Diglossia’ya Rağmen Yetkinleşme: Arapça’ya Yeni Bir Yaklaşım∗

T.C.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ
Cilt: 17, Sayı: 2, 2008
s. 771-785
Diglossia’ya Rağmen Yetkinleşme: Arapça’ya
Yeni Bir Yaklaşım∗
Karin C. Ryding**
Çev. : Hasan Taşdelen
Yard. Doç. Dr., U.Ü. İlahiyat Fakültesi
Arap dünyasındaki linguistik durum açıkça diglossia1 olarak
tanımlanmaktadır2. Edebî dil yani Modern Standart Arapça (MSA), -
yazılı olmayan- mahallî/coğrafi farklılıktan kaynaklanan ve topluca
konuşma dili (avamca) olarak anılan dil biçimleri ile çelişkili bir
durum arz etmektedir. Dil öğrenimindeki bu iki başlılığın olumsuz
tesirleri, Arapça’nın yabancı bir dil olarak öğretilmesini ciddî manada
etkilemiştir: Zira öğrenciler, iki dilin okur yazarı olmayı veya günlük


“Proficiency Despite Diglossia: A New Approach for Arabic”, The Modern
Language Journal, vol. 75, no. 2 (Summer, 1991), ss. 212-218. ** Karin C. Ryding, Georgetown Üniversitesi, Arapça ve İslam Araştrmaları bölü-
münden (Dept. of Arabic and Islamic Studies) emekli profesördür. Makaleyi
kaleme aldığı sırada Washington Georgetown Universitesi, Dil & Linguistik
Bilimi Okulu’nda (School of Languages & Linguistics) görevliydi. 1 Diglossia, herhangi bir toplumda bir dilin iki varyantının yanyana kullanılıyor
olmasıdır. Çoğunlukla bu iki varyanttan birisi daha üst seviyeli ve esas kabul
edilir “standart language/el-lugatu’l-fushâ”. Bu varyant resmi yazışmalarda,
öğretimde ve ibadetlerde kullanılır. Daha alt seviyede kabul edilen ise, aile
arasında ve sokakta kullanılan dildir. “colloquial language/el-lugatu’t-dârice”.
Bu durum bugün Arap dünyasında çok açık bir şekilde müşahede edilmektedir.[ç.n.]
2 Esasen bu inceleme, Kasım 1989’da Toronto’da, Amerika Arapça Öğreticileri
Birliği’nin desteğiyle düzenlenen Orta Doğu İncelemeleri Kurumu’ndaki bir
panelde sunulmuş olan tebliğin gözden geçirilmiş şeklidir.
772
meselelerde her iki dille diyalog kurabilmeyi amaçlıyorlarsa, bir
yerine en az iki dil biçimini öğrenmek zorunda kalmaktadırlar. Bu
sorun, Hint-Avrupa dil ailesine ait olmayan ve Latin alfabesini kullanmayan
bir dilin geçmişten getirdiği zorluklara eklenince, dil öğrenimine
büyük bir hevesle başlayan ve ileride başlayacak olan çok
sayıda öğrencinin azmini örselemekte ve hayal kırıklığına uğratmaktadır.
Bu öğrenciler bir iki yıllık öğrenimin ardından, sarfedilen
çabaya rağmen iletişim becerisi bakımından hâlâ çok geri durumda
olduklarını anlayarak çoğu defa pes etmektedirler.
Dildeki diglossia sorununu çözmek üzere ortaya konan çabalar,
sözgelimi Middlebury Summer Arabic School’un, MSA’nın, okuma
ve yazma için olduğu kadar tüm konuşma ve dinleme hedefleri
için de kullanılması yönünde aldığı karar, -Arapça konuşanların
günlük yaşamlarında baş vurdukları içten geldiği gibi konuşma
formu hariç tutulursa- ileri bir yetkinlik düzeyi kazandırmıştır3.
Arap dünyasında, Arapça’nın, geniş bir coğrafyada anlaşılabilen
konuşma diline özgü yeni bir biçiminin oluştuğu görülmektedir.
Ancak bu dil, eğitimli Arap asıllı kişiler tarafından, farklı
şivelerin söz konusu olduğu, konuşma dilinin gayri resmi görül-düğü
ve edebî dilin doğallığı aşacak ölçüde yapmacık bulunduğu yarı
resmî ve benzer sosyal ortamlarda kullanılan bir dildir. Sosyolinguistik
araştırmalar, bu dil varyantını incelemeye ve karakteristik
özelliklerini belirlemeye başlamış olup, birkaç sebepten ötürü bu dil,
Amerika Dışişleri Bakanlığına bağlı Foreign Service Institute’de (FSI)
günlük Arapça eğitimi veren çoğu kimse tarafından en çok tercih
edilen dil haline gelmiştir. FSI’nin deneyimlerine ve artan bilimsel
dokümantasyonuna göre bu yeni Arapça, Arapça akademik programlarda
da konuşma dili düzeyinin geliştirilmesi için uygun bir seçenek
oluşturabilir. FSI’de, MSA’nın yanında normal olarak bu dil de öğretilmekte
ve bununla öğrencilerin, okuma becerilerinin yanı sıra
diyalog becerilerinin de geliştirilmesi hedeflenmektedir4.
Resmî Konuşulan Arapça
FSI’ın yıllardan beri kullanageldiği bir tabir olan Resmî
Konuşulan Arapça (FSA), bu türden bir konuşma Arapçasının adı
olup, bir öğretim ve iletişim vasıtası olarak dış işlerinde çalışanlarla,
Arap ülkelerinde görev yapmakta olan diğer Amerikan resmi

3 Bu incelemede “yetkinleşme” sözcüğüyle, o düzeyi başarıyla tamamlamış
olma durumuna değil, yüksek bir beceri düzeyine ulaşma sürecine işaret
edilmektedir. Bir başka ifadeyle bu sözcük, yelpazenin bitiş noktasından
ziyade, beceri düzeyindeki sürekli ilerlemeyi anlatmaktadır. 4 Sözgelimi, normal bir günde, öğleden önce üç-dört ders saati FSA için;
öğleden sonraki iki ders saati de MSA için ayrılabilir.
