TÜRKİYE’DE ARAPÇA ÖĞRETİMİNDE UYGULANAN METOTLAR, KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Bahar 2015, Cilt:3, Yıl:3, Sayı:5, 3:166-174
TÜRKİYE’DE ARAPÇA ÖĞRETİMİNDE UYGULANAN METOTLAR,
KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÜZERİNE BİR
DEĞERLENDİRME
Ahmet Vefa TEMEL
Öz
Türkiye’de son yıllarda yabancı dil olarak Arapça öğretimi büyük önem kazanmıştır. Bu
bağlamda Türklere Arapça öğretimi alanında birçok yeni metotlar geliştirilmiştir. Bu
makalede Türkiye’de Arapça öğretimi, Arapça yazma becerisi öğretimi incelenmiştir.
Ayrıca Arapça öğretiminde karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde de kısa bir
değerlendirme yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Türkiye, Arapça, Dil, Öğretim, Metotlar, Sorunlar, Çözüm Önerileri
TEACHING METHODS USED IN ARABIC IN TURKEY, PROBLEMS
ENCOUNTERED AND SOLUTIONS ON AN ASSESSMENT
Abstract
Recently Teaching Arabic as a Foreign Language has gained a great importance in Turkey.
In the light of these developments many new methods have been improved for teaching
Arabic to Turks. Teaching a Foreign Language in Turkey and Teaching Arabic as well as
Arabic writing skills have been examined in this article. Also made a brief discussion on the
problems and solutions in teaching Arabic.
Key words: Turkey, Arabic, Language, Teaching, Methods , Problems and Solutions
Giriş
Yabancı dil denilince Ülkemizde akla ilk olarak Batı dilleri gelmektedir.
Demircan’ın da ifade ettiği gibi bu dillerden önce Arapça ve Farsça öğretimi
yaygındı.1 1950’den sonra yeniden açılan İmam-Hatip okulları ile ilahiyat
fakültelerinde Arapça öğretimine tekrar başlanılmıştır. Ortadoğu ülkeleriyle siyasi,
ticari ve ekonomik işbirliği, turizm ilişkileri artmaya başlayınca “konuşma
Arapçası” da öğretmek amacıyla 1984 yılında, Gazi Üniversitesi’nde “Arapça
Öğretmenliği” anabilim dalı kurulmuştur. Daha sonra İngilizceden sonra ikinci
sırada Almanca ve Fransızca ile hemen hemen aynı seviyeye yükselmiştir.
Arap dilinin dünya dilleri arasında önemli bir yeri vardır ve önemi gün
geçtikçe artmaktadır. Kur’an-ı Kerim Arap diliyle indirilmiştir. Arapça yirmi iki
Arap ülkesinde anadil olarak ve İslam ülkelerinin çoğunda ikinci dil olarak
kullanılmaktadır. Bu, dünya devletlerinin 1/7sinin Arapçayı ana dil olarak
konuştuğunu göstermektedir. Ayrıca İslam ülkelerindeki halkların çoğunun bu dile


Dr., Hezarfen Ahmet Çelebi Ortaokulu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni,
ahmetvefatemel@gmail.com
1 Demircan, Ömer, Yabancı Dil öğretim Yöntemleri. İstanbul, 1990, s, 13, 118
167 Ahmet Vefa TEMEL
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Bahar 2015, Cilt:3, Yıl:3, Sayı:5, 3:166-174
karşı psikolojik bir sempatisi vardır; Kur’an’ın Arapça olması nedeniyle Arapça
öğrenmeyi içtenlikle benimsemektedirler.2
Ülkemizde Arapça öğretimi ilk ve orta öğretimde; İmam-Hatip Liselerinde,
yükseköğretimde; İlâhiyat Fakülteleri, Arap Dili ve Edebiyatı bölümleri ile Arapça
Öğretmenliği bölümünde; yaygın eğitim kurumlarında; Halk Eğitim Merkezleri ve
özel dershanelerde yapılmaktadır. Yine son günlerde liselerde İngilizce, Almanca
ve Fransızcanın yanında Arapçanın da yabancı dil olarak okutulması için çalışmalar
yapılmaktadır. Arapça, imam-hatip liselerinde meslek dersleri arasında
sayılmaktadır. 1951 yılında İmam- Hatip Okulları yeni bir statü ile tekrar öğretime
açıldığında, bu okullarda Arapça dersi meslek derslerinden birisi olarak
okutulmaya başlandı. Sınırlı bir şekilde Arapça eğitimi alarak mezun olan
ilahiyatçılar, bu dersi verdiler. Bu yüzden ilahiyat mezunları fazla Arapça öğretim
bilgisine sahip olmamalarına rağmen, bu dili yıllarca öğretmeye çabalamışlardır.
