ARAPÇA EĞĠTĠMĠ ÜZERĠNE BĠR ARAġTIRMA

ARAPÇA EĞĠTĠMĠ ÜZERĠNE BĠR ARAġTIRMA
Yasin KAHYAOĞLU*
―Arapça eğitimi veya Arabî ilimler zordur‖ ifadesi birçok öğrenci, öğretmen ve
veli tarafından zaman-zaman terennüm edilen adeta ortak bir söylemdir.1
— Öğrenciler Arapçanın zorluğundan Ģikâyetçi
— Öğretmenler Ģikâyetçi
— Öğrenci velileri Ģikâyetçi
— Plan ve program yapımcıları Ģikâyetçi
Bu Ģikâyeti dile getiren her gurubun kendine göre bazı gerekçeleri vardır.
Biz burada öncelikle öğrencilerin Ģikâyeti üzerinde durmak istiyoruz.
Gerek Ġmam-Hatip okullarında, gerekse ilahiyat fakültelerinde birçok öğrenci,
kendilerine verilen Arapça derslerin zor olduğunu, dolayısı ile bu dersleri hazım
edemediklerini, hazım etseler bile, bunu sadece sınavlarda baĢarılı olmak için
yaptıklarını söylerler.
Çünkü okudukları Ģeyler kafalarına girmiyor. Arapça'nın birçok kuralı var, bu
kuralları ezberlemek kafalarını karıĢtırıyor.
Durum böyle olunca da; çalıĢmalarında istedikleri baĢarıyı elde edemiyorlar.
BaĢta Sarf ve Nahiv, yani; gramer olmak üzere; doğru okuma, doğru telaffuz etme,
konuĢma, yazma ve anlama gibi konularda istedikleri seviyeye gelemiyorlar.
Bu olumsuz hava ve psikolojik baskı öğrencileri Arapça dersinden uzaklaĢmaya
ve onu bir kenara bırakmaya sebebiyet vermektedir.
Öğrencilerin karĢı karĢıya kaldıkları bu manzara; baĢta bizzat kendilerini, daha
sonra sırasıyla: ders veren hocalarını, Arapça‘yı kaçınılmaz gören yetkili kurumları ve
ailelerini tedirgin etmektedir.

* Yrd. Doç. Dr., Harran Ü. Ġlahiyat Fakültesi Arap Dili Belagati Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
ykahyaoglu@hotmail.com
1
.Abdülvaris Mebruk Said, Ellisanü'l-Arabi: el-Huviyye, el-Ezme, el-Mahrec. Mektebetü'l-Vefa, Mısır ts.
S: 131-135 Arası.
126 Harran Ü. Ġlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 19, Ocak-Haziran 2008
Öğrenci merkezli bu Ģikâyetleri ele alıp, buna sebep olan temel noktaları tespit
ederek önlemleri almak ve öğrencilerin baĢarı düzeylerini sağlamaya yönelik cevaplar
üzerinde durmak elbette bizim görevimizdir.
Bu konudaki bazı tespitler Ģöyledir:
1- Her Ģeyden önce Arapça‘nın zorluğundan Ģikâyetçi olan öğrenciler,
öğrencilerin tamamı değil, sadece onların bir bölümüdür. Diğer bölümü ise Arapça
dersinden Ģikâyetçi olmadıkları gibi; aksine bu dersi büyük bir zevk ve istekle takip
ettiklerini, aynı zamanda iyi bir baĢarı elde ettiklerini görmekteyiz.
Bu da gösteriyor ki; öğrencilerin Arapça öğrenimindeki Ģikâyetleri, bizzat
Arapça‘nın kendisinden değil, belki baĢka sebeplerden kaynaklanmaktadır.
2- Herhangi bir okul veya fakültede öğrenci olmadıkları halde; sırf Arapça
öğrenimine karĢı duydukları sevgi ve ilgiden dolayı, bazı kimselerin büyük bir gayret ve
çaba ile, Arapça dersi almak için hoca aradıklarını ve onların derslerine katılmaya
koĢtuklarını duymakta ve görmekteyiz.
Bu dersleri almak için uzak mesafelerden, günün erken saatlerinde gidip hazır
oluyorlar. Ġlahiyat Fakültesi öğrencilerimizin belki de anlamakta zorluk çekecekleri;
Katru‘n-neda, ġerhu ibn Akil, el-Muğni gibi ‗kitapları‘ ders olarak okuyorlar.
