ARAP DİLİNDE ŞİİR VE HADİSLE İSTİŞHAD MESELESİ

ARAP D:lLiımEŞÜKVE HADi~
isriŞHAnMES'EI.ESİ
i
- YI'd. Doç. Dr. Httseyt.n TURAL
Burada Arap Dillnden maksat. sarf. nahiv ve lugat llimlerid1r.
Kuran tefsiı1nde Ayetlerin lugat yOnünden şerh ve izahlan da buna
d4hl1dJr.
Gerek Kur'an tefsiı1nde. gerekse filolojik çalışmalarda hangi
şAlrlertn şiirlert ile Istlşhad edilebilecegi husüsu dJllllm1ert arasında
thtllM mevz(lu olmuştur.
-Fasih Arapçanın gramer kAldelertni tesbio! eden ve lugat
hazineleJ1n1 toplayan dilciler, eski ltsa.ni malzemeyi degerlendırtp
ondan Istifade ederken şAIrleritabakalara ayırarakbu tabakalara bir
takım degerler vermişler ve bu degerleri çalışmalannda ölçü olarak
kullanmış1ardır 1 .
AbdülkAdir el-Bagdadi (1093/1682) HJzAnetü'l-edeb adlı meşhür
eserinin mukaddımeSlnde 2 filolojik çalışmalarda delil ve hüccet
olarak kullanılanArapça sözleri manzO.m ve mesür olarak 1kt kısma
ayırdıktan sonra. hangı şA1rleı1n dillerinin fasih sayılarak şıırleri ile
ıStı.şhaded1lebilecegfndenbahseder ve şAirler hakkında üç tasnıfverir.
BtRlNct TASNİF
Um~tlekabul gören ve yaygın olan b1rtnc1 tasnıf şudur:
lNfhad M. Çeun. EsldArap ŞUrf, ıstanbul. 1973•••5
2el-HIzl1ne. BUIak, 1299.1.3.
67
1) el-cAH1LtYYuN : 1mruu1-Kays. Tarafa. Antere. Zuheyr. el-A'şA
gib1 İslımıtyetten önce yaşamış olan şA1ilerdir.
2) el-MUHADRAMUN: C4hilJyye devrıntn sonlaruıda gelmiş olup.
şairllk hayatlanmn bır kısnuru da İslAmi devtrde geç1mıiş olan Lebid.
Has~ b. SAbıt, Kab b. Zuheyr gibi şarrlerdJr.
3) el-MUrAK,ADDİMUN yahut İSLAMİYYUN : İsıami devr1n ilk
şaırleI1 olan Cerir. el-Farazdak ve Zurnırmne gibi şA1rlerdir.
4} el-MUVELLEDUN yahut el~MUHDESUN: Üçüncü tabakadan
.sonra güıiüınüzekadar gelen şa.ırlerdirki. BeşşaI" b. Burd (167/783)
bunlaruı ilki sayılmıştır.
İKİNCİ TASNİF
el- BagdAdi'n1n naklettJgi1kinci tasnif İbn Raşik el-KayravAni
(456/1064) ye alttırJ. İbn Raşik. üçüncü tabakadaki şAirlen İslAmi.
dördüncü tabakadak1leI1 de muhdes şairler olarak ztkreder ki. bunun
. yukanda vertlen tasniften farkı yoktur. İbn Raşik aynca dördüncü .
tabakayı teşkil eden muhdes şA1rlertn de kendı aralarında b1r1nci.
ikinci.... diye tabakalara aynlarak tedricen g.ünümüze ~dar
geld1klertn1 zikreder:
ÜÇÜNCÜ TASNİF
el-BagdAdi. kendisinin taSfib etmedtgi ve tabakaları altıya
çıkaran diger bir tasniften daha bahseder ki. bunun yukanda veı1len
iki tasniften farkı. dördüncü tabaka şAlrlertnln ayn ayn adlarla üç
tabaka hAlinde gösterllmiş olmasıdır. Bu tasnif'e göre. eLMutekadd1mündan sonra gelenler el-Muvelledün adı Ile dördüncü
tabakayı. Ebu Temma.m (231/845) ve el-Buhturi (284/897) nesl1 elMuhdesUn adı Ile beşinci tabakayı. daha sonra gelenel-Mutenebbi
(354/965) gibi şAirler de el-Muteahh1riındiye altıncı tabakayı teşkil
ederler. .
İSTİŞBAD YÖNÖNDEN BU TABAKAlARIN DmERLENDiıdIMFSİ:
BİRİNCİ ve İKINCİ tabakaya dahil olan şairlerin dlller1n1n fasih
oldugunda ittifak vardır.
