KIYAFET İLMİYLE OLUŞTURULAN ESERLER VE BU ESERLERDEN SEÇİLMİŞ ÖRNEKLER

Sosyal Bilimler Dergisi Cilt:10, Sayı:1, Mart 2012
Doç. Dr. Mustafa Aksoy Armağan Sayısı
129
CBÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ Yıl : 2012 Cilt :10 Sayı :1
KIYAFET İLMİYLE OLUŞTURULAN ESERLER VE BU
ESERLERDEN SEÇİLMİŞ ÖRNEKLER
Araş. Gör. Ayşe YILMAZ
Bitlis Eren Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi,
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
ÖZET
Bu makale -Batı’da fizyonomi olarak bilinen- dünyanın en köklü ilimlerinden
birisi olan kıyafetnameleri içerir. Kıyafet kişilerin dış görünüşlerinin ve simalarının
analizini yapma yöntemidir. Kıyafetname ikiye ayrılmaktadır: Şer’i, Hükmi.
Makalede ilk kıyafetname örnekleri belirlenmiştir. En bilindik kıyafetnamelerden
örnekler seçilmiştir. Bu örnekler iki grupta toplanmıştır: Kıyafetnamelerde geçen bazı
uzuvların alametleri ve davranış alametleri.
Anahtar Kelimeler: Kıyafetname, uzuvlar, kişilik tespiti
KIYAFET KNOWLEDGE CREATED WORKS AND SELECTED EXAMPLES
FROM THE WORKS
ABSTRACT
This article contains kıyafetnames -known as Physiognomy ın the West- which the
most fundamental Eastern sciences. Kıyafet means the analysis of their external
appearance and personality. Kıyafetname divided into two: Şer’i, Hükmi.
The first kıyafetname samples determined in article. The most kıyafetnames
were selected alternative example. They were collected from two groups: Some of the
past Kıyafetnames organs of tracks and behavior tracks.
Keywords: Kıyafetname, Organs, Personality Stable
Giriş
Kıyafetname ve firasetname birbirine çok yakın olan iki kavramdır.
Konumuz kıyafetname firasetnamenin bir alt dalıdır. Firaset “zeyreklik, yani
zeki ve anlayışlı olmak demektir.” (Sivrihisarlı Şaban, Nr: 4009, v.3b.) şeklinde
tanımlanır. Kıyafetname ise “Firaset ilminin dar manada Arap ıstılahında
kıyafa denilen bir bilgi şubesine delalet eder.” (Macdonald, 1993: 640) diye
ifade ediliyor. Kıyafetname “kıyafa: takip etmek, iz takip etme, peşi sıra gitmek
manasına gelen k-v-f(kafe) kökünün mastarıdır.” (Macdonald, 1993: 640)
“Konusu el, ayak, ten gibi dış görünüş unsurlarından kişinin ahlak ve karakter
özelliklerini tahmin ve tespitte bulunmaktır.” (Çavuşoğlu, 2004: 34)
Celal Bayar Üniversitesi
130
1. Kıyafetname Bölümleri
1.1. Şer’i Firaset: Nefsin ıslahı ile ulaşılan ruh gücüdür. Bu güce
peygamberler, veliler ve nefsini olgunlaştırarak eşyanın arka planına ulaşmayı
başarmış kişiler sahip bulunmaktadır.
1.2. Hükmi Firaset: Çalışma ile elde edilecek bir bilim koludur.
Bazı alt bölümleri vardır.
a) İnsan Kıyafeti İlmi (Kıyafet-i Beşere): Dış görünüşten ahlakı
anlamaya çalışan ilimdir.
b) İz Kıyafeti İlmi (İlm-i İsr): Özellikle hayvan izlerinden tür,
cinsiyet vb. anlayan ilimdir.
c) İrafet İlmi: Ayet ve hadislerden yola çıkarak olayların
açıklanması ilmidir.
d) El ve Ayak İlmi: İnsanın elinde ve ayağındaki çizgilerle kişinin
durumunu ortaya koyan ilimdir.
e) Titreme/Seyirme İlmi: Vücuttaki seyirmelerden çıkarılan
hükümleri bildiren ilimdir.
f) İyafe ilmi: Kuşların uçuşundan mana çıkarma ilmidir.
g) Riyafe İlmi: (Çavuşoğlu, 2004: 28-30) Yeraltındaki suları
arayıp bulma ilmidir.
h) Astroloji İlmi: Yıldızların durumundan insanın ruhi durumunu
bulma ilmidir.
