Arap Dili
Arap Dili Arap Dili
كَانَ وَ أَخَوَاتُهَا Kane ve kardeşleri:
Bu fiiller (dikkat كَانَ وَ أَخَوَاتُهَا fiildirler) isim cümlesinin başına geldikleri zaman mübtedayı kane'nin ismi adı ile ötre yaparlar.
İsim cümlesinin haberini de Kane'nin haberi adı ile üstün yaparlar.
Yani bu fiiller; önüne geldikleri isimlerin son harekesini ötre, önüne geldikleri haberlerin son harekesini üstün yaparlar.
1- كَانَ: oldu, idi, dır, olmak, var oldu, vardır.
كَانَ اللهُ غَفُورًا رَحِيمًا Allah bağışlayan ve acıyandır.
2- صَارَ: oldu, dönüştü.
صَارَ الفَقِيرُ غَنِيًّا Fakir zengin oldu.
3- مَا زَالَ: devam ediyor, hala, daima.
مَا زَالَ الوَلَدُ نَائِمًا Çocuk hala uyuyor.
4- مَا دَامَ: olduğu müddetçe, ...dikçe, sürece, oldukça.
أَعْبَدُ اللهَ مَا دُمْتُ حَيًّا Diri olduğum sürece Allah'a tapacağım.
5- لَيْسَ: değil, yoktur, olmamak.
كَانَ fiilinin olumsuz şekli gibidir.
(لَيْسَ اللهُ ظَالِمًا (بِظَالِمٍ Allah asla zalim değildir.
إن و أخواتها
Arapça Cümle Örnekleri-30 Hava Durumu
Arapça Cümle Örnekleri-30 Hava Durumu
Türkçe Anlamı Okunuşu Arapça Yazılışı
Hava durumu nasıl? keyfe haletül cevvi? كيف حالة الجو
Kötü Seyyi سيئ
Yağışlı Mümtir ممطر
Sıcak Harr حار
Soğuk Barid بارد
Hava Sakin El cevvü hadiün الجو هادئ
Hava Normal El cevvü mutedil الجو معتدل
Hava Kuru El cevvü caffün الجو جاف
Hava Nemli El cevvü rütubetün الجو رطوبة
Arapça’da Sıfat Tamlaması
Arapça’da Sıfat Tamlaması
Arapça’da Sıfat Tamlaması الصِّفَةُ
Arapçada sıfat kendisinden önce gelen ismi niteler, o ismin NASIL olduğu konusunda bilgi verir.Bir sıfat tamlaması iki öğeden oluşur.
SIFAT ve sıfatın nitelediği isim olan MEVSUF
Ör:
Uzun kalem القَلَمُ الطَّوِيلُ belirtili isim tamlaması
Uzun bir kalem قَلَمٌ طَوِيلٌ belirtisiz isim tamlaması
Özellikleri:
sıfat her zaman nitelediği isimden sonra gelir
sıfat hareke açısından nitelediği isme uyar.
Sıfat ma’rifelik ve nekralık (elif lam alıp almama) konusunda nitelediği isme uyar.
Geniş bahçe
الحَدِيقَةُ الواَسِعَةُ
sıfat mevsuf
Geniş bir bahçe
حَدِيقَةٌ واَسِعَةٌ
Sıfat Mevsuf
Kısa adam
الرَّجُلُ القَصِيرُ
Sıfat Mevsuf
Kısa bir adam
رَجُلٌ قَصِيرٌ
Sıfat Mevsuf
Yeni okula gidiyorum
أذْهَبُ إلى الْمَدْرَسَةِ الْجَدِيدَةِ
Yeni kelimesi okulun sıfatıdır. Okul kesralı olduğundan onun sıfatı da kesralı olur.
İsmi mevsuller (İlgi zamirleri) (الذي) (التي) ve sıla cümleleri
İsmi mevsuller (İlgi zamirleri) (الذي) (التي) ve sıla cümleleri
İki ayrı cümleyi birbirine bağlayan,manası kendinden sonra gelen cümleyle açıklanabilen kelimelerdir.Türkçedeki ilgi zamiri gibi iş görür.İsm-i Mevsuller cümlede "o ki,öyle kimseler ki..." anlamlarına gelir.