773
görevlileri için geliştirilmiştir. Bu dil, coğrafî bölge ile sınırlı bir yerel
dil değildir, ama bununla birlikte, bir iletişim vasıtası olarak Arap-
ça’nın konuşulduğu bütün ülkelerde, eskiden beri konuşulagelen
Arapça varyantlarının gerçek bir kesitini -ki bu konuşulan Arap-
ça’nın bölgeler üstü imtiyazlı bir formudur- temsil etmektedir. Yine
bu dile, çoğu araştırma literatüründe Eğitimli Arapların Konuşma Dili
(ESA: Educated Spoken Arabic) de denilmektedir. Ben bu makalede,
ESA’yı da içine alan bir terim olarak "FSA"yı kullanacağım.
FSA’yı tartışırken üç temel mesele önem arzeder:
1) FSA’nın tanımı ve konumu;
2) Ana dili Arapça olmayanlar ile iletişim kurma becerisi
kazandırmadaki etkinliği;
3) Ayırt edici temel özellikleri.
Bu inceleme şu üç konuyu ele almaktadır:
1) Araştırma literatürünü tanımlamak;
2) FSA’nın eğitim açısından uygulanabilirliğini ortaya koymak;
3) FSI’da öğretildiği tarzda, Arapça’yı yabancı dil olarak öğrenenlere
konuşma dili becerileri kazandırma hususunda belirgin bir
iletişim seçeneği haline gelen FSA’in, özelliklerine kısaca değinmek.
Arapçanın İzlediği Süreç: Bugünkü Linguistik Araştırma
Varyasyon teorisi, norm olarak dilde heterojenliği varsayar ve
şu iddiada bulunur: Linguistik tanımlama ve analiz açısından
“varyasyon … merkezî unsur olarak algılanmalıdır” (25: p. 185). O
nedenle Arapçadaki durum da bir istisna olarak değerlendirilmeyip,
aksine dilin doğal gelişim yelpazesindeki bir uç olarak kabul
edilebilir. Bu durum, tarih ve kültür sayesinde müşterek yazılı bir
standart araçla birbirine bağlanan, ama aynı zamanda büyük coğrafi
uzaklıkların ve alt dil katmanının yarattığı merkezkaç etki-siyle
dağılmış oldukça farklı bölgesel çeşitlilikleri ortaya koymak-tadır.
Konuşma Arapçasının değişik varyasyonları -diğer dillerdeki
örnekleri gibi- o dili konuşanların altyapısı, konuşulan konunun
resmiyet/samimiyet durumu ve konuşmanın cereyan ettiği ortam
gibi dile ait ve dil dışı etkenlere bağlı olarak değişkenlik arz eden
linguistik bir devamlılık içerisinde var olmaktadır. Bununla birlikte,
coğrafyaya bağlı değişikliklerin yanı sıra sosyal duruma bağlı değişikliklerin
de kurallara göre yürüdüğü, bunların işlevsel linguistik
gerçekliklerinin olduğu hususu akademik çevreler dışında genellikle
bilinmemektedir5. İngiltere’deki Sosyal Bilimler Araştırma Konse-

5 Meiseles (s. 118): “(Umumiyetle, topluca Halk Arapçası olarak tanımlanan
birçok mahallî lehçenin yanı sıra, Modern Standart Arapçanın da ayrıca
774
yi’nin (Social Science Research Council of Great Britain) sponsoru
olduğu, Leeds Üniversitesi’nde ortaya konan çabalar dışında, birbirlerinin
dilsel arkaplanlarına uyum sağlamaya ve değişen koşullar
altındaki geniş bir konu yelpazesiyle baş ederken anadilini konuşan
eğitimli insanların başvurduğu kendiliğinden lehçeler arası olan, belli
bir sisteme uydurulmuş veya formal hale getirilmiş konuşma
biçimlerini incelemek üzere fazla deneysel araştırma yapılmamıştır.
Bununla birlikte, son zamanlarda, Arap dilinin bu fenomeniyle
uğraşan gittikçe büyüyen bir sosyolinguistik araştırma bünyesi
farkedilir olmuş ve FSA son yıllarda, bu kavramı daha çok Eğitimli
Arapların Konuşma Dili (ESA) olarak tanımlayan (8; 18; 21; 22-24;
28)6 birçok araştırmacı için ilgi odağı haline gelmiş bulunmaktadır.
Türetilen diğer terimlerse şunlardır: “urban cultivated Arabic (kent
kültürlü Arapça)” (2), “middle Arabic (orta Arapça)” (6; 16; 17; 20),
“pan-Arabic (Pan-Arapça)” (1; 23), “inter-regional standard (bölgeler
arası standart)” (14), “supra-dialectal L (lehçeler üstü dil)” (SDL) (14),
“inter-Arabic (ara-Arapça)” (3; 29), “inter-Arabic koine (ortak dil) (24),
“the koineized colloquial (müşterek konuşma dili)” ve “the elevated
colloquial (seviyeli konuşma dili)” (4), ve “international koine (ülkeler
arası ortak dil) (15)”7. Bu dil biçimini ifade etmek üzere en sık
kullanılan tabir -“the middle language” (orta dil) karşılığı kullanılanel-lugatu’l-vustâ’dır,
ayrıca ben lugatu’l-musakkafîn (kültürlü kesim
dili) ve el-lugatu’l-musakkafe (kültürlü dil) sözcüklerine de rastladım.
İbrahim’in belirttiğine göre (s.121), [FSA]’in varlığına olan inanç
üç temel gerçek üzerine kuruludur:
a) Ortak prestij özelliklerinin bulunması;
b) Karşılıklı anlaşılabilirliğin (yani, diyalektler arası anlaşılırlığın)
söz konusu olması.
c) Bu dilin yaygınlaşıyor olması8.
Mitchell’e göre (24: s. 13), bu Arapça varyasyonu, “farklı dil
varyasyonları serisinden biri, MSA veya mahallî dillerle eşit tutulan”
bir dil değildir. Aslında bu, yazılı ve sözlü Arapça’nın birbirini
karşılıklı ve sürekli etkilemeleri ile ortaya çıkan ve bundan beslen-

varlığını itiraf etmenin dışında) bugünkü Arap dünyasında, dil konusundaki
durumla ilgili olarak bir kutuplaşmadan söz etmek doğru olmaz”. 6 Arapça sosyo-linguistik yayınların mükemmel bir özeti için, bkz. 7. 7 Ferguson tarafından tanımlandığı (10) ve Fasold tarafından tartışıldığı şekliyle
(s. 35-39) burada L, “Üst lehçe” karşıtı olan “Alt lehçe”nin yerini tutmaktadır.
