS KİTAPLARI

Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002/I, ss. 274-293.
Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002/I
GİRİŞ
Türklerin ikinci bir dil olarak Arap dilini seçmeleri, müslümanlığı
kabul ettikleri tarihe kadar gerilere gitmektedir. Devlet olarak İslam’ı seçen
Türkler, katıldıkları yeni toplumun bilgi değerlerini de kabul etmişlerdir.
Arap dili bu bilgi sisteminin aracı olunca, bu dilin öğrenimi, bilgilenme
sürecinin bir basamağını teşkil etmiştir. Ancak, çok eskilere giden bu dil
tecrübesinin, iyi ayarlanmış, neredeyse on asra ulaşan süreçte, toplumu
Araplaştırmayan bir yapısı olmuştur. Bunun, üzerinde iyi düşünülmüş bir
plan sonucu gerçekleştiği kanaatindeyiz. Dilin kutsal sınırları yerli yerinde
çizilmiştir.
Osmanlı öğretiminin Arap dili ile devam ettirilmesi, uzun asırlar
içinde oluşmuş İslami bilgi sisteminin zorunlu kıldığı, alternatifi olmayan
zorunlu bir tercihe bağlı olmuştur. Geçen bu süreçte, Türkçe’ye dayanan bir

LUGAT-I NÂCÎ’DEKİ ARAP DİLİ VE EDEBİYATI UNSURLARININ İNCELENMESİ (II)

bilimname, XXIII, 2012/2, 51-84
LUGAT-I NÂCÎ’DEKİ ARAP DİLİ VE EDEBİYATI UNSURLARININ
İNCELENMESİ (II)
Abdulkadir BAYAM
Yrd. Doç. Dr., Erciyes Ü. İlâhiyat F.
abayam@erciyes.edu.tr
Özet
Muallim Nâci (1849-1893), kaleme aldığı birçok
eserle XIX. yüzyılın son çeyreğinde dikkatleri üzerine
çeken meşhur bir Osmanlı müellifidir. Onun özellikle
Türkçe’ye ilişkin çalışmaları, hem Osmanlı Devleti
edebiyatçılarını hem de müsteşrikleri etkilemiştir.
Bu makâle, müellifin güzîde sözlüğü Lugat-ı Nâcî’nin
Arap dili ve edebiyatı açısından taşıdığı önemi ortaya
koymayı amaçlamaktadır. O nedenle sözlükte
kelimelerin anlamlarıyla ilgili şâhit getirilen âyetleri,
hadisleri, şiirleri, meselleri, kelâm-ı kibârı ve hikmetli
sözleri tahlil etmekte, ayrıca sözlüğün Arapça açısından
bazı özelliklerini ele almaktadır.
Anahtar kelimeler: Muallim Nâci, Lugat-ı Nâcî, Arap
Dili ve Edebiyatı.
STUDYING OF THE ARABIC LANGUAGE AND
LITERATURE ELEMENTS IN LUGAT-I NÂCÎ
Abstract:

ARAPÇA EŞDİZİMSEL İFADELERİN YAZILI BASINDA YER ALAN SPOR METİNLERİ YOLUYLA ÖRNEKLENDİRİLMESİ

International Journal of Science Culture and Sport (IntJSCS)
August 2015 : Special Issue 4
ISSN : 2148-1148
Doi : 10.14486/IJSCS423
Copyright©IntJSCS (www.iscsjournal.com) - 515
ARAPÇA EŞDİZİMSEL İFADELERİN YAZILI BASINDA YER ALAN
SPOR METİNLERİ YOLUYLA ÖRNEKLENDİRİLMESİ
Muhammet KURT
Tevfik İleri Anadolu İmam Hatip Lisesi, Ankara, TÜRKİYE
Email: mkurtoglu78@gmail.com
Özet
Arap ülkeleriyle tarihten bugüne devam eden siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkiler, bu dilin
öğrenilmesi ve öğretilmesi konusunda bir ihtiyaç doğurmuştur. Bu amaçla oluşturulan birçok
materyalin yanı sıra, basın dili organları dil öğretimi ve öğreniminde çok önemli bir rol
üstlenmektedir. Bu bağlamda düşünülecek olursa yazılı basında yer alan haber bültenleri,
yabancı dil öğrenimini ve öğretimini kolaylaştırmak için ayrıca öğrenen ve öğreticilere
kaynak niteliği oluşturması açısından incelenmeye muhtaçtır. Böyle bir inceleme söz konusu

İsmul Meful اسم المفعول

İsmul Meful اِسْمُ المَفْعُولِ

Fiilden türeyip de yapılan işten etkilenen kişi veya nesneyi gösteren kelimeye İsmul Meful اِسْمُ المَفْعُولِ denir. Türkçedeki edilgen sıfat-fiil karşılığıdır.
İsmul Meful, sulasi (üçlü) fiilden مَفْعُولٌ vezninde türer.

