Arapçada Muzari fiilin Nefyi

Muzari Filinin Olumsuzu

NEFY-İ HAL (MUZARİİ MENFİ)



Fiili muzarinin başına مَا geçerse (Nefyi hal) olup Türkçeye “şimdiki zamanın olumsuzu” ile tercüme edilir. Örnek: مَا يَكْتُبُ (yazmıyor), مَا يُكْتَبُ (yazılmıyor), gibi.



Bu مَا çekimde hiçbir değişiklik yapmadan fiili muzarinin her sigasının başına geçebilir.



NEFYİ İSTİKBAL NEFYİ MUZARİ



Fiili muzarinin başına لاَ geçerse Sibeveyh’e göre (Nefyi İstikbal) olup Türkçeye “geniş zamanın olumsuzu” iler tercüme edilir.



لاَ يَكْتُبُ (yazmaz), لاَ يِكْتَبُ (yazılmaz) gibi. Fakat İbni Malik’e göre (Nefyi Muzari) olup Türkçeye “geniş zamanın olumsuzu” veya “şimdiki zamanın olumsuzu” ile tercüme edilebilir.



لاَ يُكْتَبُ (yazmaz veya yazmıyor); لاَ يُكْتَبُ (yazılmaz veya yazılmıyor) gibi. Bu لاَ çekimde hiçbir değişiklik yapmadan fiili muzarinin her çekiminin başına geçebilir.



Cümle Örnekleri:



ماَذاَ تاْكُلُ فيِ الْفَطوُرِ ؟

Kahvaltıda ne yersin?

آكُلُ الْبَيْضَ.

Yumurta yerim.

وَ ماَذاَ تَشْرَبُ ؟ أَشْرَبُ اللَّبَنَ.

(Peki) Ne içersin ? Süt içerim.

ماَذاَ تَأْكُلُ فيِ الْعَشاَءِ ؟

Akşam yemeğinde ne yersin?

آكُلُ الْفاَكِهَةَ.

Meyve yerim.

ماَذاَ تَشْرَبُ ؟ أَشْرَبُ الْقَهْوَةَ.

Ne içersin? Kahve içerim.

أَخيِ يَشْرَبُ الْقَهْوَةَ داَئِماً.

(Erkek) Kardeşim daima kahve içer.

ماَذاَ تَرْسُمُ مَرْيَمُ ؟ تَرْسُمُ شَجَرَةً.

Meryem ne resm(i) yapıyor? Bir ağaç resmi yapıyor.

أَنْتِ تَرْسُميِنَ جَيِّداً.

Sen iyi resim yapıyorsun.

ماَذاَ تاْكُليِنَ فيِ الْغَداَءِ ؟

Öğle yemeğinde ne yersin?

آكُلُ الدَّجاَجَ أَوِ السَّمَكَ.

Tavuk veya balık yerim.

وَماَذاَ تَشْرَبيِنَ ؟ أَشْرَبُ الشاَّىَ أَوِ() الْعَصيِرَ.

(Peki) ne içersin? Çay veya meyve suyu içerim.

اَلْمُديِرُ يَنْزِلُ مِنَ السَّياَّرَةِ.

Müdür arabadan iniyor.

هَلْ تَعْرِفُ هَذاَ الْوَلَدَ ؟ نَعَمْ ، أَعْرِفُهُ.

Bu çocuğu tanıyor musun? Evet, onu tanıyorum.

هَلْ تَعْرِفُ الْمُدَرِّسِينَ فِي الْمَدْرَسَةِ ؟

Okuldaki öğretmenleri tanıyor musun?

نَعَمْ ، أَعْرِفُهُمْ.

Evet, onları tanıyorum.

هَلْ تَعْرِفُ هَذهِ الْبِنْتَ ؟

Bu kızı tanıyor musun?

نَعَمْ ، أَعْرِفُهاَ . هِيَ فاَطِمَةُ.

Evet, onu tanıyorum. O Fatıma’dır.