Milli Eğitim Bakanlığı ve Talim Terbiye Kurulu sonunda bu durumu fark ederek,
Arapça dersine girecek öğretmenleri; Arapça Öğretmenliği bölümü ve Arap dili
edebiyatı bölümünde pedagojik formasyon almış kişiler arasından KPSS sınavı
sonucuna göre seçmeye başlamıştır. Bu da isabetli bir karardır. Çünkü Arapça
öğretmenliği bölümü Türkiye’de yalnızca bir tanedir. Bu da Gazi Üniversitesi, Gazi
Eğitim Fakültesi, Yabancı Diller Eğitimi bölümü bünyesindedir. Buradaki eğitim,
modern yabancı dil öğretim teknikleri kullanılarak uygulanmaktadır. İngilizce,
Fransızca veya Almanca öğretmeni nasıl yetişiyorsa, Arapça öğretmeni de bu
bölümde öyle yetişmektedir. Yalnızca Arapçayı değil, Arapçayı daha kolay, daha
verimli nasıl öğreteceğini dört yıl boyunca uygulamalı olarak öğretmen adayları
öğrenmektedirler. Klasik, medrese usulü, öğretmen odaklı Arapça öğretimini
yerini; derste aktif, öğrenci-öğretmen odaklı eğitime bırakmıştır. Bu bölümde; yeni,
modern yabancı dil öğretim yöntemlerinin Arapçaya uyarlanmasına yönelik
yüksek lisans ve doktora tezleri hazırlanmakta, üniversitelerin Arap dili
bölümlerinde, imam-hatip liselerinde uygulanıp sonuçları gözlemlenmektedir.
Meslek lisesi sayılan İmam- Hatip lisesinde okutulan Arapça, meslek
dersleri arasında sayıldığından dolayı, dersin içeriğinin dini kalıp sözleri, metinleri
anlamaya yönelik olduğu düşünülmektedir. Fakat Arapça bu dili konuşmayanlar
için yabancı bir dildir. Bu dil de diğer yabancı diller gibi başlangıç seviyesinden
ileri seviyeye kadar yabancı dil öğretim yöntemleri kullanılarak öğretilmelidir.
Yabancı bir dil biliyorum diyen bir kimse, o dili konuşan kimselerle sözlü
iletişimde bulunabilmeli, yazılı metinleri okuduğunda anlayabilmeli ve
düşündüklerini yazılı olarak ifade edebilmelidir. Medrese usulü Arapça öğretimi
yalnızca dilbilgisi öğretimi üzerine yoğunlaşmaktadır. Ancak dil bir bütündür ve
yabancı dil öğretimindeki temel dört dil becerisi yani dinleme, okuma, yazma,
konuşma becerileri bütün halinde öğretilmelidir. Üniversite eğitimleri boyunca
modern dil öğretim tekniklerini öğrenen Arapça öğretmenlerinden alınan geri
bildirimlere göre; imam- hatip liselerinde ve özel Arapça kurslarındaki öğrenciler
artık Arapça öğrenmekten büyük zevk almaktadırlar ve dersler aktif bir şekilde
geçmektedir. Bu yöntemlerin en önemli özelliği de; öğrenenin bilgiyi
yapılandırmasına, oluşturmasına, yorumlamasına ve geliştirmesine fırsat
vermesidir. Gün geçtikçe Arapçaya yeni yabancı dil öğretim yöntemleri ve

2 el-Hûlî, Muhammed Ali, Arapça Öğretim Metotları, Trc: Cihaner Akçay. Ankara. 2000, s, 3
Türkiye’de Arapça Öğretiminde Uygulanan Metotlar 168
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Bahar 2015, Cilt:3, Yıl:3, Sayı:5, 3:166-174
teknikleri uygulandıkça, insanların zihnindeki, Arapçanın; ‘öğrenilmesi zor olan bir
dil’ olma imajı mutlaka değişecektir.
