Endülüs Bilim Hayatında Yahudiler

T.C.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ
Cilt: 18, Sayı: 1, 2009
s. 509-528
Endülüs Bilim Hayatında Yahudiler
Şevket Yıldız
Dr., U.Ü. İlahiyat Fakültesi
sevketyildiz@uludag.edu.tr
Özet
VIII. asrın başlarında İslam ordusunun İber yarımadasını fethettiği
esnada bölgede yaşayan halklardan birisi de Yahudilerdi.
Hıristiyan hâkimiyeti altında iken oldukça zor şartlarda yaşayan
Yahudiler, Endülüs Müslümanlarının hoşgörülerinden oldukça
memnun olmuşlar ve kimliklerini rahatlıkla ifade edebilmişlerdir.
Kısa sürede Endülüs kültürüne adapte olan Yahudiler Endülüs
medeniyetinin bir parçası olarak, yaptıkları bilimsel çalışmalarla
Avrupa’nın İslam ve bilimle tanışmasına yardımcı olmuşlardır.
Süryani mütercimlerin Yunan mirasını İslam medeniyetine
aktarmada oynadıkları rolün bir benzerini Endülüslü Yahudi
mütercimler oynamış ve yaptıkları çevirilerle İslam bilgi birikimini
Avrupa’ya taşımışlardır. Ortaçağ Batı dünyası, bir yandan tercü-
me edilen felsefe ve bilim eserleri ile özgür düşünce ve bilimsel
çalışmayı öğrenmiş, diğer taraftan da şerhler vasıtasıyla Müslü-
man düşünürlerin teoloji ile metafiziği birleştirme metodunu
öğrenmiştir.
Abstract
Jews in the Scientific Life of Andalusia
While Islamic Armies conquered the Iberian Peninsula at the
beginning of 8th Century, Jews were living there besides other
peoples. Living under difficult conditions during Christian reign,
510
they were pleased with the tolerance of Muslims and got the
chance to express themselves freely. They easily adapted
themselves to Andalusian culture and, moreover, by their
scientific works as a part of Andalusian civilization they
contributed to Europe to be acquainted with Islam and Islamic
science. Jewish translators in Andalusia played a role similar to
Syrians’ which they translated Greek cultural heritage into
Islamic civilization. By their translations, Islamic knowledge was
transferred to Europe. So that, Western world, on the one hand,
attained free thinking and scientific study, on the other had, via
commentaries of scientific works, they took as an example the
way Muslim and Jewish thinkers combined the theology and
metaphysic.
Anahtar Kelimeler: Endülüs, Yahudiler, Ortaçağ İspanyası.
Key Words: al-Andalus, Jews, Medieval Spain.
Giriş
İspanya, 711 yılından itibaren İslam hâkimiyeti altına girdikten
sonra Yahudiler için merkezî bir yer olmuş, Bâbil, sahip olduğu
merkezî konumunu Ortaçağ’ın sonlarına kadar Endülüs’e
bırakmıştır.1 Çok kısa sürede Endülüs medeniyetinin bir parçası
haline gelen İspanya Yahudileri, Ortaçağ boyunca Avrupa ve tüm
dünyadaki Yahudileri etkileyecek gelişmelere ve yeniliklere öncülük
etmişlerdir. Kitâb-ı Mukaddes yorumlarından İbrani Edebiyatına
kadar Ortaçağ Yahudi literatürünü belirleyen en önemli kişiler ya
İspanya’da yaşamışlar, ya da bir şekilde İspanya ile ilişki içinde
olmuşlardır.2 Ortaçağ Yahudi kültürü, İspanya’da oluşmuş; oradan
başta Fransa ve İtalya olmak üzere diğer Avrupa ülkelerine
yayılmıştır. İspanya Yahudilerinin etkileri sadece Avrupa’daki Yahudi
cemaatleriyle sınırlı kalmamış, beraberlerinde Endülüs kültürünü de
tüm Avrupa’ya taşımışlardır.3
Birinci Tapınağın yıkılışıyla (M.Ö. 587) Avrupa’ya köle olarak
götürülen Yahudiler, zamanla Avrupa toplumunun bir parçası haline
gelmiştir. Daha sonra sürgün veya mülteci gibi nedenlerle gelen diğer
Yahudiler de onlara dahil olmuşlardır. Roma döneminde İngiltere,
Fransa ve Almanya’da da bulunmakla beraber, özellikle Akdeniz
ülkelerinden Yunanistan, İtalya, İspanya ve Portekiz’e yerleşen

1 Eliade, Mircea, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi- Muhammed’den Reform
Çağına Cilt III, (Çev. Ali Berktay), Kabalcı Yayınevi, İstanbul 2003, s. 180. 2 Basalel, Yusuf, Yahudilik Ansiklopedisi III, Gözlem Gazetecilik Basın Yayın,
İstanbul 2002, s. 574-575. 3 Bkz. Haskins, Charles H., “Arabic Science in Western Europe”, Isis Vol: 7, No:
3, 1925, s. 478-485.
511
Yahudiler, önceleri bir takım (ticari) ayrıcalıklara sahip olmuşlardır.
Ancak Yahudilerin Avrupa’daki statüleri, IV. asırda Roma’nın
Katolikliği benimsemesiyle iyiden iyiye bozulmuştur. Paganizmin
çökmesiyle Avrupa Yahudileri kilisenin hedefi haline gelmişlerdir. Bu
tutum sonucunda Yahudilerle ilgili bir dizi yasağın da gündeme
geldiği bir devlet politikası kısa sürede oluşmuştur.4 Miladi 320’de
toplanan Elvire (İlliberus) Konsili’nde Hıristiyanlara ait ürünleri
Yahudilerin takdis etmeleri hukuki olarak yasaklanmıştır. VII. Asrın
başlarında Yahudilere baskı daha da artmıştır. Bizans imparatoru
Heraklius Yahudiliği yasaklamış ve onları Hıristiyan olmaya
zorlamıştır. Ondan sonra gelen hükümdarlar da aynı şekilde davranmaya
devam etmiş; Burgundy, Lombardy ve Fransa’da sürgünler
yaşanmıştır.5
Aynı şekilde İspanya’daki Yahudilerin durumu Vizigotların6 ilk
hâkimiyet yıllarında nispeten iyi olmasına rağmen, zamanla Vizigot
kralları Arius7 mezhebini bırakıp Katolik mezhebini benimseyince,
Yahudilerin durumu gittikçe kötüleşmiştir. İspanya’da 616-711
yılları arasında Yahudilik tamamen yasaklanmıştır.8 Katolik rahiplerin
kışkırtmaları sonucunda Vizigot kralları Yahudilere karşı oldukça
sert uygulamalara girişmişlerdir.9 Zaman zaman Yahudiler kendi
şeriatlerine göre yaşamaktan men edilmekle kalmamış, ticaretten de
alıkonulmuşlardır. Özellikle de VII. yüzyılda kral olan Sisebut (612-
621) ve son Vizigot kralı Egica (687-702) Yahudilere karşı en sert
davranan Vizigot idarecileri olarak bilinegelmiştir.10
Hıristiyan Avrupa’nın aksine, Endülüs Müslümanlarının yönetiminde
Yahudiler tam bir serbestliğe ve rahatlığa kavuşmuşlardır.
Emeviler devrinde başlayan İspanya fetihlerine Yahudiler destek

