PROF. DR. AHMET TURAN ARSLAN İLE ARAP DİLİ VE BELÂGATİ OKUMALARI ÜZERİNE

PROF. DR. AHMET TURAN ARSLAN İLE
ARAP DİLİ VE BELÂGATİ OKUMALARI
ÜZERİNE...
Bir ilim dalı olarak Arap Dili ve Belâgati nedir?
Önce, ülkemizde İslâmî ilimleri öğrenmek isteyenlere
rehberlik edecek, yol gösterecek ve yardımcı olacak böyle bir
çalışmaya teşebbüs ettiğiniz için sizleri tebrik ederim. Çünkü bir
yolun başlangıcında olanlara yolun işaret taşlarını göstermek çok
değerli bir iştir. Asırlardır ilim yolcularının yolunu aydınlatmak
için kitaplar telif eden saygıdeğer âlimlerimiz bu uğurda
hayatlarını harcamışlardır. Bu vesile ile onların hepsini rahmet ve
minnetle anıyor, saygılarımı sunuyorum.
Herkesin bildiği bir gerçektir ki, Allahu Teâla Kuran-ı
Kerim’i Arap dili ile indirmiş; Resul-i Ekrem (s.a.v) Efendi- miz
de bu dille konuşmuş, Allah’ın kitabını bu dille açıkla- mıştır.
Binâenaleyh Arapça insanlığı dalâletten hidâyete, karanlıktan
aydınlığa çıkaran mukaddes kelâmın dilidir. Bir insan ve bir
Müslüman olarak bizim vazifemiz de kelâm-ı ilâhîden murâd-ı
ilâhînin ne olduğunu anlamak ve anlatmaya çalış- maktır. Bunun
en kestirme ve vazgeçilmez yolu da Arap Dili ve Belâgati’ni çok
iyi seviyede bilmektir. Bu sebeple asr-ı saâdetten beri Arap Dili
ve Edebiyatı çalışmaları ilim adamlarımızın çok önem verdiği bir
alan olmuştur. Hatta Arap dilini incelikleri ile bilmenin farz-ı
kifâye olduğu hükmüne varılmıştır. XVI. asırdan beri ortaya
koyduğu eserlerle bu dile hizmeti devam eden İmam Birgivî (ö.
981/1573) de bu kanaattedir.
10
11 İslami İlimler Rehberi
İşte bu sebeple İslam ülkelerinin öğretim müesseselerin- de
Arap Dili ve Belâgati bütün incelikleri ile okutulmuş ve hâlâ
okutulmaya devam etmektedir. İslam âlimleri medre- selerde
okutulan ilimleri; Âlet ilimleri (e’l-ulûmu’l-âliyye) ve Yüksek
ilimler (el-ulûmu’l-â’liye) diye ikiye ayırmışlardır.
Arapça ve mantık gibi âlet ilimleri denilen ilimler, tef- sir,
hadis ve fıkıh gibi yüksek ilimleri anlayabilmek için bir araç,
bir vasıta kabul edilmişlerdir. Bu yüzden yüksek İslâmi ilimlerin
gerektiği şekilde kavranabilmesi için Arap- ça üzerinde çok
durulmuş, bu konular arîz-amîk/enine-bo- yuna incelenmiş; asırlar
boyunca bu konulara kafa yoran âlimler, kendi zaman ve
mekânlarının ihtiyacına göre kitap ve risâleler yazmışlardır.
Hocam Arap dili eğitiminde klasik yöntemde gramere
fazla önem atfediliyor. Günümüzde ise bazı kesimler
bu eğitim tarzını eleştir- mekte hatta gereksiz
olduğunu söylemekte- dirler. Bu konudaki
düşünceleriniz nedir?
Mâlum olduğu üzere dil, insanlar arasında bir anlaşma
vâsıtasıdır. Dil ile ilgili olarak yapılan çalışmaların ve yazılan
eserlerin maksadı, o dili kullananların yazılı veya sözlü olarak,
meramlarını yani demek istediklerini muhatabı olan insanlara
doğru bir şekilde ifâde etmelerini sağlamaktır. Herhangi bir dilin
gramatik yapısı o dilin iskeletini teşkil eder. Arap Sarf ve Nahvi
Arapça söylenen ifadeleri, yazıyla anlatılmak istenenleri, diğer
insanlara doğru bir şekilde aktarabilme zaruretinden ortaya
çıkmıştır ve bu zaruret kıyamete kadar da devam edeceğe benzer.