3el-Umde. nşr. M.Muhylddin Abdolhamid. Beyrul. i912, I. 113.
68
MuAsırlannca muhdes SaYıLd.ıAı halde zamanla esld1er arasına
katılan ve Ebu Amr b. el-All ',.Abdullah b. Ebi ıshak, el-Hasen elaaaJilY*AbdullahkıŞiıbtpımıtgıbi~dlt:Aliitılert'~bazı-dıl
hil~,f.W~,e,~jııı&t~~1ld";E~'~veel"
~~nı.l9*~~o,ıOiiulabab~· ıTtle:yaygın
o~Jl4~g4bJÇ 1?lI1- 1: .1 • " .' -
-I i'
DÖRDÜNCÜ tabakaya geıux;e, Beşşarve Ebu NUvls.U9S18~:'
gibi şAIrleri içme alan ve günümüze kadar gelen bu devre şaJrlertnln
~~l.%c:şM,.ısh~me ~Mıi h~ is{.JStıAlar
d~.t~C9fJlz~i ... :
ki ~ .d~ .,.~
m'llmmıt§Qmı-lfiG- rı'Wlt ci qth
sfften~ mil, ~~;WjJ,psıimı tWlBkl cdtldwnt,:
s~~lmıN5tCXHü~ >MP~iı~ıtNft~r,ıJlİJmıAJoıYMTınC)~1A 'e,%"
~%J~~~)iNJırlW{iN . ~§la~ıdı-H~stnde'
to . }>MYdqf . .uı C;., . ~ . 3-'{~·R!~.11eyıınt
El§ıf..IY/P '~lfa - _.P4Rh - .f#! .t${,~ edilmest..
c*~ifjl~rHı{4.tb~!~ ~~~d(agdf sôzleFintrivayet ettikleri f1e aynı ayard.a tutanm" dtye.Hlıd~cfMntI.ı.~'şılttd.
get1rd1gm~ naklederS. ez-Zemahşeri'ninbu hareketi, çok sonralan
gelen aIJmle"1 de aynı saWıtyetlnt~ıriıgerektirecek, belk1 indi
göriişlere yer verebilecek bir açık kapı olacagt duşöncesiyle teiıkid
edllmlşt1r7 . Nitekim ~~aAbL olarak er-Radl el
EstenıbAdi(686/1287) Kaftye şerhJnde Ebu TeııımAm'mbir çok beytln1
ş~~ - .aiöri~:Ja dtrj1Ş1Wl --istlşhM
e~1B~ôAIlUmvlmım mA:Dız:ıka1dıAılBıfA$.i"~btii biy.t}ermı, onu
S1t8~tl4 '. id!~iJiakIed :~- u:ab~ ~~!'U&- ........~.' , " }dJı·"".ı;;..--;~n;'~ _ .~ ~&~e.lUe
delil kabul edUmedigl hal _ .lŞ&ie~·~ ölah- ~e
Beşşlr'dan sonra vefAt eden İbn1hJm b. Herme (l76/792)'nin ş11rlert.
SibeVeyh dahJL bütunrgl:ameıo~tJin'c1em.ı.Rii$1!itveı.;,Esmai
4J: . 1 , . i :ı t "'e, .'
~ı-Kqşif.K4htre, laz. ı. 220
_
A..$. 1.1
7- ' •. 'rt";vr. a. N!.lQilll~ıt~
e • . ~ .f ;ı.. . hı.1iJ~ tiIL:I:ı 1r{'!lE'b..U
&Mal bk. el-HtzinC. r. 168
gel-lktmUı, a.32.
(216/831)'n1n, ş1Jrlert Ue istişhAd edUen şAJrlerın sonuncusunun
İbrAhim b. Herme oldugunu sOyledlg! rivAyet edUır! 0. Başka bır
rivAyete ise el-Esmai'n1n, şiirlert hüccet sayılan son şAırlertn İbn
Meyycide (149/766), İbn Herme. Ru'be (145/762), Hakem el-Hudri
(150/767), Mekin el-Oni ve Tufeyl el-KinAni oldugunu söyledfA1
nakledilirll.
Diger taraftan bAzı dU Mimlert, 1dınin tarafından sOylendfA1
blltnmtyen. kMli meçhftl şıır veyA nesir hiç bir sOzle istl$hAd
edllemtyecegmt Uert surmllşlerdir. Bunun da sebebi, kA1L1 meçhül
sözlerin muvelled bir SAire veya: diLJnLn fesAhatine l'ttmAd ed1lm1yen
btrtne Aid hattA uydurma olması endişesidır!2, İbnu'l-EnbAri
(577/1181)'ntn Oncmuk ettlgt!3 bu gOrüşe karşı çıkanlar olmuş,
ka.tli meçhul sözler eger 1'tlmAda sAyAn bir dil Alimi tarafından
nakledllm1ş tse deln get1rtlmestnde bır mahzur olmadıgı belJrtJ1ıniştir.
