RAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ

243
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne kadarının kullanıldığını
bir örnekle tesbit etmektir.
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
h-l-k kökü ve bundan türeyen kelimelerin
Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere
hangi yorumları yaptıkları bu makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece
sözlüklerde Kur’ân-ı Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır.
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi fiilden
yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı Kerîm’de yer aldığını
tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı Kerîm ile Arapça sözlükler
arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen
bir kelimenin ne kadar farklı anlamları olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of
the Given Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the dictionary, and find
how much of this word used in Qur’an. In the content of this article, there are h-l-k stem
and the words that derived from this stem, what are these words mean in the Qur’an and
what linguists have commented on this words. Thus, in dictionaries the words which have
their meanings in Qur’an will be understood that which words have a place and what is
it stem and what do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass
in 261 places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven verb
derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five names that involved
in the Quran. This article describes how this course will provide the knowledge that there
is a connection between the Qur’an and Arabic dictionaries. It will also show how many
different meanings of a very famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
*) Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve Belagatı
(e-posta: neclayasdimandemir@gmail.com)
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN (*)
EKEV AKADEMİ DERGİSİ Yıl: 19 Sayı: 63 (Yaz 2015)
244 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
1) Güner, Galip, Yarat-Yaratmak, Halk Etmek Fiilinin Etimolojisi, Erciyes Üni. Edebiyat Fak. Türk Dili
ve Ed. Böl, Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of
Turkish or Turkic, Volume 7/3, Summer 2012, p. 1415-1423, Ankara- Turkey, s. 1416.
2) Bkz.
2
Giriş
Kendimizle birlikte çevremizdeki varlıkları kısacası sahip olduğu
mükemmel sistemiyle evreni var olarak hissetmemiz tesadüfi
olamayacağına göre bu varlıkları bir var edenin olması da aklın kaçınılmaz
olarak kabul ettiği bir gerçektir. Allah dışında yaratılmış olmayan
hiçbirşey yoktur. Yani bir yaratan bir de yaratılanlar mevcuttur.
İşte incelenecek kök olarak "خلق "h-l-k kökünü seçmemizin
sebebi Allah'ın en önemli özelliğinin "Yaratıcı" olmasıdır. Bu özellik onu
ilah yapan en önemli değeridir. O'ndan başka ilah diye yalvarılanlarda
istediği şeyi istediği zaman varetme özelliği yoktur.
Kur‟ân-ı Kerîm'de bu fiil için " َ
َق
ل
َ
خ) "yarattı) kelimesi geçmektedir.
Yaratma konusu, teistik dinlere mensup filozofların ve din
bilimcilerin üzerinde ayrıntılı olarak durdukları tartışma sahalarından
biridir. Yaratılışın sırrıyla ilgili değerlendirmelere en ilkelinden en ilerisine
kadar tüm toplumlarda rastlamak mümkündür. Ünlü İngiliz astrofizikçi
yazar Profesör Paul Davies insanlığın bu arayışını “Hiçbir şey var oluş
bilmecesinden daha çok şaşırtıcı ya da daha derin değildir.” şeklinde ifade
etmiştir.1
Yaratmayı anlatan “خلق “kelimesi, Kur‟ân-ı Kerîm'de, 171 yerde
fiil sigası ile 52 yerde de mastar hali ile Allah‟a nispet edilmiştir. “Allah
her şeyin yaratıcısıdır” mealindeki ayet 6 yerde geçmektedir2
.
Müfessirler ve ehl-i sünnet bilginleri bu anlamdaki ayetlerden hareketle,
hayır - şer, iman – küfür, iyi ve kötü, büyük ve küçük her şeyi Allah‟ın
yarattığını söylerler.3
1 Güner, Galip, Yarat-Yaratmak, Halk Etmek Fiilinin Etimolojisi, Erciyes Üni. Edebiyat
Fak. Türk Dili ve Ed. Böl, Turkish Studies - International Periodical For The
Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume 7/3, Summer 2012,
p. 1415-1423, Ankara- Turkey, s. 1416.
2 Bkz. ( ُ
ُ اللّو
ِ ُكم
َل
َ ذ
ُو
َّ ى
ِال
َ إ
لَو
ِ
ْ ال إ
ُّ ُكم
ب
َ
ر
ْء
ُق ُك ِّل َشي
ِ
ٌ َخال
يل
ِ
ك
َ
ٍ و
ء
ْ
ِّ َشي
َى ُكل
ل
َ
َ ع
ُو
ى
َ
ُ و
ُوه
ُد
ب
ْ
َاع
ف) ( En'am
6/102) Bu kalıbın geçtiği diğer örnekler için Bkz., Ra'd, 13/16, Zümer 39/62, Gâfir
40/62. 3 Kaşar, Veysel, “Yaratma Sıfatı Bağlamında Tabiat Kanunları”, Harran Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Kelam Araştırmaları, 2010, 8:1, SS.211-236, s.220.
(En'am
6/102) Bu kalıbın geçtiği diğer örnekler için Bkz., Ra'd, 13/16, Zümer 39/62, Gâfir 40/62.
3) Kaşar, Veysel, “Yaratma Sıfatı Bağlamında Tabiat Kanunları”, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Kelam Araştırmaları, 2010, 8:1, SS.211-236, s.220.
4) Roger Arnaldez, “Kur'an'da Yaratma Kavramıyla İlgili Ayetler Hakkında Semantik bir Tahlil”, (Çev.
Prof. Dr. Sadık Kılıç), Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Erzurum, 2007, S. 28, s.305
(Çevirenin özet bölümünden).
3
Giriş
Kendimizle birlikte çevremizdeki varlıkları kısacası sahip olduğu mükemmel sistemiyle
evreni var olarak hissetmemiz tesadüfi olamayacağına göre bu varlıkları bir var edenin
olması da aklın kaçınılmaz olarak kabul ettiği bir gerçektir. Allah dışında yaratılmış
olmayan hiçbirşey yoktur. Yani bir yaratan bir de yaratılanlar mevcuttur.
İşte incelenecek kök olarak "خلق "h-l-k kökünü seçmemizin sebebi Allah'ın en
önemli özelliğinin "Yaratıcı" olmasıdır. Bu özellik onu ilah yapan en önemli değeridir.
O'ndan başka ilah diye yalvarılanlarda istediği şeyi istediği zaman varetme özelliği
yoktur.
Kur‟ân-ı Kerîm'de bu fiil için " َ
َق
ل
َ
خ) "yarattı) kelimesi geçmektedir.
Yaratma konusu, teistik dinlere mensup filozofların ve din bilimcilerin üzerinde
ayrıntılı olarak durdukları tartışma sahalarından biridir. Yaratılışın sırrıyla ilgili
değerlendirmelere en ilkelinden en ilerisine kadar tüm toplumlarda rastlamak mümkündür.
Ünlü İngiliz astrofizikçi yazar Profesör Paul Davies insanlığın bu arayışını “Hiçbir şey var
oluş bilmecesinden daha çok şaşırtıcı ya da daha derin değildir.” şeklinde ifade etmiştir.1
Yaratmayı anlatan “خلق “kelimesi, Kur‟ân-ı Kerîm'de, 171 yerde fiil sigası ile 52
yerde de mastar hali ile Allah‟a nispet edilmiştir. “Allah her şeyin yaratıcısıdır”
mealindeki ayet 6 yerde geçmektedir2
. Müfessirler ve ehl-i sünnet bilginleri bu
anlamdaki ayetlerden hareketle, hayır - şer, iman – küfür, iyi ve kötü, büyük ve küçük
her şeyi Allah‟ın yarattığını söylerler.3
Ulûhiyetin tecelli ettiği en büyük alan „yaratmak‟ fiili olduğundan, Allah Kurân-ı
Kerim‟de, yaratmayla ilgili son derece zengin ve düşündürücü bir semantik dünya
sunmaktadır.4
1 Güner, Galip, Yarat-Yaratmak, Halk Etmek Fiilinin Etimolojisi, Erciyes Üni. Edebiyat Fak. Türk Dili
ve Ed. Böl, Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of
Turkish or Turkic, Volume 7/3, Summer 2012, p. 1415-1423, Ankara- Turkey, s. 1416.
2 Bkz. ( ُ
ُ اللّو
ِ ُكم
َل
َ ذ
ُو
َّ ى
ِال
َ إ
لَو
ِ
ْ ال إ
ُّ ُكم
ب
َ
ر
ْء
ُق ُك ِّل َشي
ِ
ٌ َخال
يل
ِ
ك
َ
ٍ و
ء
ْ
ِّ َشي
َى ُكل
ل
َ
َ ع
ُو
َى
ُ و
ُوه
ُد
ب
ْ
َاع
ف) ( En'am 6/102) Bu kalıbın
geçtiği diğer örnekler için Bkz., Ra'd, 13/16, Zümer 39/62, Gâfir 40/62. 3 Kaşar, Veysel, “Yaratma Sıfatı Bağlamında Tabiat Kanunları”, Harran Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Kelam Araştırmaları, 2010, 8:1, SS.211-236, s.220. 4 Roger Arnaldez, “Kur'an'da Yaratma Kavramıyla İlgili Ayetler Hakkında Semantik bir Tahlil”, (Çev.
Prof. Dr. Sadık Kılıç), Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Erzurum, 2007, S. 28, s.305
(Çevirenin özet bölümünden).
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 245
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
5) Bkz. Muhammed Fuâd Abdulbâkî, el-Mu’cemü’l-Müfehres, Kâhire 1364, "hlk" md.; Çağrıcı, Mustafa,
Yaratma, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, 2013, C. 43, s. 325.
6) İsimlerin ekleriyle birlikte Kur'an'da bulunuşları şöyledir:
4
Diğer kelimelerde olduğu gibi "خلق "köküne ait isim ve fiillerin de hepsi Kur'ân-ı
Kerim'de yer almaz. Fiil olarak tekil ve çoğulları, malum ve meçhulleri ile birlikte
ُ ُق) sadece
َ ْخل
َ َق ي
خل ( َmazi ve muzari mucerred fiili yer alır. Bu fiilin ekli/mezid hallerdeki
kullanılışları Kur'an'da yoktur. İsim olarak ise Kur'an'da; ( قَ ٌ
ِال
ِ – ْخت
ٌ ا
َة
َّق
ِ ُق ُم َخل
َل
َّ ال – ُق ْخا
ْ َخال
ال
َ ٌق– ٌق
ُ - َخال
bulunur6 kelimeleriَ ) خل – ْ ٌق ُخ – ل
.
Sözlüklerde karışık olarak incelenen h-l-k kavramını fiil ve isim
olarak ayrı ayrı incelemek daha sistemli bir anlayışa imkân verecektir:
1. KUR'AN'DA FİİL OLARAK GEÇEN ( ق ل خ (H-L-K
KÖKÜ ve TÜREVLERİ
1.1. “ خَ َ
ُ َق ُق ل
َ ْخل
:“ ي
( ََ
َخل
ق ( fiili için bir Arapça-Türkçe sözlükte şöyle bilgi
verilmektedir:
1- ( ً
َة
َْلق
َ خ
ًا و
َْلق
ُ خ
ُق
ل
ْ
َ ََي
َق
ل
َ
خ : ( Bir şeyi yaratmak, örneksiz
meydana getirmek, var etmek, icad etmek,
2- ( َ
َق
ل
َ
َب خ
ْ َكذ : ِ
ُ ال
َه
َ ا
َْت
إف : ( yalan uydurmak, düzmek,
3- ( ُ
ُ :خ
ُق
ل
ْ
َ ََي
َق
ل
َ ُ
ْ ُب خ ل
ً. الث َّو
َقا
ل
َ
َ خ
ً و
َ وق : َة
ِي
ل
َ
ب : ( elbise eskimek,
yıpranmak,
ْ ُب -4
ُ ) - الث َّو
ل
َ
ُ خ
ُق
ل
ْ
َ ََي
ُُ ق
ً : خل
َقا
ل
َ
َ خ
ً و
َة
وق : ( elbise eskimek, yıpranmak /
ُ
ُ لَو
ْئ
شي َّال : layık ve yaraşır olmak,
5- ( ُ
ل
ُ خ : َ
ُق
ْل
َ ََي
ُُ ق
َ خل
ً و
ً ُ وقا
َة
ُ ََلق
َ خل
َ خ
ً و
َة
:( وق
ُ
ُ / ,olmak düz- ال َّشي : ْئ
َ َن ال َّشي : ْئ
ال - yumuşak olmak,
6- ( ِ
ل
َ َ
ل
ْ
ُ ق : َخ ََي
َ ق
ً و
َقا
ل
َ
ُُ خ
ْ ُب خل
ً . الث َّو
َ وق : َة
ِي
ل
َ
ب :( elbise eskimek,
yıpranmak
7. ُ
َ َن ال َّشي : ْئ
َ ) - ال
ل
َ َ
ل
ْ
ً ُ ق : َخ ََي
َقا
َ ق ل
خ :( yumuşak olmak7
,
Arapçadan Arapçaya sözlüklerde ise şu şekilde karşılanmaktadır:

6 İsimlerin ekleriyle birlikte Kur'an'da bulunuşları şöyledir: ( قَ ٌ
َِل
ْت
ٌ ا – ِخ
ِق
ل
ُ خا – َ
ِق
ل
ِّ ا ْْلا – َ
ُ ُكل
ِق
ال
َ
خ
ٍ
ء
ُون َشى – َ ْ
ق
ِ
ل
َني ا ْْلا – َ
ِ
ق
ِ
ل
َ ا ْْلا – ق َ
ْ خ – ََل
ِ ُكم
َق
ََل
ْ ِب – ِ
ِِهم
َق
ََل
ٌ ِب – ِ
ُق
ل
ٌ خ – ُ
ً َْلق
خ – َ خ – ْلقا
َن
ُ اْْلسا
ْ خ - َْلق
ِ ِهم
ُس
ْف
ُ أَن
ُ خ – َْلق
ْ خ الَّرْْحن – ِض َْلق
َ اْْلَر
ُ ال َّسموات و
ِ خ – َْلق
َ اللَّو
َ خ – ْلِق َْلق
خ
ْ الناَّ ِس –
ُ ُكم
ْق
ل
ِ خ –ََ َ
ِو
ِ َكخ - َْلق
ِو
ْ خ – َْلق
ُم
ُه
ْق
ل
ِ خ – ِه َّن َ
ْلق
َ
ِ ٌ
َقة
لَّ
َ
م - ُُب ( ِBkz. Mu'cemu Elfâzı'lKur'âni'l-Kerîm,
Mecmeu'l-lugati'l-arabiyye, Mısır, 1988, s. 372-377. 7 Erkan, Arif, Arapça-Türkçe Büyük Sözlük, Huzur Yayınevi, İstanbul, 2006, s. 576.
4
Diğer kelimelerde olduğu gibi "خلق "köküne ait isim ve fiillerin de hepsi Kur'ân-ı
Kerim'de yer almaz. Fiil olarak tekil ve çoğulları, malum ve meçhulleri ile birlikte
ُ ُق) sadece
َ ْخل
َ َق ي
خل ( َmazi ve muzari mucerred fiili yer alır. Bu fiilin ekli/mezid hallerdeki
kullanılışları Kur'an'da yoktur. İsim olarak ise Kur'an'da; ( قَ ٌ
ِال
ِ – ْخت
ٌ ا
َة
َّق
ِ ُق ُم َخل
َل
َّ ال – ُق ْخا
ْ َخال
ال
َ ٌق– ٌق
ُ - َخال
bulunur6 kelimeleriَ ) خل – ْ ٌق ُخ – ل
.
Sözlüklerde karışık olarak incelenen h-l-k kavramını fiil ve isim
olarak ayrı ayrı incelemek daha sistemli bir anlayışa imkân verecektir:
1. KUR'AN'DA FİİL OLARAK GEÇEN ( ق ل خ (H-L-K
KÖKÜ ve TÜREVLERİ
1.1. “ خَ َ
ُ َق ُق ل
َ ْخل
:“ ي
( ََ
َخل
ق ( fiili için bir Arapça-Türkçe sözlükte şöyle bilgi
verilmektedir:
1- ( ً
َة
َْلق
َ خ
ًا و
َْلق
ُ خ
ُق
ل
ْ
َ ََي
َق
ل
َ
خ : ( Bir şeyi yaratmak, örneksiz
meydana getirmek, var etmek, icad etmek,
2- ( َ
َق
ل
َ
َب خ
ْ َكذ : ِ
ُ ال
َه
َ ا
َْت
إف : ( yalan uydurmak, düzmek,
3- ( ُ
ُ :خ
ُق
ْل
َ ََي
َق
ل
َ ُ
ْ ُب خ ل
ً. الث َّو
َقا
ل
َ
َ خ
ً و
َ وق : َة
ِي
ل
َ
ب : ( elbise eskimek,
yıpranmak,
ْ ُب -4
ُ ) - الث َّو
ل
َ
ُ خ
ُق
ل
ْ
َ ََي
ُُ ق
ً : خل
َقا
ل
َ
َ خ
ً و
َة
وق : ( elbise eskimek, yıpranmak /
ُ
ُ لَو
ْئ
شي َّال : layık ve yaraşır olmak,
5- ( ُ
ل
ُ خ : َ
ُق
ْل
َ ََي
ُُ ق
َ خل
ً و
ً ُ وقا
َة
ُ ََلق
َ خل
َ خ
ً و
َة
:( وق
ُ
ُ / ,olmak düz- ال َّشي : ْئ
َ َن ال َّشي : ْئ
ال - yumuşak olmak,
6- ( ِ
ل
َ َ
ل
ْ
ُ ق : َخ ََي
َ ق
ً و
َقا
ل
َ
ُُ خ
ْ ُب خل
ً . الث َّو
َ وق : َة
ِي
ل
َ
ب :( elbise eskimek,
yıpranmak
7. ُ
َ َن ال َّشي : ْئ
َ ) - ال
ل
َ َ
ل
ْ
ً ُ ق : َخ ََي
َقا
َ ق ل
خ :( yumuşak olmak7
,
Arapçadan Arapçaya sözlüklerde ise şu şekilde karşılanmaktadır:

6 İsimlerin ekleriyle birlikte Kur'an'da bulunuşları şöyledir: ( قَ ٌ
َِل
ْت
ٌ ا – ِخ
ِق
ل
ُ خا – َ
ِق
ل
ِّ ا ْْلا – َ
ُ ُكل
ِق
ال
َ
خ
ٍ
ء
ُون َشى – َ ْ
ق
ِ
ل
ِ َني ا ْْلا – َ
ق
ِ
ل
َ ا ْْلا – ق َ
ْ خ – ََل
ِ ُكم
َق
ََل
ْ ِب – ِ
ِِهم
َق
ََل
ٌ ِب – ِ
ُق
ل
ٌ خ – ُ
ً َْلق
خ – َ خ – ْلقا
َن
ُ اْْلسا
ْ خ - َْلق
ِ ِهم
ُس
ْف
ُ أَن
ُ خ – َْلق
ْ خ الَّرْْحن – ِض َْلق
َ اْْلَر
ُ ال َّسموات و
ِ خ – َْلق
َ اللَّو
َ خ – ْلِق َْلق
خ
ْ الناَّ ِس –
ُ ُكم
ْق
ل
ِ خ –ََ َ
ِو
ِ َكخ - َْلق
ِو
ْ خ – َْلق
ُم
ُه
ْق
ل
ِ خ – ِه َّن َ
ْلق
َ
ِ ٌ
َقة
لَّ
َ
م - ُُب ( ِBkz. Mu'cemu Elfâzı'lKur'âni'l-Kerîm,
Mecmeu'l-lugati'l-arabiyye, Mısır, 1988, s. 372-377. 7 Erkan, Arif, Arapça-Türkçe Büyük Sözlük, Huzur Yayınevi, İstanbul, 2006, s. 576.
4
Diğer kelimelerde olduğu gibi "خلق "köküne ait isim ve fiillerin de hepsi Kur'ân-ı
Kerim'de yer almaz. Fiil olarak tekil ve çoğulları, malum ve meçhulleri ile birlikte
ُ ُق) sadece
َ ْخل
َ َق ي
خل ( َmazi ve muzari mucerred fiili yer alır. Bu fiilin ekli/mezid hallerdeki
kullanılışları Kur'an'da yoktur. İsim olarak ise Kur'an'da; ( قَ ٌ
ِال
ِ – ْخت
ٌ ا
َة
َّق
ِ ُق ُم َخل
َل
َّ ال – ُق ْخا
ْ َخال
ال
َ ٌق– ٌق
ُ - َخال
bulunur6 kelimeleriَ ) خل – ْ ٌق ُخ – ل
.
Sözlüklerde karışık olarak incelenen h-l-k kavramını fiil ve isim
olarak ayrı ayrı incelemek daha sistemli bir anlayışa imkân verecektir:
1. KUR'AN'DA FİİL OLARAK GEÇEN ( ق ل خ (H-L-K
KÖKÜ ve TÜREVLERİ
1.1. “ خَ َ
ُ َق ُق ل
َ ْخل
:“ ي
( ََ
َخل
ق ( fiili için bir Arapça-Türkçe sözlükte şöyle bilgi
verilmektedir:
1- ( ً
َة
َْلق
َ خ
ًا و
َْلق
ُ خ
ُق
ل
ْ
َ ََي
َق
ل
َ
خ : ( Bir şeyi yaratmak, örneksiz
meydana getirmek, var etmek, icad etmek,
2- ( َ
َق
ل
َ
َب خ
ْ َكذ : ِ
ُ ال
َه
َ ا
َْت
إف : ( yalan uydurmak, düzmek,
3- ( ُ
ُ :خ
ُق
ْل
َ ََي
َق
ل
َ ُ
ْ ُب خ ل
ً. الث َّو
َقا
ل
َ
َ خ
ً و
َ وق : َة
ِي
ل
َ
ب : ( elbise eskimek,
yıpranmak,
ْ ُب -4
ُ ) - الث َّو
ل
َ
ُ خ
ُق
ل
ْ
َ ََي
ُُ ق
ً : خل
َقا
ل
َ
َ خ
ً و
َة
وق : ( elbise eskimek, yıpranmak /
ُ
ُ لَو
ْئ
شي َّال : layık ve yaraşır olmak,
5- ( ُ
ل
ُ خ : َ
ُق
ْل
َ ََي
ُُ ق
َ خل
ً و
ً ُ وقا
َة
ُ ََلق
َ خل
َ خ
ً و
َة
:( وق
ُ
ُ / ,olmak düz- ال َّشي : ْئ
َ َن ال َّشي : ْئ
ال - yumuşak olmak,
6- ( ِ
ل
َ َ
ل
ْ
ُ ق : َخ ََي
َ ق
ً و
َقا
ل
َ
ُُ خ
ْ ُب خل
ً . الث َّو
َ وق : َة
ِي
ل
َ
ب :( elbise eskimek,
yıpranmak
7. ُ
َ َن ال َّشي : ْئ
َ ) - ال
ل
َ َ
ل
ْ
ً ُ ق : َخ ََي
َقا
َ ق ل
خ :( yumuşak olmak7
,
Arapçadan Arapçaya sözlüklerde ise şu şekilde karşılanmaktadır:

6 İsimlerin ekleriyle birlikte Kur'an'da bulunuşları şöyledir: ( قَ ٌ
َِل
ْت
ٌ ا – ِخ
ِق
ل
ُ خا – َ
ِق
ل
ِّ ا ْْلا – َ
ُ ُكل
ِق
ال
َ
خ
ٍ
ء
ُون َشى – َ ْ
ق
ِ
ل
ِ َني ا ْْلا – َ
ق
ِ
ل
َ ا ْْلا – ق َ
ْ خ – ََل
ِ ُكم
َق
ََل
ْ ِب – ِ
ِِهم
َق
ََل
ٌ ِب – ِ
ُق
ل
ٌ خ – ُ
ً َْلق
خ – َ خ – ْلقا
َن
ُ اْْلسا
ْ خ - َْلق
ِ ِهم
ُس
ْف
ُ أَن
ُ خ – َْلق
ْ خ الَّرْْحن – ِض َْلق
َ اْْلَر
ُ ال َّسموات و
ِ خ – َْلق
َ اللَّو
َ خ – ْلِق َْلق
خ
ْ الناَّ ِس –
ُ ُكم
ْق
ل
ِ خ –ََ َ
ِو
ِ َكخ - َْلق
ِو
ْ خ – َْلق
ُم
ُه
ْق
ل
ِ خ – ِه َّن َ
ْلق
َ
ِ ٌ
َقة
لَّ
َ
م - ُُب ( ِBkz. Mu'cemu Elfâzı'lKur'âni'l-Kerîm,
Mecmeu'l-lugati'l-arabiyye, Mısır, 1988, s. 372-377. 7 Erkan, Arif, Arapça-Türkçe Büyük Sözlük, Huzur Yayınevi, İstanbul, 2006, s. 576.