ı) Remel İlmi: Özellikle kum üzerinde gelecekten haber vermeye
yönelik oluşturulan bir ilim sahasıdır.
Kıyafetname eski Hint, Çin, Mısır, Yunan ve bugün Batı’da fizyonomi
adıyla bilinen ve kullanılan bir bilim dalı olup İslam kültüründe de Firaset ilmi
adıyla kullanılmıştır.” (Çavuşoğlu, 2004: 9) “Bu bir ilimdir ki onunla insan
ahlakı bilinir.” (Taşköprülüzade, Nr. 942/1, v.142)
Kıyafetnameler özellikle insanın uzuvlarıyla ilgili hükümleri içeren
manzum eserlerdir. Kıyafetnameler edebî maksatla yazılmamıştır. Ancak şekli
ne olursa olsun asıl dikkat edilmesi ve önem verilmesi gereken husus bu kadim
eserlerin içerdiği bilgilerdir. Kıyafet ilmi çerçevesinde eserler en fazla yüz ya da
yüz elli beyit tutarında kısa manzumeler ve aynı hacimdeki mensur eserlerdir.”
(Çavuşoğlu, 2004: 11)
Alimler kıyafetname ilmini açıklarken ayet ve hadislerden de istifade
etmişlerdir. Kuran-ı Kerim’de geçen şu ayet önemli bir çıkış noktası olmuştur:
Araftakiler, yüzlerinden tanıdıkları kâfirlerden birtakım adamlara
seslenirler.”(Kuran-ı Kerim 7/48) Bu ayette geçen “simalarından” kelimesi ile
neyin kastedildiği konusunda da bazı görüşler ortaya konulmuştur. Mesela İbn-i
Abbas bunu Müslüman bir insanın, yüzünden belli olacağı yaklaşımında
bulunarak şöyle izah etmiştir. “Hz. Osman(r.a) şöyle buyurur: Her kim bir sırrı
gizlerse Allah onun yüz hatlarından elinde olmadan çıkıveren sözlerle açığa
Sosyal Bilimler Dergisi Cilt:10, Sayı:1, Mart 2012
Doç. Dr. Mustafa Aksoy Armağan Sayısı
131
çıkarır.” Hz. Ömer(r.a)’in, her kim içini ıslah ederse Allah da onun dışını
düzeltir.” dediği rivayet olunur.” (İbn-i Kesir: 7390)

Mevlana: “Bir insanın yaptığı işi ve sözü onun gönlünün şahididir. Sen
bu ikisine bak, o kişinin içi nasıldır? Onlardan anla.” (Mevlana, 1997: 35)
Balizade Mustafa Efendi ise kıyafetnameler hakkında olumsuz bir yargıya
vararak şunları beyan etmiştir: “Bu ilim zandır, zira zan bazen hata bazen de
isabettir.”(Balizade, Nr.4100)
Seyyidzade Mevlana Ömer şöyle der: “İnsan türünün ahlak ve tabiatları
birbirine yakın ve birbirinden farklı oldukları için bir köle ve cariye almak
isteyince bunlardan iyilik ve kötülüğe işaret eden özelliklerini bilmeye
yarayacak sağlam bir ölçütün bulunması önemli ve gerekli olduğundan, bazı
büyük insanların, insanoğlunda bulunan özelliklerin delalet ettiği hal ve
durumları ayrıntılarıyla açıklamak konusundadır.” (Seyyidzade, Nr.1064)
Osmanzade Taib, Ahlak-ı Ahmedi adlı eserinde şöyle bir olay aktarır: “Bir
gün İmam Şafive İmam Muhamed Haremişerif’te bir kişi gördü. Şafi, bu adamın
demirci olduğunu; Muhammed de marangoz olduğunu söylediler. Sonunda
adama sordular. Adam da daha önce demirci olduğunu fakat şimdi
marangozluk yaptığını söyledi. Böylece her ikisinin da firasetli hükümleri
doğrulanmış oldu.” Yine aynı eserde şöyle bir rivayette mevcuttur: “Nuşirevan,
firaset ilminden hareketle şikayet edilen adamın boyunu posunu sordu; kısa
boylu olduğu söylenince de tebessüm edip gereği gibi ferman etti.”(Osmanzade,
Nr. 714) Katip Çelebi; Meşhur Grek hekim Hipokrat’ın bu ilmin üstatlarından
olduğunu, hastalara teşhis koymakta ve tedavide bu ilimden yararlandığını
belirtir. Aynı şekilde Plato, Aristo, Galen bu ilimle meşgul olmuşlardır.