Nltek1m Sibeveyh. el-KitAbımda zlkretugı 1050 şAhid beytten 50
tan.es1n1n ka11t bllimnedtgi halde bu yüzden hiç bır kimse tarafından
tenkide ugraIIıamıştır!4.
D
Arap Dili gramertyle meşgulolaneski dU a.umıert çalışmalarında
birtnci derecede Kur'an ayetleri Ue fasih araplardan nakledilen veya
duyulan manzii.m ve mensur SÖZLeri esas almışlar, hadislere pek yer
vennemJşlerdJr.Muteahhtr dikUer ise hadis lafızlartyle tst1şhAd edilip
edllemtyeceg1 hususunda 1ht.JlAf etmışlerdtr,
Bu hususta başlıca uç gôriiş ortaya çıkmıştır.
i) Hadisle 1stJşhademutlak sürette cevaz vemıtyenler.Bun1ann
1~-tkt1nUı. 8.32 ve buradaiı naklen el-Htzane, 1,4.
1 Jq-Şi'r va',-ŞuarA', 8.474 (burada Tuteyl ztkredt1mez) : el-Elini. lv. 104 (burada
Ru'bc ztkrcıcIf1ıDez.aynaı Mddn YeriDe Dukıeyn zlkreddbt ; NIhad M.Çetin, Eski Arap
Ştfr1. ••7.
12d-1ktIrBh. ••32 ; el-HIzıine. ı. 7.
1~-1..af, DfJ'. M.Muhy. Abd1llharnid. ıwııre. 1961. n, 580.
14eı-HlIdnc. I. 8.
70
başında Ebü HayyAn el-Endehısi (745/1344). hocasılbnu'd-Oci'
Ebu'I-Hasen Ali b. Muhammed . el-Işbili (680/1281). . ıbn Harın
(609/1212) ve benzeri nahtvcller gelmektedtr.
_ 2) Hertürlü hadisle iStlşh4ldecevaz verenler.. Bunlann başında
"Eiflyye" müeUıf1 ıbn Malik (672/1273) ile. "Munnt'l-lebib" müellift
. İbn HJŞam (761/ 1360J gehnektedlr.
3) Orta .bır yol tutarak bazışartlarınmevcüdtyeU halinde bır
kısım hadislerle iSt1şh4lde cev~ verenler. Bunların başında da .eş­
satıbi (790/1388) ile es-SuyüU (911/1505) gelmektedir! 5.
HADİSLE isıişHADE CEVAzVERM:inNı..ERiN
GöRfiş VE DElilıERİ
HaMSıe iSt1şh4lde cev~ vermjyenlerin mes'eleye bakıŞ· açılan
şöyledir :
Bize intikAl eden hadislerin lafızlannın bizzat Hz.Peygamber'e
,atdolduguna güveneIDiyoruz. Şayet güvenebllsek. külli kaldelerin
isbAtında. hadisler Kur'an derecesinde olurdu. Bugüvenstzl,Jgın1kt
sebebi vardır :.
1) Ra.viler hadisleri ıalızlanna baglı kalmadan mAnalarının
aldanımasınacevaz vemıJşlerdlr. Bu sebebleza.man71 seAdette cereycin
eden bir hAdisenınbize degışik Ja.fız ve ifadelerle aktanidıgına şAhld
oluyoruz. Mesela. aynı n1kah vak'ası ile Ilgm şu -hadisi ele ala1mı
ii'''''', ~ ""- 4 ~~
111 ""'1 ~~ 4 ~
-ııL.il1 ~""- 4 '- ~
11''''''1 ~ ""-4·l,S' ~f
"Ezberlemtş oldunun Kuran dyetlert karştlı.lJında bu hanum
~ nfkdhladun" meal1ndeki bu hadis", yukanda görüldügü üzere 4
ayn lafız ve IfAde şekltyle bize intikAletmiştir.KesIn olarak b1J.1yoruz
ki. Hz. Peygamber bu lalızların hepsini kullamıiamıştır. HattA
bunlardan herhangi birini kullafidıgınıdahi iddJA edemeyiz. Belki de
r~adice el-Hadiai, Mavlçif Sibevqh mine'l-Inrüt va'l-Hadis, MecelletQ KOlllyyeU'l-
8dab,~ 1971. XIV, 225. "" . "
11
bunlann benzeri başka bır ifade kullanmışbr da n1viler o cümleden
kasdedilen manAyı bu Wizlarla ifade etmJş1erdfr. Çünkü matlüb olan
mAm1nın naklidır. Buna ilaveten, rAviler hafızalanna güvenerek
hadisleri yazmayıp, manaıannı zihinlerinde tutuyorlardı. ZAten
özentkle uzun hadisleri sadece bir defa duymakla lafızlariyle
ezberlemeıerıçok uzak bır iht.tına.ldlr. Süfyan b. Sevıi'den ŞÖyle dedJg1
nakledilmiştir : "EDer size işittiDım gibi naklediyorum dersem
tnanmayUL NaklettilJim ancak m4n4dır"1f?