4 Bkz. Roth, Cecil, “The European Age in Jewish History”, The Jews: Their
History, Culture and Religion, (Ed. Louis Finkelstein), Volume 1, Harper and
Brother Publishers, New York, 1960, s. 216-217. 5 Eroğlu, Ahmet Hikmet, Osmanlı Devletinde Yahudiler, Alperen Yayınları,
Ankara 2000, s. 35. 6 M.S. 468’de Toledo’yu başkent yapmışlardır. 7 Arius mezhebi: Hz. İsa’nın insan olma özelliğine vurgu yaptığı için Hıristiyanlarca
heretik kabul edilen bir mezhep. İskenderiye patriği Arius’a atfen
Ariusçuluk denmiştir. 8 Roth, agm, s. 218. 9 Özdemir, Mehmet, “Gayri Müslimlerin Dini Hayatı Açısından Müslüman
Fatihlerin Endülüs’teki Uygulamaları”, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Ankara
1992, c. XXXIII, s. 221. 10 Son Vizigot kralı Egica, 694 yılında 17. Toledo Konsilinde Yahudiler için bir
takım kararlar alınmasını istemiştir. Buna göre; Yahudiler köle ilan edilirken
malları müsadere edilmiş ve Yahudi çocukları Katolikliğe göre yetiştirilmek
üzere ellerinden alınmıştır. Bu kararların alınmasında lanetli bir kavim
olmaları, toplumda fesat çıkarmaları ve zenginliklerinin fazla olması gibi
sebepler ileri sürülmüştür. Bkz. Eroğlu, age, s. 37–38.
512
verirken, komutanlar da idari görevler vermek suretiyle onlara
iltifatta bulunmuş, şehir dışında yaşayan Yahudiler şehirlerde iskân
edilmiştir. Yahudilerle Müslümanların ilişkileri Endülüs’te asırlarca
olumlu olarak devam etmiştir. İslâm hukukunun da bir gereği olarak
Yahudiler inançlarını uygulamada serbest bırakılmış, kölelik durumları
kaldırılarak dinî bir cemaat kabul edilmiş ve dinî liderleri tanı-
narak Yahudi cemaatinin kendi içerisinde kendi kanunlarını uygulamasına
izin verilmiştir.11 Müslüman Araplarla yakınlaşma sonucunda
birçok Yahudi kültürel bakımdan Araplaşmış; Arap isimleri almış-
lar, Arapça konuşup yazmışlar ve Müslüman Araplar arasındaki
düşünce cereyanlarına katılmışlardır. 12
Endülüs’te diğer gayrimüslim unsurlara göre daha özel bir yer
verilen Yahudiler, halifeler tarafından vezir, danışmanlık ve saray
doktorluğu gibi önemli mevkilere getirilmişlerdir. Tavaif döneminde
ise, hem Hıristiyanlara hem de Araplara güvenmeyen Müslüman
yöneticiler, Yahudilere önemli görevler vermiş, bu durum onları daha
önemli bir konuma getirmiştir. Abdurrahman en-Nasır ve halefi II.
Hişam, Zehravî’nin arkadaşı olup Descorides’in tıbbî ilaçlarla ilgili
eserinin naklinde yardımcı olan Hasday b.Şaprut’u (Hısdaı Abu
Yusuf Ben Isaac Ibn Ezra Ibn Şaprut/945-970) vezir olarak atarlarken
Gırnata (Granada) emiri Habbûs, el-Kasasu’l-Yahudî isimli
kitabın yazarı olan İsmail b. Nagdela/Nagrila (Samuel ha-Levi ben
Nagdela/993-1055) ‘yı kendine vezir yapmıştır.13 Yekutiel b. Hasan
(Jekutiel ben Isaac Ibn Hassan /ö.1039) Saragusta (Zaragosa)’da ve
İshak b. Albalia (Isaac ben Baruch Ibn Albalia/1035–1094) da
İşbiliyye (Sevile) sarayında benzer görevlerde bulunmuşlardır.14
Endülüs saraylarında vezirlik ve danışmanlık yapanlar arasında
Gırnata’da Zirilerin veziri Abraham, Saragusta’da Hudilerin veziri
İshak b. Hasday, yine Hudilerin veziri Ebû Fadl b. Hasday ve
İşbiliyye’de Abadilerin veziri Abraham b. Muhacir’i sayabiliriz. Ayrıca
vezirlik dışında da Musa b. Ezra (Moses ben Jacob ha-Sallah Ibn
Ezra/1070–1138) gibi Sahibü’ş-Şurta (Savasorda) görevinde
bulunanlar da vardı.15
Diğer taraftan Yahudiler İspanya’da sadece Müslümanlarla iyi
ilişki içinde olmamış, aynı zamanda, Müslüman fatihlerle Hıristiyan
yerli halk arasında aracılık vazifesi de yapmışlardır. Haskins,
“Pirenelerin ötesinden İspanya’ya gelenler Arapça bilmiyordu ve

11 Özdemir, agm, c. XXXIII, s. 208-215. 12 Scheindlin, Raymond P., “The Jews in Muslim Spain”, The Legacy of Muslim
Spain, Volume 1, Brill, Leiden, 1994, s.189. 13 el-Akîkî, Necip, el-Müsteşrikûn, Dâru’l-Maârif, Mısır 1964, I, s. 120. 14 Roth, agm, s. 223. 15 Scheindlin, agm, 190–191.
513
Yahudi tercümanlar vasıtasıyla anlaşabiliyorlardı” 16 diyerek
Yahudilerin bu konuda oynadığı rolün önemine değinmektedir.
Ayrıca Yahudiler, Müslüman yöneticilerin Hıristiyan Avrupa
krallarıyla görüşmelerinde de elçilik ve tercümanlık görevinde
bulunmuşlardır. Belki de en önemlisi İslam düşüncesinin Batı’ya
geçişinde başrolü oynayan Endülüs Yahudileri, yerel diller yanında
Arapça bilmeleri sebebiyle Hıristiyan Avrupa’nın İslam’ı ve
Müslümanları tanıma sürecinde aracılık vazifesi yapmışlardır. Diğer
bir ifadeyle, Yahudi mütercimler, tercümeleri vasıtasıyla Doğu ile
Batı arasında köprü olmuşlardır.17
X.-XII. yüzyıllarda Endülüs’te yaşamış Yahudilerin diğer
Ortaçağ Yahudi cemaatleri karşısında ayırt edici temel iki özelliği
vardır:
1. Doğu İslam dünyasında da Yahudiler güç ve zenginlik açı-
sından ilerlemiş olmakla birlikte, hiçbir Yahudi cemaatinin statüsü
Endülüs’teki kadar iyi ve ileri derecede değildir.
2. Yahudiler ne İslam öncesi İspanya’sında ne Doğu İslam
dünyasında ne de Rönesans öncesi Hıristiyan dünyada Endülüs’te
olduğu kadar yabancılarla yakın kültürel ilişkiye girmiş değillerdir. 18
A- Endülüs’te Judeo-Arabic Yazılı Kültür
Endülüs’te yaşamış Yahudi bilginlerin başında Hasday b.
Şaprut gelir. Hasday (915-970), Kurtuba19 (Cordoba) hilafet
sarayında çalışan en meşhur Yahudilerdendi.20 Sarayda doktorluk,
tercümanlık ve gümrük müfettişliği yapmıştır. Latince’yi bilmesi
Hıristiyan dünyası ile ilişkilerde önemini artırmıştır. Kendisine
yabancı devletlerle anlaşma yetkisi verilmiş, resmen değilse bile fiilen
vezir konumunda olmuştur. Roma imparatoru I. Otto’nun gönderdiği
elçilerle resmi müzakereyi Hasday yapmıştır. Kurtuba sarayında
önemli bir yeri olan Hasday, Hazar hakanıyla da mektuplaşmış,
Yahudi bilim adamalarını korumuş ve aşk şiirleri yazmıştır.21
Hasday’ın en büyük teşebbüsü, dünyanın en önemli Talmud
akademisini kurmasıdır. III. Abdurrahman döneminde esir alınan

16 Haskins, agm, s. 480. 17 Singerman, Robert, Jewish Translation History, John Benjamins Public
Company, Amsterdam/Philadelphia, 2002, c. XIV, s. XXXIV. 18 Bkz. Scheindlin, agm, s. 188–189. 19 Endülüs Yahudilerinin başlıca yerlerinden birisi olarak Kurtuba’nın önemi ile
ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. İlhan, Sinan, Fetihten Murabıtlar Devrine Kadar
Endülüs’te Yahudiler, A.Ü. S.B.E., (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2006, s.
204. 20 Scheindlin, agm., s. 190. 21 Eroğlu, age., s. 41-42.
514
Sura akademisinin seçkin bilginlerinden Moşe b. Honeh (Mose ben
Hannah), Yahudi cemaati tarafından satın alınmış ve yeni kurulan
Talmud akademisinin başına getirilmiştir. Hasday’ın yardımlarıyla
Kurtuba’da Hahambaşı olan Moşe b. Honeh, doğudan Talmud
kopyaları getirtmiş ve Mişna Arapçaya tercüme edilmiştir. Bütün bu
çalışmalar neticesinde Kurtuba, Yahudi ilimlerinde öne çıkmış ve
Babil cemaatiyle bağlar gevşetilerek bağımsız hale gelmiştir.22
Hasday’ın gayretleriyle İbranice bir ilim dili haline gelmiş ve
İslam alimlerinden ilim tahsil eden mütehassıs Yahudi bilginleri
yetişmiştir.23 Yahudi bilginler Müslüman filozof ve kelamcıların
yorumlarını örnek almak suretiyle Kitâb-ı Mukaddes yorumu geleneğini
başlatmışlardır. Müslümanlar için şiirde ve ilmî çalışmalarda
Kur’ân metni ve cahiliye şiiri nasıl bir model oluşturduysa, Yahudiler
de aynı metodu kullanarak Kitâb-ı Mukaddes’i örnek aldılar. 24
Endülüs Yahudilerinin en dikkati çeken özelliklerinden birisi,
Arapça ve İbranice’nin düşünce formlarını birleştiren bir yazılı kültü-
rün (Judeo-Arabic Kültür) ortaya çıkmasıdır.25 Bu kültürün oluşmasında
Hasday b. Şaprut ile İsmail b. Nagdela’nın rolü büyüktür.
Arapça’yı anadili gibi konuşan ve Müslüman öğrencilerle aynı
hocadan ders alan Endülüs Yahudileri, kamusal konumlarını
aldıkları bu eğitime borçludurlar. Yahudiler için Endülüs’te yüksek
eğitim çok itibarlı bir yere sahip olmuştur. Diğer taraftan Arapçayı
İbranice’ye adapte eden Endülüs Yahudileri bu sayede Kitab-ı
Mukaddes dilini geleneksel “kutsal” formundan çıkararak “kültürel”
bir forma dönüştürmüşlerdir. Yahudi gramerciler, Arap gramercilerden
öğrendikleri kavram ve teknikler ışığında Kitab-ı Mukaddes’i
analiz etme imkânına kavuşmuşlardır.
Endülüs’te Arapça Yahudiler için bir kültür dili haline gelirken,
İbranice de etnik ve cemaat dili olarak kullanılmaya devam etmiştir.
Bilim ve edebiyat dili büyük ölçüde Arapça olmuştur. Yahudiler dini
konularda bile Arapça’yı kullanmaktan hiç çekinmemişlerdir.