4
Diğer kelimelerde olduğu gibi "خلق "köküne ait isim ve fiillerin de hepsi Kur'ân-ı
Kerim'de yer almaz. Fiil olarak tekil ve çoğulları, malum ve meçhulleri ile birlikte
ُ ُق) sadece
َ ْخل
َ َق ي
خل ( َmazi ve muzari mucerred fiili yer alır. Bu fiilin ekli/mezid hallerdeki
kullanılışları Kur'an'da yoktur. İsim olarak ise Kur'an'da; ( قَ ٌ
ِال
ِ – ْخت
ٌ ا
َة
َّق
ِ ُق ُم َخل
َل
َّ ال – ُق ْخا
ْ َخال
ال
َ ٌق– ٌق
ُ - َخال
bulunur6 kelimeleriَ ) خل – ْ ٌق ُخ – ل
.
Sözlüklerde karışık olarak incelenen h-l-k kavramını fiil ve isim
olarak ayrı ayrı incelemek daha sistemli bir anlayışa imkân verecektir:
1. KUR'AN'DA FİİL OLARAK GEÇEN ( ق ل خ (H-L-K
KÖKÜ ve TÜREVLERİ
1.1. “ خَ َ
ُ َق ُق ل
َ ْخل
:“ ي
( ََ
َخل
ق ( fiili için bir Arapça-Türkçe sözlükte şöyle bilgi
verilmektedir:
1- ( ً
َة
َْلق
َ خ
ًا و
َْلق
ُ خ
ُق
ل
ْ
َ ََي
َق
ل
َ
خ : ( Bir şeyi yaratmak, örneksiz
meydana getirmek, var etmek, icad etmek,
2- ( َ
َق
ل
َ
َب خ
ْ َكذ : ِ
ُ ال
َه
َ ا
َْت
إف : ( yalan uydurmak, düzmek,
3- ( ُ
ُ :خ
ُق
ْل
َ ََي
َق
ل
َ ُ
ْ ُب خ ل
ً. الث َّو
َقا
ل
َ
َ خ
ً و
َ وق : َة
ِي
ل
َ
ب : ( elbise eskimek,
yıpranmak,
ْ ُب -4
ُ ) - الث َّو
ل
َ
ُ خ
ُق
ل
ْ
َ ََي
ُُ ق
ً : خل
َقا
ل
َ
َ خ
ً و
َة
وق : ( elbise eskimek, yıpranmak /
ُ
ُ لَو
ْئ
شي َّال : layık ve yaraşır olmak,
5- ( ُ
ل
ُ خ : َ
ُق
ل
ْ
َ ََي
ُُ ق
َ خل
ً و
ً ُ وقا
َة
ُ ََلق
َ خل
َ خ
ً و
َة
:( وق
ُ
ُ / ,olmak düz- ال َّشي : ْئ
َ َن ال َّشي : ْئ
ال - yumuşak olmak,
6- ( ِ
ل
َ َ
ل
ْ
ُ ق : َخ ََي
َ ق
ً و
َقا
ل
َ
ُُ خ
ْ ُب خل
ً . الث َّو
َ وق : َة
ِي
ل
َ
ب :( elbise eskimek,
yıpranmak
7. ُ
َ َن ال َّشي : ْئ
َ ) - ال
ل
َ َ
ل
ْ
ً ُ ق : َخ ََي
َقا
َ ق ل
خ :( yumuşak olmak7
,
Arapçadan Arapçaya sözlüklerde ise şu şekilde karşılanmaktadır:

6 İsimlerin ekleriyle birlikte Kur'an'da bulunuşları şöyledir: ( قَ ٌ
َِل
ْت
ٌ ا – ِخ
ِق
ل
ُ خا – َ
ِق
ل
ِّ ا ْْلا – َ
ُ ُكل
ِق
ال
َ
خ
ٍ
ء
ُون َشى – َ ْ
ق
ِ
ل
َني ا ْْلا – َ
ِ
ق
ِ
ل
َ ا ْْلا – ق َ
ْ خ – ََل
ِ ُكم
َق
ََل
ْ ِب – ِ
ِِهم
َق
ََل
ٌ ِب – ِ
ُق
ل
ٌ خ – ُ
ً َْلق
خ – َ خ – ْلقا
َن
ُ اْْلسا
ْ خ - َْلق
ِ ِهم
ُس
ْف
ُ أَن
ُ خ – َْلق
ْ خ الَّرْْحن – ِض َْلق
َ اْْلَر
ُ ال َّسموات و
ِ خ – َْلق
َ اللَّو
َ خ – ْلِق َْلق
خ
ْ الناَّ ِس –
ُ ُكم
ْق
ل
ِ خ –ََ َ
ِو
ِ َكخ - َْلق
ِو
ْ خ – َْلق
ُم
ُه
ْق
ل
ِ خ – ِه َّن َ
ْلق
َ
ِ ٌ
َقة
لَّ
َ
م - ُُب ( ِBkz. Mu'cemu Elfâzı'lKur'âni'l-Kerîm,
Mecmeu'l-lugati'l-arabiyye, Mısır, 1988, s. 372-377. 7 Erkan, Arif, Arapça-Türkçe Büyük Sözlük, Huzur Yayınevi, İstanbul, 2006, s. 576.
Bkz. Mu'cemu Elfâzı'lKur'âni'l-Kerîm,
Mecmeu'l-lugati'l-arabiyye, Mısır, 1988, s. 372-377.
4
Kur'an'da "خلق "h-l-k kökü 251 yerde yaratma anlamında kullanılmıştır. Kur'ân-ı
Kerîm'de elli iki yerde halk (masdar) kelimesi ve 200'ü aşkın yerde türevleri
geçmektedir. Yaklaşık 50 âyette göklerin ve yerin, 100 âyette insanın yaratılışından,
elliye yakın âyette genel anlamda yaratmadan söz edilir. Diğer âyetlerde gece, gündüz,
ay, güneş, bitki, hayvan, melek, cin, şeytan, hayat, ölüm, öldükten sonra dirilme gibi
varlık ve olayların yaratılışıyla Câhiliye devrinde ilah yerine konan putların hiçliği
bağlamında "halk" kavramı kullanılmıştır5
.
Makalemizde öncelikle (َ ق ل خ (h-l-k kökünün sözlükte ve Kur‟an‟da kullanılışı
açısından hangi manaları karşıladığını tesbit etmeye çalıştık. Bu amaçla sözlük tarihinde
erken dönemden itibaren yakın zamana kadar eseri bulunan belli başlı yazarlardan örnek
olmak üzere oniki dilbilimcinin sözlüklerinde derinlemesine araştırma yaptık. Önce
Kur'an'da geçen h-l-k ve türevlerine, verilen ayet örneklerine, dilbilimcilerin bu konudaki
yorumlarına sonra da Kur'an'da geçmeyen fiil ve isimlere yer verdik. Böylece aşağıdaki
sonuçlara ulaştık.
I. ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ ve TÜREVLERİNİN SÖZLÜK ANLAMLARI İLE
DİLBİLİMCİLERİN AYETLERİ KULLANIŞLARI
Bu bölümde dilbilimcilerin yani sözlük yazarlarının açıkladıkları kelimelerle ilgili
olarak ayetleri nasıl yorumladıkları incelenecektir. Önce manalar daha sonra da verilen
ayet örnekleri üzerinde durulacaktır.
Diğer kelimelerde olduğu gibi "خلق "köküne ait isim ve fiillerin de hepsi Kur'ân-ı
Kerim'de yer almaz. Fiil olarak tekil ve çoğulları, malum ve meçhulleri ile birlikte
ُ ُق) sadece
َ ْخل
َ َق ي
خل ( َmazi ve muzari mucerred fiili yer alır. Bu fiilin ekli/mezid hallerdeki
kullanılışları Kur'an'da yoktur. İsim olarak ise Kur'an'da; ( قَ ٌ
ِال
ِ – ْخت
ٌ ا
َة
َّق
ِ ُق ُم َخل
َل
َّ ال – ُق ْخا
ْ َخال
ال
َ ٌق– ٌق
ُ - َخال
bulunur6 kelimeleriَ ) خل – ْ ٌق ُخ – ل
.
Sözlüklerde karışık olarak incelenen h-l-k kavramını fiil ve isim olarak ayrı ayrı
incelemek daha sistemli bir anlayışa imkân verecektir:
5 Bkz. Muhammed Fuâd Abdulbâkî, el-Mu’cemü’l-Müfehres, Kâhire 1364, "hlk" md.; Çağrıcı, Mustafa,
Yaratma, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, 2013, C. 43, s. 325.
6 İsimlerin ekleriyle birlikte Kur'an'da bulunuşları şöyledir: ( قَ ٌ
ِال
ت
ْ
ٌ ا – ِخ
ِق
ل
ُ خا – َ
ِق
ل
ٍ ا ْْلا – َ
ء
ْ
ِّ َشى
ُ ُكل
ِق
ال
خ – َ
ُوَن
ق
ِ
ل
ِ َني ا ْْلا – َ
ق
ِ
ل
َ ا ْْلا – ق َ
ْ خ – َال
ِ ُكم
َق
َال
ْ ِب – ِ
ِِهم
َق
َال
ٌ ِب – ِ
ُق
ل
ٌ خ – ُ
ْق
ل
َ ً
ْقا
َن َ خ – ل
ُ خ – اْْلسا
ْق
ل
ْ خ - َ
ِ ِهم
ُس
ْف
ُ أَن
ْق
ل
ُ خ – َ
ْق
ل
َ
خ
ْ الر – ِض َّ ْْحن
َ اْْلَر
ُ ال َّسموات و
ْق
ل
ِ خ – َ
َ اللَّو
ْق
ل
ِْق الناَّ ِس َ
ْ خ – َ خ – ل
ُ ُكم
ْق
ل
ِ خ –ََ َ
ِو
ْق
ل
ِ َكخ - َ
ِو
ْق
ل
ْ خ – َ
ُم
ُه
ْق
ل
ِ خ – ِهَّن َ
ْق
ل
َ
ِب - ِ
ٌ
َة
لَّق
َ
م (ُُBkz. Mu'cemu Elfâzı'l-Kur'âni'l-Kerîm, Mecmeu'l-lugati'l-arabiyye, Mısır, 1988, s. 372-
377.
246 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
7) Erkan, Arif, Arapça-Türkçe Büyük Sözlük, Huzur Yayınevi, İstanbul, 2006, s. 576.
8) Halîl b. Ahmed el-Ferâhîdî, Kitâbu'l-ayn, (Thk. Mehdî el-Mahzûmî, İbrâhîm es-Sâmirânî), Beyrût,
1988, IV, 151.
5
1. KUR'AN'DA FİİL OLARAK GEÇEN ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ ve
TÜREVLERİ
1.1. “ خَ َ
ُ َق ُق ل
َ ْخل
:“ ي
( ََ
َخل
ق ( fiili için bir Arapça-Türkçe sözlükte şöyle bilgi verilmektedir:
1- ( ً
َة
َ ْلق
َ خ
ًا و
َْلق
ُ خ
ُق
ل
ْ
َ ََي
َق
ل
َ
خ :( Bir şeyi yaratmak, örneksiz meydana getirmek, var
etmek, icad etmek,
2- ( َ
َق
ل
َ
َب خ
ْ َكذ : ِ
ُ ال
َه
َ ا
َْت
إف :( yalan uydurmak, düzmek,
3- ( ُ
ُ :خ
ُق
ل
ْ
َ ََي
َق
ل
َ ُ
ْ ُب خ ل
ً. الث َّو
َقا
ل
َ
َ خ
ً و
َ وق : َة
ِي
ل
َ
ب :( elbise eskimek, yıpranmak,
ْ ُب -4
ُ ) - الث َّو
ل
َ
ُ خ
ُق
ل
ْ
َ ََي
ُُ ق
ً : خل
َقا
ل
َ
َ خ
ً و
َة
وق :( elbise eskimek, yıpranmak /
ُ
ُ لَو
ْئ
شي َّال : layık ve yaraşır olmak,
5- ( ُ
ل
ُ خ : َ
ُق
ل
ْ
َ ََي
ُُ ق
َ خل
ً و
ً ُ وقا
َة
ُ َالق
َ خل
َ خ
ً و
َة
:( وق
ُ
ُ / ,olmak düz- ال َّشي : ْئ
َ َن ال َّشي ََ: ْئ
ال - yumuşak olmak,
6- ( ِ
ل
َ َ
ل
ْ
ُ ق : َخ ََي
َ ق
ً و
َقا
ل
َ
ُُ خ
ْ ُب خل
ً . الث َّو
َ وق : َة
ِي
ل
َ
ب :( elbise eskimek, yıpranmak
7. ُ
َ َن ال َّشي : ْئ
َ ) - ال
ل
َ َ
ل
ْ
ً ُ ق : َخ ََي
َقا
َ ق ل
خ :( yumuşak olmak7
,
Arapçadan Arapçaya sözlüklerde ise şu şekilde karşılanmaktadır:
Halîl b. Ahmed (ö. 170/786) “لق
َ
خ “fiilinin karşılığını tek bir kelime ile sadece "bir
ölçüye göre takdir etmek" olarak verir: "وُ
ت
ْ
ََّدر
َ : ق
ْ ُت اْلَدمي
َق
ل
َ
"وخ
8 "Deriyi bir ölçüye göre
takdir ettim" demektir.
7 Erkan, Arif, Arapça-Türkçe Büyük Sözlük, Huzur Yayınevi, İstanbul, 2006, s. 576. 8 Halîl b. Ahmed el-Ferâhîdî, Kitâbu'l-ayn, (Thk. Mehdî el-Mahzûmî, İbrâhîm es-Sâmirânî), Beyrût,
1988, IV, 151.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 247
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
9) İbn Dureyd, Cemheretu'l-luga, ys. trs., I, 327.
10) İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327.
11) İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172.
12) İbn Manzûr el-İfrîkî, Ebu'l-Fadl Cemâluddîn Muhammed b. Mukerrem, Lisânu'l-arab, Beyrût, trs.,
X, 85.
13) ez-Zebîdî, es-Seyyid Muhammed Murtaza, Tâcu'l-arûs, ys., trs., I, 6288.
14) el-Cevherî, İsmâil b. Hammâd, es-Sıhâh tâcü'l-luga ve sıhâhu'l-arabiyye, (Thk.: Ahmed Abdülgafûr
Attâr), Beyrut, 1979, I, 184.
6
İbn Düreyd (ö.321/921) ise bu fiili masdarından yola çıkarak açıklar: “لقْ
َ
:“اْل
“ َ
ل
ُق” ve” خ ق َ
يل “َfiilinin mastarı/kök fiilidir. “ً
َْلقا
ُقهم خ
َ َيل
لق اهلل اْللق
َ
,Allah” "خ
varlıkları yarattı, yaratıyor" anlamındadır. Böylece “لقْ
َ
لْا “da masdar olarak
isimlendirilmiştir.9 Kişi herhangi bir şeyi takdir edip uygun gördüğünde bunun için

َ
ْ ُت الشيء
َق
ل
َ
خ” “O şeyi ben değerlendirdim, ben ortaya çıkardım” cümlesini kurar. Bu
nedenle şöyle bir beyt dile getirilmiştir:
ْري ما خلق َت ”
َف
َ وْلن َََ ْفري َت ت
ّ ال ي
ُ مث
ُق
ل
ْ
ْ ُض القوم ََي
ع
َ
“ وب
“Şüphesiz sen yarattığın şeyi eşsiz yaratırsın,
Bazıları da yaratır ama eşsiz değil.”
10
İbn Fâris (ö.395/1004) de sözlüğüne bu fiilin masdarı olan “ َ لقْخ “kelimesiyle başlar ve
şu şekilde açıklama yapar: "Bu kelime “خ” ,“ل “ve “ق “harflerinden oluşan ve iki temel
anlam içeren bir kelimedir. Bu anlamlardan biri, herhangi bir şeyi değerlendirerek, takdir
ederek yaratmak anlamında olmasıdır. Diğeri de herhangi bir şeyin dümdüz olması anlamını
ْت اْلدمي لل ِّسقاء” :toplumunun Arap, örnek Birincisine. taşımasıdır
َق
ل
َ
خ” “Deriyi/tulumu su
konulması için takdir ettim (ölçüp biçip düzenledim)” diye kullandıkları ifadedir. Ayrıca
ْلق”
َ
لْا “yalan uydurmak, üretmek, söylemek, yalan icat etmek gibi manalara da gelir.11 Böyle
bir durumda sanki yalan söyleyen kişi, onları icat ediyor gibidir12. Mecazi manada “ َ
َق
ل
َ
خ
ً
َْلقا
ْ َك خ
لف ِْا “dendiğinde bu, birine iftira atmak, uydurmak anlamında bir var etmedir.13
İbn Fâris'in çağdaşı olan el-Cevherî'nin (393/1001) sözlüğünde de aynı satırlara
rastlanır14. Nitekim Haccac da:
9
İbn Dureyd, Cemheretu'l-luga, ys. trs., I, 327. 10 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. 11 İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172. 12 İbn Manzûr el-İfrîkî, Ebu'l-Fadl Cemâluddîn Muhammed b. Mukerrem, Lisânu'l-arab, Beyrût, trs.,
X, 85. 13 ez-Zebîdî, es-Seyyid Muhammed Murtaza, Tâcu'l-arûs, ys., trs., I, 6288. 14 el-Cevherî, İsmâil b. Hammâd, es-Sıhâh tâcü'l-luga ve sıhâhu'l-arabiyye, (Thk.: Ahmed Abdülgafûr
Attâr), Beyrut, 1979, I, 184.
248 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
15) el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I,
6288.
16) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
17) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
18) İbn Dureyd, Cemheretu'l-luga, I, 327.
19) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
20) er- Râzî, Muhammed b. Ebîbekr b. Abdilkâdir, Muhtâru's-sıhâh, (Thk. Mahmûd Hâtır), s. 196.
21) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, ys. ts., II, 274.
22) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
23) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
7
ّ وفي ُت”
ْ ُت، وال وعد ُت إال
ي
َ
َر
ّ ف
ْ ُت إال
َق
ل
َ
“ما خ
“Ne takdir ettiysem, onu uydurdum.
Ne söz verdiysem onu uyguladım” demiştir15.
el-Ezherî (ö.370/980) bu fiil hakkında diğerlerinden daha geniş bir açıklama yapar.
Ebu Bekir b. el-Enbârî'den nakil yaparak şu satırlara yer verir: “ ُ
Arap, kelimesi” اْلْلق
dilinde iki şekilde kullanılır. Birincisi: Benzeri hiç görülmemiş olan bir şeyi ilk olarak
icat etmektir. İkincisi de, takdir etmek anlamındadır.16 Ezherî kendinden önceki lugat
âlimlerinin verdiği örneği vererek şöyle der: Ezherî olarak diyorum ki Araplar, bir
deriyi kesip, bundan kırba, mest, ayakkabı ve tulum gibi şeyler yapmak istediklerinde
ْت اْلدمي”
َق
خل” “Deriyi ölçtüm, biçtim, ona göre değerlendirip gereğini yaptım”
ifadesini kullanırlar." 17 Züheyr'in: “ الَّ
ُق مث
َوم َيل
ع ُض الق
َ
ْت وب
َق
ْ ِري ما خل
َف
ْت ت
وْلَن
ْ ِري
ف
َ
ي” “Şüphesiz sen yarattığın şeyi eşsiz yaratırsın, Bazıları da yaratır ama eşsiz
değil.”
18 şiirini ele alarak: "Züheyr, burada adamın birini överek ona diyor ki: “Sen, bir
iş hakkında kesin karar verirsin ve uygulamak için gereğini yapıp ölçüp biçtikten sonra
yaparsın. Senin dışında herhangi bir kimse kesin olarak yapıp edemeyeceği bir şeyi
ölçüp biçer ama o, uygulamayı senin gibi gerçekleştiremez. Oysa sen, bir şeye karar
verdin mi, kesin gereğini de yapmışsındır.” 19 şeklinde açıklama yapar.
er-Râzi (ö.691/1292 ) de ilave olarak kelimenin “نصر “babından (birinci baptan)
َ اْلفك” .belirtir geldiğini
َق
ل
َ
خ “dendiğinde ise “yalan uydurdu” demektir.20
İbn Sîde (ö.458/1066)21 İbn Manzûr (ö.711/1311)22, Zebîdî (ö.1205/1790)23 de
kendilerinden önce söylenenleri bir araya getirirler.
15 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I,
6288. 16 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 17 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 18 İbn Dureyd, Cemheretu'l-luga, I, 327. 19 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 20 er- Râzî, Muhammed b. Ebîbekr b. Abdilkâdir, Muhtâru's-sıhâh, (Thk. Mahmûd Hâtır), s. 196. 21 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, ys. ts., II, 274. 22 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 23 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 249
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
24) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
25) İbrâhîm Mustafa, Ahmed ez-Ziyâd, Hâmit Abdülkadir, Muhammed en-Neccâr, el-Mu’cemu’l-vasiyt,
(Thk. Mecmeu'l-lugati'l-arabiyye), ys. trs., I, 524.
26) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
27) İbrâhîm Mustafa ve ark. el-Mu’cemu’l-Vasiyt, I, 524.
28) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
29) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
30) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât fî Garîbi'l-Kur'ân, s. 107.
8
Umeyye b. Ebu's-Salt‟ın (ö.8/630) kız kardeşinin sözünde de bu fiil geçmektedir. O
şöyle demiştir: “ً
ِميا
ُ أَد
ُق
ْل
َ علي وأَنا أَخ
َل
َخ
فد” “O, ben deriyi ölçüp biçerken yanıma
geldi” Yani deriyi (uygun ebatlarda) kesmek için ölçüp biçerken demek istemiştir24.
Arap toplumunda “الشيء َفالن َخلق “ve “القول َخلق “dendiğinde bu, “Filan kişi,
yeni bir şey meydana getirdi, bir model ortaya koydu” veya “Yalan uydurdu, asılsız
şeyler söyledi” anlamlarını içerir.25 Nitekim mecazi manada “ه
َ
ْر
َ وَغي
َ ال َكالم
َق
ل
َ
“خ
dendiğinde bu, adam laf ebeliği yaptı, göz boyadı, sanatkarca bir şeyler mırıldandı gibi
manaları kapsar. Araplar: “قِلْ
َ
ي ِث اْل
ِ
ُال ٌن بأحاد
َ َّدثَنا ف
ح “dediklerinde "Filan kişi, asılsız
ve hurafeye dayanan bir şeyler anlatıp durdu bize” anlamını kastederler.26 Bu itibarla
ifadede; adam yalan yanlış bir şeyler uydurup duruyor, denmek istenmektedir.
Nitekim “يفري َمث َيلق ََفالن” “Filan kimse ölçüp biçer, değerlendirir, sonra da
uygulamaya geçer” dendiğinde aslında bu, anlam olarak: “Filan kişi, işi kararlaştırır,
sonra kararını uygulamaya sokar", demektir. Yüce Allah da zaten sanatı bilir ve hiç
örneği yok iken, ortada bir model olmaksızın icat edip var eder27.
*- “ َ
َق
ل
َ
خ “aynı zamanda "eskidi" manasına da gelmektedir. “بْ ُ
َ الث َّو
َق
ل
َ
elbise” خ
eskidi anlamındadır.28
*- “ ْ
َ ال َّشي
َق
ل
َ ً
َ خ ْلقا
َ خ
ء “ Bir şeyi onarmak, düzeltmek, pürüzsüz hale sokmak,
yumuşatmak, istediği biçime sokmak manalarına da gelir.
ْ َب) 29
ْ ُت الث َّو
َق
ل
َ
خ (ifadesi de
elbiseyi yumuşatmak anlamına gelir30.
Buraya kadar aktarılanlardan anlaşılan; "خلق "kavramının hiç yoktan veya herhangi
bir şeyden; "tasarım ve ölçümünü yaparak yeni bir şey icat edip ortaya koymak"
olduğudur.
24 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 25 İbrâhîm Mustafa, Ahmed ez-Ziyâd, Hâmit Abdülkadir, Muhammed en-Neccâr, el-Mu’cemu’l-vasiyt,
(Thk. Mecmeu'l-lugati'l-arabiyye), ys. trs., I, 524. 26 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 27 İbrâhîm Mustafa ve ark. el-Mu’cemu’l-Vasiyt, I, 524. 28 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 29 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 30 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât fî Garîbi'l-Kur'ân, s. 107.
250 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
31) İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. Cümlenin bulunduğu ayetin tamamı şöyledir:
9
1.2. Dilbilimcilerin “قَ َ
خل “ َfiiline verdiği ayet örnekleri ve yorumları:
ا ) .I
ً
ثَان
ْ
ِ أَو
ِ اللَّو
ُون
ِن د
ُوَن م
ُد
ب
ْ
َع
َا ت
ْ ك ََِّّن
ِ إ ف
ُُقوَن إ
َ ْخل
ت
َ ا و ( Siz Allah'ı bırakıp sadece bir takım
putlara tapıyor, aslı olmayan sözler uyduruyorsunuz (asılsız bir iftira yaratı-
yorsunuz). (Ankebut, 29/17).
