Durftb-ı Emsal-i Osmiiniyye'de Türkçe ile Birlikte Arapça, Farsça ve Fransızca'da Ortak Kullanılan Atasözleri ve Deyimler

iLMi ARAŞTIRMALAR, Sayı 19,2005,23-33
Durftb-ı Emsal-i Osmiiniyye'de Türkçe ile
Birlikte Arapça, Farsça ve Fransızca'da
Ortak Kullanılan Atasözleri ve Deyimler
Süreyya Beyzadeoğlu *
Duriib-ı Emsal-i Osmaniyye'de Türkçe ile Birlikte Arapça, Farsça ve Fransızca'da
Ortak Kullanılan Atasözleri ve Deyimler
Dilimizin, Edebiyatımızın, Milli Kültürümüzün temellerini oluşturan Atasözleri
ve Deyimler bir çok derleyici tarafından kitaplaştırılmıştır. Bunların en önemlerinden
birisi de Şinasi'nin DurCıb-ı Emsal-i Osmaniyyesi'dir. Bu makalede, eser
hakkında kısa bilgi verilerek tarih içinde kültürel ilişkide bulunduğumuz Arap,
Fars ve Fransız dillerinde ortak olarak kullanılan Osmanlı Dönemi 43 atasözü ve
deyim in orijinalleri sunulup yorumları yapılmıştır.
Anahtar Kelime/er- Atasözü, Deyim, Akıllı düşman akılsız dosttan yeğdir.
Common Sayings and Idioms of Turkish, Arabic, Persian and French
Languages in D urub-ı Emsiil-i Osmaniye
Sayings and idioms that form the basis of our language, literature and national
culture are complied and made into a book by many compilers. One of these
important books is Şinasi's Durub-ı Emsal-i Osmaniyye. 43 original sayings and
idioms of the Ottoman period that are used commonly in Arabic, Persian and
Frene h languages -of the cultures that we had cultural interaction in history- are
presented and interpreted after a short explanation about this work is given.
Key W ards. Saying, idioın, "A wise eneıny is bett~t,t,qan a foolish friend."
Prof. Dr., Trakya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi.
beyzadeoglu@mynet.coın
© GÖKKUBBE, istanbul 2005
24 iLMi ARAŞTIRMALAR
İlk örneklerine Orhun Yazıdan'nda rastladığımız sav, mesel, darb-ı mesel,
tabir diye adlandırılan atasözleri ve deyimler, dilimizin, edebiyatımizın, milli
kültürümüzün temellerini oluştururlar. Geniş Osmanlı coğrafYasında ve Türklerin
yaşadığı her yerde dilden dile dolaşan ve sayıları onbinleri aşan atasözleri ve
deyimler, birçok araştırınacıya malzeme teşkil etmiş, çeşitli derlemeler yapılmış,
araştırmalar sonucu yüzlerce kitap ve makale yayımlanmıştır. 1
Biz de Edirneli Ahmed Bildi'nin 5675 atasözü ve deyimle bu atasözleri ve
deyimleri ihtiva eden 5106 beytİn yer aldığı, derleyicisinin el yazısıyla yazılmış
Armağan adlı eserini yayıma hazırlayarak ve ayrıca bu konuyla ilgili makaleler
yayımiayarak bu zincire yeni halkalar ilave etmeye çalışmıştık 2 Armağan' dan
sonra bu sahanın diğer önemli eseri, incelemesini yaparak yayımladığımız
Durüb-ı Emsal-i Osmaniyye3 'dir.
Durüb-ı Emsal-i Osmaniyye, Şinasi'nin derleyip iki ayrı basımını yaptığı , I.
basımda 1500, II.basımda 2500 atasözü ve deyim ihtiva eden eserine Ebuzziya
Tevfik'in yaptığı 1506 atasözü ve deyim ilavesi sonucu 4006 atasözü, deyim ve 838~
beytİn yer aldığı, 1302(1885) tarihinde basılmış büyük bir kaynak eserdir. Eserde
yer alan örnek beyitler 150 kadar eser taranarak tespit edilmiştir. Diğer derlemelerde
Türkçe dışında sadece Arapça ve Farsça'dan seçilmiş atasözleri ve deyim örnekleri
yer almışken bu eserde Arapça 64, Farsça 226 atasözü ve deyim yanında Fransızca'dan
122, Latince'den 2 atasözü ve deyime yer verilmiştir. Bu haliyle Durüb-ı
Emsal-i Osmaniyye'ye beş dilli bir kitap demek doğru olur.
