İzafe Çeşitleri?

İsim Tamlaması الإِضَافَةُ
İki isim, bir isim tamlamasını meydana getirir.

Örnek:
hocanın kitabı كِتَابُ الأُسْتَاذِ

Örnekte, الأُسْتَاذِ kelimesi, كِتَابُ kelimesini tamlıyor. Bu tamlama işine الإِضَافَةُ denir.
Bu örnekte; الأُسْتَاذِ kelimesi tamlayan, كِتَابُ kelimesi ise tamlanandır.

Kural 1:
Arapçada, tamlanana المُضَافُ tamlayana المُضَافُ اِلَيْهِ denir.
Tamlayan المُضَافُ اِلَيْهِ ın son harfi sürekli esre ile harekelidir, yani muzafun ileyh daima mecrurdur (son esre ile harekelidir)

mana المَعْنَى tamlayan المُضَافُ اِلَيْهِ tamlanan المُضَافُ

kitabın rengi لَوْنُ الكِتَابِ

atın başı رَأْسُ الحِصَانِ

evin kapısı بَابُ البَيْتِ

ev kapısı بَابُ بَيْتٍ

Görüldüğü gibi, muzaf (ilk kelime), marife bir kelimeye izafe edilmişse, (ikinci kelime, yani muzafun ileyh marife ise) marifelik (belirlilik) kazanır. Muzafun ileyh nekra (belirsiz) ise, muzaf tahsis (mahsus olmaklık) manası kazanır.


Kural 2:
Müfred kelime muzaf olunca, sonundaki çift harekeden biri düşer. Müsenna kelime muzaf olunca, sonundaki ن harfi düşer, Erkek çoğulu kelime muzaf olunca, sonundaki ن düşer.

Örnekler:
öğretmenler: المُعَلِّمُونَ iki öğretmen: مُعَلِّمَانِ öğretmen: مُعَلِّمٌ

okulun öğretmeni مُعَلِّمُ المَدْرَسَةِ

okulun iki öğretmeni مُعَلِّمَا المَدْرَسَةِ

okulun öğretmenleri مُعَلِّمُوا المَدْرَسَةِ


Kural 3:
Muzaf durumundaki kelimede ikilik elifi أَلِفُ التَّثْنِيَةِ veya topluluk vavı وَاوُ الجَمَاعَةِ varsa ve kelimenin son harfinin harekesi -veya- olması gerekiyorsa, elif veya vav, ي harfine çevrilir.

Örnekler:
Okulun iki öğretmenini gördüm رَأَيْتُ مُعَلِّمَيِ المَدْرَسَةِ

Okulun iki öğretmenini selamladım سَلَّمْتُ عَلَى مُعَلِّمَيِ المَدْرَسَةِ

Okulun öğretmenlerini selamladım سَلَّمْتُ عَلَى مُعَلِّمِي المَدْرَسَةِ


Kural 4:
Zincirleme isim tamlamasında yalnız sondaki muzafun ileyh اَلْ alır.

Örnekler:
evin kapısının anahtarı مِفْتَاحُ بَابِ البَيْتِ

adamın hizmetçisinin kalemi قَلَمُ خَادِمِ الرَّجُلِ


الإِضَافَةُ إِلَى يَاءِ المُتَكَلِّمِ

Birinci şahsı gösteren ي muzafun ileyh olunca, durum şöyledir:

1) المُفْرَدُ
Muzaf, müfred bir isim ise, son harfinin harekesi kesra olur:

kitabım كِتَابِي - kitap كِتَابٌ

kalemim قَلَمِي - kalem قَلَمٌ

kovam دَلْوِي - kova دَلْوٌ


Ancak şunlar kuralın dışındadır:
a) Muzaf olan müfred ismin son harfi elif ise, elif sakin (sukunlu) olarak kalır, ي nin harekesi fetha olur.

Örnekler:
değneğim عَصَاي - değnek عَصَا

hidayetim هُدَايَ - hidayet هُدًى

b) Muzaf olan müfred ismi son harfi sakin ye ise, bu ye, muzafun ileyh olan ye'ye idğam edilir, şeddeli okunur ve sonu fetha ile harekelenir.

