Arap Dili
Arap Dili Arap Dili
GELECEK ZAMAN (الإستقبال)
GELECEK ZAMAN (الإستقبال)
Bir işin gelecek zamanda yapılacağını bildiren fiildir. Arapçada “istikbal” (gelecek zaman) muzari fiilden yapılır.
Bunun için muzari fiilin başına “sin” (س) ve “sevfe” (سوف) getirilir, çekiminde hiçbir değişiklik yapılmaz.
1- “sin” (س) muzari fiilin başına gelince, yakın geleceği ifade eder:
سيذهبُ سيذهبان سيذهبون
Gidecekler ikisi gidecek gidecek
2- “sevfe” (سوف) muzari fiilin başına gelince, uzak geleceği ifade eder:
سوف يذهبُ سوف يذهبان سوف يذهبون
(ileride, daha sonra) gidecekler ikisi gidecek gidecek
Meçhulleri de aynen malumları gibidir:
سيُكتَبُ سيُكتَبان سيُكتَبُون
الأسماء المرفوعة
الأسماء المرفوعة
في هذا الدرس سنتعلم ماهي الأسماء المرفوعة وكم عددها مع ذكرها
المرفوعات من الأسماء سبعة
الفاعل ، نائب الفاعل ، المبتدأ ، الخبر اسم كان وأخواتها ، خبر إن وأخواتها التابع للمرفوع
الفاعل : هو من أو جد الفعل ، وهو الاسم المرفوع المذكور قبله فعله واقع منه أو قائم به .
نائب الفاعل : هو الاسم المرفوع الذي حذف الفاعل وأقيم هو مقامه ووقع بعد الفعل مغير الصيغة .
المبتدأ : هو الاسم المرفوع العاري عن العوامل اللفظية .
الخبر : هو الجزء الذي تتم به الفائدة مع المبتدأ .
كان وأخواتها : كان - أمسى - أصبح - أضحى - ظل - بات - صار - ليس - مازال - ما فتي - ما برح - ما انفك .
إن وأخواتها : إنّ - وأنّ - وكأنّّ - ولكنّ - وليت - ولعل .
ظن وأخواتها : أفعال تدخل على المبتدأ والخبر فتنصبهما على أنهما مفعولان .
التابع للمرفوع : هي أربعة أشياء : النعت ، العطف ، التوكيد ، البدل .
ARAPÇA'DA MEANI (SEMANTİK) AÇlSINDAN ATIF (BAGLAMA) EDATLARI
C.Ü. ilahiyat Fakültesi Dergisi
2012, Cilt: XVI, Sayı: 2 Sayfa: 163-191
ARAPÇA'DA MEANI (SEMANTİK) AÇlSINDAN
ATIF (BAGLAMA) EDATLARI
Halil İbrahim KAÇAR·
Özet
Atıf (bağlama), ilgili edatları vasıtasıyla kelime gruplarını veya
cümleleri biçim ya da anlam yönüyle birbirine bağlamaktır. Tekran
önlemek ve gereksiz uzatmaların önüne geçmek amacıyla başvurulan
atıf (bağlama) operasyonu bütün diller için geçerli bir olgudur.
Bütün dillerde atıf edatları dil mekanizmasına hareketlilik
kazandıran ve önemli açılımlar getiren unsurlardır. Arapça'da
zengin bir kullanım alanına sahip olan ve ifadeye önemli açılım ve
nüanslar yükleyen atıf edatlarının tanınması dile hakimiyetin
önemli bir kanıtıdır. Bu makalede, Arapça'daki atıf edatları semantik
açıdan yorumlanmaya çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Atıf, ma'tGf, ma'tufun aleyh, iştirak, tertib,
tahyir, ta'kib, terahi, tesviye, idrab, istidrak,
gaye.