لِمَنْ تَكْتُبُ الرَّساَئِلَ ؟

Mektupları kimin için (kime) yazıyorsun ?

أَكْتُبُ الرَّساَئِلَ لِعاَئِلَتيِ وَلِأَصْدِقاَئيِ.

Mektupları ailem ve arkadaşlarım için yazıyorum.

أَناَ اَكْتُبُ لِعاَئِلَتيِ فَقَطْ.

Ben sadece ailem için yazıyorum.

هَلْ تَعْرِفُ هَذِهِ الْمُدَرِّسَةَ ؟

Bu öğretmeni tanıyor musun?

نَعَمْ ، أَعْرِفُهاَ. هِيَ عاَئِشَةُ.

Evet, onu tanıyorum. O Aişe’dir.

مَتَى تَرْجِعُ مِنَ الرِّحْلَةِ ؟

Geziden ne zaman dönüyorsun?

سَعيِدٌ يَعْمَلُ الشاَّيَ فيِ الْمَطْبَخِ.

Said mutfakta çay yapıyor.

بِماَذاَ يَلْعَبُ التَّلاَميِذُ ؟ هُمْ يَلْعَبُونَ بِالْكُرَةِ.

Öğrenciler ne ile oynuyor? Onlar top ile oynuyor.

هِشاَمٌ يَذْهَبُ مَعَ واَلِدِهِ إِلَى السُّوقِ مَساَءً.

Hişam babasıyla akşamleyin çarşıya gidiyor.

هَلْ تَذْهَبُ أُخْتُكَ إِلَى مَدْرَسَتِهاَ مُبَكِّرَةً.

Kızkardeşin okuluna erken mi gider?

ماَذاَ يَفْعَلُونَ فيِ الْمَسْجِدِ ؟

Mescidde ne yapıyorlar?

هُمْ يَدْرُسوُنَ الْعَرَبِيَّةَ.

Onlar Arapça tahsil ediyorlar.

هُنَّ يَحْفَظْنَ الْقُرْآنَ.

Onlar Kur’ân’ı ezberliyorlar.

هُمْ يَشْرَبوُنَ الشاَّىَ.

Onlar çay içiyorlar.

هُنَّ يَرْكَبْنَ الْحاَفِلَةَ.

Onlar otobüse biniyorlar.

يَذْهَبُ عَبْدُ اللَّهِ إِلَى الْمَصْنَعِ غَداً.

Abdullah yarın fabrikaya gidiyor.

أَيْنَ يَجْلِسُ الْوَلَدُ وَ واَلِدُهُ ؟

Çocuk ve babası nerede oturuyor?

يَجْلِساَنِ فِي الْغُرْفَةِ.

Odada oturuyorlar.

لِماَذاَ يَجْلِساَنِ فِي الْغُرْفَةِ ؟

Niçin odada oturuyorlar?

أَكْتُبُ الدَّرْسَ قَبْلَ النَّوْمِ

Dersi uykudan önce yazıyorum.

ماَذاَ يَفْعَلُ الطَّبِيبُ ؟

Doktor ne yapıyor?

هَلْ تَسْكُنُ وَحْدَكَ فِي الْغُرْفَةِ ؟

Odada tek başına mı oturuyorsun?

تَنْصَحُ الْمُعَلِّمَةُ التِّلْمِيذاَتِ.

Öğretmen kız öğrencilere nasihat ediyor.

تَشْكُرُ الْمُدِيرَةُ الطاَّلِبَتَيْنِ.

Müdür iki öğrenciye teşekkür ediyor.

إِنَّهُنَّ يَعْرِفْنَ الْخَبَرَ.

Gerçekten onlar haberi biliyorlar.

يَفْحَصُ الطَّبِيبُ الْوَلَدَ وَ يَسْأَلُهُ عَنْ مَرَضِهِ.

Doktor çocuğu muayene ediyor ve hastalığı hakkında soruyor.

Konular