1. Arapça Yazma Becerisi Öğretimi
Yabancı bir dil öğrenen kişi, önce duyar, sonra konuşur, daha sonra da
okumayı ve yazmayı öğrenir. Dolayısıyla dil öğrenirken öğrenilen becerilerden ilki
dinleme becerisidir. Yabancı dil öğretiminde temel dil becerilerinin gelişmesinde
anadili ediniminde olduğu gibi doğal bir sıranın izlenmesi görüsü oldukça
yaygındır. Ancak sıralamanın bu şekilde olmasına rağmen yabancı dil öğretimi
yapılırken bu sıralamaya sadık kalmak pek de olası değildir. Zira sınıf içi
uygulamalarda dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerileri birlikte
kullanılmaktadır. Ancak bu becerileri kullanma sıklığı yabancı dil öğrenme
amacıyla doğru orantılı olmaktadır. Belli bir beceriye ağırlık verirken diğerlerini
kullanmamak akılcı değildir. Örneğin okuma becerisi geliştirilirken diğer dil
becerilerinin de kullanılması kaçınılmaz olacaktır. Aslında doğal sıralama ne
şekilde olursa olsun dil becerilerini teker teker yerine hep birlikte geliştirmek en
uygun yoldur. Sadece bu becerilerin birlikte geliştirilmesinde her beceriye
verilecek yüzdelikler farklı olabilir. Sözgelimi okuma becerisini geliştirirken bu
beceriye %70 ağırlık verilirken, dinleme ve konuşmaya %20, yazmaya da %10
ağırlık verilebilir. Zira okuduğunu yazılı ya da sözlü olarak anlatmak isteyen bir
kişi hem konuşma hem de yazma becerisini kullanmak zorunda kalacaktır. Aynı
şekilde okuduğu bir metinle ilgili bir soru sorulduğunda soruyu yanıtlayabilmek
için dinleme becerisinin de gelişmesine önem verilmelidir. Bu becerilerin
geliştirilmesi amacıyla Arapça sınıflarında uygulanabilecek çeşitli etkinlikler kısaca
aşağıda açıklanmaya çalışılmıştır.
Dil, bir toplumun iletişim aracı olarak kullandığı sözler ve kurallar
topluluğudur, dört temel beceri olarak kabul edilen dinleme, okuma, konuşma ve
yazma becerilerinin işlevsel bütünlüğünden oluşmaktadır.
Yazma becerisi dil öğretimi aşamasında genellikle sonuncu sıraya
bırakılmaktadır.3
Yazılı anlatım; bir dil öğrenimi ve öğretimi değil, yazılan dilin dünyasında
sistemli düşünme yöntemi kazanma becerisi olarak değerlendirilir.
Doğal dile dayalı iletişimde kullanılan araçlardan biri olan yazma, sözlü
iletişim aracı olan dili, yazı denilen görsel ve tek boyutlu bir dizgeye aktarma
eylemidir. Kavramları karşılayan ses imgeleri, kendilerini karşılamak amacıyla
oluşturulmuş bir işaretler dizgesi kullanılarak yazıya geçirilir.4 Yani, dilsel
göstergeler bu kez yazı göstergelerine aktarılır. Yazı ve dil birbirinden ayrı iki
dizgedir. Saussure'e göre, "yazının biricik varlık nedeni dili göstermek" tir.5 Yazı
denilen bu ikincil dizgenin kurallar bütününe yazım (imla) denir. Yazma eylemi,
ilkin yazım kurallarına uygun olarak gerçekleştirilir.

3 Hengirmen, Mehmet. Yabancı Dil Öğretim Yöntemleri ve Tömer Yöntemi, Ankara, 1997, s, 48
4 Vardar, Berke, Dilbilimin Genel İlke ve Kuramları, Ankara, 1982, s, 60.
5
Saussure, F. Genel Dilbilim Dersleri, Çev. Berke Vardar, İstanbul, 1988, s, 45
169 Ahmet Vefa TEMEL
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Bahar 2015, Cilt:3, Yıl:3, Sayı:5, 3:166-174
Yazı göstergelerinin oluşturduğu düzlemi Berke Vardar üç türde
toplamaktadır:
1. Görüntüsel Yazı: Resim yazı adı da verilen bu yazı türü saymaca olarak
bir bildiriyi tümüyle ileten, ama sözlü dile gönderme yapmayan bir düzen içerir.
Salt betimsel ve somut nitelikli bir gösterim yöntemidir.
