Türkiye’deki Suriyeli Akademisyen ve Eğitimcilerin Görüşlerine Göre Suriye’deki Çatışmaların Suriyelilerin Eğitim Sürecine Yansımaları

SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi SDU Faculty of Arts and Sciences
Sosyal Bilimler Dergisi Journal of Social Sciences
Aralık 2013, Sayı: 30, ss..217-241 December 2013, No: 30, pp..217-241
ÖZET
Mart 2011’de Suriye’de başlayan çatışmalar büyük bir insanlık dramına dönüşmüştür.
Ülkelerinde can güvenliği kalmayan Suriyeliler başka ülkelere sığınmaya başlamış, Türkiye
yüzbinlerce Suriyeliye kapılarını açmıştır. Bu durumun ortaya çıkardığı problemlerin başında
eğitim sorunu gelmektedir. Krizin uzaması ve kısa zamanda çözüm umutlarının zayıflamasıyla
eğitim sorunu ön plana çıkmaya başlamıştır. Sığınmacıların eğitimiyle ilgili, Türkiye ve
Suriyeliler için oluşturabileceği sıkıntılar da göz önüne alınarak, acil çözümlerin üretilmesi
gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı çatışmaların Suriye’de eğitim alanında ortaya çıkardığı
problemlerin, Türkiye’deki Suriyelilerin eğitim durumunun ve eğitim adına Türkiye’den
taleplerinin değerlendirilmesidir. Bu amaçla araştırma; nitel araştırma yöntemlerinden yarı
yapılandırılmış görüşme ve odak grup görüşmesi ile iki aşamadan meydana gelmiştir. Çalışma
grubu kartopu tekniği ile oluşturulmuş olup, görüşme ve odak grup görüşmeleri toplamda
konunun uzmanı 15 Suriyeli akademisyen ve eğitimciyle gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde
betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Sonuçta ülkelerindeki tasviri zor acı olaylardan dolayı
Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin, eğitimle ilgili önemli sorunlarının ve Türkiye’den beklentilerinin
olduğu anlaşılmıştır. Özellikle Türkiye’de kampların dışındaki eğitimde ve üniversite eğitiminde
yaşanan önemli boşluk ve bununla ilgili istekler vardır. Ayrıca gelecekteki Suriye eğitiminin
yapılandırılmasına ve Türkiye’deki Arapça dil eğitimine yönelik önemli fırsat ve taleplerin
olduğu sonucuna varılmıştır.
Anahtar kelimeler: Çatışmalar, Suriyelilerin eğitimi, Suriyeli sığınmacılar, Sorunlar, Fırsatlar
Reflections of Conflicts in Syria on the Education Process of Syrians from the
Perspectives of Syrian Academicians and Educators in Turkey
ABSTRACT
Conflicts starting in Syria in March 2011 have turned into a serious human tragedy.
Syrians, who do not have any security of life, started refuging other countries. As a result,
Turkey has opened its doors to Syrians. Among the most important problems caused by this
situation is the education problem. Due to the prolonged crisis and the weakening hopes for
solution, the education problem has become prominent. Considering other related problems
likely to be experienced both by Turks and Syrians, it is necessary to produce immediate
solutions. The aim of the study was to investigate the problems in the field of education in
Syria and to examine the education of Syrians in Turkey and their educational demands from
Turkey. For this aim, in the study, semi-structured interview and focus group interview, which
are among qualitative research methods, were applied. The study group was formed with the
snowball technique, and the semi-structured interviews and the focus group interviews were
held with a total of 15 Syrian academicians and educators who were all experts in the field. For
the analysis of the data, the descriptive analysis technique was used. The results revealed that
owing to the tragic events in their countries, Syrians refuging to Turkey had important
educational problems and certain expectations from Turkey. They have demands especially
regarding education out of the camps for Syrians as well as regarding university education in
Turkey. Also, it was found out that they had important expectations regarding Arabic
Language Teaching in Turkey and structuring of future education in Syria.
KeyWords:Conflicts, education of Syrians , Syrianrefugees, problems, opportunities
218 … Suriye’deki Çatışmaların Suriyelilerin Eğitim Sürecine Yansımaları
GİRİŞ
Eğitimin temel insani ihtiyaçlardan olduğu ve etkili insan yetiştirmede en önemli vasıta
olduğu kuşkusuzdur. Bu önemine karşın savaş, doğal afet ve benzeri durumlarda ilk
ara verilen insani faaliyet olduğu da bir gerçektir. Türkiye’deki Suriyelilerin sığınma
sürecinin uzaması, şimdiye kadar gündemde çok az yer bulan eğitim sorununun öne
çıkmasını ve bu konudaki araştırma ve incelemeleri zorunlu kılmaktadır.
Eğitim konusunun Suriye ve Şam özelinde farklı bir anlamı bulunmaktadır.
Suriye eğitimi İslam dünyasında uzun ve köklü bir geleneği barındırmaktadır. Emeviler
döneminden itibaren önemli ilim merkezlerinin başında gelen Şam, dünyanın dört bir
yanından bilim insanlarının toplandığı bir şehir olmuş ve kendine özgü bir eğitim
geleneği oluşturmuştur. Çatışmalardan önce Arapça ve ilahiyat eğitimi konusundaki
birikimi nedeniyle Türk öğrenciler, Şam’da Türk öğrenci mahalleleri oluşturacak kadar
yoğunlaşmışlardır. Çatışmalara kadar Suriye eğitim alanındaki bu üstünlüğünü devam
ettirmiş, bölge ülkelerine kıyasla eğitim seviyesi sürekli üst seviyede kalmıştır. Dünya
Bankası verilerine göre Arap Dünyasında temel eğitimin en iyi verildiği ülke Suriye
olmuştur.1 Birleşmiş Milletler’e göre Suriye'de yetişkin nüfusun okuma yazma oranı
2005 yılında % 80,8 (Fas'ta bu oran % 52,3'dir), genç nüfusun okuma yazma oranı
2004 yılında % 92,5, ilköğretime kayıtlı nüfusun oranı kız ve erkek gruplarının her ikisi
için de % 95'tir.2 Suriyelilerin eğitime olan tutkuları sonucunda daha iyi ve pahalı
eğitime olan talebi karşılamak için 1990’lardan itibaren özel okullar, sonrada özel
üniversiteler açılmaya başlamıştır.3 Ancak çatışmalar Suriye’de eğitimi bitme noktasına
getirmiştir. Çatışmalar nedeniyle Suriyelilerin sığındığı ülkelerde de eğitim çok güç
şartlarda devam ettirilmeye çalışılmakta, çok sayıdaki Suriyeli öğrenci eğitim
imkânlarından mahrum bulunmaktadır.
Suriye krizi, uzun sınır komşuluğu, iki ülke arasındaki tarihi ve kültürel bağlar,
karşılıklı ekonomik bağımlılık ve de sığınmacılar gibi nedenlere Türkiye’yi yakından
ilgilendirmektedir4. Özgürlük, demokrasi ve reform talepleriyle Suriye’de Mart 2013’te
başlayan olaylarda Birleşmiş Milletler verilerine göre Ekim 2013’e kadar 120.000 kişi
ölmüş, milyonlarca insan ülkelerini terk etmek zorunda kalmıştır. Türkiye, Suriye'de
yaşanan olaylara ilgisiz kalmamıştır.5
Türkiye Nisan 2011 tarihinde 250 kişilik ilk grubun giriş yapmasından itibaren,
yüz binlerce sığınmacıya kapılarını açmıştır.6 Türkiye’nin, Suriyeli sığınmacıların diğer
*Dumlupınar Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, seydiali73@gmail.com 1 Gür, N. “Suriye Eğitim sistemi”, Karşılaştırmalı Eğitim Sistemleri, Pegem Akademi Yayıncılık, Ankara
2007, s. 524.
2 Aydın, S. “Suriye Arap Cumhuriyeti Raporu, T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı
Geliştirme Etüd Merkezi”, 2009, s. 3-4, http://www.uekibb.org/raporlar/suriye_677111667.pdf Erişim:
Eylül 2013.
3 Gür, a.g. makale, s.524.
4 Sandıklı, A., Semin, A. “Bütün Boyutlarıyla Suriye Krizi ve Türkiye” BİLGESAM Rapor, No:52. 2012, s.
3, www.bilgesam.org/tr/index.php?optionErişim: Ağustos, 2013. 5 Çetin A., Uzman N. “Sığınmacılar Çerçevesinde Suriye-Türkiye İlişkilerine Bir Bakış”,
Uluslararası Avrasya Strateji Dergisi, 1(1): 3-18,2013. 6 TürkiyeBüyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, “Ülkemize Sığınan Suriye
Vatandaşlarının Barındıkları Çadırkentler Hakkında inceleme Raporu”, 2012, s.3,
http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/belge/ulkemize_siginan_suriye_vatandaslarinin_barin
diklari_cadirkentler_hakkinda_inceleme_raporu_3.pdf. Erişim: Ağustos, 2013.

Ali Rıza SEYDİ 219
ihtiyaçlarını olduğu gibi, eğitim ihtiyaçlarını da karşılamak için yoğun çaba sarf ettiği
görülmektedir. Ancak son veriler ışığında Türkiye’ye sığınan Suriyeli sayısı beş yüz bini
geçmiştir. Bu sığınmacıların 200.000’i oluşturulan kamplarda ikamet ederken, asıl
büyük kısmı kampların dışında yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır.7 Yüksek sayıdaki
sığınmacıların pek çok hizmetlere olduğu gibi eğitim hizmetlerine ulaşmasında da
sorunlar yaşanması imkân dâhilindedir.
Eğitimin insan hayatında ve milletlerin kimliklerini inşa etmedeki rolü
büyüktür. Suriye’de olayların Dera şehrinde bir okulda, çocukların duvara yazdığı “halk
düzenin yıkılmasını istiyor” yazısıyla başladığı bilinmektedir. Olayların eğitim
kurumunda başlamasını eğitime verilmesi gereken önem konusunda bir motivasyon
aracı olarak düşünebilir ve gelecek adına bu alanda çalışmalarımızı yoğunlaştırabiliriz.
Çalışmanın Önemi
Mardin’de bulunan Suriyeli akademisyenler, yerel gazeteci ve yazarlarla Suriye’deki
gelişmeleri değerlendirmek için toplantı yapmışlardır. Toplantı boyunca üzerinde
durdukları tek konu Türkiye’ye sığınan Suriyeli çocuk ve gençlerin eğitimi olup,
konuyla ilgili kullandıkları ifadeler dikkate değerdir: “Bu çocuklara okul, gençlere de
üniversite kapıları açılmazsa her geçen gün büyük sorunlar çıkabilecektir. Sokaklardan
alınarak eğitilmeyen her Suriyeli çocuk ve gencin kötü yola, zararlı alışkanlıklara
bulaşma ve olumsuz sosyal patlamalara neden olma riski çok yüksektir”.8
Bu çalışma ile söz konusu alanda yaptığımız araştırmada akademisyen ve
eğitimci görüşleriyle elde ettiğimiz veriler değerlendirilmiştir. Suriyelilerle ilgili, eğitim
konusunda yaşanmakta olan olayların, mevcut ve muhtemel sıkıntılarıyla birlikte,
barındırdığı fırsatlara ait veriler de elde edilmiştir.
Araştırma, Suriyelilerin eğitimine odaklanması ve Suriye’nin gelecekteki eğitim
sisteminin yapılandırılmasını kapsaması konusunda, araştırmacının bilgisi dâhilindeki
ilk çalışmadır. Bu kapsamda görüşülen Suriyeli akademisyen ve eğitimciler başka
ülkelerin teşvik ve talepleriyle, çatışmalardan sonrası için, Suriye’nin ekonomisi, siyasi
durumu ve benzeri alanlarda çalışmaların yapıldığını, ancak eğitim konusunda bu
anlamda bir çalışmanın olmadığını söylemişlerdir. Tüm şiddetiyle devam eden
çatışmalar, Suriye’de kalan yakınlarının sorunları, barınma ve benzeri konular çok ön
planda olduğu için eğitim konusuyla bu zamana kadar fazla ilgilenemediklerini
belirtmişlerdir. Bu araştırma kapsamında kendileriyle irtibata geçilmesinden sonra
konuyu daha ciddi şekilde gündeme aldıklarını ve Suriye’nin geleceği açısından bunun
çok önemli olduğunu düşündüklerini ifade etmişlerdir.
Çalışmanın Amacı
Bu araştırmada çatışmaların Suriye’de eğitim alanında ortaya çıkardığı problemlerin,
Türkiye’deki Suriyelilerin eğitim durumunun ve eğitim adına Türkiye’den taleplerinin
değerlendirilmesi hedeflenmiştir.
Bu amaca ulaşmak için araştırma kapsamında şu sorulara cevap aranmıştır:
7 Oktay, F. “Başkan Fuat Oktay’ın açıklamaları”, www.afad.gov.tr. Erişim: Ekim, 2013. 8 İsmail, F., el-Mecid, F. “Mardin’deki Suriyeli Akademisyenlerin Basın ve Yazarlarla
Toplantısı”,www.ilkehaberajansı.com.tr, Erişim: Eylül 2013.

220 … Suriye’deki Çatışmaların Suriyelilerin Eğitim Sürecine Yansımaları
1. Çatışmaların Suriye’de eğitim alanında ortaya çıkardığı problemlere ilişkin
Suriyeli akademisyen ve eğitimcilerin görüşleri nelerdir?
2. Çatışmaların başlaması üzerine Türkiye’ye gelen Suriyeli öğrenci,
akademisyen ve eğitimcilerin durumlarına ilişkin, Suriyeli akademisyen ve
eğitimcilerin görüşleri nelerdir?
3. Çatışmaların ortaya çıkardığı sorunlara karşı Suriyeli akademisyen ve
eğitimcilerin eğitim adına Türkiye’den talepleri nelerdir?