İskeletsiz beden olmayacağı gibi kas ve etleri olmayan bir vücud
da düşünülemez. Bunun gibi bir dilin grameri verilmeden yapılan
dil öğretimi de çat-pat konuşma öğretilse de noksan kalır.Böyle
bir öğrencinin bir makale ve kitap yazacak seviyeye gelmesi çok
zordur. Nitekim nahiv okumamış olan birçok arabın yazdıkları da
nice hatalarla doludur. Türkiye'de Nahvin gereksizliğini
söyleyenlerin Arapça öğretiminden anladıkları veya hedefledikleri
günlük hayatta Arapça konuşabilmektir, herhalde.. Oysa ki bizim
hedefimiz sadece bu değildir. Bir bina yapılırken, o binanın
11
12 İslami İlimler Rehberi
kullanılma hedefine göre malzeme kullanılır. Eski devirlerde
Arapça konuşulmayan memleketlerde Arapça öğrenenler gramere
ağırlık veriyor, konuşmaya ihtiyaç duymuyorlardı. Zira dillerini
öğrendikleri Arapların yüzünü rüyalarında bile görmüyorlardı.
Ama günümüzde tam tersi bir durum ortaya çıkmıştır. Gelişen
teknik araç-gereçler sayesinde her an Araplarla ve Arapça sözlü ve
yazılı belgelerle karşılaşabilmektedirler. Bu yüzden öğrenilen
dilin, dil bilgisinin günlük hayatta kullanılma zarureti vardır. Bu
zaruret sonucu olarak da Türkiye’de ilk defa ol- mak üzere Fatih
Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin 2011 yılında kurulan İslâmî
İlimler Fakültesi’nde öğretim dilinin Arapça olması
kararlaştırılmış olup, Türk Dili ve Atatürk İlke ve İnkılapları
dersleri dışındaki bütün dersler Arapça olarak anlatılmaktadır.
Çok şükür, bu uygulama ülkemizde bir çığır aç- mış durumdadır.
Esefle belirtmek isterim ki, günümüzde bazı kimseler
dediğiniz gibi gramerin gereksizliğini ileri sürüyorlar. Bu- nun
doğru bir yaklaşım olmadığını düşünüyorum. Nitekim Arapça
öğretimi konusundaki bir toplantıda bir profesör arkadaş
bendenize hitâben: "Ahmet hoca, artık bu iş Avâmil'le olmaz!"
demişti. Ben de "Evet, bugün bu iş sadece Avâmil'le olmaz ama
AVÂMİLSİZ DE OLMAZ!" demiştim. Zira Sarf-Nahiv ve
Belâgati öğrenmeden dînî ilimleri okumaya çalışmak, balın tadını
almak isteyen bir kimsenin bal kavanozunu dışından yalamasına
benzer. Diğer taraftan bu Nahiv karşıtlığı yeni de değildir. Meşhur
Zemahşerî (ö. 538/1134) kendi zamanında nahve karşı çıkanları
tenkit ettiği gibi (bkz: İbn Yaîş El-Mavsılî, Şerhu’l – Mufassal,
Dâru’l Kütübi’l- İlmiye, Beyrut, 2011 s. 53 vd.) ünlü belâgat âlimi
Abdülkāhir El-Cürcânî’nin de (ö. 471/1078) bu konuda
söylediklerinden bazıları şöyledir:
“Şimdi de Nahivden uzak durmaları ve onu hafife alma- ları
üzerinde duracağız. Bu yaptıkları şiire yaptıklarından çok daha
çirkin ve Allah’ın Kitabı’ndan ve anlamını öğren- mekten yüz
çevirmek gibi bir şeydir. Çünkü Kur’an’ın an- laşılması için nahiv
bilmeye ihtiyaç bulunduğunu itiraf et- mek zorundadırlar. Zira
bilindiği üzere lafızların anlamları kilitlidir ve onu açacak tek
12
13 İslami İlimler Rehberi
anahtar i’raptır. İ’rap olmadan lafızlarda gizli olan anlamlar ortaya
çıkmaz. İ’rap, sözün ek- sik mi, tam mı; doğru mu, yanlış mı
olduğunu tespit için başvurulacak tek ölçüttür. Bunu söylese
söylese algılarının varlığını kabul etmeyen ve gerçekleri çarpıtan
bir kişi söyler. Nahiv ilmini hafife alan, onu kaynak ve
madeninden alma- ya yanaşmayan, eksiksiz olma (kemâl) imkânı
varken eksik kalmaya razı olan ve kazanç yolu varken kaybetmeyi
tercih eden kişinin kendi durumunu nasıl savunacağını doğrusu
bilemiyorum! (...)”
“İşte bütün Nahiv konuları onlara böyle birer birer so- rulmalı
ve sonuçta şöyle denmelidir: İki seçenekten birini seçmek
zorundasınız. Ya aklı başında bir kişinin kendisi- ne
yakıştıramayacağı şeyi seçerek Allah’ın Kitabını, Allah
Resulü’nden gelen haberleri ve genel olarak Arap dilini
bilmek konusunda bunlardan herhangi birine ihtiyaç duyduğunuzu inkâr edecek ve şöyle diyeceksiniz: “Biz fâilin merfû
olduğunu bildikten sonra fâil konusunda bilmemiz gereken başka
bir bilgi yoktur. “Zeyd ayrılmıştır” cümlesi- nin mübtedâ-
haberden kurulu bir isim cümlesi olduğunu bildikten sonra başka
bir şey bilmemiz gerekmez (…)”
“Bu grup, nahiv ilmini bırakınca ellerini eteklerini onun
üzerinden çekselerdi, ihtiyaç duyulan nahiv bilgisi miktarı- nın az
olduğunu iddia edince azlarıyla yetinselerdi ve ken- dilerini fetvâ
verme ve bilmediği konuda görüş belirtme makamına koyarak
tefsir ve teville uğraşmasalardı sebep oldukları yıkım böylesine
büyük olmazdı. Çünkü yapmakla uğraşmadıkları için en azından
yıkmamış; düzeltmekle uğ- raşmadıkları için bozmamış olurlardı.