Coordinating conjunctions (Atf) in Arabic from a Sernantic
Perspective
إن وأخواتها
إن وأخواتها
المبتدأُ المسبوق بإِحدى الأَدوات الآتي بيانها يصبح منصوباً على أَنه اسم لها، تقول في النبلُ جمالٌ لصاحبه
زهيرٌ يصحبنا إن النبلَ جمال لصاحبه، لعل زهيراً يصحبنا
معاني الأدوات
إِنَّ وأَنَّ يفيدان التوكيد لمضمون الجملة، فنسبة الخبر إلى المسند إليه في قولك إن زهيراً يصحبنا، ظننت أَنك مسافر أَقوى وأَوكد
من قولك زهير يصحبنا، ظننتك مسافراً
وكأَنَّ تفيد التشبيه والتوكيد، والتوكيد هو ما تزيده في المعنى على كاف التشبيه، فقولك ثبت الفرسان على الجياد كأَنهم الأَطواد أَقوى وأَوكد
من قولك ثبت الفرسان على الجياد كالأَطواد وإن كان المضمون واحداً في الجملتين
ولكنَّ تفيد الاستدراك والتوكيد، تقول حضر الطلاب لكنَّ سليماً غائب ولولا قولك لكن لفهم أَن سليماً في الحاضرين ولذلك استدركت. وأَما
التوكيد فكقولك لو استجبتَ لي لكوفئت، لكنك لم تستجب فما بعد لكن كان مفهوماً من الجملة الأُولى، وإنما أُتيَ به للتوكيد.
وليت تفيد التمني وهو طلب المتعذر مثل ليت أَيامَ الصبا رواجع أَو بعيد الوقوع مثل ليت لهذا الفقير صيغةً تغنيه
عن السؤال وتأْتي قليلاً للممكن القريب مثل ليتك تصحبنا
الكلمة وأقسامها
الكَلِمَةُ وأقسامَها
يُعْتَبَرُ تحديدُ نوعِ الكلمةِ في الاستعمالِ اللغويّ أمراً هاماً ، لأنّ من شأنِه أن يُوضِحَ أثرَ الكلمةِ في غيْرِها من الكلامِ الواردِ في جُملَتِها ، كما يُبَيّنُ أثَرَ غيرِها من الكلماتِ فيها ، من خلالِ انتظامِ كلِّ كلمةٍ في الجملةِ أو في الكلامِ .
ومِن خلالِ مَعْرِفَةِ وظيفةِ كلِّ كلمةٍ في الجملةِ ، ومن تأثرِها وتأثيرها في غيرها من الكلماتِ نستطيعُ فَهْمَ المعانيَ التي يقودُ إليها هذا الإنتظامُ النَّسَقِي في كلِّ جملةٍ تُعْرَض علينا في الكلامِ العربيّ . والتي هي جَوْهَرُ وأساسً وظيفةِ علمِ النّحوِ في لُغَةِ العَرَبِ .
والكلمةُ في لغةِ العربِ ، ثلاثة أنواع : الاسم والفعلُ والحرف .
1. الاسم : ويُعْرّف على أنه : ما يَدْلُ على معنى غيرِ مُقتَرنٍ بِزَمَنٍ . مثل :
عماد وبيت وجمل وهواء وغيرها . وأنّ من علاماتِه دخولَ ألـ التعريف عليه ، وحروف النداء وحروفِ الجر والتنوين .
2. الفعل : وهو ما يَدُلُّ على معنى يَقْتَرِنُ بزمنٍ مُخَصّصٍ . مثل : شرب ويشرب ... واشْرَبْ.
İsim Cümlesi الجُمْلَةُ الاِسْمِيَّةُ
İsim Cümlesi الجُمْلَةُ الاِسْمِيَّةُ
İsim cümlesi, bir durumu, bir varlığın nasıl olduğunu haber verir, bir hüküm bildirir, umumiyetle isim cinsinden bir kelime ile başlar.
Örnekler:
Kitaplar faydalıdır. الكِتَابُ نَافِعٌ
Okul temizdir. المَدْرَسَةُ نَظِيفٌ
Hikaye uzundur. الحِكَايَةُ طَوِيلَةٌ
İsim cümlesinde, söze kendisiyle başlanan kelimeye المُبْتَدَأُ denir.
Mübteda, isim cümlesinin öznesidir. Özneyi niteleyen, öznenin durumunu haber veren kelimeye الخَبَرُ denir. Haber, isim cümlesinin yüklemidir.
Örnek:
Kapı açıktır. البَابُ مَفْتُوحٌ
البَابُ مَفْتُوحٌ cümlesinde, البَابُ kelimesi mübteda (المُبْتَدَأُ), kapının ne durumda olduğunu bildiren مَفْتُوحٌ kelimesi ise haber (الخَبَرُ)'dir.
Mübteda, daima marife (elif lamlı), haber ise nekradır (elif lamsız).
Örnekler:
Çiftçi sabırlıdır. الفَلاَّحُ صَابِرٌ
الفَلاَّحُ: cümle içinde mübtedadır.
صَابِرٌ: cümle içinde haberdir.
