Arap Dili

Arap Dili Arap Dili

Fiiller iki kısımdır - الأفعال قسمان

Arapça'da en temel hatlarıyla Fiiller iki kısımdır;

1. Kısım: Aslî fiiller (Yani bütün harfleri aslından var olan fiiller demektir).
2. Kısım: Zû-ziyâde fiiller (Yani aslında var olan harflere ziyade harf bulunan fiiller demektir).

1.Aslî Fiil: İki kısımdır. Sülâsî ve Rübâî.

Sülâsî: Mazisi 3 harf üzerine olan fiil demektir.Bu 6 babtır.

Fethun-Zammün
Fethun-Kesrun
Fethetan
Kesrun-Fethun
Zammün-zammün
Kesretan.

3.Babtan olan fiilin aynel veya lamel fiilinde hurûf-ü halktan birinin bulunması şart kılınmıştır.

يَأْبىَ ) اَبَي - ) müstesnâ. Hurûf-u Halk (boğaz harfleri) ع، خ، ح،غ ه، ء، harfleridir.

Rübâî : Mazisi 4 harf üzerine olan fiil demektir. Bu 1 babtır ve fa’lele babıdır. Bazıkere 6 bab olur.Bu 6 baba da rübâi ‘ye Mülhâk diye isim verilir.

2.Zû-ziyâde fiil: Buda iki kısımdır. Sülâsî mezîd ve Rubâî mezîd.

Sülâsî mezîd : 14 bâb , 3 Nevi’’dir. Sülâsî mezîdün fîhî Rubâî , Sülâsî mezîdün fîhî Humâsî
Sülâsî mezîdün fîhî Südâsî.

6. Ders: Bazı İsimlerin İrabı

6. Ders
Müfred, Tesniye ve Cemi İsimlerin İrabı Alametleri
Giriş
Bir önceki dersimizde Arapçada kelimelerin cümle içerisinde bazı konumlarda yer alacaklarını ve bu konumlara uygun olarak sonlarında harf ya da hareke değişikliklerinin olacağını öğrenmiştik. Kelimelerin sonlarında görülen bu değişikliklere irab denir. Ve kelimeler bulundukları konum gereği irabı alameti alırlar. Yani merfuattan olan (raf konumunda olan) bir kelimenin raf konumunda olduğuna dair bir takım alametleri vardır. Bu alametler kelimenin durumuna göre değişir. Raf makamında olan bir kelimenin mefuluk alameti bazen damme olabileceği gibi bazen de "vav" harfi olabilir. Aynı şekilde mansubatta olan bir kelimenin nasb alameti bazen fetha olabileceği gibi bazen de kesra olabilir. İşte bu dersimizin konusu müfred, Tesniye ve cemi olan isimlerin irablarının alametleridir.
1- Müfred Bir İsmin İrab Alameti

Yabancı Dil Öğretmen Adaylarının Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması Dersine İlişkin Görüşleri

GEFAD / GUJGEF 32 (2): 515-536 (2012)
Yabancı Dil Öğretmen Adaylarının Okul Deneyimi ve
Öğretmenlik Uygulaması Dersine İlişkin Görüşleri
Prospective Foreign Language Teachers’ Views of School
Experience and Teaching Practice Courses
Nurten ÖZÇELİK
Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Fransız Dili Eğitimi Anabilim Dalı,
Ankara/ TÜRKİYE, nurtenk@gazi.edu.tr
ÖZ
Bu araştırma, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü İngilizce,
Fransızca, Almanca ve Arapça Öğretmenliği programında öğrenim gören öğretmen adaylarının
Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması Dersine ilişkin görüşlerini ortaya koymak amacıyla
hazırlanmıştır. Çalışma grubu, 2011-12 Eğitim-Öğretim yılı I.yarıyılında Okul Deneyimi, II.
yarıyılında ise Öğretmenlik Uygulaması dersi alan toplam 181 öğretmen adayından oluşmuştur.
Veri toplama aracı olarak, araştırmacı tarafından geliştirilen Okul Deneyimi ve Öğretmenlik