Yazık ki böyle yapma- dılar ve doktoru aciz bırakacak ve zeki
insanı şaşkına çevi- recek bir hastalığa davetiye çıkardılar. Nahiv
ilmi hakkında söyledikleri yüzünden karışıklık, telâfî
edilemeyecek boyut- lara ulaştı. Kargaşayı sevmeyen irfan
sahiplerinin payına da şaşkınlıktan susmak kaldı. En büyük âfet,
ağzı laf yapan kişinin, yeterli donanıma sahip olmadığı bir konuda
konu- şarak güzel görünüşlü; ama temeli çürük bir ev yapmasıdır.
Allah’tan bize doğru yolu göstermesini ve bizi korumasını dileriz
13
14 İslami İlimler Rehberi
(…) “ (Abdülkāhir el-Cürcânî, Delâilü’l-İ’câz Sözdizi- mi ve
Anlambilim, (çeviri: Osman Güman) Litera yayıncılık, İstanbul-
2008, s.45-47-49).
Gayet güzel bir açıklama olmuş.
Evet, Abdülkāhir el-Cürcânî’nin sözlerinden de anlaşıl- dığı
gibi İslâmî ilimlerde ve diğer ilim dallarında ilerlemek ve
derinleşmek isteyen kimselerin sarf-nahiv ve belâgati
okumadan öğrenecekleri Arapça ile yetinmeleri mümkün
değildir. Zira böyle olsaydı, günümüzde Bağdat, Beyrut ve
Şam sokaklarında dolaşan ve Arapça konuşanların hepsinin
birer İslam âlimi olması gerekirdi. Tekrar hatırlatmak isterim
ki, Arapça konuşulmayan İslam ülkelerinde, başka bir dile
değil de Arapça’ya önem ve öncelik verilmesinin birinci hedefi
İslâmî metinleri doğru anlamaktır. Bu hedef ve nahve olan
ihtiyaç tarihî bir gerçekliktir; asırlar süren yaşanmış bir hayatın
tarihî realitesidir. Bu sebeple Osmanlı medreselerinde de Sarf,
Nahiv ve Belâgat ilimleri sağlam bir şekilde öğretilmeye
çalışılmıştır. Arapça'nın öğretilmesi bir binanın yapılışına
benzetilecek olursa, sarf-nahiv, o binanın kaba inşaatı, belagat,
bedi’ ve beyan ise dekorasyonu, ince işleri demektir. Temeli
atılmayan, duvarları, kaba inşaatı tamamlanmayan binaya
süsleme yapılabilir mi? Kapısı, penceresi takılmamış
dekorasyonu tamamlanmamış ve tezyinat işleri bitirilmemiş bir
bina hükümdar sarayı olur mu?! Medreselerde okutulan
kitaplar da hemen hemen hiç değiştirilmemiştir. İstanbul'da
İngiliz Kültür merkezinde (British Council) ve İngiltere'de
İngilizce öğrenirken katıldığım kurslarla karşılaştırdığımda
gördüm ki, esas itibariyle, ecdâdımızın Arapça öğretirken
kullandıkları metod birbirlerine çok uzak değildi. Zira bir
kurda başarılı olmayan öğrenci, o kuru tekrar almak zorunda
olduğu gibi medresede de meselâ Binâ kitabının imtihanını
veremeyen öğrenci de bir üst kitaba geçemiyor, o kitabı tekrar
okumak zorunda kalıyordu. Hâsılı, biz kendimizi keşfetme
zahmetine katlanmıyoruz. Ayrıca Tunus (1983) ve Malezya'da
(1993-95) yıllarındaki gözlemlerimle de şu kanaate vardım:
Eski usûlümüzde bir tek noksanımız var: Öğrenilen grameri
14
15 İslami İlimler Rehberi
uygulama alanına sokmadan yüzüstü bırakmamız... Pratik
yapmıyoruz; yazma ve konuşmada kullanmıyoruz... İşlemeyen
demir paslanıyor... Bu sebeple özellikle Tunus’tan döndükten
sonra öğrencilerime yurt dışına gitmelerini şiddetle tavsiye
ediyor ve kıt kanaat imkanlarla göndermeye çalışıyorduk. Çok
şükür Türkiye’de ilk defa olmak üzere şimdiki İslami İlimler
Fakültemizde yurt dışındaki üniversitelerle yaptığımız ikili
anlaşmalarla öğrencilerimizi göndermeye çalışıyoruz. Böylece
öğrencinin bilgi ve görgüsü artıyor, Arapça konusunda
kendisine güven kazanıyor. Binâ, Maksud, İzzi, Merah, Şâfiye
şerhleri; nahivden; Avâmil (Cürcânî ve Birgivî) İzhâr, Kâfiye,
müellifin ismiyle Molla Câmî diye tanınan el- Fevâidu’ddıyâiyye, Hallu’l-meâkıd (şerhu’l-kavâid), Belâgat’tan ise
Telhis ve Muhtasaru’l-meânî okutulagelmiştir. O kadar
yaygınlaşmıştı ki, bu kitapların -en azından- adını bilmeyen,
duymayan bir medrese talebesi olmazdı. Zamanımızda ise pek
çok kimse, bu kitapların muhtevâları şöyle dursun, isimlerini
bile bilmezler. Nitekim jürisinde bulunduğum bir doçent
adayına Molla Câmî’nin ne anlama geldiğini sormuştum da
aday, “câmî” diye (aynla telâffuz ederek) “ism-i fâil hocam!”