Bütün bunları büyük bir azim ve iĢtiyakla yapmakta; karĢılığında ise; sınıf geçme,
diploma alma, göreve atanma gibi bir menfaat beklememektedirler.
3- Yine görüyoruz ki; Arapça‘ya ilgi duyan bazı kimseler, bir Arap ülkesine
giderek; orada elif-ba- ta- sa -cim gibi, sıfırdan baĢlayarak; konuĢmayı, yazmayı,
okumayı ve gramer kurallarını, ana dillerinden farklı dahi olsa; büyük bir gayret ve
sabırla öğrenmeye çalıĢıyorlar.
- ġimdi Ģu soruyu soralım: Bu insanlar bu Ģekilde Arapça‘yı öğrenmeye çalıĢırken
acaba onlar için de bir takım sıkıntı ve zorluklar söz konusu değil midir?
- KarĢılaĢtıkları sıkıntı ve zorluklar bu insanları öğrenmekten yıldırmıyorsa,
acaba fakülte öğrencilerimiz, diğer bir ifade ile yüksek öğrenim seviyesinde eğitim
almıĢ bu öğrencilerimiz niçin Arapça‘dan basit gerekçelerle Ģikayetçi olup bundan
feragat ediyorlar.?
Diğer yandan; ilahiyat fakültelerinde uygulanan Arapça ders müfredatı ve
okutulan ders kitapları son derece çağdaĢ ve modern; öğrencilerin yaĢ ve kültür
düzeylerine tamamen uygun durumdadır. Günün Ģartlarına göre; öğretim elemanları,
ders araç ve gereçleri öğrencilerin öğrenim ihtiyaçlarını karĢılayacak düzeydedir.
-Öğrencilerimizin yabancı dil öğreniminde Ģu noktayı göz önünde
bulundurmaları gerekir: Hasta bir insan nasıl ki; hastalığını tedavi etmek için doktor
arayıĢı içine giriyorsa, bir öğrencinin de aynı hassasiyeti öğrenme ve bilgilenme
konusunda sergilemesi gerekir. Unutmayalım ki; beden hastalığının tedavisi doktor ve
Harran Ü. Ġlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 19, Ocak-Haziran 2008 127
ilaçla sağlandığı gibi, akıl ve ruh hastalığının tedavisi ise ancak okuma ve öğrenme ile
sağlanır.
Yine; aç bir insan karnını doyurmak için nasıl büyük bir çaba ve gayretle bu
ihtiyacını Ģöyle veya böyle temin ediyorsa; aynı Ģekilde; özellikle ilahiyat öğrenimi
gören öğrencilerimizin, Arapça‘yı öğrenme konusunda aynı çaba ve gayreti
göstermeleri gerekir.
ġurası kesin bir hakikattır ki; çalıĢan insan mutlaka emeğinin karĢılığını bulur ve
hiç bir zaman sarf ettiği çaba karĢılıksız kalmaz. Bu konuda Allah (c.c) Ģöyle der:
―Ġnsan için kendi çalıĢmasından baĢka bir Ģey yoktur ve çalıĢması da ileride
görülecektir.‖1
Bir Arap atasözünde de Ģöyle denmiĢtir:
―Her çalıĢan nasibini alır.‖
Konu ile ilgili olarak Ġslam tarihi pek çok örnekle doludur. Ġslam‘a giren birçok
millet, dilleri Arapça olmadıkları halde; Kuran‘a olan sevgileri, Peygamber (s.a.v.)e olan
bağlılıkları, onların bu dili öğrenmelerine yetmiĢtir. Dahası; onlar sadece bu dili
öğrenmekle yetinmemiĢler, birçoğu bu dilin âlimi olmuĢ ve günümüze kadar Ģöhretleri
devam etmiĢtir.
Mesela; hepimizin bildiği ve duyduğu, Fars asıllı Sibeveyh; Arap olmadığı
halde, Arap gramerinin üstadı ve âlimi olarak tarihe geçmiĢtir.