Kurt açtır. أَلذِّئْبُ جَائِعٌ
أَلذِّئْبُ: cümle içinde mübtedadır.
KIRGIZ DİLİ VE EDEBİYATININ KURULUŞ YILLARINA AİT ARAP HARFLİ KIRGIZ METİNLERİNDE ALFABE VE YAZIM KURALLARI
Türkbilig, 2009/17: 5-32.
KIRGIZ DİLİ VE EDEBİYATININ KURULUŞ YILLARINA AİT ARAP
HARFLİ KIRGIZ METİNLERİNDE ALFABE VE YAZIM KURALLARI
Ufuk Deniz AŞÇI*
Özet: Bu makalede, Kırgızların ilk millî alfabesi ve bu alfabeyle
oluşturulmaya çalışılan yazım kuralları ele alınmıştır. Söz konusu alfabe ve
yazım kuralları, o döneme ait beş eser taranarak tespit edilmiş, örneklerle
açıklamalar yapılmıştır.
Ana konuya girmeden evvel, Kırgızların 1920’li yıllara kadar süren
edebiyatları ile ilgili bilgiler verilmiş, Kırgızların bu yıllara değin süren
eğitim serüvenleri açıklanmaya çalışılmıştır. Böylelikle ilk alfabe ve yazım
kurallarının nasıl bir dönemde ve durumda oluşturulduğu daha net
anlaşılacaktır.
Sonuç bölümünde, Arap harfli ilk Kırgız alfabe sistemi ile bugünkü Kiril
kaynaklı Kırgız alfabe sistemi mukayese edilmiş; hangi sistemin daha millî ve
Kırgız ses yapısına uygun olduğu gösterilmeye çalışılmıştır.
TÜRKMEN TÜRKÇESİNDE ARAPÇA VE FARSÇADAN ALINAN SÖZCÜKLERİN ÜNLÜLERİNDEKİ SES OLAYLARI
ZfWT
Vol. 7, No. 3 (2015)
Zeitschrift für die Welt der Türken
Journal of World of Turks
189
TÜRKMEN TÜRKÇESİNDE ARAPÇA VE FARSÇADAN ALINAN
SÖZCÜKLERİN ÜNLÜLERİNDEKİ SES OLAYLARI
PHONETIC EVENTS IN TURKMEN TURKISH’S VOWELS OF
WORDS TAKEN FROM ARABIC AND PERSIAN
Engin GÖKÇÜR
Özet:
Türkmen Türkçesi Türk dilleri ailesinin Güney-Batı grubunda yer alır. Bu
yönüyle Oğuz grubu Türk dillerinin doğu kolunu teşkil eder. Türkmen Türkleri 18.
yüzyıla kadar Orta Asya Türklerinin ortak yazı dili olan Çağatay Türkçesini
kullanmışlardır. Türkmen Türkçesinin temeli 18. yüzyıldan sonra kaleme alınan
eserlerin dili ile oluşturulmuştur. Türkmen Türkçesinin söz varlığının büyük bir
oranını Türkçe sözcükler oluşturur. Bunun yanında Rusçadan, Arapçadan, Farsçadan
ve Moğolcadan alınan sözcükler de oldukça büyük bir oran oluşturur. Özellikle
Arapça ve Farsçadan alınma sözcüklerdeki seslik değişmeler sözcükleri
tanınmayacak hale getirmiştir. Bu çalışmada Türkmen Türkçesi edebî ürünleri ve
FUZULÎ'NİN ARAPÇA DİVANINDAN İKİ KASİDENİN EDEBİ TAHLİLİ
FUZULÎ'NİN ARAPÇA
DİVANINDAN İKİ KASİDENİN
EDEBİ TAHLİLİ
Ayhan ERDOĞAN
S. Ü. İlahiyat Fakültesi
Arap Dili ve Belağatı Öğretim Görevlisi
Giriş
Mehmed b. Süleyman Fuzûlî
(فضولی) (d. 1483 Hilla - ö. 1556 Kerbela
ya da Bağdat) Türk İslam edebiyatının
en önemli şairlerindendir. Türkçe
divanı birçok kere yayımlanmıştır.
Türkçe Divanının yanında kaynaklarda
Farça ve Arapça divanından bahsedilir.1
Bildiğimiz kadarıyla Arapça divanı
Türkiye'de henüz yayınlanmamıştır.
Bu makalede Fuzuli'nin Arapça divanı hakkında genel bilgi verilmiş ve
orada geçen iki kasidenin tercümesi yapılarak üslup açısından tahlil edilmiştir.