demişti... Demek ki o arkadaş, “câmî” kelimesinin nasıl
yazıldığını dahi görmemişti. Gerisini varın, siz kıyas edin!
İnnâlillâhi ve innâ ileyhi râciûn! Oysa ki ecdâdımız hayatları
boyunca yaşadıkları tecrübelerle kitap ve sünneti doğru
anlayabilmek için sağlam bir dilbigisi öğretmek gereğini
anlamışlar ve şu sonuca varmışlardır:
“Kemâlât (olgunluklar ve mükemmel işler) kem âlât
(kötü aletler) ile olmaz!”
Fazla vaktinizi almayacaksam size bir hâtıramı nakledeyim:
15
16 İslami İlimler Rehberi
Estağfirullah Buyrun Hocam.
İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü›nde Arap Dili ve Ede- biyatı
asistanı olarak İmam Birgivî›nin eserleri üzerinde çalışmak
istediğimi söylediğim zaman (1978) bazı hocalar istihfaf ederek
“3 sayfa Hadis Usûlü, 5 sayfa Avâmil’i... var; ne bulacaksın ki ne
yazasın?” demişti. Ancak bu fikrimi, bilerek konuşan müeddeb
insan rahmetlik Prof. Dr. Nihad M. Çetin hocaya açtığım zaman,
büyük bir memnûniyetle “Çok güzel olur; İmam Birgivî ve
Arapça Tedrisâtındaki Yeri, dersin!” demişti. Ben de -bir vefâkârlık
olsun diye- hocanın ağzından çıktığı gibi yazıp dilekçemi
sunmuştum ve o şekilde Yönetim Kurulu’nda kabul edilmişti. Tezi
kararlaştırdıktan sonra İmam Birgivî’nin eserlerini almak üzere -
Rahmet olsun canına!- Bâyezîd Câmî yanında Sahaflar
Çarşısı’nda dükkânı bulunan Muzaffer Özak hoca efendiye
gitmiştim. Bir şahıs sırtını ovalıyordu; bir yaşlı zât da yanındaki
iskemlede oturuyordu. Muzaffer Efendi’ye hitâben: “İmam
Birgivî’nin kitaplarını almak istiyorum Efendim” dedim. O
nüktedan bir zâttı. Tanıyanların hatırlayacağı üzere o mü- şekkel
vücuduyla arkasına yaslanarak -İmam Birgivî'yi san- ki
sevmediğini ifade eden bir edâ ile- «kalmadı, elhamdülillah!»
dedi. Ben de, tabii, ne diyeyim, «peki öyleyse» dedim. Raflara,
diğer kitaplara doğru bakıyordum. Sonra bana, «Ben böyle dedim
diye İmam Birgivî'yi sevmediğimi mi zannet- tin yoksa?!” dedi.
Estağfirullah Efendim, öyle takdir buyur- dunuz, öyle söylediniz”
dedim. Sonra kendisi, “Neye hamd ediyorum, biliyor musun?”
dedi. Neden Efendim? dedim.
– Bundan yirmi sene evvel bu raflar çakılı, kitap doluy- du,
yerlere yığıyordum, dışarı koyuyordum; alan yoktu! Şimdi sizin
gibi gençler çoğaldı da; aldılar, kalmadı! Onun için hamd
ediyorum, dedi.
Yanında oturan kısa ve kır sakallı -sonradan kendisi- nin
Diyanet İşler Başkanlarından İbrahim Elmalı olduğunu
öğrendiğim- zât bana dedi ki: “Ne yapacaksın evlat, İmam
16
17 İslami İlimler Rehberi
Birgivî’nin kitaplarını?” Ben de Birgivî’nin kitaplarını ne
maksatla almak istediğimi anlatınca demişti ki:
-Elmalılı Hamdi Efendi benim hemşehrim ve medresede
hocamdı; o derdi ki; ‘Bir kimse Birgivî’nin İzhar kitabını
anlayarak okursa nahiv olarak ona yeter! Sarftan da Şerhu’lMufassal’ı okursa yeter! Başka kitaplara ihtiyaç duymaz!’ İşte
geçen asırda en güçlü bir Tefsir kitabını yazmış olan ve
Arapça’yı Türkiye’de öğrendiğini övünerek ifade eden kudretli bir
ilim adamının İzhâru’l-esrâr kitabı hakkındaki şehâdeti böyledir.
