KANSU GAVRÎ’NİN ARAPÇA DÎVÂNI

Selçuk Üniversitesi/Seljuk University
Edebiyat Fakültesi Dergisi/Journal of Faculty of Letters
Yıl/ Year: 2012, Sayı/Number: 28, Sayfa/Page: 63-158
KANSU GAVRÎ’NİN ARAPÇA DÎVÂNI
Doç. Dr. Orhan YAVUZ
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
oyavuz@selcuk.edu.tr
Doç. Dr. Mahmut KAFES
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Arap Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
mahmutkafes@hotmail.com
Özet
Bu çalışmada son Memlük Sultanı Kansu Gavrî’nin İstanbul Millet Kütüphanesi Ali
Emîrî Efendi Bölümü, Arabî Nu: 4639’da kayıtlı bulunan Arapça Divanı üzerinde
durulmuştur. Önce Gavrî’nin eserleri, sonra da söz konusu Divan’ın içindeki şiirler ve
konuları hakkında bilgiler verilmiştir. Ayrıca Arapça şiirlerin tamamı Türkçeye tercüme
edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kansu Gavrî, arapça divan, edebî sanatlar, mülemmâ,
muvaşşah.
THE ARABİC DIVAN OF KANSU GAVRI
Abstract
The present study focuses on Mamluk Sultan Kansu Gavri’s Arabic divan, which is
in İstanbul Millet Library Section of Ali Emirî Effendi Arabi registry number 4639.
Information was given first about Gavri’s works and then the poems in the mentioned
divan and their themes. Moreover, all of the Arabic poems were translated into Turkish.
Key Words: Kansu Gavri, arabic divan, literary arts, mulemma, muvashah.

_____________________________________________ Orha 64 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Birçok Türk hükümdarı gibi Memluk sultanı Kansu Gavrî (1440?-15516) de
şair bir hükümdardır. Bıraktığı eserlerinden de anlaşılacağı üzere o, hem Türkçe,
hem Arapça, hem de Farsça bilmektedir ve bu üç dilde de şiirler söylemiştir.
Menâkıb-ı İbrâhīm Gülşenî’nin yazarı Muhyî’nin “Sultan Gavrî’nin ismi
Kansu’dur, mahlası Gavrî’dir; üç dilde divanını fakir İstanbul’da gördüm, hayli
mükellef idi”
1
şeklinde verdiği bilgiye göre onun üç dili (Türkçe, Arapça, Farsça)
de bildiği ve bu dillerde divanları olduğu anlaşılmaktadır. Şiirlerinde umumiyetle
dinî konuları işleyen Kansu Gavrî’nin eserlerini şöyle sıralamak mümkündür:
1. Arapça Divânı: Dîvân-ı Gavrî adını taşıyan bu eser, İstanbul Millet
Kütüphanesi, Ali Emîrî Efendi Bölümü, Arabî nu: 4639’da
bulunmaktadır.
2. el-Kasâidü’r-Rabbâniyye ve’l-Muvaşşahatü’s-Sultâniyyetü’lGavriyye:
Eser Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, Bağdat Köşkü
Bölümü, nu: 138’de kayıtlıdır.
3. Türkçe Divanı: Berlin Staatsbibliothek Preussischer Kulturbesitz, Ms.
Or. Oct. nu: 3744’de kayıtlı bir şiir mecmuasının 2b-92a sayfaları
arasında yer almaktadır. Bu mecmuada Gavrî’nin ikisi mülemma 71
adet şiiri vardır.2
Eser üzerinde Mehmet Yalçın ve Orhan Yavuz
çalışmışlardır.3
Bu divanda biri Türkçe-Arapça, biri Türkçe-Farsça iki
mülemmadan başka bir de Arapça gazel yer almaktadır. Sultan
Gavrî’nin Türkçe şiirlerini Eski Anadolu Türkçesi (Eski Oğuzca) ile
yazdığı görülmektedir.
4. Munakkahu’z-Zarîf alâ Muvaşşahi’ş-Şerîf: İki manzumeden ibaret
Arapça bir eserdir.4
5. Kevkebü’d-Dürrî fî-Evcibeti’l-Gavrî: Bu eser Kansu Gavrî’nin tefsir
ile ilgili bir eseridir.5
6. Farsça Dîvânı: Varlığından haberdar olduğumuz henüz ele geçmemiş
kayıp bir eserdir.
__________
1
Muhyî, Menâkıb-ı İbrâhîm Gülşenî, Yayımlayan: Tahsin Yazıcı, TTK Yayınları, Ankara, 1982, s. 328.
2
Orhan Yavuz, Kansu Gavrî’nin Türkçe Divânı (Metin-İnceleme-Tıpkıbasım), Konya, 2002, s. 50.
3
Mehmet Yalçın, The Dîvân of Qânsûh al-Guhûrî, İstanbul, 2002; Orhan Yavuz, age.
4
Cemil Çiftçi: Maktul Şâirler, İstanbul 1997, s. 155.
5
Cemil Çiftçi: Aynı Eser, s. 155.
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 65
Kansu Gavrî’nin Türkçe divanında sözünü ettiğimiz Türkçe-Arapça
mülemma’ı şöyledir:
Ġavrī fermāyed Azze Naṣruhu
Baña raḥm olmadı senden ṣanemā
6
7 ھتف القلب في الجفا ندما
İdeli ġamzeñe talīm ile nāz
“Yessera’llāh” okıruz yā ulemā
Baña ger itmeyesin şāhā naẓar
8 ضيق صدرله اصير عدما
Leylī-yi Necd iseñ Arab’da eger
9 صرت مجنون عشقك عجما
Ḫasteyem hicrüñ-ile şol ḥadde
قاصر عن دوائه الحكما10
Öldürür-ise Gavrī’yi ġam-ı ışḳ
11 يجزي الله جنة النعما
Bu mülemmā’ın Kâdî adlı bir şairin:
Yüzüñi yaşuralı sen ṣanemā
şeklinde başlayan Türkçe-Arapça mülemma’ı ile nazire oluşturdukları
görülmektedir.12
__________
6
Orhan Yavuz, a.g.e., s. 97. Bu şiiri daha önce Rıfkı Melûl Meriç de yayımlamıştır. Bk. Rıfkı Melûl
Meriç, “Kansuhü’l-Gûrî’nin Şiirleri”, Oluş, S.19, Ankara, 7 Mayıs 1939.
7
Kalp cefa esnasında pişmanlığını söyledi.
8
Onun için iç huzursuzluğuyla (sıkıntı ile) yok olurum.
9
Ben bir Acem (Arap olamayan biri) olarak (senin) aşkının mecnunu oldum.
10 Hekimler (aşk derdine) deva bulamazlar.
11 Allah nimetlerle dolu cenneti ihsan eder.
12 Orhan Yavuz, a.g.e., s. 96.
_____________________________________________ Orha 66 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Gavrî’nin aynı eserde yer alan Arapça gazeli ise asıl metnin 80a-80b
sayfalarında yer almakta ve:
أيا من جفنه سھر الليال
13 وقلب عن فعال الخير خالي

