BİR GRAMER ÂLİMİ A.N. SAMOYLOVİÇ1

BİR GRAMER ÂLİMİ A.N. SAMOYLOVİÇ1
“…Samoyloviç, bir cemiyet adamı olarak her zaman her
türlü ilerlemenin ateşli bir taraftarı olmuş, aynı zamanda bir
âlim olarak, ilmî gerçeğin taleplerini her şeyden üstün tutmuştur.”
V.V. Bartold
A.N. KONONOV
A.N. Samoyloviç (1880-1938)2 üniversite eğitimine Petersburg Üniversitesi, Doğu
Dilleri Fakültesi Arap-Fars-Türk-Tatar bölümünde başlamıştır. Daha sonra aynı fakültede
doçentlik (1907) ve profesörlük, Sovyetler Birliği İlimler Akademisi muhabir üyesi (1925)
ve akademiği (1929) görevlerinde bulunmuştur. Samoyloviç Türklük Bilimi sahasında,
dilbilgisi, etnografi, edebiyat ve tarih gibi dallarda önemli çalışmalarda bulunmuş, yapılan
araştırmaların gelişmesine önemli bir ivme kazandırmıştır. Samoyloviç, Türkolog P.M.
Melioranskiy3, Osmanlıca uzmanı V.D. Smirnov4, tarihçi N.İ. Veselovskiy ve V.V.Bartold,
Arap dili uzmanı V.V. Rozen ve A.E. Schmidt, İran filolojisi bilgini K.G. Zaleman gibi
bilginler tarafından yetiştirilmiş ve Türkoloji sahası için parlak bir temele sahip olmuştur.
Daha sonra ise ünlü Türkolog W. Radlof’un5 talebesi olma şansına sahip olmuştur.
Melioranskiy, Samoyloviç’in mükemmel bir yeteneğe sahip olduğunu erken fark
etmiş ve lisans eğitimini tamamladıktan sonra (1903) bahsi geçen bölümde
çalışmalarına devam etmesi için teşvikte bulunmuştur.
A.N. Samoyloviç çok yönlü bir Türkolog’dur. Onun ilgi çerçevesini dilbilgisi,
edebiyat bilimi, etnograf ve tarih oluşturmuştur. Bilginin ilmî hayatında, P.M.
Melioranskiy’in gözetiminde aldığı derin dilbilimcilik eğitimi önemli bir rol oynamıştır.
Samoyloviç’in Türk Dilbilgisi ile ilgili çalışmalarında kazandığı başarıya, Rus
Filolojisi’nde var olan Türk Dilleri’nin grameriyle ilgili bir dizi çalışmaların mevcudiyeti
olanak sağlamıştır.6
1
Sovetskaya Turkologiya, Baku, No 5, 1973, 38-48 s.
2
F.D. Aşnin. Aleksandr Nikolayeviç Samoyloviç (1880-1938). – Narodı Aziyi i Afriki,
1963, No2, s. 243-264; A.N.Samoyloviç’in çalışmalarının bibliyografisi, s.253-263; hakkındaki
kaynakça, s. 264.
3
A.N.Kononov. P.M. Melioranskiy ve Millî Türkoloji-Tyurkologiçeskiy sbornik, 1972. M.,
1973, 3,7-17; aynı yazarın. Aynı adı altında- Sovetskaya tyurkologiya, 1970, No1, s.16-23.
4
A.N.Kononov. Rusya’da Türk dillerinin araştırılmasının tarihi. Eylül İhtilali’nden önceki
dönem. J., 1972, s, 148-150; A.S. Tveritinova, B.D. Smirnov. Türkiye’nin tarihçisi-Sovetskaya tyurkologiya, 1971, No4, s. 105-114; E.İ. Maştakova, F.D. Smirnov-Türk edebiyatının araştırıcısı-Aynı
eserde, s. 115-123.
5
Tyurkologiçeskiy sbornik, 1971, M., 1972.