Elmalılı Hamdi Efendi böyle söyledikten sonra, sarfa-nahve
ihtiyaç var mı, yok mu veya ne ölçüde var? Varın siz kıyas edin...
Bizlerde İzhar okurken hocamız bize dağıttı- ğı
nüshalara Elmalılı Hamdi Efendi’nin bah- settiğiniz
sözünü yazdırırdı. Okuduktan son- ra anladık ki
gerçekten güzel bir tespit…
Evet, rahmetlik Mahmut Bayram hocanın ifadesiyle İzhar, ders
okutan hocanın elindeki notlar gibidir, çok muhtasardır; onları
açıklayıp anlatmak ise işini çok iyi bilmesi gereken hocaya düşer.
Sağlam bir nahiv bilgisi vazgeçilmez bir husus; dilin pratiğini
yapmak ve günlük hayata aktarmak ise gereklidir. Merhum Prof.
Dr. Rûhî Özcan’ın da Elmalı’nınkine benzer bir şehâdette bulunduğunu arkadaşımız Prof. Dr. Faruk Beşer’den bir kaç kere
dinledim. Ben burada -genç ilim erbâbına ders/ibret olur
düşüncesiyle- kaydetmek isterim ki, İbrahim Elmalılı’nın bu
rivâyetinin önemli olduğunu, hocadan bunu yazılı bir bel- ge
halinde almamın daha doğru olacağını Malezya’da iken (1993-
1995) düşünmüştüm. Ama o zaman da iş işten geçmiş- ti. Çünkü
İbrahim Efendi’nin vefat etmiş olduğunu öğren- miştim. Böylece
“el-ılmu saydun ve›l-kitâbetu kaydun” (ilim bir avdır, yazı ise
onun bağıdır ) hikmeti tecelli etmişti. Onun için gençlere, ilim
yolcularına, araştırmacılara tavsiyem, «Bor'un pazarı geçmeden»
işinizi görün; «pınar akıyorken testinizi doldurun!”
Sözün özü, günümüzde Arap Dili ve Belâgati'ni çok iyi öğrenenlere
dilin inceliklerini sağlamca anlayan ve onları günlük hayatta da
kullanabilen, okuyan, yazanlara ilmî yollar açık olduğu gibi ticâret
17
18 İslami İlimler Rehberi
başta olmak üzere birçok alanın da yolları açıktır; iş imkanları
çoktur.
Bir İlahiyat öğrencisinin mezun olmadan önce bu
alana dair kesinlikle okumasını dü- şündüğünüz bir
Türkçe eserler listesi verebi- lir misiniz?
Şu liste verilebilir:
 Abdülkâhir el-Cürcânî, Delâilü’l-İcâz Söz Dizimi ve
Anlambilim (çeviri: Osman Güman), Litera Yayıncılık.
 Ahmet Turan Arslan, İmam Birgivî Hayatı, Eserleri ve
Arapça Tedrisâtındaki Yeri, Seha Neşriyat.
 Ali Bulut, Belagat Meânî, Beyân, Bedî’, M.Ü. İlahiyat
Fakültesi Vakfı Yayınları.
 Arif Erkan, Açıklamalı Emsile Bina Maksut Metin ve
Tercümesi, Sağlam Yayınevi.
 Bekir Topaloğlu-Hayrettin Karaman, Arapça-Türkçe
Yeni Kamus.
 Büyükçekme Nâibi Mehmed Tevfik, İzhar ve Kâfiye
Tercemesi, (Ofset Basım).
 Hasan Akdağ, Arap Dili ve Edatlar, Tekin Kitabevi.
 Hayrettin Karaman, Bekir Topaloğlu, Arapça Dilbil- gisi
Sarf-Nahiv.
 Hulusi Kılıç, Sarf Arapça Dilbilgisi, Seyda Kitabevi.
 Hüseyin Günday, Şener Şahin, Arapça Dilbilgisi Sarf
Bilgisi- Modern Anlatım Dili Tablolarla Destekli, Alfa
Yayınları.
 Hüseyin Günday, Şener Şahin, İsmail Güler, Arapça
Dilbilgisi-Nahiv Bilgisi, Alfa Yayıncılık.
 Hüseyin Yazıcı, Örnekleriyle Arapçada Bağlaçlar, Da-
ğarcık Yayınevi.
18
19 İslami İlimler Rehberi
 İlyas Karslı, Türkçe-Arapça Sözlük, M.Ü. İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları.
 M. Sadi Çöğenli, Ayet ve Hadis Örnekli Arapça Belagat.
 M. Sadi Çöğenli, İzhar ve Tercümesi, (Hafız
Yanık ile).