YÖNTEM
Araştırmada nitel araştırmanın görüşme ve odak grup görüşme yöntemleri
kullanılmıştır. Nitel araştırmada birden fazla veri toplama yönteminin bir arada
kullanılması oldukça yaygındır. Araştırmacı veri toplama yöntemlerinin artılarını ve
eksilerini dikkate alarak, araştırma sorusuna yanıt verebilecek birden fazla yöntemi
araştırmada kullanabilir. Bu şekilde, bir veri toplama yönteminin sınırlılığı, diğer bir
veri toplama yöntemi ile aşılmaya çalışılır. Bu yaklaşım araştırmada elde edilen
bulguların geçerlilik ve güvenilirliğini artırma konusunda önemli katkılarda
bulunabilir.9
Görüşmelerin amacı tutum ve kanaatları meydana çıkarmaktır.10 Briggs (1986),
görüşmenin bireylerin deneyimlerine, tutumlarına, görüşlerine, şikâyetlerine,
duygularına ve inançlarına ilişkin bilgi elde etmede oldukça etkili bir yöntem olduğunu
belirtmiştir. Görüşme bireylerin zaman zaman birbirini duymadığı, mesajların yanlış
alındığı ve çok az derinliğin bulunduğu sıradan bir konuşmadan farklıdır. Stewart ve
Cash (1985) görüşmeyi “önceden belirlenmiş ve ciddi bir amaç için yapılan, soru
sorma ve yanıtlama tarzına dayalı karşılıklı ve etkileşimli bir iletişim süreci” olarak
tanımlamıştır.11
Araştırmada yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile katılımcıların görüşlerine
başvurulmuştur. Bu görüşme tekniğinde araştırmacı önceden sormayı planladığı
soruları içeren görüşme protokolünü hazırlar. Araştırmacı görüşmenin akışına bağlı
olarak değişik yan ya da alt sorularla görüşmenin akışını etkileyebilir ve kişinin
yanıtlarını açmasını ve ayrıntılandırmasını sağlayabilir.12
Odak grup görüşmelerinde karşılıklı etkileşim ve çağrışımlarla yeni fikirlerin
ortaya çıkması ve zengin bir bilgi akışı sağlamak amaçlanmıştır. Powell (1996) ve
diğerlerine göre odak grup görüşmesi “araştırmacı tarafından seçilmiş ve bir araya
getirilmiş bir grup insanın kendi deneyimlerinden yola çıkarak araştırmaya konu
problem hakkında görüş belirtmeleri ve tartışmalarıdır” (aktaran Gibbs, 1997). Odak
grup görüşmelerinde grup dinamikleri, verilen yanıtların kapsamını ve derinliğini
etkileyen önemli bir etkendir. Aynı zamanda bireysel görüşmelerden farklı olarak
gruptaki bireylerin birbirleriyle etkileşimleri sonucu zengin bir veri seti oluşturmaya
9 Yıldırım, A., Şimşek, H. SosyalBilimlerdeNitelAraştırmaYöntemleri,SeçkinYayınevi,Ankara 2013, s. 97. 10 Duverger, M. Sosyal Bilimlere giriş, çev. Ü. Oskay, Bilgi Yayınevi,İstanbul 1990,s. 247. 11 Yıldırım, a.g.e. s. 147. 12 Türnüklü, A. “Eğitim Araştırmalarında Etkin Olarak Kullanılabilecek Nitel Bir Araştırma Tekniği: Görüşme”,
2000, s.547,www.pegem.net/dosyalar/dokuman/1126-20110715121015-turnuklu.pdf, Erişim: Eylül,
2013.

Ali Rıza SEYDİ 221
yardımcı olur.13 Bireysel görüşmelerde elde edilemeyen birçok bilgi, grupça
görüşmelerle sağlanabilir.14
Çalışma Grubunun Oluşturulması
Araştırma Suriye’den Türkiye’ye sığınan ya da sıklıkla Türkiye’de bulunan, konu ile
ilgili deneyim ve bilgi sahibi, akademisyen ve eğitimcilerle gerçekleştirilmiştir.
Araştırmanın çalışma grubu oluşturulurken kartopu örneklemeden yararlanılmıştır.
Kartopu yaklaşımı araştırmanın problemine ilişkin olarak zengin bilgi kaynağı
olabilecek bireylerin saptanmasında özellikle etkilidir. Konuyla ilgili en çok kimin bilgi
sahibi olabileceği sorusu ile başlayan süreç ilerledikçe, elde edilen isimler tıpkı bir
kartopu gibi büyüyerek devam edecektir. Bir süre sonra belirli isimler öne çıkmaya,
daha kritik bireylere ulaşılmaya, araştırmacının görüşmesi gereken birey sayısı azalmaya
başlayacaktır. Bu şekilde araştırmacı daha zengin bilgi kaynaklarına sahip olacaktır.15
Bu amaçla çalışmanın ilk aşamasında kartopu yöntemiyle ulaşılan 10 Suriyeli
akademisyen ve eğitimciyle birebir görüşmeler gerçekleştirilmiştir. İlk olarak Elazığ’da
yaşayan Suriyeli 2 öğretim üyesi ile başlayan görüşmeler, Eskişehir’den 1, İstanbul’dan
6, İngiltere’de yaşayıp sıklıkla Türkiye’ye gelen 1 akademisyen ve eğitimci ile
gerçekleştirilmiştir.
Görüşmelerde ulaşılan Suriyeli akademisyen ve eğitimcilerin aracılık ve
katılımıyla, Türk akademisyenlerden de destek alınarak, 2 adet odak grup görüşmesi
gerçekleştirilmiştir. Odak grup görüşmelerinin gerçekleşmesinde, Suriyeli eski bir
yönetici ve akademisyen olup şu anda Suriye Ulusal Koalisyonu Yüksek Eğitim
Komisyonu’nun temsilciliğini yapan, Dr. Mehmet’in talep ve teşvikleri etkili olmuştur.
Bu görüşmeler Dr. Mehmet’in belirlediği Suriye eğitiminde deneyim ve bilgi sahibi
eğitimci ve akademisyenlerle birlikte, Türkiye’deki üniversitelerden eğitim
fakültesinden 3, ilahiyat fakültesinden 2, iktisadi ve idari bilimler fakültesinden 1
öğretim üyesinin katılım ve desteğiyle yapılmıştır.
Dr. Mehmet, kendisiyle yaptığımız görüşmede araştırma konusu olan durumu
Türk akademisyenlerle birlikte değerlendirmeyi talep etmiştir. Uzman desteği alınarak,
ilahiyat fakültelerinin özellikle Arap dili eğitimi konusunda Suriye imkânlarından
yararlanma, eğitim ve iktisadi ve idari bilimler fakültelerinin de bilgi ve tecrübelerini
aktarma ve Suriyeli eğitimcilerin taleplerine yardımcı olma pozisyonuna sahip olduğu
değerlendirilmiştir. İlk odak grup görüşmesi 22 Mayıs 2013’te, ikinci odak grup
görüşmesi 20 Haziran 2013’te gerçekleştirilmiştir.
Odak grup görüşmeleri İstanbul’dan 9, Eskişehir’den 1, İngiltere’den 1,
ABD’de yaşayıp sıklıkla Türkiye’ye gelen 2 akademisyen ve eğitimciyle
gerçekleştirilmiştir. Görüşme ve odak grup görüşmelerinin her ikisine 5 adet Suriyeli
akademisyen ve eğitimci katılmıştır. Görüşmelerde10, birinci odak grup görüşmesinde
6, ikinci odak grup görüşmesinde 11 olmak üzere toplam 15 Suriyeli akademisyen ve
eğitimci araştırmada yer almıştır.
Görüşme ve odak grup görüşmesine katılan akademisyen ve eğitimcilerin
tamamı Türkiye’de kamplar dışında kalmaktadır. Katılımcıların çoğunluğu, Suriyeli
13 Yıldırım, A., Şimşek, H.a.g.e. s. 179. 14 Karasar, N. BilimselAraştırmaYöntemi, Nobel YayınDağıtım, Ankara 2013,s.167. 15 Yıldırım, A., Şimşek, H.a.g.e. s.139 Tablo 1. Katılımcılara Ait Bilgiler

222 … Suriye’deki Çatışmaların Suriyelilerin Eğitim Sürecine Yansımaları
akademisyen ve eğitimcilerin oluşturduğu, devrimi destekleyen ve Suriyelilere yardımcı
olamaya çalışan organizasyonlar içerisinde etkin görevler almaktadır. Katılımcılara ait
bilgiler Tablo 1’de gösterilmiştir.
Verilerin Toplanması ve Analizi
Araştırma sürecinde veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile elde edilmiştir.
Araştırmanın amacına uygun olarak hazırlanan bu form 2 uzman görüşüne
başvurularak geliştirilmiştir. Görüşme formu Arapçaya tercüme edilmiş, tekrar
Türkçeye dönüştürülüp dil açısından eşdeğerliliği sağlanmıştır. Görüşme formu,
Eskişehir’de araştırmanın örneklemi içerisinde yer almayan 2 Suriyeli akademisyene
pilot olarak uygulandıktan sonra, gelen dönütler doğrultusunda son şeklini almıştır.
Odak grup görüşmeleri de bu form doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Görüşme formu
Ek1’de yer almaktadır.
Katılımcıların kendilerini Arapça daha rahat ifade edebilmeleri için görüşme ve
odak grup görüşmelerinde tercüman kullanılmıştır. Türkçe öğretmeni olan Suriyeli bir
katılımcıyla Türkçe, İngiltere’de yaşayan Suriyeli bir katılımcıyla İngilizce, diğerleriyle
ise tercüman vasıtasıyla, Arapça görüşme yapılmıştır. Görüşmelerde, görüşme sırasında
birebir tercüme yapılmazken, odak grup görüşmeleri esnasında tüm konuşmalar
Türkçe ve Arapçaya tercüme edilmiştir. Görüşmelerde bir Arapça tercüman
bulundurulurken, odak grup görüşmelerinde iki Arapça tercüman kullanılmıştır.
Çalışmaların tamamı ses kaydedici ya da kamera ile kayda geçirilmiştir.
İsim Görüşme
yapıldı
1.odak
grup
görüşmesi
2.odak
grup
görüşmesi
Eğitim
seviyesi Branşı Mesleği Yaşadığı
yer
Harun * Doktora İlahiyat Öğretim üyesi Elazığ
Haris * Doktora İlahiyat Öğretim üyesi Elazığ
Ammar * * Yüksek
Lisans İlahiyat Öğretim
görevlisi Eskişehir
Kübra * * Lisans Eğitim Eğitimci İstanbul
Mehmet * * * Doktora Psikoloji Yönetici,
öğretim üyesi İstanbul
Ahmet * Yüksek
Lisans Mühendis Öğretim
görevlisi İstanbul
Zeki * * * Doktora İletişim Öğretim üyesi İstanbul
Selim * * * Doktora Mühendis Öğretim üyesi İstanbul
Alim * * * Doktora Hekim Öğretim üyesi İstanbul
Sami * * * Doktora Muhasebe Eğitimci İngiltere
Hasan * Doktora Mühendis Eğitimci ABD
Hüseyin * Doktora Hekim Eğitimci ABD
Mustafa * Doktora Hekim Eğitimci İstanbul
Abdullah * Doktora Eğitim Eğitimci İstanbul
Hadi * Yüksek
Lisans Mühendis Öğretim
Görevlisi İstanbul
Ali Rıza SEYDİ 223
Görüşme kayıtları önce 1 tercüman tarafından sesli olarak birebir tercüme
edilmiş, sonrasında yazıya geçirilmiştir. Türkçe tercümeden yazıya geçirilen bu metin
ikinci bir tercümana kontrol ettirilerek dil eşdeğerliliği sağlanmıştır. Odak grup
görüşmelerinin dil eşdeğerliliği iki tercümanın katılımı vasıtasıyla sağlanmıştır. Birebir
yapılan tercümeler yazıya geçirildikten sonra toplantı tutanakları ve sonuç raporları
hazırlanmıştır. Bunların Arapçaya tercüme edilip katılımcılarla paylaşılmasıyla dil
eşdeğerliliği pekiştirilerek katılımcı teyidi sağlanmıştır. 5 saat süren birinci odak grup
görüşmesinde 30, 3 saat süren ikinci odak grup görüşmesinde 14 word sayfası Türkçe
veri elde edilmiştir. Her iki odak grup görüşmesinin ortasında 1 saatlik ara verilmiştir.
2013 Nisan, Mayıs, Haziran aylarında görüşme ve odak grup görüşmeleriyle toplanan
veriler, 2013 Ekim ayında yayına hazır hale gelmiştir.
Birinci odak grup görüşmesi öncesinde, görüşme formunun pilot denemesi
yapılan, 2 Suriyeli akademisyenle birlikte 4 Türk akademisyenin desteğiyle odak grup
görüşmelerinin pilot denemesi yapılmıştır. Görüşme formu önceden odak grup
görüşmesinin katılımcılarıyla paylaşılmış ve görüşmenin akışı bu form doğrultusunda
yönlendirilmeye çalışılmıştır. Araştırmacının organize ve kontrolünde gerçekleşen odak
grup görüşmelerinin her ikisinde, eğitim fakültesinde yönetici olan bir öğretim üyesinin
toplantıyı yönetmesi sağlanmıştır.
İki uzman görüşü alınarak oluşturulan görüşme formuyla yapılan ilk
görüşmeye bir uzmanın katılımı sağlanmıştır. Odak grup görüşmelerinin her ikisi
uzman Türk akademisyenlerin katılımı ile gerçekleşmiştir. Ayrıca görüşme ve odak
grup görüşmeleriyle elde edilen bulgular, odak grup görüşme sürecinde yer alan Türk
akademisyenlere inceletilip geri bildirimleri sağlanmıştır. Bu şekilde araştırmanın
geçerlilik ve tutarlılığına katkı sağlanmıştır.