Örnekler:

كَتَبَ yazdı - مَكْتُوبٌ yazılmış

كَسَرَ kırdı - مَكْسُورٌ kırılmış, kırık

رَبَطَ bağladı - مَرْبُوطٌ bağlanmış, bağlı

عَلِمَ bildi - مَعْلُومٌ bilinen, belli


Diğer fiillerin ismul mefulleri ise, meçhul muzari fiillerinden yapılır.
Meçhul muzariden, muzarilik harfi atılır, yerine mazmum (ötreli) bir م harfi getirilerek İsmul Meful yapılır.

Örnekler:

اُرْسِلَ gönderildi - يُرْسَلُ gönderilir - مُرْسَلٌ gönderilen

كُذِّبَ yalanladı - يُكَذِّبُ yalanlanır - مُكَذِّبٌ yalanlanan

اُكْتُسِبَ kazanıldı - يُكْتَسَبُ kazanılır - مُكْتَسَبٌ kazanılmış

دُحْرِجَ yuvarlandı - يُدَحْرَجُ yuvarlanır - مُدَحْرَجٌ yuvarlanmış

Sıra Sayıları الأَعْدَادُ التَّرْتِيبِيَّةُ

Sıra Sayıları الأَعْدَادُ التَّرْتِيبِيَّةُ

dişi için لِلْمُؤَنَّثِ
birinci الأُولَى
ikinci الثَّانِيَةُ
üçüncü الثَّالِثَةُ
dördüncü الرَّابِعَةُ
beşinci الخَامِسَةُ
altıncı السَّادِسَةُ
yedinci السَّابِعَةُ
sekizinci الثَّامِنَةُ
dokuzuncu التَّاسِعَةُ
onuncu العَاشِرَةُ
onbirinci حَادِيَةَ عَشْرَةَ
onikinci ثَانِيَةَ عَشْرَةَ
onüçüncü ثَالِتَةَ عَشْرَةَ
ondokuzuncu تَاسِعَةَ عَشْرَةَ
yirminci عِشْرُونَ

erkek için لِلْمُذَكَّرِ
birinci الأوَّلُ
ikinci الثَّانِي
üçüncü الثَّالِثُ
dördüncü الرَّابِعُ
beşinci الخَامِسُ
altıncı السَّادِسُ
yedinci السَّابِعُ
sekizinci الثَّامِنُ
dokuzuncu التَّاسِعُ
onuncu العَاشِرُ
onbirinci حَادِيَ عَشَرَ
onikinci ثَانِيَ عَشَرَ
onüçüncü ثَالِثَ عَشَرَ
ondokuzuncu تَاسِعَ عَشَرَ
yirminci عِشْرُونَ

Kural:
11-19 arasında sıra sayıları, feth üzere mebnidirler, hem erkekler için hem de dişiler için harekesi asla değişmez.
Örnekler:
11. kız çocuk geldi. جَائَتْ الطِّفْلَةُ الحَادِيَةً عَشْرَةَ

İnne ve Benzerleri إن وأخواتها

İnne ve Benzerleri إن وأخواتها


إنَّ VE BENZERLERİ (إنَّ و أخواتها)
إنَّ ve benzerlerine “el-hurufu’l müşebbehe bi’l fiil” (الحروف المشبهة بالفعل) de denir.
Muhakkak temizlik gereklidir. إنَّ النظافةَ واجِبةٌ
İlim nur gibidir. كأنَّ العِلمَ نورٌ
Keşke haber doğru olsaydı. ليتَ الخبرَ صحيحٌ

Bu harfler, isim cümlesinin önüne geldiklerinde isim cümlesinin mübtedasını ismi, isim cümlesinin haberini de haberi yaparlar. İsim cümlesinin mübtedası merfu iken, mansub olur. Haberi ise merfu olarak kalır. Yani bu harfler isimlerini nasb, haberlerini ref ederler.