لقد ضيعت أياما بلھو
14 و لعب ثم يأتيك ارتحال

أما تخشى اCله اذا قدمت
15 بأفعال القبيح و بالمحال

و تشھد أرجل عما فعلت
16 و أيد اذ أتى وقت السؤال

ايا مولى الموالي أنت أعلم
17 بأنھى الخلق ھذا شرح حالي

ألھي بالنبي و أھل بيت
18 و أصحاب ھم خير الرجال

أزل عن عبدك الغوري ذنبا
19 اذا يأتيك يوم اCنفصال

وصل على النبي الھاشمي
20 نبي صادق حسن الخصال
şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
__________
13 Ey göz kapakları gece boyu kapanmayan ve kalbi iyiliklerden uzak olan!
14 Ölüm gelip çatıncaya kadar günlerini eğlence ve oyunla geçirdin.
15 Kötü ve yapılmaması gereken işleri yapıp, (öbür dünyaya) gönderirken Allah’tan korkmaz mısın?
16 Sorgu vakti geldiğinde ayaklar ve eller, senin yaptıklarına şahitlik edeceklerdir.
17 Ey efendiler efendisi! Bütün yaratılanlardan daha iyi bilirsin ki bu söylediklerim hâlimin bir
açıklamasıdır.
18 Allah’ım! İnsanların en hayırlısı olan Hz. Peygamber, onun ehl-i beyti ve ashabının hatırına
19 Gavrî kulunun günahlarını dünyadan ayrılırken yok et (bağışla).
20 Doğru sözlü, güzel hasletlere sahip, Hâşimî (soyundan olan) Nebî’ye salat eyle.
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 67
Bizim bu çalışmamızda üzerinde durduğumuz konu son Memluk sultanı
Kansu Gavrî’nin Arapça divânıdır. Yukarıda da söylediğimiz gibi eser, İstanbul
Millet Kütüphanesi, Ali Emîrî Efendi Bölümü Arabî nu 4639’da kayıtlıdır.
Yazmanın her sayfası numaralandırılmıştır. Eser 46 sayfa olarak karşımıza
çıkmaktadır. Güzel bir ta’lik hatla kaleme alınan divanın sonundaki: Sene 1325,
10 Rebî’ü’l-Evvel kaydından da anlaşılacağı üzere 1907 yılında istinsah edildiği
anlaşılmaktadır. Yine yazmanın son sayfasındaki kayıttan müstensihinin de
Hâşimü’l-Mekkî olduğu görülmektedir. İlk iki sayfası süslü ve cedvelli olan divan,
her sayfasında 11 satır ihtiva etmektedir. Eser hakkında, yazmanın baş kısmında
boş bırakılan sayfalarda Ali Emîrî’nin verdiği şu bilgilerle karşılaşıyoruz:
“Edirneli Şeyh Muhyî, bin on iki (1603-1604) tarihinde tahririni
ikmal etmiş olduğu “Menâkıb-ı Gülşenî” namındaki kitabda “Dîvân-ı
Sultan Gavrî” hakkında şu ibareyi kayd ediyor:
“Sultan Gavrî’nin ismi Kansu’dur, mahlası “Gavrî” dir. Üç dilde
divanını fakir İstanbul’da gördüm, hayli mükellef idi.”
Şeyh Muhyî Efendi’nin verdiği şu malumat üzerine pek çok aranmış
ise de İstanbul’da Sultan “Gavrî” divanı bulunamamıştır. Mamafih
arkası bırakılmayan taharriyat neticesinde Halep eşrafından meb’us-ı
sâbık Emîrî-zâde Bahaeddin Efendi’de bulunduğu haber alınan
kadim bir nüsha görülerek istinsah olunmuştur.
Bahaeddin Efendi, valide cihetinden Gavrî sülâlesine mensup
bulunduğunu ve bu divanın ecdadından müntakil an’ane ile
kendisine vasıl olduğunu beyan etmiştir. Vakı’a divân-ı mezkûr eski
ve sevimli bir yazı ile muharrer ise de başından, ortasından,
nihayetinden yaprakları mürûr-ı zamân ile zayi’ olmuş, bir kaş
sahifeden ibaret kalmıştır.
Karşıları açık bulunan sahifeler ayniyle irâ’e olunmak ve aslına
tamamiyle mutabık bulunmak suretiyle yazılmıştır.”
“Ali Emîrî”
_____________________________________________ Orha 68 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Ali Emîrî’nin verdiği bu bilgilerden sonra Gavrî’nin şiirleri 6. sayfada
başlamaktadır. Divânın başında “Mısır Melîki Sultan Eşref Kansu Gavrî’nin bazı
eş’ârı” şeklinde bir ibare vardır. Divanın ilk iki şiiri Arapça-Türkçe mülemmadır.
Üçüncü şiiri ise “Gazel-i Türkî” başlığı altında Türkçe bir gazel olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bu gazele, Edirneli Nazmî’nin Mecmuatü’n-Nezâir adlı eserinin
Nuruosmaniye Kütüphanesi 4222 numarada kayıtlı nüshasının 249b sayfasının
kenarında ve daha birçok yerde rastlanılmış olup şiir önce Rıfkı Melûl Meriç,21
daha sonra da Cemil Çiftçi22 tarafından neşredilmiştir.
Eserin daha sonraki sayfalarında Sultan Kansu Gavrî’nin Arapça şiirleri yer
almaktadır. Bu şiirlerin sayısı 20 olup, bazıları son kısmından, bazıları baş
kısmından, bazıları da orta kısmından eksiktir. Eksik olan şiirler divanın 24, 25, 34,
40 ve 44. sayfalarında yer almakta olup, eseri inceleyen Ali Emîrî tarafından söz
konusu eksik kısımlarda: “ Maateessüf bu şiirin bundan aşağısı noksandır” (s. 24),
“bundan yukarısı noksandır” (s. 25), “bundan aşağısı noksandır” (s. 34), “galiba
bundan sonrası da noksandır”, “bunun da evveliyatı nakıstır” (s. 40), “buradan
sonrası da nakıstır”, “buradan dahi noksandır” (s. 44) şeklinde notlar düşülmüştür.
Gavrî şiirlerinde büyük bir ölçüde dinî konuları işlemiştir. O, durmadan
Allah’a ve Hz. Peygamber’e merhamet, şefaat, şefkat ve yardım etmesi için dualar
eder, isteklerde bulunur; verdikleri için de Allah’a şükreder.
Sultan Gavrî’nin üzerinde çalıştığımız bu divanı içerisinde “Bediiyat
Konusunda Bir Manzume” (s. 34-40) başlığı altında edebî san’atlar için yazmış
olduğu bir manzumesi vardır. Bu şiirinde Gavrî: Cinâs ma’nevî, istitrâd, ista’âre,
istihdâm, hezl bi’l-cidd, mukâbele, iltifât, iftitân, istidrâk, leff ü neşr, tıbâk, tenzîh,
taḫyîr, îhâm, irsâlü’l-me
el, cem’ü’l-mu’telif ve’l-muḫtelif, ta’rîz, seci’ ve tersî’, seci’,
tesmît, lüzûmu mâ lâ yelzem, izdivâc, teczi’e, tecrîd, mecâz, îtilâfü’l-lafz maa’lma’nâ,
îtilâfü’l-lafz maa’l-vezn, îtilâfü’l-ma’nâ maa’l-vezn, îtilâfü’l-lafz maa’l-lafz,
temkîn… gibi edebî san’atlara birer beyitle örnekler vermiştir. Bu da Gavrî’nin
san’ata, edebiyata ve şiire verdiği değerin bir göstergesi olmalıdır.
İlk bakışta edebî sanatlarla ilgili bu beyitlerin Gavrî’nin olup olmadığı
hakkında bizde bir tereddüt hâsıl olmuşsa da Ali Emîrî’nin düştüğü notlarda ve
verdiği bilgilerde bu hususta bir bilgi olmaması ve divanın aslından ayniyle istinsah
edilmiş olması söz konusu beyitlerin Sultan Gavrî’nin olduğu hususundaki
tereddütlerimizi ortadan kaldırmıştır.
__________
21 Rıfkı Melûl Meriç, a.g.m.
22 Cemil Çiftçi, a.g.e. , s.156, İstanbul, 1977.
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 69
Biz çalışmamızda önce, Kansu Gavrî’nin elimizdeki bu Arapça divanının asıl
metnini verdik. Sonra da metnin karşısındaki sayfada her beyit/dize karşısında
şiirlerin anlamlarını yazdık. Yalnız Arapça-Türkçe mülemmalarda (I. ve II.
manzume) Türkçe dizelerin yeni harflerle transkripsiyonunu, Arapça kısımların da
manalarını yazmayı uygun gördük. Yukarıda da söylediğimiz gibi divandaki III.
manzume, Türkçe bir gazel olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu gazelin de Arap harfli
yazılışının verildiği sayfanın karşısındaki sayfada yeni harflerle transkripsiyonlu
okunuşunu verdik.
_____________________________________________ Orha 70 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 71
[2] “Edirneli Şeyh Muhyî, bin on iki (1603-1604) tarihinde tahririni
ikmal etmiş olduğu “Menâkıb-ı Gülşenî” namındaki
kitabda “Dîvân-ı Sultan Gavrî” hakkında
şu ibareyi kaydediyor:
“Sultan Gavrî’nin ismi Kansu’dur, mahlası
“Gavrî” dir. Üç dilde divanını fakir
İstanbul’da gördüm, hayli mükellef idi.”
Şeyh Muhyî Efendi’nin verdiği şu mâlumat üzerine
_____________________________________________ Orha 72 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 73