Verilerin analizinde betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntemde
veriler araştırma sorularının ortaya koyduğu temalara göre düzenlenebileceği gibi,
görüşme süreçlerinde kullanılan sorular dikkate alınarak da sunulabilir. Betimsel
analizde amaç, elde edilen bulguları düzenlenmiş ve yorumlanmış bir biçimde
okuyucuya sunmaktır.16 Araştırmanın verileri şu iki çerçevede toplanmıştır:
1.Tercüman aracılığıyla ya da doğrudan yapılan birebir görüşmelerde, görüşme
formundaki soruların görüşülenlere yöneltilmesi ile elde edilen veriler.
2.Tercümanlar aracılığıyla yapılan odak grup görüşmelerinde, görüşme
formundaki soruların görüşülenlere yöneltilmesi ile elde edilen veriler.
Bu başlıklar altında düzenlenen veriler görüşme formundaki ilgili alt başlıklarda
bir araya getirilmiştir. Sağlanan verilerden çarpıcı bulunan ifadeler alıntılanarak
verilmiştir. Odak grup görüşmesinde verilerin analizinde elde edilen temalar belli
başlıklar altında düzenlenerek alıntılamalarla birlikte verilmiştir.
Türk akademisyenler odak grup görüşmelerinde sorunların çözümüne yönelik
fikir ve tespitlerini belirtmişlerdir. Bu nedenle çalışmanın odak grup görüşmeleri
kısmında, sorunlara ait bulgularla birlikte çoğu zaman çözüm önerileri de ifade
edilmiştir. Görüşmenin sürecine uygun olarak bu önerilere araştırmanın bulgular ve
yorumlar kısmında yer verilmiştir. Çalışmanın sonuç ve öneriler kısmında ise tüm
araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda ulaşılan sonuç ve önerilere yer
verilmiştir.
16 Yıldırım, A., Şimşek, H. a.g.e. s. 256

224 … Suriye’deki Çatışmaların Suriyelilerin Eğitim Sürecine Yansımaları
Sınırlılıklar
Tercüme, ulaşım, konaklama ve benzeri masrafların artmaya başlaması üzerine
araştırmayı daha fazla genişletmek ve sürdürmek mümkün olmamıştır. Çalışmanın
bundan sonraki kısmının ancak proje desteği ile devam edebileceği değerlendirilmiştir.
Muhtemel güvenlik kaygıları göz önünde tutularak güvenilir ve güçlü
referanslarla ilgili kişilere ulaşılmaya gayret gösterilmiştir. Özel hayatın gizliliği ve olası
güvenlik problemleri nedeniyle görüşme yapılan kişilerin kişisel bilgilerine açık olarak
yer verilmemesine dikkat edilmiştir. İsimleri yerine rumuz kullanılmıştır.
Güvenlik problemi görüşme ve odak grup görüşmelerinde öne çıkmıştır.
İkinci odak grup görüşmesine, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu
tarafından geçici hükümet başbakanı seçilen Gassan Hito da katılacağını ifade
etmişken, güvenlik nedeniyle son anda katılamamıştır. Bu nedenlerle katılımcıların
kişisel bilgilerinin kullanılması konusunda dikkatli davranılmaya çalışılmıştır. Suriye
silahlı kuvvetlerinden ayrılıp Türkiye’ye sığınarak konaklama merkezinde kalan bir
askerin, elektronik haberleşme aracı ile uluslararası basına demeç vermesi nedeniyle,
Suriye'de yerleşik bulunan yaklaşık 300 tane yakınının öldürüldüğü bildirilmiştir.17
BULGULAR VE YORUMLAR
1. Tercüman aracılığıyla ya da doğrudan yapılan birebir görüşmelerde,
görüşme formundaki soruların görüşülenlere yöneltilmesi ile elde edilen
bulgular
Araştırmanın ilk aşamasında görüşme yapılan Suriyeli 10 akademisyen ve eğitimciye; 1.
Çatışmaların Suriye’de eğitim alanında ortaya çıkardığı problemlere, 2. Çatışmaların
başlaması üzerine Türkiye’ye gelen Suriyeli öğrenci, akademisyen ve eğitimcilerin
durumlarına, 3. Çatışmaların ortaya çıkardığı sorunlara karşı Suriyeli akademisyen ve
eğitimcilerin eğitim adına Türkiye’den taleplerine ilişkin üç başlık halinde sorular
yöneltilmiştir. Bu sorular neticesinde aşağıdaki bulgulara ulaşılmış, elde edilen bulgular
her bölümle ilgili ayrıca yorumlanmıştır. Çoğunluğu eğitim konusunda uzman
akademisyenlerin oluşturduğu katılımcılardan, zaman zaman geniş alıntılamalar
yapılarak durum ortaya konulmaya çalışılmıştır.
1.1. Çatışmaların Suriye’de eğitim alanında ortaya çıkardığı problemlere ilişkin
Suriyeli akademisyen ve eğitimcilerin görüşleri
İlk olarak katılımcılara çatışmaların Suriye’de eğitim alanında ortaya çıkardığı
problemlere ilişkin genel bir soru sorulmuş; Suriye’deki eğitimin genel durumuyla
birlikte, okulların, öğrencilerin, akademisyen ve eğitimcilerini durumuna ilişkin şu
veriler elde edilmiştir:
1.1.1. Katılımcıların Suriye’deki eğitimin genel durumuna ilişkin görüşleri:
Katılımcılar, çatışmaların Suriye’de eğitimi durma noktasına getirdiğini, Suriye’de,
komşu ülkelerde ve Türkiye’de eğitim alamayan on binlerce Suriyeli öğrencinin
olduğunu belirtmişlerdir. Suriyeliler için felaket durumlarındaki acil eğitim şartlarının
söz konusu olduğunu, okul ve öğretmen yokluğunun en büyük problem olduğunu,
eğitimle ilgili problemlerin çözülmemesi durumunda gelecekte çok büyük sorunlar
17 TBMM, a.g.rapor

Ali Rıza SEYDİ 225
yaşanabileceğini ifade etmişlerdir. Katılımcılardan bazıları eğitimle ilgili konuları ilk kez
görüşmeler sırasında gündemlerine aldıklarını söylemişlerdir. İçinde bulundukları ağır
şartların ve yaşadıkları büyük trajedilerin eğitimcileri bile eğitimden uzaklaştırdığı
görülmüştür. Katılımcıların bu konudaki görüşleri şu şekildedir; Zeki: “Suriye’deki eğitim
özellikle muhalif bölgelerde durmuş gibidir diyebilirim. Bu Suriye halkı için saatli bir bomba gibidir.
En yakın zamanda çözülemezse patlayacak. Bu durum bizim başımıza gelecekte de çok sorun
olacak.” Alim: “Kanaatimce şu an eğitim diye bir şey kalmadı. Suriye’de eğitim iflas etmiş
durumda. Şam’ın içerisinde ve İdlib’de belki birkaç yerde vardır. Diğer geri kalan bölgelerde çok az
bir şekilde sürüyor. Komşu ülkelerde ve de Türkiye’de eğitim alamayan on binlerce Suriyeli öğrenci
var. Çocuklarımızın geleceği için çok endişelenmeliyiz.” Selim: “Şu anda felaket şartlarındaki
eğitim durumu, diğer bir ifadeyle acil eğitim durumu söz konusu. Birleşmiş Milletler’in acil eğitimden
sorumlu teşkilatlarının da belirttiği gibi acil eğitimdeki ihtiyaçlar normal eğitimden daha az ve çok
farklı. Mesela normal eğitimde binalar hakkında konuşmayız. Ama şu anda Suriyeliler için en
büyük problemler okul binaları ve öğretmen.” Mehmet: “Suriye için de zaten eğitim diye bir şey
kalmadı. Gidilen ülkelerde de durum pek parlak değil. Başka ihtiyaçların yanında eğitim ihtiyacı da
gittikçe artıyor.”
1.1.2. Katılımcıların Suriye’deki okulların durumuna ilişkin görüşleri:
Katılımcılar Suriye’de okulların büyük kısmının askeri amaçlar, sığınma ve benzeri
şeyler için kullanıldığını, bunun sonucunda çok sayıda okulun öncelikle hedef alınıp
bombalandığını ifade etmişlerdir. Okulların çatışma ortamında ortaya çıkan bina
ihtiyacını karşılamak için kullanılması ve bu yüzden de hedef haline gelmesinin,
öğrencilerin okula devamına imkân tanımadığı anlaşılmaktadır. Bu konudaki katılımcı
görüşleri şu şekildedir; Kübra: “Okullar çoğunlukla kapandı. Çocuklar okula gittikleri zaman
her an tepelerine bir bomba inebiliyor ve eve dönmüyorlar. Onun için okullar çoğunlukla kapalı.”
Zeki: “Birçok Suriyeli komşu şehirlere göç edince okullara sığındılar. Öğrenciler ve aileleri bu
okullarda kaldılar. Rejim sonradan okulları, üniversiteleri bombalamaya başladı. Rejim
bombardımana başlayınca nerde silah taşıyan kişiler varsa, oranın okul olduğuna, orada öğrencilerin,
sivillerin olup olmadığına bakmaksızın tamamen yerle bir etti. Bombalamadan ve sığınmacılardan
dolayı ciddi sorunlar var.” Haris: “Çatışmalar başladıktan sonra Suriye’deki okul ve üniversiteler
karargâh yapıldı. Bazıları da hapishane olarak kullanılıyor.”
1.1.3. Katılımcıların Suriye’deki öğrencilerin durumuna ilişkin görüşleri:
Katılımcılar Suriye’nin büyük kısmında okula devam etmenin söz konusu olamayacağı
bir ortamın mevcut olduğunu, başka ülkelere göç edenlerin de eğitim konusundaki
sıkıntılarının büyük oranda devam ettiğini belirtmektedirler. Suriyeli öğrencilerin
çatışmalarda değişik taraflarda aktif olarak yer aldıklarını, çatışmaların göç, hapis, ölüm
gibi kötü sonuçlarının öğrenciler içinde geçerli olduğunu söylemektedirler. Özellikle
küçük çocukların en yakınlarını kaybetmekten, yaşadıkları korkunç acı ve olaylardan
dolayı büyük travma yaşadıkları ifade edilmektedir. Küçük yaştaki öğrenciler için
çatışmaların neden olduğu travmaların, ileri yaştaki öğrenciler içinse çatışmalara aktif
olarak katılmanın öncelikle söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Katılımcıların bu
konuda ki ifadeleri şu şekildedir; Zeki: “Suriyeli öğrenciler devrimin başlangıcından beri güçlü
bir katılım gösterdiler. Rejimin baskıları, gösterdiği şiddet arttıkça bu kesimin direnişleri ve
katılımları arttı. Bunun neticesinde 18 yaşından küçük çok sayıda öğrenci Suriye hapishanelerinde.
Aynı zamanda öğrencilerden birçok şehit var.” Mehmet: “Muhalif bölgelerdeki Suriyeli öğrenciler
226 … Suriye’deki Çatışmaların Suriyelilerin Eğitim Sürecine Yansımaları
devrimi olumlu olarak algıladılar, yani desteklediler. Rejimi destekleyen bölgelerdeki öğrencilerde ise
korku ve endişe hâkim. Devrime, olanlara şüpheli bir gözle bakıyorlar. Hepsinin ortak bir yönleri
var. Okula gitmiyorlar.” Kübra: “En küçük öğrenciler bile silahların isimlerini, savaş arabalarının
çeşitlerini hep öğrendiler. Çocukluk hayatları kalmadı. Onların geri çocukluğa döndürmesi de çok
zor olacak. Daha çocuk yaşta büyüdüler. Ama artık çocukta olamayacaklar.” Ammar: Çok
sayıda öğrenci gördüğü acılar nedeniyle psikolojik sorunlar yaşıyor. Çocuklar gözlerinin önünde
babalarının, annelerinin öldürüldüğünü, kardeşlerinin, arkadaşlarının parçalandığını görüyorlar.”
Harun: “Bazı öğrencilerimiz Suriye’de başka şehirlerde sığınmacı olarak yaşıyorlar. Bazıları
olaylardan itibaren iki yıl içinde hiçbir eğitim kurumuna gitmemişler. Bazı öğrencilerde Suriye
dışında Türkiye gibi ülkelerdeler. Onların çoğunluğu da eğitime başlayamadılar. Başka ülkelere
sığınan öğrencilerin bazıları gittikleri ülkelerde daha çok sıkıldılar. Suriye’ye geri dönenler oldu.”