22 Necvâ, Selim Mustafa, “el-Yehûd fî Kurtuba fî Asri’l-Hilafeti’l-Emeviyye”,
Mecelletü Külliyeti’l-Âdâb, cilt: 55, sayı:4, Kahire 1995, s. 498-499. 23 Watt, W. Montgomery, The Influence of Islam on Medieval Europe, Edinburgh
University Press, 1972. s. 71. 24 Goitein, S. D., Yahudiler ve Araplar, İz Yayıncılık, İstanbul 2004, s. 196.
Ayrıca bkz: Jaroslav Stetkevyich, “The Confluence of Arabic and Hebrew
Literature”, Journal of Near Eastern Studies, Vol: 32, No: ½, Ocak-Nisan 1973,
s. 216-222. 25 Arap harfleriyle İbranice yazılmış materyallerin bir koleksiyonu için bkz.
Baker, Colin F., “Judeo Arabic Material in the Cambridge Genizah
Collections”, Bulletin of the School of Oriental and African Studies, University
of London, Vol.58, No.3(1995), s. 445-454.
515
“Rabbi”ler Responsalarını26, dini hukuku, Yahudi teolojisi ile ilgili
eserleri bile Arapça yazmışlardır. Bunun yanında felsefi ve bilimsel
eserler de Arapça yazılmıştır. 27
Fetih sonrasında kısa sürede Arapça öğrenen Yahudi öğrenciler,
X. yüzyıldan itibaren Müslüman öğrencilerle birlikte Endülüs’te
eğitim görmeye başlamışlardır.28 İbranice, IX. yüzyıldan XII. yüzyılın
sonuna kadar Arapça’nın etkisi29 altında kalmış ve Yahudi yazarlar
Arapça’dan çok sayıda kelime almışlardır. Yahudi mütercimler bir
taraftan Müslüman ve Yunan bilim adamlarına ait eserleri İbranice’ye
çevirirken diğer taraftan da Yahudi cemaatine hitap eden Kitap
ve risaleleri Arapça olarak kaleme almışlardır.30
a) Dilbilim Çalışmaları
Endülüs’te İbrani dilbilim çalışmaları oldukça gelişmiş olup bu
alanda önemli kişiler yetişmiştir. İbranice gramerinin kurucusu
kabul edilen ve çok güzel Arapça yazan Yehuda Hayyuj (Judah ben
David Hayyuj/X. yy. Kurtuba), Kitab-ı Mukaddes’in İbranice fiillerini
incelemiş ve İbranice fiillerin 3 harften oluştuğunu açıklamıştır. Yine
Arapça yazdığı başka bir kitabında da Kitab-ı Mukaddes’teki zor
İbranice isimleri açıklamıştır. Mişnah ve Talmud diliyle Arap dilini
analiz eden büyük dilbilimci Yonah b. Yanah (Jonah ben Janach/XI.
yy, Kurtuba), bütün eserlerini Arapça yazmıştır. İyi bir Arapça ve
Kur’ân bilen İbrahim Ebû İshak b. el-Fahr (Abraham Abu İsaac alFakhar/XII.
yy, Tuleytula (Toledo)), VIII. Alfonso tarafından Morokko’daki
Muvahhid sultanına diplomat olarak gönderilmiştir. İbranice
şiirler yazan Abraham Alfonso için de Arapça bir kaside kaleme
almıştır.31
Endülüs’te Arapça yazılmış olan İbn Pakuda’nın (Bachya ben
Joseph ibn Pakuda/1080) el-Hidaye ilâ Farâ'idül-Kulûb (Ibr.Hovot ha-

26 Dini Konularla ilgili sorulara verilen cevaplardan oluşan risale tarzında
eserler. 27 Bkz. Scheindlin, agm, s. 192–193. 28 Scheindlin, agm., s. 192. 29 Arapça’nın etkisi sadece İbranice’de değil İspanyolca üzerinde de oldukça
fazladır. Endülüs’te yaşayan İspanyollar zamanla İspanyolca metinleri Arap
alfabesi ile yazmaya başlamışlar ve bunun sonucunda Anadolu Türkleri’ndeki
Osmanlıca’ya benzer şekilde Endülüs’te de Aljamiado denilen bir yazı
geleneği/dili oluşmuştur. Bkz: Hegyi, O, “Minority and Restricted Uses of the
Arabic Alphabet: The Aljamiado Phenomenon”, Journal of the American
Oriental Society, Vol. 99, No. 2, Nisan-Haziran 1979, s. 262–269. 30 Bkz. Galanti, Avram, “İbranice’ni Gelişmesine Arapça’nın Katkısı”, Nüsha
Şarkiyat Araştırmaları Dergisi, (Çev. Nurettin Ceviz; Musa Yıldız),Yıl: 5, Sayı:
16, Kış 2005, Ankara, s. 92–93. 31 Bkz. Halkin, Abraham. S., “Judeo-Arabic Literature”, The Jews: Their History,
Culture and Religion, (Ed. Louis Finkelstein), Volume 1, Harper and Brother
Publishers, New York, 1960, 1129-1130.
516
Levavot/İng.Direction to the Duties of the Heart) adlı eseri ile Musa b.
Meymûn’un (Ebu İmran Mûsâ b. Meymûn b. Abdullah el-Kurtubî/Moses
Maimonides/Maimonides 1135-1205) Delaletü’l-Hâirîn
(İbr.Moreh Nevukhim/İng.The Guide of the Perplexed) ve Yehuda
Halevi’nin (Judah ben Samuel ha-Levi/1085-1141, Kurtuba)
Kitâbü’l-Hucce ve’d-Delîl fî Nusreddîn ez-Zelîl (İbr.Sefer haKuzari/İng.The
Kuzari) adlı eserleri XII. yüzyılda Yahudi ilim
çevrelerinde, özellikle felsefe ve dil araştırmalarında en yaygın olarak
bilinen çalışmalardır.32
Yahudi bilginler birçok Arapça eseri de İbranice’ye çevirmiş-
lerdir. Bunlar arasında Yehuda el-Harîzî (Judah ben Solomon AlHarizi/1165-1225)’nin
çevirisi oldukça meşhurdur. Harîrî’nin
Makâmâtı (Mahberot Itti’el/Sefer Tahkemoni) adıyla Harîzî tarafından
1218-1220 yılları arasında İbranice’ye çevrilmiştir.33 Goitein, elHarîzî
tarafından Harîrî’nin Makâmât’ının çevrilmesinin İbrani dilbiliminde
yapılan en büyük faaliyetlerden olduğunu ifade etmektedir.34
Yahudi bilginler çeviriler yanında Arapça-Latince ve Arapça-
İspanyolca sözlükler hazırlamışlardır. XI. yüzyılda İspanya’da hazırlanmış
olan bir Latince-Arapça sözlük XVI.-XVII. yüzyıllarda
Guillaume Postel gibi araştırmacıların en çok kullandıkları bir eserdi.
Bir başka sözlük de yine XIII. yüzyılda İspanya/Belensiye
(Valencia)’da hazırlanmıştı.35
Diğer taraftan, Endülüs edebiyatı içinde yetişen Yahudiler,
edindikleri kültürle bir edebiyat oluşturmuşlar ve bu edebiyat
Ortaçağ Yahudiliğinin en parlak edebi örneklerini vermiştir. Yahudi
şairler tarafından Endülüs şiirinin hem ölçüleri, hem şekilleri hem
de çeşitleri İbranice’ye uygulanmıştır. Bu durum sadece edebiyatla
ilgili olmayıp aynı zamanda Yahudilerin Müslüman kültürüne ait
kurumları Yahudiliğe uyarlamalarının önemli bir göstergesidir.
Nitekim buna karşılık Hıristiyan Avrupa’da yaşayan Yahudiler’in
Latince ve Latin yüksek kültürü ile ilişkileri oldukça zayıf kalmıştır.36
b) Edebiyat Çalışmaları
Endülüs’de parlayan Yahudi edebiyatı, Arap şiirinin hem
kalıplarını hem de temalarını içerisinde barındırır hale gelmiştir.37