[3] pek çok aranmış ise de İstanbul’da Sultan
“Gavrî” divanı bulunamamıştır. Mamafih
arkası bırakılmayan taharriyat neticesinde Halep eşrafından
meb’us-ı sabık Emîrî-zâde Bahaeddin Efendi’de
bulunduğu haber alınan kadim bir nüsha görülerek
istinsah olunmuştur. Bahaeddin Efendi,
vâlide cihetinden Gavrî sülâlesine mensup
bulunduğunu ve bu divanın ecdadından müntakil
an’ane ile kendisine vasıl olduğunu beyan etmiştir.
Vakı’a divân-ı mezkûr eski ve sevimli bir yazı ile
muharrer ise de başından, ortasından, nihayetinden
_____________________________________________ Orha 74 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 75


[4] yaprakları mürûr-ı zamân ile zayi’ olmuş,
birkaç sahifeden ibaret kalmıştır.
Karşıları açık bulunan sahifeler ayniyle
irâ’e olunmak ve aslına tamamiyle mutabık bulunmak
suretiyle yazılmıştır.”
“Ali Emîrî”
_____________________________________________ Orha 76 n YAVUZ - Mahmut KAFES


Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 77





[6] MISIR MELİKİ MERHUM SULTAN EŞREF KANSU
GAVRÎ’NİN BAZI EŞ’ÂRI
I
Muhasser (hüzünlü) nağmelerden bir muvaşşah
Gözlerüm yaşına raḥm it yā Raḥīm
Sāili redd eylemez hergiz Kerīm
Rabbim katından bana rahmet ihsan et, tevbemi kabul et, sen tevbeleri
kabul edensin, rahîmsin.
Hak cemālin isterüz cennet nedür
Görinür ansuz bize cennet caḥīm
Ey nimet yurdunda (cennette) sâkin olan(lar); bize bakın da sizin
nūrunuzdan istifade edelim. (Hadid: 13)
Ey Rabbimiz! Bizi korktuğumuzdan emin eyle
Kesmesün yol bize şeyṭān-ı racīm
_____________________________________________ Orha 78 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 79





[7] Koma bizi nefs elinde ḍāllīn
Ey Rabbimiz bizi doğru yola eriştir.
Ey sâkî! Bize daima (şarap) sun, bana şifa ver, zira ben cismimi hasta
görüyorum.
Ġavrī bendeñüñ dilinde ẕikridür
Dāyimā estaġfiru’llāhe’l-aẓīm
Allāh Allāh Allāh Allāh yā Kerīm
Yā Ġafūr yā Şekūr yā Ḥalīm
Bizden hata ve günahlar sadır olmuştur; Rabbimiz yüce Allah’a tevbe ederiz.
II
Muvaşşaḥ ve Müstezād
Kulların en seçkinine salavat getiriniz; o, yol gösterenlerin en hayırlısıdır.
Kıyamet günü (mahşer günü) Mustafa (Hz. Muhammed) ulaşmak istediğim
en yüce gayedir.
Muḥammed’üñ ḫūbdur cemāli Hem ḳadri ālī
Bu dünyāda yokdur mi
āli Tatlu maḳāli
Aḥmed beşīrdür hem neẕīrdür Ālemde birdür
_____________________________________________ Orha 80 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 81





[8] Ümmetine luṭfı ke
īrdür Mü’minler ālī
Ey doğru (sözlü peygamber), soyluların en asili, seni ne zaman göreceğiz?
Tâ uzaklardan da olsa alevlerin ateşi söner.
Yalvararak Kâbe’nin örtüsü gibi göründü. (?)
Rahmetinin nuru kulların üzerine yağar.



III
Ġazel-i Türkī
Müstedām olġıl hemīşe ey güzel ḫanum benüm
Gözleri nergis yüzi gül zülfi reyḥānum benüm
Gün yüzüñ gördükçe vallāhi bu göñlüm şād olur
Ḥaḳ seni var eylesün devletlü sulṭānum benüm
Sen ferāġat şād u ḫurrem ben kıluram nāleler
[9] Ḫoş mı ey dilber saña bu āh u efġānum benüm
_____________________________________________ Orha 82 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 83
Ḥasretüñden ḫaste oldum derdümi bilmez ṭabīb
Dilberā vaṣluñdadur var ise dermānum benüm
Ey ḥabībüm işte Ġavrī medḥüñi tekrār ider
Bülbül-i şūrīde kim sensin gülistānum benüm
IV
Ve min nuūtihi’ş-şerīfe
Allah’ı sevenler kemal ehlidir. Onlar (Allah’ın) celâl ve cemâl nuruyla ortaya
çıktılar.
Onlar (Hz. Peygamberi) gördüklerinde sevindiler, onu görmek (kemal ehli
için) büyük bir övünçtür.
Onlar onun sevgisinde yok oldular (ona kendilerini adadılar). Onlar
Peygamberle güzel bir buluşmanın (onu görmenin) dışında hiçbir şeye razı
olmadılar.
Onlar Peygambere yakın olmayı arzu ettiklerinden ateşten (eziyet
edilmekten) hiç korkmadılar, akıllarına bile getirmediler.
Onlar hiçbir zaman cenneti, rahatlığı ve bolluğu istemediler.
_____________________________________________ Orha 84 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 85

[10] Bilakis tasarruf sahibinin (Allah’ın) yüzünü görmek istediler.(O Allah)
benzeri ve dengi olmaktan münezzehtir.
Böylece onu samimi olarak özleyen ona yakın olmaktan başka bir şeye razı
olmaz.
Gavrî hep bunları arzular oldu. Rabbi her durumda ona yardımcıdır.
Ona (Gavrî’ye) mülk (hükümdarlık) verildi, ama o her zaman celâl sahibi
yüce Rabb’in kulu oldu.
Onun gönlünde hiçbir zaman onun (Allah’ın) dışında hiç kimse olmadı. Bu
nedenle o, başkalarını asla dikkate almadı.
(Gavrî) bu dünyada ve öteki dünyada Hz. Peygamber’den medet (şefaat)
ister.
İnci dizileri gibi onu öven şiirler bulunduğu sürece salat ve selam
kesilmeden (her zaman) Peygamber’e, onun ailesine ve ashabına olsun.
V
Onun -Allah Ona Rahmet Eylesin- Eşsiz Düşüncelerinden.
Allah için günümüzde onun zamanından kalma esintiler (izler) vardır. Bütün
vakitler onunla temizlenir.
Sadece onunla (esintilerle) hallerinizi arz edip niyazda bulununuz ki
dualarınız orada kabul olsun.
_____________________________________________ Orha 86 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 87