ARAP DİLİNDE İZÂFET KAVRAMI, ÇEŞİTLERİ VE TÜRK DİLİNDEKi KARŞILIĞI (BİR MUKÂYESELİ GRAMER ÇALIŞMASI DENEMESİ)

TurkishStudies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/12 Fall 2013, p. 311-322, ANKARA-TURKEY
ARAP DİLİNDE İZÂFET KAVRAMI, ÇEŞİTLERİ VE TÜRK
DİLİNDEKi KARŞILIĞI (BİR MUKÂYESELİ GRAMER
ÇALIŞMASI DENEMESİ)*
Mehmet Faruk ÇİFÇİ**
ÖZET
Bir yabancı dilin öğrenilmesi sürecinin başlangıcı aslında kişinin
kendi dilini öğrenmeye başladığı andır. Çünkü insan kelimeler
vasıtasıyla düşünür ve kelime dağarcığının elverdiği ölçüde anlar.
Dolayısıyla bir başka dildeki terimlerin kavranabilmesi ilk olarak kişinin
kendi ana dilinde bu terimlerin karşılıklarını bulmasına ve anlamasına
bağlıdır. Bu noktadan hareketle Türkçe konuşan bir kişinin Arap dilinin
kurallarını öğrenme vetiresi aynı kuralların kendi dilindeki karşılıklarını
kavramasıyla başlayacaktır.
Arap dilinde izâfetler çok önemli bir yer tutar. Nitekim “dilde
iktisat” şeklinde tâbir edilen az kelime kullanmak suretiyle çok şey

ARAP DİLİ VE EDEBİYATINDA MESELLER, DİL VE BELÂGAT YÖNÜNDEN ÖZELLİKLERİ

TC.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI
ARAP DİLİ VE BELÂGATI BİLİM DALI
ARAP DİLİ VE EDEBİYATINDA MESELLER,
DİL VE BELÂGAT YÖNÜNDEN
ÖZELLİKLERİ
(YÜKSEK LİSANS TEZİ)
DANIŞMAN
Dr. Ayhan ERDOĞAN
HAZIRLAYAN
İdris PULLU
KONYA-2007
I
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ ........................................................................................................................... IV
TRANSKRİPSİYON...................................................................................................... VI
KISALTMALAR...........................................................................................................VII
GİRİŞ…………………………………………………………………………………….1
BİRİNCİ BÖLÜM
MESEL; MAHİYETİ, ÇEŞİTLERİ VE ÖZELLİKLERİ ......................................... 3
1- MESEL KAVRAMINA GENEL BİR BAKIŞ......................................................... 3

Arapça Kelime Listem-3

كَثِيرٍ (adj/sıfat) : many (birçok) / much (fazla) numerous ( çok sayıda )

كَثِيراً : çok fazla
كَثِيراً ما : frequently / often : Sık Sık, çoğunlukla

بَغْص : (noun/isim) : some (bazı)

تَمَّ : (verb./fiil) : to finish (bitirmek,tamamlamak) come to an end ( son bulmak, sona yaklasmak)

رأى : (verb./fiil) : to see (görmek)

أمْكَنَ : (verb./fiil) : to be possible (mümkün olmak)
أمْكَنَ + ل : birisi için bişi yapmak
يُمْكِنُ أنْ : bir şeyi yapmak mümkündür.