32 Goitein, age., s. 203. 33 Bkz. Singerman, age., s. XV-XVI. 34 Goitein, age., s. 203. 35 Bkz. Dannenfelt, Karl H., “The Reneissance Humanists and Knowledge of
Arabic”, Studies in the Reneissance, Vol.2, 1995, s. 96-117. 36 Bkz. Scheindlin, agm, s. 192–193. 37 Arap edebiyatının Ortaçağ Yahudi Edebiyatı üzerindeki etkisi ile ilgili bkz:
Arie Schippers, Spanish Hebrew Poetry and The Arabic Literary Tradition:
517
Maria Monacal XI. yüzyılda altın çağını yaşayan İbrani şiirinin
İspanya’daki Arap-İslam medeniyetinin bir ürünü olduğunu ve
Hıristiyan Avrupa’da yaşayan Yahudilerin de İspanya ve İtalya’dan
gelen bu şiirden etkilendiğini ifade ediyor.38
İspanyol Yahudi şairlerinin en büyükleri arasında Dunaş b.
Labrat (Dunash ha-Levi ben Labrat/920-990), İsmail b. Nagdela
(Samuel ha-Nagid/Nagdela 993–1056,Gırnata), Solomon b. Gabirol
(İbr.Solomon ben Judah b.Gabirol/Lt.Avicebron, 1021-1058),
Yehuda ha-Levi (Judah ben Samuel ha-Levi/ 1085-1141, Kurtuba),
Yehuda el-Harizî (Judah ben Solomon Al-Harizi/1165-1225, İspanya),
Moses b. Ezra ve Abraham b. Ezra (Abraham ben Meir
b.Ezra/1092-1167, Calahorra) sayılabilir.39
Dunaş b. Labrat, Arap şiirinin ölçülerini İbranice’ye ilk
uyarlayan kişi olarak kabul edilir.40 Arapça’daki uzun ve kısa sesleri
İbranice’ye uyarlamış ve bu form Ortaçağ boyunca İbrani şiirinin
prototipi olmuştur. Başlıca şiirleri arasında Dror Yikra gelir. Ancak
onun bu konudaki çalışmaları aynı zamanda büyük bir tartışmayı da
başlatmıştır. Yine İspanyol Yahudi şairlerinin büyüklerinden olan
Menahem b. Saruk (920–970) ve öğrencileri, Dunaş’ı Arapça’yı model
olarak almak suretiyle İbranice’yi ve geleneksel Kitab-ı Mukaddes
sitillerini bozmakla suçlamışlardır. Bununla birlikte, Dunaş’ın
başlattığı bu çizgi gittikçe yayılmış ve Endülüs’te bir çok Yahudi şair
yetişmiştir. Bunların başında da Ebu İshak İsmail b. Nagdela gelir.
İlk büyük İspanyol Yahudi şairi olarak İsmail b. Nagdela
gösterilir. Kendisi Tavâif döneminin ünlü simalarından olup Zîrî
emîri Habbus’a danışmanlık yapmıştır. İsmail’in kariyeri, Endülüs’de
Yahudilerin yüksek konumlarını gösteren en büyük örnektir.
Kurtuba’da doğan İsmail, Yahudilikle ilgili genel eğitimini alırken bir
yandan da Arapça ve Kur’ân öğrenmiş, 1013 yılındaki Berberi

Arabic Themes in Hebrew Andalusian Poetry, Medieval İberian Peninsula Texts
and Studies, E.J. Brill, Leiden, 1994. 38 Arapça’nın Ortaçağ Avrupa Edebiyatına etkilerini inceleyen eserler için bkz:
Monacal, Maria Rosa, The Arabic Role in Medieval Literary History: A Forgotten
Heritage, Philadelphia: University of Pensylvania Press, 1987; James A.
Bellamy, “Arabic Name in The Chanson de Roland: Saracen Gods, Frankish
Swords, Roland’s Horse, and the Olifant”, Journal of the American Oriental
Society, Vol: 107, No: 2, Nisan-Haziran 1987, s. 267–277; Carolyn G. Kıllean,
“The Development of Western Grammars of Arabic”, Journal of Near Eastern
Studies, Vol: 43, No: 3, Temmuz 1984, s. 223–230. 39 Bkz. Monroe, James T. ve Swiatlo, David, “Ninety-Three Hargas in Hebrew
Muvassahs: Their Hispano-Romance Prosody and Thematic Features”,
Journal of the American Oriental Society, Vol. 97, No. 2, Nisan-Haziran 1977,
s. 141-163; Goitein, age., s. 199. 40 Bkz. Spiegel, Shalom, “On Medieval Hebrew Poetry”, The Jews: Their History,
Culture and Religion, (Ed. Louis Finkelstein), Volume 1, Harper and Brother
Publishers, New York, 1960, s. 875-881
518
ayaklanmasında sürgün edildikten sonra kendi köşesinde şiir
yazarken Arapça yazı sitili Gırnata veziri tarafından beğenilmiş ve
orada çalışması teklif edilmiştir. Arap şiirinin kalıplarını kullandığı
önemli şiirleri arasında Ben Tehillim, Ben Qoheleth ve Ben Mishlei
sayılabilir.
Ortaçağ Yahudi filozof ve şairlerinin önde gelenlerinden birisi
de Ebû İshak Süleyman b. Yahya b. Gabirol’dur. Eserlerinde Arap
şiirinin temalarını ve kalıplarını ustaca kullanan İbn Gabirol
(Avicebron), Müslüman sûfîlerin çalışmalarını örnek alarak mistik
şiirler yazmıştır. İbn Sina (Lt.Avicenna) Batı’da ilk defa XI. Yüzyılda
Yahudi filozofu Solomon b. Gabirol’un Yenbûu’l-Hayât adlı eseriyle
tanınmıştır.
Bir diğer önemli İspanyol Yahudi şair ise Yehuda Halevi’dir.
Ortaçağ Yahudi şiirinin kalbi olarak isimlendirilen Yehuda Halevi,
Arapça ve Kastilya dillerinde çok iyi şiirler yazmış, eserlerinde Arap
şiirinin kalıplarını ve temalarını kullanmıştır. Şiirleri, seküler ve dini
olmak üzere iki kısımda ele alınan Yehuda Halevi’nin aşk şiirleri
oldukça meşhurdur. Önemli şiirleri arasında Kedushah, Sabbath,
Zion sayılabilir. Halevi aynı zamanda “Arap filozofu” olarak da
isimlendirilmiş, felsefeye dair Kitâbü’l-Hucce ve’d-Delîl fî Nusreddîn
ez-Halîl adlı eseri de Kuzari (İbr.) adıyla meşhur olmuştur. Yehuda
Halevi’nin kendi zamanında ve daha sonra çok sayıda Yahudi şair
yetişmiştir. Bunlar arasında Harizî isimli Yahudi şair çok meşhurdur.
Yehuda el-Harizî başta Musa b.Meymûn olmak üzere ileri gelen
Yahudi düşünürlerin eserlerini Arapça’dan İbranice’ye çevirmiştir.
Kendisi, Arap şiirini İbrani şiirine adapte eden kişi olarak bilinmektedir.
Harizî ayrıca, Hariri’nin Makâmât’ını Tahkemoni adıyla
İbranice’ye çevirmiştir.41
XIII. yüzyıldan itibaren İspanya’dan göç eden Yahudilerle
Yahudi edebiyatının merkezi İtalya olmuş ve burada da birçok
Yahudi edebiyatçı yetişmiştir. Ortaçağ İtalyasında yetişen önemli
Yahudi şairler arasında İmmanuel of Rome (Immanuel ben Solomon
ben Jekuthiel of Rome/ Rome. 1261 – Fermo, Italy 1328), Moses da
Rieti (ö.1388), Yehuda b. Abravanel (Yehuda ben Yitzhak
Abravanel/1465-1523) ve Joseph Sarphati (ö.1527) zikredilebilir.42
Yahudi Arap birlikteliğinin, en mükemmel ifadesini İspanya’da
şekillenen İbrani şiirinde bulduğunu söyleyen Goitein, Ortaçağ İbrani
şiirinin yükselmesini sağlayan en önemli etkenin Arapça’nın İbranice
üzerindeki etkisi olduğunu belirtiyor ve örnek olarak da Yehuda