Ömer Asım Aksoy, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü 1-2, Kaynakça Bölümü. İstanbul, İnkılap
Kitabevi- ı O.Baskı, ı 995.
Süreyya A.Beyzadeoğlu, Edirne/i Ahmet Bddi Efendi, Armağan (Divan Şiirinde Atasözleri ve
Deyim/er), Harvard Üniversitesi Yakındoğu Dilleri ve Medeniyetleri Bölümü 2004,
XLIX+265+150 s.; Tüğ, Tüğünce, Tüğ Düzrnek Yedi İklim, Ocak 1994, s. 53-55; Dfvan Şiirinde
Bir Deyim, Taş Yatur, Türk Edebiyatı, Mart ı996, s. 55-56; Atasözleri ve Deyimierin
Divan Şiirimize Yansıması ve Bilinmeyen Bir Eser Armağan, Türk Edebiyatı Ağustos 1999,
s.30-33; "Ahmed Bildi" Edirne: Serhattaki Payıtaht İstanbul: Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık
Ticaret ve Sanayi A.Ş 1998. s. 601-609; Osmanlı Dönemi Atasözleri ve Deyimlerinden
Divan Şiirinde Yer Alan 20 Atasözü ve Deyim, Trakya Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar
Dergisi, Cilt I, Ocak 2001, s.82-90 ;Toplum Yaşayışında Manzum Deyimierin Yeri, En Çok
Deyim Kullanan Divan Şairleri ve Müşterek Kullandıkları Deyim/er, Erciyes Üniversitesi
Kayseri Ve Yöresi Kültür, Sanat ve Edebiyat Bilgi Şöleni. ı2-ı3 Nisan 2001, Fen Edebiyat
Fak. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yayınları, s. ı28-ı68; Nazım ve Nesir Örnekli Osmanlı
Dönemi Atasözleri ve Deyim/eri, Türkler, C. ı ı, s. 622-634, Yeni Türkiye Yayınları Ankara-
2003; Şinasi 'nin Durub-ı Emsal-i Osmaniyyesinde Yer Alan 122 Fransızca Atasözü ve Deyim,
Türk Kültürü s. 46 s.299-309 Ankara-Mayıs 2002; Halk Edebiyatı Ürünü Sayılan Deyim/erin
Divan ve Tanzimat Nesrine Yansımaları, Türk Kültürü, S.472 s. 486-495 AnkaraAğustos
2002, Osmanlı Dönemı Atasözü ve Deyimlerinden Manzum Örnekli 20 Atasözü ve
Deyimin Yorumu, S.Uluslarası Türk Dil Kurultayı'nda sunulan bildiridir. (20-26 Ekim 2004)
Beyzadeoğlu, Süreyya (2003) Durub-ı Emsal-i Osmaniyye, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları-
3757, Ankara, 264 s.
Şinasi, Durub-ı Emsal-i Osmaniyye, İstanbul 1280, II.Baskı 1287 Tasvir-i Efkar Matbaası.
DURÜB-1 EMSAL-i OSMANiYE'DE ORTAK KULLANILAN ATASÖZLERi ve DEYiMLER 25
Biz bu yazımızda Durüb-ı Emsiil-i Osmaniyye'de yer alan Türkçe'de kullana
geldiğimiz atasözleri ve deyimlerden, asırlar içerisinde kültür alışverişinde
bulunduğumuz Arap, Fars ve Fransız dillerinde karşılığı bulunan ortak 43 atasözü
ve deyimin orijinallerini vererek yorumlarını yapacağız.
1. Adam oldur ki, ikrarından dönmeye. (92)5
Bu atasözünü, insan sözüyle ölçülür ya da söz insanın aynasıdır şeklinde de
ifade etmemiz mümkündür. Bu atasözünün Farsçası ..ı)..ı ü4. ül..ı>" J;i şeklindedir.