Bütün dilbilimcilerin " َ
َق
ل
َ
خ "fiiline örnek verdikleri ayet-i kerime budur.
Dilbilimciler diğer bilim dallarında olduğu gibi, genellikle eserlerinde ayetin hepsini
değil sadece bir kısmını alırlar. Burada da “كاْ
ُقون إف
وختل” “Asılsız sözler
uyduruyorsunuz” (Ankebut, 29/17) bölümünü örnek gösterirler. Bu ayet İbn Dureyd'in
(ö321/921) h-l-k kökünü türevleriyle birlikte işlerken verdiği tek ayet örneğidir31. Bu
kökten türeyen fiil ve isimleri açıklarken başka bir ayet örneği vermez.
el-Ezherî (ö.370/980) ise diğer iki çağdaşından çok daha fazla ayet örneği verir. Bir
tanesi de bu ayettir. “ً
ْكا
ُوَن إف
ُق
ل
ْ
َخت
َ
ً” ;ayeti” و
َ ِّدرونكذبا
ُق
ت “anlamında olup manası da: “Siz
yalan değerlendirmelerde bulunuyorsunuz” demektir32.
İbn Fâris (ö.395/1004) "yalan uydurmak, üretmek, yalan icat etmek" manasındaki
ْلق”
َ
لْا “masdarına bu ayeti delil gösterir. Onun da delil gösterdiği tek ayet budur33.
Cevheri'nin (393/1001) delil olarak kullandığı iki ayetten biri budur34.
1936 yılında bir heyet tarafından hazırlanan el-Mu'cemu'l-vasîyt adlı eserde de bu
fiille ilgili olarak bu ayet örnek gösterilir. Ayette geçen “إفكاَوختلقون “kavli, “َوختلقون
لينو َو َملسو َالشيء “olarak değerlendirilmektedir. Yani: “Sizler şeyi/birtakım şeyleri
uyduruyorsunuz ve üstelik yumuşatarak/değiştirerek sunuyorsunuz” demektir. Çünkü bu
31 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. Cümlenin bulunduğu ayetin tamamı şöyledir: ( َ
ََِّّن
ِ إ
ُون
ِن د
ُوَن م
ُد
ب
ْ
َع
ا ت
َ
ت
ْ
َاب
ًا ف
ْق
ْ ِرز
ِ ُكوَن لَ ُكم
ل
َْ
ِ َال مي
ِ اللَّو
ُون
ِن د
ُوَن م
ُد
ب
ْ
َع
َ ت
ين
ِ
ِ َّن الَّذ
ْ ًكا إ
ِف
ُوَن إ
ُق
ل
ْ
َخت
َ
ا و
ً
ثَان
ْ
ِ أَو
ِ اللَّو
و
ْ
لَي
ِ
ُ إ
وا لَو
ُ
ا ْش ُكر
َ
ُ و
ُوه
ُد
ب
ْ
اع
َ
ْ َق و
ِّز
ِ الر
َ اللَّو
ند
ِ
ُوا ع
غ
ُوَن
َع
ْج
ُر
ت (Siz Allah'ı bırakıp sadece bir takım putlara tapıyor, aslı olmayan sözler uyduruyorsunuz.
Doğrusu, Allah'tan başka taptıklarınızın size rızık vermeye güçleri yetmez. Artık rızkı Allah
katında arayın. O'na kulluk edin. O'na şükredin. Siz O'na döneceksiniz. (Ankebut, 29/17). 32 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 33 İbn Fâris, Mu'cemü Mekâyisi'l-luga, II, 172. 34 el-Cevherî, es-Sıhâh Tâcü'l-luga, I, 184.
9
1.2. Dilbilimcilerin “قَ َ
خل “ َfiiline verdiği ayet örnekleri ve yorumları:
ا ) .I
ً
ثَان
ْ
ِ أَو
ِ اللَّو
ُون
ِن د
ُوَن م
ُد
ب
ْ
َع
َا ت
ْ ك ََِّّن
ِ إ ف
ُُقوَن إ
َ ْخل
ت
َ ا و ( Siz Allah'ı bırakıp sadece bir takım
putlara tapıyor, aslı olmayan sözler uyduruyorsunuz (asılsız bir iftira yaratı-
yorsunuz). (Ankebut, 29/17).
Bütün dilbilimcilerin " َ
َق
ل
َ
خ "fiiline örnek verdikleri ayet-i kerime budur.
Dilbilimciler diğer bilim dallarında olduğu gibi, genellikle eserlerinde ayetin hepsini
değil sadece bir kısmını alırlar. Burada da “كاْ
ُقون إف
وختل” “Asılsız sözler
uyduruyorsunuz” (Ankebut, 29/17) bölümünü örnek gösterirler. Bu ayet İbn Dureyd'in
(ö321/921) h-l-k kökünü türevleriyle birlikte işlerken verdiği tek ayet örneğidir31. Bu
kökten türeyen fiil ve isimleri açıklarken başka bir ayet örneği vermez.
el-Ezherî (ö.370/980) ise diğer iki çağdaşından çok daha fazla ayet örneği verir. Bir
tanesi de bu ayettir. “ً
ْكا
ُوَن إف
ُق
ل
ْ
َخت
َ
ً” ;ayeti” و
درونكذبا
ِّ َ
ُق
ت “anlamında olup manası da: “Siz
yalan değerlendirmelerde bulunuyorsunuz” demektir32.
İbn Fâris (ö.395/1004) "yalan uydurmak, üretmek, yalan icat etmek" manasındaki
ْلق”
َ
لْا “masdarına bu ayeti delil gösterir. Onun da delil gösterdiği tek ayet budur33.
Cevheri'nin (393/1001) delil olarak kullandığı iki ayetten biri budur34.
1936 yılında bir heyet tarafından hazırlanan el-Mu'cemu'l-vasîyt adlı eserde de bu
fiille ilgili olarak bu ayet örnek gösterilir. Ayette geçen “إفكاَوختلقون “kavli, “َوختلقون
لينو َو َملسو َالشيء “olarak değerlendirilmektedir. Yani: “Sizler şeyi/birtakım şeyleri
uyduruyorsunuz ve üstelik yumuşatarak/değiştirerek sunuyorsunuz” demektir. Çünkü bu
31 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. Cümlenin bulunduğu ayetin tamamı şöyledir: ( َ
ََِّّن
ِ إ
ُون
ِن د
ُوَن م
ُد
ب
ْ
َع
ا ت
َ
ت
ْ
َاب
ًا ف
ق
ْ
ْ ِرز
ِ ُكوَن لَ ُكم
ل
َْ
ِ َال مي
ِ اللَّو
ُون
ِن د
ُوَن م
ُد
ب
ْ
َع
َ ت
ين
ِ
ِ َّن الَّذ
ْ ًكا إ
ِف
ُوَن إ
ُق
ل
ْ
َخت
َ
ا و
ً
ثَان
ْ
ِ أَو
ِ اللَّو
و
ْ
لَي
ِ
ُ إ
وا لَو
ُ
ا ْش ُكر
َ
ُ و
ُوه
ُد
ب
ْ
اع
َ
ْ َق و
ِّز
ِ الر
َ اللَّو
ند
ِ
ُوا ع
غ
ُوَن
َع
ْج
ُر
ت (Siz Allah'ı bırakıp sadece bir takım putlara tapıyor, aslı olmayan sözler uyduruyorsunuz.
Doğrusu, Allah'tan başka taptıklarınızın size rızık vermeye güçleri yetmez. Artık rızkı Allah
katında arayın. O'na kulluk edin. O'na şükredin. Siz O'na döneceksiniz. (Ankebut, 29/17). 32 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 33 İbn Fâris, Mu'cemü Mekâyisi'l-luga, II, 172. 34 el-Cevherî, es-Sıhâh Tâcü'l-luga, I, 184.
9
1.2. Dilbilimcilerin “قَ َ
خل “ َfiiline verdiği ayet örnekleri ve yorumları:
ا ) .I
ً
ثَان
ْ
ِ أَو
ِ اللَّو
ُون
ِن د
ُوَن م
ُد
ب
ْ
َع
َا ت
ْ ك ََِّّن
ِ إ ف
ُُقوَن إ
َ ْخل
ت
َ ا و ( Siz Allah'ı bırakıp sadece bir takım
putlara tapıyor, aslı olmayan sözler uyduruyorsunuz (asılsız bir iftira yaratı-
yorsunuz). (Ankebut, 29/17).
Bütün dilbilimcilerin " َ
َق
ل
َ
خ "fiiline örnek verdikleri ayet-i kerime budur.
Dilbilimciler diğer bilim dallarında olduğu gibi, genellikle eserlerinde ayetin hepsini
değil sadece bir kısmını alırlar. Burada da “كاْ
ُقون إف
وختل” “Asılsız sözler
uyduruyorsunuz” (Ankebut, 29/17) bölümünü örnek gösterirler. Bu ayet İbn Dureyd'in
(ö321/921) h-l-k kökünü türevleriyle birlikte işlerken verdiği tek ayet örneğidir31. Bu
kökten türeyen fiil ve isimleri açıklarken başka bir ayet örneği vermez.
el-Ezherî (ö.370/980) ise diğer iki çağdaşından çok daha fazla ayet örneği verir. Bir
tanesi de bu ayettir. “ً
ْكا
ُوَن إف
ُق
ل
ْ
َخت
َ
ً” ;ayeti” و
درونكذبا
ِّ َ
ُق
ت “anlamında olup manası da: “Siz
yalan değerlendirmelerde bulunuyorsunuz” demektir32.
İbn Fâris (ö.395/1004) "yalan uydurmak, üretmek, yalan icat etmek" manasındaki
ْلق”
َ
لْا “masdarına bu ayeti delil gösterir. Onun da delil gösterdiği tek ayet budur33.
Cevheri'nin (393/1001) delil olarak kullandığı iki ayetten biri budur34.
1936 yılında bir heyet tarafından hazırlanan el-Mu'cemu'l-vasîyt adlı eserde de bu
fiille ilgili olarak bu ayet örnek gösterilir. Ayette geçen “إفكاَوختلقون “kavli, “َوختلقون
لينو َو َملسو َالشيء “olarak değerlendirilmektedir. Yani: “Sizler şeyi/birtakım şeyleri
uyduruyorsunuz ve üstelik yumuşatarak/değiştirerek sunuyorsunuz” demektir. Çünkü bu
31 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. Cümlenin bulunduğu ayetin tamamı şöyledir: ( َ
ََِّّن
ِ إ
ُون
ِن د
ُوَن م
ُد
ب
ْ
َع
ا ت
َ
ت
ْ
اب
َ
ًا ف
ْق
ْ ِرز
ِ ُكوَن لَ ُكم
ل
َْ
ِ َال مي
ِ اللَّو
ُون
ِن د
ُوَن م
ُد
ب
ْ
َع
َ ت
ين
ِ
ِ َّن الَّذ
ْ ًكا إ
ِف
ُوَن إ
ُق
ل
ْ
َخت
َ
ا و
ً
ثَان
ْ
ِ أَو
ِ اللَّو
و
ْ
لَي
ِ
ُ إ
وا لَو
ُ
ا ْش ُكر
َ
ُ و
ُوه
ُد
ب
ْ
اع
َ
ْ َق و
ِّز
ِ الر
َ اللَّو
ند
ِ
ُوا ع
غ
ُوَن
َع
ْج
ُر
ت (Siz Allah'ı bırakıp sadece bir takım putlara tapıyor, aslı olmayan sözler uyduruyorsunuz.
Doğrusu, Allah'tan başka taptıklarınızın size rızık vermeye güçleri yetmez. Artık rızkı Allah
katında arayın. O'na kulluk edin. O'na şükredin. Siz O'na döneceksiniz. (Ankebut, 29/17). 32 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 33 İbn Fâris, Mu'cemü Mekâyisi'l-luga, II, 172. 34 el-Cevherî, es-Sıhâh Tâcü'l-luga, I, 184.
Siz Allah'ı bırakıp sadece bir takım putlara tapıyor, aslı olmayan sözler uyduruyorsunuz.
Doğrusu, Allah'tan başka taptıklarınızın size rızık vermeye güçleri yetmez. Artık rızkı Allah katında
arayın. O'na kulluk edin. O'na şükredin. Siz O'na döneceksiniz. (Ankebut, 29/17).
32) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
33) İbn Fâris, Mu'cemü Mekâyisi'l-luga, II, 172.
34) el-Cevherî, es-Sıhâh Tâcü'l-luga, I, 184.
9
1.2. Dilbilimcilerin “قَ َ
خل “ َfiiline verdiği ayet örnekleri ve yorumları:
ا ) .I
ً
ثَان
ْ
ِ أَو
ِ اللَّو
ُون
ِن د
ُوَن م
ُد
ب
ْ
َع
َا ت
ْ ك ََِّّن
ِ إ ف
ُُقوَن إ
َ ْخل
ت
َ ا و ( Siz Allah'ı bırakıp sadece bir takım
putlara tapıyor, aslı olmayan sözler uyduruyorsunuz (asılsız bir iftira yaratı-
yorsunuz). (Ankebut, 29/17).
Bütün dilbilimcilerin " َ
َق
ل
َ
خ "fiiline örnek verdikleri ayet-i kerime budur.
Dilbilimciler diğer bilim dallarında olduğu gibi, genellikle eserlerinde ayetin hepsini
değil sadece bir kısmını alırlar. Burada da “كاْ
ُقون إف
وختل” “Asılsız sözler
uyduruyorsunuz” (Ankebut, 29/17) bölümünü örnek gösterirler. Bu ayet İbn Dureyd'in
(ö321/921) h-l-k kökünü türevleriyle birlikte işlerken verdiği tek ayet örneğidir31. Bu
kökten türeyen fiil ve isimleri açıklarken başka bir ayet örneği vermez.
el-Ezherî (ö.370/980) ise diğer iki çağdaşından çok daha fazla ayet örneği verir. Bir
tanesi de bu ayettir. “ً
ْكا
ُوَن إف
ُق
ل
ْ
َخت
َ
ً” ;ayeti” و
درونكذبا
ِّ َ
ُق
ت “anlamında olup manası da: “Siz
yalan değerlendirmelerde bulunuyorsunuz” demektir32.
İbn Fâris (ö.395/1004) "yalan uydurmak, üretmek, yalan icat etmek" manasındaki
ْلق”
َ
لْا “masdarına bu ayeti delil gösterir. Onun da delil gösterdiği tek ayet budur33.
Cevheri'nin (393/1001) delil olarak kullandığı iki ayetten biri budur34.
1936 yılında bir heyet tarafından hazırlanan el-Mu'cemu'l-vasîyt adlı eserde de bu
fiille ilgili olarak bu ayet örnek gösterilir. Ayette geçen “إفكاَوختلقون “kavli, “َوختلقون
لينو َو َملسو َالشيء “olarak değerlendirilmektedir. Yani: “Sizler şeyi/birtakım şeyleri
uyduruyorsunuz ve üstelik yumuşatarak/değiştirerek sunuyorsunuz” demektir. Çünkü bu
31 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. Cümlenin bulunduğu ayetin tamamı şöyledir: ( َ
ََِّّن
ِ إ
ُون
ِن د
ُوَن م
ُد
ب
ْ
َع
ا ت
َ
ت
ْ
َاب
ًا ف
ْق
ْ ِرز
ِ ُكوَن لَ ُكم
ل
َْ
ِ َال مي
ِ اللَّو
ُون
ِن د
ُوَن م
ُد
ب
ْ
َع
َ ت
ين
ِ
ِ َّن الَّذ
ْ ًكا إ
ِف
ُوَن إ
ُق
ل
ْ
َخت
َ
ا و
ً
ثَان
ْ
ِ أَو
ِ اللَّو
و
ْ
لَي
ِ
ُ إ
وا لَو
ُ
ا ْش ُكر
َ
ُ و
ُوه
ُد
ب
ْ
اع
َ
ْ َق و
ِّز
ِ الر
َ اللَّو
ند
ِ
ُوا ع
غ
ُوَن
َع
ْج
ُر
ت (Siz Allah'ı bırakıp sadece bir takım putlara tapıyor, aslı olmayan sözler uyduruyorsunuz.
Doğrusu, Allah'tan başka taptıklarınızın size rızık vermeye güçleri yetmez. Artık rızkı Allah
katında arayın. O'na kulluk edin. O'na şükredin. Siz O'na döneceksiniz. (Ankebut, 29/17). 32 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 33 İbn Fâris, Mu'cemü Mekâyisi'l-luga, II, 172. 34 el-Cevherî, es-Sıhâh Tâcü'l-luga, I, 184.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 251
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
35) İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524.
36) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274.
37) Karaman, Hüseyin, “Ebubekir er-Râzi'ye Göre Yaratma”, Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi
Dergisi, Erzurum, 2005, S. 23, s.126.
10
kelime “لينو َو َملسو َالشيء” “Şeyi düzeltip bir şekle sokmak, bir şekil vermek ve
yumuşatmak” manasını ifade eder. 35
II. “ ْ
ُُق ُكم
َ ْخل
ُما ٍت ثَال ٍث ي
ُل
َ ْلٍق يف ظ
ِ خ
ْد
ع
َ
ْ ب
ِن
ً م
َْلقا
ْ خ
ِ ُكم
ِ أَُّمهات
ُون
ُط
Sizi ” “يف ب
annelerinizin karınlarında üç karanlık içinde çeşitli safhalardan geçirerek yaratıyor.”
(Zümer, 39/6)
İbn Sîde (458/1066) de “ َ
َخ
َق
ل “ kelimesini açıklarken bu ayeti delil getirir. Yani bu
da; sizi önce nutfe/sperm olarak, sonra alaka/aşılanmış yumurta, sonra mudğa/canlı et
parçası, sonra kemikler, daha sonra kemiklere et giydirilmesi, sonra şekillendirilmesi ve
kendisine ruh üflenmesi/can verilmesi gibi aşamalardan geçirmesi demektir. Üç
karanlıktan biri karındır, biri ana rahmidir, biri de meşimedir yani plasenta/son‟dan
ibaret olan üç karanlık demektir. Gerçi bu üç karanlığın sulb, rahim ve karın manasında
olduğu da söylenmiştir36.
ِي ) .III
ِ الَّذ
لّو
ِ
ُ ل
ْد
َم
َ َق ا ْْل
وا َخل
ُ
َر
َ َكف
ين
ِ
َّ الَّذ
َ ُمث
ور
ُّ
الن
َ
ا ِت و
َ
ُم
ل
ُّ
الظ
َ
َل
َع
َج
ْ َض و
اْلَر
َ
ا ِت و
َ
او
َ
ال َّسم
لُوَن
ِ
ْد
ع
َ
ِم ي
ِّب
ِّ
َ
ِر
ب (Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a
mahsustur. (Bunca âyet ve delillerden) sonra kâfir olanlar (hâla putları) Rab'leri ile
denk tutuyorlar (En‟am, 6/1).
Tarih boyunca yaratma konusunda fikir ileri sürenler arasında yaratma (halk)
kelimesini "yoktan yaratma" anlamında değil de “bir şeyden başka bir şey meydana
getirme” anlamında olduğu hakkında ısrar edenler olmuştur. Örneğin Ebû Bekir er-Râzî
(313/925), yokluğun varlığa engel olduğunu düşünmekte ve dolayısıyla da mutlak
yokluktan yaratmayı imkânsız görmektedir.37
Ragıb el-İsfehânî (ö.502/1108) de (َ
َق
ل
َ
خ (fiilini; daha önce geçmiş bir örneğe
dayanmadan icad edip yaratmak, yoktan var edip yaratmak, imal etmek şeklinde
açıklarken bu ayeti örnek gösterir. (ضْ َ
اْلَر
َ
ا ِت و
َ
او
َ
َ ال َّسم
َق
ل
َ
ِي خ
ذَّال (Gökleri ve yeri
yaratan (En‟am, 6/1) ayetinde yüce Allah'ın onları hiç yoktan yarattığı ifade edilirken
ْ ِض)
اْلَر
َ
ا ِت و
َ
او
َ
ُ ال َّسم
يع
ِ
د
َ
ب (O, göklerin ve yeryüzünün yoktan var edicisidir (Bakara,
35 İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524. 36 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274. 37 Karaman, Hüseyin, “Ebubekir er-Râzi'ye Göre Yaratma”, Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi
Dergisi, Erzurum, 2005, S. 23, s.126.
252 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
38) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât fî garîbi'l-Kur'ân, s. 107.
39) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât fî Garîbi'l-Kur'ân, s. 107.
40) Ayetin tamamı şöyledir: Allah, "Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve anana olan nimetimi an" demişti, "Seni
Ruhul Kudüs ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana Kitap'ı, hikmeti,
Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Sen iznimle, çamurdan kuş gibi bir şey yapmış ona üflemiştin de
iznimle kuş olmuştu; anadan doğma körü, alacalıyı iznimle iyi etmiştin. Ölüleri iznimle diriltiyordun.
İsrailoğullarına belgelerle geldiğinde, onlardan inkâr edenler, 'Bu apaçık bir büyüdür' demişlerdi de
Ben onların sana zarar vermelerini önlemiştim." (Maide, 5/110).
11
2/117) ayetinde geçen (يع
ِ
د
َ
ب (kelimesi de hiç yoktan yaratan anlamını verdiğinden

َق
ل
َ
خ (kelimesinin de aynı manada olduğunun kanıtı olmaktadır. Çünkü (يع
ِ
د
َ
kelimesi) ب
'yoktan var etme' manasında sadece Allah için kullanılır. Onun için yüce Allah ile diğerlerinin
farklılığını anlatmak bağlamında (نَو
ُ
ََذَّكر
َال ت
ُ أَف
ُق
ْل
َ ََي
ْ ال
َن
ُ َكم
ُق
ل
ْ
َن ََي
َم
ile Yaratan) أَف
yaratmayan bir midir, hala ibret almayacak mısınız? (Nahl, 16/17) buyrulur.38
ِي ) .IV
ََق ال ُكم َّذ
ا ... َخل
َ
َه
ْج
َو
ا ز
َ
ْه
ن
ِ
َ م
َق
ل
َ
َخ
ٍ و
َة
ِد
اح
َ
ْ ٍس و
َف
ِن ن
م ( O sizi tek bir nefisten
yarattı, eşini de ondan yarattı (Nisa, 4/1).
َ َق ) .V
ٍ ... َخل
َة
ْف
ُط
ِن ن
ا َن م
َ
ْس
لن ِْا ( O insanı bir nutfeden /saf sudan yarattı (Nahl,
16/4).
َ ْد ) .VI
لَق
َ و ا َ
َْقن
ِ ٍني َخل
ِن ط
ٍ م
ُ َاللَة
ِن س
ا َن م
َ
ْس
ِن
لْْا ( Biz insanı süzme çamurdan yarattık
(Müminun, 23/12).
َ ْد ) .VII
لَق
َ
ْ و
ا ُكم
َ
َْقن
خل ( ... َSizi biz yarattık (Araf 7/11).
VIII. ( َ
َ َق و
ِ َخل
اِرٍج م
َ
ِن م
ا َّن م
َ
اٍر ا ْْل
َ
ن ن ( Cinleri bir ateş korundan yarattı (Rahman,
55/15).
Ragıb el-İsfehânî (ö.502/1108) "لق
َ
خ "kavramının hiç yoktan yaratma manasına geldiği
gibi "bir şeyden bir şey yaratma" manasını da verdiğine dikkat çekerek bu son beş ayeti
örnek verir.
İstihâle (biçim değiştirme, başkalaşma) ile oluşan yaratmayı yüce Allah'ın bazı
durumlarda Hz. İsa gibi başkası için de kullandığını belirterek şu ayeti örnek verir39:
ِ ْذِن) .IX
إ
ِ
ِ ب
ْ
َّْي
ِ الط
َة
ئ
ْ
ي
َ
ِّ ِني َكه
َ الط
ِن
ُ م
ُق
ل
ْ
ْذ َخت
ِ
إ
َ
و (Hani benim iznimle çamurdan kuş
şeklinde bir şeyler yaratıyordun (Maide, 5/110)40.
38 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât fî garîbi'l-Kur'ân, s. 107. 39 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât fî Garîbi'l-Kur'ân, s. 107. 40 Ayetin tamamı şöyledir: Allah, "Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve anana olan nimetimi an" demişti,
"Seni Ruhul Kudüs ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana
Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Sen iznimle, çamurdan kuş gibi bir şey yapmış ona
üflemiştin de iznimle kuş olmuştu; anadan doğma körü, alacalıyı iznimle iyi etmiştin. Ölüleri
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 253
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
41) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
42) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
43) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât fî garîbi'l-Kur'ân, s. 107.