2) Rivayet edilen hadislerin bır çogunda "ld1ui." yAni cm hatAsı
mevcuttur. Çünkü TAvilerin çogu aslen arap olmadıklarıgibi gerçek bır
arap muhitinde de yettşmemışlerdl. Arapçayı ancak nahiv tlmi
vasıtasıyle ögremrı1şlerd1. Bu sebeple nakille.rinde fasih arapçaya
uymayan bır takım hatalı ifadeler yer alnuştır. Yakinen biltyoruz ki,
Hz. Peygamber arapların en fasih konuşanı idil7. İbnu'I-Arabi'n1n şu
sözleri ne kadar mAnAlıdır. Bir gün, akıIlannca Kur'an'da "lahn"
aramak1a meşgul zındıklar toplu1uguna rastlar ve onlara şöyle der :
"Yazıklar olsun stze, Dlyelim onun peygamberltOinden şüphe
edlyorsıınuz.Arap old.ugundan da mı şiiphenlz var? "lf!
Yukanda zikredilen görüşlerin sahibi olan Ebu Hayyan.niçin
böyle düşündügünü "et-Tezyil va't-tekmü" adlı eserinde şöyle izah
etmektedir: "Bu mes'ele üzerinde fazla dunnainın sebebI; mes'eleye
vakıf olmayan biri çıkıp ta, bu nahiVeJlere de ne oluyor? İçlerinde
müslümanlann ve kAflrlerin bu1undugu arapıarın sözlertn1 deill kabül
ediyorlar da Buhari, Müslim ve benzerleri adil kişJlerin nakletttkleri
hadisleri delil kabiil etmiyorlar. demeSin. Kım sOyledikler1m1ziiy1ce
okuyup tetkik ederse nahiVeJlerin niçin had1sle isUşhad ebnedikIerini
anIar"19.
Ebu HayyAn'm hocası İbnu'd-OaJ ' de "el-Cumel" şerhinde
benzer görüşlerserdederek söyle demektedfr : ''Bana göre Sibeveyh ve
ı~ı-ıkt:lnih, s.24 : said el-Afgam,Fl U5uU'n-nahv. D1maşk. 1957,5.42 : Muhap:ımed
el-Hıdır HQseytn. DlniSlit ft'l-anmJ:yye'W: tarihfha. Dimaşk. 1960.8.169; H.el-Hadisi,
8.226-
ı 7el-Ikttnih. 5.25; el-Htzane. ı. 4-6: Dfnisıit ft'l-arablyye. s.169; H.el-Hadisi, s.227: Fl
usWt'n-nahv.8.43.
1ll.el-Hadi8İ,s.227.
1%1-lktInih. 8.25; el-HIzine. ı. 6: H.el-Hadisi. 8.228.
72
diger dUcılem dili !sba.t hususunda hadisi terk etınelerlnJn sebebi.
hadislerin manMartyle rivayetlerine !zin verilmiş olmasıdır. Bu
hususta Kur'an'a ve araplardan gelen sarih nakillere I'Umdd
etmişlerdir. .Aılmler hadislerin mdndsının nakline IZin vermiş
olmasalardı fasih dilin !sbdtı hususuncıa Hz. Peygamberin sözlerini
esas almak evIa olu«ıu. Zira o, arapların en fasih konuşanıdır"20.
Bu görüşün temsileılerindenb1r1 olan ıbn HarUf da, ıbn Malik'i
kasdederek : "Hadisle çokca isUşhdd etmektedir. Eger bunu
teberruken ve Hz. Peygamberin şefdatlne nAiL olmak maksadiyle
yapıyorsa iyi bir şeydir. Yok eger eskilerin ihmAl ettikleri bir şeyi
kendlleI1nin 1kın.al etmesi gerektlgJııi düşünerek bunu yapıyorsa
yanlış yoldadır" demekted:1r21.