6
Bu eserlerle ilgili olarak öncelikle şu eserleri belirtmek gerekir: İ. İ. Giganov, Grammatika
tatarskogo yazıka. SPb., 1801; A.A. Troyanskiy, Kratkaya Tatarskaya Grammatika. Kzaan, 1814
(II. Yayımı- 1824, 3. yayımı–1860); M.A. Kazem-Bek. Obşaya Grammatika Turetsko-Tatarskogo
Yazıka. Kazan, 1846; O. Böthlingk, Über die Sprache der Jakuten. St.Pt., 1851; M.A. Castren
Versuch einer Koibalichen und Karagassishen Spachlehre nebst Wörterverzeichnissen aus den
tataristchen Mundarten des Minussinschen Kreiss. St., Pb., 1857;. Grammatika altyskogo yazıka,
24 BİR GRAMER ÂLİMİ A.N. SAMOYLOVİÇ
A.N. Samoyloviç’in Türk dili üzerine ilk çalışması, Abdu-s Sattar Kızı (Kniga
Rasskazov O Bitvah Teknitsev) adıyla yayımlanmış XIX. yy. Türkmenleri’nin tarihî
destanı mahiyeti taşıyan eserin dil özellikleri üzerine kaleme aldığı makaledir. (SPb.,
1914, str. 011-053). Bu makale aşağıdaki bölümlerden oluşmaktadır.
I. Türkmen sesleriyle ilgili destanın imlâsı.
II. Destanın dilinin morfolojik yönden incelenmesi.
III. Destandaki bazı sentaks deyişler hakkında.
IV. Sözlük.
A.N. Samoyloviç çalışması için şöyle demiştir: “Bu çalışmam, Orta Asya Türk
(Türk7.-A.K.) edebiyatının bir kısmı olan XIX. yy Orta Asya Türkmen yazı dilinin
imlâsı, grameri, kelime hazinesi, tarihî ve edebî bilgilerin sistemleştirilmesinin ilk
tecrübesidir.” (str. XVI).
Rus Türkologları Orta Asya Türk yazı kaynaklarını araştırma sorunlarını çözmüştür.
Konuya olan hassasiyetini A.N. Samoyloviç şöyle ifade etmektedir: “Orta Asya Türk
(turkskoy – A.K.) edebiyatının ilmî araştırmasının bugünkü durumunu tesbit ettiği bu
alanda her türkoloğun dikkat etmesi gereken hususlar şunlardır:
1. Yayımlanan kaynakların çevrilip yayımlanması ve onların her yönden
araştırılması.
2. Tercüme edilerek yayınlanan yazılı kaynakların iyice incelenmesi.
3. Ustaca toplanan malzemelere dayanarak tarihî-edebî, gramer ve sözlük
niteliğinde olan ilk çalışmaların denetimi.
Orta Asya edebî kaynaklarının dil sahasında iyice incelenmesi her şeyden önce,
İslamiyet dönemi klasik Orta Asya Türk dili diğer adıyla Çağatay8 olmak üzere Horasan
asıllı Mir Ali Şir Nevaî (XV.yy) dili, daha başka eski edebî dile ve fars edebi dilinin
katkısı yanı sıra türeten yaşayan lehçeleri tesbit ederek kesinliğe ulaştırmalardır. (Kniga
rasskazov o bitvah teknitsev, str. XIV-XV)
Melioranskiy’in Orta Asya Türk yazı kaynaklarının mümkün olduğu kadar iyi
incelenmesinin önemi hakkındaki fikrini Samoyloviç de desteklemektedir.
Söz konusu eserlerin ses bilgisi ve gramer özelliklerinin incelenmesi Samoyloviç
tarafından yapılmıştır. Bu çalışmalarda Melioranskiy’in etkisi görülmektedir.
Eserin hangi dilde yazılması hakkındaki mesele Türkmen edebî dilinin ilerlemesinde
önemli noktalardandır.
XX yy. başında herkesçe kabul olunmuş fikre göre İslam Dönemi Klasik Orta
Asya Türk edebi dili veya Çağatay adını taşıyan dili olmuştur. (Kniga rasskozov…’, str
XV). Gelişmiş bir edebi dil olan Çağatay dili ile beraber yerli diller de vardı. Çağatay
dili ile çok ilişkisi olmasına rağmen onlar kendisine has özelliklere sahipti.
Kazan, 1869; N.İ. Aşmarin. Materiyalı dlya issledovaniya t çuvaşskogo sintaksisa, 1. b. Kazan,
1903; II.b. Sibirsk, 1923. Bu tam olmayan liste V.V. Radlof’un eserleri de dahil edilerek
tamamlanmaktadır. (H.A. Dulina’nın düzenlediği V.V. Radlov’un eserlerinin kronolojik listesi
“Tyurkologiçeskiy sbornik”te yayımlanmıştır, s. 261-275). Söz konusu et liste P.M. Melioranskiy’in
eserlerini de içine almaktadır. (P.M. Melioranskiy’in eserlerinin kronolojik listesi, bk.;
Tyurkologiçeskiy sbornik, 1972, s. 396-400).