12
Ragıb el-İsfehânî Kur'an'da yer almayan kelimelerin açıklamasına birkaç örnek
dışında rağbet etmemiştir. Bu sebeple sözlüğünü genel olarak Kur'an kelimeleri ve
örneklerine ayırdığı için çok daha doyurucu ve sistemli bir bilgi sunmaktadır. Ondan
sonrakiler ise öncekilerin tekrarı ya da açıklamasıdır.
ِر ُئ ” .X
ْ
أُب
َ
ۖ و
ِ
ِ اللَّو
ِ ْذن
إ
ِ
ا ب
ً
ْر
َي
َ ُكوُن ط
َي
ِ ف
يو
ِ
ُ ف
ُخ
ْف
أَن
َ
ِ ف
ْ
َّْي
ِ الط
َة
ئ
ْ
ي
َ
ي ِنََ َكه
ِّ
َ الط
ِن
ْ م
ُ ُق لَ ُكم
ي أَ ْخل
ِّ
...أَن
وَن ِيف
ُ
ِر
ََّدخ
ا ت
َ
م
َ
ُوَن و
ْ ُكل
أ
َ
ا ت
َ
ِ
ْ ِب
ُ ُكم
ِّئ
ب
َ
أُن
َ
ۖ و
ِ
ِ اللَّو
ِ ْذن
إ
ِ
ٰ ب
َى
ت
ْ
َو
ْم
ِي ال
ي
ْ
أُح
َ
َ َص و
ْر
اْْلَب
َ
َ و
و
َ
اْْلَ ْكم
ۖ
ْ
ِ ُكم
وت
ُ
ي
ُ
ب ... “ Ben size çamurdan kuş gibi bir şey yaratıp ona üfleyeceğim, Allah'ın
izniyle, hemen kuş olacak; anadan doğma körleri, alacalıları iyi edeceğim; Allah'ın
izniyle, ölüleri dirilteceğim; yediklerinizi ve evlerinizde sakladıklarınızı da size haber
vereceğim.” (Ali İmran, 3/49).
İbn Manzûr (ö.711/1311) Yüce Allah‟ın bu ayetinde geçen " َ
ِن
ْ م
ُ لَ ُكم
ُق
ْل
ن أَخ
أَ ِّ
ِّ ِني
الط” " Yaratma” ifadesi için şu açıklamayı yapar: “Yaratma” burada “takdir etme,
oluşturma, yapma” manasınadır. Burada Hz. İsa, yaratma kelimesini kullanırken, daha
önce hiçbir örneği dünyada var edilmemiş olan bir şeyi icat etme anlamında, yoktan var
etme manasında kullanmamıştır. O, burada bir değerlendirmede bulunacağını, bir şeyi
bir şeye benzeterek meydana getireceğini söylemektedir41.
Zebîdî (ö.1205/1790) de bu sözleri aynen sözlüğünde tekrar eder42. Bilindiği gibi
Zebîdî'nin eseri daha önce söylenenlerin bir koleksiyonu durumundadır.
Ayetlerden anlaşılan; Allah'tan başkalarının da yaratma fiilini kullanmaları hiç
yoktan değil Allah'ın izniyle ve bir şeyden başka birşey ortaya çıkarma şeklinde
olmaktadır.
ِ ُكم ) .XI
اج
َ
ْو
ْ أَز
ِن
ْ م
ُّ ُكم
ب
َ
ْ ر
َ لَ ُكم
َق
ل
َ
ا خ
َ
وَن م
ُ
ََذر
ت
َ .. و (Rabbinizin eşlerinizden sizin için
yarattığını terk ediyorsunuz? (Şuara 26/166)
Ragıb el-İsfehani'ye göre bu ayette kadınların önlerinden kinaye olarak
bahsedilmektedir.43
iznimle diriltiyordun. İsrailoğullarına belgelerle geldiğinde, onlardan inkâr edenler, 'Bu apaçık
bir büyüdür' demişlerdi de Ben onların sana zarar vermelerini önlemiştim." (Maide, 5/110). 41 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 42 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 43 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât fî garîbi'l-Kur'ân, s. 107.
254 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
44) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
45) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât fî garîbi'l-Kur'ân, s. 107.
46) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye fî garîbi'l-hadîs, II, 144.
13
ْناكم أََّول مرة” .XII
َق
ل
َ
َىكما خ
ُراد
ُونا ف
جئتم ولقد” “Allah’a andolsun ki, sizi ilk defa
yarattığımız gibi teker teker bize geleceksiniz” (Enam, 6/94)
Şu ana kadar ki verilenlerden ayrı olarak Yüce Allah‟ın bu ayetini örnek getiren İbn
Manzûr (ö.711/1311) bu ayetin manasını: “Bizim kudretimiz, sizi yeniden var edip
huzurumuza toplamaya yeter. Sizi yaratmaya nasıl kadir idiysek, öylece yeniden var
etmeye de, huzurumuza getirmeye de kadiriz” olarak verir44.
Görüldüğü gibi Kur'ân-ı Kerîm'de (َ
َق
ل
َ
خ (fiiline ait iki mana kullanılmaktadır. Birisi
takdir edip planlayarak yaratma, diğeri de uydurma, yalan üretme anlamıdır. Her iki
anlamda da tasarlama ve doğru ya da yanlış proje üretme söz konusudur. Yüce Allah'ın,
hikmetine uygun olarak, her zaman doğru proje ve tasarımla yoktan ya da bir şeyden bir
şey yarattığı tartışılmaz bir gerçektir. Ancak insan aciz olması hasebiyle kendi
menfeatine uygun olarak bu tasarımlarında doğruya da yanlışa da imza atabilmekte
gerektiğinde yalana da başvurabilmektedir.
2. KUR'AN'DA İSİM OLARAK GEÇEN ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ ve
TÜREVLERİ
2. 1. “لقْخ َال :“Az önce fiil kategorisinde geçen ( َ
َق
ل
َ
ُ خ
ُق
ْل
ي ( ََfiilinin masdarıdır.
Ancak isim kategorisine girdiği için burada da kısaca zikredilmesi icab etmiştir.
Ragıb el-İsfehânî'ye (ö. 502/1108) göre; (ٌ
َْلق
خ (kelimesinin aslı doğru dürüst
planlamadır. Bir şeyi herhangi bir aslı ve örneği olmaksızın yaratmaktır. (ٌ
َْلق

kelimesi insanların literatüründe ise sadece iki manada kullanılır. Birisi takdir anlamındadır.
İkincisi ise yalan için kullanılır45. Nitekim yalan da bir nevi ölçüp biçip
değerlendirmektir.
İbnu'l-Esîr (606/1209) “لقْ
َ
لْا “kelimesini, aslında bir şeyi kesmeden önce (kesin
olarak ortaya çıkarmadan önce), o şeyi ölçüp biçmek, takdir etmek anlamındadır46
diyerek tarif eder.
44 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 45 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât fî garîbi'l-Kur'ân, s. 107. 46 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye fî garîbi'l-hadîs, II, 144.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 255
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
47) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
48) İbnu'l-Esîr, Ebu's-Saâdât el-Mübârek b. Muhammed el-Cezerî, en-Nihâye fî garîbi'l-Hadîs, (Thk.:
Mahmûd Muhammed Tenâhî, Tâhir Ahmed ez-Zâvî), ys. 1979, II, 144.
49) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
50) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbnu'l-Esîr, en-Nihâye fî garîbi'l-Hadîs, II, 144.
51) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144.
52) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144.
53) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
54) İbn Fâris, Mu'cemü Mekâyisi'l-Luga, II, 172.
55) Karaman, Hüseyin, “Ebubekir er-Râzi'ye Göre Yaratma”, Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi
Dergisi, Erzurum, 2005, S. 23, s.114.
14
Takdir edip değerlendirmek; o kişide var olan duruma göre, onun takdir ve
ölçülerine göre meydana getirilen şeydir. Ki bu da esasen, Halik olan yaratıcı Allah‟ın,
var edilmesi hususunu takdir buyurması ve uygun görmesi sayesinde meydana gelir.47
Dolayısıyla Yaratanın uygun gördüğü takdir ve ölçüye göre, bir şeyin icat edilmesinin
dikkate alınmasıdır48.
*- Bir mastar olan ve yaratma anlamına gelen “ُ
ْلق
َ
لْا “kelimesi, aynı zamanda
ُوَق”
خل ْامل “anlamına da gelir ki bu; “yaratılan” manasındadır.49 Yani “ُ
ْلق
َ
,varlıklar”; ا ْْل
mahlûkat anlamındadır. Haricilerle ilgili hadiste İbn Şumeyl, kendisine ait olan bir isnad
ile Ebu Hureyre‟den rivayetle şunu aktarmaktadır: “ِ
يقة
ِ
ل
َ
ْلِق واْل
َ
ُّ اْل
ْ َشر
ُم
Onlar” “ى
halkın da, diğer varlıkların da en kötüleri, en şerlileridir.”
50 “ُ
ْلق
َ
,burada kelimesi” ا ْْل
“halk ve insanlar, halk tabakası, halk yığını” anlamındadır. “ َ لليقة ْْا “kelimesi de, insan
dışındaki diğer canlılar, hayvanlar ve yaratıklar demektir. 51 Gerçi her ikisinin de aynı
manaları kapsadığını söyleyenler de vardır. Her iki kelime ile de tüm yaratılanlar
kastedilmiş olmaktadır52.
ْلق” -*
َ
لْا “kelimesi, aynı zamanda düzgün ve pürüzsüz olan her şey anlamındadır. 53
ْلق” -*
َ
لْا “kelimesi hoş koku, nasip ve hisse manalarına da gelir54.
Görüldüğü üzere yaratma (لقْ
َ
لْا (kelimesi, gerek sözlüklerde, gerekse Kur‟an-ı
Kerim‟de, tek bir anlamda değil, farklı anlamlarda kullanılmıştır.55 Hangi anlamda
kullanıldığı ise cümledeki siyak ve sibaktan ortaya çıkmaktadır.
47 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 48 İbnu'l-Esîr, Ebu's-Saâdât el-Mübârek b. Muhammed el-Cezerî, en-Nihâye fî garîbi'l-Hadîs, (Thk.:
Mahmûd Muhammed Tenâhî, Tâhir Ahmed ez-Zâvî), ys. 1979, II, 144. 49 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 50 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbnu'l-Esîr, en-Nihâye fî garîbi'l-Hadîs, II, 144. 51 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144. 52 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144. 53 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 54 İbn Fâris, Mu'cemü Mekâyisi'l-Luga, II, 172. 55 Karaman, Hüseyin, “Ebubekir er-Râzi'ye Göre Yaratma”, Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi
Dergisi, Erzurum, 2005, S. 23, s.114.
256 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
56) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152.
57) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
58) Bkz. İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85
15
2. 1. 1. Dilbilimcilerin (لقْخ َال (kelimesine örnek verdiği ayetler:
I. “ َ
َّ خ
َذا إال
ُ اْلََّول َني إ ْل ْن ى
َني) “ ق
ِ
ُ اْْلََّول
ُق
ل
ُ
َِّال خ
َ َذا إ
ِ ْن ى
إ” (Şüphesiz bu öncekilerin
yalanından/adetlerinden başka bir şey değildir” (Şuara, 26/137).
Bu isim açıklanırken dilbilimcilerin çoğunlukla örnek verdikleri ayet budur: Halîl b.
Ahmed (ö.170/786) Kitâbu'l-ayn adlı eserinde “لقْ
َ
لْا “kelimesinin "yalan söylemek,
uydurmak" manasını verdiğine delil olarak bu ayeti gösterir. Sözkonusu kelimeyi kıraat
ُق ُ ” noktasından
َْلق” de değil” خل
خ “diye kıraat edenler dikkate alındığında mana:
“Şüphesiz bu öncekilerin yalanından başka bir şey değildir” şeklinde olur. Yani burada
َْلق”
خ “kelimesi, yalan söylemek, yalan uydurmak manalarında değerlendirilmiştir56.
Halîl b. Ahmed'in “خلق “kelimesi ve türevlerinden delil gösterdiği başka bir ayet ve
yorumu yoktur.
el-Ezherî (ö.370/980 ) aynı ayet hakkında Halîl b. Ahmed'in satırlarına ilaveten
'Ferrâ şöyle demektedir' diyerek şu sözleri aktarır: "Bunu “ولنيَّلْا لقَْ
خ” “Halku‟lEvveliyn”
olarak okuyanların, bununla, önceki toplumların yalan söylemiş olmaları,
iftirada bulunmaları, bir şeyler uydurmaları anlamını kastettikleri ortaya çıkar. Fakat
bunu yukarıda geçtiği gibi değil de “ولنيَّلْا قُ
ل
ُ
خ” “Huluku‟l-Evveliyn” şeklinde
okuyanlar dikkate alındığında – ki İmam Ferra‟nın tercihi budur-, bununla daha
önceden gelip geçmiş olan toplumların adet, töre ve gelenekleri kast edilir. 57
İbn Sîde (ö. 458/1066) “ُ
ْلق
َ
لْا “kelimesinin “Onu icat etti, ilk kez ortaya attı” manasında
olan “ابتدعو “kelimesi ve türevleri ile eş anlama sahip olduğunu belirttikten sonra “ َّ
َذا إال
إ ْن ى
ُ اْلََّول َني
ُق
ل
ُ
خ “Bu, sadece öncekilerin adetleridir.” (Şuara, 26/137) ayetinin de bunun delili
olduğunu söyler ve yukarıda yapılan yorumları tekrar eder. Aynı satırları İbn Manzûr da
eserine alır58.
56 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. 57 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 58 Bkz. İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 257
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
59) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
60) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
61) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
16
II. “
ُ
َو
َْلق
ٍ خ
َى ُك َّل َشيء
ْط
أع الذي” “Her şeye hilkatini/varlık ve özelliğini veren...”
(Taha, 20/50).
İbn Sîde'nin (ö.458/1066) (لقْ
َ
لْا (kelimesi hakkında verdiği bir başka örnek bu
ayettir. Sa'lebî bu ayetin üç şekilde yorumlanabileceğini belirtmiştir: Birincisi, O'nun
tarafından yaratılmış olması, ikincisi her şeyi yaratmış olması, üçüncüsü de yarattığı her
şeyin yaratılışını bilmesidir59.
III ve IV. “ نَّ
ُ
ر
ِّ
ي
َ
غ
ُ
َي
,Nisa” (değiştirecekler kesinlikle yarattığını ın’Allah ” “ا ِهلل َخْل َق فل
4/119) ayeti ile “ َ
يل
ِ
ْد
ِ ال ت َخْلِق َب
ل هلل ِا" “ Allah’ın yaratmasında herhangi bir değişme
olmaz" (Rum 30/30) ayeti.
Dilbilimciler bu kelimeyle ilgili olarak yüce Allah‟ın bu iki ayetinin birlikte ne
anlama geldiği hakkında fikir beyan etmişlerdir.
İbn Sîde (ö.458/1066)'nin bildirdiğine göre; ilk ayetin manası hakkında "Allah‟ın
gönderdiği dini değiştireceklerdir", denmiştir. Çünkü Allah, insanları İslam fıtratı üzere
yaratmıştır. Yani İslam dinini kabul edebilecekleri bir yapıda ve kapasitede yaratmıştır,
anlamındadır. Allah, onları, zerreler halinde Âdem‟in belinden yaratmış ve Allah, o
yarattıklarını, kendisinin onların Rabbi olduğuna dair tanıklar kılmıştır. Bunlardan, iman
edenler olmuştur. Küfre girenler ise, Allah‟ın, onları üzerinde yarattığı fıtratlarını
değiştirmişlerdir. Yine denmiştir ki; örneğin yumurtalıklarını aldırmak suretiyle, kendilerini
iğdiş duruma sokmuşlar da, çocuk sahibi olmama yolunu seçmişlerdir. Çünkü koçları
burkanlar, onlardan koçluk/erlik görevlerini yapamamaları için, erkekliklerini yok edenler,
bir bakıma Allah‟ın yarattıklarını değiştirmiş olurlar60.
ْلِق ا ِهلل” Rabbimizin de Bir"
َ
ِ
َ ْل
يل
ِ
ْد
َب
ت ال “Allah’ın yaratmasında herhangi bir
değişme olmaz (Rum 30/30) ayeti vardır. Bunun manası: “Allah, neyi nasıl yaratmış ve
ne şekilde var etmişse sahih ve doğru olanı odur. Bu itibarla hiçbir kimse, sahih olan
dinin manasını değiştirmeye güç yetiremez, buna kadir olamaz” demektir61.
Bu satırlardan anlaşılan "لقَْ
خ "kelimesinin diğer anlamlarına ilaveten fıtrat ve din
anlamında olduğudur. Esasen aynı ayette söz konusu cümlenin hemen arkasından gelen
59 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, 60 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, 61 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
258 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
62) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât fî Garîbi'l-Kur'ân, s. 107
63) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
64) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
17
"
ُ
م
ِّ
َي
ْق
ُ ال
دين
َك الِّ
ِ
َل
ذ " İşte dosdoğru din budur" cümlesi de bu tesbiti doğrulamaktadır. Yani
َْلِق ا ِهلل" burada
خ "Allah'ın dini anlamındadır.
Râgıb el-İsfehânî (ö. 502/1108) de söz konusu ayeti ele alarak ( ْ
ُم
ن َّه
َ
ر
ُ
ُ و َّن َآلم
ر
ِّ
ي
َ
غ
ُ
َي
َل
ف
ِ
َ اللّو
َْلق
خ (Onlara kesin olarak emredeceğim, onlar da kesinlikle Allah’ın yaratmasını
bozacaklar. (Nisa 4/119) ayetinin bağlamında: 'Ayet onların hadımlaştırmak, sakalları
kesmek ve buna benzer müdahelelerle yaratılışın şeklini bozmaya çalışmalarına
işarettir. Allah‟ın hükmünü değiştirmektir diyenler de vardır' demektedir. Ancak ( الَ
ِ
ْد
ب
َ
ِ ت
ْلِق اللَّو
َ
ِ
َ ْل
ُ يل
م
ِّ
َي
ْق
ُ ال
دين
َك ال ِّ
ِ
َل
ذ ( Allah’ın yaratmasında herhangi bir değişme olmaz
(Rum 30/30) sözü ise onun takdirine ve kazasına işarettir. Kimileri ise manası: 'Allah‟ın
yarattıklarında değiştirme olmaz şeklinde gelmiş bir nehiy/yasaklamadır. Yani Allah‟ın
yarattıklarını değiştirmeyin demektir'
62 diyerek tartışılan konuları haber verir.
Hasan Basrî (ö.110/728) ile Mücâhid'in (ö. 103/721), “هلل ِاَ
َْلق
َّن خ
ُ
ر
ِّ
ي
َ
غ
ُ
َي
فل” “Allah’ın
yarattığını değiştirecekler” (Nisa, 4/119) ayeti ile denmek istenen husus, Allah‟ın dinini
değiştirecekler, anlamındadır dediklerini nakleden İbn Manzûr (ö.711/1311) İbn
Arefe'nin de şöyle dediğini nakleder: Mücâhid ile Hasan Basrî‟nin bu görüşleri, “İman
mahlûktur/sonradan yaratılmıştır” diyenler için bir hüccettir, bir kanıt ve delildir."
Ancak burada İbn Arefe‟nin bu sözlerine bir delil ve hüccet yoktur. Çünkü burada
Mücahit ile Hasan Basri‟nin o sözlerinden kasıtları, “Allah‟ın Dini” anlamındadır. O
ikisi, sözleriyle 'Allah‟ın hükümlerini' demek istemişlerdir. Zaten din de hüküm
demektir. Yani ayet “Onlar, Allah’ın hükmünü değiştirecekler” anlamındadır. Nitekim
َخْلِق ا ِلل”
ِ
َ ل
يل
ِ
ْد
َب
ت ال” “Allah’ın halk edip var ettikleri için değiştirme/tebdil yoktur.” ayetini
Katade “Allah‟ın Dini için bir tebdil/değiştirme yoktur” diye yorumlamıştır63.
Zebîdî (ö.1205/1790) de Tâcu'l-arus adlı eserinde İbn Manzûr'un tüm dediklerini
tekrar eder64.
V. “
ُ
ْر
ُ واْلَم
ْلق
َ
لْا وَل الَأ” “Yaratmak da emir buyurmak da Allah’a hastır.” (Araf,
7/54)
Zebîdî (ö. 1205/1790) diğerlerlerinden ayrı olarak bu ayeti de örnek verir.
62 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât fî Garîbi'l-Kur'ân, s. 107 63 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 64 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 259
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
65) er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
66) el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Sîde, el-muhkem ve'lmuhîtu'l-A'zâm,
II, 274, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
67) İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172.
68) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
69) İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327.
70) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107.
71) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
72) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
73) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
18
Görüldüğü gibi sözlüklerde kullanılan ayetlerde geçen (لقْ
َ
,yalan 'kelimesi) اْل
hilkat/varlık ve özelliği, din ve hüküm' anlamlarında değerlendirilmiştir.
ُق” ve” ال ُخْلق” .2. 2
خل ُال :“Burada görüldüğü gibi “ ُ
ُق
ل
ُ
لْا “kelimesi lam harfinin
zamme harekesiyle okunabileceği gibi sükûn ile “لقْ
ُ
لْا “diye de söylenir.65 Yani tek ve
iki zamme ile “hulk” ve "huluk” olarak manası, seciye ve karakter demek olup, insanın
yaratılış özelliği, fıtratı, tabiatı demektir66. Çünkü sahibi veya kişi yaratılışı gereği o
şekilde takdir edilip var edilmiştir.67 Din, tabiat, huy, karakter, seciye68 bu kelimenin
manaları arasındadır. İbn Düreyd “لقْ
ُ
لْا “kelimesini "ahlak" olarak açıklamaktadır;
ُبع عليو”
ُْلق اْلنسان الذي ط
خ” “İnsanın üzerinde yaratıldığı tabiat, karakter, huy”
demektir. Nitekim “ليقة
َ
ُق واْلْلق وكرمي اْل
ل
ُ
لْا حسن فالن” “Filan kimse güzel ahlak ve
yaratılış, soylu bir hilkat üzeredir” ifadesi de bu kelime türevlerinden alınan lafızlarla
meydana getirilmiştir69.
َْلق)
ُق) ile) خ
ل
ُ
خ (aynı köktendir. Yalnız (لقَْ
خ (gözle görülebilen şekil, biçim ve
çehreler için kullanılmaya tahsis edilmiştir. (قُ
ل
ُ
خ (ise ancak basiret ile algılanabilen
kuvvetler ve seciyeleri dile getirmeye tahsis edilmiştir70. Mertlik, mürvet, insanlık,
adamlık demektir
71. Bu kelimenin çoğulu “ق ٌالْ
خَأ “olarak gelir. Bu kalıbın dışında kırık
çoğul olarak başka da gelmez72. Kısaca güzel ahlak kavramı içerisinde ne kadar
güzellikler ve letafet varsa, bunların hepsini kapsar73.
Aslında bu, insanın bâtınî/manevî suretinin hakikatini gösterir. Bu da kişinin
nefsidir, onun vasıfları ve ona özgü olan manalarıdır. Kısaca bu, kişinin görünürdeki
yaratılışının içe yansıyan kısmıdır, onun vasıfları ve manalarıdır. Her ikisi için de çirkin
65 er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 66 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Sîde, el-muhkem ve'lmuhîtu'l-A'zâm,
II, 274, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 67 İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172. 68 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 69 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. 70 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107. 71 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 72 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 73 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
260 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
74) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
75) Ebû Dâvud, Edeb, 8; Tirmizi, Birr ve Sıla, 62.
76) Tirmizî, Birr 62. Ayrıca bkz. İbni Mâce, Zühd 29.
77) Tirmizî, Radâ’ 11. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Sünne, 15; İbni Mâce, Nikâh 50.
78) Ebû Dâvûd, Edeb 7. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 62.
79) Muvatta, Hüsnü'l-Huluk 8; Ahmed b. Hanbel, 2/381.
80) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye fî Garîbi'l-Hadîs, II, 144, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
81) Müslim, Müsafirûn 139; Ebu Davud, Tetavvu' 26; Tirmizî, Birr 69; Nesâî, Kıyamü'l-Leyl 2; İbn Mace,
Ahkam 14.
82) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye fî Garîbi'l-Hadîs, II, 144.
83) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
19
olanı, sevap olanı ve ceza gerektireni vardır. Bunlar kişinin görünürdeki suretinin
vasıflarından daha çok, onun bâtındaki suretinin vasıflarına taalluk ederler74.