[11] Bu bizim dualarımızın kabul olduğunun işaretleridir. Dualarımızın kabul
olma vakti de yaklaştı.
Şa’ban ayı ve on beşinci gecesinin (Berat kandilinin) hürmetine sahih
(hadis) kitapları güvenilir hadisleri rivayet ederler.
Yine Şa’ban ayının on beşinci gecesi hürmetine Kur’an’dan âyetler tefsir edilir.
Denildi ki: O gecede (Berat gecesinde) hakkında hüküm verilen her şey
ayırt edilir ve yapraklar dökülür.
O gece öyle bir gecedir ki, hidayet ehlinin (Müslümanların) kalpleri itaatle dolar.
O öyle bir gecedir ki, İslamiyet geldiği günden beri kutlaması devam eder.
O öyle bir gecedir ki, insanlar o gecede yataklarını terk ederler (asla
uyumazlar), devamlı salavat getirirler.
O öyle bir gecedir ki, o gecede dua edenler Allah’tan ihtiyaçlarının
karşılanmasını beklerler (ümid ederler).
Ey Rabbimiz, hayırlarla dolu o gecede duamı kabul et.
Benim sorumluluğuma verdiğin mülkü (idareyi) hayırlı eyle. Mülkün
hayırlılığı tebaanın (halkın) mutluluğa erişmesidir.
O gecede tebaanın rızkını emniyette eyle (garanti et), çünkü o gecede
bereketler iner.
_____________________________________________ Orha 88 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 89





[12] Bütün askerlerimin (halkımın) kalplerini bir eyle ki, niyetleri samimî ve
temiz olsun.
Kalbinde bize karşı kötülük olanları helak eyle onlara (asla) fırsat verme.
Askerlerime, kararlı ve doğru olanlara ve sebat edenlere yardım et.
Benim emîrlerimi (yardımcılarımı) koru ve onlara yardım et; zira onlar
mülkün (idarenin) temelleri ve öncüleridir.
Onları gözet (koru), mutluluk ve inayet ver ki onunla dereceleri yükselsin;
özellikle de devletin ileri gelenlerini. Zira onların varlığı bir lütuftur.
Kulun Gavrî’yi de koru ki senin gözetmenle onun kalbi nurla dolsun.
Senin korumanla o, senden gelecek bütün isteklerine erişir, senden gelen
bağışlar ona bol bol ulaşır.
Kâinat var olduğu ve zaman peş peşe aktığı sürece (dünya durduğu sürece)
Hz. Peygamberin ailesine, ashabına daima salat ve selam olsun.
_____________________________________________ Orha 90 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 91

VI
[13] Onun Hikmetli Sözlerinden
Rabbimiz Rahman (olan Allah) bize mülkü (devlet idaresini) bahşetti. O
kerîmdir, ni’met verendir, bol bol ihsanda bulunandır
Bizim ona şükretmemiz gerekir. Onu (şükrü) ancak samimi bir kalp ve dil
yerine getirir.
İhsanı daimî olan Allah’a hamd olsun ki, onun ihsanını fazlı sayesinde bir
başka ihsanı takip eder.
Allah, Mısır ve çevresinin mülkünü (idaresini) bize verdi. Onun yardımıyla
bu idare bizim üzerimize kaldı.
Bu bize karşılıksız verilen bir bağıştır. O bize savaşmadan ve kılıç
sallamadan verilmiştir.
Düşmanlarımıza karşı (mücadelede) Allah bize yeter. Onun yardımı
sayesinde güçlükten sonra kolaylık geldi.
İdarecilerimiz bizim sevgimiz üzere doğru bir şekilde mülkte (devlet
idaresinde) birlik oldular.
Şimdi bizim nizamımız doğruluk (adalet) üzerine kuruludur. Bizim, itaat
eden ve (emrimize) boyun eğen askerlerimiz vardır.
Onlar bize olan sevgilerinde tek vücut halinde ve samimî bir kalp üzeredirler.
Allah onları korusun ve güçlerini bir eylesin. Bizim kalbimiz onlara karşı
sevgi ile doludur.
_____________________________________________ Orha 92 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 93

[14] Allah onların birliğini asla bozmasın. Onlar bizim göz bebeklerimiz ve
kardeşlerimizdirler.
Onlar âdeta mülk (devlet) için koruyucu bir sur gibidirler, çünkü onlar
devletin çıkarları için yardımcıdırlar (çalışırlar).
Samimiyetle zafer kazanan askerlerimiz bizim nasihatimizle hepsi birer
süvari oldular.
Onlar bizim nazarımızda şüphelenilecek kimseler değildirler, onlar
tanıtılırken şu falandır denilir (herkes kesin olarak bilinir).
Bizim için onların yaşlıları baba, orta yaşlıları kardeş (ağabey), küçükleri de
(gençler de) bizim kardeşimiz gibidirler.
Fakat makamlar ve mertebeler (aralarında) ayrım gerektirir. Çünkü her
merhalenin bir konumu vardır.
Allah onların yardımcısı olsun, onların sahip çıkması sayesinde devletin
gücü arttı ve parladı.
Yemin olsun ki Allah’ın desteği sayesinde onlar güçlendi. Onlarla bizim
şerefimiz ve gücümüz arttı.
Allah dünyada onların sayısını artırsın, eksikliklerini göstermesin.
Gavrî bu şiirini onlara ithaf etmiştir. Çünkü o, onların itaatkârlıkları
sayesinde sultan olmuştur.
Allah bizi hidayet nuru etrafında toplasın ki bizim de imanımız artsın.
_____________________________________________ Orha 94 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 95





[15] Kur’an okunduğu sürece salat ve selam Hz. Peygambere ve onun ailesine
olsun.
VII
Onun önemli düşüncelerini içeren kaside-i hamriyyesi.
Meclisin sâkisi dostlar meclisine kadehleri getirdi. Sevgilinin yanağında
ünsiyet yıldızları belirdi.
O (yıldızlar) ortaya çıkmadan önce canları sarhoş etti. Hisler âleminde onun
hayali vardır.
Âşık aklını kontrol etmeden ve nefsini bastırmadan sevgilisini görünce
şaşırdı ve ona kavuşmakla mutluluğa erdi.
Sevgili, sevinciyle onları mutlu etti ve ruhları kirlerden arındırdı.
Sevgili samimi davranınca onlar da sevgilinin meşrebine vakıf olmadan
sevgililerini seçerken içten davrandılar.
_____________________________________________ Orha 96 n YAVUZ - Mahmut KAFES

Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 97





[16] O sadece cennetten (inme) bir üzüm salkımıdır. Ona dokunan el bir gün
onu sıkar ve şarap yapar.
O şarap kilisenin mahzeninde saklanmış değildir; papazın ve rahibin ona
asla sahip olma hakkı yoktur.
O öyle bir şaraptır ki, içeni yokluk denizinde (kaybettirir) kendinden geçirir.
O bir unsurun parçasından (alınmış) bir cisim değildir ve o bir tür de
değildir, bir cins de değildir (onun bir benzeri yoktur).
Onu (şarabı) şimdiye kadar hiç bir göz görmemiş, kimsenin de eli
değmemiştir; ancak o yemeden tadılır.
_____________________________________________ Orha 98 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 99