Öğrenci çalışkandır. الطالِبُ مُجتهِدٌ
Muhakkak ki öğrenci çalışkandır. إنَّ الطالِبَ مُجتحِدً

إنَّ ve Benzerleri:
إنَّ، أنَّ، كأنَّ، لكِنَّ، ليْتَ، لعلَّ
1- (إنَّ):

Semantiðin Arap ve Batý Dünyasýndaki Serüveni*

259
Semantiðin Arap ve Batý
Dünyasýndaki Serüveni*
ABDULKERÎM MÜCAHÝD
ÇEVÝREN: CELALETTÝN DÝVLEKCÝ
AR. GÖR., ANKARA Ü. SOSYAL BÝL. ENST.
e-posta: cdivlekci@hotmail.com
Dil, dýþ yapýsý itibariyle bir takým anlamlar ifade eden sesler topluluðudur. Bu
yüzden dile iliþkin araþtýrmalarýn özü, lafýz ve anlam unsurlarý arasýndaki iliþ-
kinin incelemesini temel alýr. Zira hiçbir hedef birim (dinleyici) yada kaynak
birim (mütekellim) lafýz-anlam ekseninin dýþýnda deðildir. Ayný þekilde, kaçý-
nýlmaz olarak her bilgi, lafýzlar aracýlýðýyla taþýnan bir takým fikir ya da anlamlardan ibarettir. Bu sebeple lafýzlar anlamlarý itibariyle, dilbilimcilerin yaný
sýra edîp, eleþtirmen, fakih, filozof, sosyolog, psikolog, antropolog, hukuk ve
siyaset adamlarýnýn yapmýþ olduðu çeþitli incelemelere konu olmuþtur. Çünkü insanlar arasý iliþkiler ve düþünce alýþveriþine iliþkin incelemelerin temelini
oluþturan bu olgular, sadece dille ilgili incelemelerin konusu olmayýp, ayný

Amerika Birleşik Devletleri’nde Arap Dili Araştırmaları Tarihi*

M.Ü. İlâhiyat Fakültesi Dergisi
22 (2002/1), 81-93
Amerika Birleşik Devletleri’nde
Arap Dili Araştırmaları Tarihi*
Ernest McCARUS**
Çev. Yılmaz ÖZDEMİR***
Özet
Bu makalede II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Amerika Birleşik Devletleri’nde
Arap dili öğretimine dair yapılan faaliyetlerden bahsedilmektedir. Savaş esnasında ordu,
üniversitelerdeki dilbilimcilerin yardımlarıyla askerî ve istihbarat elemanlarına Arapça
eğitimi vermekte idi. Devletin diğer kurumlarından Yabancı Hizmet Enstitüsü, Ulusal
Güvenlik Teşkilâtı ve CIA, kendi personeline Arap Dili ve lehçelerini öğretmekte, kendi
eğitim malzemelerini üretmektedirr. Amerika Birleşik Devletleri üniversitelerinde de
edebî ve modern fasih arapça eğitimi, ileri bir seviyede yürütülmekte idi. Çeşitli üniversitelerin kurdukları birlikler, vakıfların ve devletin sağladığı fonların da katkılarıyla uygulamaya soktukları yaz programlarında Amerika Birleşik Devletleri’nin her tarafında Arap

Arap Dilinde Ezdad (Zıt Anlamlılar) Konusu

International Journal of Science Culture and Sport (IntJSCS)
August 2015 : Special Issue 4
ISSN : 2148-1148
Doi : 10.14486/IJSCS367
Copyright©IntJSCS (www.iscsjournal.com) - 123
Arap Dilinde Ezdad (Zıt Anlamlılar) Konusu
Abdulmuttalip IŞIDAN, Ahmad ALDYAB
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü, Ankara, TÜRKİYE
Email: muttalipisidan@gmail.com
Özet
Diğer dillerde olduğu Arapçada da dilciler arasında tartışmalara sebep olan birçok konu
vardır. Arap dilinde dilcilerin arasında sürekli tartışma konusu olan konulardan biri de Ezdad
konusudur. Ezdad birbirinin zıddı olan iki kelime için aynı lafız kullanılmasıdır. Ezdad yani
zıt anlamlılık bütün dillerde mevcuttur ancak Arapçada bu konu diğer dillere göre farklılık
göstermektedir. Ezdad konusu Kur’an çalışmalarında, fıkıh çalışmalarında ve ibadet ile ilgili
çalışmalarda ele alınmıştır. Bunun yanı sıra tefsir alanı da ezdad konusunda faydalanmıştır.