 M. Sadi Çöğenli, M. Sadi Çöğenli, Avamili Curcâni,
Avamili Birgivi ve Tercümeleri, (Nevzat Yanık, Kenan
Demirayak, Mustafa Kılıçlı ile).
 Mehmet Maksutoğlu, Arapça Dilbilgisi, Ensar Neşriyat.
 Mehmet Maksutoğlu, Arapça Okuma Kitabı, Ensar
Neşriyat.
 Mehmet Maksutoğlu, Arapçayı Öğreten Kitap, Ensar
Neşriyat.
 Mehmet Ümitli, Arapça YDS Kılavuzu, Yedi Beyza
Yayınları.
 Mehmet Zihni Efendi, El-Muktedab, (Ofset), Marifet
Yayınları.
 Mehmet Zihni Efendi, el-Müntehab, (Ofset), Marifet
Yayınları.
 Mustafa Meral Çörtü, Sarf-Nahiv Edatlar, M.Ü. İlahiyat Yayınları Vakfı.
 Nasrullah Hacımüftüoğlu, Kur’an’ın Belagatı ve İ’câzı
Üzerine, Ekev.
 Osman Şahin, Türkçe’den Arapça’ya Çeviri TeknikleriBasit ve Bileşik Cümle, Ensar Neşriyat.
 Serdar Mutçalı, Arapça-Türkçe Sözlük, Dağarcık Yayınları.
 Tacettin Uzun, Arapça Sarf ve Nahiv Terimleri Sözlü-
ğü, Kitap Dünyası Yayınları.
 Zeynep Atay, Arapça Dilbilgisi Nahiv-Avamil İzhar
Tercümeli-Misal-Araştırma-Uygulama İlaveli, Yasin
Yayınevi.
19
20 İslami İlimler Rehberi
Son olarak Arap Dili ve Belâgati alanında akademik
çalışma düşünenler veya bu alana karşı özel ilgisi
olanlar için uzun bir Türkçe ileri okuma listesi
istirham ediyoruz.
Tekrar şöyle bir liste verebiliriz:
 Abdullah Kızılcık, Uygulamalı Arapça Dilbilgisi Sarf,
Ravza Yayınları.
 Abdülkâhir el-Cürcânî, Delâilü’l-İcâz Söz Dizimi ve
Anlambilim (çeviri: Osman Güman), Litera Yayıncılık.
Ahmet Turan Arslan, İmam Birgivî Hayatı, Eserleri veArapça
Tedrisâtındaki Yeri, Seha Neşriyat.
 Ahmet Bostancı ve diğerleri., İlahiyat Önlisans Programı,
Arapça I ve Arapça II, Anadolu Üniversitesi Yayınları,
Eskişehir.
 Ahmet Turan Arslan ve diğerleri, İlahiyat Önlisans
Programı, Arapça III ve Arapça IV, Anadolu Üniversitesi
Yayınları, Eskişehir.
 Arif Erkan, Açıklamalı Emsile Bina Maksut Metin ve
Tercümesi, Sağlam Yayınevi.
 Aytaç Aydın, Tedrici Arapça Dilbilgisi-Nahiv, Burç
Yayınevi.
 Bekir Sırmabıyıkoğlu, Açıklamalı Kavaid-i İrab Tercü-
me ve İzahı-Kelime Manalı-İbn-i Hişam el-Ensarî, Yasin
Yayınevi.
 Bekir Topaloğlu-Hayrettin Karaman, Arapça-Türkçe
Yeni Kamus.
 Büyükçekme Nâibi Mehmed Tevfik, İzharve Kâfiye
Tercemesi.
 Candemir Doğan, Arapça Öğrenim ve Öğretim Kılavuzu, Ensar Neşriyat.
 Cüneyt Eren, M. Vecih Uzunoğlu, Arap Edebiyatında
Edebî Sanatlar Belâgat, Sütun Yayınları.
 Eyüp Kipritçi, Arapça Yazı Defteri-Yeni Başlayanlar
İçin, Burç Yayınevi.
20
21 İslami İlimler Rehberi
 Halil İbrahim Kaçar, Edebî Yönden Hazif Uslûbu (Eksiltili İfadeler), Ocak Yayıncılık.
 Hasan Akdağ, Arap Dili Dilbilgisi, Tekin Kitabevi.
 Hasan Akdağ, Arap Dili ve Edatlar, Tekin Kitabevi.
 Hasan Akdağ, Arap Dili ve Fiileri, Tekin Kitabevi.
 Hasan Akdağ, Arap Dilinde Deyimler ve Atasözleri,
Tekin Kitabevi.
 Hasan Çakır, İşlev İtibariyle Arapça’da Cümle Yapısı,
Esra Yayınları.
 Hayrettin Karaman, Bekir Topaloğlu, Arapça Dilbil- gisi
Sarf-Nahiv, Ensar Neşriyat.
 Hulusi Kılıç, Sarf Arapça Dilbilgisi, Seyda Kitabevi.