[17] Fakat o hoş bir nurdur, sırrına erilemez, sezgiye dayalı vehimden uzaktır.
O nurun parlamasını bekleyene müjdeler olsun. Onun parıltısı bütün
belirsizlikleri ortadan kaldırır.
Onun güzel kokusu etrafa dağılır, kabirdeki toz olmuş kemiklere hayat verir.
Gavrî ondan (şaraptan) bir yudum içmek ister. Bu onun için tahttan ve
saltanattan daha tatlıdır.
Ondan içenlere, ondan (Gavrî’den) içten bir sevgi yeter. O
[18] Şiirler kadehlerin tokuşma sesleriyle karışır.
_____________________________________________ Orha 100 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 101
Onun şansından şarabı anlatan şiiri tekrar edilir, onlar tatlıdır ve ders gibi
ezberlenir.
Onun sözlerini (şiirlerini) söylemek kulağa hoş gelir. O şiirler, devamlı
kâğıtlarda parlar durur (yazıya dökülür).
Bu (şiirler) onu, bütün Fars, Türk ve Arap hükümdarlarına üstün tutan bir
övünç kaynağıdır.
Yâ Rabbi! Kendinden bir nimet ve fazilet olarak onu (ömrünü) daha da
uzat; çünkü onun yaşayacağı her gün, dünden daha hayırlıdır.
Yol göstericiye ve müjdeciye (Hz. Peygambere) onun ailesine ve ashabına
daima salat ve selam olsun.
_____________________________________________ Orha 102 n YAVUZ - Mahmut KAFES

Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 103





VIII
[19] Onun Kalbine Allah’ın İlham Ettiği Şiirlerindendir.
Biz o güneşten en güzel şekilde içtik ve suya kandık. Onun sayesinde
kötülükler bizden daima uzak kalır.
O güneş doğduğu zaman su üzerindeki kabarcıklar yıldızlar gibi görünür.
Onun etrafında ışık veren dolunay dolanır.
O güneş ki zamanı belirler; berraktır ve hoştur. Onu görmeden önce
ruhlarımız sarhoş oldu (kendimizden geçtik).
Onu sürekli tevhid ile zikr eden kalplere hoş sırlar iner.
Onu seven ve ona tutkun olanın sarhoşluğu onunla birlikte yok olur.
Kavuşturan ve mutluluk veren tabip onu diriltir.
_____________________________________________ Orha 104 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 105





[20] Ruhlarımız onun sırlarına erişmekle mutlu olur, cesetlerimiz ise mutluluk
cennetine kavuşur.
Bir gün o ruhlar somurtkanlık ve yüz asıklığını (mutsuzluğu) tatmış olsalar
bile benzi parlar durur.
Kendine zevk veren mala karşı cimri olsa da (bir gün gelir) cimrilik yaptığı
malı ile cömertlikte bulunur.
Benden onu tasvir etmemi istediler; ben de özetle derine inmeden karşılık
verdim (anlattım).
Onun hakkında benden (daha) güzel söz söyleyen olmaz. O devleti idare
etmeye en layık olandır.
Mutlu bir hayat, yakınlık kurulabilecek ve rahat edilebilecek bir ruh
[21] (manevî dünya) ile nefis, temiz bir yaşantı sürer.
_____________________________________________ Orha 106 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 107
O bir nefes verdiğinde, o nefes öd ağacından çıkan kokunun yayıldığı gibi
etrafındakileri (güzel kokusuyla) mest eder.
Bizi sarhoş mu etti, yoksa ona bir bakışla (biz mi) sarhoş olduk? Aşk
sarhoşu olanın aklı nasıl başında olur?
Bize o etkiyi veren bakışı ve gözleri ile yuvarlak ve tatlı dudaklarından
(dökülen) güzel sözlerdir.
O öyle güzel ki, onun parlaklığı güneşin en parlak olduğu vakitteki ışığını
bile gölgede bırakır. Onun yanağının renginden kırmızı güller bile utanır.
Onun dudaklarından dökülen (söz)ler sarhoş edici olmasaydı, âşık olanlar
sarhoş olmazdı.
_____________________________________________ Orha 108 n YAVUZ - Mahmut KAFES

Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 109





[22] Onun sözlerinde sarhoş edici bir özellik olmasaydı o sözleri işiten sarhoş
olmazdı ve onu sevmeye de bir sebep bulunmazdı.
(Ey Gavrî)! Sözlerini ağızda dizilmiş inciler (dişler) gibi söyle ya da şiir
söyleyenlerin rahatça söylediği gibi söyle.
Gavrî’nin nefsi onda, sarhoşluk veren bir sırla onun nefsinden etkilenmiştir.
Onun inceliğinden dolayı nice gazel söyleyenler ondan etkilenmişler ve nice
yorgun âşıklar da onda teselli bulmuşlardır.
Onun manalarının mükemmelliği ve beyanının (sözlerinin) güzelliği ile
benim gönlüm açıldı (gönlüme ferahlık verdi).
[23] Hamd, şükür ve övgü Rabbimedir. O, bize hâlâ lütuf vermeyi devam ettirendir.
_____________________________________________ Orha 110 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 111
Peygamberlerin en hayırlısına salat ve salam olsun. Bir beklenti içinde olan
onunla muradına erişir.
Onun ailesine, ashabına ve soyundan gelenlere bulutlar yağmur yağdırdığı
sürece (dünya durduğu müddetçe) sonsuz selam olsun.
Ona Allah bol bol ihsanda bulundu. Onun kalbini temizledi(ğinde) karanlık
gece aydınlığa dönüştü.
Onun göğsünü yardığında sabah aydınlandı; bize güneşi, dolunayı ve
yıldızları gösterdi.
(O zaman) ayın ışığı şüphesiz ortaya çıktı, süzülerek her tarafa yayıldı. Bu
hadise bir huzur ve rahatlık anı idi.
_____________________________________________ Orha 112 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 113





[24] O ışık her ne kadar yaksa da ateş değil nurdur. Yıllanmış içkiyi tattığımdan
beri benim sırrım onun sırrı oldu (benim içimdekiler ona malum oldu).
O içkinin kokuları vardır, koklayanı sarhoş eder. O kokular lütuf olarak
gözlere görünmedi.
O nurdan parlak olanın (ışık verenin dışında olanlar) dışındakiler
görünmedi, (parlayanlar ise) görünmeye (ışık saçmaya) devam etti.
Nefsi sevindiren, onun kederlerini bir araya toplayan şeydir. Bunun böyle
olması (bir araya toplanması) nefsin vehme kapılmaması içindir.
Maalesef bu şiirin bundan aşağısı noksandır23
.
__________
23 Ali Emîrî’nin notu.
_____________________________________________ Orha 114 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 115





IX
[25] (……………………..) Bundan yukarısı nok(sandır)24
.
Allah’ın faziletinin bolluğunda…
Gavrî, nimeti eksiksiz verenden (Allah’tan) rahmet diler, Allah’ın şerli
yaratıklarından da korunmayı arzu eder.
X
Hüseynî Makamında Bir Muvaşşah
Allahım! Bana bol bol verdiğin nimetler(ini) daim eyle, (su) kaynaklarını
yağmur bulutlarından (akan sularla) doldurduğun gibi bana feyzinden ihsan
eyle.
Ey efendim! Dermanım sendedir, sen benim dayanağımsın, elimden
tutansın. Ben yardımı (sadece) Allah’tan isterim.
(Allahım)! Takdirinle beni, askerimi ve devletimi yönlendirir ve yönetirsin.
Bana (sadece) Allah ile yetinmek düşer.
Allahım! İdarecilerimi, vezirlerimi, (devletimin diğer) ileri