Blanc ise (s. 85), "koinazed colloquial" (koinazed [koine, genelleşmiş lehçeyi
ifade etmektedir. Ç.n.] konuşma dili) ve “seviyeli konuşma dili” tabirlerini
kullanmak suretiyle iki kayıt arasında bir ayırıma gitmektedir. Ancak ben her
iki ifadenin de FSA ile ilişkili olduğunu düşünüyorum. 8 İbrahim’e göre (s. 121), bu dilin üst-lehçe olarak adlandırılmasına her şeyden
daha fazla sebep olan özellik, ikinci özelliktir (b).
775
meye devam eden bir dildir. Ayrıca, “büyük ölçüde MSA’yı ve mahallî
dili kullanmasına rağmen, bu, yine de Arapça’nın kendine özgü bir
varyasyonudur”(23: s. 56).
Meslekî Eğitim Noktasında Fsa’nın Elverişliliği
Eğitim amaçlı olarak, dışişlerinde çalışan ve yüksek düzey
Arapça deneyimine sahip memurlardan gelen (kabul edelim ki
oldukça az sayıda) geri bildirimin ortaya koyduğu gibi, nerede görev
yaparlarsa yapsınlar bu kişiler, hem resmî hem de gayriresmî uluslararası
arenada çalışan değişik bölgelere mensup Arap memurlarla
iletişim kurmak durumundadırlar. Bu kişiler, aksansız bir lehçenin
esnekliğine, ama aynı zamanda yurt dışındaki işlerini görürken
kullanıp geliştirebilecekleri doğal, konuşma dili özelliği yansıtan bir
dile ihtiyaç duymaktadırlar9. Bir bölgenin konuşma diline özgü ana
lehçe çoğu zaman bu insanların meslekî kullanımlarına uygun
düşmemekte, keza edebi dil de, diyalog, ropörtaj ve brifing ihtiyaç-
larını karşılama noktasında aynı şekilde yetersiz kalmaktadır10.
Bununla birlikte FSA, esnek ve ukalaca görülmeyecek kadar
gayriresmî, buna karşın bayağılıkla suçlanamayacak derecede resmî
bir dil seçeneği sunarak bu kişilerin ihtiyaçlarını gayet güzel karşı-
lamaktadır.
FSI, bu son derece işlevsel Arapça varyantını, iletişim becerilerini
geliştirmek üzere bir öğretim aracı olarak kullanarak büyük bir
başarı elde etmiştir. Üstelik, geçen yıllar, FSA’nın ders kitaplarının
geliştiğine ve yayınlandığına tanık olduğu gibi, örnek bir Pan-Arapça
söz hazinesinin oluşumuna da şahit olmuştur11. O nedenle FSA’nın,
konuşma dilinde yetkinlik kazandırma konusunda özel hedefleri
bulunan ve iletişimsel yaklaşımlara her geçen gün daha da bağlanan
akademik programlar içerisinde bir seçenek oluşturma ihtimali
bulunmaktadır12.

9 Dışişleri çalışanları ve diğer devlet personeli, meslek yaşamları esnasında
farklı birkaç Arap ülkesinde görevlendirilebilirler. 10 Bir toplulukta konuşmacılardan birisi, sırf sohbet amaçlı bir konuşma
esnasında veya alışveriş gibi gayriresmi bir faaliyet esnasında “H”yi kullanırsa,
gülünç duruma düşecektir. (10: p. 6). Burada "H" sembolü dilin “seviyeli”
formuna işaret etmektedir; yani bu bağlamda MSA demektir. 11 Bkz. 1; 12; 27.
12 İletişim becerileri kazandırmak üzere hangi tür Arapça kullanılıyor olursa
olsun, öğrenciler, Arap ülkelerine gittiklerinde; orada -özellikle daha az eğitimli
Araplarla karşı karşıya geldiklerinde- çok farklı telaffuzlarla, kelimelerle
ve konuşma diline ait diğer unsurlarla karşı karşıya kalacakları gerçeği
hakkında uyarılmalıdırlar. Bu dil davranışı yelpazesinin, okuduğunu anlama
ve tanıma becerilerini (orta veya ileri düzey) kapsayan dönemler dışında
öğrencilere kazandırılmasına gerek yoktur; aktif diyalog yürütme ve karşılıklı
konuşma ise etkin biçimde FSA’de uygulanıp kazanılabilir.
776
FSA, bittabi, asla, Arapça okur yazarlığı için elzem olan
MSA’nın yerine geçemez. Ancak, FSA, edebî Arapçaya olan geleneksel
ilginin tamamlayıcı bir unsuru olarak, -özellikle de Arapça
öğrenenleri, konuşma Arapçasının geniş bir coğrafyada kabul gören
biçimiyle karşı karşıya getiren başlangıç ve orta düzeylerdekullanılabilir.
Zira FSA, büyük ölçüde anlaşılır olduğundan, son
derece pragmatik bir iletişim değeri bulunmaktadır.
Gelecekte hangi ortamlarda kullanılacağı belirlenmemiş olan ve
açıkça kestirilemeyen Arapça’yı -ya da herhangi bir yabancı dili-
öğrenenler (dışişlerinde çalışan memurlar ya da üniversite öğrencileri
gibi) “daha geniş çerçevede iletişim sağlayan, yaygınlığı en üst düzeyde
olan ve ileride de işlerine yarayacak bir dil öğrenmeye ihtiyaç
duyarlar” (30: p. 7).
Diglossia ve İletişimsel Dil Öğretimi
Arapça öğretimi sahasında, belirli bir mahallî dil yerine, MSA
öğretmenin avantajları ve dezavantajları etrafında eski ve sonu
gelmeyen bir tartışma sürüp gitmektedir. Her Arapça öğretim programı,
dildeki bu diglossia mirasıyla -kendi kurallarına göre- uyum
içinde olma zorunluluğu hissetmiş, ancak çok az program, özellikle
başlangıç ve orta düzey Arapça’sında, yazılan ve konuşulan dil arasındaki
büyük uçurum üzerine itimat edilir bir köprü kurabilmiştir.