1.1.4. Katılımcıların Suriye’deki akademisyen ve eğitimcilerin durumuna ilişkin
görüşleri: Suriye’deki akademisyenlerin büyük tehlike altında olduğu, özellikle hedef
alındığı, pek çok akademisyenin yaşamını yitirme, tutuklanma gibi durumlarla karşı
karşıya olduğu belirtilmiştir. Suriye’de akademisyenlerin halktan farklı olarak, rejimi
destekleme oranının daha yüksek olduğu söylenmektedir. Devrim taraftarı
akademisyenlerin çoğunluğunun Suriye’yi terk ettiği, bunların bir kısmının gittikleri
ülkelerde akademisyenliğe devam ederken bir kısmının başka işlerde çalıştığı ya da işsiz
olduğu, olayların akademik gelişim ve araştırmaları da olumsuz etkilediği
belirtilmektedir. Eğitimcilerin önemli bir kısmının zor şartlar altında Suriyeli
öğrencilerin eğitimi için çalıştığı ifade edilmiştir. Suriyeli akademisyenlerin
meslektaşları için uluslararası alanda çalışmalar yapma gayreti içinde oldukları da
belirtilmiştir. Akademisyenlerin toplumda etkili görülen kişiler olarak çatışmalardan
daha fazla etkilendikleri ve bu çatışmaların Suriye için her alanda olduğu gibi akademik
birikim alanında da büyük kayıplar oluşturduğu anlaşılmaktadır. Suriyeli
akademisyenlerin kendi yaşadıklarını da ifade ettikleri görüşme notlarından alıntı
yapılan kısmı şu şekildedir; Haris: “Suriye’de kalan mağdur kardeşlerimiz konusunda büyük
sıkıntılarımız var. Özellikle hocaların yaşadığı emniyet sorunu var. Akademisyen ve eğitimcilerden
büyük miktarda öldürülen veya tutuklananlar var. Öğretmenlerimizin önemli bir kısmı çok zor
şartlar altında, halen Suriyeli çocuklara eğitim vermeye gayret ediyorlar.” Zeki: “Ben bir
akademisyen olarak konferanslarımda devleti eleştirdiğim için tutuklandım. Hapisten çıktıktan
sonra gösterileri düzenlemede devrime iştirak ettim. Son merhalede ise Humus şehrinde siyasi
büroların üyesi oldum. Birleşmiş Milletlerde ve birçok uluslararası görüşmelerde Humus’u temsil
ettim. Bu olayların akademik verimliliğe etkisi olumsuz oldu. Araştırmalarım aksadı. Devrim
başladığından beri hiçbir akademik yayın yapamadım.” Harun: “Suriye’deki öğretmen ve
akademisyenler geniş bir kuşaktır. Rejimle olan tecrübelerinin sonucu bazıları ciddi bir şekilde
devrimi destekliyor. Bazıları da tarafsız, kimin kazanacağını onlar için çok önemli değil. Bazıları
da rejimin propagandacısı. Fakat öğretmenlerden farklı olarak, üniversite hocaları halkı temsil
edecek şekilde dengeli değil. Halkın genel durumunu yansıtmazlar. Özellikle muhalif akademisyenler
her an tehlikeyle yüz yüzeler. Bunlardan tutuklanan ve öldürülen çok var.”
Ali Rıza SEYDİ 227
1.2. Çatışmalar üzerine Türkiye’ye gelen Suriyeli öğrenci, akademisyen ve
eğitimcilerin durumlarına ilişkin, Suriyeli akademisyen ve eğitimcilerin
görüşleri
İkinci olarak katılımcılara Türkiye’deki Suriyeli öğrencilerin, akademisyen ve
eğitimcilerin durumlarına ilişkin soru sorulmuş; eğitimle ilgili Türkiye’deki genel
durum, kamplardaki öğrencilerin durumları, kampların dışındaki öğrencilerin
durumları, üniversite öğrencilerinin durumları, akademisyen ve eğitimcilerin
durumlarına ilişkin şu veriler elde edilmiştir:
1.2.1. Katılımcıların Eğitimle ilgili Türkiye’deki Suriyelilerin genel durumuna
ilişkin görüşleri: Görüşme yapılan kişiler çatışma sürecinin uzamasının eğitim
sorununu ön plana çıkardığını, diğer ihtiyaç konularında olduğu gibi eğitim konusunda
da Türkiye’nin çaba gösterdiğini belirtmektedirler. Ancak kampların dışında eğitimin
her kademesinde, kamplarda ise özellikle yükseköğrenim konusunda önemli sorunlar
yaşanmakta olduğunu ifade etmektedirler. Zaruret ve ihtiyaçların çok büyük çapta
olmasına karşı mevcut yardım ve gayretlerin yetersiz kaldığını, başta Milli Eğitim
Bakanlığı’ndan ve gönüllü kuruluşlardan daha güçlü destek beklediklerini
söylemektedirler. Gönüllü Suriyeli grupların merkezi bir sistem olmadan Suriyelilerin
eğitimine destek olamaya çalıştıklarını da ifade etmektedirler. Suriyelilerin çok büyük
olan ihtiyaçları karşısında Türkiye’nin yaptığı önemli şeylerin küçük kaldığı
görülmektedir. Konu ile ilgili katılımcıların ifadeleri şu şekildedir; Ahmet: “Mülteciler
Türkiye’ye geldiklerinde ilk başta yemek, sağlık gibi temel ihtiyaçlar konuşuldu. Eğitim çok
konuşulmadı. Belki sorunun bu kadar uzayacağı düşünülmedi. Bir sene geçtikten sonra eğitimde
büyük soruna dönüştü.” Alim: “Daha çok desteğin hem hocalara hem de öğrencilere sağlanması
gerekiyor. Bunun zorluğunun farkındayız. Ama ideal olana ulaşamadığımızı da ifade etmek isterim.
Türk eğitim bakanlığı tarafından güçlü bir destek maalesef göremedik. Böyle olunca da gerekli olan
ihtiyaçlar karşılanamadı. Sivil toplum kuruluşlarından da yeterli desteği göremediğimizi ifade etmek
istiyorum.” Zeki: “Türkiye’ye göstermiş olduğu bütün çabalardan dolayı müteşekkiriz. Türkiye
bunun en güzelini, en iyisini yaptı. Türkler Suriyelilere karşı çok cömertler. Gösterilen bu cömertlik
kamplarda özel okullar açıp donatmak suretiyle eğitime de yansıdı. Bununla birlikte bizim daha
fazlasına ihtiyacımız var. Özellikle kampların dışında çözülmesi gereken büyük problemler var.”
1.2.2. Katılımcıların Türkiye’de kamplardaki Suriyeli öğrencilerin eğitim
durumuna ilişkin görüşleri: Katılımcılar işin doğasına paralel olarak güçlükler
yaşansa da sığınma şartlarında Türkiye’de kamplardaki eğitim durumunun iyi olduğunu
ifade etmişlerdir. Ancak üniversite eğitimi konusunda kamplarda da yeterli desteğin
olmadığını belirtmişlerdir. Akademisyen ve eğitimcilerin ifadelerinden Türkiye’nin
kamplarda acil eğitim şartlarını büyük oranda karşıladığı anlaşılmaktadır. Katılımcılar
bu konuda şunları ifade etmişlerdir; Harun: “Kamplarda eğer bir aile istiyorsa çocuğunu
okula gönderebiliyor. Eğitim talebi büyük oranda karşılanıyor diye düşünüyorum. Ama kampların
dışında okul imkânı yok. Durum çok kötü.” Mehmet: “Şüphesiz kamplarda eğitim yapılıyor,
güzel imkânlar sağlanmaya çalışılıyor. Ancak kitap, hoca, mesken anlamında yetersizlikler var.
Özellikle üniversite öğrencilerinin eğitim durumları orada da çok iyi değil. Ayrıca kamplarda
insanlar kendilerini özgür hissetmezler.” Selim: “Kamplarda da üniversite eğitimiyle ilgili yeterli
destek yok. Hocaların maaşlarının ödenmesi konusunda, eğitim materyalleri konusunda, yer
konusunda problemler var. Bilemiyorum, belki de işin doğası böyle.”
228 … Suriye’deki Çatışmaların Suriyelilerin Eğitim Sürecine Yansımaları
1.2.3. Katılımcıların Türkiye’de kampların dışındaki Suriyeli öğrencilerin eğitim
durumuna ilişkin görüşleri: Katılımcılara göre Türkiye’deki Suriyeli öğrencilerin
çoğunluğunun yaşadığı kampların dışındaki öğrencilerin eğitimleri kötü durumdadır.
Öğrencilerin büyük kısmı okula gidememektedir. Suriyelilerin açtığı özel okul
girişimleri olmakla birlikte bunlar yetersiz, resmiyet ve benzeri açılardan pek çok
soruna sahiptir. Belediye ve sivil kuruluşların destekleri çok küçük çaplıdır. Türkiye’ye
uyum sağlayabilmek ve eğitim imkânlarından daha iyi faydalanmak gibi nedenlerle
Türkçe öğrenme konusundaki gayret ve taleplere karşı yeterli destek yoktur. Tüm
bunlar değerlendirildiğinde Türkiye’de kampların dışında eğitim adına önemli bir
karmaşa ve boşluğun yaşandığı ortaya çıkmaktadır. Katılımcıların bu konudaki
düşünceleri şu şekildedir; Kübra: “Kampların dışında eğitim yok diyebilirim. Türkiye’de
okulların çoğu Suriyeli öğrencileri kabul etmediler. Önce bazısını kabul ettiler. Sonra ikamet
getirmezseniz sizi okula koymuyoruz dediler. Çıkardılar okuldan. Bazen böyle olaylar oldu. Eğitim
konusunda çok fazla yardım olmadı. Şimdi bizim için bazı belediyeler, dernekler ayrı okullar
çalışmalarına başladılar.” Selim: “Kampların içindekiler Türkiye’nin müfredatıyla eğitim alıyorlar.
Buralarda eğitim konusunda büyük sorun yaşanmıyor. Kampların dışında ise eğitim olarak pek bir
şey yok. Yeni gayretler var. Ama çok kimseyi kapsamıyor.” Mehmet: “Türkiye’de kurabildiğimiz
okullarda çocuklarımıza Türkçe öğretme gayreti içindeyiz. Türkiye’de eğitim imkânlarından
faydalanmak için bunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Ancak şu anda haftada 4 saatlik Türkçe
dersimiz var. Bu yeterli görünmüyor.” Sami: “Türkler eğitim konusunda değil ama başka
konularda çok güzel yardımlarda bulunuyorlar. Suriyelilerin eğitimi için daha şeyler fazla yapabilir.
İstanbul’da çok Suriyeli öğrenci var. Okula gidemiyorlar .”
1.2.4. Katılımcıların Türkiye’deki Suriyeli üniversite öğrencilerinin eğitim
durumuna ilişkin görüşleri: Katılımcıların ifadelerine göre; binlerce Suriyeli öğrenci
Türkiye’de üniversite eğitimi alamamaktadır. Maddi imkânlarının olmayışı, dil sorunu,
eksik belge sorunu bu konudaki başlıca problemlerdir. Öğrencilerin üniversiteye
gidemeyişlerinin başka problemler doğuracağı endişesi vardır. Bu öğrencilerin canlarını
zor kurtarıp geldiği ve eğitimleriyle ilgili yardım bekledikleri belirtilmektedir.
Katılımcıların felaket şartları diye ifade ettikleri bu ortamda, üniversite eğitimine de
temel eğitim gibi çok önem verdikleri görülmektedir. Katılımcılar üniversite eğitimiyle
ilgili şu ifadeleri dile getirmişlerdir; Kübra: “Türkiye’ye gelen Suriyeli üniversite öğrencisi sayısı
on binleri bulmuş durumda. Türk üniversiteleri bunların çok azını kabul ediyor. Suriyeli öğrenciler
Türkçe bilmiyorlar. Üniversitelere girmede çok güçlükler var. Bu öğrencilerin boşta olmaları sorun
oluşturabilir. Üniversiteye kayıt olanlar bir yol bulmuş oluyorlar. Ama boşta kalınca ne olacağını
bilmiyoruz.” Ahmet: “Türkiye’deki Suriyeli ailelerden özellikle kampların dışındakiler ancak
karınlarını zor doyurabiliyorlar. Çocuklarını okutacak imkânları bulunmamaktadır. Dil öğrenmek
ve üniversiteye devam etmek için maddi imkânı olan Suriyeli öğrenci sayısı çok az.” Mehmet:
“Suriye’de liseyi bitirdiği halde üniversiteye başlayamayanlar veya zor şartlardan dolayı eğitimlerine
devam edemeyenler var. Bunlardan eğitimini yarılayanlar ya da birkaç dersi kaldığı için mezun
olamayanlar da var. Yüksek lisans ve doktora yapan öğrencilerden pek çocuğunun ellerinde resmi
evrakları olmayabiliyor. Üniversite çağındaki Suriyeli öğrencilerin Türkiye’de en çok çektiği sıkıntı
bu. Türkiye 2012’den itibaren bunlara resmi olmayan ders alma hakkı verdi. Ancak bu imkâna
Suriyeli öğrenciler çok sıcak bakmadılar.”
Ali Rıza SEYDİ 229
1.2.5. Katılımcıların Türkiye’deki Suriyeli Akademisyen ve eğitimcilerin
durumuna ilişkin görüşleri: Katılımcıların ifadelerine göre; Türkiye’ye gelen
eğitimci ve akademisyenlerden Arapça konusunda uzman pek çok kişi bulunmaktadır.
Çatışmalardan önce Şam’da ve Suriye’nin diğer şehirlerinde, Türkiye’den gelenlere kurs
ve üniversite eğitimi veren pek çok eğitimci ve akademisyen şu anda Türkiye’dedir.
Bunlardan çok az kısmı üniversitelerde iş bulmuşlardır. Büyük kısmı boşta ya da eğitim
dışında kötü şartlarda ekmek parası peşindedirler. Yurt dışında çok iyi üniversitelerde
eğitim almış ve alanında çok başarılı kişiler de Türkiye’ye gelmişlerdir. Türkiye’deki
Suriyeli akademisyen ve eğitimcilerin büyük sorunlarla birlikte, hem sığınmacıların
eğitimi hem de Türkler için Arapça dil eğitimi başta olmak üzere önemli potansiyele
sahip oldukları anlaşılmaktadır. Katılımcıların bu konudaki ifadeleri şu şekildedir;
Mehmet: “Herkes gibi onlardan da büyük acılar yaşayanlar var. Bu acılarıyla birlikte geldiler.