Helenistik kültürün yaygınlık arz etmesiyle fizyonomi ilmi de geçmiş Doğu İran
ve Sasani imparatorlukları zamanında oldukça meşhur olmuştur. (Başkan,1987)
Eflatun’un çehresini gördüğü kişinin, kişiliği hakkında tahminde bulunma
olayı kaynakta şu şekilde geçer: “Bir dağ tepesinde inzivada bulunduğu
sıralarda, buraya çıkan yolun başına bir nakkaş koyup kendisiyle sohbete
gelenlerin resmini çizdirdiğini ve sohbete layık olup olmadıkları konusunda
fikir elde ettiği belirtilir.” (Çavuşoğlu, 2004: 40)
Kıyafetname özelliklerini 11.yüzyılda Kudatgu Bilig’de de görüyoruz.
Yusuf Has Hacip eserinde Tanrı’nın Bey olmasını istediği kişiye buna münasip
olan tavır ve hareket ile akıl ve kol kanat verdiğini vurgular. Günümüzde de
beden dili adı altında da kıyafetname özelliklerinin sürdüğünü görmekteyiz.
2. İlk Tertip Edilen Kıyafetnameler:
2.1. Arap ve Fars Toplumundaki İlk Kıyafetnameler
a) İlk kıyafetname yazarlarından biri İmam Şafiî (h.150-204)‘dir.
Ancak eseri hacimli değildir.
b) Onu el-Kindi lakabıyla meşhur Yakup bin İshak izler.
Aristo’nun Siyasetname’sini Yunancadan Arapçaya tercüme etmiş, on
bölümden meydana gelen eserin ikinci bölümünü firasete ayırmıştır.
Celal Bayar Üniversitesi
132
c) Yuhanna İbnü’l-Bıtrik ise (m. 10.yy.) Aristo’nun İskender için
yazdığı siyaset kitabını Kitabu’s-Siyase fi Tedbiti’r Riyase adıyla Arapçaya
çevirmiştir.
d) Muhammed ibni Zekeriyya Razi (h.240-320; m.854-932)’nin
tıbba dair el-Mansuri isimli on makalelik kitabının ikinci makalesi firaset
konusundadır.
e) Katip Çelebi’nin bildirdiğine göre İbni Sina (h.370-428; m.980-
1036)’nın da bu konuda bir risalesi bulunmaktadır, ancak bugüne kadar ele
geçmemiştir.
f) Geverek-zade’nin Kıyafetname’sinde de İbni Sina’nın muasırı
olan Ebu Sehl Mesihi’nin Arapça bir firasetnamesi olduğu bildirilmektedir.
g) Aynı asır müellifklerinden Ebu Kasım Abdulkerim İbni
Havazin Kuşeyri (h.376-464; m.986-1072)’nin Etvar-ı Selatini’l-müslimin adlı
eserinin bir bölümü firasetle ilgili umumi hükümleri ihtiva etmektedir.
h) Fahraddin Razi (h.544-606; m.1149-1206)’nin de Arapça
yazılmış bu nevi eserlerin en iyilerinden biri olan bir Kitabu’l Firaset’i
mevcuttur.
i) Muhyiddin Arabî (h.544-606; m.1149-1209)’nin ise et-Tedbiratu
İlahiyye fi İslahi’l-Memleketi’l-İnsaniyye isimli eserinin sekizinci babı
firasetle ilgilidir.
j) Ebu Abdullah ibni Muhammed ibni Ebu Talib Ensarî edDımışki’nin
Kitabu’l-Adab ve’s-Siyase fi İlmi’n Nazari ve ve’l-Firase
(telifi,750/1349)’sini bu mevzuda Arapça eserler arasında sayabiliriz.