ARAP DİLİNDE LAHNʹIN ORTAYA ÇIKIŞI VE İLK GÖRÜNTÜLERİ ∗

Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2007/1, c. 6, sayı: 11, ss. 155-183.
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2007/1, c. 6, sayı: 11
Özet
Arap Dilinde Lahn'ın Ortaya Çıkışı ve İlk Görüntüleri
Bu makalede, teknik anlamda İslâmi fetih hareketleri sonucu Araplarla Arap olmayan ulusların
fethedilen bölgelerde birlikte yaşamaları sonucu, Arapçanın bu ulusların dilleriyle etkileşimi sonucu
Arapçada meydana gelen dil bozukluklarını ifade etmek için kullanılan lahn olgusuna ışık tutmaya
çalıştık. Lahn kelimesinin lugat ve ıstılah anlamlarını, ilk ne zaman ortaya çıktığını, tarihi sürecini,
Arapçanın diğer dillerden ne boyutta etkilendiğini ve bu dilleri ne ölçüde etkilediğini, Kur'ân'ın bu
etkileşim karşısında oynadığı rolü, Arap dilinde baş gösteren dil hatalarının çeşitlerini, Basra ve Kûfe
dil ekollerine mensup dilcilerin lahn tehlikesi karşısında nasıl bir yol izlediklerini ve dilde doğru

OSMANLı MEDRESELERİNDE FELSEFE

OSMANLı MEDRESELERİNDE FELSEFE
Doç. Dr. Ülker ÖKTEM"
PHILOSOPHY IN THE OTTOMAN MEDRESSES
SUMMARY
As it is known that the medresses in the Ottoman Empire are
served as secondary and high educationallevels.The first Ottoman
medresse is Orhaniye medresse. It was founded by Orhan Gazi in
ıznik in 1330/1331. Nowadays, we don't have enough knowledge
about the level of education in this medresse, but we know that,
first of all, Davud-i Kayseri was a well-known teacher and then
other teachers joint with him in this medresse. When we examine
these teachers' lives, writings and scientific activities, it is
understood that, this medresse gives rather high academic
education. In that period, positive sciences possess also important
place beside Islamic sciences. From this point of view Orhaniye
medresse kept its importance until Bursa became capital city.
Bilindiği üzere, Osmanlılarda medreseler, orta ve yüksek
öğretim kurumları olarak faaliyet göstermişlerdir. İlk Osmanlı

Melayê Cizîrî Divanı ve Şerhi

185
Şırnak Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi
Dergisi
Melayê Cizîrî Divanı ve Şerhi
Abdulbaki Turan
Nûbihar Yayınları, İstanbul, 2010 / 800 sayfa
Tanıtan: M. Nesim DORU16*
Molla Ahmed el-Cezeri, 17. yüzyılda (1570–1640) Botan Emirliği
döneminde Cizre’de yaşamış ünlü bir Kürt şairi ve mutasavvıfı-
dır. Halk arasında Melayê Cizîrî (Cizreli Molla) olarak bilinen şairin
bir “divan”ı vardır. Divanında sonu Arap alfabesinin sıralamasına göre
biten gazeller, kasideler, na’tlar, rubailer ve terkipler bulunur. Cezerî,
şiirlerinde mahlas olarak Türkçede kullanılan ‘Molla’ kelimesinden
Kürtçeye dönüşmüş ‘Mela’, okların hedefi olması veya sevgilinin yü-
zündeki benlere (tasavvufta vahdete) meftun olması anlamına gelen
‘Nişani’ ile ‘Ahmed’ mahlaslarını kullanmıştır. Cezerî’nin divanı Kürt
Edebiyatının şaheseri olarak kabul edilir. Divanda tarih, felsefe, tasavvuf,
belagat, astronomi, ilahi aşk, varlık meselesi gibi konular işlenmiş-