Sıla (صلة) cümlesi:İsm-i mevsulden sonra gelen cümleye (bağladıkları cümleye) sıla cümlersi denir.(Sıla cümlesi sıfat cümlesi veya açıklayıcı cümle görevi yapar.)
ذَهَبَ الرَّجُلُ الَّذِي رَأَيْتَهُ
Gördüğün adam(o adam ki gördüğün adam) gitti.
cümlesindeki الّذي kelimesi el İsmul mevsûldür.رَأيتَهُ yan cümleciği sıla'dır,bu sıla'daki ه zamiri de âid'dir.
Âid bazen yukardaki gibi açık bazen de kapalıdır.
نَعْبُدُ اللهَ الذي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَ الأرْضَ
Gökleri ve yeri yaratan Allah'a taparız.
cümlesinde الذي ismu mevsuldür,خلق السماوات والإرض sıla'dır.عائدٌ (âid) müstetirdir(örtülüdür).Sila هو خلق السماوات و الأرض demektir.müstetir هو âid durumundadır.
FÂRÂBİ'NÎN PERİ HERMENEİAS MUHTASARI
FÂRÂBİ'NÎN PERİ HERMENEİAS MUHTASARI
MÜBAHAT KÜYE L
İslâm felsefe tarihiyle ilgili sahada yapılan son yarım yüzyıllık araştırmalar
İslâm âleminde yetişen ilk filozofun Fârâbî olduğunu göstermektedir 1
.
Yunan ilim ve felsefesini İslâm âlemine kazandırmış olan büyük çeviri faaliyetinden
sonra yetişen Fârâbî'nin İslâm âleminde ilk filozof sıfatiyle işgâl
etmiş olduğu yer el-Kindî münasebetiyle tartışma konusu olmuş olsa bile, çağ
daş araştırıcıların Fârâbî lehine varmış oldukları sonuçlar hemen hemen kesinleşmiş
gibidir2
. Bununla beraber, Fârâbî'nin İslâm âleminde "Muallim-i
Sânî" olarak işgal etmiş olduğu yer, bazen, İbn-i Rüşd lehine şüphe davet
etmiştir 3
. Fakat, hal ne olursa olsun, onun eserlerinin lâtince ve ibranî tercü
meler yoluyla Büyük Albert, Aegidus Romanus, Gratiedeo Esculano, Pierre
de St. Amour ve Aquino'lu St. Thomas'a ve İbn Abigdor, İbn Maymun gibi
Orta Çağ yahudi filozoflar kanalıyle de Spinoza'ya ve dolayısıyle Avrupa dü
Arapçada İlletli Filler
Arapçada İlletli Filler
A- Misal fiiller
Mazi fiillerden 'Faal Fiil'i (birinci harfi) 'waw'(و) yada 'ya'(ى) olan fiillere Misal Fiil (الفِعْلُ المِثَالُ) denir. Bir başka deyişle; misal fiillerin 'Faal Fiil'i illetlidir.
1) Waw'i Misal Fiiller
'و' ile başlayan misal fiiller 2. ve 3. babdan ise muzariye çevrilince 'و' düşer, 4. ve 5. babdan ise muzariye çevrilince 'و' düşmez.