2. Kavramsal Yazı: Bu yazı dizgesi, sesli göstergeyi, gösterilen ya da içerik
aracılığıyla yansıtmayı, bir başka deyişle seslerden bağımsız olarak anlamlı
birimleri, içerik özünü iletmeyi amaçlar. (Çin yazısı gibi)
3. Sesçil Yazı: Bu yazı dizgesi, sesli göstergeyi, gösteren aracılığıyla
yansıtmayı, bir başka deyişle, ses öğelerini, anlatımın özünü iletmeyi amaçlar.
Sesçil yazı, seslemleri, ünsüzleri ya da hem ünlüleri hem ünsüzleri göstermesine
göre değişik alt bölümlere ayrılabilir.6
Çocuklar arasında diğer becerilere göre öğretiminde biraz daha fazla
zorluklar bulunan yazma becerisi yine de çok yararlı, gerekli, tamamlayıcı bir dil
becerisidir. Kimi yabancı dil öğretmenleri yazmayı sınıf içi öğretim etkinliğinden
çok sınıf dışında bir ödev olarak değerlendirmektedirler. Oysa dil öğretiminde
sözlü iletişim kadar yazılı iletişim de önemlidir ve bu becerinin geliştirilmesine
konuşma kadar önem verilmesi gerekmektedir. Scott ve Ytreberg e göre çocukların
yabancı dilde bu beceriyi öğrenirken diğer becerilere göre daha çok zorluk
çekmelerinin çeşitli nedenleri bulunmaktadır:7
a. Beden dili, tonlama, göz teması vb. anlamın aktarılması gibi yardımcı
özelliklerin kullanılamaması.
b. Yazmanın beceri olarak edinilmesinde mekanik sorunların yaşanması,
(el-göz eşgüdümü gibi motor hareketleri halen gelişmektedir)
c. Öğrenilen yabancı dilin çocuğun alfabesinden ayrı bir alfabeye sahip
olması.
d. Yabancı dilde yazmanın genellikle yanlış düzeltimi (el yazısı, dilbilgisi,
yazım ve noktalamanın düzeltimi) ile anılmasıdır.
Yazma becerisi çocuğun sözcük dağarcığını genişletir; öğrenmekte olduğu
dil bilgisel yapıları güçlendirir. Yazma etkinliklerinin diğer beceri alanlarında
öğrenmeyi sağlamlaştıran ve pekiştiren bir yardımcı rol oynamakta olduğunu
belirtmektedir.8
Yazma etkinlikleri; denetimli yazma, yönlendirmeli yazma ve serbest yazma
olmak üzere üçe ayrılabilir. Genel olarak denetimli ve yönlendirmeli etkinlikler dil
ile ilgili alıştırma yapmak ve dilin kendisine dikkati yoğunlaştırmak için yapılırken
daha serbest yürütülen etkinlikler öğrencinin düşük bir düzeyde de olsa kendisini
dile getirmesine izin veren ve biçimden çok içeriğe önem verilen çalışmaları
içerir.9 Denetimli etkinlikleri; doğrudan kopya etme, düzenleme yapma ve kopya
etme, dikte etme, eşleştirme isimleri altında gruplandırmakta ve bu etkinliklerin;

6 Vardar, Berke, a.g.e., s, 60.
7
Scott, Wendy. A.,Lisbeth H. Ytreberg, Teaching English to Children, New York, 1990, s, 68.
8
Scott, Wendy. A.,Lisbeth H. Ytreberg, a.g.e., s, 69.
9
Scott, Wendy. A.,Lisbeth H. Ytreberg, a.g.e., s, 69-73
Türkiye’de Arapça Öğretiminde Uygulanan Metotlar 170
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Bahar 2015, Cilt:3, Yıl:3, Sayı:5, 3:166-174
resimler, yazılı model örnekler, tablolarla desteklenebilir olduğunu ileri
sürmektedir. Yönlendirmeli etkinlikler ise özellikle başlangıç düzeyi için doldurma
alıştırmaları, dikte etme ve tümceyi tamamlama, mektup, kart, davetiye yazma
etkinlikleri olarak sıralanabilir. Eğer yazma etkinlikleri sürekli denetimli
gerçekleşirse çocuk kolayca sıkılabilir ve ilgisini kaybedebilir. Dolayısıyla
öğrencileri gerçek iletişim amaçlı özel etkinliklerle de yazmaya istekli hale
getirmek önemlidir. Serbest yazma etkinlikleri bu açıdan daha yararlı olabilir.