Güzel ahlak ile ilgili birçok yerde ve birçok konuda mutlaka hadislere yer
ْ ليس َشيء َيف َامل ِن ” :verebiliriz şöylece örneği Birkaç. verilmiştir
ُس
َل من ح
ق
ْ
ياان أث
ُق
ل
ُ
لْا” “Mizan/tartıda güzel ahlaktan daha ağır basacak bir başka şey yoktur”
75. " ُ
أكثر
ُق
ل
ُ
ُ اْل
ْن
ُس
َى اللّو وح
ْو
َق
َ ت
َ اْلنة
ُ الناس
ِ ل
ُْدخ
ي ما” "İnsanları cennete en çok sokacak olan
şey Allah korkusu/takva ve güzel ahlaktır”
ً أ ْك " .76
ُقا
ل
ُ
ُهم خ
ْسن
ً أح
ُ املؤمنني إميانا
َل
" م
“Müminler içerisinde iman noktasından en olgun olan kimse, ahlak bakımından en
güzel olandır.”77. " القائم الصائمَ
ُقو درجة
ل
ُ
ْن خ
ُس
ُ ْدِرك حب
ْد لي
ب
َ
ahlak güzel, Kul" “إ ّن الع
sayesinde gündüzleri oruçlu, geceleri de ayakta geçirenin ulaştığı dereceyi elde eder”
78.
َ مكارم اْلخالق"
م
ِّ
ْ ُت ْلََُت
ث
ِ
ع
ُ
ب” "Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.”79 Bu
türden hadisler oldukça fazladır. Kaldı ki kötü ahlakı yerme ile ilgili olarak da birçok
hadis rivayetleri bulunmaktadır
80.
Yine Hz. Aişe‟den gelen rivayette: "ن َالقرآ وُ
ُق
ل
ُ
خ كان” "Onun/Resulullah’ın ahlakı
Kur’an'dı"81 buyrulmuştur. Yani Kur‟an‟a bağlı olarak, onun adabını yaşamak, onu
hayata hâkim kılmak, onun emir ve yasakları çerçevesinde hareket etmek anlamındadır.
Kısaca güzel ahlak, iyi iş ve hizmetler ve benzeri ne kadar güzellikler varsa, bunları
Kur‟an ölçüsünde yaşamak ve yaşatmaktır82.
*- “ُ
ُق
ل
ُ
لْا “aynı zamanda adet, gelenek anlamındadır83.
74 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 75 Ebû Dâvud, Edeb, 8; Tirmizi, Birr ve Sıla, 62. 76 Tirmizî, Birr 62. Ayrıca bkz. İbni Mâce, Zühd 29. 77 Tirmizî, Radâ’ 11. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Sünne, 15; İbni Mâce, Nikâh 50. 78 Ebû Dâvûd, Edeb 7. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 62. 79 Muvatta, Hüsnü'l-Huluk 8; Ahmed b. Hanbel, 2/381. 80 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye fî Garîbi'l-Hadîs, II, 144, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 81 Müslim, Müsafirûn 139; Ebu Davud, Tetavvu' 26; Tirmizî, Birr 69; Nesâî, Kıyamü'l-Leyl 2; İbn
Mace, Ahkam 14. 82 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye fî Garîbi'l-Hadîs, II, 144. 83 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 261
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
84) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
85) İbn Sîde, el-muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274.
86) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107.
87) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
88) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
89) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152.
90) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144.
91) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbrâhîm Mustafa ve ark. el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524.
92) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
93) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
20
*- Zamme hareke ile “ُ
ْلق
ُ
لْا “kelimesi, düzgün ve pürüzsüz, sade olmak, yumuşaklık
manasına da gelir84.
2. 2. 1. Dilbilimcilerin (قُ
خل ( ُkelimesine örnek verdiği ayetler:
ي ٍم .I
ِ
ٍُق عظ
ل
ُ
َى خ
ل
َ
عَل كَّ َإن و” “Ve şüphesiz sen elbette yüce bir ahlak/karakter
üzeresin.” (Kalem, 68/4).
İbn Sîde (458/1066)85, Râgıb el-İsfehânî (502/1108)86, İbn Manzûr (711/1311)87 ve Zebîdî
(1205/1790)88 kelimeyi açıklarken bu ayeti örnek verirler.
II. Daha önce zikri geçen (نيَ
ِ
ُ اْْلََّول
ُق
ل
ُ
َِّال خ
َ َذا إ
ِ ْن ى
إ (Bu öncekilerin
ahlakı/geleneğinden başkası değildir (Şuara, 26/137) ayetlerinden başka Kur'an'da da
bu kelimenin içinde geçtiği başka bir ayet yoktur.
2. 3. “الخالق “ve “قَّ ُ
خال َال :Yapan, eden, var eden, Sani’, yaratan anlamındadır.89
“خلق “yaratmak kökünden olan fiilden yüce Allah‟ın “لالقْا “ismi bulunmaktadır. İsmi fâil
olarak “لالقْا “hiçbir şey mevcut değilken tüm eşyayı yoktan var edendir90, önceden geçmiş
ve var olan bir örneği olmaksızın91 ilk defa, hiçbir örneği yokken icat eden demektir92.
Bu kelimeden yüce Allah‟ın sıfatı olarak “قّ ُ
َال
لْا) “mübalağalı ismi fâil) vasfı
َّ ُق” .türetilmiştir
َال
لْا “kelimesi de mana olarak “قِِ
لالْا “gibidir. Her ikisi de yaratan
anlamındadır. 93
84 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 85 İbn Sîde, el-muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274. 86 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107. 87 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 88 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 89 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. 90 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144. 91 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbrâhîm Mustafa ve ark. el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524. 92 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 93 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
262 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
94) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
95) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
96) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
97) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
98) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
99) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, İbrâhîm Mustafa ve ark. elMu’cemu’l-vasiyt,
I, 524.
100) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
101) İbn Fâris, Ebu'l-Hüseyn Ahmed, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, (Thk.: Abdüsselam Muhammed Hârûn),
Beyrut, 1991, II, 172.
21
“ُ
ِق
َّ ُق” ve” Yaratan /اْلال
َال
لْا/Hep var eden, yaratan” kelimeleri, yüce Allah‟ın
sıfatlarındandır.94 Allah‟tan başkası için kullanıldığında bu sıfatların başına asla harfi
tarif veya belirtme takısı denilen “ال” “el” takısı konulmaz95. Çünkü caiz değildir.96
Sadece yüce Allah‟ın sıfatı olarak kullanıldığında mutlaka başına “ال” “el” takısı
getirilir. 97
Ancak deri ve benzeri şeyleri işleyen sanatkâra da “ َ
ِق
لالْا” “Yaratıcı” denir ki bu,
adam önce, zihninde o tasarıyı geliştirip takdir ediyor, sonra da onu meydana çıkarıyor,
demektir.98 “صانع َخالق َرجل “dendiğinde ise bu, “icat yapabilen sanatkâr adam”
demektir99. Nitekim kadınlar için de bu ifade “لالقات ْْا ن َّى “olarak kullanılır ki, anlam
olarak “O kadınlar, yaratıcıdırlar, üretendirler” anlamını ifade eder.100
Nitekim şair şöyle der:
ُها ”
ت
َ
ي
ْ
َر
ِ ِم اْلالقا ِت ف
َ ُب مل ََي *َ ْش
ِها ال َّسر
ِطاف
ِ ْض من ن
غ
َ
“ ومل ي
“Yalan üretmeleri onları bir araya getirmedi.
Kaldı ki yalandan damlayan sözler bir oyuğu bile doldurmadı.”101
Bu şiirde “yalan üretme” değerlendirme ve takdir anlamında bir anlatımdır. Çünkü
neticede bir şeyi uydurmak da bir takdir ve değerlendirme sonucudur. Kaldı ki şair
Kumeyt (ö. 126/743) ‟in şu sözü de bunun gibidir:
َْتينا”
ف
َ
ْن وي
ِس
ق
َ
ُ ي
ُاايل خالقا ٌت ... أدميهم
“أرادوا أ ْن ت
“Kadınlar, derilerinden onların nasıl kişiler olduklarını ayırt etmek istediler de
ölçüp biçtiler ve bize uydurup getirdiler”.
94 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 95 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 96 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 97 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 98 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 99 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, İbrâhîm Mustafa ve ark. elMu’cemu’l-vasiyt,
I, 524. 100 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 101 İbn Fâris, Ebu'l-Hüseyn Ahmed, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, (Thk.: Abdüsselam Muhammed Hârûn),
Beyrut, 1991, II, 172.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 263
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
102) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288; el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409; İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X,
85.
103) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274.
104) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
22
O, burada Nizar b. Maden adındaki şahsın “Rebia ve Mudar” adındaki iki oğlunu
kast ederek şöyle demek istiyor: “Oysa onların soyları da, derileri de aynıdır.” Derilerin
cinsinden, onların kalitesinden anlayanlar, onların nesebini belirlemek istediklerinde,
bakarlar ki, o da sıradan bir deriymiş, farklı bir şey değilmiş. Bunun için o deriyi kesip
parçalamaya değmez.” Yani aslında kadınlar, Nizar adındaki şahsın iki oğlunu,
birbirinden ayırt etmek için “لألدمي َلالقاتْا” “Derinin kalitesinden anlayanlar”
ifadesinden hareketle, soy/nesep bilimcileri için bir darbı mesel olarak
kullanmışlardır.102
Kur'an-ı Kerim'de 3 yerde (ٌ
ِق
ال
َ
خ ,(1 yerde (ُ
ِق
ال
َ
) yerde 4), ا ْْل
ٍ
ء
ْ
ُ ُك ِّل َشي
ِق
ال
َ
2), خ
ُون) yerde
ق
ِ
ال
َ
ِني) de yerde iki), اْل
ق
ِ
ال
َ
.geçmektedir şeklinde) اْل
2. 3. 1. Dilbilimcilerin “الخالق “ve “قَّ ُ
خال َال "kelimelerine örnek verdiği ayetler ve
yorumları:
I. İbn Sîde (ö.458/1066) Aziz ve Celil yüce Allah‟ın “قَّ ُ
َال
ُ واْل
ِق
adlarını” اْلال
açıklarken “ ُ
ر
ِّ
َو
ص
ُ
ُ البار ُئ امل
ِق
ُ اْلال
َ اهلل
ُو
ى” “O, yaratan, var eden, şekil veren Allah’tır.”
(Haşr, 59/24), “ ال قَّ ُ
َال
َ اْل
ُو
َى وى
ل
َ
ُ ب
يم
ِ
ل
َ
ع” “ Elbette O, her şeyi hakkıyla bilen yaratıcıdır.”
(Yasin, 36/81) 103 ayetlerini örnek verir.
ُ اْلالقني” .II
َن
ْس
ُ أح
بارَك اهلل
َ
َت
ف” “Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah çok
yücedir.” (Müminun, 23/14)
Ezherî (ö.370/980) bu ayeti Ebubekir b. el-Enbârî'nin “ُ
dair kelimesine” اْلْلق
açıklamalarını naklederken eserine alır. Ayette geçen “لالقنيْاُ
َن
ْس
أحسن َ” ,kavli” أح
املقدرين “takdirinde olup bu da: “Takdir edip değerlendirenlerin en güzeli”
anlamındadır. 104
102 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288; el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409; İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 103 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274. 104 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
264 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
105) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107.
106) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327, el-Cevherî, esSıhâh
tâcü'l-luga, I, 184, İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172, er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s.
196, İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144.
107) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
108) İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-Luga, II, 172.
109) İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Sîde, el-Muhkem ve'lmuhîtu'l-a'zâm,
II, 274.
110) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
23
Râgıb el-İsfehani (ö.502/1108) söz konusu ayet hakkında şöyle der: "Eğer ( كَ َ
ار
َ
ب
َ
َت
ف
ِ َني
ق
ِ
ال
َ
ُ ا ْْل
َن
ْس
ُ أَح
وَّالل (Yaratıcıların en güzeli olan Allah ne de yücedir (Mü'minun 23/14)
sözü, Yüce Allah dışındaki varlıkların da yaratma ile nitelenmesinin doğru olduğunu
göstermektedir" denecek olsa ona şöyle cevap verilebilir: Bunun manası şudur:
Takdir/plan yapanların en iyisidir ya da onların inançlarına ve kanaatlerine göre
söylenmiş bir sözdür, zira onlar Allah‟tan başkasının da yoktan var ettiğine inanır veya
sanırlardı. Bu inançta olanlara adeta şöyle denmiştir: Farz et ki, Allah dışında da yoktan
varedenler ve yaratanlar vardır, bu inanca göre bile yüce Allah onların en iyi
yaratanıdır. Nitekim buyurur ki: ( واُ
َق
ل
ُ خ ََ ُك ِّل َ
ِق
ال
َ
ُ خ
ُِل اللّو
ْ ق
ِهم
ْ
َي
ل
َ
ُ ع
ْلق
َ
َ ا ْْل
و
َ
َ َشاب
َت
ِ ف
ِو
َْلق
َكخ
ٍ
ء
ْ
شي ( َOnun yarattığı gibi yarattılar, yaratılış onlara karışık geldi. De ki: Allah her
şeyin yaratıcısıdır (Rad, 13/16) 105.
2. 4. “ق ُخال َال :“Haz, nasip, pay, hisse106, temiz ve pak olan hisse demektir. Yani
nasibin de temiz ve katkısız olanını ifade eder107. Bu kelime ile her bir şahsa değer
biçilen pay ve hisse ifade edilir.108 “لو ق َالَ
خ ال فالن” “Filancanın bunda/bu hayır
işinde bir nasibi, bir payı, bir hissesi yoktur” demektir. 109
ٌ ليس لو خالق” Nitekim
رجل ىذا “dendiğinde: “Bu adam, hayır işlerinde ve
ahiretle ilgili güzel amellerde gözü olmayan, dinde salah sahibi olmayan adamın
biridir” demektir.110
Übey tarafından rivayet olunan hadiste “ ناَّإ وَ
َع إَّال لك فإنك أ َكْلت
ُ ْصن
ٌ مل ي
َعام
ا ط
ّ
وأم
َالقك
ِب ِمنو تأكل” “Eğer bir yemek sadece senin için yapılmışsa, sen de ondan yersen,
105 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107. 106 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327, el-Cevherî, esSıhâh
tâcü'l-luga, I, 184, İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172, er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s.
196, İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144. 107 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 108 İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-Luga, II, 172. 109 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Sîde, el-Muhkem ve'lmuhîtu'l-a'zâm,
II, 274. 110 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 265
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
111) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
112) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
113) Bkz. Bakara 2/102; Bakara 2/200; Al-i İmran 3/37İ Tevbe, 9/69.
114) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
115) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107.
116) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. Ayetin tamamı şöyledir:
25
2. 5. “قَّ
ُخل
َ) :“الم
لَّق
َ
خ (fiilinin ismi mef'ulüdür. İbnu‟l-A‟rabi (ö.543/1148)117
“لقةَّم “ ُُkelimesinin vücut organları tamamlanmış olan, ortaya çıkan anlamında
olduğunu söyler118. “ٌ
َة
لَّق
َ
م ُُمضغة" “tam yaradılışlı, eksiği, kusuru ve sakatlığı
bulunmayan", demektir119. Yani hiçbir tarafında bir eksikliği olmayan, uzuvları tam
olarak belirlenmiş olan120, kusursuz yaratılan, sakatlık ve benzeri bir rahatsızlığı
bulunmayandır121.
“ٍ
َة
لَّق
َ
ِ ُُم
ْ
يْغ “ َise düşük olan demektir.122. Yani henüz şekillenmemiş, şekil almamış,
sureti belirlenmemiş123 demektir.
َق بو وىذا ُملقة لذلك” şekilde Aynı*- "
ْل
أخ وىو “ifadesi de “O, buna layıktır ve
layık olmaya da değerdir” anlamındadır124. “لذلك َملقة َُلمرْا َوىذا” “Bu şey, buna
değer. Tam da bunun için var edilmiştir.” cümleleri bu kelimeyi örnekleme anlamında
kullanılmıştır. Bu kelimenin müzekker ve müennesleri, tesniye ve çoğulları eşittir.
Aralarında bir fark yoktur
125.
116 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. Ayetin tamamı şöyledir: ( كْ َ
ِ ُكم
ل
ْ
َب
ِن ق
َ م
ين
ِ
ً الَّذ
ا َك ال
َ
ْو
َ أَم
َر
أَ ْكث
َ
ً و
َُّوة
ْ ق
ن ُكم
ِ
ُوا أَ َش َّد م
ان
ِ
َق
َال
ْ ِبِ
ِ ُكم
ل
ْ
َب
ِن ق
َ م
ين
ِ
َ الَّذ
َع
ت
ْ
َم
ت
ْ
ا اس
َ
ْ َكم
ِ ُكم
َق
َال
ُم ِبِ
ت
ْ
َع
ت
ْ
َم
ت
ْ
اس
َ
ْ ف
ِِهم
َالق
ُوا ِبِ
َع
ت
ْ
َم
ت
ْ
اس
َ
ا ف
ً
َد
ْال
أَو
َ
ِ َك و
لَئ
ْ
ا ُضوا أُو
َ
ِي خ
ْ َكالَّذ
ُم
ُ ْضت
َخ
ْ و
ِهم
ْ
ْ ِيف الُّدن
م
ُ
اَُل
َ
ْم
َ ْت أَع
ِط
ب
ُ ح وَن َ
ِر
اس
َ
ُ ا ْْل
ُم
ِ َك ى
أُولَئ
َ
ِ و
ة
َ
ِر
اآلخ
َ
ا و
َ
ي ( Sizden önceki (münafık ve kâfir)ler gibi. Onlar
sizden kuvvet bakımından daha güçlü, mal ve çocuklar bakımından daha çoktular. Onlar kendi
paylarıyla yararlanmaya baktılar; siz de, sizden öncekilerin kendi paylarıyla yararlanmaya
kalkışmaları gibi, kendi paylarınızla yararlanmaya baktınız ve siz de (dünyaya ve zevke) dalanlar
gibi daldınız. İşte onların dünyada ahirette bütün yapıp ettikleri (amelleri) boşa çıkmıştır ve işte
onlar kayba uğrayanlardır. (Tevbe 9/69). 117 İbnu‟l-A‟rabi: Bu zat, Muhiddin Arabi değildir. Tefsir ve hadis bilgini, fıkıh âlimi olan İbnu‟lA‟rabi‟dir.
118 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 119 er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 120 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184. 121 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 122 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 123 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 124 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144. 125 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
25
2. 5. “قَّ
ُخل
َ) :“الم
لَّق
َ
خ (fiilinin ismi mef'ulüdür. İbnu‟l-A‟rabi (ö.543/1148)117
“لقةَّم “ ُُkelimesinin vücut organları tamamlanmış olan, ortaya çıkan anlamında
olduğunu söyler118. “ٌ
َة
لَّق
َ
م ُُمضغة" “tam yaradılışlı, eksiği, kusuru ve sakatlığı
bulunmayan", demektir119. Yani hiçbir tarafında bir eksikliği olmayan, uzuvları tam
olarak belirlenmiş olan120, kusursuz yaratılan, sakatlık ve benzeri bir rahatsızlığı
bulunmayandır121.
“ٍ
َة
لَّق
َ
ِ ُُم
ْ
يْغ “ َise düşük olan demektir.122. Yani henüz şekillenmemiş, şekil almamış,
sureti belirlenmemiş123 demektir.
َق بو وىذا ُملقة لذلك” şekilde Aynı*- "
ْل
أخ وىو “ifadesi de “O, buna layıktır ve
layık olmaya da değerdir” anlamındadır124. “لذلك َملقة َُلمرْا َوىذا” “Bu şey, buna
değer. Tam da bunun için var edilmiştir.” cümleleri bu kelimeyi örnekleme anlamında
kullanılmıştır. Bu kelimenin müzekker ve müennesleri, tesniye ve çoğulları eşittir.
Aralarında bir fark yoktur
125.
116 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. Ayetin tamamı şöyledir: ( كْ َ
ِ ُكم
ل
ْ
َب
ِن ق
َ م
ين
ِ
ً الَّذ
ا َك ال
َ
ْو
َ أَم
َر
أَ ْكث
َ
ً و
َُّوة
ْ ق
ن ُكم
ِ
ُوا أَ َش َّد م
ان
ِ
َق
َال
ْ ِبِ
ِ ُكم
ل
ْ
َب
ِن ق
َ م
ين
ِ
َ الَّذ
َع
ت
ْ
َم
ت
ْ
ا اس
َ
ْ َكم
ِ ُكم
َق
َال
ُم ِبِ
ت
ْ
َع
ت
ْ
َم
ت
ْ
اس
َ
ْ ف
ِِهم
َالق
ُوا ِبِ
َع
ت
ْ
َم
ت
ْ
َاس
ا ف
ً
َد
ْال
أَو
َ
ِ َك و
لَئ
ْ
ا ُضوا أُو
َ
ِي خ
ْ َكالَّذ
ُم
ُ ْضت
َخ
ْ و
ِهم
ْ
ْ ِيف الُّدن
م
ُ
اَُل
َ
ْم
َ ْت أَع
ِط
ب
ُ ح وَن َ
ِر
اس
َ
ُ ا ْْل
ُم
ِ َك ى
أُولَئ
َ
ِ و
ة
َ
ِر
اآلخ
َ
ا و
َ
ي ( Sizden önceki (münafık ve kâfir)ler gibi. Onlar
sizden kuvvet bakımından daha güçlü, mal ve çocuklar bakımından daha çoktular. Onlar kendi
paylarıyla yararlanmaya baktılar; siz de, sizden öncekilerin kendi paylarıyla yararlanmaya
kalkışmaları gibi, kendi paylarınızla yararlanmaya baktınız ve siz de (dünyaya ve zevke) dalanlar
gibi daldınız. İşte onların dünyada ahirette bütün yapıp ettikleri (amelleri) boşa çıkmıştır ve işte
onlar kayba uğrayanlardır. (Tevbe 9/69). 117 İbnu‟l-A‟rabi: Bu zat, Muhiddin Arabi değildir. Tefsir ve hadis bilgini, fıkıh âlimi olan İbnu‟lA‟rabi‟dir.
118 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 119 er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 120 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184. 121 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 122 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 123 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 124 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144. 125 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
24
din açısından sen, ondan sadece nasibin ve payın kadarını yiyebilirsin." Bu söz, ona,
Kur‟an öğreten kimseyi yedirmesi sırasında söylenmiştir.111
*- Yine Zebidî'ye göre; “القَ
لْا “kelimesi, aynı zamanda “Din” demektir112. Bu
anlam diğer sözlüklerde tespit edilmemiştir.
Kur'an-ı Kerim'de 3 yerde (قَ
َال
خ ,(iki yerde de zamir almış olarak ( ِ
َالق
ْ ِب
( ُكم
(
ْ
ِِهم
َالق
ب (ِşeklinde geçer113.
2. 4. 1. Dilbilimcilerin “ق ُخال َال “kelimesine örnek verdiği ayetler:
َق” .I
َال
ْ خ
ِن
ِ م
ُ يف اآلخرة
الو
َ
م
َ
و” “Onun ahiretten bir nasibi yoktur.” (Bakara, 2/200).
Ezherî (370/980 ) bu kelimeyi açıklarken isim vermeden: "Tefsir âlimleri bu ayette
َ ُق” geçen
لال ْْا “kelimesi hakkında: “Bu, hayırdan bir nasibi, bir payı bulunmak”
demektir, diye açıklıyorlar."114 der.
II. ( َ
َ ْد ع
لَق
َ
ٍق و
َ
َال
ْ خ
ِن
ِ م
ة
َ
ِر
ِيف اآلخ
ُ
ا لَو
َ
ُ م
اه
َ
َر
َ ِن ا ْشت
ُوا لَم
ِم
ل.. ( Onu (sihri) satın alanın ahirette
herhangi bir payı olmayacağını bilmekteydiler (Bakara 2/ 102).
Râgıb el-İsfehânî (502/1108) قٍ
َ
َال
خ kelimesini açıklarken bu ayeti örnek vererek
kelimenin insanın ahlakıyla kazandığı erdemlere dendiğine dikkat çeker.
115
III. Bu kelimenin içinde yer aldığı bir başka ayette de Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“ِ
ة
َ
ِر
ْ يف اآلخ
م
ُ
َ َق ََل
َال
خ ال ك َولئَأ” “İşte onlar, ahirette bir nasipleri olmayanlardır.” (Al-i
İmran 3/37).
IV. “
ْ
ِِهم
َالق
ُوا ِب
َع
ت
ْ
َم
ت
ْ
فاس “ayeti de bu anlamdadır: “Onlar nasiblerinden
yararlandılar” (Tevbe 9/69) demektir116.
111 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 112 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 113 Bkz. Bakara 2/102; Bakara 2/200; Al-i İmran 3/37İ Tevbe, 9/69. 114 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 115 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107.
266 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
25
2. 5. “قَّ
ُخل
َ) :“الم
لَّق
َ
خ (fiilinin ismi mef'ulüdür. İbnu‟l-A‟rabi (ö.543/1148)117
“لقةَّم “ ُُkelimesinin vücut organları tamamlanmış olan, ortaya çıkan anlamında
olduğunu söyler118. “ٌ
َة
لَّق
َ
م ُُمضغة" “tam yaradılışlı, eksiği, kusuru ve sakatlığı
bulunmayan", demektir119. Yani hiçbir tarafında bir eksikliği olmayan, uzuvları tam
olarak belirlenmiş olan120, kusursuz yaratılan, sakatlık ve benzeri bir rahatsızlığı
bulunmayandır121.