7
Turetskie Yazıki; Genel bir terim olarak Rus ilmi edebiyatında XIX. yy. sonlarında XX.
yy’ın 30’lı yıllarına kadar kullanılagelmiştir.
8
Bk. G.F. Blagova. Türkçe ataj-Rusça çagatay, (Opıt sravnitelnogo izuçeniya starogo
zaimstvovaniya) – Tyurkologiçeskiy sbornik, 1971. s.165-205.
SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ 25
Modern (XIX-XX asrın başı-A.K.) Türkmen edebi dili Kazak-Kırgız (Kazak-A.K)
diline nazaran Çağatay diline daha yakındır ve yaşayan Türkmen dilinin hususiyetlerini
yok diyecek kadar yansıtmaktadır’ – diye yazıyordu A.N. Samoyloviç (str. XV-XVI).
A.N. Samoyloviç’in çağdaş Türkmen dilini ses bilgisi bakımından incelemesi ve
çok sayıda destanın morfolojik uzmanı olan çağdaş Türkmen dili ile karşılaştırması
Türkoloji için önemli ve ilginç bir kazanım olmuştur.
Abdu-s Sattar kazı adlı destanın ses bilgisi, morfoloji ve sentaks özelliklerinin
kısaca incelenmesi XIX. yy. Orta Asya Türk9 Edebî Dili ve XX. yy. başında yaşayan
Türkmen dilinin karşılaştırmasının ilk tecrübesidir.
A.N. Samoyloviç Türk dillerinin özelliklerini daha eksiksiz ve ayrıntılı olarak Opıt
kratkoy krımatatarskoy grammatiki (Pg., 1916) ve Kratkaya uçebnya grammatika
sovremennogo osmansko-turetskogo yazıka (J., 1925) adlı iki eserinde ifade etmiştir.
Alimin birkaç Türk, Türkmen, Kırım Tatarcası ve Özbek yazı dillerinin özelliklerini
incelemede olan bilgi ve tecrübesini yansıtan ikinci eseri özel bir dikkate değerdir.
Bilgin’in kendisinin de belirttiği gibi Opıt kratkoy krımsko-tatarskoy grammatiki
adlı eserinde Kırım Tatar yazı dilinin gramerine dair ders konuları aynı lehçeleri
düzelterek yeniden işlemiştir. A.N. Samoyloviç bu konuları Tavri Vilayet merkezinin
idareciliği Rus-Tatar okullarında çalışan Tatar hocalar için düzenlendiğini Tatar dili
kurslarında (1912, 1913) belirtmiştir.
A.N. Samoyloviç’in Kırım Tatarlarının diline olan ilgisi son günlerine kadar
devam etmiş, 1927’de K istorii Krımsko-Tatarskogo Yazıka adlı çok ilginç bir makale
yayımlamıştır10. Bilgin, Latin alfabesinin işlenmesine önemli bir katkıda bulunmuş, III.
Kırım dil konferansının yönetici ve düzenleyicilerinden birisi olmuştur11.
Söz konusu eserin başında Genel dilbilimine dair temel malümat, Özel dil grubu
olan Türk dilleri ve ağızlarının ortak özellikleri, Kırım-Tatar şivelerinin ve ortak KırımTatar dilinin ortak özellikleri konularını ele alan önsöz (str. 1-8) mevcuttur. Esas kısmı
ise (str.9-10) fonetik ve gramerle ilgili bilgileri aşağıdaki bölümlerden ibarettir:
I. Kırım-Tatar lehçelerinin sesleri Arap alfabesi de kullanılması.
II. Kırım-Tatar lehçelerinin bugünkü yazı dili ile karşılaştırılması.
III. Özel gramer şekilleri ve deyimlerin Kırım ve Tatar yazı dilinde kullanılmasına
dair bilgi.