41 Eliade, age, c. III, s. 182-183. 42 Bkz. Spiegel, agm, s. 875–881.
519
Halevi’nin şiirlerini gösteriyor.43 Yazar ayrıca, Arapça’nın sadece
İbrani şiirinin şekil ve kalıplarını etkilemediğini Arap şiirinin temalarının
da İbrani şiirinde kullanıldığını44 belirmek suretiyle Yahudilerin
içinde yaşadıkları Endülüs kültürüne ne denli adapte olduklarını
ortaya koymuştur. Bu nedenle İspanya Yahudilerini Endülüs
kültüründen Endülüs kültürünü de onun bir parçası olan
Yahudilerden ayrı düşünmek mümkün değildir.
Endülüs Yahudileri dilbilim ve edebiyat çalışmalarında önemli
eserler ortaya koydukları gibi felsefe ve tıp alanında da bütün
Avrupa’yı etkileyecek önemli şahsiyetler yetiştirmişlerdir.
B- Endülüs’te Yahudi Filozof ve Hekimler
a) Felsefe Çalışmaları
Miladi I.–IX. Asırlar arasında durgunluk devresini yaşayan
Yahudi felsefesi X. asırda İslam fetihleri akabinde yeniden parlamış
ve Ortaçağ Yahudi felsefesinin akılcı eğilimi büyük ölçüde İslam
düşüncesinin bu entelektüel ortamından doğmuştur. Özellikle de
Endülüs’te yetişen İbn Gabirol, İbn Meymûn ve İbn Davud gibi
Ortaçağ Yahudi felsefesinin büyük üstadları Avrupa’da felsefî
düşüncenin gelişmesine önemli katkı sağlamışlardır.
İbn Gabirol (Solomon ben Gavirol/Avicebron/Avicembrol/1021
Mâleka (Malaga)-1058 Belensiye) İspanya’da yetişen ilk Yahudi
filozofu olarak bilinmektedir. İbn Gabirol’ün temel kitabı Yenbûu’lHayât
(İbr.Mekor Hayyim/İng.Fountain of Life) olup 1150’de Latinceye
ve daha sonra Fransızca’ya çevrilmiştir.45 Eser temelde İbn Meserre
(Endülüslü Müslüman filozof ve sufî, d.880)’nin felsefesini içermektedir.
Onun düşünceleri, 13. ve 14. yüzyıllarda yaşayan Albertus
Magnus ve Duns Scotus gibi Hıristiyan düşünürleri etkilemiştir. Aynı
zamanda bir şair olan İbn Gabirol kasidelerinde Arap şiirinin
kalıplarını İbranice’ye ustalıkla uygulamıştır. Aynı dönemde yaşayan
bir diğer Yahudi filozof ise İbn Pakuda’dır.
Yahudi edebiyatına aşina olduğu gibi Müslüman felsefe ve
bilimine de aşina olan İbn Pakuda (Bachya ben Joseph İbn
Pakuda/1080, Saragusta) el-Hidaye ilâ Farâ'idül-Kulûb (Ibr.Hovot haLevavot/İng.Direction
to the Duties of the Heart) adlı eseriyle meşhur
olmuştur. İbn Pakuda’nın 1040 yılında yazdığı el-Hidaye, Yahudi

43 Yahuda ha-Levi ile İspanyol şiiri zirveye ulaşmıştır. Bkz. Goitein, age., s. 194-
196. 44 Goitein, age., s. 202. 45 Bkz. Zağferanî, Haîm, Yehûdü’l-Endelüs ve’l-Mağrib, (Fransızca’dan çeviren
Ahmed Şahlan), Marsam, Ribat, 2000, c. I, s. 149–150.
520
ahlak felsefesinin temel eseri olmuştur.46 Judah b.Tibbon (Judah
ben Saul b.Tibbon/1120, Gırnata-1190, Marceille) tarafından 1161–
1180 yıllarında Hovot ha-Levavot adıyla İbranice’ye çevrilen eser,
şaşırtıcı bir şekilde Yahudi kültürü ile ilgili olan ve olmayan
materyallerin bir kombinasyonundan oluşur. Kitabın sitili Müslüman
tarzıdır ve genel olarak Yahudilerin içsel yaşantılarını konu edinir.
Bu yönüyle, Müslüman mistiklerin çalışmalarından etkilenmiş ve
Yahudiler için bir model olarak kabul edilmiştir.
XII. yüzyıl Endülüs Yahudi felsefesinin en parlak dönemidir.
Bu yüzyılda yaşamış Endülüslü Yahudi filozofların başlıcaları
arasında Yahuda Ha-Levi (1085-1141), Abraham Hanasi (1070-
1136), Abraham b. Ezra (1092-1167), Abraham b. Daud (1125-1198)
ve Musa b. Meymûn (1135-1204), sayılabilir.47
XII. yüzyılda yetişen Endülüslü Yahudi filozofların başında
Yehuda Halevi gelir. Arap filozofu olarak isimlendirilen Yehuda
Halevi (Judah ben Samuel ha-Levi/ 1085-1141, Kurtuba) Lucena ve
Kurtuba’da eğitim görmüştür. Halevi’nin felsefi bakış açısında
Gazzâlî’nin büyük etkisi olmuştur. Arapça yazdığı Kitâbü’l-Hucce
ve’d-Delîl fî Nusreddîn ez-Halîl adlı eseri İbn Tibbon tarafından Sefer
Ha-Kuzari adıyla İbranice’ye çevrilmiştir.
Yehuda Halevi’nin çağdaşı olan Endülüslü Yahudi filozoflardan
birisi de Abraham Hanasi (Abraham Bar Hiyya Ha-Nasi/1070–1136,
Berşelûne (Barcelona))’dir. Tivolili Plato ile birlikte Arapça’dan
Latince’ye bilimsel eserler çeviren48 Abraham’ın felsefî ve bilimsel
spekülasyonları içeren dinle ilgili iki çalışması vardır: Hegyon HaNefesh
(Contemplation of the Soul) ve Megillat Ha-Megalleh (Scroll of
the Revealer). İkincisi aynı zamanda astrolojik bilgiler de
içermektedir.
Felsefi çalışmalarının yanında, İbranice yazılmış ilk büyük
matematik kitabının yazarı olan Abraham Hanasi, Fransa’daki
Yahudilerin arazi ölçümlerine yardımcı olmak için bilimsel bir çalış-
ma yaparak göndermiş ve bu sayede Batı dünyası Arap trigonometrisi
ile tanışmıştır. Abraham Hanasi’nin bilimsel eserlerinden
İngilizce’ye çevrilenler arasında Book of Intercalation, Calculation of

46 Bkz. Altmannn, Alexander, “Judaism and World Philosophy”, The Jews: Their
History, Culture and Religion, (Ed. Louis Finkelstein), Volume 1, Harper and
Brother Publishers, New York, 1960,s. 966-971. 47 Bkz. Altmann, agm, s. 965–975; Ülken, Hilmi Ziya, “İslam Düşüncesinin
Batıya Etkisi”, (çev. Mahmut Alper Tuğsuz), İslam Düşüncesi Tarihi, (ed. M.M.
Şerif/Turkish ed. Mustafa Armağan), İnsan yy., İstanbul, 1991, c. IV, s. 164-
169. 48 Abraham Bar Hiyya Platolu Tivoli ile beraber Battani’nin astronomi tabloları
dahil birçok astronomi eserini Arapça’dan Latince’ye çevirmişlerdir. Bkz.
Gabrieli, agm., s. 425.
521
the Courses of the Stars, Tables of the Prince, Calculation of the
Courses of the Stars ve Form of the Earth dikkati çekmektedir. Diğer
taraftan, Hıristiyan Avrupa’da yaşayan Yahudilere onluk sistemi
tanıtan Abraham Hanasi, Birûnî’nin Harizmî’nin tabloları ile ilgili
yorumlarını çevirmiş ve Hint matematiğinin VIII. yüzyılda Arap
bilimine girişi ve etkisi üzerine ilginç yorumlarda bulunmuştur.
Bu dönemde İspanya’da yaşamış olan bir diğer Yahudi bilgini
Abraham b. Ezra’dır. Yehuda Halevi’nin yakın arkadaşlarından birisi
olan Abraham b.Ezra, Kurtuba, Saragusta ve Gırnata’da bulunmak
suretiyle Endülüs ilim çevrelerini tanımış ve felsefe, astronomi, tıp,
dilbilim ve edebiyat alanlarında önemli eserler vermiştir. Din ve
felsefeye dair eserleri arasında Yesod Mora/Foundation of Awe ve
Sefer ha-Yashar/Book of the Straight başta gelmektedir.49
Endülüs Yahudileri XII. yüzyılın sonlarına doğru zirvesine
ulaşmış ve en büyük filozoflarını bu dönemde ortaya çıkarmıştır.
Aynı zamanda Yahudi tarihinin en büyüklerinden olan bu filozoflar
Abraham b. Davud (Abraham ben David/Daud/1125–1198) ile Musa
b. Meymûn (Moses Maimonides/Maimonides/1135–1205)’dur.
Avendauth/Sevileli John/Juan Hispano gibi değişik isimler50
ile anılmış olan Abraham b. Davud51, Gundisalvus ile beraber Farabi
(870-950)’den Kitabu İhsâi’l-Ulûm (Lt.Liber Alpharabi de Ortu
Scientiarium/İng.The Enumeration of the Sciences) ve İbn.Sina (980-
1037)’dan Fi’n-Nefs (De Anima) adlı eserleri çevirmişlerdir.
Arapça’dan Latince’ye yapılan bu çeviriler iki aşamadan geçmiştir.
İbn Davud İspanyolca ve Arapça bilmektedir, ama Latince bilgisi çok
iyi düzeyde değildir. Gundisalvus ise sadece Latince ve İspanyolca
bilmektedir. Dolayısıyla İbn Davud’un Arapça’dan İspanyolca’ya
çevirdiği metinleri Gundisalvus Latince’ye çevirmiştir. Ancak İbn
Davud’un özellikle Astroloji ile ilgili eserleri doğrudan Arapça’dan
Latince’ye çevirdiği de bilinmektedir. Arapça’dan Latince’ye çevirisi
1133’te tamamlanan Ebu Ma’şer el-Belhî (787-886)’nin el-Medhalü’l-