Fransızcası ise Les 'hannetes gens n 'ant qu 'une paro/e şeklindedir ki
Şinasi bunu "Ehl-i namusda söz bir olur." şeklinde çevirıniştir •
2. Akıllı düşman akılsız dosttan yeğdir. (2596)
Bugün bunu "Aptal dostum olacağına akıllı düşmanım olmasını tercih ederim"
şeklinde de kullanmaktayız. Gerçekten akılsız dost, iyi niyetli de olsa,
yaptığı işin sonunu düşünemeyeceğinden dostuna, istemeyerek kötülük edebilir.
Oysa ki akıllı düşmanın yapacağı kötülük önceden sezilir ve önlem alınabilir.
Bu atasözünün Farsça karşılıkları,
ül..ıb ..:....,_,..ı .:ıl cl,ı ..S:J:!j ~..ı ve ..:....,_,..ı ül..ıb .:ıl cl,ı bl..ı ~..ı şeklinde;
Arapçası da J.A4- J:..ı.- 0-o ~_,ı J:i!L _,..ı.c. biçimindedir.
3. Allah sağ gözü sol göze muhtaç etmesin. (504)
Bugün "Allah sağ eli sol ele muhtaç etmesin" şeklinde de kullanılan bu atasözü,
çok muhtaç durumlarda bile bir başkasından bir şey istemenin zorluğunu
dile getirmektedir. Şinasi, bu atasözüne Farsça iki karşılık bulmuştur. Atasözleri
şöyledir.
4. Arife bir işaret yeter. (2513)
Günümüzde "Arife tarif gerekmez" şeklinde de kullanılan bu atasözü "Leb
demeden leblebiyi anlamak" deyimiyle de karşılanmaktadır. Arapça'da ;;...>Lt":!
~ ...J...>L..JI; Fransızca'da A bon entendeur demi mat "Arife yarım kelime yeter."
şeklindedir.
Parantez içerisindeki numaralar, eserin Osmanlıca baskısındaki atasözü ve deyimierin sıra
numarasıdır.
Fransızca atasözleri ve deyimierin çevirisi eserdeki şekliyle alınmıştır.
26 iLMi ARAŞTIRMALAR
5. At binenin Kılıç kuşananın. (16)
Günümüzde "İşi ehline, bilenine teslim ediniz." şeklinde de kullanılan bu atasö-
zünü Şinasi çevirilerini de yaptığı şu Arapça atasözleriyle karşılamıştır: 4;.;4
U"_,.AJI ki "Yayı atıcısına ver" ve uj.Jı ~ı ~ı .llı. "Ok atıcılara ait oldu."
6. Atılan ok geri dönmez. (52)
Bugün, "V erilen karardan dönülmez", "Söz ağızdan bir defa çıkar", "İnsan
sözünün eri olmalıdır" deyişleriyle karşılanan bu atasözünün Farsçası, .l.lfo ~
.:..i.; wt.....S: .:ıı .s (.$~ şeklindedir. Fransızca olarak ise İlki; Le trait en est lance.
"Ok atıldı."; ikincisi, Le gant est }ete. "Eldiven atıldı." biçimindedir.
Eldiven atıldı ifadesi Batı' da düelloya davet anlamı taşır. Eldiven atıldıktan
sonra, düellodan vazgeçilemez.
7. Attan indi eşeğe bindi. (22)
Bulunduğu durumdan daha kötü bir duruma, varlıktan darlığa düşmek anlamında
kullanılan bu deyimin Farsçası, ~ ~ ~ _, .1..of .lJ_;.i ...,......ı jl şeklinde,
Fransızcası ise D 'eveque il est devenu meunier. Yani, "Piskopos iken
değirmen ci oldu. "şeklindedir.
8. Balık kavağa çıkınca. (1031)
Olmayacak bir iş için "Bu iş ancak balık kavağa çıkınca olur" ifadesiyle günü-
müzde de kullanılan bu deyim, Fransızca' da da şu iki atasözüyle ifade edilmektedir.