Sibeveyh, ġiraz‘a bağlı bir köyde dünyaya gelmiĢ, daha sonra Basra‘ya giderek
orada ilim tahsil etmiĢtir. Arap dilinde yazdığı ―el-Kitab‖ adlı eseri, dil sahasında zirve
kabul edilmiĢtir.2
Sibeveyh ve benzeri pek çok dil âlimi; Arapça‘nın zorluğundan Ģikâyetçi olan,
gerek Arap öğrencilere, gerekse Arap olmayan bizim gibi yabancı öğrencilere bu
konuda güzel bir örnektir.
Ancak burada Ģu noktanın altını çizmeden geçemeyeceğim: Bizim, ilahiyat
fakültelerinde Sibeveyh gibi hoca veya talebe yetiĢtirmek gibi bir iddiamız yoktur.
Bizim dile getirmek istediğimiz Ģey sadece; en azından Sibeveyh ve benzeri Ġslam
âlimlerinin yazdıklarını okuyup anlayacak, gerektiğinde bu ve benzeri kaynaktan
yararlanarak ilmi çalıĢma yapacak düzeyde bir Arapça‘ya sahip olmaktır.
Arap dilini bütün incelikleriyle ve mükemmel olarak öğrenen bu örnek
Ģahsiyetler, bizim dil öğrenme konusunda sahip olduğumuz, pek çok imkâna sahip
değillerdi. Bu insanlar ne düzenli bir okul ve üniversite eğitimi aldılar, ne de sahip
olduğumuz bilgisayar ve Ġnternet ortamından yararlandılar..

1
Necm: 39
2
Ali en-Necdi, Tarihu‘n-Nahiv s. 22
128 Harran Ü. Ġlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 19, Ocak-Haziran 2008
Yukarıda belirttiğim gibi; sadece Ġslam‘a olan sevgileri, Kuran‘a olan bağlılıkları
ve sahip oldukları azim ve gayret onları bu noktaya taĢımıĢtır.
Ülkemizde; Arap Dili konusunda karĢılaĢılan bazı problemleri ortadan kaldırmak
amacıyla; Ġlahiyat fakülteleri, Dil Tarh Fakülteleri ve Doğu Dilleri Bölümlerinde çalıĢan
uzman kimseler pek çok konferans, toplantı, anket ve bilimsel çalıĢmalar yaparak gözle
görülen duraklamanın önüne geçmeye çalıĢmıĢlardır. Ankara‘da; üç ayda bir
yayınlanan: ġarkiyat AraĢtırmaları Dergisi‖ (NÜSHA) adıyla Arap Dilinin konularını
Akademik seviyede ele alan bir derginin çıkması da önemli bir boĢluğu doldurduğu
kanaatindeyim.
Ancak bu çalıĢmaların yeterli düzeyde olduğunu söylemek mümkün değildir.
Burada; Talim ve Terbiye Kurulu BaĢkanı; Sn. Prof. Dr. Ziya Selçuk‘un yabancı
dil öğrenimi konusunda yaptığı bir tespiti zikretmekte yara görüyorüm.
―Türkiye‘de verilen dil eğitimi‖ konulu bir konferansta konuĢan Sn. Ziya
Selçuk; ―Türkiye‘de verilen yabancı dil eğitim metodunda bir sorun olduğunu
belirterek Ģöyle dedi: ―yıllarca yabancı dil eğitimi verdiğimiz öğrencilerimiz dertlerini
anlatamıyorlar. Türkiye‘de gramer temelli bir yabancı dil eğitim sistemi olduğunu
belirterek, orta öğrenimden mezun olan bir öğrencinin bin saat yabancı dil eğitimi
aldığı halde konuĢma problemi çektiğini söyledi. Yabancı dil eğitiminde uygulanan
metodolojide (yöntembilim) bir sorun olduğunu ifade eden Selçuk, yıllarca yabancı dil
eğitimi verilen çocukların dertlerini anlatamadıklarına dikkat çekerek: ―yabancı dil
öğretiyormuĢuz gibi yapıyoruz‖ diyen Selçuk; yabancı dil eğitiminde uygulanan gramer
tipi yaklaĢımın iyi sonuçlar vermediğini anlattı. (Yeni Asya gazetesi)
Bu itibarla; Yabancı dil eğitiminde Türkiye‘nin sınıfta kaldığını yetkili bir ağızdan
duymuĢ olmamız hepimiz için ders çıkarılması gereken önemli bir tespittir.