k) Farsça Kıyafetnamelerden Kemaleddin Abdürrezzak Kaşanî
(öl.736/1335)’nin eserini;
l)Derviş Abdurrahman Mîrek (m.14.yy.)’in Sultan Ebu Said
Bahadır(öl.736/1335)’a ithaf ettiği Tuhfetü’l-Fakir’ini;
m) Seyyid Ali Hemedanî (öl.786/1384)’nin Zahiretü’l-Müluk’unu;
n) Hüseyin Vâız Kâşifî (öl.910/1504)’nin firasetle alakalı bir
bölüm ihtiva eden Ahlâk-ı Muhsinî’sini ilk planda sayabiliriz. (Çavuşoğlu,
2004: 41)
2.2. Türk Edebiyatındaki İlk Kıyafetnameler
a) Bedri Dilşad Bin Muhammed Oruç’ un Sultan II . Murad’a
ithafen (829/1426) yazmaya başladığı Muradname isimli mesnevisidir. Musiki
ile ilgili 34. babda:
Şu kim ag etlü durur ana nerm
Olan perdeyi çalalar ola germ
gibi birkaç beyitte, cilt, göz rengi ile musiki arasında bir münasebet
kurulmuştur. Köle ve cariye satın almaktan bahseden kırkıncı babın başlarında:
Evet bil ki âdem-şinas olmaga
Her işe yarar olanı almaga
Sosyal Bilimler Dergisi Cilt:10, Sayı:1, Mart 2012
Doç. Dr. Mustafa Aksoy Armağan Sayısı
133
Gerekdür ki ilm-i firaset bile
Bu kez özin ehl-i riyaset bile
denilerek yer yer bu konuyla alakalı hususiyetlere temas olunmuştur.
b) Fatih Sultan Mehmed devri vezirlerinden Mahmud Paşa’nın
muhasibi ve 895/1490 yılında tamamlanan Selatinname isimli eserin müellifi
Sarıca Kemal adı geçen manzumesinde;
Ki düzdüm Türkî dilde iki nağme
Firaset-nâmedir bir Sûz-nâme
beytiyle iki kitabını daha haber vermektedir. Ancak bu eserin de hiçbir nüshası
yoktur. Bunların, Hamdullah Hamdi’nin yaşadığı döneme yakın zamanlarda
telif edildiği düşünülmektedir.
c) Nüshası elimizde olan Türkçe ilk müstakil eser Akşemseddinzade
Hamdullah Hamdi (h.853-909; m.1449-1503)’nin manzum
Kıyafetname’sidir.
d) Diğer Türkçe eserlerden Firdevs-i Rumi(II. Bayezid Devri)’nin
Firaset-name’ sini;
e) Sivrihisarlı Şaban’ın (938/1531)’de Damat İbrahim Paşa’nın
emriyle yazdığı mensur ve manzum tercümesini;
f) Bayramiyye meşayihinden İlyas ibni İsa-yı
Saruhanî(öl.967/1539)’nin Kıyafetmane’sini;
g) Abdülmecid ibni Şeyh Nasuh (öl.973/1565)’un manzum
Kıyafetname’sini;
h) Mustafa ibni Evrenos (974/982; 1556/1574)’un
Kıyafetname’sini;
i)Bali-zade Mustafa Efendi’nin (983/1575)’te tamamlayıp III. Murad’a
ithaf ettiği eserini;
j) Bali-zade’nin muasırı Nesimi’nin Kıyafetü’l-Firase’sini;
k) Niğdeli Visali (1003/1595)’nin, padişahın cülus tarihinde veya
daha sonra yazıp Sultan III. Mehmed’e ithaf ettiği Vesiletü’l-İrfan’ını;
l)Lokman bin Hüseyin’in (1010/1601)’de yazdığı Kıyafetü’l-İnsaniyye fi
Şemaili’l- Osmaniyye’sini;
m) Şeyh Ömer Halvetî’nin (1032/1602) tarihli manzum
tercümesini;
n) Ömer Fani Efendi (öl.1032/1622)’nin Kıyafetname’sini;
o) Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Kıyafetnamesi’ni;
p) Mustafa Hami Paşa (öl.1295/1878)’nın Fenn-i
Kıyafetname’sini;
q) Hafız Hasan Geverek-zade (öl.1216/1801)’nin tercümesini belli
başlı eserler olarak sayabiliriz. (Çavuşoğlu, 2004: 42-43)
Edebiyatımızdaki mevcut kıyafetnamelerin genellikle mensur olduğunu
ve yabancı eserlerden tercüme yahut adapte edilmiş eserler olduğunu
söyleyebiliriz. Bunların içerisinde telif denebilecek en mühim eser Hamdullah
Hamdi’nin Kıyafetnamesi’dir. Amil Çelebi, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın
Celal Bayar Üniversitesi
134
Kıyafetnamesi’ni de telife çok yaklaşan bir eser olarak zikretmiş olsa da bu
eserin Hamdullah Hamdi’den etkilenilerek yazıldığı Ali Çavuşoğlu tarafından
vurgulanmıştır.