HADİSIE i8rlşuADs lıItrL"IAK StJRETTE CEVAz
VERENI.ERİN
- GÖRtl'ş VE DEıh.JERf
1) Hz. Peygambem dJ] ve lehçe balwnındanaraplann en fasihi
oldugunda iemd vardır. Nitekim İbn Hamı "el-Ftsal" adlı eserinde
hadJsle bUş1ıadecevh veİmiyenlerttenkid ederek şöyle demektedir :
"Muhammed b. Abdullah Cenab-ı Hak onu peygamberlikle
şereflendmnedenönce Mekke'de geçtrdıgı günlerde kavminin dtlini en,
iyi bilen" ve en fasih konuşan idi. Allah Tea.lA'nm ona nübüvvet verip
kendbi ıle kullan'arasında elçi seçmesinden sonraki durumunu artık
siz takdir ed1n"22.
2) Hadis rtvc1yetlertndek1 senetler ştlr rtvdyetleı1ndekisenetlerden
daha sıhhatli ve daha nmıada şdyandır. Aslında hadısle bUşhdde
karşı çıkanlar da Hz.Peygamberin arapların en fasihi oldugunu.hadis
senetlerinin de şiir senetlerinden daha sıhhatli oldugunu I'Uraf
ediyorlar. Onların I'tlraz ettikleri husus. hadıslerin ıarız1anyla degıl,
mi1nalariyle rivdyet ed1lm1ş olabılecegı tht1Iru1lid1r. Arap ş1irinde ve
nesrınde hüküm lMızlar üzerine binA edıldJg1 içın TAviler IMızlanyla
2~1-1ktfnüı, 8.26; el-Hızine. I, 5; H.el-Hadisi. 8.227.
2lel-tktinih. 8.26;-cl-Hızane.ı. 5; H.d-Hadisi. 8.228.
22Dira.sat trl-arablyye, 5.169
73
rMiyete ehenmıtyetvennJş1erdtr. dtyor1aJ23.
Hadis rtvAyetleıinde asıl olan. hadislerin 1şitl1dtgt şek1ld~ aynı
lafızlar~ nakled1lmes1d.ir. tUm adamlan da bu mevzu üzerinde
t1tJz11kle durmuşlar, hadis ıarızlanrun zapb ve nakli hususunda
Azami derecede dikkatli·davranıımasım ısrarla istemişlerdir. Böylece
had1sler1n IMızlartyle rtvAyet ed11dJgi hususunda zann-ı galip husiile
gelmektedir. Bu da lugat müfredAtınmve nahiv kaJdelertnJn takrit1 ve '
tsbAb içJn yeter~,
HADiSIE isTiŞHADEKAR$I ÇIKANLtRıN
iDDiAI.:AıUNAVERDtıaERiCEVAPLAR
1) HadJsle .I.st1ştıAde karşı çıkanlann. bad1sleı1n Wiz1anyle degtl,
mAııa1arlyle nakledlld.W şeklindeki lddJaların4 şöyle cevap ~rlar:
Bir çok hadis. fıkıh ~e usul a.ıımı hadisıerınmAJlA ile rtvAyetme
cevaz vermemişlerdir. ceva.z verenlerde 'aşagıdak1şartlarlaeevclz
vernDş1erdfr.
a)Ra.viıı1n, nelerin mAnayı degtştireceg1n1 veya .noksanlaş-
bracaıım b1lmes1. ,
b) Kelimeleı1n ~e içindeki yerlerinlçok tyi bıımesı.
_ c) Bazılanna gOre de lugat l1ınJn1n 1nce1.l.klerine vAkıf olması
]Amndır.
MADa ile rtvAyete cevclz veren al1iUler dahi hadi5te asıl olan
la.fzıyle rtva.yet edJlmesi prensıbtnt kabul edıyorIip". MAııa ile rivayeti
sAdece zaııiret hAl1nde başvurulacak bir ruhsat olarak gOtiiyorlar.
'Diger taraftan. mAnA ile nakle izin verenler ancak tedvin
edilmemiş. yazılmamışhadJsler için bu ruhsab vermişlerdir: yazılmış
olan hadislerin W"ızlannda hiÇ bir şekilde degiş1kl.l.k yapmak cMz
delildir. Hadislerin buyük bir kısmının toplanıp kitap halıne
getlrtlmesi tse dU1n bozulmasından Once ilk devirlerde V'ukii

23Aym eser, •. ı 70. .
2.4Aym eller, 8.170 ; H.d-Hadfai, 8.229.
74 .
bulmuştur. Tedvin edilen bu hadtsler arasında mAnA ıle nakledilen
hadISler bulunsa bUe bunu yapan nivilerin sözleri de dUde delil ve
hüccet kabfıl edlldigiiçm hiçbir mahzüro yoktur. Zira yapılan şey
fasih bir sözfın başka fasih bir sözle degtştinlınesindenibarettir.