A.N. Samoyloviç derin genel dil bilgileri aldıktan sonra dilci olarak Türk Dilbilgisi
meseleleri üzerinde durmuştur. A. N. Samoyloviç sahip olduğu yöntemi Opıt KrımskoTatarskiy Grammatiki eserinde titiz bir şekilde ifade etmiştir. “Gramer elde edilmez,
onu insan ancak keşfedip yayımlayabilir. Gramer hiçbir dilde zorla kabül edilmez ve
kendi özelliğine göre grameri vardır” demiştir. (str. 2)
Kratkaya uçebnaya grammatika sovremennogo Osmansko-Turetskogo yazıka
çalışmasında bu fikri yine bir kere daha tesbit etmektedir ve şöyle demektedir: “Türk
dillerine yabancı gelen gramer sistemlerinin etkisinin altında olmayan bir kitap
düzenlemeye çabaladım.”
9
Çağdaş Türkmendilinin fonetik ve morfolojisi hakkında ilk kısa bilgileri N.İ. İlminsky
vermiştir. Uber die Sprache der Turmenin. Aus einem Briete der Herrn İlminskiy an A Schiefner
‘Bulletin de İ’Academie impericle des sciences de St. Petersburg’. Nouvelle serie, t. İ, 1860, 563-
571 kolonlar; A. Mollayev. N.İ. İlminskiy o turkmenskom yazıke I ennofrafiyi. – Sovetskaya
tyurkologiya, 1973, No4, s. 02-86
10
Vestnik nauçnogo obşestva tatarovudeniya, 1927, No 7, s. 25-33.
11
Bk., Ekonomika I kultura Krım, 1934, No9-12, s.25-27.
26 BİR GRAMER ÂLİMİ A.N. SAMOYLOVİÇ
Kırım-Tatarca ve Osmanlı Türkçesi’nin ses bilgisini incelerken A.N. Samoyloviç
ancak, Radloff tarafından Fonetika severnih tyurkskih yazıkov12 isimli ünlü eserinde
ortaya atılan yöntemi kullanmıştır. Zira iki özelliğe göre ünlüleri üç grupta toplayan
Radloff’un sistemi, singarmonizm kanunlarını izah etme bakımından son derece büyük
bir öneme sahiptir.
A.N. Samoyloviç Arap alfabesinin ıslah edilmesinde Rus Şarkiyatçılığının geleneklerine uyarak Arap alfabesinin yeniden incelenmesinde önemli katkılarda bulunmuştur.
Onun eski Arab alfabesindeki deyişmeler üzerinde ettiği tavsiyeler ilim adamları
tarafından değerlendirilmiştir. (19-20)
İki dilin gramerinde de morfoloji ve cümle öğelerini incelemeye başlamıştır.
O.N. Betlingk’in Yakut gramerinde şunlar ele alınmıştır: “Das Nomen, Das Zahlwort.
Das Prononem, Das Verbum a)Verbum finitum, b) Gerundia, Supinum. Adverbia.
Postpositionen) İndeklinabilia (Adverbia. Postositionen. Conjunctionen) İnterjectionen.
Das Frageaffix.
A.N. Samoyloviç Opıt Krımsko-Tatarskoy Grammatiki adlı makalesinde şöyle
yazmaktadır: “Türk Dilleri ve lehçelerindeki söz bölükleri morfolojik açıdan iki temel
gruba ayrılmaktadır:
1) Fiil
2) İsim.
Bence, bu tasnifi tesbit eden en açık ve değişmez morfolojik özellik negatif –mA
ekidir: Bunların dışında üçüncü morfolojik grubu oluşturan ekler veya edatlar
mevcuttur. (str. 30).
İsimler grubu üç alt gruba ayrılmaktadır:
1) İsim ve sıfat,
2) Zamanı göstermeyip hallere göre değişen, fiilden yapılma özelliğine sahip olan
isimler (bunlar isimlerden –mA ekiyle negatifi yapılabilmeleriyle farklıdır)
3) Ulaçlar zamanı göstermeden, değişse de belli durumlara göre değişebilen özel
fiil türü, ulaçlar fiilden (hem negatif, hem de pozitif) yapılabilme hususiyetini
koruduğundan edatlar grubunun içeriğinde sayılmaz.
4) Fiil türleri, ancak kişiliği gösteren türlerdir.
Edatlar grubu şu alt grupları kapsamaktadır.
1) Son takılar,
2) Bağlaç ve zarflar,
3) Ünlemler. (str. 31).