3. Kıyafetnamelerden Seçilmiş Örnekler
Kıyafetname tek uzuv analizine değil bütün uzuvlardan elde edilen genel
bir çıkarıma dayandırılmalıdır. Üstelik her insanın kıyafetnameyi
içselleştiremeyeceğini bilmekte ve bildirmekte fayda görmekteyiz. Uzuvların ve
kişilik hallerinin analizlerine tam vakıf olmak isteyen kimselerin bahsi geçen
eserlerin tamamını okumaları da gerekmektedir.
3.1. Kıyafetnamelerde Geçen Bazı Uzuvların Alametleri
3.1.1. Ağız
Deheni teng eğerçi bihcetdür / Ağzı dar olan güzeldir
Havf-ı kalbe velî ‘alâmetdür / Fakat korkaklığa işarettir (A1
-
2
)
Agzı büyüktür şüci’ / Büyük ağızlı cesur
Egri olandır şeni’ / Eğri ağızlı kötü olur (B3
)
3.1.2. Alın
Cebhesi zayyık olanun / Alnı dar olanın
Dayk olur hulkı anun / İçi de dar ve sıkıntılı olur
Cephesi bî-çîn olan/ Alnında kırışık olmayan
Kâhil olur bî-güman / Şüphesiz tembel olan (B)
3.1.3. Ayak
Ger uzun olursa pâ / Eğer ayak uzun olursa
Sahibidür pür-haya / Sahibi çok hayalıdır (B)
3.1.4. Baş
Başı büyük büzürg himmet olur / Başı büyük olanın himmeti büyük
olur(A)
Yassı ise fark-ı ser / Başın üst kısmı yassı ise
Sahibi çekmez keder / Bu kişi üzüntü çekmez (B)
3.1.5. Boy
Kameti her kimün ki olsa uzun / kimin boyu uzun olursa
Olur ol sâfî-kâlb ü sâde-derün / kalbi saf ve içi temizdir
Kısa olursa kibr ü kîne olur / Kısa olursa kibirli ve kinli olur(A)
Kim ki vasat boyludur / Orta boylu olanlar
Âkıl u hoş huyludur / Akıllı ve güzel huylu olurlar (B)
3.1.6. Burun
Enf eger olsa dıraz / Burnu uzun olanın
Sahibidir fehmi az / Anlayışı az olur
Enf eger olsa kasîr / Kısa burunlu olanlar

1 A-B-C ifadeleri üç farklı eseri temsil eder.
2 Akşemseddinzade Hamdullah Hamdi, Kıyafetname, İstanbul Ü. Türkçe Yazmalar,
Nr.1883.
3 Erzurumlu İbrahim Hakkı, Kıyafetname(Marifetname isimli eserin içinde), İstanbul
Arkeoloji Müzesi, Nr.142; Nr.1241.
Sosyal Bilimler Dergisi Cilt:10, Sayı:1, Mart 2012
Doç. Dr. Mustafa Aksoy Armağan Sayısı
135
Havf olur anda kesir / Fazla korkak olur
Enf ucı ger olsa top / Burun ucu yuvarlak olsa
Sahibi olur turup / Sahibi neşeli olur(B)
3.1.7. Çene
Çün enek ince ola hıffet olur / Çene ince olursa hafiflik olur
Mu’tedil olsa ıssı ‘âkıl olur / Ölçülü olursa sahibi akıllı olur (A)
3.1.8. Diş
Çünki seyrek uvag ola dendân / Dişleri seyrek ve ufaksa
Galiba zaf-ı cisme ola nişân / Muhtemelen bedenen zayıflığa işarettir (A)
Mu’tedil olan dişi / Dişi ölçülü olanların
Sıdk u safâdır işi / İşi hoş ve doğrudur (B)
3.1.9. Dudak
Yufka vu kırmızı olursa tudak / Dudak kırmızı ve ince olursa
Anlanur lutfı tab’u fehm-i sebak / Anlayış sahibi olur (A)
Şifte galiz olsa bil / Bil ki kalın dudaklının
Sahibi mugzib sakîl / Kızgınlığı ağırdır (B)
3.1.10. El
Ger küçük olduysa el / Eğer el küçük olursa
Bî-bedel olur güzel / Güzellikte bedelsiz olur (B)
3.1.11. Göz
Gözi büyügün ıssı kâhil olur / Gözü büyükler olgun olur
Küçük olsa hafif ü muhmîl olur / Küçük olanlar hafif ve ihmalcidir
Göz karası zekâ alametidir / Gözkarası zekaya işrettir (A)