Onlarında yardım ve desteğe ihtiyaçları var. Yakınlarından çok kimseyi kaybedenler, parasız, evsiz,
işsiz durumda olanlar var.” Ammar: “Suriyeli pek çok akademisyen ve eğitimci Türkiye’de zor
durumdalar. Büyük kısmı başka işler yaparak ekmek parası kazanmaya çalışıyor. Aslında bu
kişiler hem Türkiye’deki Suriyeliler için, hem de Türkler için Arapça ve diğer alanlarda
değerlendirilebilecek durumdalar. İçlerinde yurt dışında eğitim almış pek çok hoca var.” Ahmet:
“Türkiye’de şu an 500 civarında Suriyeli akademisyen işsiz durumda. İstanbul’da ve değişik
şehirlerde bulunuyorlar. Çok sayıda iyi yetişmiş hocalarımız boştalar.”
1.3. Çatışmaların ortaya çıkardığı sorunlara karşı Suriyeli akademisyen ve
eğitimcilerin, eğitim adına Türkiye’den talepleri
Üçüncü olarak katılımcılara Suriyeli akademisyen ve eğitimcilerin, eğitim adına
Türkiye’den taleplerine ilişkin soru sorulmuş; Türkiye’deki Suriyeli öğrencilerin
eğitimine, üniversite öğrencilerinin eğitimine, akademisyen ve eğitimcilerin
istihdamına, Suriyelilerden Türkiye’deki Arapça ve ilahiyat eğitiminde destek
sağlanmasına ve Suriye eğitim sisteminin düzenlenmesine yönelik taleplere ilişkin şu
veriler elde edilmiştir:
1.3.1. Katılımcıların Suriyelilerin eğitimiyle ilgili genel talepleri: Suriyelilerin
eğitimi için daha fazla şey yapılması, Suriyelilerin Türk eğitim sisteminin parçası haline
getirilmesi, meslek edindirme ve dil kursları düzenlenmesi, yapılabileceklerle ilgili Türk
ve Suriyeli uzmanların bir araya gelip çalışmaları ve çözüm önerilerinin ortaya
çıkarılması Suriyeli akademisyen ve eğitimciler tarafından talep edilmektedir.
Türkiye’nin Suriyelilerin eğitimine yapacağı katkının uzun vadede Türkiye içinde
önemli kazanımlar sağlayacağı öngörülmektedir. Katılımcıların bu zor zamanlarında
Türkiye’den Suriyelileri eğitim ve diğer alanlarda kendisinden ayrı görmemesini
bekledikleri anlaşılmaktadır. Bu konudaki ifadeler şu şekildedir; Ahmet: “Suriyeliler için
kamplarda ve dışarıda dil kursları meslek edindirme kursları yapılabilirse, insanların mesleklerini
geliştirme anlamında ya da bir meslek edindirme anlamında yardımcı olunursa iyi olur.” Sami:
“Bir insan bir başkasının, komşusunun acı çektiğini görmek istemez. Buna katlanamaz. Bir komşu
olarak, bir Müslüman olarak Türk halkı cömertliğini gösteriyor. Bence daha fazla şeyler de
yapabilirler. Belki sistemi daha açık hale getirebilirler. Daha fazla kişiyi ve öğrenciyi kabul edip,
Suriyelilerin Türk eğitim sisteminin bir parçası haline gelmesine yardımcı olabilirler.” Mehmet:
“Diğer alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da çok problem var. Ama bu farklı ve çok önemli bir
konu. Türk devletinin de bu konuda bize yardımcı olmak isteyeceğini düşünüyorum. Biz öncelikle
230 … Suriye’deki Çatışmaların Suriyelilerin Eğitim Sürecine Yansımaları
Türkiye’deki eğitim uzmanlarıyla bir araya gelmeliyiz. Başlangıçta küçük gruplarla başlamalı,
sonra bu işi genişletmeliyiz. Yöneticilere güzel çözüm önerileri sunmalıyız.”
1.3.2. Katılımcıların Türkiye’deki Suriyeli öğrencilerin eğitimiyle ilgili talepleri:
Çocukların eğitim ihtiyaçlarının giderilmesi, özellikle kamplar dışında kalabalık
oldukları yerlerde Suriyeliler için okullar açılması ve Suriyeli eğitimcilere burada ders
verme imkânının sağlanması, Suriyelilerin açtıkları okulların desteklenip resmiyet ve
benzeri sorunlarının giderilmesi, öğrencilerin Türkçe öğrenmesine yönelik çalışmalar
yapılması, yaşadıkları travmalara karşı öğrencilere psikolojik destek sağlanması
Türkiye’deki Suriyeli öğrenciler için öne çıkan talepler olarak tespit edilmiştir.
Görüşmeye katılan akademisyen ve eğitimciler, kendilerine her anlamda en yakın
gördükleri ülke olan Türkiye’den, Libya ve diğer ülkelere sağladığı kolaylığı, daha
fazlasıyla beklemektedirler. Katılımcıların bu konudaki ifadeleri şu şekildedir; Ahmet:
“Kampların dışında çoğu yerde eğitim diye bir şey yok. Çok az çocuk okula gidebiliyor. Türk
okullarına alınarak ya da ayrı okullar kurularak çözümler üretilebilir. Bu bizim için çok büyük
ihtiyaç. Suriyeli çok sayıda eğitimci buralarda ders verebilir. Ders vermek onlar için de iyi olur.”
Zeki: “Suriyeli öğrencilerin Türkiye’ye uyum sağlayabilmeleri ve eğitimlerini de gerektiği şekilde
almaları için Türk dilini öğrenmeleri gerekir. Türk devletinin bu konuda gayret sarf etmesi
gerektiğini düşünüyorum”. Selim: “Çocukların savaştan kaynaklanan psikolojik sıkıntılarına
çözüm için hangi araştırmalar yapılabilir. Şimdi ve savaş sonrası psikolojik sıkıntılarından nasıl
kurtulabilirler. Bu konuda bir araştırma için yardım edebilirse çok iyi olacak. Özellikle de psikoloji
alanında çalışan akademisyen ve eğitimcilerin bu konuya yönelmesi gerekir.”
1.3.3. Katılımcıların Türkiye’deki Suriyeli üniversite öğrencilerinin eğitimiyle
ilgili talepleri: Türkiye’ye gelen öğrencilerin lisans ve lisansüstü eğitimleri konusunda
şartların kolaylaştırılması, eğitimleri yarıda kalmış öğrencilerin sene kaybı yaşamamaları
için çözümler üretilmesi, maddi konularda destek verilmesi, Türkçe öğrenmek
isteyenlere ücret konusunda destek sağlanması, transkript, diploma ve benzeri belge
eksiklikleri konusunda yardımcı olunması, öğrencilerin gönüllerinin kazanılması
Suriyelilerin başlıca talepleridir. Suriyelilerin üniversite eğitimine özel bir önem
verdikleri, ayrıca bunu gençlerinin korunmasının bir yolu olarak gördükleri
anlaşılmaktadırlar. Bu bağlamda kendileri için ayrı bir üniversite talebini de dile
getirmektedirler. Konu ili ilgili katılımcıların ifadeleri şu şekildedir; Selim: “Ben
Türkiye’nin kendilerine gelen üniversite öğrencilerinin eğitimine çok önem vermesi gerektiği
kanaatindeyim. En önemlisi de Türk dilini öğretmek için gayret etmesi, bununla ilgili yöntemler
belirlemesi ve bunu da çok acil bir şekilde yapması gerektiğini düşünüyorum. Eğitim alanında
birlikteliğin gelişmesi, kültürel ve bilimsel anlamda birlikteliğin sağlanması için bunu acil olarak
yapmalı.” Mehmet: “Diplomalarını getirememe, eğitim durumlarını ispat edememe sorunları var.
Bazıları tek kıyafetiyle Suriye’den çıkmışlar. Mesela ben Humus’ta eğitim fakültesinde hocayım.
Ama Humus’a giremem. Girsem beni öldürecekler. Benzer sebeplerden dolayı öğrenciler eğitimle
alakalı belgelerini alamıyorlar.” Kübra: Türk hükümeti sınır üniversitelerinde onlara bazı fırsatlar
verdi. Buradan sadece ders alabiliyorlar. Ama mezun olamıyorlar. Bunlarla ilgili çözümler
üretilmesini bekliyoruz.”
1.3.4. Akademisyen ve eğitimcilerin istihdamıyla ilgili talepler: Akademisyen ve
eğitimcilerin Suriyeli öğrencilerin eğitiminde, Türkler için Arapça öğretimi ve diğer
Ali Rıza SEYDİ 231
alanlarda eğitimci olarak istihdam edilmeleri, yüksek lisans ve doktora eğitimleri yarıda
kalanlara eğitimlerini tamamlama konusunda yardımcı olunması başlıca talepleridir.
Akademisyenlere Türkçeyi öğrenme, Türkiye’de doktora bitirme ve üniversitelerde
derslere girme konularında yardımcı olunması diğer isteklerdir. Bu isteklerin çoğunun
Suriyeli akademisyen ve eğitimcilerin ihtiyacının karşılanmasıyla birlikte Türkiye içinde
önemli faydalar sağlayabileceği anlaşılmaktadır. Katılımcıların bu konudaki ifadeleri şu
şekildedir; Kübra: “Suriyeli akademisyen ve eğitimciler öncelikle dil ve din eğitimi için Türkiye’de
okullarda ve üniversitelerde çalıştırılabilirler. Çünkü ana dilleri Arapça. Zaten Arapça da dine
bağlı. Birde Türkiye’deki Suriyeli çocuklara öğretmenlik yapmaları sağlanabilir.” Mehmet:
“Türkiye’deki akademisyenlere burada da bir doktora bitirme imkânı verilebilirse çok iyi olur. Bu
aynı zamanda Türk dilini ve Türk kültürünü öğretmek için bulunmaz bir fırsat olur. Gelecek
adına önemli yakınlaşma sağlanmış olur.” Selim: “Çatışmalardan dolayı yüksek lisans ve doktora
eğitimleri yarıda kalanlara yardımcı olunabilir mi? Tez aşamasında olan, bitirme durumuna gelmiş
kişiler var. Bunlar için bir yardım sağlanabilir mi?”

1.3.5. Katılımcıların Suriyelilerden Türkiye’deki Arapça ve ilahiyat eğitiminde
destek sağlanmasıyla ilgili talepler: Çatışmalardan önce Türklerin Suriye’den aldığı
Arapça ve ilahiyatla ilgili eğitimin devamı için çalışmalar yapılması, Arapça ya da
ilahiyat alanlarında, kurs ya da üniversite eğitimi için Suriye’ye gidenlerin taleplerini şu
anda Türkiye’de karşılayabilecek Suriyeli eğitimci ve akademisyen potansiyelinin
değerlendirilmesi istenmektedir. Daha önceden Türklerin Suriye’de peşinden koştuğu
Arapça ve ilahiyat eğitimiyle ilgili imkânların şu anda ayaklarına kadar geldiği
belirtilmektedir. Türkçe ve Arapça dil merkezlerinin kurulması da akademisyen ve
eğitimcilerin talepleri arasındadır. Katılımcılar bu konuda şunları ifade etmişlerdir.
Zeki: “Diğer bütün Arap devletlerinden bizim çok önemli bir farkımız biz fasih Arapçayı öğretim
dili olarak kabul ediyoruz. Halk Arapçası olan ammiceyi kesinlikle kabul etmiyoruz. Kur’an-ı
Kerim Arapçası dediğimiz bütün Arapların ortak dili, herkesin anladığı dil Suriye’de konuşuluyor.
Bunu Türkiye’de değerlendirebiliriz.” Ammar: “Türkçeyi Arap öğrencilerine Arapçayı da Türk
öğrencilerine öğretecek bir dil merkezi kurulması çok güzel olur. Türkiye’de TÖMER gibi bir
kurumda bu gerçekleşebilir.” Alim: “Yani inşallah Arapça öğretimi konusunda, dil öğretimi
konusunda ayrı bir çalışma yapar, özellikle Arapça öğretimi yapan arkadaşlarımızın organize
edeceği konferanslar, sempozyumlar koordine ederiz. Çok faydalı şeyler olur.” Selim: “Sadece
Arapça değil, diğer sosyal bilimlerde; psikoloji, tarih, felsefe gibi bölümlerde yüksek lisans ve
doktorası olanlardan da derse girebilecek hocalar mevcut. Bunların bir kısmı şu an İlahiyat
fakültelerinde ders veriyorlar.”
1.3.6. Katılımcıların Suriye eğitim sisteminin düzenlenmesine yönelik talepleri:
Çatışmaların öncesinde de Suriye’de eğitimin, Suriyelilerin çoğunluğunun taleplerine ve
zamanın ihtiyaçlarına cevap veremediği belirtilmektedir. Çatışmalar sonrasında her şart
ve durumda yeniden yapılandırılması gereken Suriye eğitim sistemiyle ilgili çalışmalar
yapılıp güzel örneklerin bir an önce ortaya çıkarılması gerektiği ifade edilmektedir.
Konu ile ilgili Türkiye’nin birikiminden faydalanılıp desteğinin sağlanması, Türk
akademisyen ve eğitimcilerinin Suriyeli meslektaşlarıyla birlikte çalışmasının
sağlanması, bu konularda çalışacak Suriyeli akademisyenlere destek olunması başlıca
taleplerdir. Suriye ve Şam’daki önemli eğitim birikiminin modern zamanlara
taşınamadığı ve dar kalıplara sıkıştırıldığı anlaşılmaktadır. Suriyelilerde eğitimle ilgili
232 … Suriye’deki Çatışmaların Suriyelilerin Eğitim Sürecine Yansımaları
güçlü bir değişim talebi olduğu ortadadır. Bu konudaki ifadeler de şu şekildedir;
Ahmet: “Eğitimin her alanında yeni düzenlemeler yapmamız gerekiyor. Çocuklarımızı daha iyi
yetiştirmek, her anlamda donanımlı olmalarını sağlayabilmek için yeni yöntemler geliştirmemiz
gerekiyor. Çatışmalar sonrasına yönelik yeni eğitim sistemlerine süratle geçiş yapmamız gerekiyor.