Ancak her ne şek11de olursa olsun hadtsler bir defa yazıldıktansonra
artık. bır daha degtşt1rtlmesisöz konusu degu,2) Had1sle ISt1şhAde karşı olanlann ileri sürdfıkleri. b,ir çok
hadıste dU hatası vulni buhnuştur, şeklindeki idd1Alannatse şöyle
cevap veı1lmekted1r : '
Dil hatAsı oldugu söylenen bır çok hadisin dil ve, gramer
açısından izah şekıllerı t'esbit edilmiş, hatalı olmadıklan başkq
şahidlerle isbat edilmiştir. Bu hususta hadisle en çok isttşbad
ederilerden b1rt olan ıbn MMik HŞav4htdu't-tavdih va.'t-tashih lt
muşkuldtc'l-CdmU's-sahüt'1l6 adlı eser1n.1 yazarak, bazı dilcllerin dU
hata.sı oldugunu iddia ettikleri Buhaıi'nin SahUlinde yer alan bir
kısım hadislerin hata:lı olmadıklannı s<ıglam deUllerle isbat
etmtştJr27.
~ynca bazı hadtslerde yaygın olan gramer Midelerine muvalık
olmayan lAfız1ar 'bulunsa blle bu,bütün hadlSlerle -lSt1şhadı tel"k
etmeyi 'gerektlroıJz. Bunu sadece o hadisin ra.visinin ~1l zaafına
hamletmek lazımiıır. BAZı hadislerdehata ve' tash1fnıkfı bulmasına
karşılık, şUrlerde de dil hatAlarıve tash1fier vukfı bulmuştur. Nelekim
Ebfı Ahmed el-Askeri. hadis ravi1erinin tashınerine dair bır eser
yazdıgı gibi. dilcilerin ve şAir1erin tashillerine dair de bir eser
yamııştır28. Durum bu iken şllrle ISt1şhad·hılMslZ caiz oluyor da
hadtsle Jstişhad neden ca.ız olmasın29. .
3) Eski dikilem hadlsle ıst1şhad etmemiş olmasınagelince. eski
2~I-Hızane,1,7; Dtrasat O·I-arabtyye. 8.170-171: H.d-HadJsi, 8.228-229: Muhanuned
DIyıib, K.Tirih ıidlU>1'1-~d-arabtyye, 1WıIn:. 1317. 8.38-39.
26ntr. TıiIııi Muhsin, Bal&t, 1985.
21DınisAt D1~, .. 175.
2fEsmn adı: şam ma yalcau 6hi et-ı:aahifva't-tahrif, Ofr. Abdnlaziz Ahmed, KBhfre.
1963-
2~ D1-arablyye. ...176.
75
...-- .--' ..-
~----
-----
~------
-~-'
~ --.---- .a:
dilctler sAdece nahtvle 1lg1l1 eserlertnde had,isle tstlşhad etmeın1Şlerdir.
Bunu, o devtrlerde hadis mecmualanmn yeteri kadar tnttşar etmemiş
olmasına bag1amak mümkündür. Bu durum onlann hadisle istı$hade
ce'ftz venned1kleri rn.anasma gelmez.
Aynca- eski dtlcller yazmış olduklan lugat kitaplannda arapça
kelimelerin ısba,tı hususunda hadis IMızlanndan bol miktarda
Istifade etmişlerdir. Lugat ve nah1v 1lJmJeri benzer kardeş tlJmlercUr. elHalil'in {Ktta,bu·l-ayn)'ı. el-Ezheri'nın rrehzıôu'l-luga)'sı. el-Cevheri'nin
(es-Sıhaııl'ı. ıbn Side'nln (el-Muhassas)'ı,İbn Farls'in (el-Mucmel) ve
(Makayisu'l-luga)'sı. ez-Zemahşeri'iı1n (el-FQ1k)'ı had.isle istişhadlarla
doludur3°.
4) Hadis rAvileri içinde arap asıllı olmayan bir çok r~vintn
bulundugu. şeklindekirttmza da şöyle cevap vertyorlar :
Ş11r ve nesir mvileriiçmde de bır çok arap olmayan n1vi vardır.
Buna ragmen onlaniı riva,yet ettikleri şiir ve nesirlerle ıstlşhad
ediyorlar. Hadis ravilert şiir ravilerinden her bakımdan daha
dikkatl1dırler.Aksi takdirde rivayet etttkleri hadisler dini mevzülarda
da deill kabüled1lmezd1. Hiç kimse böyle birşey SÖYlemeın1Şttr31.