Quand fes poules auront des dents. Yani "Tavuklar diş çıkarınca olur." ve
Lorsqu 'une mu le engendrera. Yani, "Dişi katır doğurunca olur" şeklindedir.
9. Bir çiçekle yaz olmaz. (1151)
Bu atasözü, günümüzde "Bir çiçekle yaz gelmez" şeklinde kullanılmaktadır.
Şu bir gerçek ki, küçük bir belirti, güzel de olsa, beklenen sonuca erişmeyi
müjdelemez. Eserde, bu atasözünün şu şekilde iki Fransızca karşılığı yer almaktadır:
Une hirondelle ne fait pas printemps. Yani, "Bir kırlangıç yazın müjdecisi
olamaz."; Une exception ne fait pas la regle. Yani, "Bir istisna kaide
teşkil eylemez." şeklindedir.
10. Cins cinse çeker. (1532)
Günümüzde "Cinsine tükürem, cinsine çeker", "Armut dibine düşer", "Ot
kök üstünde biter" şekilleriyle de kullanılan bu atasözünün Arapçası J.:..a:ı
~1~1 ~ı şeklinde"; Farsçası bir beyitle şöyle özetlenmektedir.
DURÜB-1 EMSAL-i OSMANiYE'DE ORTAK KULLANILAN ATASÖZLERi ve DEYiMLER
~ j 4 4 :ı4 .;:;~ 4 .;:;~
~ jiJ~ ~ r-"4 ~ r-"
11. Çalma elin kapısını çalarlar kap ını. (1564)
27
Bugün, bir başkasına yapılan kötülüğün misliyle kendi başına geleceğini dü-
şünmek gerektiğini ifade eden bu atasözünün Farsçası ı.s4-:ı .l:.l...o ..::.lıı..ı~ l.:i .;..ı...
r..ı.;-o •ı...ı~ ; Fransızeast ise şöyledir: La tricherierevient ason maftres. Yani,
"Dubaracıhk sahibine ait olur."
12. Çanına ot tıkdı (1559)
Bir daha sesini çıkartmayacak, hiç kötülük ederneyecek hale getirmek anlamında
kullanılan bu deyimin bugün halk etimolojisi yoluyla "canına ot tıkdı"
şekline dönüştüğü görülmektedir. Oysa ki bu deyim, Müslümanlar ile Hristiyanlar
arasındaki savaşlarda Müslümanların galebesini ifade etmek için kullanılmıştır.
Farsçası ..ı...!. ı...ı,ı,;..ı uhl.A..ı Fransızcası ise Il a rabattu son caquet. Yani,
"Laklakıyyatını bastırdı" şeklindedir.
13. Çıkmadık canda ümid var. (1597)
Bugün "Çıkmadık candan ümit kesilınez" şeklinde kullanılan bu atasözünü
"İnsan ölüm halinde bile olsa, ümidini yitirmemelidir", "Canın sahibi Allahtır.
Ne zaman ve nerede son bulacağını o bilir" şeklinde yorumlayabiliriz. Farsça'da
...:...!ı..S:b .;fi ..,J jl .;~ ..ı...:. şeklinde; Fransızca'da ise ll ya remede a tout sauf
ala mart. "Ecelden başka her şeye çare vardır." biçimlerinde kullanılmaktadır.
14. Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur. (2397)
Sadece dağların birbirine kavuşması mümkün değildir. Bir dostumuzla yıllar
sonra beklemediğimiz bir anda karşılaşınca hemen bu atasözünü söy leriz.
Farsçası, ..ı....u_r:-o r..ı4 r..ıf ..ı....u~ ofo. ofi , Fransızcası ise, Les montagnes ne
se rencontrent pas, mais !es hommes se rencontrent. "Dağlar birbirlerine
kavuşmaz lakin insanlar kavuşurlar." biçimindedir.