 Hüseyin Günday, Şener Şahin, Arapça Dilbilgisi Sarf
Bilgisi- Modern Anlatım Dili Tablolarla Destekli, Alfa
Yayınları.
 Hüseyin Günday, Şener Şahin, İsmail Güler, Arapça
Dilbilgisi-Nahiv Bilgisi, Alfa Yayıncılık.
 Hüseyin Yazıcı, Örnekleriyle Arapçada Bağlaçlar, Da-
ğarcık Yayınevi.
 İlyas Karslı, Türkçe-Arapça Sözlük, M.Ü. İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları.
 M. Sadi Çöğenli, Alaka ve Tercümesi, (Hafız
Yanık, Selami Bakırcı ile).
 M. Sadi Çöğenli, Arap Edebiyatında Kaynaklar, Atatürk Üniversitesi Fen-Ed.Fak.Yayını.
 M. Sadi Çöğenli, Arapça Edatlar ve Deyimler Sözlüğü,
Mustafa Kılıçlı, Yakup Şafak ile birlikte, Atatürk
Üniversitesi Fen-Ed.Fak. Yayını.
 M. Sadi Çöğenli, Arapça Fiil Çekimleri ve Sarf Bilgisi,
Bakanlar Matbaacılık.
 M. Sadi Çöğenli, Arapça Türkçe Alfabetik Sözlük, Doç.
Dr. Selami Bakırcı ile ortak, Eren Ofset.
 M. Sadi Çöğenli, Arapça-Türkçe İktisat ve Ticaret Sözlüğü, Atatürk Üniversitesi Fen-Ed.Fak. Yayını.
 M. Sadi Çöğenli, Ayet ve Hadis Örnekli Arapça Dilbilgisi, Sarf. İstanbul Cantaş Yayınları.
21
22 İslami İlimler Rehberi
 M. Sadi Çöğenli, Bina ve Tercümesi, (Kenan
Demirayak ile).
 M. Sadi Çöğenli, Emsile ve Tercümesi, (Kenan Demirayak
ile).
 M. Sadi Çöğenli, Eski Harflerle Basılmış Arapça Dilbilgisi Kitapları Katalogu, Atatürk Üniversitesi Fen-Ed.
Fak.Yayını.
 M. Sadi Çöğenli, İsaguci ve Tercümesi, (Nevzat Yanık ile).
 M. Sadi Çöğenli, İzhar ve Tercümesi, (Hafız
Yanık ile).
 M. Sadi Çöğenli, İzzi ve Tercümesi, (Kenan
Demirayak ile).
 M. Sadi Çöğenli, Kavaidül’irap ve Tercümesi,
(Kenan Demirayak ile).
 M. Sadi Çöğenli, Lamiyyetu’l Arab, Unvanu’l Hikem,
Lamiyyetu’l Acem ve Tercümeleri, (Nurettin ceviz ile).
 M. Sadi Çöğenli, M. Sadi Çöğenli, Avamili Curcâni,
Avamili Birgivi ve Tercümeleri, Nevzat Yanık, (Kenan
Demirayak, Mustafa Kılıçlı ile).
 M. Sadi Çöğenli, Telhis ve Tercümesi-Kur’an’ın Eşsiz
Belagati-Hatip el-Kazvinî.
 M. Sadi Çöğenli, Telhisü’n-Nahv, Kenan Demirayak ile
birlikte, Atatürk Üniversitesi Fen-Ed. Fak.Yayını.
 Mehmet Can, Arapça Konuşmanın En Kolay Yolu, Şefkat Yayıncılık.
 Mehmet Çelen, Arapça’da Edatlar Lügat ve Filolojik İnceleme-1, Saff Yayıncılık.
 Mehmet Maksutoğlu, Arapça Dilbilgisi, Ensar Neşriyat.
 Mehmet Maksutoğlu, Arapça Okuma Kitabı, Ensar
Neşriyat.
22
23 İslami İlimler Rehberi
 Mehmet Maksutoğlu, Arapça-Türkçe Öğretici Sözlük,
Ensar Neşriyat.
 Mehmet Maksutoğlu, Arapçayı Öğreten Kitap, Ensar
Neşriyat.
 Mehmet Maksutoğlu, Cemal Muhtar, Açıklamalı
Arapça, Ensar Neşriyat.
 Mehmet Maksutoğlu, Kendi Kendine Pratik Arapça
Konuşma Kılavuzu, Ensar Neşriyat.
 Mehmet Maksutoğlu, Mustafa Seçkin, Arapça Uygulamalar Kitabı, Ensar Neşriyat.
 Mehmet Talu, Ahmet Meral, Arapça Fiil ve İsim Çekimleri-Tasriful ef’al, Yasin Yayınevi.
 Mehmet Talu, Arab Dili ve Edebiyatı 2. ve 3. Cilt Sarf ve
Nahiv İlmi, Tereke Yayınevi.
 Mehmet Talu, Arap Dili ve Edebiyatı-1 Sarf ve Nahve
Giriş, Tereke Yayınevi.
 Mehmet Türk, Sarf ve Nahiv-Arapça Dilbilgisi, Hüner
Yayınevi.