Serbest yazma etkinliklerine bir öyküde geçen bir karaktere mektup yazma; bir
öyküyü ayrı bir son ile tekrar yazma; bir anket, inceleme veya mini proje hazırlama
ve yazma; bir yazılı metindeki yanlışları düzeltme olarak yapılabilir. Her
öğrencinin yazmış olduklarını içeren bir dosya tutmak hem öğretmen hem de
çocuğun kendi gelişim sürecini izleyebilmesine olanak verir. Bu dosya çocuk için
bir güdülenme aracı, öğretmen için de ölçme ve değerlendirme aracı olarak
kullanılabilir. Yazma etkinliklerinde genellikle yazma öncesi etkinliklere oldukça
ağırlık verilmesi gerekir. Çünkü çocuğun sınırlı sözcük ve dil bilgisi ile yoktan bir
şey var etmesi iyice zorlaşabilir. Yazma öncesi çalışmalar hem çocukları etkinliğe
ısındırır, hem de ayrı düşünce ve konular edinmelerini sağladığından yazmaya
başlamadan önce güven kazanmalarını sağlar. Konu hakkında konuşma etkinliği,
sözcük yıldızları oluşturma, sözcük tabloları oluşturma, konuya özgü sözcük
çalışması Scott ve Ytreberg tarafından önerilen etkinliklerdir.10 Çocuklardan
öğrenmekte oldukları yabancı dilde söyleyemedikleri şeyi yazmaları
beklenmemelidir. Çocuklar kişisel yazılar yazmaktan keyif aldıkları için kişisel
yazma etkinliklerinin mümkün olduğunca yapılması onları yazma etkinliklerine
yöneltebilir. Ayrıca yazdıklarının sergilenecek olması çocukları çok memnun
edeceğinden bu da güdülenmelerine yardımcı olabilir. Çocuğu yazmaya
yönlendirmenin başka yolu da sınıf ortamında yazılı metinlerden yararlanmaktır.
Duvarlara asılacak olan her türlü yazı öğrencilere örnek oluşturabilir. Yabancı dil
öğretimindeki dört temel becerinin öğretilmesinde kullanılan etkinliklere kısaca
değindikten sonra dört temel beceri içerisinde anılmayan ancak yabancı dil
öğretiminde vazgeçilmez olan ses ve sözcük öğretimine de çok kısa olarak
değinmekte yarar vardır.
Arapça yazı yazmak Arapça öğrenen Türk öğrenciler için diğer yabancı
dilleri öğrenenlere göre daha farklıdır. Bilindiği üzere Arapça öğrenmeye başlayan
öğrenciler yeni bir dili öğrenmelerinin yanı sıra yeni bir alfabeyle de
tanışmaktadırlar. Arap alfabesi; Türk öğrencilerin alışık oldukları soldan sağa
doğru yazma alışkanlığının tam tersi olarak; sağdan sola doğru yazılmaktadır.
Öğrenciler genel anlamda bu yeni alfabeye alışmakta zorluklar yaşamaktadırlar.
Bununla birlikte Arapça öğrenen öğrenciler bu yeni öğrendikleri alfabeyle yazı
yazmada başlangıçta belki biraz zorlansalar da ilerledikçe bu sıkıntı ortadan
kalkmaktadır.
Yazma becerisinin okuma ve dinleme becerileri ile çok yakın ilişkisi vardır.
Gözün görmesi veya kulağın işitmesiyle, el kelimeyi yazmaya başladığından
harflerin öğretimi sırasında telaffuz edilen ses ile yazılı şekli arasındaki güçlü
ilişkiye dikkat edilmelidir. Yazı otomatik kas hareketleriyle birlikte ses ve sembol
arasındaki ilişkinin güçlenerek ortak meleke oluşmasıyla öğrenilir diyen Doğan;

10 Scott, Wendy. A.,Lisbeth H. Ytreberg, a.g.e., s, 75
171 Ahmet Vefa TEMEL
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Bahar 2015, Cilt:3, Yıl:3, Sayı:5, 3:166-174
öğrencinin yazıya başlamadan önce şu becerileri kazanması gerekmekte olduğuna
değinmektedir.11
1. Öğrenci, Arapça tüm harfleri ses ve sembolleriyle birbirinden ayırma
becerisine sahip olmalıdır.
2.Öğrenci, yazacağı sesleri doğru telaffuz etme becerisini kazanmış
olmalıdır.
3.Öğrenci, harflerin seslerini bilme becerisine sahip olmalıdır.