Çeşmi büyüktür zarîf / Büyük gözlü zarif ve narin olur
Gözleri gök eşkar ak / Gözleri gök, kızıl ve ak olsa
Olsa ol andan ırak / Ondan uzak dur (B)
3.1.12. Karın
Karnı büyük gabî ve cahil olur / Karnı büyük olan anlayışsız ve cahildir
Küçük olsa zeki ve kâbil olur / Küçük olursa zeki ve kabiliyetli olur ( A)
3.1.13. Kaş
Kaş odur kim siyâh u ince ola / Siyah ve ince kaşlı olanın
Nâzı vü şîvesi yirince ola / Nazı ve şivesi de yerinde odur
Her ki kaşınun ince olsa ucı / Kaşının ucu ince olanın
Eksik olmaya fitnesi ve güci / İşi gücü fitne çıkarmaktır (A)
Kaşta çok olan kılı /Kaşının kılları çok olanın
Mükesser olur gussalı / Üzüntüleri de çok olur ( B)
3.1.14. Kulak
Her ki har-gûş olursa câhildür / Eşek kulağı gibi büyük kulaklı cahil
Gerçi hıfz eylemekte kâmildür / Fakat ezberi çok kuvvetlidir
Lîk vardur büyüklüğünde delil / Ancak kulağın büyük olması delîldir
Ki ola sahibinün ömri tavîl / Sahibinin ömrünün uzunluğuna A)
Üzni küçük ugrıdur / Küçük kulaklı eğri
Evsat olan togrıdur / Normal kulaklı doğru olur (B)
Celal Bayar Üniversitesi
136
3.1.15. Omuz
Omuzu sivri olan / Omuzu sivri olanın
Düzd olur işler yaman / İşleri de çok eğri olur (B)
3.1.16. Parmak
Barmagı ayası uzun olanun / Parmağının ayası uzun olanın
Uzluk olur her işde işi anun / Her işte eli yatkın olur (A)
Isbıı olan uzun / Parmakları uzun olan
Fehm iledür pür-fünun / Anlayışı, fenleri çok olur(B)
3.1.17. Renk
Reng-i esmer nişân-ı fikr-i savâb / Esmer renk iyi fikre işarettir
Rengi anun ki surh-ı sâfidür / Rengi saf kırmızı olanın
Edebi vü hayası vâfîdür / Edebi ve utanması çok olur (A)
Benzi kızıldır edîb / benzi kızıl olan terbiyeli
Esmer olandır lebîb / esmer olan da zeki olur (B)
Sarışın olan sevimlidir
Saçı siyah doğru ve güvenilirdir (C4
)
3.1.18. Sakal
Hem saçı çog u az ise sakalı / Sakalı az ve saç çok olursa
Şerr içinde bulunmaya bedeli / Kötülükte benzeri yoktur
Rîş odur kim ola dakîk u kalîl / İnce ve az sakallı olursa
Fehm u ‘akl u zekaya delil / Anlayış, akıl ve zeka işaretidir(A)
Olsa degirmi sakal / Sakal değirmi olsa
Sahibidir pür-kemâl / Sahibi de çok olgun olur (B)
3.1.19. Saç
Aşkar olursa ola havf u gazab / Kızıl olursa korku ve öfke
Esved olursa ola ‘akl u edeb / Siyah olursa akıllı ve edebli olur
Saçı az olan lâtîf / Saçı az olan lûtufkâr
Oldu ‘ârif u zârîf / Bilgiç ve nazik olur
Saçı çok olsa zenin / Saçı çok olan kadının
Fehmi az olur anın / Anlayışı az olur (A)
Kim ki saçı sarıdır / Sarı sarı olan
Kibr ü gazab kârıdır / Kibirli ve öfkelidir
Kim ki saçıdır kara / Saçı kara olan
Sabrı var anı ara / Sabırlıdır onu ara
Kumral ise saç güzel / Kumral saç güzeldir
Sahibidir bî-bedel / Sahibi emsalsizdir(B)
3.1.20. Sırt
Arkası yassı ehl-i kuvvet olur / Arkası yassı olan kuvvetli olur
Sahibi cür’et ü sakamet olur / Sahibi cesur ve fakat noksandır
Arka kılı delil-i şehvetdür / Arka kılı şehvete işarettir (A)

4
Seyyid Lokman Çelebi, Kıyafetü’l-İnsaniyye Fi Şemaili’l Osmaniye, İstanbul Ü.,
Türkçe Yazmalar, Nr. 6087.