Günümüz Türkologlarının çoğunun kabul ettiği şu iddia dikkatimizi çekmektedir:
İsim ve sıfatların arasındaki morfolojik farklılıklar, onları iki ayrı grup olarak
değerlendirecek kadar tesbit edilebilmiş değildir. (str.31) Bunu Samoyloviç Osmanlı
Türkçesi gramerinde tekrar iddia etmiştir. (76). Anlamına göre (mantık bakımından)
isim ve sıfatların ikiye ayrılması Osmanlı Türkçesi morfolojisinde gereksiz kalmıştır;
Osmanlı Türkçesi gramerinde isim ve sıfatların kategorilerini tespit edebilmek için
morfolojik özellikler yoktur. Rus dilindeki karşılığı olan isimler cümlede çoğu zaman
özne ve tümleç olarak bulunmaktayken, Rus dilindeki sıfatlara uyan sıfatlar da belirten
olarak bulunmaktadır. Fakat sentaks bakımında da Türk dillerindeki şu isim ve sıfatları
12
W.Radloff, Vergleichende Grammatik der nördlichen Türksprachen, Leipzig, 1882.
SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ 27
ayırmak her zaman mümkün değildir. İkisinin arasındaki herhangi bir sınır
koyulmaması bu yüzdendir. (str. 37).
Kelime kökü edatlar, ekler arasında geçiş sınırları olmazsa, kelime türünde de fiil
ve isimler arasında da olmayacaktır. (str 36). İch behandle hier das Substantivum nicht
abgesondert vom Abjectivum, wiel sie haufig zusammen fallen13; Kırgız (kazakskom)
dilinde isim ve sıfatlar arasında o kadar da fazla farklılık yoktur.14
Türkçe’deki bitişim tabiyatına olan Rus Türkologların görüşlerini anlamak isteyenler
için Türk dillerinde bunların sayesinde kelime ve kalıp yapımı gerçekleşmiştir. O
yüzden bugün (herkes tarafından) ek adını alan unsurların tesbiti çok ilginç bir
gerçektir. Bunlara İ.İ. Giganov, M. İvanov (Tatarskaya grammatika, Kazan, 1842) M.A.
Kazem-Bek “ek”, O.N. Betlingk “ekler” adını vermişlerdir.
Bu konuda Samoyloviç şunları yazmıştır. Osmanlı Türkçesi’ndeki kesin
farklılıkları gösteren iki ayrı grup şunlardır:
1) Bölünmeyen kökler
2) ekler (bunların ortalarında da geçiş gruplar mevcuttur)
3) Sontakı
4) Yarı ek15 (str. 31)
Yarı ekler eklerden farklı olarak çoğu zaman kelime köküne eklenerek vurguyu
almadan ortaya çıkıyor örnek olarak gel-i-yor-um kelimesinin sonunda iki yarı ek
mevcuttur (str. 32).
Ekler kelimelerde zarf, bağlaç, ünlem ve edat olarak geçiyor. (str. 33)
Türk dillerinin bitişim yapısının ilerlemesinin A.N. Samoyloviç şu şekilde değerlendirmiştir: “Türk ve ona akraba dillerdeki ekler sisteminden önce çok uzak zamanlarda
sentaks sistemi yer almış olabilir. Bu sistem de öznelerin nesnelerden sonra ortaya
çıkmasına neden olmuştur.”
Bağımsız kelimenin ek durumuna geçmesini kasteden bu Türkçe ve ona akraba
olan dillerin “ekler” sistemin gelişmesinin şeması kendine has bir tarihe sahiptir.
XIX. yy. 20’li yıllarında meşhur bir dilci olan V. Gumboldt şu görüşü katiyetle
savunmuştur: “Herhangi bir dil kalıbını aynı yolla kazanır… Dilde ilk önce adlar
bellidir, kelimeleri birbirine bağlayan kalıplar ise ima edilir. Böylece gramer ilişkileri
ilk aşamalarda cümle cümle olarak ifade edilir.”
Samoyloviç yardımcı kelime ve eklere çok önem vermiştir. Dolayısıyla Türk
Dilleri ve ona akraba dillerin özelliğini öğrenebilmek imkanını dile getirmiştir.
Samoyloviç’in Kratkaya uçebnaya grammatika sovremennogo OsmanskoTuretskogo yazıka adlı eserinde (31.s) yaptığı tasnif bu konu için ilk adım olmuştur.
Melioranskiy Kratkaya grammatika kazak-kırgızskogo yazıka adlı eserinde Kırgız
dilinin söz dizimini incelemiştir ve Altay dilinin halk ekleri hakkında yazılan
Grammatika altayskogo yazıka adlı eserin iddiasını devam ettirmiştir.