Fuzulî'nin Arapça Divanı
Fuzuli'nin Arapça divanını gün yüzüne ilk çıkartan E. Berthels'tir.2
Yazdığı
makalede divandan iki kasideyi de Rusçaya tercüme etmiştir. Aynı yazma kaynaktan
yararlanarak Azerbaycan'da Hamdi Araslı, yazma nüshadan çinkograf usuliyle
1958 yılında "Matla'u'l-İ'tkad ve Arapça Kasideler" adıyla yayımlamıştır.
Arapçada İsnad ve Eksiltili Yapılara Bazı Yeni Yaklaşımlar
T.C.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ
Cilt: 22, Sayı: 1, 2013
s. 29-38
Arapçada İsnad ve Eksiltili Yapılara Bazı Yeni
Yaklaşımlar
İsmail GÜLER
Özet
Arapça’da Hint-Avrupa dil ailesindeki gibi iki ismi birbirine
bağlayan ve onların cümle olduğunu gösteren bir sözcük (copula)
yoktur. Bu biçimsel bağın bulunmayışı gramercileri anlamsal bir
bağ arayışına sevk etmiştir. Onlar da aradaki bağın anlamsal
olması gerektiğini ve bu bağa isnâd dendiğini ileri sürmüşlerdir.
Bu durumda cümle mantıksal bir yaklaşımla hakkında yargıda
bulunulan kısım (musned ileyh) ve yargıyı ifade eden kısım
(musned) ile aralarında isnâd denen o bağın bulunduğu bir yapı
olarak ele alınmıştır. Bu anlayış fiil cümlelerini de kapsayacak
şekilde yaygınlaştırılmıştır. Ancak, özellikle duygulanımları ve
heyecanları dile getiren bazı yapılarda bu iki temel ögenin izahı
yapılırken sorunlar yaşanmıştır. Musned ve musnedun ileyh
İBN RÜŞD’ÜN AKIL TEORİSİ VE ESKİ ŞARİHLER*
47
sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 6 / 2002
islam felsefesi
İBN RÜŞD’ÜN AKIL TEORİSİ VE ESKİ ŞARİHLER*
Arthur HYMAN** / trc. Atilla ARKAN***
1981 yılında yayınlanan “Aristo’nun Akıl teorisinin Şarihi olarak İbn
Rüşd”1 isimli bir makalede, belirli Aristo uzmanlarına karşı, İbn Rüşd’ün akıl
tasvirinin basitçe felsefî ve kelamî fikirlerin bir karışımı olmadığını göstermeye
teşebbüs ettim. Aynı şekilde, İbn Rüşd’ü Aristocu metinleri yorumlayışında,
Aristocu ve Yeni-Eflatuncu fikirleri birleştiren basit bir felsefî seçmeci şeklinde
düşünen felsefe tarihçileriyle de tartıştım. Kısacası, İbn Rüşd’ü felsefî delillerle
desteklenmiş metin analizleri yardımıyla Aristo’yu anlamaya ve yorumlamaya
çalışan gerçek bir şarih olarak sundum.
Aristo’nun akıl teorisini yorumlayışının bir parçası olarak, İbn Rüşd bir
yanda Theophrastus ve Themistius’u diğer bir yanda ise Afrodisiaslı
Aleksander’ı ve takipçisi İbn Bacce’yi eleştirerek değerlendirmektedir. Bu
Arapça'nın Temel Kâideleri
القواعدُ الأساسيَّة لِلّغة العربيَّة
ARAPÇA'NIN TEMEL KÂİDELERİ:
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
إِنَّا أَنزَلْنَاهُ قُرْآنًا عَرَبِيًّا لَّعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ
"Şüphesiz Biz onu anlayıp düşünesiniz diye, Arapça bir Kur'ân olarak indirdik." (Yusûf: 2)
MUKADDİME:
Arapça ilmi, kendi içerisinde bazı branşlara ayrılır. Bunlar Arapça ile ilgili ilimlerdir.
Seyyid Ahmed Hâşimî, bu konuyu şöyle ifade eder:
علومُ اللغةِ العربيّةِ عباَرة ٌ عن اثنى عشرعلماً
"Arapça ilimleri, on iki ilimden ibarettir." Bu ilimler; nahv, sarf, arûz, kâfiye, lügat, garaz, inşâ, hatt, beyân, meânî, muhâdara, iştikâk.