ARAPÇADA KÜLTÜR-DİL İLİŞKİSİ: ARAPÇA’NIN YAPILANMASI VE ALGILANMASINDA ETKİLİ ÖĞELER

ARAPÇADA KÜLTÜR-DİL İLİŞKİSİ:
ARAPÇA’NIN YAPILANMASI VE ALGILANMASINDA ETKİLİ
ÖĞELER
Soner GÜNDÜZÖZ∗
Fikir denilen şey bir paranın bir yüzüyse paranın diğer tarafında kelime bulunur. Max Müller Dilimin sınırları dünyamın Sınırlarıdır Wittgenstein Arap dili sadece bir dil değil, akıl ahlak ve
dindir de.
İbn Teymiye
ÖZET
Bu makalede Arap kültürü ve bu kültürün Arapça üzerinde oynadı-
ğı rol konu edilmektedir. Arapça’nın algılanmasında ve yapılanmasında birtakım etkili unsurlar vardır. Toplumsal ve siyasal alışkanlıklar, mantık ihlalleri, inançlar, sosyal statüler ve çevresel koşullar
Arapça’nın algılanması ve oluşmasında etkilidir.
Anahtar Sözcükler: Kültür, Arapça’nın algılanması ve yapılanması.
ABSTRACT
THE CONNECTION BETWEEN THE CULTURE AND THE ARABIC
LANGUAGE: EFFECTUAL ELEMENTS ON PERCEPTION AND
CONSTRUCTION OF THE ARABIC LANGUAGE
This article takes up the culture of Arabs and the rol of this culture

3-10 arasında sayılan cem ve esre tenvinlidir. Sayı ve sayılan zıt cinstedir.

3-10 arasında sayılan cem ve esre tenvinlidir. Sayı ve sayılan zıt cinstedir.

ثَلاَثَةُ أقْلاَمٍ 3 kalemمَسَاطِرُ ثَلاَثُ 3 cetvel

11-19 arası Sayılan müfred gelir. hem sayı hem sayılan fetha üzerine mebnidir.cümledeki durumuna göre son harekesi değişmez.yalnızca 12 muğrebtir, cümledeki duruma göre ref yada mansub hali gelir.mansub ve cer hali aynıdır.sayılan ve sayı arasında cinsiyette uyum vardır. Nunlara dikkat
إحْدَى عَشَرَةَ مِسْطَرَةً cetvel 11 kalem أحَدَ عَشَرَ قَلَماً
اِثْنَتَا عَشَرَةَ مِسْطَرَةً cetvel 12 kalem اِثْناَ عَشَرَ قَلَماً

إِنَّ اثْنَيْ عَشَرَ بَيْتاً
gerçekten 12 ev
(nasb edatıyla)
إِنَّ اثْنَتَيْ عَشَرَةَ مَدِينَةً
gerçekten 12 şehir
(nasb edatıyla)
مِنْ اثْنَيْ عَشَرَ بَيْتاً
12 evden
(câr mecrûr)
مِنْ اثْنَتَيْ عَشَرَةَ مَدِينَةً
12 şehirden
(câr mecrûr)


مِسْطَرَةً عِشْروُنَ

müennes müzekker
20
قَلَماً عِشْروُنَ

Gayrul Munsarif غَيْرُ المُنْصَرِفِ

Alıntı yolqexer Cevapla bullet Gönderim Zamanı: 24Aralık2011 Saat 14:27

Gayrul Munsarif غَيْرُ المُنْصَرِفِ
Gayrul munsarif, sonuna tenvin kabul etmeyen ve kesre yerine fetha ile mecrur olan isimdir. Gayrul munsarif isimleri, başlıca 3 bölümde incelenebilir:
a- alemler
b- isimler
c- sıfatlar
a- alemlerde (özel isimlerde)
aa- Müennes alem harflerinin sayısı 3 ten fazla ise, tenvin veya kesra kabul etmez:
(müennes varlığı gösteren veya sonunda müenneslik alameti olan özel isim)
Örnekler:
Zeynep yazdı. كَتَبَتْ زَيْنَبُ
Zeynebi gördük. رَأَيْنَا زَيْنَبَ
Zeynebe selam verdiler. سَلَّمُوا عَلَى زَيْنَبَ
Kervan Mekke'ye gidiyor. تَذْهَبُ القَافِلَةُ إِلَى مَكَّةَ

