"...meğer, bir de ne görsün!" - “و إذا بــ”

“…meğer, bir de ne görsün!” ”وَ إِذَا بِـ“
وَإِذَا بِـ

حَاوَلْتُ الخُرُوجَ مِنَ البَيْتِ فَذَهَبْتُ إِلَى بَيْتِ صَدِيقِي وَإِذَا بِالبَابِ يَنْتَظِرُنِي غَاضِبًا عَلَى أَنِّي تَأَخَرْتُ بِمَجِيئي إِلَيْهِ
Evden çıkmaya çalıştım ve arkadaşımın evine gittim. Bir de ne göreyim arkadaşım geç gelişimden dolayı kızgın bir şekilde kapıda beni bekliyor.

حَاوَلْتُ الخُرُوجَ مِن الْكُلِّيَةِ فَذَهَبْتُ إِلَي الْحَدِيقَةِ وَ إِذَا بالْبَابِ الرَّئِيسي قَدْ إِنْفَتَحَ

Fakülteden çıkmaya çalıştım ve hemen bahçeye gittim. Bir de baktım ki ana kapı açılmış!


أَسْرَعَ خَالِدٌ إلى سَيَّارَتِهِ و فَتَحَ بابَ السَّيَّارَةِ وَ إذَا بِلْمَفَاتِيحِ قَد سُرِقَتْ
Halid hızla arabasına gitti ve arabanın kapısını açtı, bir de ne görsün anahtarlar çalınmış!

Konular