Birleşik Cümle Unsurları

HAL


Hal, fiil olurken, failin, mefulun veya her ikisinin durumunu gösteren sözdür. Türkçedeki durum zarfı karşılığıdır. (nasıl?) sorusuna cevap teşkil eder.
Çocuk koşarak geldi جاء الولد عدوا
Halid binmiş olarak geldi جاء خالد راكبا
Cümlelerindeki son kelimeler hal’dir, failin durumunu göstermektedir.

Hasta sütü soğuk olarak içti شرب المريض الحليب باردا
Mahmudu uyur halde gördüm رايت محمودا نائما
Cümlelerindeki son kelimeler de hal olup mefulun durumunu göstermektedir.

Meyve olgun olarak yenir تؤكل الفاكهة ناضجة
Su soğuk olarak içilir يشرب الماء باردا
Cümlelerindeki son kelimelerde haldir, naibu failin durumunu göstermektedir.

Not: bir cümlede, birden fazla hal olabilir.
Tahir binmiş olarak gülerek geldi جاء طاهر راكبا ضاحكا
Çocuk ağlayarak, bağırarak oturdu جلس الطفل باكيا صائحا
Hal sahibine sahibul hal denir, umumiyetle marife olur.

HALİN ÇEŞİTLERİ: hal, yalnız bir kelimeden ibaret olabileceği gibi, isim cümlesi, fiil cümlesi, zarf, carr ve mecrur da olur.

a)İsim cümlesi: hal olan isim cümlesinin başında, bu cümleyi asıl cümleye bağlayan, hal vavı denen bir vav bulunur.
Bildiğiniz halde Allah’a eşler yapmayınız. فلا تجعلوا لله اندادا وانتم تعلمون
Subay susamış olarak savaştı قاتل الضابط وهو عطشان
b)Fiil cümlesi: hal olan fiil cümlesinin de başında, eğer cümlede, sahibul hale ait bir zamir yoksa, bu cümleyi asıl cümleye bağlayan hal vavı bulunur.
İmam güneş doğmadığı halde uyandı استيقظ الامام ولم يطلع الشمس
c)Zarf:
Arkadaşımın sesini, kapı arkasında olduğu halde işittim سمعت صوت صديقى خلف الباب
d)Carr ve mecrur:
Mahmud, sevinçle bir mektup okudu قرأ محمود رسالة فى فرح


Hâl: Cümlelerde Fâil veya Mef’ûlun veya her ikisinin durumunun ne halde olduğunu bildirir. Müştak nekradır. Nasıl sorusuna cevap verir.
Fakülte ye yürüyerek geldim. جئ ُ ت إلى الكليّةِ ماشيًا


HÂL TERKİBİ الّتركيب الحالي
İki isimin bir araya gelmesi ve yakınlık (bitişiklik) ifade etmesi ile meydana gelir.
Sen bizim bitişikteki komşumusun. أن َ ت جارَنا بي َ ت بي ُ ت
Kavim (millet) paramparça (darma dağınık) oldu. َتَفرَّ َ ق القَومَ شَذرَ مََذرَ