15. Damlaya damlaya göl olur. (1830)
Tasarruf konusunda dillerden düşmeyen bu atasözü Farsça' da bir mısra ve
bir beyitle şu şekilde,
..ı_,..:. l.,ı.;..ı ~ı.., ..ı..ı_;:; ~ 1>~ 1>~
..) ~ ..ı_,...:. r+:' ..s .l:.l ...s: .l:.l
.;+>1 .;..ı ill ..::......ı .ul..ı .ul..ı
28
Arapça'da ise bir beyitle şöyle özetlenmiştir:
..>+> ..::..:a..A::iı ı:ıı .;h:i ~ .)..:i J
~ ~ı ı:ıı ..>+> ~ı ..>+> J
iLMT ARAŞTIRMALAR
Fransızca karşılığı ise şu şekildedir. Les petits ruisseaux font !es grandes
rivieres. Yani, "Küçük çaylar büyük akarsular teşkil eder." şeklindedir.
16. Demir tavında yaraşır. (1906)
Herkesin bir eşref saati vardır. O an yakalanabilirse iş kolayına varır şeklinde
yorumlanabilen bu atasözünün Farsçası ..ı.)..ı:. ı...ı:.ü ~~ ..ı>"' ü-Jıl;
Fransızcas ı Il faut battre le fer quand il est chaud. Yani, "Demiri kızgın iken
dövmelidir. "şeklindedir.
17. Dilimde tüy bitti. (1982)
"Aynı şeyi tekrarlamaktan bıktım usandım." diyen bir kişi hemen arkasından
bu deyimi kullanır. Bu deyiminifade ettiği anlamı şu Farsça deyimler kar-
şılamaktadır . ..ı.;i ~ lS_,... t>4.J ve ..ı...:. ..ı~ t>4.J
18. Efendinin nazarı ata tımardır. (443)
Patronun işçilerini, amirin memurlarını ziyareti, onlara moral verir, güç
katar şeklinde yorumlanabilen bu atasözünün Fransızca'da iki karşılığı vardır.
L 'oeil du fermier vaut fumier. Yani, "Çiftlik sahibinin nazarı, baktığını ateş­
lendirir." Fr: L 'o ei! du waitre engraisse le cheval. Yani, "Sahibinin nazarı atı
semizletir." şeklindedir.
19. El için kuyu kazan en ibtida kendi düşer. (468)
"Başkası için kötülük düşünenin, düşündüğü kötülük ilk önce kendi başına
gelir." Şeklinde yorumlanan bu atasözünün Arapçası ~ tlJ ili ~'ıl ı~
~ u-o şeklinde; Fransızcası ise, Le mal qu 'on fait a autrui retombe sur so i.
Yani, "Başkasına yapılan fenalık, yapana ait olur." şeklindedir.
20. Ev yenidivar yeni, eleğim seni nereye asayım. (570)
"Yeni her zaman güzel görünür. Eski yeninin arasında yer bulamaz, adeta smtır."
şeklinde yorumlanabilen bu atasözünün Arapçası, :J ..ı:..ı..:;.. JS ~ Fransızcası
ise Tout nouveau tout beau. Yani, "Her yeni güzeldir." şeklindedir.
DUROB-I EMSAL-i OSMANiYE'DE ORTAK KULLANILAN ATASÖZLERi ve DEYiMLER 29
21. Gül dikensiz sünbül şikensiz olmaz. (3330)
"Mutlak güzellik Allah'a mahsustur. Her güzelin bir noksanı vardır. Güzele
ulaşabilmek için her türlü sıkıntıya katlanmak gerekir." şeklinde yorumlanan bu
atasözü Farsça'da ..::......1 ~ J..ı utJ~ ..::......1 ~ ..S: 4- J-A ve ..::......1 _,ı 4 .J-:!..ı
..::.....ı ~.J-:1~ ..S: 4- .rA şeklinde iki atasözüyle; Fransızca' da ise Il n 'y apo int
de rose sans epines. Yani, "Dikensiz gül yoktur." şekliyle kullanılır.
22. Hased eden mahrum kalır. (1691)
"Başkalarını çekemeyenler, kıskananlar hiçbir zaman saadete eremezler,
mutlu olamazlar." anlamında kullanılan bu atasözü Farsça'da ..ı_,.... ~ JSJ-A
..ı_,.......... şeklinde; Arapça'da, f'-'.?-" ..ı.......Wl; Fransızca'da da Les envieux
mourront, mais non jamais l'envie. Yani, "Haset edenler ölseler bile hasetleri
sona ermez." şeklindedir.