4.Öğrenci işittiği seslerin harf şekillerini yazma becerisini kazanmış
olmalıdır.
5.Öğrenci işitilen sesleri harf sembollerine çevirme becerisini
kazanmış olmalıdır.
2. Yazma Öğretim Yöntemleri
Yazma eğitiminde öğrenciye kazandırılması hedeflenen beceriler şunlardır:
“Düşünceleri mantıklı bir tarzda sıralamak. Öğrenciler paragraf fikrini ve onların
doğru paragraf yapmalarını sağlamak. Konunun özelliğine göre yazıyı
bölümleyebilmek ve her bölümü kategorik olarak sınıflayabilmek. Yazıya uygun
başlık ve alt bölümlere ara başlık koyabilmek; fikirleri yazı içinde açıklayıp
geliştirmeyi öğrenmek; ana düşünceyi tüm yazıya hâkim kılabilmek. Ayrıntıları
yeterince yerinde kullanabilmek; form yazıları biçim ve kurallarına uygun olarak
yazma alışkanlığı kazanmak. Edebi yazıları tür özelliklerine ve anlatım biçimlerine
uygun olarak plânlı bir biçimde yazma alışkanlığı ve becerisini kazanmak. Yaratıcı
özellik taşıyan hikâye, roman ve oyun gibi itibarî türlerde yazı yazma isteği
uyandırmak; bu hususta ilgi duyanları yazmaya yüreklendirmek yahut bu tür
eserleri eleştirme alışkanlığı kazandırmak. Bilgi toplama yollarını ve kaynaklarını,
bu kaynaklardan nasıl, ne şekilde ve ne ölçüde yararlanacağını öğretmek; toplanan
bilgileri kendi deney ve gözlemlerini de katarak, sıralama, ayıklama, birleştirme ve
yorumlama alışkanlığı edindirmek. Fikirleri tam olarak karşılayan kelime ve
deyimleri seçme alışkanlığı kazanmak; cümleleri türe ve duygu değerine göre
kullanabilmek; yazıyı yazım ve noktalama işaretlerine uygun olarak yazabilmek;
öğrencileri kendi yazılarını veya başkalarının yazılarını yazım, anlam ve anlatım
bakımından okuma ve düzeltme alışkanlığı kazandırmak; yazma isteği
uyandırmak; şeklinde özetlenebilir.12
Öğrencilere duygularını, düşünce ve izlenimlerini yazıyla ifade etme
becerisini kazandırmanın en önemli yolu, öğrencileri bu yönde teşvik etmektir.
Çünkü öğrenciler genellikle bu yönde bir istek duymazlar. Yabancı dil öğretmenine
düşen en önemli görev öğrenciyi bu konuda yönlendirmek ve öğrenciyi
yüreklendirmektir. Bu çalışmalarda en büyük görev başlangıçta Türkçe
öğretmenlerine düşmektedir.

11 Doğan, Candemir. (1989). Yabancı Dil Olarak Arapça Öğretim Metot ve Teknikleri, Ankara, 1989, s,
188
12 Aktaş, Şerif, Gündüz, Osman, Yazılı ve Sözlü Anlatım – Kompozisyon Sanatı. Ankara, 2004, s. 98
Türkiye’de Arapça Öğretiminde Uygulanan Metotlar 172
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Bahar 2015, Cilt:3, Yıl:3, Sayı:5, 3:166-174
Yazılı anlatım çalışmalarında, öğrencilere yazma becerisi kazandırmanın en
önemli yolu, öğrencide yazma hevesini uyandırmaktır. Öğrenciye yazma hevesini
kazandırmak için şu yollar denebilir:
* Yazmak için öğrenciye kendine güvenmesi gerektiği fikri verilmelidir. Her
öğrenci, biraz çaba sarf etmekle iyi yazılar yazabileceğine inandırılmalıdır.
Öğrenciler, düşündüklerini doğru olarak yazmaları için yapmacılıktan uzak, içten,
zihinlerinde doğduğu gibi yazmaya teşvik edilmelidir.
* Öğrencinin düşünmesine yardımcı olmalı ve düşünce somut hâle
getirilmelidir.
* Öğretmen yazma esnasında karşılaşılan güçlüklere yardımcı olmalıdır.
Meselâ öğrenci yazı için uygun başlık bulamayabilir, ya da yazıya bir türlü
giriş yapamaz. Örnekler aklına gelmez. Öğretmen bu aşamada müdahale etmeli,
öğrencinin tıkanma yolunu açmalıdır.