Kadın isimleri:
Ayşe عَائِشَةُ
Hansa خَنْسَاءُ
Suad سُعَادُ
Zeynep زَيْنَبُ
Leyla لَيْلَى
Meryem مَرْيَمُ

Sonunda te'nis alameti bulunan erkek isimleri:
Hamza حَمْزَةُ
Muaviye مُعَاوِيَةُ
Ukbe عُقْبَةُ
Talha طَلْحَةُ
Urve عُرْوَةُ
Katade قَتَادَةُ
Usame أُسَامَةُ
Zekeriya زَكَرِيَّا

Arapça Kelime Listem-4

أوْ : (conj./bağlaç) : or (ya da)

غيْرَ : (noun./isim) : other ( başka ) different ( diğer)
غيْرَ أنَّ : however (ama)
بِغَيرْ : without ( hariç)


ألَّتِي : relative pronoun/ -ki bağlacı (dişil) : who ( Ki O) whom ( Ki Onu/Ona )

Arapça Cümle Örnekleri-10 Oteldeyim

Türkçe Anlamı Okunuşu Arapça Karşılığı

Ben bir oda istiyorum. Ürid gürfe. أُريد غرفة

Ben iki oda istiyorum. Ürid gürfeteyn. أُريد غرفتين
Bir kişilik oda Gürfeten li şahsin غرفة لشخصٍ
İki kişilik oda Gürfeten li şahseyn غرفة لشخصينِ
Üç kişilik oda Gürfeten li selaseti eşhasin غرفة لثلاثة أشخاصٍ
İki yataklı oda Gürfeten bi serireyn غرفة بسريرين
Bir yer ayırtmıştım. Bir yer ayırtmıştım. عنْدي حجْز

ARAP GRAMERİNDE YENİLİKÇİLİK HAREKETLERİ VE ETKİLERİ

ARAP GRAMERĠNDE ĠLK YENĠLĠKÇĠLĠK HAREKETLERĠ VE
ETKĠLERĠ
Yusuf DOĞAN
GĠRĠġ
Kur’an dilinin ve hadislerin Arapça olması; temel dinî eserlerin de aynı dille yazılması ve benzeri başka sebepleri de göz
önünde bulundurduğumuzda Arap olmayanların Arapça öğrenmesi kaçınılmaz olmuş, hatta zaman zaman kutsal bir görev olarak da kabul edilmiştir. Ancak Arapçayı Arap olmayanlara ve yeni Arap gençliğine öğretmek, daha ilk dönmeden itibaren özellikle
de gramer kurallarını öğretmek amacıyla yazılan kitaplar, öğretimde yeterli derecede başarı gösterememiş ve böylece yüzyıllarca
problem olmaya devam etmiştir. Dolayısıyla Arapçayı kolay bir
şekilde öğretme arayışları, Arapçanın kurallarının tedvinini takip
eden ilk eser yazma girişimleri ile birlikte başlamıştır.
Arap gramerinin esasları, tedvin hareketiyle birlikte belirlenmeye başlamış, bu konuda eserler yazılmıştır. Nahiv ilmi, bu çalışmanın büyük bir bölümünü oluşturmuştur. Söz konusu ilim,

Sahn-ı Semân Tetimme Medreseleri’nde Arap Belâgatının Öğretimi ve Sekkâkî’nin Miftahu’l-Ulûm Adlı Eseri