[26] gelenlerini, büyükleri ve bütün askerleri(mi) koru.
__________
24 Ali Emîrî’nin notu.
_____________________________________________ Orha 116 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 117
Gavrî sana itaat eden bir kulundur, (yalnız) isteklerini senden talep eder.
Onların güçlerini bir eyle. Allahım hatalarımı affet.
XI
Acem-uşşak tarzında seçilmiş Mısır şiirinden bir muvaşşah
Bizim yanımızda olanlar ile Allah’ın ezelî ilminde sebeplere dayanılarak
kazanılan Mısır mülkü itibar buldu.
Mısır mülkü (Mısır’ın yönetimi) bir nimettir. Varlığı bir rahmettir (ama)
azaba dayanılmaz. Hakîm olan (her şeyi bilen) Allah bize yeter.
Allah’a şükretmemiz gereklidir; çünkü ihtiyaçlarımızı o giderir, o bizim
Rabbimizdir ve bizi sever. Verilen nimetler Allah’ın lütfudur.
Bize verilenler sadece onun keremidir. Bize düşen ona hürmettir ve
[27] onun nimetinden istemektir. O hoş görülüdür ve affedicidir.
_____________________________________________ Orha 118 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 119
Gavrî arzularına ulaştı. O, ona hamd ve şükr eder, iyilik sahibi kişilerin
yolunda olmak ister. Şüphesiz onlar, Allah’ın hidayete erdirdikleridir.
Allahım! Ona nimetlerini artır, azabından koru, senin himayen altına
girmeyi (nasip eyle). Bunlar ancak Allah’(a bağlanmak)la olur.
Allah’tan başka ilâh yoktur, Muhammed onun peygamberidir.
XII
Muhayyer Makamında Bir Muvaşşah
Rabbimiz ulu ve yücedir. Bize pek çok izzet (şeref) bahşetti, bu şerefe biz
nail olduk. Bunun hepsi Allah’ın lütfundandır.
Uykudan (gafletten) bizi uyandırdı, dağıldıktan sonra bizi bir araya getirdi.
Kendisine ulaşmamız için ölümü bize mukadder kıldı.
_____________________________________________ Orha 120 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 121





[28] Biz gerçeği öğrenmek için yaratılanlarla samimî olmamalıyız (dünyaya
değer vermemeliyiz). Bizden öncekilerin değerini de takdir ederiz. Bizim
isteğimiz sadece rızadır.
Sen bize ihsanda bulunan, bütün günahlarımızı örten (affeden)
Rabbimizsiniz. Hataya düşenlerin kurtarıcısısın, bilmeden yapılan günahları
bağışlayansın.
Gavrî senin samimî bir kulundur. O bütün günahlarından arındı. Çünkü
onun (Rabbi) için yanan kurtulur, cennette biz onu göreceğiz.
XIII
Acem-Uşşak Makamında Bir Muvaşşah.
Rabbimiz bizim mevlâmızdır, o celâl sahibi ve bizi himaye edendir; bize
nimet veren ve yardım edendir. Onun mülkü (sahip oldukları) Allah’ın
fazlındandır.
(O) Rabbimizdir. Hamd onadır, o yücedir ve benzeri yoktur. Kul (her şeyi)
ondan bekler, kurtuluşu onun affı iledir.
_____________________________________________ Orha 122 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 123





[29] Şükür Rabbimizedir, varlığı inkâr edilemez (sırrına akıl ermez). O, zatı yüce
olan Allah’tır.
Rabbim üzüntüyü gider, sen rahmeti bol olansın, bütün yaratıklara nimeti
bol bol verensin.
Gavrî, onun ümit-var kuludur, sevinç ondandır; o, ona sığınır, (her şey)
Allah’ın yardımı iledir.
(Gavrî) Mevlâ’dan kitabı okunduğu sürece (dünya durduğu müddetçe)
ihsanını kesmemesini ister. Şüphesiz o (Kur’an) Allah’ın kelamıdır.
XIV
Buselik Makamında Bir Muvaşşah
Ey kâinatı yöneten! Sen daima bana yardım edensin. Senden himayeni
(isteriz). Kim (bizi) Allah’ın korumasından men edebilir?
_____________________________________________ Orha 124 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 125





[30] (Allah’ım)! Sen daimsin, bâkîsin, koruyansın, kapalı olanları açansın
(bilinmeyenleri ortaya çıkaransın). Bizim sırrımız (varlığımız) Allah’ın fazlı
sayesindedir.
Her türlü yardım sendendir, arzular ve istekler daima (onun) lütuflarıyladır,
(onlara) Allah’ın yardımıyla eriştim.
(Allahım)! İhtiyaçlarımı gider, hayatım boyunca bana gelen bütün
sıkıntılarımı def eyle.
Gavrî, Allah’ı kendi için yeterli bulan, hükmüne razı olan, emrine (takdirine)
boyun eğen ve onun kapısında durandır.
Lütuf ondan istenir, onu temiz (kalple) zikir güzeldir, o daima yeterli
olandır, Allah onu (zikredeni) sıkıntıya düşürmez.
XV
Isfahan’dan Gelip Irak’a Yerleşen Hoş Nağmelerden Bir Muvaşşah
_____________________________________________ Orha 126 n YAVUZ - Mahmut KAFES

Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 127





[31] Yâ Rabbi! Kalbimi saptırıp hidayetinden ayırma. Yâ Rabbi,
peygamber(in)den onun ashab(ın)dan, Allah’ın dostu olan kullar(ın)dan
ayırma.
Sen benim efendimsin, bana yetersin; Rabbim! Günahımı affeyle, kalbimi
senin rızandan ayırma
(Eğer senin lütfun olmazsa kalbim) nasıl anlayış kazanabilir, nasıl vehmi
tasavvur edebilir, nasıl ilmi gerçekleştirebilir (öğrenebilir)? (Bunların hepsi)
Allah’ın sıfatlarının sonucudur.
O yücedir, onun şanını yüceltiniz, Allah’ı övünüz ve ondan bağışlanma
dileyiniz. O hataları bağışlayandır.
Sen kullara adaletli bir şekilde hem veren hem de vermeyensin. Gavrî
günahkâr bir kulundur, senden vuslat ister (sana kavuşmayı ister).
Sen onun Rabbisin, onu koru. Ondan hoşnut ol ve onun duasını kabul
[32] et. (Zira) o Allah’a güvenendir.
_____________________________________________ Orha 128 n YAVUZ - Mahmut KAFES

Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 129





XVI
Irak Makamından Bir Muvaşşah
Bütün yaratıklara hükmünün geçerli olduğu anda onun (Allah’ın) lütfu bize
inmektedir. Yaratıcımız olan Rabbimiz yücedir.
Onun hükmü bozulmadan yerine gelir. O daima kendine itaat eden
mü’mini hoş tutar.
Ona itaat eden nimet(lerin)e erişir, ondan korkan selamete erer, Akıllı kişi
(daima) Allah’a muhtaç olduğunu bilendir.
Allahım! Kalplerimizi birleştir, dualarımızı işit, öğütlerden bizi faydalandır.
Gavrî (nail olacağı şeylerin hepsini) senden isteyen bir kulundur.
[33] O Allah’ın doğru yolundan (asla) ayrılmaz.
_____________________________________________ Orha 130 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 131
Ona doğruyu göster, doğruluktan ayırma, yaratılana muhtaç etme. Bunların
hepsi Allah’ın fazlıyladır.
XVII
Irak’ta Ortaya Çıkıp Hicaz’da Tanınan ve Isfahan’da Güzelleşip Yine
Hicaz’da Karar Kılan Ravza Nağmesinden Bir Muvaşşah
Ey baştan beri nimetler elinde bulundurup eksiksiz veren, cömertliğinin
sonu olmayan, bol bol veren Allah!
Biz senden istediğimize kavuştuk, iyilik senden gelir. Allah’ın fazlından
umarak dua edip isteyen kişiye lütuf erişir.
Mısır, çiçeklere bezenmiş parlak taze (yemyeşil) bir bahçedir.
_____________________________________________ Orha 132 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 133