Sosyal Bilimler Dergisi Cilt:10, Sayı:1, Mart 2012
Doç. Dr. Mustafa Aksoy Armağan Sayısı
137
Zahrı arîz olanın / Sırtı enli olanın
Kuvveti çokdur anın / Onun kuvveti çoktur (B)
3.1.21. Yüz
Yüzi büyük her işde kâhil olur / Yüzü büyük olan her işte olgun olur (A)
Kibre küçüktür delîl / Küçük yüz kibre delildir (B)
3.1.22. Ten
Her kişinün ki yumşak ola eti / Eti yumuşak olan kişinin
Lutf-ı tab’ı çoğ ola Fehmi iti / Mizaç ve anlayışının güzelliği çok olur
Katı olursa kuvvet-i tendür / Katı olursa teni kuvvetlidir
Issı ammâ galîz ü gevdendür / Fakat sahibi de kaba ve ahmaktır
3.1.23. Tırnak
Tırnak ak olması mübârek olur / Tırnağın ak olması bereket işaretidir (A)
3.2. Davranış Alametleri
3.2.1. Adım
Hatvası dar olanın / Kısa adım atanların
Cünbişi hoştur anın / Hareketi güzel olur (B)
3.2.2. Gülmek
Kande bisyâr olur ise hande / Kimde çok gülme olursa
Umma anda muvafakat sen de / O insanla bir uyuşma bekleme
Çün tebessüm edeb ‘alametidir / Çünkü tebessüm edebe işarettir
Kahkaha bî-haya emâresidir / Kahkaha ise hayasızlığa işarettir (A)
Yüz güleç vü söz lezîz / Yüzü güleç sözü tatlı olan
Olsa o candır azîz / O insan azizdir sevilir (B)
3.2.3. Hareket
Cünbişi çok kimesne hod-bîn olur / Çok hareket eden bencil olur(A)
3.2.5. Ses
Her kimün gunneyile olsa sözi / sesi genizden gelen kişi
Ahmak u kibr ü kine olur özi / Anlayışsız, kinli ve kibirli olur
Sözde cünbişde her ki seri’ ola / Sözde ve harekette seri olanın
Fikr vü Fehmi berk-a lâmi ola / Düşüncesi ve anlayışı şimşek gibidir
Âlî-himmet olur bülend-âvâz / Yüksek sesliler yüce himmetlidir
Kısa ünlilerün yürekleri az / Kısık seslilerin cesaretleri azdır (A)
Er kişi sesli zenan / Erkek sesli kadınlar
Ekseri söyler yalan / Çoğunlukla yalan söyler
Sesi çatal olsa o can / sesi çatal olan kişi
Halka eder bed-güman / Halktan kötülük geleceğini sanır (B)
Sonuç
Tarihi geçmişi çok eskilere dayanan kıyafetname eski Hint, Çin, Mısır ve
Yunan gibi birçok toplumu etkilemiş, kişilerin dış görünüşlerinden yola çıkarak
kişiliklerinin ortaya konulması hususunda ipuçları barındırmıştır. Batı’da
fizyonomi adıyla bilinen kıyafetname, derin bilgi ve birikim sahibi olanların
erişebileceği bir melekedir. Kıyafetname İslami açıdan iki ana kola ayrılmıştır.
Celal Bayar Üniversitesi
138
Bunlardan ilki peygamberler, veliler ve nefsini olgunlaştıranların ulaştığı şer’i,
diğeri kişinin çalışması sonucu elde ettiği hükmi kıyafetname mertebesidir.
Bir insanı bütün olarak değerlendirme esasına dayalı olan
kıyafetnamelerdeki isabet konusunda tartışmalar vardır. Bazı alimlere göre bu
önyargıya neden olan bir uğraş, bazılarına göre akıllıca köklü bir tespittir.
Günümüzde Batı’da yazılan kişisel gelişim kitaplarında da insanın
kendini sevmesi ve tanıması özellikle vurgulanıyor. Hülasa insanlık çok
evvelden beri dış görünüş ve simalardan kişilik ve ruh analizleri yapmaktadır.