Olayların yatışmasından sonra her şart ve durumda buna ihtiyaç var. Bu konuda desteğe ihtiyacımız
var. Çatışmalardan öncede Suriye’de eğitim sistemi artık yürümüyordu. Özel okullar ve üniversiteler
açılarak durum kurtarılmaya çalışılıyordu.” Alim: “Suriye’de manda döneminden kalma bir eğitim
sistemi var. Mevcut rejim eğitimi daha kötü hale getirdi. Devlet yeni olan her şeye kesinlikle karşıydı.
Eğitimin temelleri ve öğrencilerin kapasiteleri iyi durumda olmasına rağmen bu sistemde hocalar ve
öğrenciler beklediklerini bulamayınca civar ülkelere gidiyorlar. Bu konuda Türkiye’nin birikiminden
faydalanmak istiyoruz.” Zeki: “Eğitimin planlanması konusunda Türkiye’den yardım almamız
Suriye’nin geleceği için çok önemli. Okulların idaresi, müdürlerin ve öğretmenlerin eğitilmesi
konusunda çok eksiğimiz var. Avrupa’da doktorasını bitiren pek çok akademisyenimiz var.
Alanında çok yetişmiş akademisyenlerimiz var. Onlar bu konular da Türklerle ortak çalışma
yapmayı çok isterler.” Mehmet: “Çocuklarımızı nasıl yetiştireceğiz? Onlara nasıl eğitim vereceğiz?
Bu konuda desteğe ihtiyacımız var. Bu desteği Türk dostlarımızdan, meslektaşlarımızdan almak
isteriz. Türkiye ve farklı ülkelerde ki kanunları ve uygulamaları inceleyerek eğitim sistemimizi
yeniden yapılandırmalıyız. İlkeleri, kuralları, yönetim yapısını, kitapları yeniden şekillendirmeliyiz.
Suriye eğitim sistemini yeniden planlamalı ve eğitim yasalarını yeniden hazırlamalıyız. Tüm bunlar
için Türk meslektaşlarımızla bir araya gelmeliyiz.”
Görüşmeler sırasında Mehmet’in bu ifadeleriyle birlikte diğer görüşmecilerin
benzer ifadeleri odak grup görüşmelerinin yapılmasına temel olmuştur.

2. Tercümanlar aracılığıyla yapılan odak grup görüşmelerinde, görüşme
formundaki soruların görüşülenlere yöneltilmesi ile elde edilen bulgular
Araştırmanın ikinci aşamasında, iki adet odak grup görüşmesi ile araştırmanın
amacı doğrultusunda; 1. Çatışmaların Suriye’de eğitim alanında ortaya çıkardığı
problemlere, 2. Çatışmaların başlaması üzerine Türkiye’ye gelen Suriyeli öğrenci,
akademisyen ve eğitimcilerin durumlarına, 3. Çatışmaların ortaya çıkardığı sorunlara
karşı, Suriyeli akademisyen ve eğitimcilerin eğitim adına Türkiye’den taleplerine ilişkin,
ortaya çıkan temalar çerçevesinde değerlendirmeler yapılmıştır. İlk görüşmeye 6, ikinci
görüşmeye 11 Suriyeli akademisyen ve eğitimci katılmıştır. Görüşmelere katılan Suriyeli
akademisyenlerin isteği doğrultusunda, 6 Türk akademisyenin de katılımı sağlanarak
gerçekleştirilen odak grup görüşmelerinde aşağıdaki bulgular elde edilmiştir.
2.1. Birinci odak grup görüşmesinde elde edilen bulgular
2.1.1. Kurumaların harekete geçirilmesi: On binlerce çocuğun eğitimi için
Türkiye’de hükümet ve ilgili kurumların harekete geçmesi için gayret edilmesi,
Suriye’deki çatışmalarla ilgili kısa ve uzun vadedeki muhtemel gelişmeler de
değerlendirilerek Türkiye’deki sığınmacıların eğitimiyle ilgili çözümler üretilmesi
gerektiği katılımcılar tarafından ifade edilmiştir. Üniversitelerle birlikte, Yükseköğretim
Kurumunu, Milli Eğitim Bakanlığını ve Hükümeti ilgilendiren konularla ilgili talep ve
projeleri, ilgili kurumlara götürmeye ve tartışmaya devam etmenin bir sorumluluk
olduğu belirtilmiştir. Mehmet konu ile ilgili şu ifadeleri kullanmıştır: “Türkiye’de on
binlerce Suriyeli öğrenci hiçbir eğitim almıyor. Eğitim alanların ise bazıları kamplarda, bazıları da
dışarlarda çok zor şartlarda eğitim görüyorlar. Merkezi sistem olmadığından dolayı buralarda herkes
Ali Rıza SEYDİ 233
kendine göre bir yöntem kullanıyor. Türkiye’den bu konularda bir şeyler yapmasını bekliyoruz.
Üniversite öğrencileri için Türkiye’nin kanunları çerçevesinde bir üniversite kurulması, bu
öğrencilerin sorununa çözüm olabilir. Önemli bir sorun da; Suriyeliler ülkelerinden ayrılırken
canlarını zor kurtarmışlar. Pasaportları, diplomaları, ders durumlarını gösterir belgeleri
olmayabiliyor.”
2.1.2. Eğitim çalışmalarının koordinesi: Türkiye’deki Suriyelilerle ilgili eğitim
çalışmalarını; İstanbul’daki ve diğer yerlerdeki üniversitelerle yapılacak çalışmaları,
hükümet ve diğer kuruluşlardan yardım sağlanması ve benzeri faaliyetleri koordine
edecek bir dernek veya vakfın kurulmasında yarar olduğu değerlendirilmelerinde
bulunulmuştur. Mehmet ve Selim konu ile ilgili şunları söylemiştir; Mehmet:
“Türkiye’de Suriyelilerin eğitimiyle ilgili çalışan Suriyeli gruplar var. Bunlar gönüllü çalışıyorlar. Bir
yüksek eğitim kurulu var. Birde dernekler var. Hür akademisyenler birliği, eğitim meclisi gibi
Suriyelilerin kurduğu gönüllü kuruluşlar var. Bunların hepsi Suriye’nin içindeki ve diğer ülkelerdeki
Suriyeli öğrencilerin sıkıntılarına çare aramak amacıyla bir şeyler yapamaya çalışıyorlar. Eğitimle
ilgilenen hocalar bu şekilde organize olmaya çalışıyorlar.” Selim: “Eğitim sorunumuzun Türk ve
Suriyeli akademisyenlerin olduğu bir toplantıda konuşulması bizi heyecanlandırdı. Bu çalışmaların
devamını arzu ediyoruz. Dernek veya benzeri bir yapıda bunu gerçekleştirebileceğimizi
düşünüyorum.”
2.1.3. Spesifik çalışmalar yapılması: Suriye eğitimiyle ilgili sorun alanlarının spesifik
olarak tespit edilmesi, dünyadaki yeni gelişmeler ışığında, her ülkenin kendi koşullarına
göre, özgün bir eğitim modelinin nasıl geliştirilebileceğinin değerlendirilmesi tavsiye
edilmiştir. Tüm bunlar için iki ülkenin eğitim alanında çalışan uzmanlarının üye olduğu
bir dernek kurulması, çalıştaylar, sempozyumlar düzenlenerek faaliyetlere devam
edilmesinin gerekliliği ifade edilmiştir. Alim: “Suriyeliler her alanda trajik bir durumla karşı
karşıya. Eğitimin durumu da çoğu yerde içler acısı. Bunlara karşı iyi bir yol izleyerek mesafe almaya
çalışmalıyız,” ifadelerini kullanmıştır.
2.1.4. Kısa ve uzun vadede yapılacakların tespit edilmesi: Türk akademisyenlerin,
şu anda Türkiye’deki Suriyelilerin eğitimi ve ileride Suriye’de eğitim alanında yapılması
gerekenlerle ilgili çok güçlü alt yapıya sahip olduğu ve bu konularda Suriyelilerle her
türlü paylaşıma hazır olduğu belirtilmiştir. Suriye eğitimiyle ilgili kısa ve uzun süreçte
yapılması gerekenler ve Türkiye’nin yapabileceklerinin tespit edilmesiyle çalışmalara
başlanması gerektiği ifade edilmiştir. Zeki’nin konu ile ilgili söyledikleri şu şekildedir;
“Suriyelilerin eğitiminde kısa dönemde ve uzun süreçte yapılabilecek şeyler var. Türk ve Suriyeli
akademisyen ve eğitimciler bir araya gelmeliler. Bir program dâhilinde düzenli çalışmalar yapmalılar.
Konuları masaya yatırıp çözümler üretmeye çalışmalılar. Hem şu anki sorunlar, hem de geleceğe ait
sorunların çözümü için bir şeyler yapılmalı.”
2.1.5. Akademisyenlerin istihdamı ve taleplerle ilgi listeler: Akademisyenlerin bir
kısmı Suriye’de güvenlik sorunu yaşamakta, bir kısmı da Türkiye’de boşta
bulunmaktadır. Bu akademisyenlerin Türkiye’de istihdam edilmesi, dil ve branşı uygun
olanların derslere girmeleri, diğerlerinin Türkçe öğrenip, doktora sonrası
araştırmalarını (post.doc.) tamamlamaları konularının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu şekilde Suriyeli akademisyenlerin sıkıntılarına yardımcı olunurken diğer taraftan da
234 … Suriye’deki Çatışmaların Suriyelilerin Eğitim Sürecine Yansımaları
Türk kültürünü Suriye’de tanıtma ve gelecek için önemli yakınlaşma sağlama, iki ülke
arasında köprü olma, iki ülke ilişkilerini güçlendirecek bir ekip oluşturma ve benzeri
adına bulunmaz bir fırsat olduğu değerlendirilmektedir. Özellikle ilahiyat
fakültelerimizde zaten Suriyeli akademisyenlerin istihdam edilme çalışmaları mevcuttur.
Alanları ve alt yapılarına göre Suriyeli akademisyen ve Türk üniversitelerine
yerleştirilebilecek öğrenci sayısı belirlendikten sonra ilgili kurumlara başvurular
yapılmalıdır. Selim, Zeki ve Sami’nin konuyla ilgili ifadeleri şu şekildedir; Selim:
“Suriye’de başarılı akademisyenlerin Avrupa’da eğitim alma imkânı olduğundan dolayı,
akademisyenlerden bir kısmı Avrupa’da ve benzeri yerlerde yüksek lisans ve doktora yapmış
kimseler. Bunlardan Türkiye’de olan akademisyenler var. Bir kısmı bazı üniversitelerde iş buldular.
Bir kısmı ise halen boştalar.” Zeki: “Kamplar özellikle akademisyenlere cazip gelmez.
Akademisyenler rahat hareket etmeyi seven insanlardır. Özgürlüklerine düşkün olurlar.
Türkiye’deki akademisyenlerde daha çok kampların dışında kalıyorlar. İstanbul’da da pek çok işsiz
ve zor durumda olan akademisyen var.” Sami: “Devrimi destekleyen akademisyenler birleşerek
tüm dünyada kendi birliğimizi kurduk. Skype üzerinde görüşmeler yapıyoruz. Çok tecrübeli olan
hocalarımız da şu anda Suriye’de öldürülüyor. Bu hususta destek sağlamaya çalışıyoruz.”
2.1.6. Arapça dil eğitimi: Suriye’nin fasih Arapçayı yani Kur’an-ı Kerim Arapçasını
eğitim dili olarak kabul ettiği, tüm Arapların anladığı ortak dili konuştuğu, bunun dil
eğitimi için büyük avantajlar sağladığı belirtilmiştir. Buna karşın ilahiyat fakültelerinde,
imam hatiplerde ve halk bazında Türkiye’de Arapça öğrenme talebinin çok yüksek
olduğu, konu ile ilgili ihtiyaç ve fırsatların özel çalışmalar, sempozyumlar ve benzeri
programlarla değerlendirilebileceği ifade edilmiştir. Bu konuda şunlar ifade edilmiştir;
Alim: “Dil konusunda çok tecrübemiz de var. Dil öğrenmek için Türkiye’den Suriye’ye gelen
talebelerimiz vardı. Biz onlarla haftanın belli günlerinde toplanıp sadece fasih Arapça
konuşuyorduk. Onlar iki yıl içinde Arapçayı çok güzel öğrendi ve çok fasih şekilde şu an
kullanıyorlar. Öncelikle dilin nasıl öğretileceği üzerinde konuşulması lazım. Bunun üzerine
merkezler kurulmalı. Dili öğretme merkezi ile birlikte dili nasıl öğretmeli merkezleri de kurulmalı.”
Ammar:“Şam’ın çok köklü bir eğitim kültürü var. Arapça konusunda, dil eğitimi konusunda bu
kültürün etkileri halen kendisini gösteriyor.”
2.1.7. Eğitim fakültelerinin işbirliği: Türkiye’deki eğitim fakültelerinin Suriye ile
özellikle şu konularda hızlı ve güçlü işbirliği yapabileceği vurgulanmıştır: Uzaktan
eğitim, okul müdürleri ve öğretmenlerin yetiştirilmesi, eğitim fakülteleriyle bilgi
paylaşımı ve ortak veri tabanı oluşturma, ortak lisansüstü eğitimde; eğitim yönetimi,
eğitim politikası ve yükseköğretim programları, Türk Milli Eğitim Bakanlığı’nın
hazırladığı mesleki ve teknik eğitim modüllerinin paylaşımı. Alim: “Bizim bunlara
kesinlikle çok büyük ihtiyacımız var. Yönetici ve öğretmenlerin eğitilmesi konusunda ve diğer
konularda Türk eğitim sisteminin tecrübelerinden istifade etmeye çok ihtiyacımız var,” ifadelerini
kullanmıştır.