وَجَدَ - يَجِدُ (ikinci babdan)
وَضَعَ - يَضَعُ (üçüncü babdan)
وَهِمَ - يَوْهَمُ (dördüncü babdan)
وَجُهَ - يَوْجَهُ (beşinci babdan)
Mazi meçhulu diğer fiiller gibidir. Muzari meçhulunde ise kalkmış olan 'و' lar geri gelir;
يَجِدُ - يُوجَدُ
Emir fiili yapılırken muzaarat harfi atılıp sonu cezimlenir. Başına emir fiillerde olduğu gibi 'elif' gelmez. (Bakınız Emir Fiiller)
وَضَعَ --> يَضَعُ --> ضَعْ
'و' ın düşmediği bablarda ise emir fiili şu şekildedir;
وَهِمَ --> يَوْهَمُ --> إِيهَمْ
2) Ya'i Misal Fiiller
Arapçada Muzari Fiil
Arapçada Muzari Fiil
Arapça’da iki temel farklı fiil çekimi vardır. Başına bir harf getirilmek veya son harekede değişiklik yapmak suretiyle diğer zamanlar hep bu ikisinden türetilir. Mâzî fiil çekiminden sonra öğrenmemiz ve ezberlememiz gereken ikinci fiil çekimi muzâri fiil çekimidir. Şimdiki ve geniş zamandaki bir olayı bildiren fiillere Fiil-i muzâri denir. Fiilin sonuna ...er, ....ar, ...yor manası verir. Türkçe’mizdekinden farklı olarak aynı fiil Arapça’da hem şimdiki zamanı hem de geniş zamanı karşılar. Muzâri fiil أَتَيْنَ ibaresindeki harflerden biriyle başlar. Örnek:
تَخْرُجُ
(Sen) çıkıyorsun, çıkarsın
أَخْرُجُ
(Ben) çıkıyorum, çıkarım
نَخْرُجُ
(Biz) çıkıyoruz, çıkarız
يَخْرُجُ
(O) çıkıyor, çıkar
يَكْتُبُ
yazar, yazıyor
يَعْلَمُ
biliyor, bilir
Arapçada Mansublar (Mansubat)
Arapçada Mansublar (Mansubat)
Cümle içindeki durumundan ötürü nasbı gereken unsurlara mansublar المَنْصُوبَاتُ denir.
1- MUTLAK MEFUL المَفْعُولُ المُطْلَقُ
Mutlak meful, fiilden sonra, fiilin manasını kuvvetlendirmek, çeşidini bildirmek, sayısını bildirmek veya vekalet etmek için gelen, o fiille aynı kökten bir mastardır. Dört farklı kullanımı vardır;
a) Kuvvetlendirmek için; Fiilin mastarı tekrar edilir.
كَسَرَ الوَلَدُ الزُّجَاجَ كَسْرًا : Çocuk camı bir kırdı ki!
نَامَ الرَّجُلُ المُتْعَبُ نَوْمًا : Yorgun adam öyle uyudu ki!
أَكَلَ الجَائِعُ أَكْلاً : Aç öyle yedi ki!
Manayı daha da kuvvetlendirmek (tekid) için, mastar bir daha tekrar edilir.
إِذَا دُكَّتِ الأَرْضُ دَكًّا دَكًّا : Dünya, ezilip paramparça olduğu zaman.
b) Çeşit bildirmek için;
ضَرَبَهُ ضَرْبَ الظَّالِمِ : Onu, zalimin döğdüğü gibi döğdü.
ضَرَبَهُ ضَرْبَ المُؤَدِّبِ : Onu, terbiye edenin döğüşü ile döğdü.
يَنَامُ المَرِيضُ نَوْمًا هَادِئًا : Hasta sakin bir uyku uyuyor.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE (ت و م (M-V-T KÖKÜ TÜREVLERİ, İHTİLAFLARI, MECAZ ANLAMLARI VE KUR'AN ÖRNEKLERİ
Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 10/12 Summer 2015, p. 1155-1182
DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.8600
ISSN: 1308-2140, ANKARA-TURKEY
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE (ت و م (M-V-T KÖKÜ TÜREVLERİ,
İHTİLAFLARI, MECAZ ANLAMLARI VE KUR'AN ÖRNEKLERİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN**
ÖZET
"م و ت " m-v-t kelimesinden türeyen (م
ي
َم) ,(تْ
ي
ْ
ِّ
ت (vb. kelimelerin bazen
birbiri yerine eş anlamlı olarak kullanılması, içinde taşıdığı illet harfinin
söylemde ne gibi ihtilaflara yol açtığı ve mecaz kullanımları, bazen bu
kelimelere verilen farklı ya da yakın anlamlar ya da birbiri yerine
kullanımların araştırılması bu makalenin konusunu teşkil etmektedir.