“ٍ
َة
لَّق
َ
ِ ُُم
ْ
يْغ “ َise düşük olan demektir.122. Yani henüz şekillenmemiş, şekil almamış,
sureti belirlenmemiş123 demektir.
َق بو وىذا ُملقة لذلك” şekilde Aynı*- "
ْل
أخ وىو “ifadesi de “O, buna layıktır ve
layık olmaya da değerdir” anlamındadır124. “لذلك َملقة َُلمرْا َوىذا” “Bu şey, buna
değer. Tam da bunun için var edilmiştir.” cümleleri bu kelimeyi örnekleme anlamında
kullanılmıştır. Bu kelimenin müzekker ve müennesleri, tesniye ve çoğulları eşittir.
Aralarında bir fark yoktur
125.
116 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. Ayetin tamamı şöyledir: ( كْ َ
ِ ُكم
ل
ْ
َب
ِن ق
َ م
ين
ِ
ً الَّذ
ا َك ال
َ
ْو
َ أَم
َر
أَ ْكث
َ
ً و
َُّوة
ْ ق
ن ُكم
ِ
ُوا أَ َش َّد م
ان
ِ
َق
َال
ْ ِبِ
ِ ُكم
ل
ْ
َب
ِن ق
َ م
ين
ِ
َ الَّذ
َع
ت
ْ
َم
ت
ْ
ا اس
َ
ْ َكم
ِ ُكم
َق
َال
ُم ِبِ
ت
ْ
َع
ت
ْ
َم
ت
ْ
اس
َ
ْ ف
ِِهم
َالق
ُوا ِبِ
َع
ت
ْ
َم
ت
ْ
َاس
ا ف
ً
َد
ْال
أَو
َ
ِ َك و
لَئ
ْ
ا ُضوا أُو
َ
ِي خ
ْ َكالَّذ
ُم
ُ ْضت
َخ
ْ و
ِهم
ْ
ْ ِيف الُّدن
م
ُ
اَُل
َ
ْم
َ ْت أَع
ِط
ب
ُ ح وَن َ
ِر
اس
َ
ُ ا ْْل
ُم
ِ َك ى
أُولَئ
َ
ِ و
ة
َ
ِر
اآلخ
َ
ا و
َ
ي ( Sizden önceki (münafık ve kâfir)ler gibi. Onlar
sizden kuvvet bakımından daha güçlü, mal ve çocuklar bakımından daha çoktular. Onlar kendi
paylarıyla yararlanmaya baktılar; siz de, sizden öncekilerin kendi paylarıyla yararlanmaya
kalkışmaları gibi, kendi paylarınızla yararlanmaya baktınız ve siz de (dünyaya ve zevke) dalanlar
gibi daldınız. İşte onların dünyada ahirette bütün yapıp ettikleri (amelleri) boşa çıkmıştır ve işte
onlar kayba uğrayanlardır. (Tevbe 9/69). 117 İbnu‟l-A‟rabi: Bu zat, Muhiddin Arabi değildir. Tefsir ve hadis bilgini, fıkıh âlimi olan İbnu‟lA‟rabi‟dir.
118 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 119 er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 120 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184. 121 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 122 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 123 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 124 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144. 125 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
Sizden önceki (münafık ve kâfir)ler gibi. Onlar
sizden kuvvet bakımından daha güçlü, mal ve çocuklar bakımından daha çoktular. Onlar kendi
paylarıyla yararlanmaya baktılar; siz de, sizden öncekilerin kendi paylarıyla yararlanmaya kalkış-
maları gibi, kendi paylarınızla yararlanmaya baktınız ve siz de (dünyaya ve zevke) dalanlar gibi
daldınız. İşte onların dünyada ahirette bütün yapıp ettikleri (amelleri) boşa çıkmıştır ve işte onlar
kayba uğrayanlardır. (Tevbe 9/69).
117) İbnu’l-A’rabi: Bu zat, Muhiddin Arabi değildir. Tefsir ve hadis bilgini, fıkıh âlimi olan İbnu’lA’rabi’dir.
118) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
119) er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
120) el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184.
121) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
122) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
123) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X,
85.
124) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144.
125) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
25
2. 5. “قَّ
ُخل
َ) :“الم
لَّق
َ
خ (fiilinin ismi mef'ulüdür. İbnu‟l-A‟rabi (ö.543/1148)117
“لقةَّم “ ُُkelimesinin vücut organları tamamlanmış olan, ortaya çıkan anlamında
olduğunu söyler118. “ٌ
َة
لَّق
َ
م ُُمضغة" “tam yaradılışlı, eksiği, kusuru ve sakatlığı
bulunmayan", demektir119. Yani hiçbir tarafında bir eksikliği olmayan, uzuvları tam
olarak belirlenmiş olan120, kusursuz yaratılan, sakatlık ve benzeri bir rahatsızlığı
bulunmayandır121.
“ٍ
َة
لَّق
َ
ِ ُُم
ْ
يْغ “ َise düşük olan demektir.122. Yani henüz şekillenmemiş, şekil almamış,
sureti belirlenmemiş123 demektir.
َق بو وىذا ُملقة لذلك” şekilde Aynı*- "
ْل
أخ وىو “ifadesi de “O, buna layıktır ve
layık olmaya da değerdir” anlamındadır124. “لذلك َملقة َُلمرْا َوىذا” “Bu şey, buna
değer. Tam da bunun için var edilmiştir.” cümleleri bu kelimeyi örnekleme anlamında
kullanılmıştır. Bu kelimenin müzekker ve müennesleri, tesniye ve çoğulları eşittir.
Aralarında bir fark yoktur
125.
116 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. Ayetin tamamı şöyledir: ( كْ َ
ِ ُكم
ل
ْ
َب
ِن ق
َ م
ين
ِ
ً الَّذ
ا َك ال
َ
ْو
َ أَم
َر
أَ ْكث
َ
ً و
َُّوة
ْ ق
ن ُكم
ِ
ُوا أَ َش َّد م
ان
ِ
َق
َال
ْ ِبِ
ِ ُكم
ل
ْ
َب
ِن ق
َ م
ين
ِ
َ الَّذ
َع
ت
ْ
َم
ت
ْ
ا اس
َ
ْ َكم
ِ ُكم
َق
َال
ُم ِبِ
ت
ْ
َع
ت
ْ
َم
ت
ْ
َاس
ْ ف
ِِهم
َالق
ُوا ِبِ
َع
ت
ْ
َم
ت
ْ
اس
َ
ا ف
ً
َد
ْال
أَو
َ
ِ َك و
لَئ
ْ
ا ُضوا أُو
َ
ِي خ
ْ َكالَّذ
ُم
ُ ْضت
َخ
ْ و
ِهم
ْ
ْ ِيف الُّدن
م
ُ
اَُل
َ
ْم
َ ْت أَع
ِط
ب
ُ ح وَن َ
ِر
اس
َ
ُ ا ْْل
ُم
ِ َك ى
أُولَئ
َ
ِ و
ة
َ
ِر
اآلخ
َ
ا و
َ
ي ( Sizden önceki (münafık ve kâfir)ler gibi. Onlar
sizden kuvvet bakımından daha güçlü, mal ve çocuklar bakımından daha çoktular. Onlar kendi
paylarıyla yararlanmaya baktılar; siz de, sizden öncekilerin kendi paylarıyla yararlanmaya
kalkışmaları gibi, kendi paylarınızla yararlanmaya baktınız ve siz de (dünyaya ve zevke) dalanlar
gibi daldınız. İşte onların dünyada ahirette bütün yapıp ettikleri (amelleri) boşa çıkmıştır ve işte
onlar kayba uğrayanlardır. (Tevbe 9/69). 117 İbnu‟l-A‟rabi: Bu zat, Muhiddin Arabi değildir. Tefsir ve hadis bilgini, fıkıh âlimi olan İbnu‟lA‟rabi‟dir.
118 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 119 er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 120 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184. 121 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 122 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 123 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 124 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144. 125 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 267
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
126) el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184.
127) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
128) İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172.
129) İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172. el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Manzûr, Lisânü'larab,
X, 85.
130) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
26
ُ امل ” -*
لَّق
َ
خ “ aynı zamanda demir ve benzeri sert cisimlerin ve şeylerin yumuşamış
hali126 anlamındadır. “ٌ
لَّق
َ
م ُُقدح “Yumuşak, pürüzsüz ve düzenli alan, alet, şey
manasındadır. Yumuşak ve düzgün, pürüzsüz olan şey için ifade olarak “o düzleşmiştir”
manasında “خلقَقد “ifadesine yer verirler127.
*- Elden geçirilip onarılmış olan ok için de “ٌ
لَّق
َ
م “ ُُdenir. Çünkü bu da, böylece
pürüzsüz duruma gelmiş olur.128 “
ُ
َس
لَّق أَمل
َ
م ُُسهم “düzgün, pürüzsüz sapasağlam,
iyileştirilmiş, onarılmış ok129 anlamındadır.
İbn Mesud‟un Ebu Cehil‟in öldürülmesiyle ilgili hadiste sözkonusu kelime şu
şekilde geçmektedir: “ ملَ
ُ وىو كاْل
لَّق
َ
املخ” “ O/Ebu Cehil, tam da mükemmel yaratılışta
olan bir deve gibiydi.”
130
2. 5. 1. Dilbilimcilerin “قَّ ُ
خل َالم “kelimesine örnek verdiği ayet ve yorumları:
Bu kelimenin geçtiği ayet şudur:
ْ
ِن
َّ م
ٍ ُمث
َة
ْف
ُط
ْ ن
ِن
َّ م
ا ٍب ُمث
َ
ُر
ْ ت
ِن
ْ م
ا ُكم
َ
ْن
َق
ل
َ
ِنَّا خ
َإ
ْ ِث ف
ع
َ
ْب
َ ال
ِن
ْ ٍب م
ي
َ
ِيف ر
ْ
ُم
ْت
ْن ُكن
ِ
ُ إ
ا النَّاس
َ
ه
ُّ
ا أَي
َ
ي
...
َقة
َّ
ُ َخل
ِ م
ْ
َ َغْي
و
َقة
َّ
ُ َخل
ٍ م
َة
ُ ْضغ
ْ م
ِن
َّ م
ٍ ُمث
َة
َق
ل
َ
ع
(Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi
topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları
(önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan
ceninden) yarattık) (Hac, 22/5)
Bu; Cevheri'nin (ö.393/1001) verdiği iki ayet örneğinden sonuncusudur. “ٌ
َة
لَّق
َ
“ ُُم
kelimesini açıklarken ayetin “ٌ
َة
لَّق
َ
ٌ ُُم
َة
ُ ْضغ
م “bölümünü alır ve bunun hiçbir tarafında bir
126 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184. 127 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, 128 İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172. 129 İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172. el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Manzûr, Lisânü'larab,
X, 85. 130 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
268 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
131) el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184.
132) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
133) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
134) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
135) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
136) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144.İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
137) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144.
138) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
139) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144; İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
27
eksikliği olmayan, uzuvları tam olarak belirlenmiş olan mudga (et parçası) anlamına
geldiğini söyler.131.
Ezherî (ö.370/980 ) Cevheri'nin kısaca örnek verdiği ayeti daha geniş biçimde ele
alarak nakiller yapar:
Ahmed b. Yahya‟ya yüce Allah‟ın “ٍ
لَّقة
َ
ِ ُُم
ْ
َ َغْي
ٍ و
َة
لَّق
َ
م) “ ُُHac, 22/5) ayetindeki bu
ifade sorulduğunda o şöyle demiştir: “İnsanlar iki halde yaratılmışlardır. Birinci hal, tam
ve mükemmel bir halde kusursuz olarak yaratılmasıdır. Diğeri de mükemmel olarak
değil, herhangi bir şekilde kusurlu, eksik biri olarak yaratılmasıdır. Yüce Allah‟ın “ ُّ
ِر
ُق
ن
َ
و
َ يف اْلر مى ْحام
ُس
ٍل م
َ
أج إىل نشاء ما” “ Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar
rahimlerde bekletiriz” (Hac, 22/5) ayeti bunu göstermektedir. "
132
Yine Ezherî (ö.370/980)133; İbn Manzûr (ö.711/1311)134 ve Zebîdî (ö.1205/1790)135
kendilerinden önce söylenenleri tekrar ederler.
Anlaşıldığı kadarıyla düzgün, sakatlıktan uzak, mükemmel yaratılışa sahip olana "
َة
لَّق
َ
م " ُُböyle olmayan cenine de "قةَّل
َ
ِ ُُم
ْ
.denmektedirَ " غْي
2. 6. “ختالق ْا “Bu kelime “لقْ
َ
ِعال” olup türeme kelimesinden” اْل
ْت
babından” اف
gelmiştir136. Bir şeyi yaratmak, var etmek, ilk kez icat etmek gibi manaları kapsar.
Kelime, aynı zamanda uydurmak, iftira atmak, yalan uydurmak anlamındadır137. Böyle
bir durumda sanki yalan söyleyen kişi, onları icat ediyor gibidir138.
Ebu Talib‟in bir hadisinde yer alan: “ ِ اختالق ال إِ
إ ىذا ن “ ْkavli de böyledir. Yani
“Bu, yalandan başka bir şey değildir” demektir139.
2. 6. 1. Dilbilimcilerin “ختالق ْا “kelimesine örnek verdiği ayet ve yorumları
131 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184. 132 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 133 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 134 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 135 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 136 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144.İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 137 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144. 138 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 139 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144; İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 269
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
140) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
141) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
142) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107.
143) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
28
Kelimenin geçtiği tek ayet; ( َ
ْن ى
ِ
ِ إ
ة
َ
ِر
ِ اْآلخ
لَّة
ِ
ْم
ََذا ِيف ال
ِ
ا ِّب
َ
ن
ْ
ِع
ا ََس
ِ َذا إ َال ق ِ م َّال َ
Son ) ا ْخت
zamanda bunu hiç duymadık, bu ancak bir uydurma olabilir (Sad 38/7) ayetidir.
Ezherî (ö.370/980) Ferrâ'nın (ö. 207/822) "Araplar: “قِلْلْا بأحاديث ن ٌفال دثناَّح “
derler. Bu, şu anlama gelir: “Filanlar birtakım saçma sapan hurafe türü şeyler konuşup
durdular.” dediğini haber vererek (ق ٌالَ
ِ
ْ ت
َِّال اخ
َ َذا إ
ِ ْن ى
“اختالق” kavlindeki) إ
kelimesinin de bu anlamda140 olduğunu bildirir.
Kendisinden sonraki kuşaktan gelen İbn Sîde (ö.458/ 1066) ve İbn Manzûr ayet
hakkındaki aynı yorumları sözlüklerine alırlar141.
Râgıb el-İsfehânî'nin (ö.502/1108) dediği gibi; "Sözün niteliği bağlamında gelen her
yaratma sözcüğünden maksat yalandır. Bu açıdan insanların pek çoğu Kur‟an için
yaratılma ifadesini kullanmaktan uzak durmuştur."142 Şüphesiz ki her şeyi en iyi şekilde
hikmetleriyle bilen Yüce Allah her türlü kusurdan uzaktır.
Zebîdî (ö.1205/1790) de söylenenleri tekrar ederek durumu özetler143.
Görüldüğü gibi "القِ
ْلق" de kelimesi" اخت
َ
لْا "kelimesi ile benzer anlamda
değerlendirilmiştir.
Buraya kadar olan bölümde Kur'an'da geçen kelimelerin analizi yapılmıştır.
Kur'an'da geçmeyen h-l-k türevleri geçenlerden çok daha fazladır. Sözlükler bu konuda
ayrıntılı bilgi vermesine rağmen topladığımız geniş bilgiyi bir kenara bırakarak makale
hacmi dolayısıyla özet bilgi vermek bir fikir sunması açısından faydalı olacaktır:
II. SÖZLÜKLERDE GEÇEN FAKAT KUR'AN'DA GEÇMEYEN ( ق ل خ (
H-L-K KÖKÜ ve TÜREVLERİ
Bu konu da fiiller ve isimler açısından ayrı ayrı incelenecektir:
1. KUR'AN'DA GEÇMEYEN FİİL OLARAK ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ ve
TÜREVLERİ
Fiiller bilindiği gibi mücerred ya da mezid fiiller olarak bulunur.
140 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 141 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 142 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107. 143 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
27
eksikliği olmayan, uzuvları tam olarak belirlenmiş olan mudga (et parçası) anlamına
geldiğini söyler.131.
Ezherî (ö.370/980 ) Cevheri'nin kısaca örnek verdiği ayeti daha geniş biçimde ele
alarak nakiller yapar:
Ahmed b. Yahya‟ya yüce Allah‟ın “ٍ
لَّقة
َ
ِ ُُم
ْ
َ َغْي
ٍ و
َة
لَّق
َ
م) “ ُُHac, 22/5) ayetindeki bu
ifade sorulduğunda o şöyle demiştir: “İnsanlar iki halde yaratılmışlardır. Birinci hal, tam
ve mükemmel bir halde kusursuz olarak yaratılmasıdır. Diğeri de mükemmel olarak
değil, herhangi bir şekilde kusurlu, eksik biri olarak yaratılmasıdır. Yüce Allah‟ın “ ُّ
ِر
ُق
ن
َ
و
َ يف اْلر مى ْحام
ُس
ٍل م
َ
أج إىل نشاء ما” “ Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar
rahimlerde bekletiriz” (Hac, 22/5) ayeti bunu göstermektedir. "
132
Yine Ezherî (ö.370/980)133; İbn Manzûr (ö.711/1311)134 ve Zebîdî (ö.1205/1790)135
kendilerinden önce söylenenleri tekrar ederler.
Anlaşıldığı kadarıyla düzgün, sakatlıktan uzak, mükemmel yaratılışa sahip olana "
َة
لَّق
َ
م " ُُböyle olmayan cenine de "قةَّل
َ
ِ ُُم
ْ
.denmektedirَ " غْي
2. 6. “ختالق ْا “Bu kelime “لقْ
َ
ِعال” olup türeme kelimesinden” اْل
ْت
babından” اف
gelmiştir136. Bir şeyi yaratmak, var etmek, ilk kez icat etmek gibi manaları kapsar.
Kelime, aynı zamanda uydurmak, iftira atmak, yalan uydurmak anlamındadır137. Böyle
bir durumda sanki yalan söyleyen kişi, onları icat ediyor gibidir138.
Ebu Talib‟in bir hadisinde yer alan: “ ِ اختالق ال إِ
إ ىذا ن “ ْkavli de böyledir. Yani
“Bu, yalandan başka bir şey değildir” demektir139.
2. 6. 1. Dilbilimcilerin “ختالق ْا “kelimesine örnek verdiği ayet ve yorumları
131 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184. 132 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 133 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 134 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 135 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 136 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144.İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 137 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144. 138 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 139 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144; İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
270 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
144) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151; el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184; İbnu'l-Esîr, en-Nihâ-
ye, II, 144; İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85
145) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144.
146) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
147) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-A'zâm, II, 274.
148) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
149) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144.
150) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-Ayn, IV, 151; İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172.
151) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-A'zâm, II, 274, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, İbrâhîm Mustafa
ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524
152) İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524.
29
1.1. Mucerred/Eksiz Fiiller
1.1. 1. “ قُ َ
ُ َخ ُق ل
َ ْخل
ً” :“ ي
َة
لوق
ُ
َ الثو ُب خ
ُق
ل
َ
خ قد “dendiğinde bu, "Elbise/giysi eskidi,
yıprandı"
144 ya da “Elbiseyi ölçtü, biçti ve değerlendirip şekle soktu” gibi manaları
kapsar145.
*- Ayrıca “
ُ
َ الرجل
ُق
ل
َ
خ “ibaresinin manası: “Adam ahlakça güzel yaratılıştadır”
demektir146. Nitekim “ً
َة
َالق
َ ْت خ
ُق
ل
َ
خ وقد “cümlesi de bu manada olup: “Kadın, ahlakça
güzel yaratılıştadır” demektir147.
ُق ” -*
ل
َ لذلك خ قد” “Sanki onun için takdir edilmiştir” anlamındadır148.
*- Bir diğer anlamı liyakat kazandı, layık oldu, anlamıdır149.
1.1. 2. “قَ ُ
َ ْخل
َق ي
ِ
خل :“ َBu fiil de herhangi bir şey "eskidi, yıprandı, yıllandı,
yaşlandı" gibi manaları içerir150.
*- Yine aynı kelime bir şeyin düzleşmesi, yumuşaması, pürüzsüz hale gelmesi,
düzen ve intizama girmesi anlamlarını da kapsar. “ ِ ىو َخلقو” “O, onu intizama
soktu, tesviye etti.” denilir151.
1. 2. Ekli/Mezid Fiiller
1.2. 1. “ خَ َال ق :“ َKişiye ahlak ve karakterine uygun olarak davranmak, muamelede
bulunmak, karşılık vermek anlamındadır152. “
َ
ِ ر
ِِق الفاج
َ وخال
ِن
ْم
ؤ
ُ
ِ ِص امل
Mümin” “خال
144 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151; el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184; İbnu'l-Esîr, enNihâye,
II, 144; İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85 145 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144. 146 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 147 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-A'zâm, II, 274. 148 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 149 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144. 150 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-Ayn, IV, 151; İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172. 151 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-A'zâm, II, 274, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, İbrâhîm
Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524 152 İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 271
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
153) el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs,
I, 6288.
154) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
155) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-A'zâm, II, 274, İbn Manzûr,
Lisânü'l-arab, X, 85.
156) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-Luga, II, 172.
157) er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
158) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151-152.
159) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
160) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152.
161) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, İbn Manzûr,
Lisânü'l-arab, X, 85
30
kimseye samimi davran ( ya da ihlas ile hareket et)! Facir/kötü kimseyi de başından
sav” diye halk arasında söylenir153.
Kaldı ki bir hadiste de bu manada ifade yer almaktadır: “ تبعَوأ تْ َ
ْ ُث ُكن
ي
َ
اتَِّق اللَّو ح
َن
َ ِبلٍق حس
اس
َ
ِِق الن
ُها وخال
ْح
َ ََت
َة
ن
َ
َس
َ اْل
َة
َّئ
سي َّال” “Nerede olursan ol Allah’a karşı
gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin.
İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran. (Tirmizî, Birr, 55).” 154
Şair de diyor ki:
“ ُ
ل
ُ
َ ِب
اس
ّ
َ ِِق الن
َ خال ٍن . ال ت
َس
ّ ٍق ح
ِهر
َ
ا ِس ي
ّ
ً على الن
ْ َكْلبا
“ ُكن
“İnsanlara güzel ahlak ile muamelede bulun. İnsanların yüzüne havlayan bir köpek
olma.” 155
1.2. 2. “قَ َ
خلَ ْأ :“Eskitmek, yıpratmak156 anlamındadır. Mana açısından “ َ
َخ
ُق
“ ل
gibidir157. Yani hepsi de eskimek, yıpranmak, yıllanmak, yaşlanmak gibi manaları
içerir.
َين فال ٌن ثوبو” -*
َق
ْل
خَأ” “Filan kimsenin giysisi beni eskitti” denir ki aslında bu,
“Filan kimse bana eskimiş giysilerinden verdi” anlamındadır158.
Dilenci hakkında “كَ
ْه
َج
ْ َت و
َق
ْل
أخ” “sen yüzünü eskittin” denir ki bu, mecazi
anlamda “sen yüzüne leke sürdün”159 “yüzünü kirlettin, yüzünü kararttın”160 anlamına
gelir. “
َ
ء
ْ
ُ ال َّشي
ْر
َ ال َّدى
َق
ْل
أخ” “Dehr/çağ ve zaman şeyi eskitti, yıprattı”
و” ,161
ُ
َ َشباب
َق
ْل
“أَخ
153 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I,
6288. 154 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 155 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-A'zâm, II, 274, İbn Manzûr,
Lisânü'l-arab, X, 85. 156 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-Luga, II, 172. 157 er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 158 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151-152. 159 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 160 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. 161 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, İbn Manzûr,
Lisânü'l-arab, X, 85
272 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
162) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
163) İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524.
164) İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327.
165) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
166) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85
167) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
168) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, Tahrân, ts., s. 107.
169) İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172.
170) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
171) el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184.
31
"Gençliği uçup gitti" 162, “وىلَفالنَشبابَأخلق “sözleri “Filan kimsenin gençliği yok olup
gitti ve arkasını çevirdi” anlamında olup, asıl mana: “Adam o şeyi eskitti, elinden kaçırdı”
demektir163.