ORTAGÖROş
Bu' ikl görüş arasında eş-ŞAUbi'ninöncülük ettW orta görüşü
temsil eden uçüncü bir görüş vardır. Bu görüşe göre IMızlaı1yle nakle
"tinA göstertlen hadislerle ist1şhAd etmek C~UZ. digerleriyle cAiz
degildir.
eş-Şatibi "Elfiyye" şerhinde şöyle' d1yor : 'tabanıanna 1şeyen
ahmak ve sefih araplann sözleri ve içinde fuhuş ve çirkin sözler
bulunan ş11rlerlyle'ist1şhAd ett1kleri halde hadısle IsUşhad eden hiç
kimseyi görmedim. Sahih hadisleri terk ediyorlar. Çünkü onlar
maxıA1an ile naklediliyor. rivayetleri ve 1afızlan degtşlyor".
eş-şaUbi hadisleri 1k1 kısma ayınnaktadır:
3<'1 u8ulfn-nahv. 8.44: D1Iiıslit fl'l-arabiyye. 8.176.
3triihli er-Rıivi. Nazaııit O'l-luga va'n-nahv, 8.13; Fıidıl SAIıh'es-SlimemU. ıbn Cfnni
en-NahVi. ~t. 1969; 8.132.
76
---.,
----...
---......~~-,
a) MAnArarlyle nakledilen hadisler. Bunlarla dilde istişha.d
etmek ea.tz degildir.
b) Hususi maksatlarla rAvilerin IMziyle riva.yete 1'tina.
gôsterd1lç1ert hadisler. .Bunlarla dilde bt1şhAd etmek caJzdir32.
es-Suyı.iti de bu görüşü paylaşarak şöyle demektedir: "Hz.
Peygamberin hadislerine g~lince, bizzat onun sözü oldugu sa.bit
olanlar delil kabul edillr. Bu gibi hadisler çok na.d1rdtr. Ancak kısa
hadislerde olur, onlarda azdU'''33.
Görüldiigü üzere bu görüş sa.h1pleri hadisle btlşhAdıçok dar bir
çerçeveye inhisAr ett1nfi1şlerdtr. Bu görüşler1ylehadisle iSt1şhAdl
reddedenlere daha yakındırlar.
TAFSIL VE TERCiH
MIsJ,r ve Suriye Dil AkademJleri liyesi Muhaın.med 'el-Hıdır
Hüseyin Mısır Dil Akademisi dergisinin III. sayısında neşredUen
makaleSinde mevzu ile ilgilt bütün görüşlert özetledikten sonra
hadisleri üç· kısma ayırarak kendi görüşlerini yukandaki başlık
altında şöyle hula.sa etmektedir :
A- Dilde ist1şhAdı hususunda tere.ddüt edilmemesi gereken
hadisler. Bunlar 6 kısımdır : -
ı) !)ı ~ Jfır 41Jt ~l_ 4i.il ~.,;,ı.. - 4.l,i)t r.lt .,;,~ ıA'1
gibi Hz. Peygamberin kemal-i fesa.hatlne örnek olarak ztkredUen
hadisler..
2) tbadette kullandıgı veya. kullanılmasını emrettJg1 hadisler.
Kunlit, tabiyyAt, bir çok zik1rler ve muayyen zamanlarda yaptıgı
duAlar.
3) Her arap kabilesine kendi Usa.n1ar1yle hitAb ettigine şahid.
olarak :I"tWyet edilen hadisler.
4) DegiŞik. yollarla geldigi halde lAfızIan aynı olan hadisler.
5) Malik b. Enes, Abdullah b. Cureyc ve İmam ŞAfii gibi Arap
DU1n1n fesa.da ugramadıgımuhitlerde yetişen hadis aıımıeı1nlntedvin
3:leI-Hlzline, it 6; H.el-Hadisi. 8.230.
~1-tkt1nih. 8.23; el-Htz:ıine. I, 6-7.
77
etugı hadisler.
. 6) İbn Siıin,KAsım b. Muhammed, ReeA' b. Hayve ve AU b. el·
Medini gibi mAnA tle rtvAyete cevlzvermtyen hadisetler tarafmd~
nakledilen hadISler.
B- Dilde istlşhadıncAiz olmadıgmcia ilitlW' edilmemesi gereken
hacUsler. Bunlar, ilk devırlerne tedvin ed1b:ı:ıJş olmayıp, muteahhJr bazı
4l1mlenn eserlerlnde yer alan ve yukarıda zikrettWmJz 6 ççşit hadiSin
şart1annıtaşımıyanhadJs1erdir.
c- 1sUşhAd edilip ed1J:ınemes1ndeihUlAf ed1lınege deger hadisler.