* Öğrenciye nelerden yararlanacağına dair yardımcı kaynaklar tanıtılmalı
ve ulaşamayacağı kaynaklar konusunda yardımcı olmalıdır.
* Yazma çalışmaları, okuma, gözlem yapma, konuşma ve tartışma yolları ile
desteklenmelidir.
* Öğrenci yazılarında yazının olumsuz yönlerinden çok olumlu ve başarılı
olan yönlerine dikkat çekilerek öğrenci yüreklendirilmelidir. Yani öğretmen
hoşuna giden en küçük ayrıntıyı dahi öğrenciye teşvik unsuru olarak kullanmalıdır.
Yazma yarışmaları düzenlemek, dergi ve gazete çıkarmak bu hususta teşvik edici
yöntemlerdir.
* Seçilen konu öğrencinin hoşuna giden, rahat yazabileceği konulardan
seçilmelidir. Öğrencilerin anılarını, gözlemlerini canlandıracak nitelikte olmalıdır.
Arapça dersinde sınıf içinde yazma çalışmaları yapılırken şu yöntemler
uygulanmaktadır:
A) Kontrollü Yazma
Bu çalışmayla, öğrencilerden verilen sözcükleri ve cümle yapılarını aynen
ya da istenilen değişikleri yaparak yazmaları istenir. Bu çalışmalar ile ana dildeki
sözcükleri ve yapıları doğru şekilde yazma olanağı verilmektedir.”13
Kontrollü yazmada amaç, öğrencilere bir durumu, olayı, bir görünüşü tasvir
etmek, bir duyguyu anlatmak için yazı çalışmaları yaptırmaktır. Öğrenci pek çok
konuda bilgi, gözlem ve hayat deneyimlerine sahip olmasına rağmen bu birikimini
yazılı olarak ifade edememektedir. İşte öğrencinin asıl sıkıntısı burada
başlamaktadır. Bu durumda öğretmenin yapacağı şey, zihinde oluşacak duygu ve
düşünceleri doğru cümle kalıplarına dökmektir. Kontrollü yazma çalışmaları için
bir paragrafa sığdırılacak konular seçilmelidir. Bu çalışmalarda konu öğretmen
tarafından belirlenmelidir. Konu bir manzaranın yahut bir evin veya bir okulun
tasvirini yapmak, yıllar sonra iki okul arkadaşının karşılaşmalarını tasvir etmek;
bir olayı bir duyguyu, bir düşünceyi ayrıntılarıyla anlatmak şeklinde olabilir.

13 Demirel, Ömer, Yabancı Dil Öğretimi. Ankara, 2001, s, 61.
173 Ahmet Vefa TEMEL
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Bahar 2015, Cilt:3, Yıl:3, Sayı:5, 3:166-174
Sınıf içinde yapılan kontrollü yazma çalışmalarında “yer değiştirme,
dönüştürme, örneğe uygun bir kompozisyon yazma, yeniden sıraya koyma,
sorulara cevap vererek paragraf yazma, tamamlama gibi alıştırmalar
yapılmaktadır.
B) Serbest Yazma
Serbest yazmada öğrenciye önceden bir konu vermek yerine öğrenci konu
seçiminde serbest bırakılır. Öğrenciden yazma kuralları etrafında yazı yazmaları
istenir. Bu yöntem öğrencinin kendi içsel dünyası, kendi hayallerini samimi bir
şekilde anlatması bakımından önemlidir. Bu yöntemle de aynı zamanda
öğrencilerin kişisel farklılıkları ve üslûpları da ortaya çıkacaktır. “serbest yazma
öğrencilerin hangi türe ve hangi konulara daha ilgili oldukları hakkında fikir
verebilir.14
C) Güdümlü Yazma
Bu tür yazmada güdümlü yazma çalışmalarıyla öğrencilerden öğrendikleri
sözcükleri, öğrendikleri cümle yapılarını kontrollü bir şekilde kullanmalarını ve
anlamlı bir paragraf oluşturmaları istenmektedir. Dikte yapma; derlenen bir
metnin aynen yazılmasıdır. Dikte yaparken;
* Metin önce normal hızda okunur; öğrenciler dinler.
* Metin ikinci kez anlamlı sözcük gruplarıyla okunur ve öğrencilerin
yazmaları istenir.