Uzun süredir devam edegelen edebî Arapça ve günlük Arapça arasındaki
bu dikotomi (ikiye bölünme) paradigması ya da derin uçurum,
hem Arapça öğretiminin etkinliğini zayıflatmış hem de öğrenilebilir ve
kullanışlı bir yabancı dil olma açısından Arapça’nın cazibesini
ortadan kaldırmıştır. O nedenle bu alan uzun yıllardan beri sorunlu
bir alan durumun-dadır13.
1959 gibi erken bir tarihte, Georgetown Üniversitesinin 10. Yıl
Yuvarlak Masa Toplantısı Raporu’nda kaydedildiğine göre (26),

13 Kişi burada, “uygunluğu” öğrenmenin hedefiyle ilişkisi açısından değil -ki
çoğunlukla tanımlanmaz- öğrenme sürecindeki motivasyon açısıdan düşünülmelidir.
(30: p. 7). Mahmûd’a göre, “ana dili Arapça olmayıp da kendi başına
ya da üniversitelerde Arapça öğrenmek isteyenler için [FSA], zaman zaman
insana musallat olan ‘hiçkimsenin konuşmadığı bir dili öğrenme’ gibi sinir
bozucu bir duyguyu ortadan kaldıracak bir dil türüdür” (17: p. 7).
Abdulmesih ise şöyle yazmaktadır: “ana dili Arapça olmadığı halde Arap
üniversitelerine devam eden ya da kendi ülkelerinde Arapça ve onunla ilgili
alanlarda tahsil yapan öğrenciler için Ortak-Arapça (Pan-Arabic) [ki FSA
karşılığı olarak kullanmaktadır] dille ilgili olarak sürekli yaşadığımız hayal
kırıklıklarını sona erdirmemize yarayacak bir dildir. Defalarca, şiveleri üzerine
çalışmadıkları Araplarla iletişim kurma konusundaki yetersizliklerini keşfederlerken,
öğrencilerimizin, acı veren hayal kırıklıklarını uğradıklarına şahidiz.
(s. xi).
777
Arapçayla ilgili tebliğlerin sunulmasından sonra, müzakere hangi tür
Arapçanın öğretilmesi gerektiği konusu etrafında odaklanmıştır.
Charles Ferguson “orta dil”i, “Arapça’nın orta düzey dil biçimleri”
olarak tarif etmiştir. Devamla, “Arapça’nın bu biçimleri önemlidir,
ancak, bu orta biçimlerin karakteristikleri noktasında herhangi bir
uzlaşma olmadığı gibi, şu ana kadar bu özellikleri tanımlayan bir kişi
de çıkmış değildir (26: pp. 103-04). Üstelik, bu özelliklerin neler
olduğunu bilmiş olsak bile, bunları nasıl öğreteceğiz? demiştir14.
Böylece, bundan otuz yıl önce Arapça öğretiminde bir “orta dil”
kullanma kavramı söz konusu olmuştur. Ancak Arapçanın bu
varyantı üzerinde akademik olarak çalışılmış ve bir sisteme bağlanmış
değildir. Geçen son on yıl içerisinde FSA sadece araştırmanın
odağı haline gelmekle kalmamış, Arap dünyasında gittikçe artan bir
sıklıkta kullanılır olmuştur. O nedenle, yabancı dil olarak Arapçayı
öğrenen kimselerin bu herkesçe anlaşılan Arapça varyantını kullanmaları,
krize neden olan eski paradigmanın yol açtığı problemlerin
bir kısmını çözebilir.
İbrahim’in kaydettiğine göre, son zamanlardaki linguistik geliş-
meler Arapçanın bu formunun kullanımının hızla yaygınlaştığını
ortaya koymakta, “genç kuşaklar, anne ve babalarına kıyasla
FSA’nın özelliklerini çok daha yaygın kullanmaktadırlar” (s. 121).
Yine İbrahim’in iddiasına göre, FSA “ençok anlaşılan dil varyantıdır”,
hatta “Arapçanın konuşulmadığı (levanten olmayan) ülkelerde bile en
saygın dil olarak kabul edilmektedir”(s. 122).
FSA’nın Ayırt Edici Özellikleri
Bu tanımın üzerine oturduğu temel, FSI’de, konuşma Arapçası
öğretiminde kullanılan araştırmadır. O nedenle bu Arapça varyantının
unsurları gerek Amerika’da, gerekse Amerika dışında FSI’deki
hoca kadrosunu oluşturan ve anadili Arapça olan eğitimli insanların
anlayışlarından ve sezgilerinden yola çıkarak oluşturulmuştur15.
Onların dil öğretimi alanında ortaya koydukları çabalar ve yıllar
süren deneyimleri neticesinde ulaştıkları sonuçlar bu konudaki ana
çerçeveyi oluşturmaktadır, ki ben burada detaylarıyla bunu

14 Daha sonra Ferguson bu dil türünü şu şekilde tanımlamaktadır: “(Bu dil),
muayyen yarı resmî ve lehçeler arası durumlarda başvurulan, çekim belirten
birkaç soneke sahip veya bunları hiç barındırmayan oldukça klasik sözcükler
ihtiva eden, geleneksel nahvin belirli özelliklerini taşıyan ama sarf ve nahiv
bakımından temelde konuşma dilini esas alan, günlük dilden zengin bir
karışım içeren konuşma dili Arapçasıdır” (11: pp. 10-11). Aynı şekilde
Mitchell da ESA’yı “dilin, yazı ve konuşma diline ait göstergelerden dokunan
bir Arapça biçimi” olarak tarif etmektedir. 15 FSI, Tunus’ta, esas olarak ileri düzey Arapça eğitiminden sorumlu bir kurum
olan bir Arapça pilot okula (Arabic Field School) destek vermektedir.
778
anlatmaya çalışacak değilim; ancak genel yapısına bakarak bir
tanımlama denemesi yapacağım16.