Bu yüzyılda da kıyafetnamelerin, erbabı olanlarca daha fazla gün yüzüne
çıkarılması ve tüm insanlığın hizmetine sunulması gerektiği kanaatindeyiz.
KAYNAKLAR
Akşemseddinzade Hamdullah Hamdi, Kıyafetname, İstanbul Ü. Türkçe
Yazmalar, Nr.1883.
ANKAY, Aydın (1992) Ruh Sağlığı, Turkan Kitabevi, Ankara.
Balizade Mustafa, İlm-i Firaset, Süleymaniye Ktb., İ.İ.Hakkı Bölümü, Nr.
1926.
BALTAŞ, Zuhal ve Acar (1994), Bedenin Dili, Remzi Kitabevi, İstanbul.
BAŞKAN, Ali Rıza (1987), Seyyid Lokman Çelebi’nin Kıyafetnamesi,
Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul.
BİLGE, Emine (1981), Genetik, Ar Yay., İstanbul.
ÇAVUŞOĞLU, Ali (2004), Kıyafetnameler, Akçağ Yay., Ankara.
ÇELEBİOĞLU, Amil (1979), “Kıyafet İlmi ve Hamdullah Hamdi ile
Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Kıyafetnameleri”, Ankara Üniversitesi, Edebiyat
Fak. Dergisi, Ahmed Caferoğlu Özel Sayısı, Ankara, s. 305 ve devamı.
Erzurumlu İbrahim Hakkı, Kıyafetname (Marifetname isimli eserin
içinde), İstanbul Arkeoloji Müzesi, Nr.142; Nr.1241.
MACDONALD, D.B. (1993), Kıyafet, İA., Milli Eğitim Bakanlığı Yay.,
C.4, s.640.
İbn-i Kesir (1988), İbn-i Kesir Tefsiri (çev: Bekir Karlığa, Bedreddin
Çetiner), Çağrı Yay., İstanbul.
KAPLAN, Mehmet (1985), Tip Tahlilleri, Dergah Yay., İstanbul.
Kınalızade Ali Efendi, Ahlak-ı Alai(haz: Hüseyin Algül), Tercüman 1001
Temel Eser.
KÜLEKÇİ, Numan (1999), Mesnevi Edebiyatı Antolojisi, Kıyafetnameler,
Aktif Yay., Erzurum.
MENGİ, Mine (1978), “Kıyafetnameler Üzerine”, TDAY, Belleten,
Ankara, s. 300 vd.
Mevlana (1997), Mesnevi (çev: Şefik Can), Ötüken Yay., C.5-6, İstanbul.
Osmanzade Taib, Ahlak-ı Ahmedi, Süleymaniye, Raşit Efendi Bölümü,
Nr: 714.
Sosyal Bilimler Dergisi Cilt:10, Sayı:1, Mart 2012
Doç. Dr. Mustafa Aksoy Armağan Sayısı
139
PAKALIN, Mehmed Zeki (1971), Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri
Sözlüğü, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul.
RAHMAN, Abdulkerim (1971), Uygur Folklorü(çev: Şener Yalçın –
Erkin Emet), Kültür Bakanlığı Yay., İstanbul.
Seyyid Lokman Çelebi, Kıyafetü’l-İnsaniyye Fi Şemaili’l Osmaniye,
İstanbul Ü., Türkçe Yazmalar, Nr. 6087.
Seyyidzade Mevlana Ömer el-Mekki el-Hüseyni, Zübdetü’l- İrfan fi
Alameti’l- Ebdan, Sülaymaniye Basma Bağışlar Bölümü, Nr: 1064.
Sivrihisarlı Şaban, Firasetname, Nuruosmaniye Kütüphanesi, Nr: 4099,
v.3b.
Sultan Veled, Maarif, (çev: Meliha Tarıkahya) Milli Eğitim Yay.,
İstanbul.
Taşköprülüzade Ahmet Efendi, Mevzuati’l-Ulum (çev: Kemaleddin
Mehmed), Kayseri Raşid Efendi Ktb. Nr. 942/1, v.142
TAYŞİ, Mehmet Serhat (1979), Kıyafet İlmi ve Seyyid Lokman
Çelebi’nin Kıyafetnamesi, İslam Medeniyeti, C.IV, s. 2.
Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig (çev: Reşat Rahmedi Araf) Türk Tarih
Kurumu Yay., Ankara.

Konular