49 Burnett, Charles, “The Translating Activity In Medieval Spain”, The Legacy of
Islamic Spain, (ed. Salma Khadra Jayyusi), Volume 1, Brill, Leiden, 1994, s.
1042. 50 XII. asırda yaşamış olan John, bazı yazarlarca farklı isimlerle anılmış,
diğerlerine göre ise biri Sevileli biri de Toledolu olmak üzere iki ayrı John
vardır. Buna göre Johannes Hispanos Gundissalvi ile beraber felsefi eserleri
çevirirken, Sevileli John ise astrolojiye dair eserleri çeviren kişidir. Bkz.
Gabrieli, F., “İlmî ve Edebî Tesirlerin Batı Avrupa’ya İntikali”,(çev.İlhan
Kutluer), İslam Tarihi Kültür ve Medeniyeti, (ed. P.M.Holt, A.K.S.Lambton,
B.Lewis), Kitabevi, İstanbul, 1997. c. IV, s. 426. Biz burada sözkonusu tartış-
malara girmeden birinci görüşü tercih ettik. Konu ile ilgili ayrıca bkz.
Thorndike, Lynn, “John of Seville”, Speculum, Vol. 34 No. 1, Ocak 1959, s.
20–38. 51 Bkz: Singerman, agm., s. 164.
522
Kebîr (Lt.Maius Introductorium of Albumasar/İng.Great Introduction to
Astronomy) adlı eseri bunlardan birisidir.52
Müslüman hekim ve filozof İbn Sina, Batı’da İbn Davud’un
gayretiyle tanınmıştır. İbn Davud, İbn Sina’nın metafizikle ilgili bazı
eserlerini Mecmu’a (Opera) adı altında derlemiş ve bu eser Venedik’te
1495 ve 1500’de olmak üzere iki kez basılmıştır.53 İbn Davud’un
Arapça’dan Latince’ye çevirileri arasında şunlar da vardır: Aristo’nun
Kitâbü’s-Siyase’si (İbn Batrik’in tercümesinden), Harizmî’nin
Kitâbü’l-Cebr’i, Ebû Ma’şer el-Belhî’nin 4 kitabı, Mecrîtî’nin Usturlab
ile ilgili risalesi, Sâbit b. Kurra’nın saat aletleri ile ilgili kitabı,
Fergânî’nin astronomi ilmine girişi ve aynı eserin özeti.54
XII. yüzyılda yaşamış bir diğer Endülüslü Yahudi filozof Ebu
İmran Mûsâ b. Meymûn b. Abdullah el-Kurtubî’dir. Musa b.
Meymûn, felsefi düşüncesi ve etkileriyle çağdaşı ve aynı vatanı
paylaştığı İbn Rüşd’den sonra gelen ikinci kişidir.55 İbranice yanında
iyi bir Arapça da bilen İbn Meymûn, aynı zamanda sarayın en ünlü
hekimlerindendir. Eserlerinin çoğunu Arapça, bir kısmını da İbranice
kaleme alan İbn Meymûn, tıp ve felsefeye dair bir çok Arapça eser
yazmıştır. Bunlar arasında Kitab el-Sirâc (İbr.Pirush Hamishnayot/
İng. Commentary on the Mishna), Fusûl Musa (İbr.Pirkei Moshe/
İng.Chapters of Moses), Makale fi Sınaati’l-Mantık (İbr.Millot haHiggayon/İng.Treatise
on Logic) ve Delaletü’l-Hâirîn (İbr.Moreh
Nevukhim/İng.The Guide of the Perplexed) sayılabilir. 1190’da yazdığı
Delaletü’l-Hâirîn İbn Meymûn’un en önemli çalışması olarak kabul
edilir. İbn Meymûn’un çok güzel bir Arapça ile yazdığı Kitabü’l-Farâiz
(İbr.Sefer Hamitzvot/ İng.The Book of Commandments) adlı eseri ise
astronomi, matematik ve eczacılıkla ilgili önemli bilgiler içermektedir.56
Musa b. Meymûn felsefî çalışmalarıyla Yahudi yaşamını
sistematize eden kişi olarak nitelendirilmiştir. Aristocu bir filozof
olup Yahudiliğe akılcı yaklaşımı getiren İbn Meymûn, öte yandan
İslam kelamını Avrupa’ya tanıtan kişi olarak bilinmektedir. Filozofun
Thomas Aquinas dışında Spinoza gibi bazı filozoflar üzerinde de
önemli etkisi olmuştur.57
Büyük filozoflar yetiştiren Endülüs Yahudileri’nin parlak
devirleri XII. yüzyılın sonlarında Muvahhidler’in Endülüs’e hakim olmasıyla
sona ermiştir. Yahudi bilim adamları birer birer İspanya’dan

52 Thorndike, agm., s. 21. 53 Bkz. Ülken, agm, s. 164–169. 54 Akîkî, age, c.I, s. 123. 55 Bkz. Zağferanî, age, I, s. 155–160; Watt, age, s. 76-77. 56 Eliade, age, c. III, s. 183-185. 57 Akîkî, age., I, s. 95.
523
ayrılmaya başlamış ve Leon, Kastilya, Fransa ve Sicilya’ya göç eden
bu Yahudileri VII. Alfonso ülkesine kabul ederek kendilerinden
istifade yoluna gitmiştir.58 Daha sonra II. Ferdinand’ın çalışmalarıyla
tercüme işlerine memur edilen Yahudiler, XIII. yüzyılda oradan da
ayrılmış ve Avrupa’ya dağılmışlardır.59
Avrupa’ya göç eden Yahudiler, İbn Rüşd’ün eserlerini Arap-
ça’dan önce İbranice’ye sonra Latince’ye çevirmişler ve bütün Avrupa’ya
yaymışlardır. Bu dönemde yaşamış başlıca Yahudi filozofları
şunlardır: Samuel b. Tibbon, Jacob Anatoli (1194-1256), Joseph
Caspi (1279-1240), Hillel b. Samuel of Verona (ö.1291), Moses b.
Joshua of Narbonne (ö.1362), Levi b. Gerson (1288-1344), Hasdai b.
Abraham Crescas (1340-1410), Simon b. Zemah Duran (1361-1444),
Joseph Albo (ö.1444), Don İsaac Abrabanel (1437-1509), Judah
Abrabanel (1460-1521) ve Elijah Delmedigo (1460-1493).60
XIII. yüzyıldan XV. Yüzyıla dek İbn Rüşdçülük Yahudi felsefesinin
temel eğilimi olmuştur. Yahudi filozofları, Avrupa ülkelerinde
İbn Rüşd ekolünü yaymaya devam etmişler ve telif ve çevirileriyle
Yunan ve İslam felsefesinin Batı’ya geçişini sağlamışlardır.61 Avrupa
Yahudilerinden Samuel b. Tibbon Filozofların Görüşleri, Juda b.
Solomon Kohen Bilgeliği Aramak, Gerson b. Solomon ise Cennetin
Kapısı adlı eserleri çevirmişlerdir.62
Rönesans ve Aydınlanma döneminin düşünürleri Yahudi filozofların
eserlerini okuyarak yetişmişlerdir. Rönesans düşünürlerinden
Picodella Mirandola’nın gayretleriyle Yahudi filozoflarına ait
birçok eser Latince’ye çevrilmiştir. Spinoza’nın düşüncesinin temel
unsuru Ortaçağ Yahudi edebiyatına dayanırken Leibnitz ve John
Spencer Maimonides’ten büyük ölçüde etkilenmişlerdir.63