Bunlar, tlk devirlerde tedVin -edJlmiş olmakla birlİkte yukarıda
Zikredilen 6 çeşit had1sten-btrt olmayan hadJslerdtr. Bu hadislertıld
kısma aynmak mUmkündür :
1) RtvAyeUeı1nde lAfızlan de~n hadJsler. Asıl olan lAf.zı
rtvAyet oldugu için bu gibi hadtslerle IsUşhad eAIzdtr.
2) RivAyetletinde bau lafizIan degtşen hadisler: Bunlan da iki
kısma aynmak mümkündür: '
'a)ı Meşhür bir rivAyetle gelmesi ve hadisçilenn tenkidineugtamamasıhalJnde JsttşhAd etmek eatzdJr.
b) şaz bır rivAyetle gelmesı ve bizzat had1sç1ler tarafindan tetıkid
-edilmesi halinde tse JsUşhAd CAiZ degtldtr.
Müe1lJf, malc1lestn1n sonunda görüşleı1nfşöyle Ozetlemektedir :
ıu,,-ayetlert degişik. dahi oLsa - tlk devirlerde tedvin edtlen bütün
hadislerle isUşhAd edtlebtlir. Bu hadisler arasından sAdece şAz
rivAyetlerle gelen veya. bazı had.lSç1ler tarafından kesin hatA- tesbit
edilen hadisleri istisna. ediyOruz34.
Makale sAhibinin bu göruşleri dogroltusunda Mısır DU
Akademisi 1963 yılmda h~dis1e' isUşhAd menüunda aşagıdak1
kararlan almıştır: .
1) Kütiıb-! sittede ve daha önCe yazılankitaplarda yeralmıyan
hadislerle dilde iSUŞhAd edJlnıez. > - -
2) Yukanda adı geçen kitaplarda yer alan hadislerle aşagıdak1
şclrtıarçerçevesinde Ist:ışha.d edJleb.l11r. . '.
34Mecdletn'I-~'el-~ m. 208-210.
78
a) Mütevatjr ve, meşhür hadisler.
b) Ibadette kullai1ılanhadisler.
c) Atasözü mesAbesJndeki kısa. veciz hadisler.
dl_Hz. Peygambertn mektuplan.
. e) Hı;. Peygamberin her kabileye kendi lehçesiyle hitab ettJg1n1
bel1rtmek 1Çjn ~yet edJlen hadisler.
1') el-KAsım b. Muhammed. RecA' b. Hayve ve İbn Sirin gibi mAnA
ile rıvı1yete tzın ~mı1yen hacUsçilertn rtvayet ettW had1sler.
g) Degişik rivayetlerle geldıgi halde ıacızlan deglşm1yen.
had.1sler35.
Görüldügü 'ÜZere gerek Muhammed el-HıdırHüseytn'ln. gerekse
Mısır Dil Akademisinin vardıklan neticeye göre hadısle IsUşhad.
kütub-l sittede ve daha önce yazılan eserlerde yer alan hadislerle
sınırlandırılmıştır. Hatta bununla da yetlnllmemlş. buralarda
zikredilen hadisler için de bır talam şartlarve tahdiller konulmuştur.
Bizce hadislerle ilg111 olarak göstertlen bu .titIzlik ve hassasiyet
biraz fazla. ve aşındır. Hadis rivayetlerinde bir takım dJ} hatalarının.
tashn ve tahrifierin vukfı buldugu bir gerçektir: Ancak.-ayın durum
fazlasıyle ş11rler ve nesırler ıçın de söz konusudur. Buna mgmen
.bazen mantık sınırlarınıda zorlayarak. bır sün1 te'v1ller ve takdirlerle
arapçaya uygunlugu Isbat edilmeye çalışılan şıır ve neslrler için
gösterilen ty1 niyet ve gayret acaba hadi$ler Için neden göstertImiyor ?
Kaldı ki, çok defa bır dilc1ntn hatalı dedtgi bir hadisi başka bır dilci
hatasız buhnakta ve bunu kabül ed1l1r şahidlerle IsbAt etmektedir.
Netice olarak şunu SOylemek istiyoruz :
tlk devırlerde yazıhnış olsun olmasm, kütüb-I stttede bulunsun
bUlunması.n.sagJ.am senetlerle bize Intikal eden, dini mevzülarda delll .
kabül edilen ve te'v1l yoluyla dahi olsa dil kAidelertnden her hangı
b1r1ne uygunlugu tesbit edilen bütün hadısJerle istlşhad etmek
eatzd1r.
35H.el-Hadisi., 5.235; İbn Cfnni en-Nahıi, 5.133.
79

Konular