Arapça öğreniminin geliĢtirilmesi ve yaygınlaĢtırılması amacıyla, Arap ülkelerinde
önemli bazı faaliyet ve çalıĢmalar yapılmaktadır.
Örneğin; yakın tarihte (1979); Kuveyt Üniversitesi Arap Dili Bölümü tarafından
―Arap Dilinin Problemleri‖ adlı bir konferans tertiplenmiĢ, Kuveyt‘in içinden ve
dıĢından alanla ilgili çok sayıda dil uzmanı bu konferansa davet edilmiĢtir.
Bu konferansta Arap dilinin problemleri enine boyuna ele alınmıĢ, sonuçta; a)
Öğrenci ile ilgili problemler, b) hoca ile ilgili problemler, c) ders ve metotla ilgili
problemler, d) sorumlularla ilgili problemler gibi çeĢitli baĢlıklar altında pek çok tavsiye
kararları alınmıĢ, aynı zamanda alınan bu kararların uygulamaya geçirilmesi ilgililerden
istenmiĢtir.
Bizim için de örnek oluĢturması açısından, adı geçen konferansta uygulanması
istenen kararların bazı maddeleri Ģöyledir:
1- Kültürlü tabakanın; yani, aydınların kendi aralarında (mahalli Arapçayı değil)
fasih Arapçayı konuĢmaları, özellikle sınıf ve ders salonlarında buna riayet etmeleri.
Harran Ü. Ġlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 19, Ocak-Haziran 2008 129
2-Arap dili bölümünde okuyan öğrencilerin (seviye tespit sınavı tarzında) ince
bir sınavdan geçirilerek bu bölümden sadece dili iyi bilenlerin mezun olması.
3-Medyanın (özellikle görsel ve iĢitsel) fasih Arapça‘yı kullanmaya özen
göstermesi.
4-Yayınevi ve matbaa sorumlularının, özellikle gençlerin yöneldiği yayınlarını
(gramer kuralları doğrultusunda) harekeli olarak piyasaya sürmeleri.
5-Arap dilinin problemlerini konu alan bir derginin çıkarılması. Bu bağlamda;
“Kral Faysal İslami Araştırmalar Merkezi” tarafından Riyat'ta:“Mecelletu‟d-dirasatu‟l-lugaviyye”
adlı bilimsel ve akademik bir dergi düzenli olarak çıkmaktadır.
6-Bir veya birçok Arap ülkesinde, fasih Arapça konuĢmayı sağlayacak özel dil
merkezlerinin açılması.
7-Arap dili araĢtırmaları için Akademik bir merkezin kurulması bu toplantıda
tavsiye edilmiĢtir.
Tabi ki; bu tavsiyeler birinci derecede Arap ülkelerindeki bazı problemleri
dile getirmiĢtir. Ancak; konu itibariyle Arap dilinin geliĢtirilmesini sağlamak ve
önündeki bazı problemleri gidermek amacına yönelik olduğu için bizi de elbette
ilgilendirmektedir.
- Türkiye'de Arap dili konusunda; özellikle Ġlahiyat Fakültelerinde ve Arap dilini
ihtisas alanı kabul eden Dil Tarih Fakülteleri ve Doğu Dilleri Bölümlerinde de çeĢitli
çalıĢmalar yapılmaktadır. Örneğin bu çalıĢmalardan birisi; 1992 yılında Bursa‘da, diğeri;
2003 yılında Sakarya‘da, baĢta Ġlahiyat fakülteleri Arap Dili ve Belagatı Ana Bilim Dalı
Öğretim elemanları olmak üzere bir komisyon tarafından gerçekleĢtirilen bir çalıĢma
toplantısında; Arapça öğretimi enine boyuna tartıĢılmıĢ ve aĢağıda özet olarak belirtilen
tavsiye kararları alınmıĢtır. Bu tavsiyelerin birer nüshası rapor halinde Türkiye‘deki
bütün Ġlahiyat fakültelerine gönderilmiĢtir.
Bu raporun önemli bazı maddeleri özet olarak Ģöyledir:1
A- Öğretim Elemanları
Öğretim elemanlarının; Türk dili ve gramerini iyi bilmeleri, pedagojik
formasyonu almıĢ olmaları ve Arapça bilgilerinin ihtiyacı karĢılaması.