Samoyloviç’in Türk Dilleri’nin gramer ve ses alanındaki derin bilgisini başka
birkaç çalışmasında da açıkça görülür. Bunların arasında ilk olarak Nekotorıe
13 O. Böhtlingk. Über die Sprache der Jakuten. SPb., 1851, s. 119.
14
P.M. Melioranskiy, Kratkaya grammatika kazak-kırgızskogo yazıka, Ib. SPb., 1894, s. 35.
15
Burada ve sonra A.N. Samoyloviç’in Kratkaya uçebnaya grammatika sovremennogo
Osmansko-Turetskogo yazıka adlı eserine dayanılmıştır.
28 BİR GRAMER ÂLİMİ A.N. SAMOYLOVİÇ
dopolnenia k klasifikatsii turetskih yazıkov (Petersburg, 1922) ve dört yıl sonra
yayınladığı K voprosu o klasifikatsii turetkih yazıkov adlı eserler önemlidir.
Samoyloviç daha önce W. Radloff ve F.E. Korş tarafından tasvir edilen Türk
Dilleri’nin tasnifini sunmuştur.
Samoyloviç’in haklı olarak belirttiği gibi, Türk Dilleri’nin tasnifi bu günlerde de
önemi kaybetmemiştir.
Kendisinden öncekilerin fikirlerini devam ettirerek Şarkiyatçıların çalışmalarını
öğrenmek gerekir, demiştir. Bunun neticesi olarak Persidskiy turkolog XVIII veka
Mirza Mehdi Han eseri Türklük Bilimi Dünyası’na sunulmuş ve söz konusu eserinde bu
alanda önemli bir araştırıcı olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.
Türk Dilleri üzerindeki çalışmalarını en sonuncusu olarak Les Langues Turgues adlı
eseri İslam Ansiklopedisi’nde yayınlanmıştır. (E.İ. IV, Leyde-Paris, 1934, 956-963).
Bu çalışması dört bölümden ibarettir:
1. Türk Dilleri’nin tasnifi ve dağılımı.
2. Türk Dilleri’nin genel tasnifi.
3. Edebî ve yazı dilleri.
4. Türk ve Türk olmayan dillerin etkileşimi.
Bilginlerin çalışmaları onların yayınladığı eserlerin ilmî çalışmasının önemini tam
vermeyebilir.
Bazen de son görüş ve düşüncelerinin bazı kısmı alimin arşivinde kalır, başka
kısmı da onunla beraber vefat eder.
Hayatının son yirmi yılında kuvveti ve zamanının çoğunu idarî ve ilmî işlere
harcamış olan A.N. Samoyloviç çok yönlü araştırmalarını devam ettirmiştir. Onun
birkaç eseri Millî Genel M.E. Saltıkov-Şedrin kütüphanesinin el yazılar bölümünde
(fond No 671) ve SSCB Bilimler Akademisi’nin Arşivi’nde (Leningrad Bölümü) (Fond
No 782 v.b.) muhafaza edilmektedir.
Türk dillerinin ses ve gramer özelliklerinin araştırılmasına adanan çalışmalardan en
önemlileri şunlardır:
Opıt Lingvistiçeskogo issledovaniya tekinskogo govora turkmenskogo diyalekta,
1903, 6 defter, 491k. (f. 671, 129);
Sistema turetskoy gramatiki. Opıt ustanovleniya gramatiçeskih kategoriy, 1912-
1915, 592k. (f.671, 121);
Turetskiye etyudı. İssledovaniya po istorii sredneaziyatskih-turetskih literatur
yazıkov, 1917-1918, 839k (f.671 100);
Obşiy vzglad na voznikoveniye i razvitiye musulmansko-turetskih literaturnıh
yazıkov v svyazi s govornimi nareçiyami, 1918, 23k. (f.671, 126)
Grammatika çağatayskogo yazıka. Materiyalı i naborski’ tarihi belirtilmemiş,
(1925’ten sonra), 162k. (f. 671, 131).
İzuçeniye anatoliysko-rumeliyskogo-turetskogo yazıka, 1930’lar, 70k. (f. 671, 132).
Samoyloviç’in Türkoloji’nin çeşitli meselelerini ayrıca ses ve gramerini öğrenmek
için yapılan çalışmaları bir taraftan otuz yıllık hocalığın değerini gösteriyorsa, diğer
taraftan da Sovyet Türkoloji tarihinde önemli ve sağlam yer almasının örneğidir.
Çeviren: Venera TURATBEK KIZI

Konular