23. Herkes evinde ağadır. (3669)
Herkes kendi bölgesinde, çevresinde söz sahibidir. Başka bir ifadeyle "her horoz
kendi çöplüğünde, zibilliğinde öter." anlamında kullanılır. Farsçası, ..ı)..ı ü~
~ ..ı~ t.G. .ı..ı.ı_,....; Fransızeast Chacun est maltre chez soi, dit le charbonier.
Yani, "Kömürcü diyor ki: Herkes kendi evinin ağasıdır." şeklindedir.
24. Hükm gillibindir. (1737)
"Zengin arabasını dağdan aşırır; züğürt düz ovada yolunu şaşırır."misali,
zengin olanın, güçlü olanın her zaman galip geleceğini ifade eder. Arapça'da,
~w.ı ~~ ve~ u-oJ ~~ şekillerinde; Fransızca'da La raison de plus est
toujours la meilleur. Yani, "Güçlü olan her zaman haklıdır" şeklindedir.
25. Islanmışın yağmurdan pervası olmaz. (585)
Herşeyini kaybetmiş, artık kaybedecek hiçbir şeyi olmayan kişilerin durumlarını
anlatan bu atasözü, Fransızca'da aşağıda verilen iki atasözüyle karşılanmaktadır.
Qui n 'a rien, ne pesd rien. Yani, "Hiçbir şeyi olmayan hiçbir şeyi
kaybetmez." Les malheureux n 'ant rien a perdre. Yani, "Biçarelerin kaybedecek
bir şeyi yoktur.""
26. iki cami arasında kalmış beynamaza döndü. (711)
O tarafa mı, bu tarafa mı yanaşacağını bilemeyen; şöyle mi, böyle mi yapacağını
bir türlü kestiremeyen şaşkın insanların halini hikaye eden bu deyi-
30 iLMT ARAŞTIRMALAR
min Arapça' da, ~_;A..II ~ ~1 ..,.J.S.Jt.S olmak üzere bir; Fransızcada ise
Il est entre denx feux. Yani, "İki ateş arasındadır." Il est entre le marteau et
l 'enclume. Yani, "Çekiç ile örs arasındadır" olmak üzere iki karşılığı bulunmaktadır.

27. İki karpuz bir koltuğa sığmaz. (721)
Bir işe gücü yetmediği halde ikinci bir işe sığınan insanların halini dile getiren
bu atasözünün Farsça'da 4.:._,..ı.:...A _,..ı _, .:........ı ~şeklinde; Fransızca'da ise
Qui poursuit deux lievres a la fo is n' en prend aucun. Yani, "İki tavşam birden
kovalayan, hiçbirini tutamaz." şeklinde kullanıldığı görülür.
28. KeHimından olur ma'IOm kişinin kendi mikdan (3046)
M ev lana' dan ikti b as edilen bir mı s ra halindeki bu atasözü, günümüzde "Ki-
şinin ne mal olduğu konuşmasından anlaşılır." atasözüyle eş anlamlıdır.
Arapçası~ ~ J..ı,ı .~1 r.% şeklindedir. Farsça'da şu üç atasözüyle ifade
edilmiştir . .:......_,s ~ ..ı.>-" ~~ ~ ; .::.......1 b~~ Jl::... bl~ ~ .::.......1 Jü
J-il_,... ~ ..)-A JL::...
29. Köpeği an çomağı yanıbaşında. (3167)
"İti an, değneği yanına koy" ya da "İti an, taşı eline al." şekilleriyle kullanılan
bu atasözü çirkef, edepsiz, saldırgan birinden bahsederken, ansızın o
kişinin karşıianna çıkması halinde söylenir ki her an kavgayı körükler.
Farsçası: ~ .::.........ı.,ı ı.r...J-'?- ıS~ ..s.... rl:. Ji'o şeklinde; Fransızcası ise Quand
on par/e du loup on en voit la queue. "Kurdun lakırdısı olunca kuyruğu görü-
lür." şeklindedir.