َال َق لو” ;Özetle
َق. وفالن ال خ
ل
َ
ً فهو خ
ً وخلوقا
َ خلوقة
ُق
ل
َ
ً وخ
ا
َ
َ الثو ُب إخالق
َق
Bu” أَخل
ifade içerisinde yer alan kelimeler, anlam olarak tümü, elbisenin, giysinin eskimesini,
pörsümesini, yaramaz duruma gelmiş olmasını, kullanılamaz gibi manaları içerirler. Bu
kelime dizisi aynı zamanda bir şeyden pay sahibi olmak, nasibi bulunmak gibi manaları
da ihtiva ederler.164
İbn Dureyd‟in bu kelimeleri toplu halde vermesi mastarlarının ortak olması ve
kullanım açısındandır. Bunlar ibare içerisinde yer alan cümlelere göre, konu dikkate
alınarak anlamlandırılırlar. Bu nedenle manayı toplu olarak zikretmiştir. Keza mastarları
da öyledir.
Halid‟in annesiyle ilgili hadisinde bu kelime geçer. Resulullah (a.s), onun annesine
ِى”
ق
ِ
ْل
ِى وأَخ
ل
ْ
بَأ” “eskit ve yıprat onu.” demiştir. Rivayette “يعو
ِ
ْط
َق
ifadesi” إخالق الثَّوب ت
var ki, bu, elbisenin yıpranması, aynı zamanda parçalanması manasınadır165.”
*- Bir diğer anlam olarak; kişi, ahlaklı olduğunda onun için “الرجلَ
َق
ْل
adam” "أَخ
ahlaklı oldu” denir166.
1.2. 3. “قَ َل
ْ
َو
اخل :“Bir şeyin düzleşmesi, yumuşaması, pürüzsüz hale gelmesi, düzen
ve intizama girmesidir.” 167
َ ُب"
َ ال َّسحا
لَق
ْ
َو
ْل
اخ "bulut yumuşadı anlamında bir deyimdir168. Bulut pürüzsüz oldu,
dümdüz hale geldi169 demektir. Bulut havada yağdırmak üzere oldu, semada bulut
yamyassı oldu, pürüzsüz oldu170, tam da yağmur yağdıracak bulut oldu171, düzene girdi,
162 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 163 İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524. 164 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. 165 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 166 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85 167 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, 168 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, Tahrân, ts., s. 107. 169 İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172. 170 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 171 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 273
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
172) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
173) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
174) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
175) İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524.
176) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
177) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-A'zâm, II, 274.
178) İbrâhîm Mustafa ve ark. el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524.
179) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
32
bulutun hareketi yükseldi172 manaları sözlüklerde bu kelime için söylenmektedir.
Aslında “ َ
لَق
ْ
َو
ْل
اخ “fiili, kalıp olarak abartılı/mübalağa manası içeren bir kelimedir.173.
َ اخ ِس ْ ” -*
َر
َ ُنت الف
َ م
لَق
ْ
َو
ل “ dendiğinde ise bu, “atın sırtının düzleşmesi”
anlamındadır174.
1.2. 4. “قَ
َّ
خل :“ َDüzeltmek, tesviye etmek, düzleştirmek, pürüzsüz duruma getirmek,
güzelleştirmek, mükemmel yaratılışta kılmak, kusursuz yaratılışta olmak, yaratılışında eksiği,
kusuru ve sakatlığı olmamak gibi manaları kapsar175.
ْتو” :Örneğin
لَّق
َ
لَّستو” ,bu dendiğinde” خ
َ
م “demek olur ki, manası: “Ben onu düzene
soktum” demektir. 176
*- “ً
يقا
ِ
ل
ْ
ٍق َخت
ُو
ل
َ
ُ ِب
َو
لَّق
َ
وخ “deyimi ise "onu, esans ile iyice buladı" anlamındadır. “ ُ
أَة
ْ
ر
َ
َت امل
لَّق
َ
خ
َها
ْم
جس" “Kadın, bedenini esans ile boyadı" demektir.
177
1.2. 5. “قَّ
تخل :“Bir şeyde zorlanmak, zoraki yapmak, istemeyerek yapmak, sahip
olduğu ahlakın aksini sergilemek, içyüzünü saklamak, asıl foyasını/niyetini
göstermemek, söz uydurmak178 anlamındadır. “كذا قُ
ل
ُ
ِ
َ ِب
لَّق
َ
خت” “ َŞöyle bir ahlak edindi”
demektir ki, fıtratının aksi olan bir huy sahibi olma gayreti, olduğu gibi görünmeme
halidir179.
Şair Vabısa şöyle der:
“ َ
َ ي
ق
ُّ
ل
َ
ِ ... إ َّن التَّخ
و
ِ
ت
َ
ِ يم
َ ش
ْر
ي َغي
ِّ
ل
َ
َح
ت
ُ
ها امل
ُّ
ُ يا أي
ُق
ل
ُ
ُ اْل
َو
“ أ ِيت دون
“Ey asıl ahlakını bırakıp özentiye kaçan kişi!”
172 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, 173 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 174 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 175 İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524. 176 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 177 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-A'zâm, II, 274. 178 İbrâhîm Mustafa ve ark. el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524. 179 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
274 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
180) el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, ez-Zebîdî,
Tâcu'l-arûs, I, 6288.
181) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85
182) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
183) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
184) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
185) İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327.
186) er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196.
187) İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327.
188) İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524.
33
“Doğrusu özenti insana başka huylar da edindirir.” 180
Burada asıl olması gerektiği gibi görünmeyi göstermeme, bunun yerine farklı bir
tutum sergileme sözkonusudur181.
Hz. Ömer de şöyle diyor: “ ق َ منَّ
َم اللّو أنو ليس َ َخل
ْ ت ل
ع
َ نفس و اللّو ِ للناس ِبا ي و َ
“ شان
“Allah bildiği halde kişinin sırf halka yaranmak için ahlaklı gözükmesi sebebiyle Allah,
onu lekeler, kötü duruma düşürür.” 182 Hz. Ömer‟in “قَّختل “sözü, tıpkı “مل َّت “ ََgibidir.
Yani ahlak yönünden görünürde güzel şeyler sergiledi. Yapmacık davranışlar içine
girdi. Güzel ve şirin görünmeye çalıştı gibi manaları içerir183.
ْتو” -*
لَّق
َ
وخ قَّختل َوقد “ibaresi, birine koku sürmek, kokuya bulamak manasına da
gelir184.
1.2. 6. “اختلق :“Uydurmak, yaratmak, yalan düzmek185, iftirada bulunmak, yalan
söylemek, yalan uydurmak186 anlamındadır. “ً
فالنكالما اختلق" “Filan kimse yalan uydurdu,
yalan konuştu, iftirada bulundu" demektir187.
*- “اختلق “hilkati, yaratılışı tam olmak, bir şeyi eksiksiz kılmak manasına da
gelir188.
2. KUR'AN'DA GEÇMEYEN İSİM OLARAK ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ ve
TÜREVLERİ
ِ الْ يق” .1. 2
ُ الْ ” veَ ” خل
يقة
ِ
خل :“ َTabiat, huy, karakter, mizaç anlamındadır. Yani kişide
doğuştan var olan özelliktir189. Cevherî de dâhil olmak üzere sözlük yazarları bu ortak
anlamda birleşmişlerdir190.
180 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, ez-Zebîdî,
Tâcu'l-arûs, I, 6288. 181 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85 182 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 183 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 184 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 185 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. 186 er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196. 187 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. 188 İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 275
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
189) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327..
190) Bkz. el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, erRâzî,
Muhtâru's-sıhâh, s. 196, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85
191) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
192) İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327, el-Cevherî, es-Sıhâh Tâcü'l-luga, I, 184.
193) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152.
194) el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I,
6288, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
195) İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524.
196) İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172. İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524.
197) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107.
198) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
34
*- “ٌ
يق
ِ
ل
َ
خ “kelimesi aynı zamanda bünyesi itibariyle yaratılış açısından hiçbir
eksiklik ve noksanlık kendisinde bulunmayan, normal yaradılışlı insan demektir. “َىي
ٌ
َة
يق
ِ
ل
َ
خ “de bu anlamdadır191.
*- Aynı zamanda “ُ
ْلق
َ
لْا “anlamında olup "yaratmak" demektir192. Yaratıklar,
mahlûkât anlamına da gelmektedir193. Nitekim “اهللُ
يقة
ِ
ل
َ
َْلق اهلل” ve” ىم خ
denir” ىم خ
ki, her iki ibare de mana olarak: “Onlar, Allah’ın yarattıklarıdır” demektir194.
*- “خليقَفهو “ibaresine “O, buna değer, buna layıktır, bunu hak etmiştir” manaları
da verilir195.
ٌ بكذا” -*
ليق
َ
خ ن ٌفال “dendiğinde “Filan kişinin yaratılışı böyledir, onun huyu,
karakteri böyledir” manasında olup196 bu ibare; kişinin o huyla iç içe yaratıldığını
anlatır197.
ٌ لو” -*
يق
ِ
ل
َ
خ ىو “ibaresini mana olarak “لو شبيو ىو “diye değerlendirmişlerdir. Bu
da, “Ona ne kadar da benziyor veya ona benziyor” manasını taşır198. Ahmed b. Halîl
“لو َخليق َفهو “ibaresine “Bu, işte buna değer, buna yaraşır.” manasını da
vermektedir.199
*- “Yönelmek” manasının olduğu da söylenmiştir200.
189 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327.. 190 Bkz. el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, erRâzî,
Muhtâru's-sıhâh, s. 196, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85 191 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 192 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327, el-Cevherî, es-Sıhâh Tâcü'l-luga, I, 184. 193 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. 194 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I,
6288, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 195 İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524. 196 İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172. İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524. 197 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107. 198 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, 199 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. 200 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
33
“Doğrusu özenti insana başka huylar da edindirir.” 180
Burada asıl olması gerektiği gibi görünmeyi göstermeme, bunun yerine farklı bir
tutum sergileme sözkonusudur181.
Hz. Ömer de şöyle diyor: “ ق َ منَّ
َم اللّو أنو ليس َ َخل
ْ ت ل
ع
َ نفس و اللّو ِ للناس ِبا ي و َ
“ شان
“Allah bildiği halde kişinin sırf halka yaranmak için ahlaklı gözükmesi sebebiyle Allah,
onu lekeler, kötü duruma düşürür.” 182 Hz. Ömer‟in “قَّختل “sözü, tıpkı “مل َّت “ ََgibidir.
Yani ahlak yönünden görünürde güzel şeyler sergiledi. Yapmacık davranışlar içine
girdi. Güzel ve şirin görünmeye çalıştı gibi manaları içerir183.
ْتو” -*
لَّق
َ
وخ قَّختل َوقد “ibaresi, birine koku sürmek, kokuya bulamak manasına da
gelir184.
1.2. 6. “اختلق :“Uydurmak, yaratmak, yalan düzmek185, iftirada bulunmak, yalan
söylemek, yalan uydurmak186 anlamındadır. “ً
فالنكالما اختلق" “Filan kimse yalan uydurdu,
yalan konuştu, iftirada bulundu" demektir187.
*- “اختلق “hilkati, yaratılışı tam olmak, bir şeyi eksiksiz kılmak manasına da
gelir188.
2. KUR'AN'DA GEÇMEYEN İSİM OLARAK ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ ve
TÜREVLERİ
ِ الْ يق” .1. 2
ُ الْ ” veَ ” خل
يقة
ِ
خل :“ َTabiat, huy, karakter, mizaç anlamındadır. Yani kişide
doğuştan var olan özelliktir189. Cevherî de dâhil olmak üzere sözlük yazarları bu ortak
anlamda birleşmişlerdir190.
180 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, ez-Zebîdî,
Tâcu'l-arûs, I, 6288. 181 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85 182 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 183 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 184 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 185 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. 186 er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196. 187 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. 188 İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524.
276 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
199) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152.
200) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
201) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327, el-Cevherî, esSıhâh
tâcü'l-luga, I, 184.
202) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, İbn Sîde, el-Muhkem ve'lmuhîtu'l-a'zâm,
II, 274,
203) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
204) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
205) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
206) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152.
207) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
34
*- “ٌ
يق
ِ
ل
َ
خ “kelimesi aynı zamanda bünyesi itibariyle yaratılış açısından hiçbir
eksiklik ve noksanlık kendisinde bulunmayan, normal yaradılışlı insan demektir. “َىي
ٌ
َة
يق
ِ
ل
َ
خ “de bu anlamdadır191.
*- Aynı zamanda “ُ
ْلق
َ
لْا “anlamında olup "yaratmak" demektir192. Yaratıklar,
mahlûkât anlamına da gelmektedir193. Nitekim “اهللُ
يقة
ِ
ل
َ
َْلق اهلل” ve” ىم خ
denir” ىم خ
ki, her iki ibare de mana olarak: “Onlar, Allah’ın yarattıklarıdır” demektir194.
*- “خليقَفهو “ibaresine “O, buna değer, buna layıktır, bunu hak etmiştir” manaları
da verilir195.
ٌ بكذا” -*
ليق
َ
خ ن ٌفال “dendiğinde “Filan kişinin yaratılışı böyledir, onun huyu,
karakteri böyledir” manasında olup196 bu ibare; kişinin o huyla iç içe yaratıldığını
anlatır197.
ٌ لو” -*
يق
ِ
ل
َ
خ ىو “ibaresini mana olarak “لو شبيو ىو “diye değerlendirmişlerdir. Bu
da, “Ona ne kadar da benziyor veya ona benziyor” manasını taşır198. Ahmed b. Halîl
“لو َخليق َفهو “ibaresine “Bu, işte buna değer, buna yaraşır.” manasını da
vermektedir.199
*- “Yönelmek” manasının olduğu da söylenmiştir200.
189 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327.. 190 Bkz. el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, erRâzî,
Muhtâru's-sıhâh, s. 196, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85 191 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 192 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327, el-Cevherî, es-Sıhâh Tâcü'l-luga, I, 184. 193 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. 194 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I,
6288, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 195 İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524. 196 İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172. İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524. 197 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107. 198 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, 199 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. 200 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
35
*- Büyük kaya üzerinde bulunan oyuğa da “لليقةْا “denir. Yağmur yağdığında
oyuğu içinde su biriken kaya, taş kütlesi de bu ismi alır.201
*- “ُ
َة
يق
ِ
ل
َ
لْا “kazılmış çukur anlamına da gelir 202.
َة” -*
يق
ِ
ل
َ
خ “Hicaz civarında Medine‟ye 12 mil mesafede bulunan, aralarında Suleym
kabilesinin de yer aldığı bir bölgenin adıdır. 203
َة” Yine*-
يق
ِ
ل
َ
خ “kelimesi, ayrıca Mekke ile Yemame arasında var olan bir suyun
adıdır204.
َة” -*
يق
ِ
ل
َ
خ “kelimesi, aynı zamanda Haccac b. Miklas‟ın hanımının da adıdır.
Annesinden rivayetler aktarmıştır. Kendisinden de kocası rivayette bulunmuştur. Bu
bilgiyi, onun emiri haber vermektedir205.
2. 3. “ُ
َة
ُ” ve” ال َخالق
َة
ُوق
َ ” :“ال ُخل
ُق
ل
َ
خ “fiilinin mastarlarıdır. Düz, düzgün, pürüzsüz,
güzel ahlak vb. gibi manaları içerir. Örneğin “ً
َة
َالق
ُ خ
أَة
ْ
ر
َ
َت امل
ُق
ل
َ
خ “dendiğinde bu,
“kadın ahlaken güzeldir” "eksiksiz, kadın gibi kadın, güzel kadın" anlaşılır206
Yani yaratılış açısından mükemmel olan kadın kastedildiği anlaşılmaktadır.
َة” -*
َالق
لْا “kelimesi aynı zamanda temrin (alıştırma) anlamındadır.207
2. 2. “
ََقة
َ ْخل
ْ ” :“م
َْي
لخ
ِ
ٌ ل
َة
َق
َ ْخل
مَل ىذا ن ّإ “dendiğinde; “Doğrusu bu, hayır için daha
yarayışlıdır. Tam da bu iş için yaratılmıştır.” 208 demektir.
201 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327, el-Cevherî, esSıhâh
tâcü'l-luga, I, 184. 202 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, İbn Sîde, el-Muhkem ve'lmuhîtu'l-a'zâm,
II, 274, 203 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 204 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 205 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 206 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. 207 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 208 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 277
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
208) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
209) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
210) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172, el-Cevherî,
es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288
211) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
212) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
213) el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172, İbn Manzûr,
Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
214) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Manzûr, Lisânü'larab,
X, 85.
215) el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh,
s. 196. İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172.
216) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
217) el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184.
218) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
219) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
220) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Sîde, elMuhkem
ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107, ez-Zebîdî, Tâcu'larûs,
I, 6288.
221) İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
35
*- Büyük kaya üzerinde bulunan oyuğa da “لليقةْا “denir. Yağmur yağdığında
oyuğu içinde su biriken kaya, taş kütlesi de bu ismi alır.201
*- “ُ
َة
يق
ِ
ل
َ
لْا “kazılmış çukur anlamına da gelir 202.
َة” -*
يق
ِ
ل
َ
خ “Hicaz civarında Medine‟ye 12 mil mesafede bulunan, aralarında Suleym
kabilesinin de yer aldığı bir bölgenin adıdır. 203
َة” Yine*-
يق
ِ
ل
َ
خ “kelimesi, ayrıca Mekke ile Yemame arasında var olan bir suyun
adıdır204.
َة” -*
يق
ِ
ل
َ
خ “kelimesi, aynı zamanda Haccac b. Miklas‟ın hanımının da adıdır.
Annesinden rivayetler aktarmıştır. Kendisinden de kocası rivayette bulunmuştur. Bu
bilgiyi, onun emiri haber vermektedir205.
2. 3. “ُ
َة
ُ” ve” ال َخالق
َة
ُوق
َ ” :“ال ُخل
ُق
ل
َ
خ “fiilinin mastarlarıdır. Düz, düzgün, pürüzsüz,
güzel ahlak vb. gibi manaları içerir. Örneğin “ً
َة
َالق
ُ خ
أَة
ْ
ر
َ
َت امل
ُق
ل
َ
خ “dendiğinde bu,
“kadın ahlaken güzeldir” "eksiksiz, kadın gibi kadın, güzel kadın" anlaşılır206
Yani yaratılış açısından mükemmel olan kadın kastedildiği anlaşılmaktadır.
َة” -*
َالق
لْا “kelimesi aynı zamanda temrin (alıştırma) anlamındadır.207
2. 2. “
ََقة
َ ْخل
ْ ” :“م
َْي
لخ
ِ
ٌ ل
َة
َق
َ ْخل
مَل ىذا ن ّإ “dendiğinde; “Doğrusu bu, hayır için daha
yarayışlıdır. Tam da bu iş için yaratılmıştır.” 208 demektir.
201 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327, el-Cevherî, esSıhâh
tâcü'l-luga, I, 184. 202 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, İbn Sîde, el-Muhkem ve'lmuhîtu'l-a'zâm,
II, 274, 203 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 204 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 205 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 206 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. 207 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 208 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
36
2. 4. “قَ ُ
ْل
ُ ْخت
الم :“Düzgün ve pürüzsüz olan şey209, hiçbir organında eksiklik
bulunmayan, normal olan kimse (kadın veya erkek), mükemmel olan demektir210. Mana
ليق” açısından
َ
211.gibidir” اْل
2. 4. “قَ
خل :“ َEski, pörsümüş, yıpranmış anlamındadır212. Kelime hem müzekker hem
müennes için eşit şekilde kullanılır213. Nitekim “ َ ث
ْ
َ ٌب َ و
ٌخل
ق “ Eski giysi214; “ ِ
ٌ َ مْل
ََ حَفة
ٌخل
“ ق
Eski çarşaf, battaniye, örtü”
215; “ َ
ٌد
ََ ار
ٌخل
ق “ Eski ev216 denir. Kelimenin çoğul şekli “ن ٌلقاْ
ُ
“خ
olarak gelmiştir. 217 “ق ٌالْ
ْلقا ٌن وأخ
ُ
خ “olarak gelir de denmiştir218.
*- “ٌ
َق
ل
َ
خ ثوب “demek, “ َ ثوب لٍبا “ anlamında olup bu da “eskimiş giysi”
ْ ثو أَ الق ٌب ” .demektir219
خ “ dendiğinde bu, her tarafı dökülen çok eski giysi demektir.220
Burada çoğul olarak geçen “أخالق “kelimesiyle tekil olan bir kelime nitelenmiştir221.
209 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 210 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172, el-Cevherî,
es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288 211 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 212 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 213 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172, İbn Manzûr,
Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 214 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Manzûr, Lisânü'larab,
X, 85. 215 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh,
s. 196. İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172. 216 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, 217 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184. 218 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 219 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 220 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Sîde, elMuhkem
ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107, ez-Zebîdî, Tâcu'larûs,
I, 6288. 221 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
278 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
222) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
223) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
224) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
225) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107.
226) İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524.
227) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, er- Râzî,
Muhtâru's-sıhâh, s. 196, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
228) İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Manzûr, Lisânü'larab,
X, 85.
229) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
230) er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196.
231) İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524.
232) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
37
Toplum bunu bu şekilde kullanmaktadır222. Yani, bir şey, tümüyle eskimiş ise, bu
şekilde söylenir223.
Ferrâ da şöyle der: “ق ٌالْ
ْ ٌب أَخ
و َث “denmesi, eskimenin elbisenin tüm yerlerine
işlemiş olması sebebiyledir. Bu itibarla her bir karesi/parçası ayrı ayrı eskimiş
olduğundan, böylece eskiyen parçaların çokluğu sebebiyle, kelime çoğul olarak
zikredilmiştir224.
َق) -*
ل
َ
خ (insanın ahlakıyla kazandığı erdemlere de denir225. “لخالقْا ;“Ahlak; “َعلم
لخالقْا” “Ahlak İlmi” demektir. Konusu, güzellik/iyilik ve kötülük/çirkinlik (hüsn ve
kubuh) olan şeylerle ilgili hükümleri ele alan bilim dalıdır226.
2. 5. “قَ ُ
خلَ ْاأل “Ahleku: Her şeyin düzgün ve pürüzsüz olanı demektir227. Hiçbir şeyi
geçirmeyen, düz, yassı/sağır kaya, dağ, aslında her şeyin yassı, düz ve pürüzsüz olanı,
bir şeyin kendisi üzerinde etki etmediği şey228, bitkisiz alan, tepe; üzerinde bitki adına
hiçbir şey bitirmeyen kayalık anlamındadır229. Çoğulu, “ن ٌاَ
ْلق
ُ
.kelimesidir230” خ
Yani “لخلقْا “Bir şeyin kendisine etki etmediği şey demektir. “املال َمن َأخلق “
dendiğinde, adamın mal namına elinde bir şeyi yoktur, çıplaktır231, “maldan yoksun
olan adam”
232 anlamında kullanılmaktadır.
222 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, 223 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 224 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 225 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107. 226 İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524. 227 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, er- Râzî,
Muhtâru's-sıhâh, s. 196, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 228 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Manzûr, Lisânü'larab,
X, 85. 229 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 230 er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196. 231 İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-vasiyt, I, 524. 232 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 279
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
233) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
234) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
235) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I,
6288.
236) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
237) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
238) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X,
85.
239) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
240) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
241) İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. el-Ezherî, Tehzîbu'lluga,
II, 409.
242) İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
243) el-Cevherî, es-Sıhâh Tâcü'l-luga, I, 184, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, ez-Zebîdî,
Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
38
Kays‟ın kızı Fatıma hadisinde de bunu görebiliyoruz. Orada: “ جلَ
َر
عاوية ف
ُ
وأَّما م
ُ من املال
َق
ْل
أخ” “Muaviye’ye gelince o, malı olmayan biridir.”233 denmektedir. Yani bir
şeyi yok, adam çıplak haldedir, demeye getirilmektedir.” 234
Sevri de, Hz. Ömer‟den (r.a) rivayetle aktarıyor; Ömer bu konuda şöyle demiştir:
ُ الكسب”
َق
ْل
َقْي الذي المال لو، إَّنا الفقْي اْلخ
َ الف
ليس” “Malı olmayan fakir değildir.
Asıl fakirlik, kazanmaktan yoksul olandır.” 235 Yani iyilik ve hasene adına bir şeyi
bulunmayan, ahireti için sevap kazanabileceği bir güzel ameli olmayan kişidir236. Başka
bir deyişle sevap kazanması için, ahireti için önceden hiçbir iyilik göndermeyen
kişidir237.
Ömer‟in (ra) dediğinden murat, en büyük fakirliğin, ahiret fakirliği olduğudur.
Çünkü adam, sevap alabilmesi için malından, kendisi adına oraya hiçbir şey önceden
göndermemiştir238. Hz. Ömer, burada dünya fakirliğinin ahiret fakirliği yanında bir hiç
olduğuna dikkat çekmektedir239.