Örnekler:
avukatım مُحَامِيَّ - avukat المُحَامِي

gecelerim لَيَالِيَّ - geceler لَيَالٍ، اَللَّيَالِي

Yolculuğumda gecelerim mehtaplı idi كَانَتْ لَيَالِيَّ فِي السَّفَرِ مُقْمِرَةً


2) المُثَنَّى
Müsenna (ikil) kelime, mütekellim ye'sine muzaf olunca, müsennanın sonundaki ن düşer.

Örnekler:
benim iki kalemim قَلَمَايَ - iki kalem قَلَمَانِ

benim iki kitabım كِتَابَايَ - iki kitap كِتَابَانِ

anam, babam وَالِدَايَ - ana, baba وَالِدَانِ


Nasb ve Cerr halinde, elif, ye olur.

Örnek:
İki kitabımı aldım أَخَذْتُ كِتَابَيَّ

Kalemi, iki kitabımın üzerine koydum وَضَعْتُ القَلَمَ عَلَى كِتَابَيَّ

Rabbimiz! beni, anamı, babamı ve müminleri, hesap günü bağışla! رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الحِسَابُ


3) الجَمْعُ
Erkek çoğulu الجَمْعُ المُذَكَّرُ السَّالِمُ, mütekellim ye'sine muzaf olunca, sonundaki ن düşer.

Örnekler:
öğretmenler مُعَلِّمُونَ - öğretmenlerim مُعَلِّمُويَ olacakken, vav, ye olur: مُعَلِّمِيَّ haline gelir.


Sıfat Tamlaması الصِّفَةُ وَ المَوْصُوفُ
Arapçada, sıfat tamlamasında sıfat, daima, tavsif ettiği, nitelediği isimden sonra gelir.

Örnekler:
kalın bir kitap كِتَابٌ سَمِيكٌ

kısa bir kalem قَلَمٌ قَصِيرٌ

uzun boylu bir adam رَجُلٌ طَوِيلٌ

temiz bir ev بَيْتٌ نَظِيفٌ


قَلَمٌ قَصِيرٌ bir sıfat tamlamasıdır. قَلَمٌ kelimesi, قَصِيرٌ kelimesiyle vasfedilmekte, nitelenmektedir. قَصِيرٌ gibi niteleme sıfatına الصِّفَةُ veya النَّعْتُ denir.
قَلَمٌ gibi, nitelenen, vasfedilen isme المَوْصُوفُ veya المَنْعُوتُ adı verilir.
الصِّفَةُ veya النَّعْتُ daima المَوْصُوفُ، المَنْعُوتُ dan sonra gelir ve onunla aynı harekeyi taşır.

Örnekler:
çalışkan öğrenci الطَّالِبُ المُجْتَهِدُ

çalışkan öğrenci geldi جَاءَ الطَّالِبُ المُجْتَهِدُ

çalışkan öğrenciyle konuştum كَلَّمْتُ الطَّالِبَ المُجْتَهِدَ

mükafat, çalışkan öğrencinindir الجَائِزَةُ لِلطَّالِبِ المُجْتَهِدِ


Sıfat, mevsuf'a, erlik, dişilik, teklik, ikilik, çokluk, berlilik ve belirsizlik bakımından daima uyum sağlar.

Örnekler:
küçük bir kız çocuğu طِفْلَةٌ صَغِيرَةٌ

küçük kız الطِّفْلَةُ الصَّغِيرَةُ

iki küçük kız çocuğu طِفْلَتَانِ صَغِيرَتَانِ

iki küçük kız الطِّفْلَتَانِ الصَّغِيرَتَانِ

küçük kızlar طِفْلاَتٌ صَغيرَاتٌ

küçük kızlar الطِّفْلاَتُ الصَّغِيرَاتُ

küçük bir çocuk طِفْلٌ صَغِيرٌ

küçük çocuk الطِّفْلُ الصَّغِيرُ

iki küçük çocuk طِفْلاَنِ صَغِيرَانِ

iki küçük çocuk الطِّفْلاَنِ الصَّغِيرَانِ

küçük çocuklar أَطْفَالٌ صِغَارٌ

küçük çocuklar الأَطْفَالُ الصِّغَارُ

Konular