30. Kuşu kuş ile avlarlar. (2974)
Bir kişinin elde edilmesi, tuzağa düşürülmesi isteniyorsa, bunun daha önce
elde edilmiş bir başkasıyla yapılabileceğini ifade eder. Arapçası, ..ıL:.,ı ~4
~1; Fransızcası ise ll faut savoir employer !es gens. Yani, "Halkı yerine göre
kullanmayı bilmelidir." şeklindedir.
31. Manastıra hor bakma Kirhor gibi er yatur. (3434)
Din ve mezhep ayrımcılığı ile mabedler hor görülmemeli, oralarda yatan azizIerin
ruhu rencide edilmemelidir. "Ya da kişiler dış görünümleriyle değil, iç görü-
nümleriyle değerlendirilmelidirler." anlamında kullanılır. Farsçası .::.......1 ~lı..
.ı.S:~ wt.....S: ~ J-A şeklinde; Fransızcası ise Il ne faut pas juger sur l 'etiquette
du sac. Yani, "Torbanın yaftasına göre hüküm verilmektedir." şeklindedir.
DUROB-I EMSAL-i OSMANiYE'DE ORTAK KULLANILAN ATASÖZLERI ve DEYiMLER 31
32. Mezhebden bahs olunur meşrebden bahs olunmaz. (3414)
Kişileri değerlendirirken mezheplerine göre değil; davranışıarına ve yaptıklan
işlere göre değerlendirmek gerektiğini ifade etmektedir. Fransızcası On ne dispute
ni des gouts, ni des couleurs. Yani, "Huyuna da rengine de bakılmıyor." şeklindedir.
Şinasi bu atasözüne bir de şu Latince örneği vermiştir. De gustibus et coloribus
non disputandum. Yani, "Ne tadından ne de renginden bahs edilmiyor."
33. Nasibinde varsa gelir Yemen'den, nasibinde yoksa
düşer dehenden. (3509)
Kısmetinde varsa Yemen'den de gelir, yoksa ağzındaki lokmayı da yutamazsın
anlamını taşıyan olan bu atasözü, Farsça'da şu iki beyitte özetlenmiştir.
ı.s)J.J ı.:.ıt..........L,ı IJ ~) ~
ı.s)JJ _;1 ı..Jl,ı) ..::.~.J 4:.
~~ ~ 4:. ..:......ı~~~
~~ ~ ._;.t:.......:. ~
Arapça ise şöyledir: ~ ~
34. Öfke topuğuna çıktı. (872)
Bu deyim, birşeye kızarak "burnundan solumak", "safrası kabarmak" şeklinde
de karşılanır. Farsçası ı..J) ut~ ı~ ; Fransızcası La moutarde lui
monta au nez. Yani, "Hardal başına vurdu." şeklindedir.
35. Sabır ile koruk helva olur, dut yaprağı atlas. (2298)
"Bugün sabır etmesini bilenler selamete ererler." karşılığında kullanılır. Tıpkı
koroğun zamanla üzüm, üzümün pekınez olması ve pekınezden de helva yapılması
ya da dut yaprağını yiyen ipekböceğinin salgısından iplik, iplikten atlas yapılması
gibi. Arapçası, E_;.Ajl C.t;.A... ~~ şeklinde; Fransızcası ise, Avec du temps et de la
patience on vient a bout. Yani "Zaman ve sabırla her şeye elde edilir." şeklindedir.
36. Sükut etmek gibi alemde nadana cevap olmaz. (La-edri) (2225)
K e lam ın fizza ise sükittun olsun zeheb,
Kemal ehli kemalatı sükitt ile buldular hep
Beytiyle de özetlenen bir mısra şeklindeki bu atasözü, anlayışsız cahil kişilerin
gereksiz sözlerine cevap vermemenin en büyük cevap olacağını ifade eder.
Arapça' da, .:.ıfi..... ~ ~~ yl.J-':'- şeklinde; Fransızca'da A sotte demande point de
niponse. Yani, "Ahı~ı.akların sorusuna cevap verilmez." şeklinde kullanılır.
32 iLMT ARAŞTIRMALAR
37. Taşımı ver diyen Türklerdendir. (2386)
Sıkıntı içinde yaşayışiarını devam ettiren yörüklerin, bir taş için bile inatlaş­
tıklarını dile getiren bu deyim, bugün "İnadım inat, adım Kör Murat" şeklinde
kullanılmaktadır. Fransızca'da iki karşılık bulmuştur: C'est un mur d'airain.