Hâl cümlesi ve kuruluş yolları
Ma’rife isimden sonra gelir, cümle veya şibh-i cümle olur, Sâhib-i hâlle bir bağla bağlı olması gerekir. Bu bağlar ya Zamir ya Vav yada ikisi birden gelebilir.
Hal cümlesinin formülleri ve kuruluş yolları:
Fiil Cümlesi:
Fiil (Amil-i –Hal) + Fâil (Sahi-i hâl) + Hal (Cümle):
Çoçuk koşarak geldi. جَاءَ الطِّفلُ يَركُضُ
Zeyd gülerek geldi. جَاءَ زَيدٌ يضْحَكْ
Fiil (Amil-i Hal) + Fâil + Mef’ûl bih (Sâhib-i hâl) + Hal (Cümle):
Ay’ı bulutlar arasında gördüm. رَأي ُ ت اله َ لالَ بينَ السَحَا ِ ب
Anneni ağlayarak gördüm. رأي ُ ت أمَّكَ َتبكي
Gördüğüm adama selam verdim. سَلَّم ُ ت على الرَّجُلِ رُأيتُهُ
Fiil (Amil-i Hal) + Fâil (Sâhib-i hâl) + Hal َقدْ Vavlı veya vavsız, Menfi fiil): Zeyd’in babası gitmeden Zeyd geldi. جَاءَ زَيدٌ ما َذهَبَ أبُوهُ وما َذهَبَ أبوهُ
İşçi yemek yemeden fabrikaya gitti. َذهَبَ العَامِلُ إلى المَصَنعِ ولمْ يأ ُ كلْ
Zeyd gülmeyerek geldi. ( جَاءَ زَيدُ لمْ يَضحَكْ ( ولمْ يَضحكْ
Fiil (Amil-i Hal + Fâil (Sâhib-i hâl) + Hal ( و َقدْ ile mazi musbet fiil).
Tüm arkadaşları gelirken, Kardeşin gitti. غَابَ أ ُ خوكَ وََقدْ حَضَرَ جَميعُ أصدَِقائهِ
Güneş batışında döndü. عَادَ وَقدْ َ غرَبَتِ ألشَّمسُ
Menfi olan Mazi fiilde de َقدْ ın gelmesi caizdir.
Fiil (Amili Hal) + Fâil – Sâhib-i hâl + Hal (Cümle):
Amr kalkmamıştı ki Zeyd geldi. جاءَ زَيدٌ ما قامَ عَمروٌ جاءَ زَيدٌ وما قامَ عَمروٌ
İsim cümlesi:
Fiil (Amil-i hâl) + Sahib-i Hal (Fail) + Hal (Vav ve zamir):
Subay susadığı halde savaştı. َقاَتلَ الضَّابِ ُ ط وهُوَ عَطشَانٌ
Artık bunu bile bile Allaha şirk koşmayın. َقالى َتعالى: َفلا َتجعَلوا للهِ أندادًا وأنُتمْ َتعَلمونْ
Fiil (Amil-i Hal) + Fâil (Sâhib-i hâl) + Hal (Vav ve isim):
Güneş doğarken İsam geldi. جَاءَ عِصَامٌ والشَّمسُ َ طا لِعَ ٌ ة
Deniz dalgalı olduğu halde, gemiye bindim. رَكِت ُ ت السَّفيَن َ ة والبَحرُ هائِجٌ
Hal cümlesi şu ş artlarda gelir.
Haberi cümle olması.
Gelecek zaman ifade eden harfler kullanılmamalı.
Bir bağla bağlı olmalı.
Not: Hal cümlede Zarf ve Cer Mecrûr (şibh cümle) şeklinde de gelebilir.
Minberin üzerinde kitabı gördüm. رأي ُ ت الكِتابَ َفو َ ق المِنبَ ِ ر . رأي ُ ت الكِتابَ عَلى المِنبَ ِ ر


جاء الولد يبكي

Çocuk ağlayarak geldi.

Burada çocuk belirli bir isimdir - ağlıyor açıklayıcı cümleciği belirli olan çocuğun ne şekilde geldiğini açıklamak için getirilmiştir. Burada fiile nasıl sorusunu sorarak "Çocuk nasıl geldi" "ağlıyor" cevabını alırız. Yani "çocuk ağlıyarak geldi" olur. Buda çocugun ağlıyor halde geldiğini gösterdiği için HAL dir.




الحال
HAL
( Failin veya Mefulün durumunu bildiren kısımdır. )
NOT:
Hal, durumunu bildirdiği isme sadece tekil-ikil-çoğul ve müzekker-müenneslik açısından uyar. Ancak İnsan dışındakilerin çoğullarının haberi, sıfatı, fiili, hali vb. müennes-tekil gelir
أنواع الحال
HALİN ÇEŞİTLERİ

1- Hal tek kelime olursa genelde ism-i fail olur. Elim-lamsız ve üstünlü olarak gelir
جَاءَ الأَوْلاَدُُ لاعِبِينَ _ جَاءَ الْوَلَدَانِ لاعِبَيْنِ _ جَاءَ الْوَلَدُ لاعِبًا
Çocuk -iki-lar oynayarak geldiler