1
Sahn-ı Semân Tetimme Medreseleri’nde Arap Belâgatının Öğretimi ve Sekkâkî’nin
Miftahu’l-Ulûm Adlı Eseri
Sultan ŞİMŞEK
Giriş
Belâgat ilmi Arap dili ile ilgili ilimler arasında sözün, muhatabın içinde bulunduğu halin
gerektirdiği duruma uygun olarak, açık, anlaşılır ve güzel bir şekilde söylenmesi ile ilgilenen
kendi içerisinde ilmü’l-me‘ânî, ilmü’l-beyân ve ilmü’l-bedî‘ olarak üç temel kısma ayrılan ilim
dalıdır. İlmü’l-me‘ânî sözün muktezâ-i hâle uygun olarak söylenmesiyle; ilmü’l-beyân sözün
çeşitli üsluplarla güzel , açık ve doğru bir şekilde söylenmesi ile; ilmü’l- bedî‘de sözün lafzen
ve manen edebî sanatlarla tezyin edilmiş olarak söylenmesi ile ilgilenmektedir.1
Belâgat ilminin ortaya çıkışı nahiv ve sarf ilim dallarının ortaya çıkışı ile aynı dönemlere
denk gelir. Belâgatın ortaya çıkışının ardında yatan temel neden Kur’ân-ı Kerîm’i, eşsiz
üslubunu ve manasını doğru ve incelikli olarak anlama gayretidir. İlk dönemlerden itibaren

Birleşik Cümle Unsurları

HAL


Hal, fiil olurken, failin, mefulun veya her ikisinin durumunu gösteren sözdür. Türkçedeki durum zarfı karşılığıdır. (nasıl?) sorusuna cevap teşkil eder.
Çocuk koşarak geldi جاء الولد عدوا
Halid binmiş olarak geldi جاء خالد راكبا
Cümlelerindeki son kelimeler hal’dir, failin durumunu göstermektedir.

Hasta sütü soğuk olarak içti شرب المريض الحليب باردا
Mahmudu uyur halde gördüm رايت محمودا نائما
Cümlelerindeki son kelimeler de hal olup mefulun durumunu göstermektedir.

Meyve olgun olarak yenir تؤكل الفاكهة ناضجة
Su soğuk olarak içilir يشرب الماء باردا
Cümlelerindeki son kelimelerde haldir, naibu failin durumunu göstermektedir.

Not: bir cümlede, birden fazla hal olabilir.
Tahir binmiş olarak gülerek geldi جاء طاهر راكبا ضاحكا
Çocuk ağlayarak, bağırarak oturdu جلس الطفل باكيا صائحا
Hal sahibine sahibul hal denir, umumiyetle marife olur.

Tilavet Adabı ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Rezin

Başlık: KUR’AN’IN TİLAVETİ VE KIRAATI BÖLÜMÜ

Konu: Tilavet Adabı
Ravi: Huzeyfe
Hadisin Arapçası:

وعن حذيفة رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ. قال: ]قال رسولُ اللّهِ #: اقْرَءُوا الْقُرْآنَ بِلُحُونِ الْعَرَبِ وَأصْوَاتِهَا، وَاِيَّاكُمْ وَلُحُونَ أهْلِ الْعِشْقِ وَلُحُونَ أهْلِ الْكِتَابَيْنِ، وَسَيَجِئُ بَعْدِى قَوْمٌ يُرَجِّعُونَ بِالْقُرآنِ تَرْجِيعَ الْغِنَاءِ وَالنَّوْحِ َ يُجَاوِزُ حَنَاجِرَهُمْ مَفْتُونَةٌ قُلُوبُهُمْ وَقُلُوبُ الَّذِينَ يُعْجِبُهُمْ شَأنُهُمْ[. أخرجه رزين .

Hadisin Anlamı:

Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kur’ân’ı Arap lahn’ı ve Arap sesleri üzere okuyun. Sakın ha ehl-i aşk ve ehl-i kitabeyn’in lahn’ı üzere okumayın. Bilesiniz, benden sonra bir kavm gelecek ki, onlar Kur’ân’ı okurken, şarkı ve mâtem tercîi gibi terci’ ile okuyacaklar. Onların (imanları laftadır) gırtlaklarından öte geçmez. Kalbleri fitne ve fesada uğramıştır. Böylelerinden hoşlanan kimselerin kalpleri de fitne ve fesad içindedir.”