Yani, "Çelikten duvar gibidır."; Il est tetu comme un mulet. Yani, "Katır gibi
inatçıdır." şeklindedir.
38. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. § (2370)
Öfkeyle, kızgınlıklahiçbir zaman bir sonuca varılamaz, ama tatlı dille tehlikeli
bir hayvan olan yılan bile, deliğinden çıkartılıp zararsız hale getirilebilir. Bu
atasözü, Farsça'da, J.J} ~ t'.J·_,.... .:,ı IJ Jl..o ut~ ü4.:ı şeklinde; Fransızca'da ise
Plus fait douceur que violence. Yani, "Şiddet uygulayanlar değil, mülayim davrananlar
kazanır." ve On prend plus de mouches avec du miel qu 'avec du vinaigre
yani, "S irkeden ziyade bal ile sinek tutarlar." olmak üzere iki karşılığı vardır.
39. Tencere yuvarlandı kapağını buldu. (1449)
Huysuz, işe yaramaz iki kişinin dost olmaları, beraber iş yapmalarına tepki
olarak söylenen bir deyimdir. Arapça karşılığı ~. ı.).!. J-il_, şeklinde; Fransızca
karşılığı Qui se ressernh/e s' assemble. Yani, "Birbirlerine benzeyenler bir
araya gelirler." şeklindedir.
40. Tilkinin gezip geleceği kürkçü dükkanıd,ır. (1456)
Kendi çevresinden kopup dostlarından uzaklaşan kişiler için yine bir gün
kendi köküne, çevresine döneceğini, fakat o zaman iş işten geçmiş olacağını
anlatmak için söylenir. Farsça'da ..:.....u .ı.:.G.t 4..ı.,ı ..:.....u~ _,s _,..::..f şeklinde söylenirken;
Fransızca'da Tous !es renards se trouvent chez le pelletier. Yani, "Tilkiler
kürkçü dükkanında buluşurlar." ile karşılanır.
41. Utananın oğlu, kızı olmamış. (826)
Çekingen davranan, her şeyden utanan kişilerin, başarısız olacaklarını, evlenip
çoluk çocuk sahibi alamayacaklarını ifade eden bir atasözüdür. Arapça' da
J.:,.;-11 ~ .l.,p.JI şeklinde Fransızca'da Jamais honteux n 'eut bel/e amie. Yani,
"Utangacın asla sevgilisi olamaz." şeklindedir.
42. Üzüm birbirine bakarak kararır. (922)
Bugün "Üzüm üzüme baka baka kararır." şeklinde kullanılan, bir arada ya-
şayan insanların zamanla huylarının da birbirine benzediğini ifade eden bu ata-
DURÜB-1 EMSAL-i OSMANiYE'DE ORTAK KULLANILAN ATASÖZLERi ve DEYiMLER 33
sözü "Kıratın yanında kalan ya huyundan ya suyundan" şeklinde daha çok sevilmeyen
hareketler için söylenir. Farsça'da ..ı).r.ı ~.J ..ı.A> ~_,.14 ~_,.If şeklinde;
Fransızca'da On ne peut rester longtemps dans la boutique d'un
parfumeur sans en emporter l 'odeur. Yani, "Koku alamayanlar parilimeri dükkanında
çok durmazlar" şeklinde karşılık bulmuştur.
43. Zahmetsiz bal yenmez. (2105)
"Sıkıntı çekmeden esenliğe ulaşılmaz" anlamında kullanılan bu atasözü,
Farsça'da; S"">:' ~ t::; ~ i'.; şeklinde; Fransızca'da "On ne peut cueillir
la rose sans se piquer !es doigts ". Yani, "Parmaklarını acıtmaksızın gül
koparılmaz." şeklinde kullanılır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, dört ayrı milletin dilinde ortak olarak kullanılan
bu kırk üç atasözü ve deyim, bazı konularda ortak kültüre sahip olduklarını ve
müştereklerin bulunduğunu göstermektedir ..

Konular