جَاءتْ الْبِنَاتُ لاعِبَاتٍ ;جَائَتْ الْبِنْتَانِ لاعِبَتَيْنِ; جَائَتْ الْبِنْتُُ لاعِبَةً
Bir kız-iki-lar oynayarak geldiler
2- Hal mazi fiil olursa başına vegad ( وَقَدْ )gelir.
Ali arabasına binmiş olduğu halde geldi جَاءَ عَلِىٌّ وَقَدْ رَكِبَ سَيَّارَتَهُ
3- Hal muzari fiil olursa başına bir şey gelmez. Ancak başında gad
( َقَدْ) varsa ve ( وَ)ilave edilir.
Öğretmen sınıfa öğrencileri müjdeleyerek girdi.دَخَلَ الْمُعَلِّمُ الصَّفَّ يُبَشِّرُالطَلَبَ
4- Hal isim cümlesi olursa başına ve (وَ )gelir.
İnsanlar uyurken ben uyumadım. اَنَا سَهِرْتُ وَ النَّاسُ نَائِمُونَ
5- Halde harf-i cer veya zarf varsa, aynen kalır.
Hilali bulutlar arasında gördüm. رَاَيْتُ الْهِلالَ بَيْنَ السَّحَابِ
Ziynetleri içinde kavminin yanına çıktı.خَرَجَ عَلَى قَوْمِهِ فِى زِينَتِهِ

TERKİP VE CÜMLELER

1-İZAFET TERKİBİ (İSİM TAMLAMASI): İki isim, bir isim tamlaması meydana getirir.
Hocanın kitabı كتاب الاستاذ
Burada الاستاذ kelimesi, كتاب kelimesini tamlıyor. Bu tamlama işine izafet denir. bu misalde الاستاذ kelimesi tamlayan, كتاب kelimesi ise tamlanandır.

Arapçada, tamlanana muzaf, tamlayana ise muzafun ileyh denir. muzafun ileyh’in son harfi daima kesre ile harekelidir, yani muzafun ileyh daima mecrurdur.
(Tamlayan) Muzafun ileyh (Tamlanan) Muzaf
Kitabın rengi لون الكتاب
Evin kapısı باب البيت
Ev kapısı باب بيت

1-Muzaf, marife bir kelimeye izafe edilmişse (yani muzafun ileyh marife ise) marifelik (belirlilik) kazanır. Muzafun ileyh nekra ise, muzaf tahsis (mahsus olmaklık) manası kazanır.

2-Müfret kelime muzaf olunca, sonundaki çift harekeden biri düşer. Tensiye kelime muzaf olunca, sonundaki ن harfi düşer. Cemi müzekker kelime muzaf olunca, sonundaki ن harfi düşer.
Öğretmenler معلمون İki öğretmen معلمان Öğretmen معلم
Okulun öğretmeni معلم المدرسة
Okulun iki öğretmeni معلما المدرسة
Okulun öğretmenleri معلموا المدرسة

3-Muzaf durumundaki kelimede ikilik elifi (tensiye elifi) veya topluluk vavı (cemi vavı) varsa ve kelimenin son harfinin harekesi üstün veya esre olması gerekiyorsa, elif veya vav, ى harfine çevrilir.
Mektebin iki öğretmenini gördüm رأيت معلمى المدرسة
Mektebin iki öğretmenini selamladım سلمت على معلمى المدرسة
Mektebin öğretmenlerini gördüm رأيت معلمى المدرسة
Mektebin öğretmenlerini selamladım سلمت على معلمى المدرسة
4-Zincirleme isim tamlamasında yalnız sondaki muzafun ileyh ال alır.
Evin kapısının anahtarı مفتاح باب البيت


2-NİSBET (MÜTEKELLİM YA’SINA İZAFET): Mütekellim ya’sı muzafun ileyh olunca durum:

1-Müfret: Müfret bir isim, mütekellim ya’sına muzaf olunca, son harfinin harekesi kesra olur.
Kitabım كتابى ß Kitap كتاب

2-Tesniye: Tensiye kelime, mütekellim ya’sına muzaf olunca, tesniyenin sonundaki nun düşer.
Benim iki kalemim قلماى ß iki kalem قلمان
Benim iki kitabım كتاباى ß iki kitap كتابان