58 Orta Endülüs’te yaşayan Yahudilerin önemli bir kısmı güneye göç etmişler ve
gittikleri yerlerde önemli vazifelere getirilmişlerdir. Bu konuda bkz. Hâlidî,
Hâlid Yûnus, el-Yehûd Tahte Hükmi’l-Müslimîn fi’l-Endelüs, el-Câmiatü’l-
İslamiyye, Gazze 2002, s. 105-106. 59 1210’da Paris Konsili Aristo’nun tabiat eserleri ile B.Rüşd Şerhlerini
yasakladı. Bu yasak 1215’te Paris Kardinali Robert tarafından onaylandı.
1231’den itibaren Aristo’nun eserleri ve B.Rüşd şerhlerinin okutulması
yasaklandı. Papa Gregor tarafından Bacon, Duns Scotus ve Autercourtlu
Nicholas suçlandı. B.Rüşdçüler hakkında soruşturmalar açıldı. Tutuklanıp
suçlandılar ve kitaplarına el konuldu. Papa IV. Urban tarafından 1263’te
Aristo’nun metafizik ve fiziği Toulouse üniversitesinde yasaklandı. Paris
piskoposu 1269’da B.Rüşd’ün 13 temel doktrinini lanetledi ve 1277’de
B.Rüşdçü Brabantlı Siger’i zındık ilan etti. Bu sert tutum XIV. yüzyılın
sonuna dek sürdü. Bkz. Şerif, M. M., “Muslim Philosophy and Western
Thought” İkbal, c. VIII, sayı. 1, Lahor 1959, s. 161. 60 Bkz. Altmann, agm, s. 975–976. 61 Bkz. Altmann, agm, s. 977–978. 62 Şerif, agm., s. 172. 63 Bkz. Altmann, agm, s. 977–983.
524
b) Tıp Çalışmaları
Yahudiler hakkında, onların en çok ilgilendikleri mesleğin tıp
olduğu söylenirse abartılmış olmaz. Diğer bir ifadeyle hekimlik
mesleğini icra eden kişilerin çoğunun Yahudi olduğunu söylenebilir.
Nitekim, Ortaçağda Yahudilerin ilk bilimsel faaliyetleri arasında da
tıp çevirilerinin öne çıktığını görüyoruz. Diğer taraftan Yahudi
tabiplerin çoğu idarecilerin özel hekimleri olmuşlar ve sarayda görev
almışlardır. Bu durum, bir yandan onların hekimlikteki yetenek ve
başarılarını ortaya koyarken öte yandan da Yahudileri yaşadıkları
bölgede güçlü kılmıştır.
Genellikle Yahudi din adamları arasında tıp mesleğinin yaygın
olduğu bilinmektedir. Hekimlik Yahudilikte çok eski zamanlara
kadar gitmekle birlikte tıpla ilgili bilinen ilk çalışmalara Abbasilerdeki
çeviri faaliyetlerinde rastlanmıştır. Bağdat’ta VII. yüzyılda
Süryanice’den Arapça’ya yapılan çeviriler içinde Babilli bir
Yahudi’nin de bir tıp eserini çevirdiğini biliyoruz. Aynı yüzyılın ikinci
yarısında Masarjawaih adlı bir Yahudi tarafından birçok tıp eseri
Süryanice’den Arapça’ya çevrilmiş ve daha sonra onun çevirileri yine
Yahudi mütercimlerce Arapça’dan Latince ve İbranice’ye çevrilmiştir.
İlk Yahudi tıp yazarı olarak da İsaac İsraeli (Judeus)’nin adı
zikredilir. 64
Bağdat’taki çeviri hareketinde Süryanilerle birlikte yer alan
Yahudi bilginler, diğer bilimler yanında tıp çevirileriyle de tanınmıştır.
Ancak, Endülüs Emevi devletinin kuruluşuyla Yahudi tıp
okulunun ikinci önemli merkezi İspanya olmuştur. Endülüs Yahudilerinin
sivil idare, finans ve eğitim yanında temel mesleklerinden biri
de Hekimlik olmuştur. Her şeyden önce, Endülüs’te Yahudilerin
bilimsel ve kültürel faaliyetlerinin kurucusu kabul edilen Hasday b.
Şaprut halifenin veziri ve özel hekimidir. Bir çok Yahudi hekim
Endülüs idarecileri tarafından saray hekimi olarak görevlendirilmiş
ve özel bir saygı görmüştür.
XIII. Yüzyıldan itibaren Endülüs topraklarının Hıristiyan
hakimiyeti altına girmesiyle Yahudi hekimler Hıristiyan idarecilerin
yanında çalışmaya devam etmiştir. Bunlar arasında III. Ferdinand’ın
sarayında Toledo’da çalışan Judah Alfachan (ö.1235), Aragon sarayında
çalışan Benveniste, Navarre sarayında çalışan Jose Orabuena
(XIV. yy.) ve yine aynı sarayda çalışan Samuel ve Judah b. Wakar
zikredilebilir.65

64 Castiglioni, Arturo, “The Contribution of The Jews to Medicine”, The Jews:
Their History, Culture and Religion, (Ed. Louis Finkelstein), Volume 1, Harper
and Brother Publishers, New York, 1960, s. 1360. 65 Castiglioni, agm, s. 1363.
525
XIII. yüzyılda Yahudilerin bir kısmı İspanya’da Hıristiyan
hakimiyeti altındaki bölgelerde yaşamaya devam ederken önemli bir
kısmı ise gruplar halinde başta İtalya ve Fransa olmak üzere Avrupa
ülkelerine göç etmişlerdir. Göç eden bu Yahudi tıp bilginleri Endülüs
tıp okulu geleneğini de beraberlerinde taşımışlardır. Bu sayede başta
İtalya’da Salerno, Padua ve Bologna tıp okulları kısa sürede
büyüyerek Avrupa’nın en önemli tıp merkezleri haline gelmişlerdir.
İtalya Avrupa’da tıbbi çalışmaların ilk merkezi olarak
bilinmektedir. Buradaki ilmi hareketliliğin başlaması daha çok Afrika
kanalıyla gerçekleşmiştir. Judeus’un öğrencisi Constantinus
Africanus tarafından onun ve Müslüman tıp bilginlerinin eserleri
Salerno’da Arapça’dan Latince’ye çevrilmiştir. Salerno okulu bu
sayede Avrupa’da tıb ile ilgili bilimsel çalışmaların ilk başladığı yer
olmuş ve uzun süre de önemini korumuştur. Bu okul, XIII. Yüzyıldan
itibaren İtalya ve Fransa’da oluşan Yahudi bilimsel faaliyetlerine de
kaynaklık etmiştir. Salerno tıp okulunda Donnolo ve Benvenitus
Grassus gibi önemli Yahudi tıp bilginleri yetişmiştir. Endülüs’ten
göçmen olarak gelen birçok Yahudi hekim Ferrara, Mantua ve Genoa
şehri dışında Salerno’ya da yerleşmiş ve İtalya tıp okulunun
gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. 66
İtalya tıp okulları daha sonra Fransa’ya etkide bulunarak
Lunel ve Montpellier tıp okullarının kurulmasını/ortaya çıkmasını
sağlamışlardır. İtalya ve İspanya tıp okullarından Yahudi bilginlerin
gelmesiyle Lunel ve Montpellier’de oluşan Yahudi (tıp) okulları uzun
süre Fransa tıp çalışmalarının merkezi olmuşlardır. Salerno’dan
daha eski olan Lunel tıp okulunu Tibbon ailesinden Judah b.
Tibbon’un geliştirdiği ve daha sonra bu okulun Montpellier’e etki
ettiği bilinmektedir. Motpellier okulunun ilk hocası da yine Tibbon
ailesinden birisi olan Jacob ben Makir b. Tibbon (Prophatius
Judeus/1236–1304)’dur. Daha sonra burada XVI. Yüzyıldan itibaren
İspanya’nın Lerida şehrinden gelen ve VIII. Charles’ın hekimi olan
Saporta ailesinden Luis hocalık yapmıştır. Aynı aileden 5 kişi daha
sonra Montpellier tıp okulunda görev almışlardır.67
Yahudi tıp bilginleri İtalya ve Fransa dışında da bir çok Avrupa
ülkesine göç etmişler ve bulundukları yerlerde tıbbi çalışmalara
önemli katkılar sağlamışlardır. XVI. yüzyıldan itibaren XIX. Yüzyıla
dek Yahudilerin bilimsel faaliyetleri uzun bir durgunluk devresi
yaşamasına rağmen Tıp ilminde Yahudilerin ismi geçmeye devam
etmiştir. Avrupa’da bu dönemde birçok meşhur Yahudi hekim yaşamış
ve tıbbi çalışmalardaki üstünlüklerini her zaman korumuşlardır.