[34] Allahım! Bizim zikrimiz (seni anmamız) saftır (samimidir), hamd sanadır.
Maksat da murat da Allah’ın bağışı sayesinde gerçekleşir.
Gavrî kalbi ve diliyle Rabbine şükreden, günahlarından korkup Allah’ın
affına sığınandır.
Yâ Rahīm! Onun (Gavrî’nin) işlerini yoluna koy, (hatalarını) ört. Ey ulu
(Allah)! Ona yardım et, zorlukları onun için kolaylaştır.
Bundan aşağısı noksandır25
.
XVIII
Bedi’iyāt Konusunda Bir Manzume
Cinâs-ı Ma‘nevî
Hansâ’nın erkek kardeşi Ebû Muâz (der ki): Ben onlarla birlikte idim, ey
Ma‘nevî (kardeşim) onlar beni zulümleriyle zayıf düşürdüler.
__________
25 Ali Emîrî’nin notu.
_____________________________________________ Orha 134 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 135




[35] İstıṭrâd
Sabrımın atını uzaklaştırdılar (sabrımın sınırını zorladılar), o da tökezledi ve
uslu bir köpeğe döndü.
İstiâre
Umudumun kökleri olgunlaştı, onların hasret ateşinden az bir miktar
almakla söndü.
İstiḫdâm
Onların zor günlerinde pek çok kere hoş görülü olan gözümü kullandılar
(ondan yararlandılar), o da yaşlar akıttı.
Hezl bi’l-cidd
Ayrılık gözyaşlarımı görünce bana şaka ile: “Senin gözyaşların yağmur dolu
bulutlar gibi akıyor” dedi.
Mukâbele
Ben onları gönül hoşluğu, huzur ve rahatlık içinde karşıladım. Onlar ise
öfke ile (benden) yüz çevirdiler. Onların öfkelenmesine çok üzüldüm.
İltifat
_____________________________________________ Orha 136 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 137

[36] Onlar giderken bana bir bakış bile bakmadılar (dönüp tanımadılar). Sen ey
ceylan onların bakışlarının (ne anlama geldiğini) daha iyi bilirsin.
İftitân
Onların özelliklerine meftun olmam ve gazeller söylemem (vardı. Ancak)
uzaklaşmalarıyla beni sabredemez hâle getirdiler.
İstidrâk
Bizden ayrıldıktan sonra: “Seni semiz (sağlıklı) görüyoruz” dediler. Ben
düzelterek: “Ama sağlıksızım” dedim.
Leff ü Neşr
Katlamak, açmak, kısaltarak değiştirmek sırt, kemik, hâller ve istekler içindir.
Tıbâḳ
Benim değerimi bildikleri hâlde yakınlığımı (samimiyetimi) bir vahşete
dönüştürdüler. Vahşetlerinde kibirlenerek daha da ileri gittiler
Tenzîh
Kötülükten uzak, temiz sözlerle onlara: “Arap muhitindesiniz ama ahlâkınız
onların ahlâkından değildir” dedim.
_____________________________________________ Orha 138 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 139





[37] Taḫyîr
Bana, adalete kulak vermemi önerdiler; ama kalbimi söküp aldılar. Benim
güçsüzlüğüm arttı ve hastalıktan öldüm.
Îhâm
Âdil olacağıma şüphem (âdil davranmama şüphesi) arttı ve gecem karardı.
Ne yapacağını bilmeyen biri bana hiç çare olabilir mi?
İrsâlü’l-me
el
Onların bilinçleri zayıf iken ben nice hayaller kurdum ve dedim ki: Allah için
bırak, o karanlıkta dans etsin dursun.
Cem‘ü’l-mu’telif ve’l-muḫtelif
Onların her tarz şiirlerini bir araya getirip övgüde bulundum (ama yine de)
şeyhlerinin vasıflarını tam olarak dile getiremedim.
Ta’rîż
Benden önce Ebubekr’i öven şiirleri arz ettim;(onun) hasletlerini ve diğer
özelliklerini de…
Seci ve Tersî
_____________________________________________ Orha 140 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 141





[38] Evet, şiirlerim boncuk gibi dizilmiştir, gayelerim ise yüksektir. Nice defa
değerim arttı ve sıkıntılarım dağıldı.
Seci
Şiirim ve nesrim benim hikmetimi (düşüncelerimi) ortaya koymuştur. Ben
hem Araplar, hem de Arap olmayanlar tarafından tanındım.
Tesmîṭ
Onun denizlerinde cevherlerin asılı durması (bulunması) doğaldır. Onun
suyundan bir yudum içmek bütün susuzluklara çaredir.
Lüzūmu Mâ lâ Yelzem
Hazret-i peygamberi övmek gerekli, ancak başkalarını övmek gerekli
değildir.
İzdivâc
Günahlarım arttığında onunla (Allah ile) baş başa kalır onu medh ederim;
kazançlı çıkarım, azaptan kurtulurum.
Teczi’e
Sözlerimi kapalı söyledim, yeminimden kurtuldum, hikmetlerimi
(düşüncelerimi) açığa vurdum, bütün dertlerimden kurtuldum.
_____________________________________________ Orha 142 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 143





[39] Tecrîd
Şiir söylerken bende manalar askerler gibidir. Cesur olanların hepsini onu
(Allah’ı) övmede kullanırım.
Mecâz
Cennetlere götüren yol odur. Zira bol bol verilen nimetler sayesinde onun
evleri (dünyası) mamur hâle gelmiştir.
Îtilâfu’l-lafẓ maa’l-manâ
Onu öven lafızlar ve manalar bir biriyle öyle örtüştü ki benim yanımda
cansız bedenin bir değeri yoktur.
Îtilâfu’l-lafẓ maa’l-vezn
Onun vasıflarını sayarken vezin ve söz böyle uyumlu bir hâle gelmişken
benim övgülerim (şiirlerim) neden uyumsuz olsun ki?
Îtilâfu’l-mana maa’l-vezn
Onu öven şiirde vezin ve mananın uyumu gerçekleşince inciler gibi sözler
ortaya çıkar.
Îtilāfu’l-lafẓ maa’l-lafẓ
_____________________________________________ Orha 144 n YAVUZ - Mahmut KAFES

Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 145





[40] (Cümle oluşturmada) lafız lafızla uyumludur. Öyle ki her beyitte onu
yüceltecek bir bedî (sanat) bulunur.
Temkîn
Hastalığımın artışı daha çok oluşan bir korkudandır. Ama onun övgüleri
benim hastalığıma şifa olmuştur.
Galiba buradan sonrası da noksandır26
.
XIX
Bunun da evveliyatı nakıstır27
.
Onun eserlerindeki (yarattıklarındaki) sırları düşünen her mü’min onun
nurlarıyla hidayet bulur.
Gavrî ondan mağfiret diler. Ey Allah’ım! Hidayet(in)le onu esirge ve
isteklerinin hepsini ona bahşet.
Ey Kerîm! Ey Allah! Bütün hâllerinde (hayatında) onu görevlerinde başarılı
eyle ve bütün hatalarını yok et.
__________
26 Ali Emîrî’nin notu.
27 Ali Emîrî’nin notu.
_____________________________________________ Orha 146 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 147