2.1.8. Çocukların psikolojik sıkıntıları: Savaş nedeniyle psikolojik sıkıntılar yaşayan
Suriyeli çocuklar için çalışmalar yapılması gerektiği üzerinde durulmuştur. Selim ve
Mehmet bu konuda şunları söylemişlerdir; Selim: “Çocuklarımız görmemesi gereken her şeyi
gördüler. Bunun etkisinden kurtulmaları çok zor olacak. Çocuklarımız için kayıp nesil olacak
deniyor. Buna izin vermemeliyiz. Mehmet: “Çok vahim manzaralar var. Düşününki bir çocuk
Ali Rıza SEYDİ 235
10 yaşında. Annesi, babası, kardeşleri, abisi hepsini kaybetmiş. Bununla beraber onun bir yaşında
bir kardeşi var. Yani bunun ne kadar zor bir durum olduğunu hayal edebiliyor musunuz?”
2.1.9. İstanbul’daki Suriyelilerin ilköğretim okulu: İstanbul’daki Libya ve benzeri
ülkelere tanınan denklik, diploma ve benzeri hakların Suriyeli öğrencilerin okuduğu
okullara tanınmadığı, Suriyelilerin okullarının da bu haklara kavuşturulması için
bakanlık nezdinde girişimlerde bulunulması gerektiği ifade edilmiştir. Mehmet ve Selim
konu ile ilgili şunları söylemiştir. Mehmet: “Şu an İstanbul’da, Libya’nın okulları var.
Onların okullarının diploması kabul ediliyor. Bizim Kademoon gibi okullar, diploması kabul
edilsin diye onların programını uyguladığı halde olmuyor. Şartlar uygun değil deniyor. Bize de gerekli
şartlar sağlanabilse, biz de orada kendi eğitimimizi, Türk eğitim sistemine uygun şekilde tatbik
ederiz. Sonra bu çocukların Türkiye’de üniversite okumaları sağlanabilir.” Selim: “Resmi bir
durumumuz olmadığı için bu konudaki taleplerimizde muhatap bulmakta güçlük çekiyoruz.”
2.1.10. Kaynak Temini: Mevcut durumda da yasal düzenleme olmadan lisansüstü
öğrencilerinin değişiminin yapılabilmesi gibi imkânların var olduğu, ancak bu ve
benzeri imkânlar için TÖMER’i bitirme ve denklik alma şartı arandığı, büyük
çoğunluğu konaklama tesisleri dışında zor şartlarda yaşayan öğrencilerle ilgili
ekonomik kaynağın bakanlık düzeyinde oluşturulması gerektiği belirtilmiştir. TİKA ve
Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumların ziyaret edilip, talep ve projelerin takdim
edilmesiyle de belirli kaynakların temin edilebileceği değerlendirilmiştir. Selim: “Burada
eğitim alan ve Türkçeyi öğrenen öğrenciler gelecekte Türkiye ile arada köprü olabilirler. Türkiye bu
durumu göz önüne alırsa eğitime daha fazla kaynak ayırabilir,” demiştir.

2.1.11. İkinci görüşme: 20 Haziran Perşembe, 10.00’da İstanbul’da yapılması
kararlaştırılmıştır. Toplantıda konuşulan konuların çözümü için elden gelen desteğin
ortaya konacağı, duyarlı başka insanlarında desteğinin sağlanmaya çalışılacağı
belirtilmiştir.

2.2. İkinci odak grup görüşmesinde elde edilen bulgular
2.2.1. Çözüm bekleyen temel konular: Suriye eğitiminin geleceğe yönelik
yapılandırılması dışında, Türkiye’deki Suriyelilerin eğitimiyle ilgili çözüm bekleyen ve
daha önceki görüşmede gündeme getirilen konuların aşağıdaki başlıklar altında
toplandığı tespit edilmiştir.
a. Kamplardaki Suriyeli öğrencilerin temel eğitim ve yükseköğretimleri
b. Kampların dışındaki Suriyeli öğrencilerin temel eğitim ve yükseköğretimleri
c. Türkiye’de bulunan Suriyeli akademisyenlerin istihdamı ve özellikle Arapça ve
din eğitiminde değerlendirilmeleri
d. Lisansüstü eğitimler
e. Yaygın eğitimler (dil, beceri kursları ve benzeri)
f. Yükseköğretim ve lisansüstü başvurularda diploma ve transkriptlerini
yanlarında getirememe sorunu
Mustafa şu açıklamada bulunmuştur: “En büyük isteğimiz mezun öğrencilerimizin
üniversitelere yerleştirilmesi. Şimdi bizim konumuz 2013’te liseden mezun olanlar. Fakat problem
burada bitmiyor. 2011’de, 2012’de mezun olanlar da üniversiteye girememişler. Birde üniversiteye
236 … Suriye’deki Çatışmaların Suriyelilerin Eğitim Sürecine Yansımaları
başlamış ama tamamlamış öğrenciler var. Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü sınıfta üniversiteyi
bırakanlar, hatta sadece birkaç dersten dolayı diploma alamayanlar var. Bunlar için çözümler
arıyoruz.”
2.2.2. Geniş çaplı girişim ve destek ihtiyacı: Türkiye’deki Suriyeli çocukların eğitimi
için yapılması gerekenlerle ilgili çok daha geniş çaplı girişim ve desteklere ihtiyaç
olduğu ifade edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti hükümetini harekete geçirecek ve daha
çok destek sağlayabilecek girişimlerde bulunulması gerektiği, kurulma aşamasında
olduğu belirtilen Suriye geçici hükümetinin ve Suriyeli akademisyen ve eğitimcilerin
söz konusu girişimle ilgili yapabileceklerinin tespit edilmesi gerektiği üzerinde
durulmuştur. Komşu olarak Suriyelilerin diğer problemlerinde olduğu gibi, eğitim
probleminin de bu gün ve gelecek adına Türkiye’yi yakından ilgilendirdiği
vurgulanmıştır.
2.2.3. Hükümet; Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yükseköğretim Kurulu
(YÖK) nezdinde girişimler: Akademik olarak eğitim politikalarının belirlenmesi ve
gelecekle ilgili eğitim adına yapılması gereken planlamaların bu çalışmalara katılan Türk
akademisyenlerce desteklenip sürdürülebileceği, ancak Türkiye’deki Suriyelilerin
eğitimiyle ilgili güncel sorunların hükümet, MEB ve YÖK ile ilgili olduğu ifade
edilmiştir. Bu konuda yapılan tespitler şunlardır:
a. Sorunların çözümüyle ilgili Türk akademisyenler toplantılarda ve devam eden
süreçte ilgili makamlara yönlendirme konusunda rehberlik yapabileceklerdir.
b. Bizim elimizde istihdam edilmesi gereken şu alanlarda şu kadar öğrenci ve
akademisyen var diye bir tespit yapıldıktan sonra MEB ve YÖK’le randevu
ayarlanabilir. Bu durumda çözüm üretilmeye çalışılacağı ön görüşmede YÖK
tarafından belirtilmiştir. Üniversite öğrencileri konusunda öncelikle
diplomalılarla ilgili taleplerle işe başlanmalıdır.
c. Diploması olmayan Suriyeli öğrencilerin istatistikleri çıkarılıp YÖK ve
hükümet nezdinde girişimde bulunulabilir. Kurulması söz konusu olan geçici
hükümet bu konuda çözüm önerilerini Türk hükümetine ifade edebilir.
d. Akademisyenlerin istihdamı konusunda öncelikle ilahiyat fakültelerinde
çalışabilecek hocalarla ilgili bir tespit yapılmalıdır. Türkiye’de 91adet ilahiyat
fakültesi mevcuttur. Bu fakültelere Suriyeli akademisyenlerin alınması teşvik
edilmektedir. Bazı fakültelerde zaten şu anda Suriyeli akademisyenler
mevcuttur. Arapça dışındaki sosyal branşlarda da yüksek lisans ve doktorası
olanları ilahiyat fakülteleri kabul etmektedir.
e. Başbakanlık, MEB ve YÖK ile yapılacak görüşmelerde bizim elimizde Arapça
ve İngilizce ders anlatabilecek şu bölümlerde şu kadar hoca, şu kadar da
doktora sonrası araştırma yapabilecek akademisyen var diye belirtilmelidir.
Türkçe ve İngilizce bilmeyen akademisyenler için öncelikle doktora sonrası
çalışma (post.doc) üzerinde durulmalıdır.
2.2.4. Uluslararası kuruluşlara müracaatlar: Öğrencilerin eğitimi ve
akademisyenlerin istihdamıyla ilgi Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve benzeri diğer
kaynakların değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Birleşmiş Milletler yetkililerince
Ali Rıza SEYDİ 237
Suriyeli akademisyenlere ifade edilen; Türkiye’den ortaklık kurulabilecek üniversite
bulunması durumunda kaynak temin edilebileceği ve benzeri durumların
değerlendirilmesi ve uluslararası işbirliği imkânlarının sağlanması çalışmalarının Türk
akademisyenler tarafından yapılacağı ifade edilmiştir. Hasan: “Birleşmiş Milletlerin
akademisyenlerin korunması konusunda bize destek sözleri var. Akademisyenlerle ilgili burslar
veriyorlar. Birleşmiş Milletlerin ilgili kurumları; Türk üniversiteleri Suriyeli akademisyenleri kabul
ederlerse biz bu akademisyenlerin masraflarını Türk üniversiteleriyle birlikte karşılarız diyorlar.
Fakat bir üniversitenin Türkiye’de bu akademisyenleri misafir etmesi gerekiyor. Bu konu da
Türkiye’den yardım istiyoruz. Suriyeli akademisyenlerin Türk üniversitelerinde kendi alanlarında
derslere girip, araştırma yapmaları için,” demiştir.
2.2.5. Çalışmaların Projesi kapsamında devam etmesi: Türk akademisyenlerce
çalışmaları yürütülen “Suriye’nin yeniden yapılandırılması” konusundaki projesinin
başlıklarından bir tanesinin eğitim olarak tanımlanabileceği, proje kapsamında Türk ve
Suriyeli akademisyenlerle birlikte çalışılabileceği değerlendirilmiştir. Özellikle Suriye’de
gelecekteki eğitim sisteminin nasıl olması gerektiği konusunun tartışılması, birikim ve
deneyimlerin paylaşılıp teklifler üretilmesi maddesinin bu proje ile birlikte devamı
sağlanabilecektir. Zeki: “Daha önce üzerinde durduğumuz derneğin yapacağı çalışmaları bu proje
kapsamında sürdürebiliriz. Ancak biz bu konuda çalışmalar, toplantılar yapmak istediğimiz
zaman bir üniversite ya da uygun bir ortam bulabilirsek çok iyi olur,” demiştir.
2.2.6. Suriye eğitim sisteminin yapılandırılması: Suriye’ye en yakın kültürün Türk
kültürü olduğu, eğitim adına Türkiye’den faydalanmanın en uygun yol olduğu, konu ile
ilgili çalışmaların erkenden başlatılıp iyi bir örnek ortaya konması durumunda Suriye’de
genel kabul görebileceği ifade edilmiştir. Bu konuda Suriyelilerin ifadeleri şu şekilde
olmuştur; Alim: “Şu anda en büyük problem devrimden sonraki oluşacak siyasi kimlik. Savaş en
çok bunun üzerinde dönüyor. Bunun sonrasında da ekonomi ve eğitim gelecek. Eğitim bizim için çok
önemli. Türkiye ile çok ortak şeyimiz var. Ortak tarihimiz, ortak sınırlarımız var. Ortak
sorunlarımız var. Bu problemleri birlikte ele alabiliriz. Şam’ın tarihten gelen bir eğitim kültürü
olmakla birlikte aynı iklimde yaşadığımız komşularımıza bu konuda ihtiyacımız var. Suriye
halkının büyük çoğunluğu Türkiye’de yaşanan tecrübeden memnun.” Mehmet: “Her ne kadar
Şam’ın kendine ait bir eğitim tecrübesi olsa da, eğitimle ilgili projelerde kendimize en yakın
gördüğümüz kültür ve medeniyet olan Türklerden faydalanmak isteriz. Bizde farklı akımlarda olan
insanlarda var. Onlarda belli başlı devletlere yaklaşarak, o eğitim sistemini getirmek isteyeceklerdir.
Biz şimdi sizin yardımınızla ilk adımları atıp örnek bir sistem gösterebilirsek, işte bakın bizim
yakın komşumuz, yakın kültürümüzdeki akademisyenlerle ortaklaşa çalıştık, hazır elimizde proje
var dersek bu daha kabul görür.” Abdullah: "Suriye halkı zorlamayı bir türlü kabul etmedi.
Geçmiş hükümetlerin yaptığı da buydu. Ama biz Türk akademisyenlerle eğitim sistemiyle ilgili
kabul edilebilir güzel örnekler ortaya koyabiliriz diye düşünüyorum. Tabi gelecek problemlerine
yönelik projeleri yaparken şu anki sıkıntıları da halletmeliyiz. Şu anki sıkıntıları halletmeden
geleceğe de güzel bakamayız. Bu konularda Türk akademisyenlerle daha fazla bir araya gelebilsek
çok iyi olur.”
238 … Suriye’deki Çatışmaların Suriyelilerin Eğitim Sürecine Yansımaları
SONUÇ
Bu araştırma kapsamında ulaşılan kişilerle yapılan görüşme ve odak grup
görüşmelerinde elde edilen veriler büyük ölçüde birbirini tamamlamaktadır. Görüşme
ve odak grup görüşmelerinden elde edilen verilerdeki pek çok husus ayrı araştırmalara
konu olacak mahiyettedir. Araştırma, henüz hazırlık aşamasında olan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümetine sunulmak için çalışmalarına başlanan, Suriye ilgili bir
projenin eğitim ayağına esin kaynağı olmuştur.