Nasb ve cer halinde, elif, ye olur.
İki kitabımı aldım اخذت كتابى
Kalemi, iki kitabımın üzerine koydum وضعت القلم على كتابى

3-Cemi: Cemi müzekker salim, mütekellim ya’sına muzaf olunca, sonundaki nun düşer.
Öğretmenler معلمون à Öğretmenlerim معلموى olacakken, vav, ye olur. معلمى haline gelir.
Not: و ve ى aynı kelimede yan yana gelir, önceki sakin olursa و , ى ya çevrilir.


3-SIFAT TERKİBİ (SIFAT TAMLAMASI) ve SIFAT-MEVSUF UYGUNLUĞU: Sıfat tamlamasında sıfat, daima, nitelediği isimden sonra gelir.
Kalın bir kitap كتاب سميك Kısa bir kalem قلم قصير
قلم قصير sıfat tamlamasında, قلم kelimesi, قصير kelimesiyle nitelenmektedir. قصير gibi niteleme sıfatına, sıfat denir. قلم gibi, nitelenen isme de mevsuf adı verilir.
Sıfat daima mevsuftan sonra gelir ve onunla aynı harekeyi taşır.
Çalışkan öğrenci geldi جاء الطالب المجتهد
Çalışkan öğrenciyle konuştum كلمت الطالب المجتهد
Mükafat çalışkan öğrencinindir الجائزة للطالب المجتهد

Sıfat, mevsufa, 1-Erkeklik-Dişilik 2-Teklik-İkilik-Çokluk 3-Belirlilik ve Belirsizlik bakımından daima uyar.
Küçük bir çocuk طفل صغير طفلة صغيرة
Küçük çocuk الطفل الصغير الطفلة الصغيرة
İki küçük çocuk طفلان صغيران طفلتان صغيرتان
Küçük çocuklar اطفال صغار طفلات صغيرات


4-İSİM CÜMLESİ (MÜBTEDA-HABER) ve MÜBTEDA-HABER UYGUNLUĞU: İsim cümlesi, bir durumu, bir varlığın nasıl olduğunu haber verir, bir hüküm bildirir. Umumiyetle, isim cinsinden bir kelime ile başlar.
Kitap faydalıdır الكتاب نافع Mektep temizdir المدرسة نظيفة
İsim cümlesinde, söze kendisiyle başlanan kelimeye mübteda denir. Mübteda, isim cümlesinin öznesidir. Özneyi niteleyen, öznenin durumunu haber veren kelimeye haber denir. Haber isim cümlesinin yüklemidir.
Kapı açıktır الباب مفتوح cümlesinde, الباب kelimesi mübteda, kapının ne durumda olduğunu bildiren مفتوح kelimesi ise haberdir. Mübteda, daima marife, haber ise nekra’dır.
Hem mübteda hem de haber marife ise, mübtedadan sonra gelen marife kelimenin, mübtedanın sıfatı olmayıp, haber olduğunu belirtmek için mübteda ile haber arasına munfasıl zamirlerden biri gelir ve ikisini ayırır.
Alah, işte O dosturفالله هو الولى Kardeşin alimdir أخوك هو العالم
Gerek mübteda, gerekse haber merfudur, merfu oluş, müfret kelimede, ötre ile, tesniyede elif ile, cemi müzekker salimde vav ile, cemi müennes salim ve cemi mükesserde ise ötre iledir.
Öğrenci zekidir الطالب ذكى Kız öğrenci zekidir الطالبة ذكية
İki öğrenci zekidir الطالبان ذكيان İki kız öğrenci zekidir الطالبتان ذكيتان
Öğrenciler zekidir الطلاب اذكياء Kız öğrenciler zekidir الطالبات ذكيات
Görüldüğü gibi, haber, mübtedaya, 1- Erlik-dişilik 2- Teklik-ikilik-çokluk bakımından uymaktadır.