Kur'an'da türevleriyle birlikte 165 yerde geçen bu kökün fiil olarak
sözlüklerde geçen 6 fiil kalıbından iki çeşidinin, 17 isim kalıbından 8
tanesinin isim olarak Kur'an'da kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Bu makale
Tesniye/İkil kelime ve irabı
TESNİYE VE İRABI
(ref=ötre , nasb=üstün ve cer=esre hali)
Tek varlığı gösteren isme müfret, iki varlığı gösteren isme de tensiye denir. isimleri tensiye yapmak için sonlarına ref halinde (ان ), nasb ve cer halinde (ين ) getirilir.
Tensiye isimlerin sonundaki ن harfi her zaman esreli, nasb ve cer halinde ى harfi de cezimli ve öncesi üstün olur. Cemi müzekker salim’le karıştırılmaması için buna dikkat etmek gerekir.
ولد -> ولدان (ولدين)
يوم -> يومان (يومين)
مدرسة -> مدرستان (مدرستين)
Bir isim tensiye yapılırken şunlara dikkat edilir:
1-Sonundaki elif harfi vav harfinden çevrilmiş olan bir isim tensiye yapılırken, elif ا tekrar vav و harfine dönüşür.
عصا -> عصوان (عصوين)
2-Sonundaki elifin aslı ya ise, yahut ismin harfleri 3’ten fazla ise, elif ا harfi ya ـيـ harfine dönüşür.
فتى -> فتيان ( فتيين )
Mebni Kelimeler
Mebni Kelimeler
الكَلِمَاتُ المَبْنِيَّةُ
Mebni: Son harekesi değişmeyen kelimelerdir.
1-İsim cinsinden mebni olan kelimeler;
a-İşaret İsimleri
b-Zamirler
c-İsmul Mevsuller
d-Şart İsimleri
e-Soru İsimleri
f- Bazı harfler
g-Bazı Sayı isimleri (11-19 arası)
2-Fiil cinsinden mebni olan kelimeler;
a-Mazi fiil
b-Emir fiil
c-Sonunda te’kid nunu olan muzafi fiil
3-Harf cinsinden mebni olan kelimeler;
a-Bütün harfler
1-İsim cinsinden mebni olan kelimeler;
a-İşaret İsimleri أَسْمَاءُ الإِشَارَةِ
O adam geldi. جَاءَ ذَلِكَ الرَّجُلُ
O adama bir dinar verdik. اَعْطَيْنَا ذَلِكَ الرَّجُلَ دِينَارًا
O adama uğradınız. مَرَرْتُمْ بِذَلِكَ الرُّجُلِ
Bu okul yeniden yapıldı. بُنِيَتْ هَذِهِ المَدْرَسَةُ مِنْ جَدِيدٍ
Vatandaşlar bu okulu yaptı. بَنَى المُوَاطِنُ هَذِهِ المَدْرَسَةَ
İpucu:
a- Görüldüğü gibi yukarıdaki örnek cümlelerdeki ismi işaretler hiçbir şekilde son harekeleri değişmemiştir, bu nedenle de ismi işaretler mebnidir, yani sonu değişmez.
Arapçada Tekil ve Çoğul
Arapçada Müfred, Müsenna, Cemi
Türkçede varlıklar sayı bakımından ikiye ayrılır. Tekil ve çoğul.Arapçada ise kelimeler sayı bakımından üçe ayrılır: Müfred yani tekil, müsenna yani ikil ve cem’i yani çoğul.
Müfred: Aynı tür varlıklardan yalnız bir tanesini gösteren kelimelere denir: كِتَابٌ (kitap), قَلَمُ (kalem), رَجُلٌ (adam) gibi kelimeler müfred grubuna giren kelimelerdir. Bu kelimeler tek bir varlığa işaret ederler.