Öğretmenlik bir sanattır. Öğretmen dersi sevdirir ve programı uygular. Hedef,
Arapça ile ilgili hususları öğrenciye vermektir.
Bu konuda öğretim elemanının Arapça bilgisi yeterli olmalıdır.

1
Ahmet Bulut, Ġlahiyat Fakültelerinde Arapça Öğretimi, Bursa 1992
Bu makale; Türkiye Ġlahiyat Fakültelerindeki Arapça öğretimi ile ilgili, 1992 Bursa'da yapılan çalıĢma
toplantısının bir değerlendirmesidir.
130 Harran Ü. Ġlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 19, Ocak-Haziran 2008
B- Dersler
Ġlahiyat Fakültelerinde, Arapça için; Gramer, metin tahlilleri, tercüme, (Arapça –
Türkçe = Türkçe – Arapça), Pratik ( yazma, okuma, konuĢma) gibi unsurlar esas
alınmalıdır.
Burada belirtilmesi gereken en önemli husus, öğretim elemanı yatkın olduğu
derse girmelidir.
Arapça öğretimine uygun, öğrencilerin yaĢ ve seviyeleri dikkate alınarak ihtiyaca
göre ders kitabı hazırlamak veya bir seri takip etmek bir görevdir.
Dersler mümkün olduğu kadar ve doğrudan Arapça iĢlenmeye gayret
edilmelidir.
Ders harici öğrenciyi yetiĢtirici olması açısından; ödev vermek, roman, hikâye,
gazete, dergi okumalarını temin etmek, görme ve iĢitmeye dayalı programları izletmek.
C- Ders Araç ve Gereçleri
Yabancılara Arapça öğretme konusunda elimizde iki seri vardır.
Birisi el-Arabiyye li‘n-naĢiin (6 Öğrenci + 6 öğretmen =12 kitap), diğeri ise elArabiyye
lil hayat (Nahiv, metin ve mükâleme 3 x 3 = 9 kitap).
Hazırlık sınıfları uygulamada olduğu dönemlerde Ġlahiyat fakültelerinde bu seri
üzün yıllar takip edilmiĢ, ancak hazırlık sınıflarının uygulamadan kalkması ile ders
kredilerinde meydana gelen azalma nedeniyle bu kaynağın yerine; ilgili anabilim dalları
tarafından ―el-Kıraetul Arabiyyetul Muyessera 1.2.3 kitap ile; el-Kevaidu‘l Arabiyyetul
Muyessera 1.2.3 (Gramer ve metin) adlı kitap serisi takip edilmesi uygun görülmüĢtür.
Her iki seri de yabancı öğrencilerin Arapça‘yı öğrenmelerine yönelik hazırlandığı
için yararlı ve uygun serilerdir.
ġu nokta unutulmamalıdır ki; her serinin kendine has bazı eksik yanları vardır.
Bu eksikler zaman içinde ve ihtiyaç oranında tamamlanmalıdır.1
Arapça‘nın gerçekten önemli bir dil olduğunu göz önüne alındığımızda; bu
alanda birçok çalıĢmanın yapılması gerektiğini kabul etmemiz gerekir.
AĢağıda ana baĢlıklar halinde verdiğimiz noktalar; Arap dilinin nedenli öneme
sahip olduğunu ortaya koymaktadır.
Ayrıca Arap dili:
1- Dini açıdan: K.Kerim, hadis ve ibadet dilidir.
2- Kültürel açıdan: Bütün müslümanların ortak dilidir.
3- Coğrafi açıdan: Ortadoğu, Asya ve Afrika gibi geniĢ bir alana yayılmıĢtır.

1
Ġlahiyat fakültelerinde Arapça Öğretimi, a.g.m.
Harran Ü. Ġlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 19, Ocak-Haziran 2008 131
4- Ekonomik açıdan: Dünyanın en zengin bölgesinin konuĢtuğu bir dildir.
Böyle olunca da, bizim Arapçaya önem vermemiz ve onu geliĢtirmemiz
kaçınılmaz bir gerçektir.
Arapça öğreniminde bazı temel kuralları dikkatlerinize arz etmek istiyorum.