2. 6. “قاءَلْخ :“ َBu kelime de bir şeyin dümdüz olması manasınadır. “ُ
ْلقاء
َ
herhangi” اْل
bir şeyin geniş, düz ve yassı olan yerine denir240. Örneğin: “اءَ
ْلق
َ
yassı Dümdüz” “صخرة خ
kaya; pürüzsüz düzlükte olan241 su geçirmeyen242, üzerinde hiçbir şey barındırmayan, hiçbir
arızası, eksiği, gediği bulunmayan, kırığı ve döküğü olmayan dümdüz kaya anlamındadır243.
*- “
ُ
للقاءْا “aynı zamanda cinsel organı bitişik olan kadın244 demektir. Çünkü bu
kadın, bu yönüyle tıpkı içine bir şey geçirmeyen düzgün bir kayaya benzemektedir245.
233 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 234 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 235 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 236 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, 237 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 238 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 239 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 240 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 241 İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. el-Ezherî, Tehzîbu'lluga,
II, 409. 242 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 243 el-Cevherî, es-Sıhâh Tâcü'l-luga, I, 184, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, ez-Zebîdî,
Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 244 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Manzûr,
Lisânü'l-arab, X, 85.
280 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
244) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Manzûr,
Lisânü'l-arab, X, 85.
245) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Manzûr, Lisânü'larab,
X, 85.
246) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
247) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
248) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
249) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
250) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
251) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
252) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
253) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274,
254) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
255) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
38
Kays‟ın kızı Fatıma hadisinde de bunu görebiliyoruz. Orada: “ جلَ
َر
عاوية ف
ُ
وأَّما م
ُ من املال
َق
ْل
أخ” “Muaviye’ye gelince o, malı olmayan biridir.”233 denmektedir. Yani bir
şeyi yok, adam çıplak haldedir, demeye getirilmektedir.” 234
Sevri de, Hz. Ömer‟den (r.a) rivayetle aktarıyor; Ömer bu konuda şöyle demiştir:
ُ الكسب”
َق
ْل
َقْي الذي المال لو، إَّنا الفقْي اْلخ
َ الف
ليس” “Malı olmayan fakir değildir.
Asıl fakirlik, kazanmaktan yoksul olandır.” 235 Yani iyilik ve hasene adına bir şeyi
bulunmayan, ahireti için sevap kazanabileceği bir güzel ameli olmayan kişidir236. Başka
bir deyişle sevap kazanması için, ahireti için önceden hiçbir iyilik göndermeyen
kişidir237.
Ömer‟in (ra) dediğinden murat, en büyük fakirliğin, ahiret fakirliği olduğudur.
Çünkü adam, sevap alabilmesi için malından, kendisi adına oraya hiçbir şey önceden
göndermemiştir238. Hz. Ömer, burada dünya fakirliğinin ahiret fakirliği yanında bir hiç
olduğuna dikkat çekmektedir239.
2. 6. “قاءَلْخ :“ َBu kelime de bir şeyin dümdüz olması manasınadır. “ُ
ْلقاء
َ
herhangi” اْل
bir şeyin geniş, düz ve yassı olan yerine denir240. Örneğin: “اءَ
َْلق
yassı Dümdüz” “صخرة خ
kaya; pürüzsüz düzlükte olan241 su geçirmeyen242, üzerinde hiçbir şey barındırmayan, hiçbir
arızası, eksiği, gediği bulunmayan, kırığı ve döküğü olmayan dümdüz kaya anlamındadır243.
*- “
ُ
للقاءْا “aynı zamanda cinsel organı bitişik olan kadın244 demektir. Çünkü bu
kadın, bu yönüyle tıpkı içine bir şey geçirmeyen düzgün bir kayaya benzemektedir245.
233 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 234 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 235 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 236 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, 237 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 238 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 239 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 240 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 241 İbn Fâris, Mu'cemü mekâyisi'l-luga, II, 172, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. el-Ezherî, Tehzîbu'lluga,
II, 409. 242 İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 243 el-Cevherî, es-Sıhâh Tâcü'l-luga, I, 184, İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, ez-Zebîdî,
Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 244 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184, İbn Manzûr,
Lisânü'l-arab, X, 85.
39
Üzerinde hiçbir şey barındırmayan, hiçbir şeyin kendisi üzerinde etkisi olmayan
pürüzsüz kaya gibidir.246
Ömer b. Abdülaziz‟den rivayetle gelen bir hadiste bu konu ele alınmıştır. Cinsel
organı bitişik olan bir kadın ile ilgili olarak ona bir yazı gönderilmiştir. Bu kadın ile bir
erkek evlenmiştir. Konu hakkında Ömer b. Abdülaziz‟den bilgi istenmektedir. Ömer b.
Abdülaziz de mektubu yazana şu cevabı vermektedir: “Eğer, herkes bunun böyle
olduğunu senin açından biliyorlar idiyse –Ömer b. Abdülaziz, bununla kadının velilerini
kastetmektedir-, o takdirde, kadının kocasına ait olan mehrini, velileri ödesinler,
ödemek durumundadırlar247.”
*- “
ُ
ْلقاء
َ
لْا “yüzü dolgun olan, yüzünde herhangi bir yarık bulunmayandır diye İbn
Abbad‟dan rivayetle aktarılmıştır248.
*- Kelimenin ismi tasgiri olan “خليقاء “ve “ لقَْ
ُ خ
اء “ kelimesi sema, gök, yükseklik249
anlamında da kullanılmaktadır. Berrak, pürüzsüz ve düzgün gözüken gök, eşit halde
görülen sema,250 tepsi gibi dümdüz ve yamyassı sema, gök demektir.251
*- “
ُ
ْلقاء
َ
لْا ;“Üst kısmı dar, iç kısmı genişleyen mağara, mağara ağzı da demektir252.
İn, çukur ve kuyu manalarında da kullanılmaktadır. Bir başka anlatıma göre, bunların
dıştan görünen kısımları anlamındadır253. “الغار لقاءَْ
خ “dendiğinde ise mağaranın iç
alanı254 iç kısmı, iç alanı büyük olan mağara255 anlaşılmaktadır.
245 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Manzûr, Lisânü'larab,
X, 85. 246 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 247 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 248 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 249 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409. 250 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, 251 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 252 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 253 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, 254 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 255 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152, el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 281
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
256) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
257) İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327.
258) İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. İbn Fâris, Mu'cemü Mekâyisi'l-Luga, II, 172, el-Cevherî, esSıhâh
tâcü'l-luga, I, 184, el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
259) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
260) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
261) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152.
262) el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s.
196.
263) er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107.
264) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
265) İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144.
266) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274.
267) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
40
*- İbn Düreyd “ُ
ْلقاء
َ
لْا “kelimesinin, deve ve benzeri hayvanlarda, o hayvanın yan
tarafı anlamında kullanıldığını da söylemektedir. “وِ
ْب
ن
َ
َ ج
َْلقاء
ْت على خ
ب
َ
ضر “ َifadesi de
bu manadadır ki bu, “Onun yan tarafındaki kısmına vurdum” anlamını içerir256.
*- “لليقاءْا “aynı zamanda burun kemiği anlamındadır257. İnsanlarda bu, iki
gözü/kaşı arasında yer alır. Atlar açısından da bu, insandaki burun kemiği yeri
konumundadır ki düz ve yassı olan yer demektir. Bu, aynı zamanda devenin veya
atın/kısrağın yan yüzlerine de denir. Dış, dış yüzeyi demektir.258 “
ُ
ْقاء
َي
ل
ُ
iki için” اْل
göz/kaş arasında olan kısım diye de belirtmişlerdir259.
2. 8. “قةَ
خلْ َال :“Yağmur yüklü, her an yağdırmaya hazır pürüzsüz, yamyassı bulut260
anlamındadır.
ُوُق” .9. 2
خل َال :“Güzel koku261, tanınmış, değerli bir esans, mis262 anlamındadır.
Yani bir çeşit kokudur.263 Gerçi bunun zaferan adında bir boya olduğu da söylenmiştir. 264 Fakat bu esans Zaferan denen sarı boya ve diğer esans türleri ile karışım yapılarak
elde edilir. Renk olarak baskın renk kırmızı ve sarı renkte olmasıdır265.
Ebu Bekir, hanımı için şöyle bir Beyt dile getirir266:
ا”
َ
ين
ِ
ُوِق ط
ل
َ
ِ َّن باْل
ِط
َ ْخل
ا ... لَت
َ
ين
ِ
ع
ُ
ِ ْد م
ْ أج
َ ْت إ ْن مل
ِم
ل
َ
َْد ع
“ق
Bir yardımcı bulamasam da o bunu bilir de
Çamuru esansla yoğurup karıştırır267
256 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 257 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. 258 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. İbn Fâris, Mu'cemü Mekâyisi'l-Luga, II, 172, el-Cevherî, esSıhâh
tâcü'l-luga, I, 184, el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 259 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 260 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 261 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. 262 el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196. 263 er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 107. 264 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 265 İbnu'l-Esîr, en-Nihâye, II, 144. 266 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274. 267 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
282 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
268) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
269) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
270) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152.
271) İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327.
272) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
273) Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-Ayn, IV, 151- 152, el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'larûs,
I, 6288.
274) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
275) el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184.
276) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288; İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
41
O, burada şöyle demektedir: “Şayet ben, develerimi sulamak için bana yardım
edecek birini bulamazsam, hemen ayağa kalkar, benimle birlikte develeri sular.
Ellerindeki güzel kokuya çamur bulaşır”. Böylece ona övgü yağdırmaktadır. Burada
sadece sebep olan şeyin yani müsebbebin adından söz ederek -ki bu, çamurun güzel
esansa bulanmasıdır- bununla yetinerek sebebi zikretmeye artık gerek duymamıştır.
Çünkü sebep sudur ve kadının suyu çekmesidir. 268
ُوق” -*
ل
َ
َة” veya” خ
ُوق
ل
َ
خ “kelimeleri, Araplardan bir kabilenin veya soyun adıdır269.
*- Ahmed b. Halîl bu kelimenin aynı zamanda "iyi ahlak"270 anlamında olduğunu da
belirtmiştir.
2. 10. “قَّ
لَّق” :“ال ُخل
ُ
لْا “da cinsel organı bitişik olan kadın, demektir.271 Daha önce
hatırlayacağımız gibi "ُ
َْلقاء
خ "de bu manada kullanılmaktaydı. “ُ
َْلقاء
ٌ وخ
لَّق
ُ
“امرأة خ
Ferci/cinsel organı bitişik kadın için kullanılan darbı meseldir272, yani tabirdir.
ْق به” .11. 2
ِ
ُ” ve” أَ ْخل
ََقه
َو” :“ما أ ْخل
َق
ْل
ُ” ifadesi” ما أخ
َو
َه
olup anlamında” ما أَ ْشب
“Hayret, bu kadar da benzerlik olabilir miymiş?” demektir. Her ikisi de aynı anlamda
taaccüp ifadeleridir273.
2. 12. “
َة
ُوق
َ ْخل
م :“İntihal anlamında kullanılır274. “ٌ
َة
ْلوق
,kaSîde Bu” “ىذه قصيدة َُم
asıl söyleyeninden bir başkasına nispet olunan kaSîdedir." demektir. Aslında kasîde,
başkasınındır.275 Yani: “Başkasına ait olan o kasîdeyi kendisine mal etmeye
çalışmaktır.”276
268 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 269 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 270 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-ayn, IV, 151- 152. 271 İbn Dureyd, Cemheretü'l-luga, I, 327. 272 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 273 Halîl b. Ahmed, Kitâbu'l-Ayn, IV, 151- 152, el-Ezherî, Tehzîbu'l-luga, II, 409, ez-Zebîdî, Tâcu'larûs,
I, 6288. 274 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288, İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85. 275 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184. 276 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288; İbn Manzûr, Lisânü'l-arab, X, 85.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 283
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
277) el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184; ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
278) el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184; er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196; İbn Manzûr, Lisânü'larab,
X, 85.
279) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
280) İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288; İbn Manzûr,
Lisânü'l-arab, X, 85.
281) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
282) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
283) ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288.
284) İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-Vasiyt, I, 524.
42
2. 13. “قةَلْخ ِال :“İnsanın yaratılış özelliği, karakteri277 fıtrat, yaratılış278 demektir.
ْلق”
َ
لْا “kelimesi ile aynı anlama gelir279.
2. 14. “قُ
ِ
خالئ َال :“Su eşeklerine verilen isimdir. Bu da, dört düzgün kemik ayak
üzerinde duran kayalıklar olup, kuyuların başına dikilir. Bunun da üzerinde bir okçu ve
bir de su çeken bulunur280. Yani dikili taşlar anlamındadır.
2. 15. “ىَ
خالق ِال :“İki dağ arasındaki su anlamında “ىَ
ِالق
281.denir” اْل
2. 16. “ي

ِ
لقانْخ ُال :“Eskici, eski giysiler ve başkaca şeyler satan kişi demektir. Kaldı ki
bazı muhaddisler bu isimle nispet olunmuşlardır.Bunlar “نَو
ُّ
ي
ِ
ْلقان
ُ
لْا “nispetiyle anılırlar.282
2. 17. “قىْ َ
َّي
خل “ ُkelimesi, Beni Ukayl beldelerinde bir tepenin adıdır.283
2. 18. “األخالقي :“Üzerinde ittifak kurulan şey, ahlak kuralları, toplum içinde
insanların gidişatlarını belirleyen kararlaştırılmış olan kurallardır. Aksi ahlaksızlıktır.284
Sonuç
Sözlüklerde geçen her kelimenin Kur'an ile bir ilgisinin olup olmadığı ya da ne
kadarının bağlantısının olduğunun tesbiti hakkındaki makalemiz sonuçta bize bir fikir
vermektedir. Böylece (خلق (h-l-k örneğinde sözlüklerde bulunan yedi çeşit fiilden
sadece birinin bulunduğu, 25 çeşit isimden ise sadece 6 ismin yer aldığı ortaya çıkmış
bulunmaktadır.
277 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184; ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 278 el-Cevherî, es-Sıhâh tâcü'l-luga, I, 184; er- Râzî, Muhtâru's-sıhâh, s. 196; İbn Manzûr, Lisânü'larab,
X, 85. 279 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 280 İbn Sîde, el-Muhkem ve'l-muhîtu'l-a'zâm, II, 274, ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288; İbn Manzûr,
Lisânü'l-arab, X, 85. 281 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 282 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 283 ez-Zebîdî, Tâcu'l-arûs, I, 6288. 284 İbrâhîm Mustafa ve ark., el-Mu’cemu’l-Vasiyt, I, 524.
284 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
43
Bu tesbiti yapabilmek için öncelikle erken dönemden yakın döneme kadar olan adından
söz ettirmiş on iki Arapça sözlüğü seçtik. Bu sözlüklerde yer alan (خلق (h-l-k ve türevlerini
tesbit edip tercüme ettik. Karışık olarak verilen kelimeleri isim ve fiil şeklinde ayırdık. Sonra
benzer kelimeleri alt alta getirdik. Akabinde de hangi dilbilimcinin hangi kelime için hangi ayet
örneğini verdiğini belirledik. Makalemizde öncelikle ayet örneği verilen fiil ve isimleri
inceledik. Sonra da arta kalanları yine isim fiil ayrımına tabi tutarak listeledik. Ancak şu
kelimeler şu ortak manadadır diyerek gruplama yapamadık. Çünkü pek çok başka anlamı
olduğunu da fark ettik. Yani kelimelerin pek çoğu birbiriyle eş anlamlı olmasına rağmen başka
anlamlar da içermekte olduğunu gördük.
On iki sözlükte yaptığımız araştırmalarda tek tek olmasa da genel duruma bakılınca
Kur'an'da geçen bütün isimlere şayet varsa ayet örneği verildiğini teşhis ettik. Ancak yapılan
yorumların birbirinin aynısı ve birbirinin nakli olduğu da ortaya çıkan tesbitler arasındadır.
Ancak Halil b. Ahmed, el-Cevheri ve İbn Fâris gibi ilk sözlük yazarları h-l-k ve türevlerini
açıklarken bir veya iki ayet örnek gösterirken sonraki sözlüklerde ayet örnekleri
çoğalmaktadır.
Sonuç olarak h-l-k'dan türetilen ve Kur'an'da geçen ( َ
َخ
َق
ل ( fiilinde baskın gelen
mananın; ölçüp biçerek, tasarlayıp planlayarak bir şeyi ortaya çıkarmak olduğu tesbit
edilmektedir. Bu kelimenin içinde duruma göre iyi ya da kötü bir şekilde uydurmak ve
icat etmek vardır. Yani kısaca yaratmak; "planlayarak üretmek" diyebileceğimiz bir
mana anlaşılmaktadır.
Yine Kur'an'da geçen ve bu kökten türeyen isimleri; başta (ٌ
َْلق
خ ;(yaratma ve
yaratılan varlıklar, ( قِ
ل
َّق َ
َ ا ْْلا – ال
ُق ) ,Yaratan ); ا ْْل
ل
ُ
َْلق da ya خ
خ ;(varlığın üzerinde
yaratıldığı tabiat, karakter, (ٌ َ
َة ُُم
قَّل ;( tam ve eksiksiz yaratılmış olan, (قَ
َال
yaratılana); ا ْْل
verilen pay, hisse şeklinde özetleyebiliriz. (قَ ٌ
ِال
ْت
ِخ
ٌ) da) ا
َْلق
خ (kelimesinden türemiş
olup onunla aynı manayı taşımaktadır.
Kur'an'da geçmeyen diğer türetilen kelimeler de yukarıda zikredilen temel
anlamlardan bir pay taşıdığını hissettirmektedir.
Ayrıca bazı sözlüklerin bir kelimeyi tam olarak açıklayamadığı, eksik ya da karanlık
kalan bir mana verdiği, bir başka sözlüğe bakmaksızın kelimenin bazı anlamlarını
yakalamanın mümkün olmadığı da araştırmamız boyunca hissettiğimiz tesbitler
arasındadır. Yeni yazılacak sözlüklerin biraz daha açık ve bol örnek vermesi Arapçayı
sonradan öğrenenlerin daha kolay anlamasını sağlayacaktır. Zira Arapça tüm
Müslümanların ortak kitabı Kur'an'ın dilidir.
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE 285
1
ARAPÇA SÖZLÜKLERDE ( ق ل خ (H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR'AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Necla YASDIMAN DEMİRDÖVEN
Öz
Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne
kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "خلق "h-l-k kökü ve bundan
türeyen kelimelerin Arapça sözlüklerde hangi manalara geldiği ve
dilbilimcilerin Kur'an'da yer alan bu kelimelere hangi yorumları yaptıkları bu
makalemizin konusunu oluşturmaktadır. Böylece sözlüklerde Kur’ân-ı
Kerîm’deki bir köke ait hangi kelimelerin yer aldığı ve hangi anlamlarda
kullanıldığı ortaya çıkacaktır. "خلق "H-l-k kökünden türeyen kelimeler Kur’ân-ı
Kerîm’de 261 yerde geçer. Araştırmalarımız neticesinde bu kökten türeyen yedi
fiilden yalnızca birinin, yirmi beş isimden ise sadece yedisinin Kur’ân-ı
Kerîm’de yer aldığını tesbit ettik. Bu makale bu sahayı yeni tanıyanlara Kur’ân-ı
Kerîm ile Arapça sözlükler arasında nasıl bir bağlantı olduğu bilgisini de
sağlayacaktır. Ayrıca çok meşhur ve bilinen bir kelimenin ne kadar farklı anlamları
olabileceğini de gösterecektir.
Anahtar Kelimeler: Yaratma, Takdir, Uydurma, Yalan, Kur'an.
Derivatives of h-l-k Stem in Arabic Dictionaries and Comparison of the Given
Qur'an Verses
Abstract
The aim of this study is to determine a sample word which is in the
dictionary, and find how much of this word used in Qur’an. In the content of
this article, there are h-l-k stem and the words that derived from this stem, what
are these words mean in the Qur’an and what linguists have commented on this
words. Thus, in dictionaries the words which have their meanings in Qur’an
will be understood that which words have a place and what is it stem and what
do they means in Qur’an. Words that derived from the h-l-k stem, pass in 261
places in the Qur'an. According to our research results only one of the seven
verb derived from this stem, we have identified only seven from twenty-five
names that involved in the Quran. This article describes how this course will
provide the knowledge that there is a connection between the Qur’an and
Arabic dictionaries. It will also show how many different meanings of a very
famous and known word exist.
Keywords: Creation, Appreciation, Fitting, Lying, Qur'an.
 Yrd. Doç. Dr., Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Arap Dili ve
Belagatı, (neclayasdimandemir@gmail.com).
H-L-K KÖKÜ TÜREVLERİ VE
VERİLEN KUR’AN AYETİ ÖRNEKLERİNİN MUKAYESESİ
Kaynakça
Arif, Erkan, Arapça-Türkçe Büyük Sözlük, Huzur Yay., İstanbul, 2006.
Çağrıcı, Mustafa, Yaratma, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, 2013, C. 43.
Ebû Dâvûd, Süleymân b. Eş‘as, es-Sünen, İstanbul, 1992.
el-Cevherî, İsmâil b. Hammâd, es-Sıhâh Tâcü'l-Luğa ve Sıhâhu'l-Arabiyye, (Thk.: Ahmed
Abdülgafûr Attâr), Beyrut, 1979.
el-Ezherî, Ebû Mansûr Muhammed b. Ahmed, Tehzîbu'l-Luga, (Thk.: Abdüsselam Harun),
ys., trs.
er-Râzî, Muhammed b. Ebîbekr b. Abdilkâdir, Muhtâru's-Sıhâh, (Thk.: Mahmûd Hâtır),
Beyrut, 1995.
er-Râgıb el-İsfehânî, el-Müfredât fî Garîbi'l-Kur'ân, Tahrân, trs.
ez-Zebîdî, es-Seyyid Muhammed Murtaza, Tâcu'l-Arûs, ys., trs.
Güner, Galip, “Yarat-Yaratmak, Halk Etmek Fiilinin Etimolojisi”, Erciyes Üni.. Edebiyat
Fak. Türk Dili ve Ed. Böl, Turkish Studies - International Periodical For The
Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume 7/3, Summer
2012, p. 1415-1423, Ankara-Turkey.
Halîl b. Ahmed el-Ferâhîdî, Kitâbu'l-Ayn, (Thk.; Mehdî el-Mahzûmî, İbrâhîm es-Sâ-
mirânî), (I-VIII), Beyrût, 1988.
İbn Düreyd, Cemheretü'l-Luga, ys. trs.
İbn Fâris, Ebu'l-Hüseyn Ahmed, Mu'cemu Mekâyisi'l-Luğa, (Thk.: Abdüsselam Muhammed
Hârûn), (I-VI), Beyrut, 1991.
İbn Mâce, Ebû Abdullâh Mahmûd b. Yezîd, es-Sünen, İstanbul, 1992.
İbn Manzûr el-İfrîkî, Ebu'l-Fadl Cemâlüddîn Muhammed b. Mükerrem, Lisânü'l-Arab,
(I-XV), Beyrût, trs.
İbn Sîde, Ebü’l-Hasen Alî b. İsmâîl ed-Darîr el-Mürsî, el-Muhkem ve'l-Muhîtu'l-A'zâm,
(I- XII), ys. trs.
İbnu'l-Esîr, Ebu's-Saâdât el-Mübârek b. Muhammed el-Cezerî, en-Nihâye fî Garîbi'l-Hadîs,
(Thk.: Mahmûd Muhammed Tenâhî, Tâhir Ahmed ez-Zâvî), (I-V), Beyrut,
1979.
İbrâhîm Mustafa, Ahmed ez-Ziyâd, Hâmit Abdülkadir, Muhammed en-Neccâr, elMu’cemu’l-Vasiyt,
(Thk.; Mecmeu'l-Lugati'l-Arabiyye), ys. trs.
Karaman, Hüseyin Ebubekir er-Râzi'ye Göre Yaratma, Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi
Dergisi, Erzurum, 2005. S. 23.
Kaşar Veysel, “Yaratma Sıfatı Bağlamında Tabiat Kanunları”, Harran Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi, Kelam Araştırmaları, 2010, 8:1 SS.211-236.
286 / Yrd. Doç. Dr. Necla YASDIMAN
DEMİRDÖVEN
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
Mu'cemu Elfâzı'l-Kur'âni'l-Kerîm, Mecmeu'l-Lugati'l-Arabiyye, Mısır, 1988.
Muhammed Fuâd Abdulbâkî, el-Mu’cemü’l-Müfehres, Kâhire, 1364.
Roger Arnaldez, Kur'an'da Yaratma Kavramıyla İlgili Ayetler Hakkında Semantik bir
Tahlil, (Çev. Prof. Dr. Sadık Kılıç), Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi,
sayı: 28, Erzurum, 2007.

Konular