Suriye’deki çatışmalarda okul ve üniversitelerin eğitim misyonunun dışında
kullanıldığı ve öncelikle hedef alındığı anlaşılmıştır. Öğrenciler güvenlik ya da
çatışmalara katılım nedeniyle okullarına gidememektedirler. Bu ortamın Suriye’de
eğitimin devamına imkân vermediği, eğitimi bitme noktasına getirdiği görülmektedir.
Okul ve öğretmen ihtiyacıyla birlikte öğrencilerin yaşadıkları travmalar başta olmak
üzere eğitimle ilgili pek çok acil ihtiyaç ortaya çıkmıştır.
Ülkelerinde yaşanan acı olaylardan dolayı Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin,
Türkiye’de de eğitimle ilgili önemli sorunlarının ve Türkiye’den beklentilerinin olduğu
anlaşılmıştır. Türkiye’deki Suriyelilerin eğitimle ilgili en büyük sorun alanının kamplar
dışındaki eğitim olduğu, bu alanda eğitim adına önemli bir karmaşa ve boşluğun
yaşandığı sonucuna varılmıştır. Bu sorundan başka öğrenci, eğitimci ve
akademisyenlerin yaşadığı büyük acılar, Türkiye’deki Suriyeli üniversite öğrencilerinin
sorunları, eğitim alanında Suriyelilerin potansiyellerinin değerlendirilmesi ve şimdiden
bir şeyler ortaya koyulmazsa geç kalınmış olacağı ifade edilen Suriye eğitim sisteminin
yeniden yapılandırılmasına yönelik bulgular bu araştırmada öne çıkmıştır.
Katılımcılar, Türk hükümeti ve halkının kendilerine gösterdiği yakınlık ve
misafirperverlikten dolayı minnettar olduklarını ifade etmektedirler. Türkiye’nin
özellikle kamplardaki Suriyeli öğrenciler için elinden geleni yaptığını ve mevcut
şartlarda oldukça güzel imkânlar sunduğunu ifade etmektedirler. Ancak Suriyeli
öğrencilerin kamp dışındaki temel eğitimleri ve genel olarak üniversite öğretimi
ihtiyaçlarının karşılanması için hükümetten daha cesur adımlar, sivil toplumdan da
daha çok destek beklemektedirler. Ayrıca Türkiye’de Arapça dil eğitimi ve gelecekteki
Suriye eğitiminin yapılandırılmasına yönelik önemli fırsat ve talepler olduğu tespit
edilmiştir.
Savaşın, katliamların, büyük miktarda can kayıplarının, işkencelerin, göç
hareketlerinin yaşandığı bir trajedide doğal olarak siyasi ve askeri konular, sağlık,
barınma, beslenme konuları öne çıkmaktadır. Fakat olayların uzaması sonucunda bir
neslin eğitimsiz kalması ihtimali, eğitim gerçeğinin de ön plana çıkmasını ve bu
alandaki çalışmaları zorunlu kılmaktadır.
ÖNERİLER
Kültürel olarak kendilerini Türkiye’ye çok yakın gören Suriyelilerin, eğitim alanında bu
gün ve gelecek adına Türkiye’den destek talepleri ilgililerce değerlendirilmeli, daha
büyük ve etkili adımlar atılmalıdır. Başta MEB olmak üzere hükümetin ilgili kurumları,
YÖK ve üniversitelerle, ilgili diğer resmi ve özel kurumlar Suriyelilerin taleplerine
destek vermelidir.
Türkiye’ye komşu olan Suriyelilerin Türkiye’de alacakları eğitimin Türkiye’yi
de yakından ilgilendirdiği, eğitimin aksaması durumunda bunun kısa ve uzun vadede
Suriye gibi Türkiye için de öngörülmesi güç sonuçlar doğuracağı unutulmamalıdır.
Ali Rıza SEYDİ 239
Üç yıla yakın zamandır aksayan Suriyelilerin eğitimi konusunda, Türkiye’nin
öncelikle kamplar dışındaki Suriyeli öğrencilerin eğitimi ve yükseköğretim konusuyla
ilgili atılımlar yapması gerekmektedir. Bu faaliyetler gerçekleştirilirken, yaşanılan tasviri
güç insanlık trajedisine karşılık, komşuluk ve insani sorumluklarımız göz önünde
bulundurulmalıdır.
Sığınma sürecinin belirsizliği de dikkate alınarak Suriyeli öğrenci, eğitimci ve
akademisyenlerin Türkçeyi öğrenme konusundaki taleplerine yardımcı olunarak,
Türkiye’deki eğitim imkânlarından faydalanmaları ve Türkiye’ye uyum sağlamaları
kolaylaştırılmalıdır.
Suriye’de ve Suriyelilerin sığındıkları ülkelerde zor durumda olan öğrenci,
eğitimci ve akademisyenlerin seslerinin dünyaya duyurulması, onlara yardım edilmesi
konusunda Suriyeli akademisyenlerin başlattığı faaliyetlere destek olunmalıdır.
Türkiye’deki Suriyeli akademisyen ve eğitimcilerin alanlarına göre üniversite ve
diğer lüzumlu yerlerde istihdamı sağlanmalıdır. Suriyelilere verilecek eğitim konusunda
sığınmacıların kendi aralarındaki akademisyen ve eğitimcilere öncelik verilmesinin
isabetli olacağı düşünülmektedir.
Suriyeli akademisyen ve eğitimcilerin Türkiye’deki meslektaşlarıyla, eğitimle
ilgili çalışmalar yapma talepleri daha geniş boyutlu faaliyetlerle devam ettirilmelidir.
Eğitim ve akademisyenlerle ilgili uluslararası kuruluşlardan sağlanabilecek desteklerin
değerlendirilmesi için Suriyelilere yardımcı olunmalıdır.
Arapça dili ve din eğitimi konusunda Suriyelilerin sahip olduğu büyük
potansiyel, Türkiye’de imam hatip liseleri ve ilahiyat fakülteleri başta olmak üzere,
değerlendirilmelidir. Bu durum Suriyeli akademisyenlerin istihdam sorunuyla birlikte
Türkiye’deki dil ve din eğitimiyle ilgili sorunlara çözüm olabilecektir. Bu konuda
ilahiyat fakülteleri bazında başladığı tespit edilen çalışmalar yaygınlaştırılarak devam
ettirilmelidir.
Türkiye’deki Suriyelilerin eğitimi ve eğitim konusundaki talepleriyle ilgili
akademik çalışmaların bulunmayışı göz önünde tutularak, bu alanla ilgili çalışma ve
projeler teşvik edilmelidir. Özellikle sığınmacıların yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki
akademisyen ve uzmanların, Suriyelilerin eğitim durumuyla ilgili araştırma ve projelere
yönelmelerinin faydalı olacağı değerlendirilmektedir.
KAYNAKÇA
AYDIN, S.“Suriye Arap Cumhuriyeti Raporu, T.C.Başbakanlık Dış Ticaret
Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi”, 2009,
http://www.uekibb.org/raporlar/suriye_677111667.pdf,Erişim: Eylül, 2013.
ÇETİN A.,Uzman N.“Sığınmacılar Çerçevesinde Suriye-Türkiye
İlişkilerine Bir Bakış”, Uluslararası Avrasya Strateji Dergisi 1(1): 3-
18.2013.
DUVERGER, M.Sosyal Bilimlere Giriş, çev. Ü. Oskay, Bilgi yayınevi, İstanbul 1990.
GÖÇDER, ESHID, “Göz Ardı Edilenler; İstanbul’da Yaşayan Suriyeli
Sığınmacılar”,http://www.amnesty.org.tr/ai/system/files/suriyeliler_cadirkent
_raporu.pdf, Erişim: Eylül, 2013.
GÜR, N.“Suriye Eğitim sistemi”, Karşılaştırmalı Eğitim Sistemleri, Pegem Akademi
Yayıncılık, Ankara2007.
240 … Suriye’deki Çatışmaların Suriyelilerin Eğitim Sürecine Yansımaları
İSMAİL, F., el-Mecid, F.“Mardin’deki Suriyeli Akademisyenlerin Basın ve Yazarlarla
Toplantısı”, www.ilkehaberajansı.com.tr. Erişim: Eylül, 2013.
KARASAR, N. Bilimsel Araştırma Yöntemi, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara2013.
OKTAY, F. “Başkan Fuat Oktay’ın Açıklamaları”, www.afad.gov.tr, Erişim: Ekim,
2013.
SANDIKLI, A., Semin A.“Bütün Boyutlarıyla Suriye Krizi ve Türkiye” BİLGESAM,
Rapor No:52. 2012, www.bilgesam.org/tr/index.php?option, Erişim: Ağustos,
2013.
TÜRNÜKLÜ, A. “Eğitim Araştırmalarında Etkin Olarak Kullanılabilecek Nitel Bir
Araştırma Tekniği: Görüşme”, 2000, www.pegem.net/dosyalar/dokuman/1126-
20110715121015-turnuklu.pdf. Erişim: Eylül, 2013.
TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, “Ülkemize
Sığınan Suriye Vatandaşlarının Barındıkları Çadırkentler Hakkında İnceleme
Raporu”,2012,
http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/belge/ulkemize_siginan_suri
ye_vatandaslarinin_barindiklari_cadirkentler_hakkinda_inceleme_raporu_3.pdf.
Erişim: Ağustos, 2013.
YILDIRIM, A., Şimşek, H. Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, Seçkin Yayınevi,
Ankara 2013.


EK1. GÖRÜŞME FORMU
Araştırma Sorusu: Suriye’deki çatışmaların Suriyelilerin eğitim sürecine yansıması
nasıl olmuştur?
Yer: Tarih ve Saat : Görüşmeci:
GİRİŞ
Merhaba, ben …………..…………… Suriye’deki çatışmaların eğitim sürecine
yansıması konusunda bir araştırma yapıyorum. Araştırmayı devam etmekte olduğum
doktora programı ilgili bir çalışma olarak gerçekleştiriyorum. Amacım çatışmaların
Suriyelilerin eğitiminde ortaya çıkardığı problemler, bu problemin Türkiye’ye bakan
yönü ve Türkiye’nin yapabilecekleriyle ilgili Suriyeli akademisyen ve eğitimcilerin
düşüncelerini ortaya çıkarmaktır.
Sizlerin ne kadar zor bir süreçten geçtiğinizin, sizin ve ailenizin karşılaşabileceği
tehlikelerin farkındayım. Şahsınızla ilgili bilgileri ve kayıtları açık olarak kimseyle
paylaşmayacağım. Yine de görüşmenin bitiminde ya da sonrasında sizi endişeye
düşürecek bir durum olursa kayıtların kullanılmasına izin vermeyebilirsiniz. Sizi ya da
yakınlarınızı tehlikeye atacak hiçbir veriyi kullanmak istemiyorum. Bu araştırmadan
Suriyelilerin eğitimiyle ilgili önemli veriler elde edeceğimi ve bunun Suriyelilerin
eğitimine katkı yapacağını umuyorum.
İzin verirseniz görüşmeyi ses/görüntü kayıt cihazıyla kaydetmek istiyorum. Sizce bir
sakıncası var mı?
Ali Rıza SEYDİ 241
Görüşmeyi Arapça, Türkçe ya da İngilizce yapabiliriz. Sizin kendi dilinizde
düşüncelerinizi daha rahat ifade etmeniz için Arapça tercümanı arkadaşımla birlikte
görüşmeyi gerçekleştirebiliriz.
Dil tercihinizin Arapça olması durumunda benim Arapçam zayıf olduğu için görüşme
formundaki soruları tercüman arkadaşım size yöneltecek. Sizce sakıncası yoksa
anlamadığım ya da açıklama istediğim yerlerde araya girip size ver tercüman
arkadaşıma soru sorabilir miyim?
Görüşmede 3 temel soru ve bunlara bağlı alt sorular bulunmaktadır. Görüşmenin
yaklaşık bir saat süreceğini düşünüyorum. Müsaade ederseniz sorulara başlamak
istiyorum.
1. Çatışmaların Suriye’de eğitim alanında ortaya çıkardığı problemlere ilişkin
görüşleriniz nelerdir?
Suriye’deki eğitimin genel durumuna ilişkin görüşleriniz.
Suriye’deki okulların durumuna ilişkin görüşleriniz.
Suriye’deki öğrencilerin durumuna ilişkin görüşleriniz.
Suriye’deki akademisyen ve eğitimcilerin durumuna ilişkin görüşleriniz.
2. Çatışmalar üzerine Türkiye’ye gelen Suriyeli öğrenci, akademisyen ve
eğitimcilerin durumlarına ilişkin görüşleriniz nelerdir?
Eğitimle ilgili Türkiye’deki Suriyelilerin genel durumuna ilişkin görüşleriniz.
Türkiye’de kamplardaki Suriyeli öğrencilerin eğitim durumuna ilişkin görüşleriniz.
Türkiye’de kampların dışındaki Suriyeli öğrencilerin eğitim durumuna ilişkin
görüşleriniz.
Türkiye’deki Suriyeli üniversite öğrencilerinin eğitim durumuna ilişkin görüşleriniz.
Türkiye’deki Suriyeli Akademisyen ve eğitimcilerin durumuna ilişkin görüşleriniz.
3. Çatışmaların ortaya çıkardığı sorunlara karşı eğitim adına Türkiye’den
talepleriniz nelerdir?
Suriyelilerin eğitimiyle ilgili genel talepleriniz
Türkiye’deki Suriyeli öğrencilerin eğitimiyle ilgili talepleriniz
Türkiye’deki Suriyeli Üniversite öğrencilerinin eğitimiyle ilgili talepleriniz.
Akademisyen ve eğitimcilerin istihdamıyla ilgili talepleriniz.
Suriyelilerden Türkiye’deki Arapça ve ilahiyat eğitiminde destek sağlanmasıyla ilgili
talepleriniz.
Suriye eğitim sisteminin düzenlenmesine yönelik talepleriniz.

Konular