Genel Olarak: FSA, ana hatları itibariyle esasen sağlam olarak
tanımlanmakla birlikte, dilin değişken davranışından kaynaklanan
muğlak alanlarla çevrilidir17. Bu belirsizlik, şimdiye kadar linguistik
tahlil ve tanımlamalarda bulunurken ortaya konan müşterek çabaları
engelleyen hususlardan biri olmuştur. Bu muğlak yön, bölge
ve/veya üslup ekseninde değişen ve genellemelere imkan vermeyen
bir dizi dil özelliğinden ötürü handikap teşkil etmiştir, tıpkı fiillerde
ve sözcüklerde meydana gelen ses değişimleri gibi; -örneğin “şimdi”
ve “ne” sözcükleri için kullanılan ifade biçimlerinde- olduğu gibi18.
Aynı satırlarda, Mitchell bunu, “muazzam bir bölgesel çeşitlilik
içerisinde genel itibariyle anlaşılan”, kurumsal bir norm olmaktan
ziyade, “akıcı” vasfı öne çıkan bir dil olarak oldukça doğru biçimde
tanımlamıştır (23: pp. 43-44).
Ana Özellikleri: Ortak özelliklere sahip, geniş, oldukça sağlam
bir iç bünye FSA’nin özünü oluşturmaktadır ve bunlar sadece
tanımlanmakla kalmayıp öğretilebilir özelliklerdir. Çünkü bunların
yapısı kurallara bağlanabilir. Bu özelliklerin belirlenmesindeki aslî
neden, FSI'nın bunları öğretme ve neticede pedagojik materyaller
geliştirme ihtiyacı duymasında yatmaktadır. Ancak belirsiz alanlar
bir problem teşkil etmekteydi. Gelecekteki durumu tayin edebilmek
için, pedagojik hedefler açısından, belirsizliğin ortadan kaldırılması
ve isteğe bağlı, koşulları dikkate alan kararlar alınması gerekiyordu.
Diğer programlar ya da öğretmenler bu değişen özellikleri, kendi
düşüncelerine, kaynaklarına ya da ihtiyaçlarına göre yeniden
belirleyebileceklerdir.

16 Kayda değer bir nokta şudur ki, ayrı ayrı ulaşılmış olsa bile, FSI’nin Resmî
Konuşma Arapçası’nın analizinden çıkan hususlarla, Ferguson’un ulaştığı
sonuçlar (yukarıdaki 13 no’lu dipnot) Abdulaziz’in şu değerlendirmesiyle
temelde birleşmektedir: “Bu, günlük dilin gramer yapısıyla MSA’nın kelime
hazinesi ve söyleyiş tarzını harmanlayan [aynen bu sözcükle] karma bir
kullanım, bir ‘uzlaşı’ anlamına gelmektedir” (s. 22). Ayrıca bkz. 23: s. 53. 17 ESA’nın aralarında yer aldığı, MSA ve konuşma dili arasındaki devamlılık,
tesadüfen söz konusu olan bazı özel durumlar dikkate alınmayacak
olursa, ekseriya kurallara ya da en azından -bütün diller gibi- eğilimlere bağlı
olarak gerçekleşmektedir (24: s. 19). Mitchell bu hayati özelliklere “dilselgramatikal
düzenlemeler” adını vermektedir (23: s. 46). 18 Gramerciler bu konuda, üslup farklılıkları sebebiyle uzun zamandan beri
başarısız olmaktadırlar, zira ya bu farklılıkları kendilerine göre gramerle ilgisiz
görmekte, ya da sistematik bir tanımlamaya izin vermeyecek kadar karmaşık
bir değişkenlik düzeyi sergilediğini düşünmektedirler (23: s. 42). Ayrıca,
“MSA’nın hangi kip ve durum soneklerinin (ki i’râb olarak adlandırılmaktadır)
ESA’nın bir parçasını teşkil etmediği kesin kurallara bağlanmalıdır”
(24: s. 19).
Resmi Bil ve Konqulan Dil: "'Resmi" ve 'kkonugulan" kavram-
1x1 Arapqa'ya uygulandig~nda bir qeligki soz konusuymug gibi
gelebilir. Ancak her ikisine ait unsl~rlar bu k a dil vargrantinda yer
almaktadlr. Ben "Resmi Konugma Arapqasi" deyimini "Egitimli
Kigilerce Konugiulan Arapga" deyimine tercih ediyorum. Zira
"egitimli" sozcii~u esasen bu dili konugan insanIan gostermektedir.
Halbuki "resmji" sozciigu dilin kendisini esas almaktadir. Bu dilin
ozellikleri gu siralamayla ele alanacaktx: sozcukder, sesletim, sarf,
nahiv.
SozeGkler: FSA'nin soz hazinesi, bu dil vqanbnin esas
ozellikleri haklunda bir ipueu vermekle kalmay~p, aynl zamanda
diger linguistik ~zelliklere dair pkanmlara da imkan tannmaktadirlg.
FSA "gitmek, "gormek gibi en sik kullanllan ya da "degil", "hangi"
gibi iglevselligi olan sozcukler iqin Arap~ada oldukqa yaygln bir ortak
kullaniml olan uygulqalara sahiptir. Sozgelimi (gormek); SG
(getirmek); L!; (gitmek); FG (gelmek); (isimleri, zamirleri, sifatlari ve
orta~larl olumsuzlamak iqin) ; G ('L ve '+'in yani sira, her iki zamani;
m&i ve muziiriyi- olumsuzlarnak iqin); c!; (gelecek zaman igareti); I $! ,
(ism-i mevstil); + (vardlr); 'L (. . .-e sahip); (., .-le birlikte); rjU (. . .
gereklidir); & (:. . miimkudiir, . . . olabilir); iy (yann); 3& kine,
aym zamanda); ?& (kim?); (has . . .-medi; henuz . ..-medi); 74 / YL;"?
(neden?); yi"B 1 Y2j '(nereye, neiede); 3G ((arkasmdan, daha sonra); &'
(boyleee, bu'gekilde); Y& (~yle dezil mi?)20 , ,
Bu sikqa kullan~lan sozciikderin ve ~.k-;: 't&ma kafana'; ;i.
~64: 'fens degil' gibi) bilinen birqok ifadenin' yani sira FSA'nm s6z
hazinesi biiyiik olqude MSA'dan alinmadir. Bununla birlikte, bu az
sayidalu sozciik genig bir miiqterek konugma zemini olugturmakta ve
yagaml hem konuqan hem de dinleyen apsindan qok daha kolay hale
gelirmektedir .