Müsenna: Aynı tür varlıklardan iki taneyi gösteren kelimelere denir. Müsenna yerine “tensiye” kelimesi de kullanılır. Müfred bir kelimeyi müsennaya dönüştürebilmek için kelimenin sonuna elif ve kesreli nun ( انِ ) getirilir. Ya da cümledeki yerine göre, cezimli “ye” ve kesreli nun ( يْنِ ) getirilir.
Mesela: رَسُولٌ elçi demektir. Bu kelimeyi tensiye yaparken sonuna elif ve esreli nun ekliyoruz. Bu sayede kelimemiz رَسُولاَنِ şekline dönüyor.
Arapça Tanışma Cümleleri-29 Ayrıntılı Tanışma Cümleleri-2
Arapça Tanışma Cümleleri-29 Ayrıntılı Tanışma Cümleleri-2
Türkçe Anlamı Okunuşu Arapça Yazılışı
(Bu) eşim Zevci / Zevceti زوجي / زوجتي
Annem ve babam Valideti / Validi والدي / والدتي
Ailem Usreti أسرتي
Arkadaşlarım Ashabi / Zümeali أصحابي / زملاءي
Hangi ülkedensin Min eyyi beledin من أي بلد أنت
Hangi şehirdensin Min eyyi medinetin ente من أي مدينة أنت
Türkiyedenim Ene min Türkiya أنا من تركيا
Mesleğin ne? Ma mihnetük ما مهنتك
İŞARET İSİMLERİ (İŞARET SIFAT VE ZAMİRLERİ)
İŞARET İSİMLERİ (İŞARET SIFAT VE ZAMİRLERİ)
Bir kişi ya da şeyin isminin yerine geçen kelimedir.
o Tüm işaret isimleri mebnidir.
o İşaret isimlerinin sonlarına eklenen “ك” harfine “كَافُ الخِطَاب” denir ve muhataba göre çekimlidir. Örneğin: ذَالِكَ ، ذَالِكِمَا ، ذَالِكُمْ v.b.
Yakın için işaret zamirleri
Çoğul İkil Tekil
هَؤُلاَءِ هَذَانِ (هَذَيْنِ) هَذَا Müzekker
هَؤُلاَءِ هَتَانِ هَذِهِ / هَذِي Müennes
Uzak için işaret zamirleri
Çoğul İkil Tekil
اُولاَئِكَ ذَانِكَ ذَاكَ Müzekker
اُولاَئِكَ تَانِكَ تَاكَ / تِيكَ Müennes
DAHA UZAKTAKİNİ İŞARET EDENLER
ذَاكَ ، تِيْكَ ve هُنَاكَ kelimelerine لِ eklenerek daha uzağı gösteren işaret ismi yapılır.
لِهُنَاكَ، لِكَيْت، لِذَالِكَ
Arapçada Zarflar
Arapçada Zarflar
Yer ve zaman bildiren isimlere zarf denir. Bazı zarflar ve manaları şöyledir:
أَمَامَ önünde; خَلْفَ arkasında; بَيْنَ arasında; عِنْدَ yanında; تَحْتَ altında; فَوْقَ üstünde; قَبْلَ -den önce; بَعْدَ -den sonra; اَلْيَوْمَ bugün; أَمْسِ dün; غَدًا yarın…
Zarflar ikiye ayrılır:
1- Yer zarfları: “Nerede?” sorusuna cevap veren zarflardır.
2- Zaman zarfları: “Ne zaman?” sorusuna cevap veren zarflardır.
Zaman ve mekan bildiren isimlere 'zarf' denir.Zarflara aynı zamanda 'meful-ü fih' adı verilir.Zarfların başına harfi cer gelmediği müddetçe mansub olur.Zarflardan sonra gelen mecrur isim muzafun ileyh, zarf ise muzaf olur. Zarf, cümle sonunda olduğu kadar cümle başında ve ortasındada gelebilir.
BAZI ZAMAN ZARFLARI
أليوم:Bugün, günümüzde
غدا,بكر:Yarın
ألان: Şimdi, şu anda,şu sıralar
فجرا: Gün doğmadan, şafak vakti
صباحا: Sabahleyin
مساء:Akşamleyin