DĠL ÖĞRENĠMĠNDE TEMEL KURALLAR
- Arapça dil öğreniminde; iĢin odağında bir tarafta öğrenci, diğer tarafta ise hoca
yer almaktadır. Bununla beraber;
―Arapça‘yı iyi öğrenmek için ne gerekir?‖ sorusu bu iki Ģıktan birsi kadar
önemlidir.
- Bu çalıĢmanın amacı; henüz iĢin baĢında olan öğrencilerimizin dile getirdikleri:
―Arapça‘yı nasıl çalıĢmalı ve nasıl öğrenmeli‖ konusu ile; bu iĢi üstlenen biz hocaların:
―Arapça‘yı nasıl daha iyi öğretebiliriz‖? Sorularına yanıt aramaktır.
- Ders hocaları, Arapça öğretimi konusunda yeteri tecrübe ve deneyime sahip
oldukları halde; tam aksine öğrencilerin çoğu, bulundukları noktada ne dile aĢina, ne de
dilin nasıl çalıĢılacağı hususunda tecrübeleri bulunmaktadır.
- Burada Ģu noktayı belirtmem gerekir: Bazı öğrenciler kendi özel Ģartlarında
veya önceki tecrübelerinden yararlanarak Arapça‘yı öğrenmiĢ olabilirler.
Ancak Arapça öğreniminde genel olarak zayıf olan öğrencilerimizin sayısı
çoğunluktadır.
- Bu öğrenciler, Arapça‘yı nasıl öğreneceklerini bilmediklerinden (belki de bu
konuda kendilerine yardım eli uzanmadığı için) dil öğrenme konusunda baĢarısız
duruma düĢmekteler.
- Öğrenciler Ģu soruyu sormakta haklıdırlar: Kendilerine hiç kimsenin Arapça‘yı
öğretmeye yanaĢmadığı, öğrenmeleri için yapılması gerekenler kendilerine
söylenmediği halde, nasıl baĢarısızlıkla suçlanabilirler?
- Öğrenci, sadece hocanın sınıfta anlattığı derslerle yetinemeyeceği, aynı Ģekilde
vaktini nasıl harcaması gerektiği, durumunu nasıl düzelteceği ve bu iĢi nasıl yapacağı
konusunda hoca ile tam bir diyalog içinde olması gerekir.
- Öğrencilerin ihtiyaçları hususunda duyarlı olan tecrübeli bir hoca, onlara dili
öğretme konusunda yapmaları gereken Ģeyleri hatırlatmakla yetinmeyecek, aynı
zamanda bu iĢi nasıl yapacaklarını da öğretecektir.
- Ġki tarafı yakından ilgilendiren bu karĢılıklı diyalog, öğrencinin olduğu kadar,
hocanın da görevidir.
- Hoca ve öğrenci müĢterekliği çerçevesinde, aĢağıda açıklanan bazı temel
kurallar, genel olarak dil öğrenimi, özel olarak ta Arapça öğrenimi konusunda bizleri
aydınlatacağını umuyorum.
132 Harran Ü. Ġlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 19, Ocak-Haziran 2008
Söz konusu kurallar Ģunlardır:
1- Arapça öğrenmeye baĢlayan bir öğrenci öncelikle Ģu sorulara cevap vermeyi
gözden geçirmelidir: 1
a) Niçin Arapça‘yı öğrenmek istiyorum?
b) Arapça‘yı nasıl kullanmak istiyorum?
c) Gerçekte neyi öğrenmek istiyorum ve bunu nasıl öğrenmeliyim?
d) Zamanımı Arapça‘ya harcamak mı, yoksa baĢka bir Ģeyde geçirmek mi
daha iyi?
Öğrenci çoğu zaman dil öğrenme amacını gerçekleĢtirmek için, neyi öğrenmek
istediğine ve neyi öğrenmeye ihtiyacı olduğuna dair açık bir fikre sahip değildir.
Öğrenci öncelikle Arapça‘yı öğrenme sebebini gözden geçirmeli ve sonra kendi
kendine Ģöyle sormalıdır: Gerçekten Arapça‘yı niçin öğreniyorum ve bu dili nasıl
kullanmak istiyorum?