Bu ilimlerin aynı manayı ifade eden farklı isimleri de bulunmaktadır. Arapça'yı ideal seviyede yani günümüzdeki ifadesiyle üst düzey bilmek için bu ilimleri okumak, anlamak ve uygulamak gerekmektedir. Arapça'ya dair olan her ilmin bir âdâbı ve bir hedefi bulunmaktadır.
Arapça'yı öğretiliş tarzına göre, dört kısma ayırabiliriz:
İSLÂM ÖNCESİ ARAP ŞİİRİNDE DİNİN ETKİLERİ*
211
İSLÂM ÖNCESİ ARAP ŞİİRİNDE DİNİN ETKİLERİ*
Yazan : Reynold A.NICHOLSON
Çev.: Yrd. Doç. Dr. İbrahim YILMAZ**
ÖZET
Din, İslâm'dan önceki Arapların hayatlarında çok az bir etkiye
sahiptir. Bu yüzden onların şiirlerinde, dini kavramlara
rastlayacağımızı ümit etmiyoruz. Ancak bu insanların hayatlarını
bütünüyle amaçsız, haz ve zevk uğrunda geçirdiklerini düşünmek de
yanlıştır. Bu makalede, Eski Arap şiirinde yer alan dinî izler
konusunda durulmakta ve önemli veriler sunulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Din, Hıristiyanlık, Yahudilik, Şiir.
ABSTRACT
Influence of Religion on Pre-Islamic Poetry
Religion had so little influence on the lives of the Pre-İslâmic
Arabs that we cannot expect to find much truce of it in their poetry. It
would be a mistake to suppose that bedouin men always, or even
generally, passed their lives in the aimless pursuit of plesure. In this
article, it had been tried to research influence of religion on Pre-
MEHMET ÂKİF ERSOY’DAN ARAP LATÎFELERİ
Gönderim Tarihi: 08.06.2015
Kabul Tarihi: 19.10.2015
SÜTAD, Güz 2015; ( 38): 131-138
ISSN: 1300-5766
Öz
Mehmet Âkif Ersoy, tahsili sırasında Arapça dersler alması ve Mısır’da yıllarca kalması
itibariyle, Arap dili ve edebiyatını çok iyi bilmektedir. Bu yüzden birçok Arapça tercümeler yapan
Mehmet Âkif, Mısır yıllarında Kahire'deki “Câmiat-ül Mısriyye" adlı üniversitede Türk Dili ve
Edebiyatı dersleri de vermiştir (1925-1936).
Mehmet Âkif, Arap latîfelerini kişizadeler, Harunürreşid ve bedevî, İhşidîler sultanı Kâfûr ve
Mütenebbî başlıkları altında işlemiştir.
•
Anahtar Kelimeler
Mehmet Âkif, Mısır, Arap latîfeleri
•
Abstract
Mehmet Âkif Ersoy, as taking Arabic lessons during the study and remain in Egypt for many
years, was good to arabic language and literature. Becaususe of this situation Mehmet Akif who
done many translations gave Turkish language and literature lessons at Câmiat-ül Mısriyye
university in Egypt years.
Arapça Tercüme Teknikleri 5
Arapça Tercüme Teknikleri
Mürekkeb Fiil Cümlesi:
* Arapça’da kompleks (mürekkep) fiil cümleleri, içinde birden fazla yüklem bulunan cümlelerdir.
* Bu tür cümlelerde ana cümlenin dışında isim veya fiil cümlesinden oluşmuş yan cümle vardır.
* Yan cümlemiz isim cümlesi ise başına إن edatı alır ve cümledeki manayı vurgular.
* Yan cümlemiz fiil cümlesi ise başına أنَّ edatı alır, manasını mastara çevirir ya da doğrudan mastar olarak gelir.
a) Yan cümleciği isim cümlesi olan mürekkep fiil cümlesine örnekler
- قال الأستاذ إن الإمتحان غداً “ Öğretmen imtihanın yarın olduğunu söyledi.”
* Bu cümlede قال ile başlayan cümlemiz ana cümledir. Yan cümle ise إنَّ ile başlayan isim cümlesidir.
* Daha öncede belirttiğimiz gibi isim cümlesinin ismi, fiil cümlesinin öznesi; isim cümlesinin haberi de fiil cümlesinin yüklemi durumundadır.
- Bir başka örnek: قال الأستاذ إنه سيوزع أوراق الإمتحان غداً “ Öğretmen imtihan kağıtlarını yarın dağıtacağını söyledi.”