Not: Mübteda, akıllı olmayan bir şeyi gösteren kelime olup cemi ise, haber, cemi olabileceği gibi, ekseriya müfret müennes olur.
Binalar büyüktürالعمارات ضحمات = العمارات ضحمة ß Bina büyüktür العمارة ضحمة

Haber Dört Çeşit Olabilir:
1- Tek kelime İnanmış kuvvetlidir المؤمن قوى
2- İsim veya fiil cümlesi
a)isim cümlesi: Komşunun kitapları çoktur الجار كتبه كثيرة
b)fiil cümlesi: Biz Müslümanları severiz نحن نحب المسلمين
3- Car ve mecrur Kağıtlar dosyadadır الأوراق فى الملف
4- Zarf Cennet anaların ayakları altındadır الجنة تحت اقدام الامهات

MÜBTEDA-HABER UYUMU

a) Haber tek kelime olduğunda, (1-Erlik-dişilik 2-Teklik-ikilik-çokluk bakımından) uyum, o tek kelime ile mübteda arasındadır.
Öğrenci zekidir الطالب ذكى Kız öğrenci zekidir الطالبة ذكية
b) Haber fiil cümlesinden ibaret olunca, bu uyum, fiil ile mübteda arasında olur.
Çocuk oynuyor الولد يلعب Kız oynuyor البنت تلعب
Çocuklar oynuyorlar الاولاد يلعبون Kızlar oynuyorlar البنات يلعبن
c) Haber, isim cümlesinden ibaret olursa, uyum, mübteda ile, cümlede bulunması gereken zamir arasında olur.
Öğrencinin kitapları çoktur الطالب كتبه كثيرة Kız öğrencinin kitapları çoktur اطالبة كتبها كثيرة
Öğrencilerin kitapları çoktur الطلاب كتبهم كثيرة Kız öğrencilerin kitapları çoktur الطالبات كتبهن كثيرة
Not: bir mübtedanın birden fazla haberi olabilir.
Kardeşin alimdir, sporcudur, tacirdir. اخوك عالم رياضى تاجر
5-İNNE VE KARDEŞLERİ: لا لعل ليت لكن كأن ان ان dan biri, bir isim cümlesinin başına gelirse, mübteda (isim cümlesindeki özne) başa gelen kelimenin ismi olur ve mansub hale gelir; haber ise, baştaki kelimenin haberi olur, merfu olarak kalır.
Cadde geniştir الشارع واسع
Cümlesinde الشارع mübteda واسع haber iken, bu isim cümlesinin başına ان gelince
Muhakkak ki cadde geniştir ان الشارع واسع halini alır.
Bu cümlede artık الشارع kelimesine mübteda değil, ان nin ismi, واسع a ise,ان nin haberi denir. Kalan 6 harf için de durum aynıdır.

1- ان ve ان tekid (pekiştirme) için kullanlır.
Şüphesiz ki hava soğuktur ان الجو بارد ß Hava soğuktur الجو بارد
2- كأن benzetme için kullanılır.
Kitap hoca gibidir. كأن الكتاب استاذ
3- لكن istidrak içindir. Yani, söylenen sözden muhatabın zihninde doğabilecek yanlış anlamayı telafi etmektir.
Mesela, “kitap küçüktür” cümlesi, dinleyicide kitabın değersiz veya yararsız olduğu düşüncesini meydana getirebilir. Ama لكن ve sonrası getirilince durumun böyle olmadığı, böyle bir düşüncenin yanlış olduğu anlatılır.
Kitap küçüktür ama yararı büyüktür الكتاب صغير لكن نفعه كبير
4- ليت “keşke” manasına gelir. Temenni (dilek) ifade eder. Temenni, olması imkansız veya zor şeyleri istemektir.
Keşke haber doğru olsaydı ليت الخبر صحيح
5- لعل bir umma, bekleme anlatır.
Belki haber doğrudur لعل الخبر صحيح
6- لا cinsin hükmünü nefyeden لا, bir türün tümü hakkında olumsuz hüküm belirtir.
Hiçbir yalancı sevilmez لاكاذب محبوب


6-FİİL CÜMLESİ: Fiil cümlesi, umumiyetle, zamana bağlı (işlenen, işlenmekte veya işlenecek olan) olayları anlatır ve bir fiille başlar.
Yağmur yağdı نزل المطر Çocuk oynuyor يلعب الطفل
Fiil cümlesinde esas unsurlar, fiil ile bu fiili işleyen fail’dir. mübteda isim cümlesinin öznesi olduğu gibi, fail de fiil cümlesinin öznesidir, daima merfudur.