 Mehmet Ümitli, Arapça YDS Kılavuzu, Yedi Beyza
Yayınları.
 Mehmet Zihni Efendi, el-Kavlu’l-Ceyyid fî Şerhi
Ebyâti’t-Telhîs ve Şerhayhi ve Hâşiyeti’s-Seyyid .
 Mehmet Zihni Efendi, El-Muktedab, (Ofset), Marifet
Yayınları.
 Mehmet Zihni Efendi, el-Müntehab, (Ofset), Marifet
Yayınları.
 Mehmet Zihni Efendi, Feyz-i Yezdân Lasîde-i Lâmiyye
Tercümesi, (Hazırlayan: Ahmet Turan Arslan), M.Ü.
İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları.
 Mikail Adıgüzel, İzzi Mefhumu ve İlaller, Yasin Yayı-
nevi.
 Muhammet Ali Can, Tuba Öztürk, Yeni Başlayanlar İçin
Arapça Fiil Çekimleri, Cantaş Yayınları/Arapça Öğretim
Kitapları Dizisi.
23
24 İslami İlimler Rehberi
 Musa Yıldız, Erkan Avşar, Arapça Yazma ve Okumaya
Giriş, Elif Yayınları.
 Musa Yıldız, Erkan Avşar, Türkçe Çevirileriyle Arap- ça
Seçme Hikâyeler, Elif Yayınları.
 Mustafa Meral Çörtü, Arapça Cümle Kuruluşu ve Tercüme Tekniği, Harf-i Cerler, Atıf Harfleri, Edatlar, İrab,
M.Ü. İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları.
 Mustafa Meral Çörtü, Arapça Dilbilgisi Nahiv, M.Ü.
İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları.
 Mustafa Meral Çörtü, Sarf-Nahiv Edatlar, M.Ü. İlahiyat Yayınları Vakfı.
 Necla Yasdıman, Adım Adım Kur’an Dili-Arapça’yı
Kendi Kendimize de Öğrenebiliriz, Cemre Kitap Yayın
Dağıtım.
 Nusrettin Bolelli, Arapça Dilbilgisi Nahiv, Sarf ve Terimleri, Yasin Yayınevi.
 Nusrettin Bolelli, Belağat Beyân-Meânî-Bedî’ İlimleri
Arap Edebiyatı, İFAV, İstanbul, 2001.
 Oktay Yılmaz, Arapça Dilbilgisi, Ravza Yayınları, İstanbul, 2014.
 Osman Şahin, Türkçe’den Arapça’ya Çeviri TeknikleriBasit ve Bileşik Cümle, Ensar Neşriyat.
 R. Akbal, İzahul İzhar-Kelime Manalı, Yasin Yayınevi.
 R. Akbal, Miftahul Ulum, Emsile, Bina, Maksut Tercü-
mesi, Yasin Yayınevi.
 Rıfat Oral, Arapça Çalışma Kitabı-İmla Kuralları-İlletli
Fiil Çekimleri-Edatlar ve Cümle Kalıpları, Tekin Kitabevi.
 Serdar Mutçalı, Arapça-Türkçe Sözlük, Dağarcık Yayınları.
 Seyyid Efendizâde Ali Şuhûdî, Sualli-Cevaplı/İzhar
Tercemesi Rehber-i İmtihan, (Ofset Baskı), İstanbul, elMektebetü’l Hanefiyye.
 Şamlı Mustafa Efendi, Bedâiu’l-İzhar, (İzhar Terceme ve
îzâhı).
24
25 İslami İlimler Rehberi
 Şener Şahin, Hüseyin Günday, Çözümlü Sarf Bilgisi,
Emin Yayınları.
 Şerafettin Demirkaya, Sarf-Nahiv Kaideleri, Tekin Kitabevi.
 Tacettin Uzun, Arapça Konuşmak İstiyorum, Serhat
Kitabevi.
 Tacettin Uzun, Arapça Sarf Bilgileri, Kitap Dünyası
Yayınları.
 Tacettin Uzun, Arapça Sarf ve Nahiv Terimleri Sözlü-
ğü, Kitap Dünyası Yayınları.
 Tacettin Uzun, Tercüme Sanatı ve Arapça’dan Türkçe’ye
Nasıl Tercüme Yapılır?, Uysal Kitabevi.
 Yakup Kabalak, Maksut İlalleri ve İlal Kaideleri, Yasin
Yayınevi.
 Yaşar Acat, Yabancılar için Arap Dili Belagatı, Kitabi
Yayınevi.
 Zeki Çolak, Nahiv Dersleri Kitabı.
 Zeki Hasanoğlu, Arapça Konuşma Kılavuzu-Sözlük
İlaveli Pratik, Sis Yayıncılık.
 Zeynep Atay, Arapça Dilbilgisi Nahiv-Avamil-İzhar
Tercümeli-Misal-Araştırma-Uygulama İlaveli, Yasin
Yayınevi.
Hocam vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz...

Konular