- Eğer bu sorulara tatmin edici cevap veriyorsa, daha sonra Ģu soruyu kendine
sormalıdır:
Dil çalıĢmamda neye ağırlık vermem gerekir ve hedefime varmak için ne
yapmalıyım? Okuyarak mı, yoksa ezberleyerek mi çalıĢmalıyım? Ve gerçekten fakültede
ve fakülte dıĢında neler yapmalıyım?
- ġayet öğrenci bu sorulara bilinçli cevaplar veriyor ve gerçekten de Arapça‘yı
öğrenmeye aday ise, o zaman talebenin bir takım zaruri fedakarlıklara hazırlıklı olması
gerekir.
2- Öğrenci kendi kendine Ģunu sormalıdır: Ben Arapça hakkında bilgi sahibi
olmak mı istiyorum, yoksa dili kullanmayı mı amaçlıyorum?
Çünkü bir dili öğrenmek; o dil hakkında sadece bilgi elde etmek demek değildir.
ġayet yabancı dili kullanamıyorsan; onu öğrenmiĢ olduğunu söyleyemezsin. Zira
yabancı bir dili öğrenmek demek, onu gerçek hayatta kullanmak demektir. Aksi
takdirde o dili bildiğini söylemek doğru olmaz.
Yabancı dil öğrenenlere hep Ģu nokta hatırlatılır: Eğer sınıfın dıĢında bütün
zamanını ana dilini konuĢmakla geçiriyorsan, yabancı dili asla öğrenemezsin.
3- Hiçbir öğretmen sana Arapça‘yı öğretemez. Bil ki; dili kendin öğrenmek
zorundasın.
ÇeĢitli araĢtırmalar göstermiĢtir ki; öğrencideki arzu ve isteğin baĢarısı için
hocanın kullandığı özel metot, materyaller; sınıfta harcanan zaman kadar önemli bir
faktördür.

1
Richard Showstack, Yabancı Dil Öğrenen EriĢkinler Ġçin On Kural. Çeviri: Adil Özdemir. Atatürk Ü.
Ġlahiyat Fak. Dergisi. Sayı: 9 Erzurum 1990, S: 349–356 arası.
Harran Ü. Ġlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 19, Ocak-Haziran 2008 133
Eğer Arapça‘yı öğrenmek öğrenci için gerçekten önemli ise; onu sınıf haricinde
kullanabileceği imkânlar bulmalıdır.
Mesela: Arapça'da yazılmıĢ kitaplar, dergiler, hikâye ve gazeteler okuyabilir. Bu
konuda radyo, televizyon veya internetten yararlanabilir.
Bir dili öğretmek; öğretmenin kafasındaki bilgileri öğrencilerin kafalarına
aktarmak değildir.
Hoca öğrencinin çalıĢmasını yönlendirir, ona bu konuda yardımcı olur.
Fakat öğrenciler kendi kendilerine yapmaları gereken hususları hocadan
yapmasını istemek suretiyle, hocanın olduğu kadar kendi zamanlarını da israf
etmemelidirler.
4- Öğrenci kendi ana dili ile sonradan öğreneceği yabancı dil arasındaki farkı
gözetleyerek, karĢılaĢacağı her soru veya alıĢtırmanın bir tek cevabının olduğunu
düĢünmemelidir.
Dolayısı ile karĢılaĢılacak her küçük mesele için hocanın hazır bir cevap bulması
umulmamalıdır.
5- Öğrenci Arapça‘yı bir yıl içerisinde öğrenmeyi beklememelidir. Gerçeği
söylemek gerekirse öğrenci dil çalıĢmasına son vermeyi hiç aklına getirmemelidir.
Sıkı bir Ģekilde üç yıl yabancı dile çalıĢan bir öğrenci, ana dilini konuĢan birisi ile
fikri bir konuda sohbet edebilir. Fakat ne var ki kiĢi; sonradan öğrendiği yabancı dili
ana dili kadar asla iyi bilemeyecektir.
6- Öğrenci; yabancı dilde yaptığı ―küçük‖ hataları görmezlikten gelmemesi
gerekir. Ancak bununla birlikte birçok hata yapmaktan da korkmamalıdır.
Sonuç olarak Ģunu söyleyebiliriz: Öğrenci dil çalıĢmasını mükemmel olarak
bitiremeyeceğine göre, dili çabuk öğrenme yerine iyi bir Ģekilde öğrenmeye göre
kendini ayarlamalıdır.

Konular