XX
[41] Onun Latif (Güzel) Şiirlerindendir.
Ey dualara icabet eden Allah! Ey Rabbimiz! Bizlere merhamet et,
dualarımızı kabul et, sıkıntılarımızı def et.
Allah’ın inayeti bir kalkandır, o bizden sıkıntıları def eder ve bizi cennet(in)e
koyar (Bunların hepsi sadece Allah’ın lütfuyladır).
Allah’ın ipine sımsıkı sarıl, onun faziletini ve rızasını iste ki bütün emellerine
erişesin.
Ey Allah’ım! İhsanından bize bol bol ver, bize güç kat. (Bütün) işler(imiz)de
bize yetiş (yardım et). Bu(nların hepsi) ancak Allah’ın yardımıyla
mümkündür.
Gavrî günahlarından korkan bir kulundur. Sen belaları def eden ve hataları
bağışlayansın.
_____________________________________________ Orha 148 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 149





XXI
[42] Onun -Allah Ona Rahmet Eylesin- Acem Baharı Şiirlerinden
Bizim ondan başka gidecek yerimiz, ondan başka rızasını isteyeceğimiz
kimse yoktur.
Biz onun kullarıyız, bizim ondan başka İlahımız yoktur.
Onun cömertliğinin (ihsanının) bolluğundan kul(ları) istediğine erişir.
Biz eziyetinden korktuğumuz her şeyden ona sığınırız.
Onun kapısından yüz çeviren topluluk, dünyada yolunu şaşırır (doğru yolu
bulamaz).
İnsanlar Allah’ı överek kurtuluşa ererler.
Onun için gece yarısında alınlar secdeye varır.
Dudak onu zikreder ve tehlîl getirir (lâ ilâhe illallah der).
Kulu Gavrî ondan rızasını (kendinden razı olmasını) umar.
Sahip olduğu mülkü fazlasıyla korumasını ister.
_____________________________________________ Orha 150 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 151





[43] Mülkün imtihanı (hesabını vermek) zordur, meşakkati çok olan bir sıkıntıdır
(iştir).
Ona (Allah’a) ömür boyu şükür gerekir.
(Gavrî) kendisini Allah’ın sınadığı şeylerde onun yardımını ister.
(Gavrî), Allah’tan insanlara kendisini muhtaç etmemesini ister.
O cömert olan Rab’tır, fazlından verir ve gözetir.
Ona tevekkül edene (güvenene) Allah kâfidir ve yeter.
XXII
Onun ركبى nağmelerinden (?)
Ey güneşi batıran (gündüzü giderip geceyi getiren), ey insanlara lütufta
bulunan, ey nefsi (insanı) en mükemmel şekilde yaratan, ey herkese
ikramda bulunan!
Ey lütuf (kapılarını) açanların en hayırlısı olan Rabbim! (Kötülükleri) silen
Mustafa’ya ihsanda bulun, beni ıslahta (yönetimde) muvaffak eyle. Ey her
şeyi bilen Allah!
_____________________________________________ Orha 152 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 153




[44] (Allahım)! Beni maddiyattan arındır, yokluk âlemine ulaştır ki gözüm
dünyada senden başkasını görmesin.
Lâtif, Kâfi, Hafîz olan Allah! Beni bütün isteklerime kavuştur, bütün
şefkatinle kuşat.
Buradan sonrası da nâkıstır28
.
(………………….…) Buradan dahi noksandır29
.
Allah dostlarını yaşantısı güzeldir.
Fani şeylerden yüz çevirin, irfana yönelin, (Nuh) tufan(ı) gibi her şeyi ve
yanlarında taşıdıklarını kuşatın.
Onlar Mevlâlarının gezginleri (dervişleri)dir. Rableri onları kendinden
[45] başka (oyalayıcı) şeylerden uzaklaştırır, onlara fazlından bol bol verir.
__________
28 Ali Emîrî’nin notu.
29 Ali Emîrî’nin notu.
_____________________________________________ Orha 154 n YAVUZ - Mahmut KAFES

Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 155
Gavrî Allah’a yakın olanları, Allah’ın dostları olmaları sebebiyle samimi
olarak sevmektedir.
Rabbim! Onu başarısız kılma, kendinden uzaklaştırma, onu senin taksimine
gönül hoşluğu ile razı olanlardan eyle.
XXIII
Onun -Allah Ona İhsanda Bulunsun- Nevâ Makamındaki Şiirlerinden
Yol gösteren Ahmet’in sırrı peygamberliğinin ortaya çıkmasıdır. Ona övgü
benim nazarımda Allah içindir.
O (Ahmet) ümmetine şefaat eden, bütün kederli olanlardan üzüntüyü
gideren, Allah’a giden yolu (doğru yolu) gösterendir.
Mustafa Allah’ın peygamberi ve sevgilisidir. O Allah’ın arşının
[46] nurudur, yaratılanların en hayırlısıdır.
_____________________________________________ Orha 156 n YAVUZ - Mahmut KAFES
Kansu Gavrî’nin Arapça Dîvânı _________________________________________________ 157
Gavrî Allah rızası için yaptıklarının (iyiliklerinin) kabul edilmesini en yüce
makamdan (Allah’tan) umandır.
Aḥḳarü’l-ḫalḳ Hâşim el-Mekkî
Sene 1325(1907)
10 Rebî‘ü’l-evvel
_____________________________________________ Orha 158 n YAVUZ - Mahmut KAFES
SONUÇ
Bu çalışmada kaynaklarda üç dilde (Türkçe, Arapça, Farsça) divanı olduğu
kayıtlı olan son Memlük Sultanı Kansu Gavrî’nin Arapça divanı üzerinde
durulmuştur. Bilinen yegâne nüshası İstanbul Millet Kütüphanesi’nde bulunan
divandaki 23 şiir ile şairin Türkçe divanındaki biri Arapça-Türkçe mülemma, biri
de Arapça gazel iki şiiri Türkçeye çevrilerek araştırıcıların ve okuyucuların
istifadesine sunulmuştur. Ayrıca bu çalışmada sultan-şair Kansu Gavrî’nin düşünce
yapısı, dünya görüşü ve edebî anlayışının ortaya çıkarılması hedeflenmiştir.
Eserdeki şiirler, hem Arapçası hem de karşılarında Türkçe anlamları verilerek
okuyucuyla buluşturulmuştur.
KAYNAKLAR
ALİ EL-CÂRİM - Mustafa Emin, (1984), el-Belagatu’l-Vâzıha, İstanbul: Elif Ofset.
AYDIN, Mustafa, (2006) “Muvaşşah” maddesi, TDV İslam Ansiklopedisi, C:32, s.
229, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay.
ÇİFTÇİ, Cemil, (1997), Maktul Şâirler, İstanbul: Kitabevi Yay.
MERİÇ, Rıfkı Melûl, (1939), “Kansuhü’l-Gûrî’nin Şiirleri”, Oluş, S.19, Ankara.
MUHYÎ, (1982), Menâkıb-ı İbrâhîm Gülşenî, (hzl. Tahsin Yazıcı), Ankara: TTK
Yayınları.
TAHİRÜ’L-MEVLEVÎ, (1973), Edebiyat Lügati, İstanbul: Enderun Kitabevi.
YALÇIN, Mehmet, (2002), The Dîvân of Qânsûh al-Guhûrî, İstanbul.
YAVUZ, Orhan, (2002), Kansu Gavrî’nin Türkçe Divânı (Metin-İncelemeTıpkıbasım),
Konya: Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Yay.

Konular