Sesletim Gzellikle~ [GjnsQzler): Esasen, ana dili Arapqa
olanlarin kendi aralarlnda bagvurdugu FSA'nm, sosyal balumdan iist
seviyede, kentli insana ait bir dilin sesletirn ozellikleri oldugu
anlagilmaktad~r, ki bu dilde peltek harfler, ayni noktadan yapilan
telaffuzlarla patlamall veya surtiinmeli harflere doniigmekte (A )) s, t;
i )) z, d; i; )) Z, D); iinsuz damaks~ patJayxc~ ses, durakli g~rtlaksi ses
19 "Belirli lehqeler" ve bu leh~elerin i~indeki ve aras~ndaki degigkenlerin
'sezindirmeli iligkiler'i iCin bkz. Petyt (s. 185-86). 20 Ortak kullanima sahip bir kelimenin mahalli varyantlarl araslnda bir
secim yapmak gerektiginde, FSI'de hemen levanten varyant tercih
edilmigtir. Zira ogretmenlerin qogu Arap dunyasinln bu bolgesine mensup
olduklari gibi ogrencilerin birqogu da bu tarafa yonlendirilmektedir.
Leh~eler arasi uyumla ilgili daha fazla degerlendirme i~in bkz. 5. Misir
eksenli varyantl~rln tercih edildigi FSA'ya ait bir ornek i~inse bkz. 1.
olarak çıkmakta (J-- >> -' ) ve bu duraklı gırtlaksı ses çoğu zamarı
telaffuz edilmeyerek atlanmaktadır21 .
Bununla birlikte FSA'nın oluşturduğu marka oları FSI klasik
telaffuz özelliklerini kullanmaktadır. Mesela, peltek harflerden se (ô),
zel (~) ve za' (.1); küçük dil bölgesinden çıkarı sessiz harf (J-) ve
ünlüler arasındaki gırtlak sessizi (hemze) telaffuzlarını aynen
korumaktadır: se~afe (~li), !!uz r~i:ı. ~iijme (w~), §~il (~), ~arın
(j.). hadaik (JJIJ...::...) gibi. ' '
Bu karar birkaç değişik pedagojik sebepten dolayı alınmıştır.
En başta bu, (biri MSA diğeri FSA için olmak üzere) öğrencilere aynı
anda iki değişik telaffuz sistemi öğretme sorununu ortadan
kaldırmıştır. İkinci olarak, MSA'nm telaffuzu, yazılı sözcüğe çok daha
uygun düşmektedir {FSA'mn öğretim materyalleri, trarıskripsiyonlu
olarak verilen çoğu konuşulan Arapça metinlerinin aksine, Arap
alfabesiyle yayınlanmaktadır). Üçüncü olarak, MSA'nın telaffuz
özellikleri, belirli bir bölgesel iz taşımamaktadır. Ve son olarak, dile
bir miktar seviye kazandırmaktadır. Diğer programlar bu uygulamayı
devam ettirmek isteyebilir veya istemeyebilirler.
Sözcük (Harekeler): FSA'nm oluşturduğu marka
oları FSI'da, sözcüklerin bünyesinde yer aları ünlülerin (harekelerin)
telaffuzu büyük ölçüde MSA'nınkiyle uyum halindedir, sözgelimi;
~h~v!l (J.ıG.,/), nyf~dd!l (~), ~st~'m!l (~1), ~t~rc!m (F-Y:il. r~cyl
(&.j), r!c!!l (J4..J], ~r!!d (..ıl)), ~ıid (.ı;i). yktyb (~ry, !ft~h (~!).
Bir kez daha bu karar, son derece komplike bir sistemde
Arapça öğrenenler açısından tutarlılık sağlarıması için alınmıştır. Fiil
türlerinde, o fiilin yapısı içinde yer aları ünlülerin telaffuzu meselesi
Arap dünyasında karmaşık bir dil fenomenidir ve FSA'nın bu yönü
üzerinde çok az araştırma yapılmış olduğu göz önüne almacak
olursa, en pragmatik pedagojik yaklaşımın MSA'nınkiyle uyum
halinde olan sesletim sisteminin kullarıımı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu örnekler bize, dilin şekliyle ilgili olarak, isteğe bağlı ancak
çok gerekli kararlarm alınması gerektiğini anlatmaktadır. Yazı diline
iyice yerleşmiş olmalarından ve geniş bir anlaşılırlık, uygulanma ve
benimsenme olanağı bulmalarmdan ötürü söz konusu örneklerde
özellikle MSA'ya ait tercih edilmiştir. Mu'tel (i'lale uğrayan)
fiillerle ilgili sorunlu bir alan vardır. Zira bunların kurallara uygun
biçimi ile konuşma diline ait biçimleri arasında muazzam bir fark
bulunmaktadır; ~ ;; ~ ve c};;~ örneklerinde olduğu gibi. Böyle bir
durumda, metin içerisinde her iki seçenek de verilmektedir. Çoğu
FSI öğretmeninin, konuşma diline ait biçimleri kullanınada daha
rahat oldukları görülmektedir.
21 Bkz. 14: s. 116; daha derin bir analiz için bkz. 18.
780
Vur~u: FSA'da vurgunun nerede oldugen t&min edilebilir ve
ekseriya MSA'nm vaktf kenrdlxma qrgun iibl~hmde Baareket ediIir.
Konugma aapqasmm k~irdlx~na gdre, nisbe biildisen veya had-i
cerle kullmnlm BilJerin harf-i eerlh ~sn~nl~~nda vkprgea yapnlmaz. s, -I, , , , cJ 4 14b , J 6rneMerinde o1dugu gibi. ,, , -, /
T&-i merb&ta9nzn telaffusu Terkibi ibxelerde, gayet ilk
siizeGk t5-yi merbcta ,ile sonlmnyorsa bu t&tirc)q te telaffuz edilir:
medine& hm2n (L)& %L) ve asime$ Lt~baak j3Q 6rneMerinde
oldugu gibi.