* Metin son kez okunur ve öğrencilerden kontrol etmeleri istenir.
* Kontrol ve düzeltme işaretleri öğrenciler arasında yapılacaksa doğru
metin tahtaya yazılır veya tepegözden yansıtılır.”15
Dikte yöntemi, yabancı dil dersinde kuralların öğrenilip öğrenilmediğini
denetlemek açısından sıkça başvurulan bir yöntemdir.
Bu yöntemin başarılı olması ve zevkli bir hâle gelmesi için şu hususların göz
önünde bulundurulması gerekir:
* Metin kısa olmalıdır.
* Dil ve düşünce bakımından öğrenci seviyesine uygun olmalıdır.
* Konu bakımından tam olmalıdır ( metnin başı ve sonu olmalıdır).
* Metin denetlenmek istenen kurallara uygun ve o kuralları gösterecek
nitelikte olmalıdır.
* Yazı araştırma ve öğretmeye yönelik olmalıdır.
* Yazı öğrencilerin ilgisini çekecek nitelikte akıcı, yalın olmalıdır.16
Dikte yönteminde yazma işlemi, yazı ağır ağır okunmalı; kelimeler ikiden
fazla tekrar edilmemeli; kelimeler tek tek değil birer yargı oluşturacak şekilde

14 Aktaş, Şerif, Gündüz, Osman, a.g.e., s, 98.
15 Demirel, Ömer, a.g.e., s, 62.
16 Aktaş, Şerif, Gündüz, Osman, a.g.e., s, 102, 103.
Türkiye’de Arapça Öğretiminde Uygulanan Metotlar 174
dergİabant (AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi), Bahar 2015, Cilt:3, Yıl:3, Sayı:5, 3:166-174
yapılmalıdır. Ayrıca okuma yaparken metinde vurgu ve tonlamalardan
kaçınılmalıdır.
Sonuç
Genel bir değerlendirmede bulunmak gerekirse; Ülkemizdeki okullarda
Arapça öğretimi gözden geçirilmeli, gelişmiş ülkelerde dil öğretiminde esas alınan,
dinleme-anlama, konuşma, okuma ve yazma metoduyla, bu alanda kabul edilmiş en
uygun zaman dilimi içinde ve dil öğretimi için gerekli ders saati kredisiyle Arapça
öğretimi gerçekleştirilmelidir.
Bir diğer husus da öncelikli olarak öğrencilerimize Arapça dilini
sevdirmemiz gerekir. Çünkü insanın sevmediği, istemediği ve faydasına inanmadığı
bir dili öğrenmede başarılı olması mümkün değildir. O halde yapılacak en önemli iş
öğrencilerimize Arapça dilini sevdirmek ve bu dili öğrendiklerinde neler
kazanacaklarını ve ilerideki meslek hayatlarında bu dili nasıl kullanacaklarını
onlara anlaşılır bir dille anlatıp onları Arapça öğrenmeye istekli ve arzulu bir hale
getirmemiz gerekir. Bu okullarda uygulanan klasik Arapça öğretim metotlarından
ziyade, bunların yerine öğrencilerin somut öğrenmelerine ve öğrendikleri bilgileri
kullanmalarına imkân tanıyan öğrenci merkezli öğretim yöntem ve tekniklerinin
kullanılmasına ağırlık verilmelidir.
Kaynakça
Aktaş, Şerif-Gündüz, Osman; Yazılı ve Sözlü Anlatım – Kompozisyon Sanatı. Ankara, 2004.
Demircan, Ömer; Yabancı Dil öğretim Yöntemleri. İstanbul, 1990.
Demirel, Ömer; Yabancı Dil Öğretimi. Ankara, 2001.
Doğan, Candemir; Yabancı Dil Olarak Arapça Öğretim Metot ve Teknikleri, Ankara, 1989.
Hengirmen, Mehmet; Yabancı Dil Öğretim Yöntemleri ve Tömer Yöntemi, Ankara, 1997.
el-Hûlî, Muhammed Ali; Arapça Öğretim Metotları, Trc: Cihaner AKÇAY. Ankara. 2000.
Saussure, Ferdinand de; Genel Dilbilim Dersleri, Çev. Berke Vardar, İstanbul, 1988.
Scott, Wendy; A.,Lisbeth H. Ytreberg, Teaching English to Children, New York, 1990.
Vardar, Berke; Dilbilimin Genel İlke ve Kuramları, Ankara, 1982.

Konular