66 Castiglioni, agm, s. 1364. 67 Castiglioni, agm, s. 1365.
526
Sonuç
İslam medeniyeti ile Avrupa’nın en sağlam, en köklü, en geniş
ve en uzun süreli ilişkisinin kurulduğu Endülüs köprüsünün
vazgeçilmez unsurlarından birisi şüphesiz Yahudi bilginlerdir. Yunan
felsefe ve bilimi hem Müslüman âlimlerin hem de Yahudi bilginlerin
süzgecinden geçerek Batı dünyasına ulaşmıştır. Bu çevirileri
okuyarak yetişen Avrupalı düşünürler Aristo ve Platon kadar belki
bazen onlardan daha fazla İbn Rüşd ve Maymonides’i tanımışlar ve
Yunan felsefesini Müslüman ve Yahudi filozofların yorumlarıyla
birlikte öğrenmişlerdir. X-XIII. yüzyıllarda gerçekleştirilen bu bilimsel
çalışmalar Rönesans’ın alt yapısını oluşturmuştur. Bacon’dan
Descartes’e kadar Aydınlanma döneminin filozof ve bilim adamları
söz konusu çeviri döneminden ilhamını almıştır. Dolayısıyla bu
çevirilerin modern Batı medeniyetinin köklerini oluşturan en önemli
unsurlardan birisi olduğu söylenebilir.
Diğer taraftan Avrupa’nın İslam kültürü ile yakından
tanışmasında Endülüs Yahudileri aracı konumda bulunmuşlardır.
Bu durum Batıdaki İslam imajında da önemli değişikliklere yol
açmıştır. Nitekim Rönesans öncesine dek Avrupa’nın İslam’a bakışı
genellikle olumsuz bir tablo çizerken, İspanya aynı dönemde diğerlerinden
farklı olarak İslam hakkında olumlu bir yaklaşım içinde
olmuştur. Dolayısıyla, Avrupa’da, İslam’ı Hıristiyanlığın muarızı ve
sapık bir din şeklinde gören yaklaşımın yerini hayranlık ve ilgiye
bırakmasında İspanya’daki olumlu imajın ve bu imajı pekiştiren
çeviri faaliyetlerinin büyük etkisi vardır.
Kaynakça
Akîkî, Necip, el-Müsteşrikûn I-III., Dâru’l-Maarif, (Genişletilmiş 3.
baskı), Mısır 1964.
Altmann, Alexander, “Judaism and World Philosophy”, The Jews:
Their History, Culture and Religion, (Ed. Louis Finkelstein),
Volume 1, Harper and Brother Publishers, New York, 1960,
s. 954-993.
Baker, Colin F., “Judeo Arabic Material in the Cambridge Genizah
Collections”, Bulletin of the School of Oriental and African
Studies, University of London, Vol.58, No.3(1995), s. 445-454.
Basalel, Yusuf, Yahudilik Ansiklopedisi, Gözlem Gazetecilik Basın
Yayın A.Ş., İstanbul 2002.
Bellamy, James A., “Arabic Name in The Chanson de Roland:
Saracen Gods, Frankish Swords, Roland’s Horse, and the
Olifant”, Journal of the American Oriental Society, Vol: 107,
No: 2, Nisan-Haziran 1987, s. 267-277.
527
Burnett, Charles, “The Translating Activity In Medieval Spain”, The
Legacy of Islamic Spain, (ed. Salma Khadra Jayyusi), Volume
1, Brill, Leiden, 1994, s. 1036–1058.
Castiglioni, Arturo, “The Contribution of The Jews to Medicine”, The
Jews: Their History, Culture and Religion, (Ed. Louis
Finkelstein), Volume 1, Harper and Brother Publishers, New
York, 1960, s. 1349–1376.
Dannenfelt, Karl H., “The Reneissance Humanists and Knowledge of
Arabic”, Studies in the Reneissance, Vol.2, 1995, s. 96-117.
Eroğlu, Ahmet Hikmet, Osmanlı Devletinde Yahudiler, Alperen
Yayınları, Ankara 2000.
Eliade, Mircea, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, Kabalcı Yayınevi,
İstanbul 2003.
Gabrieli, F., “İlmî ve Edebî Tesirlerin Batı Avrupa’ya İntikali”, (çev.
İlhan Kutluer), İslam Tarihi Kültür ve Medeniyeti, (ed. P.M.
Holt, A.K.S. Lambton, B.Lewis), Kitabevi, İstanbul, 1997. c.
IV, s. 423-461.
Galanti, Avram, “İbranice’ni Gelişmesine Arapça’nın Katkısı”, Nüsha
Şarkiyat Araştırmaları Dergisi, (Çev. Nurettin Ceviz, Musa
Yıldız),Yıl: 5, Sayı: 16, Kış 2005, Ankara, s. 92–93.
Goitein, S. D., Yahudiler ve Araplar, İz Yayıncılık, İstanbul 2004.
Hâlidî, Hâlid Yûnus, el-Yehûd Tahte Hükmi’l-Müslimîn fi’l-Endelüs, elCâmiatü’l-İslamiyye,
Gazze 2002.
Halkin, Abraham. S., “Judeo-Arabic Literature”, The Jews: Their
History, Culture and Religion, (Ed. Louis Finkelstein), Volume
1, Harper and Brother Publishers, New York, 1960, s. 1116-
1148.
Haskins, Charles H., “Arabic Science in Western Europe”, Isis Vol: 7,
No: 3, 1925, s. 478–485.
Hegyi, O, “Minority and Restricted Uses of the Arabic Alphabet: The
Aljamiado Phenomenon”, Journal of the American Oriental
Society, Vol. 99, No. 2, Nisan-Haziran 1979, s. 262–269.
İlhan, Sinan, Fetihten Murabıtlar Devrine Kadar Endülüs’te Yahudiler,
A.Ü. S.B.E., (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2006.
Killean, Carolyn G., “The Development of Western Grammars of
Arabic”, Journal of Near Eastern Studies, Vol: 43, No: 3,
Temmuz 1984, s. 223-230.
Monacal, Maria Rosa, The Arabic Role in Medieval Literary History: A
Forgotten Heritage, University of Pensylvania Press,
Philadelphia, 1987.
528
Monroe, James T. ve Swiatlo, David, “Ninety-Three Hargas in Hebrew
Muvassahs: Their Hispano-Romance Prosody and Thematic
Features”, Journal of the American Oriental Society, Vol. 97,
No. 2, Nisan-Haziran 1977, s. 141–163.
Necvâ, Selim Mustafa, “el-Yehûd fî Kurtuba fî Asri’l-Hilafeti’lEmeviyye”,
Mecelletü Külliyeti’l-Âdâb, cilt: 55, sayı:4, Kahire
1995.
Özdemir, Mehmet, “Gayr-i Müslimlerin Dini Hayatı Açısından Müslü-
man Fatihlerin Endülüs’teki Uygulamaları”, Ankara Üniv.
İlahiyat Fak. Dergisi, c. XXXIII, Ankara 1992.
Roth, Cecil, “The European Age in Jewish History”, The Jews: Their
History, Culture and Religion, (Ed. Louis Finkelstein), Volume
1, Harper and Brother Publishers, New York, 1960, s. 216-
249.
Scheindlin, Raymond P., “The Jews in Muslim Spain”, The Legacy of
Muslim Spain, Volume 1, Brill, Leiden , 1994, s. 188-200.
Schippers, Arie, Spanish Hebrew Poetry and The Arabic Literary
Tradition: Arabic Themes in Hebrew Andalusian Poetry,
Medieval İberian Peninsula Texts and Studies, E.J. Brill,
Leiden, 1994.
Singerman, Robert, Jewish Translation History, John Benjamins
Public Company, Amsterdam/Philadelphia, 2002.
Spiegel, Shalom, “On Medieval Hebrew Poetry”, The Jews: Their
History, Culture and Religion, (Ed. Louis Finkelstein), Volume
1, Harper and Brother Publishers, New York, 1960, s. 854-
892.
Stetkevyich, Jaroslav, “The Confluence of Arabic and Hebrew
Literature”, Journal of Near Eastern Studies, Vol: 32, No: ½,
Ocak-Nisan 1973, 216–222.
Şerif, M. M., “Muslim Philosophy and Western Thought” İkbal, c. VIII,
sayı. 1, Lahor 1959, s. 1-14.
Ülken, Hilmi Ziya, “İslam Düşüncesinin Batıya Etkisi”, (çev. Mahmut
Alper Tuğsuz), İslam Düşüncesi Tarihi, (ed. M.M. Şerif/
Turkish ed. Mustafa Armağan), İnsan yy., İstanbul, 1991, c.
IV, s. 164-169.
Watt, W. Montgomery, The Influence of Islam on Medieval Europe,
Edinburgh University Press, 1972.
Zağferanî, Haîm, Yehûdü’l-Endelüs ve’l-Mağrib, (Fransızca’dan çeviren
Ahmed Şahlan), Marsam, Ribat, 2000, I-II.

Konular