MorJoloji [Sar$: Ternel olarrak, sbzciik iqi yagn MSA ile uyurn
halindedir. Ancak, belirlli ibareleri -s8zgelimi bj! 'G yerine >j?-ia:
sozciigiiniin kullmilmasi gibi-, u%ama Bsmdhi) yapilan ya @Pa Hrelihe
sonlarinda meydma gelen ses degigimi olan yerleri bunun dlg~nda
tutmak gerehr. Esasen MSA ve FSA arrasnnd* ternel fzkslnhMx
sozcuMerin qelermlerinde ortaya q~krnatadlr.
j$hikak Morfolojhi: fgtilkak morfolojisi temsili fiilin on babmda
da esas itibariyle MSA'ya bagln kdm&tadnr. Bununla birlikte dok~~z,
altl veya d~rdianeii baplarda qok az fiil vxdar. FSI'de, 4. bapta
rnastari olan her fiil iqinj, Jof~ bap fiiH ~eMminiaa Beallm1lrnasl
kararla$t~nlm~gtls: i;l!/;Bununla birlilate '-, hastar1 birihei bapkm o%dugundm birinci form
kabul edilmigtir: c?uil:/c
far& Morfolojki: f'rab morfo%ojisi, Ferguson'un, bu kapqa
varyantmm "temelde konugma dilini esas dm bir sa-fa ve nakave"
sahip oldugu g6zlemine pardel olx&, rnahdli kapqmm haMm
oldugu alani olugturm&tadmr. (I I: s, 11). Bu morfofoloji gunlax
i~errnektedir :
1) irabl gosteren qelum biqiminin bir Benaa bar&lrnasi, yani
her tiirlii soz pxqasinda, s6zcfik sonlxanda yer dm hsa iinliilerin
(harekelerin) okunmamasl ya da irabm kddlnlmasa.
2) Bir siizcfiii;iin sonuna eldenen zannirlerin son hxflerine
hareke verilmemesi: -ek, -&, -uk BrneMerindeH gibi;
3) Tesniyelerde ve cemi m~zekker sdirnlerde irah blldiren son
lusnmlarin verevli bir biqirne (imse) ya da ydnn olrnad~Mx~nn
giisteren bir geMe indirgenmesi: -eyn veya -Qn, ve -tn 6rneHerhdeE
gibi;
4) Fiil ve zamirlerdeB ayrn diqil qogul kategoailerin kddnnlak,
cinsiyet belirtmeyen 6zel bir qogul forma kaveagturulmasl;
5) 1kinei ve iigiineii gakalslar iqin kkullmalm fiil ve zarniderdeki
tesniyelerin kaldar~la-ak, bu kategorinin ~ogula dAil edilmesi.
6) MuzGri fiilin, ihnci tehl di$il gah-arslar iqin ve yine rnuzari
fiilin ikinei ve iiqiincii ~ahlslar igin o%m formlx~nda, qeHcim son
eklerinde yer alzn nunlann kaldinlmasl: d2G, , ,&
orneklerinde oldugu gibi.
7) Geqmig zamanda muzaaf fiilerin ~eknmjn?e, fiilin kokiine & I 06, 8 ,
ve , eklemenin genellegtirilmesi: -/-, I&/& omeklerindeki
gibi.
8) ism-i mevsfillerin tek bir form olarak $1 geMine sokulrnas~;
9) Belirsiz (nehe) mankus isirnlerdeki tenvinlerin uzun bir
unlliye doniigtiiriilmesi: K13 ve & Gmeklefinde oldugu gibi.
10) 3 cer harfini fiile bitigen bir tala bi~iminde kyllaflarak
d?lay)i ysneyle iqipe gepmig filler kategorisi olugturmak: &-A<, -74
A, 4-9 orneklerinde oldugu gibi.
Nahiv mil DiziZe~): FSA nahvinin en bariz yijnlerinden biri,
tali ciimlelerde ciimle baglaqlanna bagvurmadan (hdbuki bunlar ,r/ ,r'd : MSA'da zaruridir) fiillerin arka arkaya kullanilmas~d~r: 44+ cgJ1 +-
(Onu gdrmek istiyorum); g+ $i ,3 J12 &(Bu+gekilde, ne alacaguia
kendin karar verebi1irsin);'Pi & 4Jf & (Ne yapabileceginli
bir goreyim)
Miglikler: Giize qarpan bir diger ozellik de bu sirall fiillerin,
gunluk Arapga konugma dilinde yaygin bigimde yer alan ihtimal ve
gereklilik bildiren iki iglek sozeiikle & ve rju sozcukleriyle birlikte
kullan~mld~r. Keza bu iki sijzeiik de 'dolamba~h ibarelere ve ciimle
baglaclarina ba$vurmadan k~llanalmaktadir: $ ss> & (Benimle
gelebilir misin?): & rjU (MOdiirle konugmani lam).
Uyum: Bu alan dikkate deger bir farkllllk arz etmektedir,
ozellikle de ikil ve gogul sozcuklerin uyum iligkilerinde22. FSI'nin
hedefleri aqis~ndan gu kurallar uygulanmigtir: Ahlsiz varbklarin
uyumunda prensip olarak -MSA'nmhyle ortiigecek bi~imde- digil
tekil form kullanilmlgtir (bilinqli bir tereih). 1nsanlar i~in kullanllan
digil qogul sozciiklerde, ya digil qogul ya da eril qogul tercih
edilmigtir. 1kil isimlerin uyumunda ise, ya ikil veya gogul ya da
yerine gore her ihsi de birlikte kullanllabilmektedir (belirsizligini
koruyan bir konu). ~zellikle bu alan, materyal ve incelemeye
gereksinim duymakladlr.
Sonuq
Yukmdalu tanimlama, onu hem MSA'dan hem de mahalli
konugma dillerinden aylran FSA'nln one qikan bazl hususiyetlerinin
sadece bir ozetini icermektedir. Hiq kugkusuz Ferguson'un koine
kuramini bilenler (10) FSA'nm karakteristiklerinin bir gogunun
22 Egitimli Araplann Konugrna Dili ~erqevesinde bu konunun detayh bir analizi
iqin bkz. s.28.