7-FAİL ve FİİL–FAİL UYUMU: Fail (fiil cümlesindeki özne), fiilden sonra gelir, işi yapanı, fiili işleyeni gösterir, daima merfudur.
Hoca geldi جاء الاستاذ Kız oynuyor تلعب البنت
Fail, yukarıdaki misallerde görüldüğü üzere, ayrı bir isim olabildiği gibi, birinci, ikinci veya üçüncü şahıs zamiri de olabilir.
كسرتن الزجاج كسرتم الزجاج كسرن الزجاج كسروا الزجاج
كسرنا الزجاج كسرتما الزجاج كسرتما الزجاج كسرتا الزجاج كسرا الزجاج
كسرت الزجاج كسرت الزجاج كسرت الزجاج كسرت الزجاج كسر الزجاج
كسرت كسرت كسرت kelimelerindeki ت zamiri faildir.
كسرنا كسرتما كسرن كسروا kelimelerinde ise, sırasıyla و ن تما نا faildir.
كسر kelimesinde zamir müstetir (örtülüdür), takdiri هوdir.
كسرت kelimesinde zamir müstetir (örtülüdür), takdiri هى dir
Görüldüğü üzere, fail zamir olursa, zamirler mebni olduğundan, fail, mahallen merfu olur.

Örneğin; كسرت الزجاج cümlesinde كسر mazi fiildir, sükun üzere mebnidir. ت faildir, ref yerindedir. الزجاج mefulu bih’tir, fetha ile mansubdur.

Fail alameti, tesniyelerde elifdir, cemi müzekkerlerde ve beş isimde vavdır.
O ikisi camı kırdı كسرا الزجاج Onlar camı kırdılar كسروا الزجاج

Fail, görünen, ayrı bir isim ise, fiil ona, erkeklik ve dişilik bakımından uyar, yani, bu durumda, fail müzekkerse, fiil de müzekker, fail müennesse fiil de müennes olur.
Çocuk oynadı لعب الطفل Kız oynadı لعبت الطفلة
Fail, görünen, ayrı bir isim ise, fiil ona erkeklik ve dişilik bakımından uymakla beraber, ikilik ve çokluk bakımından uymaz, tekil olarak kalır.
Çocuklar oynadı لعب الاطفال Kızlar oynadı


KONULARI ÖRNEKLERLE ÇALIŞMA


HALİN ÇEŞİTLERİ

1- Hal tek kelime olursa genelde ism-i fail olur. Elim-lamsız ve üstünlü olarak gelir
جَاءَ الأَوْلاَدُُ لاعِبِينَ _ جَاءَ الْوَلَدَانِ لاعِبَيْنِ _ جَاءَ الْوَلَدُ لاعِبًا
Çocuk -iki-lar oynayarak geldiler

جَاءتْ الْبِنَاتُ لاعِبَاتٍ ;جَائَتْ الْبِنْتَانِ لاعِبَتَيْنِ; جَائَتْ الْبِنْتُُ لاعِبَةً
Bir kız-iki-lar oynayarak geldiler
2- Hal mazi fiil olursa başına vegad ( وَقَدْ )gelir.
Ali arabasına binmiş olduğu halde geldi جَاءَ عَلِىٌّ وَقَدْ رَكِبَ سَيَّارَتَهُ

örnekler

جَاءَ عَلِىٌّ وَقَدْ رَكِبَ سَيَّارَتَهُ
ذهبت عائشة وقد مشت فى الطريق
Ayşe yolda yürüyerek gitti
أعتذر محمود وقد قبا رأسه
Mahmut başını eğerek özür diledi.
ضحك الرجل وقد وجد عينيه دمعة
Adam iki gözünde yaş olduğu halde güldü.
ركض جحا وقد كان يده رسالة
Hoca elinde liste olduğu halde koştu.
أخذت الكتاب وقد أرادته
Kitabı isteyerek aldım.

Konular