782
%
783
koine’nin özellikleri olduğunu fark edeceklerdir. Ve gerçekten de FSA
(veya ESA) bazıları tarafından Arapça’nın “koineleştirilmiş” versiyonu
olarak değerlendirilmiştir. Kesin olan bir şey varsa o da şu ki, bu
“koineleştirme” ameliyesi, dili daha geniş ölçüde anlaşılır kılmakta ve
Arap dili varyantlarının fonksiyonellik hiyerarşisinde ona hususi bir
mevki kazandırmaktadır.
Yabancı dil olarak Arapça’yı öğrenenler açısından konuşma
diline ait iletişim becerilerinin hızlandırılması maksadıyla FSA
kullanımı, Arap dilini edinirken karşılaşılan sorunlar için her derde
deva bir çözüm değildir. En başta bu dil, anadili Arapça olmayan
kişilere, edebî dili, çeşitli yerel Arap lehçeler dünyasından ayıran o
derin vadiyi geçme imkanı sağlayan bir köprü mesabesindedir. Tam
bir “İşlevsel Anadili Yetkinliği” standardını yakalamak için, yabancı
dil olarak Arapça öğrenen kimsenin, eğitimli Arapların kullandığı,
Arapça’nın en az üç varyantında ustalaşması gerekir: MSA, FSA, ve
bir mahallî dil.
FSA ile ilgili çok daha fazla araştırma ve materyale gereksinim
vardır. Bu sadece FSA’nın parametrelerini belirlemek ve linguistik
kurallarının yapısını daha iyi tanımlayabilmek için değil, aynı
zamanda anadili Arapça olmayan kimselerin kabiliyet ve becerilerini
geliştirmek maksadıyla, bu dilin herkese açık ve pratik bir Arapça
biçimi olarak etkinliğinin ortaya konulması için de gereklidir.
Kaynakça
Abdelmassih, Ernest T., A Sample Lexicon of Pan-Arabic, Ann Arbor:
Univ. of Michigan Center for Near Eastern & North African
Studies, 1975.
Abdulaziz, Mohamed H., "Factors in the Development of Modern
Arabic Usage", International Journal of the Sociology of
Language 62 (1986): 11-24.
Bishai, Wilson B. "Modern Inter-Arabic." Journal of the American
Oriental Society, 86 (1966): 319-23.
Blanc, Haim, "Style Variations in Spoken Arabic: A Sample of
Interdialectal Educated Conversation." Contributions to Arabic
Linguistics, Ed. Charles Ferguson. Cambridge: Harvard Univ.
Press, 1960: 81-158.
Cadora, Frederic J., Interdialectal Lexical Compatibility in Arabic,
Leiden: Brill, 1979.
Contributions to Arabic Linguistics, Ed. Charles Ferguson. Cambridge:
Harvard Univ. Press, 1960.
784
Daher, Nazih, "Arabic Sociolinguistics: State of the Art." el-Arabiyye,
0 (1987): 125-60.
el-Hassan, S. A. "Educated Spoken Arabic in Egypt and the Levant: A
Critical Review of Diglossia and Related Concepts." Archivum
Linguisticum, 8 (1978): 112-32.
Fasold, Ralph, The Sociolinguistics of Society, London: Blackwell,
1984.
Ferguson, Charles, "The Arabic koine", Language, 35 (1959): 616-30.
"Diglossia" Language Structure and Language Use, Ed. Anwar Dil.
Palo Alto: Stanford Univ. Press, 1971: 1-26.
Haddad, Thuraya & Ayed Haddad, Standard Spoken Arabic,
Washington: School of Advanced International Studies, 1984.
Harrell, Richard S., "A Linguistic Analysis of Egyptian Radio Arabic",
Contributions to Arabic Linguistics, Ed. Charles Ferguson.
Cambridge: Harvard Univ. Press, 1960: 3-80.
Ibrahim, Muhammad, "Standard and Prestige Language: A Problem
in Arabic Sociolinguistics", Anthropological Linguistics, 28
(1986): 115-26.
Jernudd, Bjorn & M. H. Ibrahim, "Introduction", International
Journal of the Sociology of Language, 61 (1986): 4-6. 16.
Mahmoud, Youssef. "The Emergence of Middle Arabic." Paper
presented at N-WAVE Conference, Washington, November
1978.
“The Glottal Stop in Middle Arabic: A Study in Language Variation"
basılmamış. (1978).
"Towards a Functional Arabic", el-Arabiyye, 15 (1982): 82-89.
"Arabic after Diglossia", The Fergusonian Impact, Ed. Joshua A.
Fishman, Berlin: Mouton/ deGruyter, 1986: 239-51.
Mansoor, Menahem, "Arabic: What and When to Teach", Report of the
Tenth Annual Round Table Meeting on Languages and
Linguistics, Ed. Richard S. Harrell. Washington: Georgetown
Univ. Press, 1960: 83-96.
Meiseles, Gustav, "Educated Spoken Arabic and the Arabic Language
Continuum", Archivum Linguisticum, 11 (1980): 118-43.
Mitchell, Terence F., "Dimensions of Style in a Grammar of Educated
Spoken Arabic", Archivum Linguisticum, 11 (1980): 89-106.
“Sociolinguistic and Stylistic Dimensions of the Educated Spoken
Arabic of Egypt and the Levant", Language Standards and
Their Codification, Ed. Douglas J. Woods. Exeter: Exeter Univ.
Press, 1985: 42-57.
785
“What is Educated Spoken Arabic?", International Journal of the
Sociology of Language, 61 (1986):7-32.
Petyt, K. M., The Study of Dialect: An Introduction to Dialectology,
Boulder, CO: Westview, 1980.
Report of the Tenth Annual Round Table Meeting on Languages and
Linguistics, Ed. Richard S. Harrell, Washington: Georgetown
Univ. Press, 1960.
Ryding, Karin C., Formal Spoken Arabic: Basic Course, Washington:
Georgetown Univ. Press, 1990.
Sallam, A. M., "Concordial Relations within the Noun Phrase in
Educated Spoken Arabic", Archivum Linguisticum, 10 (1979):
20-56.
Sawaie, Muhammad, Discourse Reference and Pronominalization in
Arabic, Ann Arbor: University Microfilms, 1980.
Widdowson, H. G., "Language, Context and Culture in the
Classroom", ERIC/CLL News Bulletin, 12 (1988): 6-7.

Konular